27. Said b. el-Museyyeb Rivayet eder: Resulallah, Hayber fethinden dönüşünde gece yola devam etti. Gecenin yarısından çoğu geçince biraz uyuyup dinlenmek için konakladı. Bilale:
«Uyuma, bizi sabah namazına kaldır» buyurdu ve uyudu. Ashab da uyudu. Bilal bir süre bekledikten sonra —sabaha karşı— devesine dayandı, gözleri uykuya daldı. Güneş doğup yüzlerine vuruncaya kadar ne Resulallah, ne Bilal, ne de Ashab uyandı.
Resulü Ekrem birden heyecanla uyanınca, Bilal:
« Ya Resulallah; Seni uyutan (Allah) beni de uyuttu.» dedi. Bunun üzerine Resulallah hareket emri verdi. Savaşçılar develerini kaldırıp yola düştüler. Biraz gittikten sonra Resulallah Bilale emretti. Bilal kaamet etti. Resulü Ekrem cemaate sabah namazını kıldırdı. Burada Resulallahın uyandıktan sonra derhal namaz kılmayıp biraz gittikten sonra namaz kılmasının iki sebebi olabilir: a- Bilal ın, ezan ve ikameti ile bir kısım kişiler uyanmamış olabilirler, hepsinin uyanmasını sağlamak maksadiyle yola düşmüşlerdir. b- O vadide uyuyup kalmalarına şeytan sebep olmuştur. Şeytan olan bir vadiyi terk edip şeytan olmayan bir yere gitmek gayesiyle derhal namaz kılmamışlar, bir süre gittikten sonra kılmışlardır. Ancak biz, şeytanın bulunduğu yeri bilemeyeceğimiz için, hatırladığımız yerde namazımızı kılmalıyız. (Baci, Münteka, c.1, s.30) Namazdan sonra da: «Namazı unutup kılamayan onu hatırlayınca kılsın. Çünkü Allah kitabında “Beni hatırlayınca namazı kıl” Taha süresindeki 14. ayeti kerimenin bir meali de şöyledir: «Beni hatırlaman için namaz kıl.» buyurur» dedi.