Bu vaka, Münzir bin İmruül-Kays ile Bekir bin Vail Kabilesi arasında meydana geldi. Sebebi ise şu idi: Biraz önce de anlattığımız üzere, Tağlib kabilesi Seleme bin Harisi içlerinden çıkarıp sürdüklerinde, o da gidip Bekir bin Vail Kabilesine iltica etmişti. Seleme, Bekir bin Vail Kabilesinin arasına katılınca, kabile mensupları çevresinde toplanıp Ona boyun eğdiler ve: “Senden başkası bize hükümdarlık edemez.” dediler. Bunun üzerine Münzir birisini gönderip onları tekrar itaati altına girmeğe çağırdı, fakat onlar Münzirin bu davetini kabul etmediler. Bu durum karşısında Münzir üzerlerine yürüyeceğine, zafer kazandığı takdirde Üvare Dağının eteğindeki çukurlar kanla doluncaya kadar onları bu dağın tepesinde boğazlayıp keseceğine dair yemin etti.
Sonra topladığı büyük bir askeri kuvvetle üzerlerine yürüdü. Taraflar Üvarede karşılaştılar ve çok şiddetli bir şekilde savaştılar. Neticede savaş Bekir Kabilesinin hezimetiyle nihayet buldu. Bu arada Yezıd bin Şurahbil esir edildi ve Münzirin emriyle öldürüldü. Ayrıca savaş alanında pek çok insan öldürüldü. Diğer taraftan Münzir, Bekir Kabilesinden birçok kişiyi esir aldı ve bu esirler onun emriyle Üvare Dağının tepesinde boğazlandı. Bu sırada akan kanlar katılaşıp dondu. Bunun üzerine Münzire: “Lanetten uzak olasın! Eğer yeryüzündeki bütün Bekroğullarını boğazlayıp kessen, yine de onlardan akan kan bu dağın eteğindeki çukurlara ulaşmaz, ancak üzerine su dökersen ulaşır.” denildi. Münzir, onların dediklerini tuttu ve kan dağın eteğindeki çukura kadar akıp indi. Bundan sonra emir vererek kadınların ateşe atılıp yakılmalarını istedi.
Bu sırada Kays bin Salebe Kabilesinden birisi Münzirin yanına gelip Bekir bin Vailoğullarından almış olduğu kadın esirler hakkında görüştü. Bunun üzerine Münzir kadın esirleri serbest bıraktı. Şair el-Aşa, Kaysli bu adamın Münzirin yanına gidip Bekir Kabilesinden alınan esirler hakkında şefaatçi olup araya girmesinden dolayı iftihar ederek şu mealdeki mısraları söylemiştir:
“Fakir olmasına rağmen Allahın kendisine her şeyi verdiği kimse bizdendir. Hükümdarlara ise, Üvare günü Şeybanoğulları ndan esir alınan kadınlar ateşe atılmak üzere arzedildiği zaman, onların bu kadınlarını KaysU kişinin ricası üzerine bağışlayıp affetmek düşer. “