Hişam bin Muhammed anlatıyor: “Kisra, Hürmüz Zerini Yemen valiliğinden azlettikten sonra yerine Mervezanı tayin etti. Mervezan Yemende uzun müddet bu görevde kaldı ve burada çocukları dünyaya geldi. Sonra Yemen dağlarından el- Medayi (elMasani ) dağlık bölgesinin halkı isyan edip vergilerini ödemediler, bunun üzerine Mervezan üzerlerine gitmek istedi, fakat bulundukları dağlık bölgenin sarp ve muhkem oluşu yüzünden bunun mümkün olmadığını gördü. Bu dağın tek bir yolu vardı ve bu yolu bir kişi koruyordu. Aynı zamanda bu dağın karşısında bir başka dağ daha vardı. Mervezan bu dağa yaklaşıp atını sürdü ve atıyla birlikte bu iki dağın arasında bulunan en dar boğazdan sıçrayıp geçti. Himyerliler onu görünce: Bu bir şeytandır. dediler. Böylece Mervezan kalelerini ele geçirdi, neticede onlar vergilerini tekrar ödemeğe başladılar. Mervezan bu durumu Kisraya bir mektupla bildirdi. Kisra onun bu hareketine hayret etti ve yanına çağırdı. Bunun üzerine Mervezan, oğlu Hurrahusreyi yerine halef tayin etti ve kendisi Yemenden ayrılıp Kisranın yanına hareket etti, fakat yolda giderken öldü. Bu durum karşısında Kisra, Hurrahusreyi Yemen valiliğinden azledip yerine Bazanı tayin etti. Bazan Yemene giden en son Acem valisi idi.”
Kisra Pervize gelince … Mal ve servetinin çoğalması, düşman memleketlerindeki fetihlerinin artması, bahtının yar olması sonucu halkın mallarına göz koymağa başladı, bu yüzden halkın ona karşı tavrı değişti.
Rivayet edildiğine göre, Pervizin on iki bin, diğer bir rivayette ise üç bin karısı vardı ve bunların hepsiyle cinsi ilişkide bulunurdu. Ayrıca hizmetinde kullandığı binlerce cariyesi vardı. Diğer taraftan elli bin binek hayvanına sahipti ve kıymetli mücevherler ile değerli kap ve tabaklar gibi güzel eşyaya çok düşkündü. Rivayet edildiğine göre Kisra Perviz, hükümdarlığının on sekizinci yılında bir yıl içerisinde ülkesinden toplanan vergilerin hesap edilerek tespit edilmesini emretti. Neticede toplanan vergilerin gümüş para cinsinden değerinin yüz yirmi milyon miskal ağırlığında olduğu görüldü.
Kisra Perviz halkı hor görürdü. Zazan adındaki birine emir vererek hapishanelerde tutuklu bulunan herkesi öldürmesini istedi. Öldürülmelerini emrettiği tutuklu kimselerin sayısı ise otuz altı bini buluyordu. Zazan onları öldürmek cüretinde bulunmadı. Ancak hapishanelerdeki tutuklu kimseler Pervize düşman oldular. Sonra Kisra Perviz Bizanslılar karşısında yenilen kimselerin de öldürülmelerini emretti. Bu defa bu kimseler de ona düşman oldular. Ayrıca Perviz kalan vergileri tahsil etmek üzere bir adam görevlendirmişti. Bu adam halka zulmederek haksız yere mallarını gasp etti. Neticede halkın niyeti bozulup tavrı değişti. Bu durum karşısında ülkenin ileri gelen büyüklerinden bir grup Babile giderek Pervizin oğlu Şiruyenin yanına geldiler. Kisra Perviz çocuklarını Babile bırakmıştı ve onları her hangi bir tasarrufta bulunmaktan men etmişti. Ayrıca yanlarında onları terbiye edip eğitecek kişiler bırakmıştı. Nihayet Şiruyenin yanına gelen bu kişiler onu alıp Behüresire gittiler. Geceleyin Behüresire giren Şiruye, hapishanelerde tutuklu bulunanları serbest bıraktı. Bu arada Bizanslıların karşısında hezimete uğramaları yüzünden Kisra Perviz tarafından öldürülmeleri emredilen kimseler ile hapishaneden kurtulanlar, Şiruyenin etrafında toplandılar ve “Kubad (Şiruyenin adı) Şehinşah” diye bağırdılar. Sonra sabah vakti Kisra Pervizin sarayına ait olan avluya girdiler; bunun üzerine muhafızlar sarayı terk edip kaçtılar, Kisra Perviz ise kaçmak maksadıyla sarayının yakınındaki bir bahçeye çıktı, fakat yakalanıp esir edildi. Böylece onlar Pervizin yerine oğlu Şiruyeyi tahta çıkarıp hükümdar ilan ettiler. Sonra Şinıye babasına birisini gönderdi ve yaptığı kötülüklerden dolayı azarlayıp kötüledi. Daha sonra oğlu Şiruyenin desteğiyle Acemler Onu öldürdüler.
Kisra Pervizin hükümdarlığı otuz sekiz yıl sürdü.
Nebi, Pervizin saltanatının üzerinden otuz iki yıl beş ay on beş gün geçtikten sonra Mekkeden Medineye hicret etmiştir.
Rivayet edildiğine göre, Kisra Pervizin on sekiz erkek evladı vardı.
Bunların en büyükleri Şehriyar idi ve Şirin onu evlatlık edinmişti. Bir gün müneccimler Kisra Pervize: “Pek yakında oğullarından birinin bir oğlan çocuğu dünyaya gelecek, bu taht ve saltanatın yıkılması onun elinde olacak ve bu çocuğun alameti olarak bedeninde bir kusur bulunacak.” dediler. Bunun üzerine Perviz böyle bir çocuğun meydana gelmesini önlemek için oğunarına kadınları yasakladı. Ancak Şehriyarın şehvetinin galebesinden şikayet etmesi üzerine Şirin hacamatçılık hizmetinde istihdam ettiği bir cariyeyi ona gönderdi. Şirin bu cariyeyi kısır sanıyordu. Nihayet bu cariye Şehriyardan Yezdecirde hamile kaldı. Şirin, Yezdecird doğduktan sonra onu Pervizden beş yıl müddetle sakladı, sonra yaşlanan Pervizin çocuklara karşı şefkat ve merhamet gösterdiğini görünce, ona: “Oğullarından birisinin çocuğunu görmek seni sevindirir mi?” dedi. Kisra Perviz: “Tabii sevinirim.” diye cevap verdi. Bunun üzerine Şirin hemen Yezdecirdi onun yanına getirdi. Perviz onu çok sevdi ve yanına aldı. Bir gün Yezdecird onun önünde oynadığı bir sırada müneccimlerin kendisine söyledikleri sözü hatırladı ve hemen çocuğun elbiselerinin çıkarılmasını emretti. Nihayet Yezdecird in üzerindeki elbiseler soyulduğunda kalçalarından birisinin kusurlu olduğunu gördü ve öldürmek istedi, fakat Şirin mani olarak: “Eğer saltanatın sonu gelmiş ise, bunu durdurmak mümkün değildir.” dedi, bunun üzerine Şirin in emriyle Yezdecird Sicistana götürüldü. Bir rivayette Şirinin Onu Sevad Bölgesinde ve Humaniye denilen bir köyde bıraktığı söylenir. Nihayet Kisra Perviz bin Hürmüz öldürülünce yerine oğlu Şiruye hükümdar oldu.