"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Nübat (nütee) vakası

Ebu Ubeyde anlatıyor: “Amiroğulları Rakam ve Sahük savaşlarının intikamını almak için Gatafan Kabilesinin üzerine yürüdüler, fakat tesadüfen Absoğullarıyla karşılaştılar. Bu sırada Absoğullarının yanında Gatafan Kabilesinden hiç kimse yoktu. Aslında Absoğulları Gatafan Kabilesiyle beraber Rakam ve SahUk savaşlarına katılmamışlardı. Bir rivayette, ilerde de zikredeceğimiz üzere, bu savaşlara Eşca ve Fezare kabilelerinden bir topluluk ile Gatafanoğulları katılmıştı. Nihayet Amiroğulları baskını yaparak Absoğulları ile Zübyan ve Eşca topluluklarının develerini alıp götürdüler, fakat yurtlarına dönerken yollarını şaşırıp Nübat Vadisine girdiler ve bu vadinin derinliklerine kadar indiler. Hatta vadinin sonuna yaklaşmalarına rağmen kendilerine bir yol ve çıkış yeri bulamadılar. Bu vadiyi meydana getiren iki dağın birbirlerine iyice yaklaştıkları bir yere geldiklerinde dağın tepesinde Absoğullarından ağaç silkeleyen bir kadın gördüler ve ona vadinin çıkış yerini sordular. Kadın onlara: Bu vadinin çıkış yeri süvarilerin yanından geçmektedir. diye cevap verdi. Dağın tepesinde bulunan bu kadın süvarilerin geldiklerini görmüş, fakat Amiroğulları vadinin derinliklerinde olmaları hasebiyle gelen bu süvarileri görememişlerdi. Bunun üzerine sağı solu gözetlemesi için kendilerinden birisini dağın tepesine gönderdiler. Nihayet dağın tepesine çıkan bu adam vadide bulunanlara: Süngülerinin demirleri atlarının kulakları hizasında bulunan ve atların sırtlarında çocuklara benzeyen insanlar görüyorum. dedi, onlar: Bunlar Fezare Kabilesinin insanlarıdır. diye karşılık verdiler. Bu defa adam: Üzerlerinde kırmızı elbiseler varmış gibi görünen, kıvırcık saçlı, beyaz tenli insanlar görüyorum. dedi, onlar: Bunlar, Eşca Kabilesinin insanlarıdır. diye cevap verdiler. Yine bu adam: Uyluklarının hizasına kadar atlarına savaş aletleri yüklemiş görünen, süngülerinin kovuklarından tutarak atlarını çeken, kartal kuşları gibi insanlar görüyorum. dedi. Bu defa: Bunlar da Absoğullarının insanlarıdır; fakat ne yazık ki, erken ölüm bizi yakaladı. dediler ve vadide yakalandılar. Amir bin Tufeyl herkesten önce Verd (Gül) adındaki atına binip onlardan uzaklaştı. Ne var ki, Verd adındaki atının yorulması üzerine, Fezareoğulları atı aygır olarak kullanıp dölünden faydalanmasınlar diye atını boğazladı. Bundan sonra taraflar arasında savaş başladı ve bir hayli devam etti. Neticede Amiroğulları hezimete uğradı ve kendilerinden pek çok kişi öldürüldü. Bu arada Amiroğullarının ileri gelen kişilerinden Bed bin Amir bin Malik de öldürüldü. Babası Amir bin Malik öldürülen oğlu Bed ile künyelendiğinden kendisi Ebu Bed künyesiyle anılırdı. Ayrıca Mürre bin Enes bin Halid bin Caferoğullarından Nehşel, Enes ve Hezar da öldürüldüler. Amir bin Tufeylin kardeşi Abdullah bin Tufeyl ise, Rabi bin Ziyad el-Absi tarafından öldürüldü. Daha bunlardan başka pek çok kimse öldürüldü. Neticede hezimet, Amiroğullarının aleyhine neticelendi.”