"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Zatu nekif vakası

Bekr bin Abd Menat bin Kinane oğulları, Kusayyin Mekkeyi Kureyş Kabilesi arasında hane hane taksim edip parsellemesinden ve kendileriyle birlikte Huzaa Kabilesinden bir kısım kimseleri Mekkeden çıkarıp sürmesinden beri, Kureyşe karşı buğz ediyor ve kin besliyorlardı. Nihayet Abdülmutalibin döneminde Haremi Kureyşin elinden almağa, icabında Haremi ele geçirinceye kadar onlarla savaşmağa karar verdiler. Bu arada Bekroğulları, Hun bin Huzeymeoğullarına ait develere el koymuşlar ve onları sürüp götürmüşlerdi. İşte bundan sonra Bekroğulları toplayabilecekleri bütün adam ve kabilelerini bir araya topladılar. Diğer taraftan Kureyşliler de kendi kabile ve adamlarını toplayıp hazırlandılar. Ayrıca Abdülmuttalib Kureyş Kabilesiyle Ahabiş arasında bir ittifak anlaşması yaptı. Ahabiş Topluluğu ise, Haris bin Abd Menat ve Hun bin Huzeyme bin Müdrikeoğulları ile Huzaa Kabilesinden Mustalakoğullarının bir araya gelmesinden meydana gelmişti. Nihayet başlarında Abdülmuttalib olduğu halde Kureyş Kabilesi ve müttefikleri, Bekroğulları ve müttefıkleriyle karşılaştılar ve Zatu Nekif denilen yerde savaşa tutuştular. Neticede Bekroğulları hezimete uğrayıp büyük zayiat verdiler ve bir daha Kureyş ile savaşmağa kendilerinde cesaret bulamadılar.
İbn Şule el-Fihri bu hususta şu mealdeki beyitleri söylemiştir:
“Zatu Nekif günü Bekroğulları nın taşkınlıklarına aynı şekilde mukabelede bulunan bir topluluğu gören kimsenin gözleri ne kadar mutludur. Onlar evlerimizin ve kadınlarımızın yanına gelip kondular, fakat bizim için çok kötü konuk oldular. ”
Bu vaka günü Kare Kabilesinden Abd bin Seffah el-Kari, Bela bin Kaysin kardeşi Katade bin Kaysi öldürdü. Belanın adı Müsahık idi. Yine bu vaka günü: “Kareye atan insaflı davranmıştır.” denildi. Kare Hun bin Huzeymenin çocuklarındandır. Hun bin Huzeyme de Adal bin Dişin soyundandır.
Onlardan birisi şu mealdeki beyti söylemiştir:
“Biz Kare kabilesine: Üzerimize gelmeyin, yoksa erkek deve kuşu gibi süratle koşup kaçarız. diye çağrıda bulunup yalvardık. ”
Denildiğine göre, bu beyit sebebiyle onlara Kare ismi verilmiştir. Önceleri Kare kabilesi Rumatül-hadak (nişancı okçular) ismiyle anılıyordu.