"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Hadr şehri

Dicle ile Fırat arasında bulunan Tekritin dağlık bölgesinde Hadr adı verilen bir şehir vardı. Bu şehirde Ceramikadan Satırun adında bir hükümdar bulunuyordu. Araplar arasında onun adı Dayzen olarak şöhret bulmuştu ve kendisi Kudaa kabilesindendi. Dayzen, el-Cezireye hakim olmuştu ve pek çok askeri vardı. Sabur bin Erdeşir Horasanda iken, Dayzen Savad bölgesinin bazı kısımlarına girmişti. Sabur, Horasandan döndüğü zaman kendisine onun bu yaptıkları haber verildi. Bu durumu öğrenen Sabur, Dayzenin üzerine yürüyüp onu dört yıl, bir rivayette iki yıl muhasara altında tuttu; fakat bu müddet içerisinde Sabur ne Kaleyi yıkabildi ve ne de Dayzenin yanına ulaşabildi.
Dayzenin Nadire adında bir kızı vardı. Nadire adet görme zamanı geldiği için şehrin varoşuna çıkarılmıştı. Her adet görme zamanı gelen kızın şehrin dışarısına çıkarılması onların bir geleneği idi. Nadire kadınların, Sabur da erkeklerin en güzellerindendi. Bunlar birbirlerini görür görmez aşık olmuşlardı. Nadire birisini göndererek Sabura: “Şehrin surlarının nasıl yıkılabileceğine dair sana yol gösterirsem benim için ne yaparsın?” diye sordurttu. Sabur: “İstediklerin hususunda seni hakem tayin ederim ve ne istersen yaparım. Ayrıca seni bütün hanımlarımdan daha üstün tutarım.” diye cevap verdi. Bunun üzerine Nadire, şehrin surunu yıkacak olan tılsımı tarif ederek ona: “Boynu tokalı boz renkli bir güvercin bulur, ayağına mavi gözlü bakire bir kızın hayız kamyla yazı yazar, sonra güvercini salıverirsin. O, mutlaka şehrin surlarının üzerine gelip konacak ve böylece surlar yıkılacaktır.” dedi. Nadirenin anlattığı bu sır, bu şehrin bir tılsımı idi. Nihayet Sabur onun dediklerini yaptı ve şehrin surları çatlayıp ayrılmağa başladı. Bunun üzerine Sabur zorla şehre girip Dayzeni ve adamlarını öldürdü. Bugün onlardan hiç bir kimse hayatta kalmamıştır. Sonra Sabur şehri tahrip ederek Dayzenin kızı Nadireyi alıp götürdü ve Aynut-Temrde onunla zifafa girip evlendi. Nadire o gece sabaha kadar sancıdan kıvranıp durdu. Sabur, onu bu hale sokup inciten şeyin ne olduğunu araştırdığında, karın büklümleri arasına bir mersin ağacı yaprağının yapışmış olduğunu gördü. Nadirenin sancı ve acısı bundan ileri geliyordu. Sabur baktığı zaman Nadirenin vücudunun letafetinden onun kemiklerinin içerisindeki ilikleri görüyordu. Bunun üzerine ona: “Baban seni ne ile beslerdi?” diye sordu, o da: “Kaymak, ilik, oğul balı ve saf şarapla beslerdi.” diye cevap verdi. Sabur: “Babanın başı hakkı için and içerek söylüyorum ki, ben sana yeni bir devre açacağım ve seni bunları yediren babandan daha çok besleyeceğim.” dedi ve bir adama emir vererek bir at getirmesini istedi. Adam da azgın bir ata binip geldi. Nadire, saç örgülerinden bu atın kuyruğuna bağlandı ve üzerine bir adam bindirilerek bu azgın at salıverildi. Böylece Nadire parçalanarak öldürüldü.
Birçok şair Dayzeni şiirlerine konu edinmişlerdir. Saburun zamanında Mani adıyla bilinen zındık ortaya çıkmış, peygamberlik iddiasında bulunmuş ve Maniheizm denilen bu akıma pek çok kimse tabi olmuştur.
Sabur bin Erdeşirin hükümdarlığı otuz yıl on beş gün, diğer bir rivayete göre ise otuz bir yıl altı ay dokuz gün sürmüştür.