Ebu Ubeyde anlatıyor: “Önceleri Minkaroğullarından olup sonra Temim Kabilesine intisap eden Kays bin Asim el-Minkari, Mukaıs Topluluğunu yanına alıp savaşa çıktı. Mukaıs Topluluğu ise, Temim Kabilesine bağlı boylar olup Haris bin Amr bin Kaab bin Saadin oğullarından Sarim, Rabi ve Ubeydin bir araya gelmelerinden teşekkül etmişti. Bu arada Kays ile beraber Selame bin Zarib el-Hımmam de Eharis Topluluğunu yanına alıp o da savaşa çıkmıştı. Eharis topluluğu ise, yine Temim Kabilesinin boyları olup, Kaab bin Saadin oğullarından Hımman, Rabia, Malik ve el-Aracın bir araya gelmelerinden meydana gelmişti. Nihayet Kays bin AsIm ile Selame bin Zarib Bekir bin Vailoğullarına karşı savaş açtılar ve karşılarında Lehazim Topluluğunu, buldular. Lehazim Topluluğunu, Salebe bin Ukabe (doğrusu Ukaşe) bin Sab bin Ali bin Bekir bin Vailin iki oğlu Kays ile Teymül-Latın oğulları meydana getiriyordu ve Zühl bin Salebe, İcl bin Lüceym, Aneze bin Esed bin Rabiaoğulları da onlarla birlikte bulunuyorlardı. Lehazim topluluğu ve beraberindekiler ise Nibac ve Seytelde ikamet ediyorlardı. Bu iki yerin arasında yaklaşık yarım günlük bir mesafe vardı. Nihayet Kays bin Asım Nibac üzerine hücum etti, Selame ise saldırı ve hücuma geçmek için harekete geçip Seytel üzerine yürüdü. Nibaca gelince süvarilerine sularım içirdi, sonra artan suları döktürdü ve yanında bulunanlara: Haydi savaşın! Önünüzde ölüm, arkanızda geniş bir çöl var. dedi, sonra Kays sabahın erken saatlerinde Bekir Kabilesinden Nicabda bulunanların üzerine hücuma geçti ve onlarla şiddetli bir şekilde savaştı. Neticede Bekir Kabilesinden olanlar hezimete uğratıldı ve bol miktarda, sayılmayacak kadar ganimet ele geçirildi. Bundan sonra Kays yağma ve ganimet işini bitirir bitirmez hemen acele olarak Seytele hareket etti ve orada bulunan Selame ile beraberindekilere yetişti. Selame ise henüz Seytelde bulunanlara savaş açmamıştı; bunun üzerine Kays hemen Seyteldekilerin üzerine saldırdı, fakat onlar Kayse karşı koyup onunla savaşa girdiler, neticede hezimete uğradılar. Kays ise Nibacdaki kadar ganimet ele geçirdi, sonra Selamenin yanına gelip: Benim baskın yapacağım kimselerin üzerine hücum ettiniz. dedi; bunun üzerine Kays ve Selame münakaşaya tutuştular; aralarında bir fitnenin çıkmasına ramak kalmıştı ki, ganimetlerin Selameye teslim edilmesi üzerinde anlaşmaya vardılar.”
“Nibac ve Seytel vakaları hakkında Rabia bin Tarif şu mealde mısraları söylemiştir:
Ey Kays bin Asım! Allah seni başımızdan eksik etmesin. Sen bizim ulumuz, şerefimiz ve sığınağımızsın. Bekir bin Vail oğullarının varlıklarını ellerinden alıp onları hiç bir şeysiz bırakan ve Seytel ile Nibacı onların başına dar eden sensin.”
“Kurre bin Zeyd bin Asım da şu mealdeki mısraları söylemiştir:
Ben mermeri parçalayan adamın oğluyum ki bu adam Lehazim kabilelerinin Seytelde hazırlanıp toplandıklarını görmüştü. Sabahın erken saatinde Kays bin Asım onları bastırdı ve onlar karşılarında ancak süngüleri buldular. Kays ise bu süngülerle onlara zehirler sundu ve o bir işe başladı mı mutlaka sonunu getirirdi. Kays, beraberindeki adamlarla birlikte yüzlerinden sular damlayan ve gemlerini çiğneyen asık suratlı atlarla geldiler. Kör duman gibi tozlar koparan bu atlı askerleri, düşmanları ancak ansızın görebildiler … “