Rivayet edildiğine göre, İshak Betvilin kızı Rafka ile evlendi ve bu hanımdan onun İs ve Yakup adlarında ikiz oğlu dünyaya geldi. İs, Yakubdan önce doğmuştu. İshak, bu çocukları doğduğu zaman altmış yaşındaydı. Bundan sonra İshakın oğlu İs amcası İsmailin kızı Nesme ile evlendi ve bu evlilikten Rum adındaki oğlu dünyaya geldi. Bütün sarışın renkli kavimler Rumun evladından türemişlerdir. Bazıları, Üşbanların (çil ve kızıl çehrelilerin) da onun evladından meydana geldiğini söylerler. İshakın oğlu Yakup yani İsrail ise dayısı Leban bin Betvilin kızı Leyya ile evlenmiş ve bu evlilikten Rubil, Şemun, Lava, Yahuda, Zebalun, Lişhar, -bir rivayette Vişhar- adlarındaki oğulları dünyaya gelmiştir. Rubil ise Yakubun çocuklarının yaşça en büyükleridir. Yakub, hanımı Leyya ölünce hanımının kız kardeşi yani baldızı Rubil ile evlenmiş, bu hanımından Yusuf ile Bünyamin adlarındaki oğulları dünyaya gelmiştir. Bünyamin kelimesi metin, güçlü manalarına gelen Arapçadaki şeddad kelimesinin karşılığıdır. Ayrıca iki cariyeden Yakubun Dan, Neftali, Cad ve Eşr adlarında dört erkek çocuğu daha dünyaya gelmiş, böylece erkek çocuklarının sayısı on ikiye ulaşmıştır.
Süddi anlatıyor: “İshak bir kızla evlendi ve bu kız iki oğlan çocuğuna hamile kaldı. Nihayet doğum zamanı gelince Yakub, kardeşi ve ikizi olan İsten önce annesinin rahminden çıkmak istedi. Bunun üzerine İs kardeşi Yakuba: Allaha yemin ederim ki, eğer benden önce çıkmağa çalışırsan, annemin karnında iken buna mani olacağım ve muhakkak surette annemi öldüreceğim. dedi. Bu durum karşısında Yakup geri çekildi ve İs ondan önce doğdu. Yakup ise onun ökçesinden tutup hemen onun peşinden çıktı. İşte bu yüzden Yakuba bu ad verildi; kardeşi İs ise Yakuba karşı koyup isyan ettiği için bu adı aldı. İs babası İshak tarafından, Yakup ise annesi tarafından daha çok seviliyordu. Ayrıca İs avcılıkla meşgulolurdu. Bir gün, babası İshak yaşlanıp gözleri kapanınca oğlu İse: Yavrucuğum! Bana av eti getir, yanıma yaklaş, babamın bana yapmış olduğu duayı ben de sana yapayım dedi. İsin vücudu kıllı, Yakubunki kılsızdı. Anneleri ise babaları İshakın söylediği sözleri işitmişti. Yakubu daha çok seven annesi ona: Ey oğulcağızım! Hemen bir koyun kes, etini kebap yap, koyunun postunu üzerine geçir, kebap edilmiş koyunu babana takdim et ve ona: Ben, oğlun İsim de dedi. Yakup da annesinin tavsiyesine uyarak bu işi yaptı. Üzerinde koyun postuyla babasının yanına gelen Yakub: Babacığım! Buyurun yiyin! dedi. İshak: Sen kimsin? diye sordu. Yakup ise: Ben oğlun İsim diye cevap verdi. Bunun üzerine İshak elini Yakubun vücuduna dokundurunca: vücut İsin vücudu, fakat kokusu Yakubundur dedi. Bu sırada Yakubun annesi İshaka: O İstir; buyurun yiyin! dedi. Bunun üzerine İshak Yakubun takdim ettiği kebap etten yedi ve onun için neslinden peygamberler ve hükümdarlar getirmesi için Allaha dua etti.”
Yakub, babası İshakın yanından ayrıldıktan hemen sonra avdan dönmüş olan İs babasının yanına geldi ve ona: “Babacığım! İstediğin avı getirdim” dedi. Babası İshak ise ona: “Yavrucuğum! Kardeşin Yakup senden daha çabuk davrandı” dedi. Bunun üzerine İs, Yakubu öldüreceğine dair yemin etti. Bu durum karşısında İshak oğlu İse: “Bir duam daha var, onu da senin için yaparım” dedi ve: “Zürriyetinin sayısı toprak sayısınca çok olsun ve başlarına kendilerinden başkası geçmesin” diye duada bulundu. Bundan sonra Yakup kardeşi İsten korktuğu için dayısının yanına kaçtı, Fakat o, dayısının yanına giderken geceleri yoluna devam ediyor, gündüzleri ise bir yere saklanıp gizleniyordu. Bundan dolayı Yakuba İsrail adı verildi.
Daha sonra Yakup dayısının iki kızıyla evlenip onları beraberce nikahı altına aldı. Bundan dolayı Allah: ..İki kız kardeşle birden evlenmek de size haram kılındı. Ancak geçmişteki evlilikler müstesna .. (Nisa 23) buyurur. Yakubun bu iki hanımdan çocukları oldu. Yakubun hanımı Rubil oğlu Bünyamini doğurduktan sonra lohusalık günlerinde vefat etti. Yakup Beytül-makdis (Kudüs)e geri dönmek istediği zaman dayısı ona bir koyun sürüsü verdi. Fakat göç ettikleri vakit yanlarında harcayacakları bir şeyleri yoktu. Bunun üzerine Yakubun hanımı Yusufa: “Babamın putlarından bir put çal, yolda giderken satar, parasını harcarız” dedi. Yusuf da Yakubun hanımının babasına ait olan putlardan bir put çalıp getirdi.
Yakub, annelerinden yetim kaldıkları için oğullarından Yusuf ile Bünyamini çok seviyordu. Bu arada Yakup çobanlarından birine: “Eğer biri gelip de size: Kimsiniz? diye sorarsa: Biz İsin köleleri, Yakubun çobanlarıyız, dersiniz” diye tembih etmişti. İs, onlarla karşılaştığında: “Onlardan kim olduklarını” sordu. Çobanlardan birisi yukarıdaki cevabı verince Yakuba dokunmadı. Bunun üzerine Yakup Şama inip yerleşti. İshak yüz altmış yaşında iken Şamda vefat etti ve babası İbrahimin yanına defnedildi.