"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Yezdecird ile firuzun hükümdarlıkları

Himyer hükümdarlarının hakimiyetleri döneminde, Himyer ve diğer kabilelerden ileri gelen kişilerin oğulları da onların hizmetlerinde görev alırlardı. Hassan bin Tubbanın hizmetinde bulunanlardan birisi Kindenin ulularından Amr bin Hucr el-Kindi idi. Amr bin Tubban kardeşi Hassan bin Tubbanı öldürdükten sonra Amr bin Hucra karşı bir iyilik gösterisi yaparak kardeşi Hassanın kızını onunla evlendirmişti. Halbuki hiçbir Arap bu aileden evlenmeğe rağbet göstermemişti. Nihayet bu evlilikten Amr bin Hucrun Haris adında bir oğlu dünyaya geldi. Amr bin Tübbandan sonra yerine Abd Külal bin Müsevvib hükümdar oldu. Himyerliler, Amr bin Tübbanın oğulları küçük olduğu için onu hükümdarlığa getirmişlerdi. Halbuki Amr bin Tubbanın kardeşi Hassan bin Tubbanın oğlu Tübban hükümdar olabilecek bir yaşta idi, fakat ne var ki hükümdarlık sırası gelmezden önce cinler aklını almış, bu sebeple de hükümdarlığın başkalarının eline geçmesinden endişelenen Abd Külal, hükümdarlığa geçmişti. Abd Külal ise ilk hristiyanlık dinini kabul etmiş bir kişiydi, fakat dinini halktan gizliyordu. Nihayet Hassanın oğlu Tübban cinlerin elinden kurtulup eski haline gelince, Yemene hakim oldu. Tübban astroloji ile meşgul olduğundan kendisinden önce meydana gelen ve sonra meydana gelecek olan hadiseleri çok iyi biliyordu. Onun Yemene hakim olması Himyerlileri çok korkutmuştu. Bu sebeple Tubba kız kardeşinin oğlunu, yani yeğeni Haris bin Amr bin Hucru büyük bir orduyla birlikte Hireye gönderdi. Haris bin Amr önce eş-Şakika adındaki kadının torunu Numan bin İmruülKaysın üzerine yürüdü ve onunla savaşa tutuştu. Neticede Numanı ve ailesinden bir kısım kişileri öldürdü. Ancak büyük Numanın oğlu Münzir ile Nemir bin Kasıtoğulları evladından olan annesi Maussema ölümden kurtuldu. Böylece hükümdarlık Numan hanedanının elinden çıkıp Haris bin Amr elKindiye geçti ve onların sahip oldukları yerlere, bu defa Haris bin Amr sahip ve hakim oldu. Bu, bazı tarihçilerin ileri sürdüğü bir görüştür.

İbn el-Kelbi bu hususta şunları söylüyor: “Numandan sonra yerine oğlu Münzir bin Numan bin Münzir bin Numan geçti ve kırk dört yıl hüküm sürdü. Onun bu kırk dört yılının sekizi Behram-Gurun döneminde, on sekiz yılı Yezdecird bin Behramın zamanında, on yedi yılı da Firuz bin Yezdecirdin döneminde geçti. Münzirden sonra yerine oğlu Esved bin Münzir geçti ve yirmi yıl hüküm sürdü. Bu müddetin on yılı Firuz bin Yezdecirdin döneminde, dört yılı Belaş bin Firuzun zamanında, altı yılı ise Kubad bin Firuzun döneminde geçti.”
Görüldüğü üzere burada Ebu Cafer et-Taberi, Haris bin Amrın Numan bin İmruül-Kaysı öldürdüğünü, ülkesini elinden alıp Numan ailesinin hükümranlığına son verdiğini zikrediyor. Daha önce, yukarıda, askeri destek sağlayarak Behram-Guru Fars (İran) tahtına getiren kişinin Münzir bin Numan veya en-Numan olduğunu zikretmişti. Sonra ise, bu Numanın soyundan gelen Hire hükümdarlarını başından sonuna kadar sırayla zikrediyor; fakat araya giren Haris bin Amr ile onların hükümdarlık sıralarını kesintiye uğratmıyor. Ebu Caferin bunu böyle zikretmesi, Araplara ait tarihi bilgilerin doğru zaptedilmemesinden ve kendilerine ulaşan bu bilgileri tahkik etmeksizin aktarmasından ileri gelmektedir.
Bu hususta daha başka rivayetler de vardır. İleride Eyyamül-Arap bahsinde Hucr bin Amrın İmruül-Kaysın babasını nasıl öldürdüğünden bahsederken bu hususa temas edeceğiz. Doğru olan şudur: Kinde hükümdarlarından Amr ve Haris Araplar üzerinde hakim durumda idiler. Münzirler sülalesinden ve Lahmilerden olan Hire hükümdarları ise, Kubadın Fars hükümdarlığını ele geçirmesinden sonra onları Hireden uzaklaştırıp yerlerine Haris bin Amr el-Kindiyi tayin edinceye kadar varlıklarını Hirede sürdürmüşlerdi. İleride de zikredeceğimiz üzere, Enuşirvan Hireyi tekrar Lahmilere iade etti.