"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

İkinci uvare vakası

Amr bin Münzir el-Lahmi, Esad adındaki bir oğlunu Zürare bin Udes etTemiminin himaye ve terbiyesine bırakmıştı. Esad serpilip büyüdüğü zaman yanından geçmekte olan besili bir deve ile karşılaştı ve onunla oynaşırken memesine vurdu. Devenin sahibi olan Süveyd, Abdullah bin Darim et-Temiminin oğullarından birisiydi ve Esad adındaki çocuğun üzerine saldırıp onu öldürdü, sonra kaçıp Mekkeye gitti ve Kureyş ile anlaşma yaptı. Bundan önce Amr bin Münzir yanında Zürare olduğu halde bir savaşa çıkmış, fakat savaş imkanı doğmamıştı. Tay Dağlarının karşısına geldikleri bir sırada Zürare, Amr bin Münzire: “Hangi hükümdar vardır ki, savaşa çıksın da eline bir şey geçirmeden geri dönsün! Şu anda Tay Kabilesinin yakınında bulunuyorsun, onların üzerine yürü.” dedi. Bunun üzerine Amr bin Münzir Tay Kabilesinin üzerine yürüdü ve bir kısım kişileri öldürüp, bir kısmını esir aldı. Bu arada ganimet de ele geçirdi. Fakat bu hadise sebebiyle Zürareye karşı Tay Kabilesinde bir kin duygusu meydana geldi. Süveyd, Esadı öldürdüğü zaman Zürare Amr bin Münzirin yanında bulunuyordu. Bunu fırsat bilen Tay Kabilesinden Amr bin Milkat, Amr bin Münziri Zürare aleyhine kışkırtarak ona şu mealdeki mısraları söyledi:
“İnsanın katı taş gibi yaratılmadığını Amra kim ulaştıracak? İşte dağın eteğindeki annesinin son çocuğu Üvareden de aşağıdır. Zürareyi öldür, zira kavmin içinde Zürareden daha vefalısını görmüyorum. ”

Bunun üzerine Amr bin Münzir: “Ey Zürare! Ne dersin?” dedi. Zürare: “Sana yalan söylüyorlar, kandırılıyorsun. Zaten sen onların sana olan düşmanlığını biliyorsun.” diye karşılık verdi. Amr bin Münzir: “Doğru söylüyorsun.” diyerek onu tasdik etti. Sonra gece karanlığı çökünce, Zürare kavminin yanına gitmek üzere hemen yola çıktı, fakat çok geçmeden hastalandı. Ölüm döşeğinde iken Zürare oğluna: “Ey Hacib! Nehşeloğullarının arasındaki genç ve uşaklarımızı yanına al.” dedi, sonra kardeşinin oğlu Amr bin Amra, yani yeğenine dönüp: “Amr bin Milkatın peşini bırakma, zira hükümdarı benim aleyhime kışkırtan odur.” dedi. Bunun üzerine yeğeni Amr bin Amr Ona: “Ey amcacığım! Bu iki işten en zorunu ve en tehlikelisini üzerime yıktın.” dedi.
Zürare ölünce yeğeni Amr bin Amr hemen bir kuvvet hazırlayıp Tay Kabilesine savaş açtı ve Tarif bin Malik ile Tarif bin Amrı ele geçirdi ve Melkatoğullarını da öldürdü. Bu hususla ilgili olarak Alkame bin Abede şu mealdeki mısraları söyledi:

“Biz atlarımızı Dariyye den alıp onlarla birlikte Katakıt tepelerinin sınırına geldik. Burada Tarif bin Amr ile Tarif bin Maliki ele geçirdik. Dertliler ise şifalarını Melkatoğullarından intikam almakta buldular. ” Zürarenin öldüğü haberi Amr bin Münzire ulaşınca, Darimoğullarına karşı savaş ilan etti. Aslında Amr bin Münzir daha önce Darimoğullarından yüz kişiyi öldüreceğine dair yemin etmişti. Bunun üzerine onları takibe koyulup Üvareye geldi, fakat onun gelmekte olduğunu öğrenen Darimoğulları bulundukları yeri terk ederek etrafa dağıldılar. Bu durum karşısında Amr bin Münzir olduğu yerde kaldı ve Darimoğullarının üzerine seriyyelerini gönderdi. Bu seriyyeler baskın esnasında öldürmüş oldukları kişiler hariç, doksan dokuz adam yakalayıp Amr bin Münzire getirdiler. Amr bin Münzir bu doksan dokuz kişiyi öldürdü. Tam bu sırada Beracim Kabilesinden şair bir adam kendisini methetmek üzere yanına geldi, fakat Amr bin Münzir öldürdüğü kimselerin sayısını yüze tamamlamak için onu öldürmek üzere yakaladı, sonra ona: “Bahtsız kişi Beracimden gelen kişidir.” dedi ve bu sözü bir darb-ı meseloldu.

Bir rivayete göre, Amr bin Münzir Darimoğullarından yüz kişiyi yakmayı adamıştı. Bu yüzden kendisine Muharrik (yakıcı, yakan) adı verildi. Bu sebeple Amr bin Münzir onlardan doksan dokuz kişiyi yaktı. Beracim Kabilesinden birisi geçerken burnuna et kokusu geldi ve hükümdar yemek hazırlattırıyor sanıp yanına gitti. Hükümdar Amr bin Münzir Ona: “Sen kimsin?” diye sordu, O da: “Lanetten uzak olasın! Ben Beracim Kabilesinden gelen birisiyim. ” diye cevap verdi. Bunun üzerine Amr bin Münzir: “Bahtsız kişi, Beracimden gelen kişidir.” dedi, sonra verdiği bir emir üzerine bu kişi de ateşe atılıp yakıldı. Şair Cerir bu hususla ilgili olarak Ferizdaka şu mealdeki iki mısraı söylemiştir: “Amr bin Münzirin ateşiyle yakılanlar şimdi nerededir?

Yahut da aranızda emzirilen Esad şimdi nerede ve ne hadedir. ” İşte bu hadiseden sonra Temlm Kabilesi Beracimli kişinin yemeğe karşı duyduğu aç gözlülükten dolayı yemek düşkünlüğü ile ayıplanır oldu. Bu sebeple birisi şu mealdeki mısraları söylemiştir: “Temim Kabilesinden birisi öldüğü zaman, eğer onun yaşaması seni sevindiriyor ise, ekmek veya et yahut da hurma ile hazırlanmış bir azık, ya da alacalı bir kilime durulmuş bir şey getir. Onların Lokman bin Adın başını yemek için bir yıl uğraşıp Bathayl bir baştanöbür başa geçtiklerini görürsün. ”

Rivayet edildiğine göre, bir gün Ahnef bin Kays, Muaviye bin Süfyanın yanına girmişti; Muaviye Ona: “Ey Ebu Bahr! Kilimin içinde dürülü olan şey nedir?” diye sordu, Bunun üzerine Ahnef: “Ey Müminlerin emiri! Bulamaç, yani un çorbasıdır.” diye cevap verdi. Temim Kabilesi nasıl alacalı kilime sarılmış azıkla ayıplanıyorsa, Kureyşliler de bulamaç ile ayıplanıyordu. Denildiğine göre, bu ikisinden daha vakarlı ve oturaklı mizah yapan kişi görülmemiştir.