2026. Malik der ki: Sermaye sahibinin çalışandan ayrı olarak kendisi için kardan hususi bir şey şart koşması caiz değildir. Aynı şekilde çalışanın da kendisi için arkadaşından ayrı olarak hususi bir kar şart koşması caiz olmaz. Yine kar ortaklığı ile beraber alış veriş, kira, çalışma, selem ve ortaklardan birinin arkadaşından ayrı olarak kendisi için şart koşacağı fayda sağlayan herhangi bir şey bulunamaz. Yani bir akid, bunların hepsini kapsamına alamaz. Ayrı ayrı akid yapılması gerekir. Ancak ikisi için de uygun olduğu takdirde, belirli ölçüler dahilinde şartsız olarak yardımlaşabilirler. Ortaklardan biri, arkadaşından fazla olarak altın, gümüş, buğday ve başka herhangi bir şey almayı şart koşamaz. Kar ortaklığına bunlardan bir şey girerse o kiralama olur. Kiralama ise, ancak sabit ve belli bir ücretle yapılır. Malı alan kimse, malı almakla beraber, (ondan) mükafat vermeyi şart koşamaz. Ortak ticaret malından kimseye yardım edemez, kendisi için de bir şey alamaz. Mal çoğalınca, sermaye ayrıldıktan sonra karı anlaşmalarına göre taksim ederler. Eğer mal kazanç sağlamamış veya zarar etmiş ise, çalışan kimseye kendisine harcadığından ve zarardan dolayı hiç bir şey lazım gelmez. Bütün bunlar mal sahibinin verdiği sermayeye aittir. Kar ortaklığı, mal sahibi ile çalışanın (karın taksimi hususunda) razı olacakları bir şekilde caizdir. Aralarındaki kar da yan yarıya, üçte bir, dörtte bir, bundan daha az veya daha çok olabilir.