"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Şeyyitan vakası

Ebu Ubeyde anlatıyor: “Bu vaka, Bekir bin Vailoğullarının lehine neticelenmiştir. Necid topraklarında İslamiyet ortaya çıkınca, Bekir bin Vailoğulları Sevad Bölgesine gittiler. Kureyş Kabilesinden olan ve Şeybanoğullarının müftefıki bulunan Mukayis bin Amr bin Aizeoğulları ise Şeyyitanda kaldılar. Bekroğulları Sevad bölgesine gelip yerleşince, Kisra Şiruyenin hükümdarlığı döneminde yaygın olan veba ve taun hastalıkları onların arasında da yayılmağa başladı; bunun üzerine Bekir bin Vailoğulları bulundukları Sevad Bölgesinden ayrıldılar ve Lala denilen yere gelip yerleştiler. Lala çok verimsiz ve fakir bir yerdi. Şeyyitan ise verimli bir arazi idi ve bolluk vardı. Temimoğulları da Şeyyitana gelip yerleşmişlerdi. Bu arada Bekir bin Vailoğullarına Şeyyitanın bolluk ve bereket haberi ulaşmıştı; bunun üzerine Bekroğulları bir araya gelip toplandılar ve kendi aralarında bir karara varıp: Temimoğullarına baskın yapalım, zira Abdülmutallibin torunu Muhammedin dininde: Birisini öldüren, öldürdüğü kimse karşılığında kısas olarak sadece kendisi öldürülür. En iyisi biz bu baskını yapalım, sonra bu saldırı ve baskın Üzerine sulh yaparız. dediler. Bundan sonra Bekroğulları, Bişr bin Mesud bin Kays bin Halidin başkanlığı altında mallarını, çoluk ve çocuklarını yanlarına alarak Laladan ayrıldılar ve dört gecede Şeyyitana geldiler. Halbuki Lala ile Şeyyiffin arasındaki mesafe normalde sekiz günde alınabiliyordu. Hülasa Bekroğulları, Temimoğullarına ulaştırılmak istenen bütün haberlerden önce davranıp ansızın sabahın erken saatinde farkına varmadan onların üzerine çıkageldiler ve çetin bir şekilde savaştılar. Temimoğulları, önceleri her ne kadar sabır ve sebat gösterdilerse de, sonra hezimete uğrayıp mağlup oldular. Daha sonra Nebi, Bekir bin Vailoğullarına, ellerinde bulunan ganimet mallarını geri vermeleri için bir mektup yazdı.”
“Reşid bin Rumayd el-Anberi Şeyyitan savaşıyla iftihar ederek şu mealdeki mısraları söylemiştir:
Şeyyitan ile La la arası kadınlarımız için dört konaklık bir mesafedir. Biz, henüz insanların benzerini görmedikleri bir toplulukla geldik … ki bu ansızın gelen kalabalık topluluğun dalgalar halinde yürümesinden ortasına alacalıklar düşmekte ve üzerlerindeki bulutun içinden ölüm parlamaktadır. Biz, sabahın erken saatinde Said, Amr ve Malikoğullarını bastlrdık, bu onlar için çok kötü bir gün olmuştu. Onlar korkmuş bir deve yavrusunun koşması gibi koşarak Dabbeoğulları ndan asalet ve şeref sahibi birisine gaddarlık ettiler. Yerbuoğulları ise yurdumuzun ortasına yerleştiler, fakat onlar burada yerleşmiş olarak kalamayacaklardır.”