"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

49. İsa Gelerek İnananlarla Üç Gün Kalıyor

Bakire, baş kahinin fermanının çıktığı gün, bu satırları yazan, Yakup ve Yuhannayla birlikte Kudüse döndü. Burada, Allahtan korkan bakire, baş kahinin fermanının haksız olduğunu bilmesine rağmen, yanında kalanlara oğlunu unutmalarını emretti. O zaman, herkes ne kadar da müteessir oldu! İnsanların kalbini gözleyen Allah biliyor ki, muallimimiz İsa olduğuna inandığımız Yehudanın ölümünün üzüntüsüyle, onu yeniden dirilmiş görmenin arzusu arasında, İsanın annesiyle birlikte bitip tükeniyorduk. Bu yüzden, Meryemin koruyucuları olan melekler, İsanın meleklerin eşliğinde kaldığı üçüncü göğe çıkıp, her şeyi İsaya anlattılar. Bunun üzerine İsa, kendisine annesini ve şakirtlerini görme gücü vermesi için Allaha dua etti. O zaman rahim olan Allah, dört gözde meleği Cebrail, Mikail, Rafail ve Uriele İsayı annesinin evine götürüp, yalnızca akidesine inananlarca görülmesine izin vererek, üç gün sürekli olarak kendisini gözetmelerini emretti. İsa nurla çevrilmiş olarak, bakire Meryemin, iki kız kardeşi ve Marta ve Meryem Magdalen, Lazarus, bu satırları yazan, Yuhanna, Yakup ve Petrusla birlikte kalmakta olduğu odaya geldi. Bunun üzerine, herkes korkudan ölü gibi düştü. Ve İsa annesini ve diğerlerini yerden kaldırıp dedi, “Korkmayın, çünkü ben İsayım ve ağlamayın, çünkü ben diriyim, ölmüş değilim.” Herkes uzun bir süre İsanın karşısında kendinden geçmiş gibi kaldı; çünkü İsanın öldüğüne artık inanmış bulunuyorlardı. Sonra, Bakire ağlayarak dedi, “Söyle bana oğlum, sana ölüleri diriltme gücü veren Allah neden yakınlarının ve dostlarının utancına rağmen ve akidenin düştüğü utanca rağmen senin ölmene, izin verdi? Çünkü seni seven herkes adeta ölmüş durumda.” İsa annesini kucaklayıp cevap verdi, “İnan bana anne, çünkü sana gerçekten diyorum ki, ben hiç ölmedim; Allah beni dünyanın sonuna kadar saklamış bulunuyor.” Ve bunu deyip, dört meleğe görünmelerini ve meselenin nasıl geçtiği konusunda şahitlik etmelerini rica etti. Bunun üzerine, melekler dört parlak güneş gibi göründüler, öyle ki, herkes korkudan yine ölü gibi yere düştü. O zaman İsa meleklere, görünebilsinler ve konuştukları annesiyle ashabı tarafından duyulabilsin diye, giymeleri için dört keten bezi verdi. Ve her bir kimseyi yerden kaldırıp, rahatlatarak dedi, “Bunlar Allahın elçileridir; Allahın gizliliklerini bildiren Cebrail, Allahın düşmanlarına karşı savaşan Mikail, ölenlerin ruhlarını alan Rafail (Azrail) ve herkesi Son Günde Allahın mahkemesine çağıracak olan Uriel (İsrafil).” O zaman dört melek, Allahın İsayı nasıl çağırdığını ve bir başkasını sattığı cezayı çekmesi için Yehudayı nasıl değiştirdiğini Bakireye naklettiler. Sonra, bu satırları yazan dedi, “Ey muallim, sen bizimle birlikte kalırken benim için meşru olduğu gibi, şimdi de sana soru sormak benim için meşru mudur?” İsa cevap verdi, “Ne istersen sor Barnabas, sana cevap vereceğim.” O zaman bu satırları yazan dedi, “Ey muallim, Allah rahim olduğu halde, neden senin öldüğüne inandırarak bize eziyet etti? Ve annen senin için o kadar ağladı ki, nerdeyse ölecekti. Ve Allahın bir mukaddesi olan sen, Allah neden üzerine, Kalveri dağında hırsızlar arasında öldürüldüğün iftirasının atılmasına izin verdi?” İsa cevap verdi, “İnan bana Barnabas, her günahı ne kadar küçük de olsa, Allaha karşı günahla suç işlendiğinden, Allah büyük ceza ile cezalandırır. Bu nedenle, annem ve benimle birlikte olan imanlı şakirtlerin beni birazcık da dünya sevgisiyle sevdiklerinden, adaletli olan Allah, Cehennem alevleriyle cezalanmaması için bu sevgiyi şu andaki üzüntüyle cezalandırdı. Her ne kadar ben dünyada suçsuz idiysem de, insanlar bana “Allah ve Allahın oğlu” dediklerinden, Hüküm Gününde şeytanların alayına uğramayayım diye herkesi benim çarmıhta öldüğüme inandırdı. Böylece bu dünyada Yahudanın ölümüyle insanların alayına uğramamı diledi. Ve bu alay, geldiği zaman bu aldanmayı Allahın kanununa inananlara açıklayacak olan Allahın elçisi Muhammedin gelişine kadar sürecektir.” Bu şekilde konuştuktan sonra İsa dedi, “Sen adilsin ey Allahımız Rab, çünkü sonsuz şan ve şeref ancak Sana aittir.” Ve İsa bu satırları yazana dönüp dedi, “Bak Barnabas, benim dünyada kalışım süresince tüm olup bitenlerle ilgili olarak benim İncilimi elbette yazmalısın. Ve aynı şekilde Yehudanın başına gelenleri de yaz ki, müminler aldanmasın ve herkes gerçeğe inansın.” O zaman, yazan cevap verdi, “İnşallah her dileği yaparım ey muallim, ama Yehudanın başına gelenler nasıl oldu bilmiyorum, çünkü hepsini görmedim. ” İsa cevap verdi, “İşte her şeyi gören Yuhanna ve Petrus, olup bitenlerin hepsini sana söylerler.” Ve sonra İsa kendisini görmeleri için bize, imanlı şakirtlerini çağırmamızı emretti. O zaman Yakup ve Yuhanna, Nikodemus ve Yusufla birlikte yedi havari ve yetmiş ikiden başka daha pek çoklarını topladılar ve hepsi İsa ile birlikte yemek yediler. Üçüncü gün İsa dedi; “Annemle birlikte Zeytinlik Dağına gidin, çünkü oradan yeniden göğe çıkacağım, beni kimin götürdüğünü görürsünüz.” Korkularından Şama kaçmış bulunan yetmiş iki şakirdin yirmi beşi dışında herkes oraya gitti. Ve hepsi ibadet halindeyken, İsa öğleyin Allaha senada bulunan çok sayıda melekle geldi ve yüzünün nuru herkesi korkudan sararttı ve yüz üstü yere düştüler. Ama İsa kendilerini kaldırıp, rahatlatarak dedi, “Korkmayın, ben mualliminizim. Şimdi siz beni ve Allahı yalancılar yerine mi koyuyorsunuz? Çünkü Allah bana, size söylediğim gibi hemen hemen dünyanın sonuna kadar yaşamayı bahsetmiştir. Bakın size diyorum ki, ben değil hain Yehuda öldü. Dikkat edin, çünkü şeytan sizi aldatmak için her çabayı gösterecektir, ama siz tüm İsrailde ve dünyanın her yanında duyduğunuz ve gördükleriniz için benim şahitlerim olun.” Ve İsa böyle konuşup, müminlerin kurtuluşu ve günahkarların hidayeti için Allaha dua etti. Ve duası sona erdi, annesini kucaklayıp dedi, “Selam sana anneciğim, seni ve beni yaratan Allaha dayan.” Ve böyle söyleyip, şakirtlerine dönerek dedi, “Allahın lütfu ve rahmeti sizinle olsun.” Sonra, orada bulunanların gözleri Önünde dört melek onu göğe çıkardılar. İsa ayrıldıktan sonra, şakirtler İsrailin ve dünyanın değişik bölgelerine dağıldılar ve Şeytanın nefret ettiği Hak, her zaman olduğu gibi, Batılın işkencelerine uğradı. Çünkü şakirtmiş gibi görünen birtakım şerli insanlar İsanın öldüğünü ve tekrar dirilmediğini yazdılar. Diğer bazıları, onun gerçekten öldüğünü, ama tekrar dirildiğini yazdılar. Bir diğerleri ise İsanın Allahın oğlu olduğunu yazdılar ve yazıyorlar; aralarında aldatılmış olan Pavlus da vardır. Ama biz, yazabildiğimiz kadarını Allahtan korkanlara anlatıyoruz ki, Allahın son Hüküm Gününde kurtulabilsinler.