Ebu Ubeyde anlatıyor: “Temim Kabilesinden Amr bin Amr bin Udes, Absoğullarına karşı savaş açmış ve çoluk çocuklarıyla develerini alıp götürmüştü, fakat geri dönerken Akran yokuşunun alt kısmına gelince burada inip konakladı ve esir aldığı cariyelerden birisini odalık olarak yanına aldıktan sonra onunla yattı. Çok geçmeden Absoğulları burada, onu yakaladı. Taraflar savaşa tutuştular ve şiddetli bir şekilde savaştılar. Savaş sırasında Absoğullarından Enesül-Pevaris bin Ziyad, Amrı ve Hanzala adındaki oğlunu öldürdü; sonra Absoğulları, Amr tarafından ganimet olarak alınıp götürülen mallarını, esir edilen kadın ve çocuklarını kurtarıp geri aldılar.
Şair Cerir, Darimoğullarını bu hadise ile ayıplayarak şu mealdeki mısraları söylemiştir:
“Burkatü Akran günü Amrın başına gelenleri ve yeni boyattığı bir sırada öldürülen oğlu Hanzala yı, nasıl unutursunuz?”
Amr ala tenli birisiydi; kendisi ve beraberindekiler Absoğullarının develerini, kadın ve çocuklarını alıp geri döndüklerinde yollarını şaşırıp başka bir yola sapmışlardı. Bu yüzden de yanlış gittikleri yoldan bir dağın tepesine çıkıp buradan aşağıya yuvarlanmışlar ve bir takım meşakkat ve sıkıntılara maruz kalmışlardı.
Bu konuda şair Antere şu mealdeki mısraları söylemiştir:
“Dağın tepesinde susuz bir halde bulunan seriyyeler, sanki suyun başına üşüşen kuş sürüleri gibiydiler. Onların dağın tepesinden yuvarlanmaları yüzünden korkuya kapılmaları, içimi rahatlattı veya rahatlatmaya çok yaklaştI. Ölmekten korkuyor idim; fakat bu sırada Amrın mertebe ve dereceleri henüz kıymetli bir varlıklarını yitirmiş olan ağlayıcılarının arasına getirilip konulmamıştı. ”
Semaa bin Amr bin Amrın annesi Absoğullarındandı. Bir gün dayısı Semaayı ziyaret etmiş ve öldürülen oğluna karşılık olarak yeğenini öldürmüştü; bunun üzerine Miskin ed-Darimi şu mealdeki mısraları söyledi:
“Kabilemizden Semaayı dayısı babasına (doğrusu her halde oğluna olacak ) karşılık öldürdü. Halbuki hiçbir zaman Semaa dayısının karşılığında nesebini değişip satmamıştı. ”