"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Allah resulünün ashabından şamda bulunanlar

4521. Ebu Ubeyde b. el-Cerrah İsmi, amir b. Abdullah b. el-Cerrah b. Hilal b. Üheyb b. Dabbe b. el-Haris b. Fihrdir. Annesi ise Ümeyme bt. Ganm b. Cabir b. Abdüluzza b. amir b. Amiredir. Ebu Ubeyde, Allah Resulü Darül-Erkama girmeden önce Müslüman oldu. İkinci Habeşistan hicretine katıldı. Daha sonra Habeşistandan dönerek Allah Resulü ile birlikte Bedir, Uhud, Hendek ve diğer savaşlara katıldı. Resulallah onu, Ensar ve Muhacirlerden oluşan 300 kişilik bir seriyye ile birlikte deniz sahilinde bulunan ve Gazvetül-Habt olarak bilinen savaş için Cüheyneye mensup bir kabileye gönderdi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Şube ve Vüheyb b. Halid anlattılar; dediler ki: Bize Halid el-Hazza anlattı. O Ebu Kılabeden, o da Enes b. Malikten Peygamberin şöyle dediğini rivayet etti: “Bilin ki, her ümmetin bir emini vardır. bu ümmetin emini ise Ebu Ubeyde b. el-Cerrahtır.” Muhammed b. Ömer dedi ki: Ömer b. el-Hattab halife olunca, Ebu Ubeydeyi Şama vali tayin etti. Ebu Ubeyde insanların başında emir olarak Yermuk savaşına katıldı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Sevr b. Yezid anlattı. O Halid b. Madandan, o da Malik b. Yuhamirden -Ebu Ubeyde b. el-Cerrahı vasfederek şunu rivayet etti: Ebu Ubeyde; zayıf, seyrek ve uzun sakallı, kambur, ön orta kesici dişleri arasında boşluk bulunan bir adamdı. Bize Muhammed b. Ömer anlattı; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Sebre anlattı. O Ebu Ubeydenin kavminden bazı kimselerden şunu rivayet etti: Ebu Ubeyde b. el-Cerrah, kırk bir yaşında Bedir savaşına katıldı. 18 yılında, Amavas taununda [veba salgınında], Ömer b. el-Hattabın hilafeti zamanında vefat etti. Vefat ettiği gün elli sekiz yaşında idi. Kabri, Kudüs cihetinde, er-Remleye dört mil uzaklıkta bulunan Amavastadır. Ebu Ubeyde saç ve sakalını kına ve siyah renk veren el-Ketm bitkisi ile boyardı. Ebu Ubeyde, Ömerden hadis rivayet etmiştir.

4522. Bilal b. Rebah Ebu Bekirin mevlası olup künyesi Ebu Abdullahtır. Köle olarak doğmuştu. Annesinin ismi Hamame olup Cümahoğullarından bir adamın cariyesi idi. Bize İsmail b. İbrahim el-Esedi haber verdi. O Yunustan, o da el-Hasandan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah şöyle buyurdu: “Bilal, Habeşlilerden İslama ilk giren kimsedir.” Bize Abdullah b. ez-Zübeyr el-Humeydi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne anlattı. O İsmail b. Ebu Halidden, o da Kays b. Ebu Hazimden şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Bekir Bilali beş ukıyyeye satın aldı. Bize el-Fadl b. Dükeyn, Abdülmelik b. Amr el-Akadi ve Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdiler; dediler ki: Bize Abdülaziz b. Abdullah b. Ebu Seleme haber verdi. O Muhammed b. el-Münkedirden, o da Cabir b. Abdullahtan Ömerin şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Bekir bizim seyyidimiz [efendimiz]dir. (Bilali kast ederek) seyyidimiz olan Bilali de o azat etti. Bize Muhammed b. Ubeyd et-Tanafisi ve el-Fadl b. Dükeyn haber verdiler; dediler ki: Bize el-Mesudi anlattı. O da el-Kasım b. Abdurrahmandan şöyle dediğini rivayet etti: İlk ezan okuyan kimse Bilaldir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İbrahim b. Muhammed b. Ammar anlattı. O babasından, o da dedesinden şöyle dediğini rivayet etti: Bilal; bayram ve istiska [yağmur duası] günü, Allah Resulünün önünde keçi taşıyordu. Muhammed b. Ömer dedi ki: Bilal; Bedir, Uhud ve diğer bütün savaşlara Allah Resulü ile birlikte katıldı. Allah Resulü vefat edince, Bilal Ebu Bekire gelerek Şama gidip orada cihat yapma konusunda izin istedi. Ebu Bekir şöyle dedi: “Ey Bilal! Allah için sana söylüyorum, benim hakkımı ve bana olan saygıyı gözetle ve bil ki, benim yaşım ilerledi, ecelim yaklaştı.” Bilal, Ebu Bekir vefat edinceye kadar onun yanında kaldı. Bilal, daha sonra Ömerin yanına geldi. Ebu Bekire dediklerinin aynısını ona da söyledi. Ömer kendisine izin verince Şama gitti ve vefat edinceye kadar orada kaldı. Bize Muhammed b. Ubeyd et-Tanafisi anlattı; dedi ki: Allah Resulü vefat ettiğinde, Bilal Ebu Bekire şöyle dedi: “Eğer beni kendi nefsin için satın almış isen beni yanında tut. Yok, eğer Allah rızası için satın almış isen o zaman Allah rızası için iş yapmam konusunda beni serbest bırak.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Musa b. Muhammed b. İbrahim b. el-Haris et-Teymi haber verdi. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Bilal, 20 yılında Dımaşkta Ömerin hilafeti zamanında altmış küsur yaşlarında vefat etti. Dımaşk mezarlığına Babüssağirin yanına defnedildi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Ebu Bekir es-Sıddıkin evlatlarından Şuayb b. Talhayı şöyle söylerken işittim: Bilal; Ebu Bekirin akranı [yaşıtı] idi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Durum söylendiği gibi ise ve Ebu Bekir 13 yılında, altmış üç yaşında vefat ettiğine göre, o zaman Bilal hakkında bize anlatılanlar ile Ebu Bekirin vefatı arasında yedi yıl var demektir. Şuayb b. Talha, “Bilal Ebu Bekirin yaşıtıdır.” diyorsa Bilalın yaşını da en iyi bilen kendisidir. Doğrusunu ise Allah bilir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Said b. Abdülaziz anlattı. O Mekhulden şöyle dediğini rivayet etti: Bana Bilali gören kimseler anlattı: Bilal oldukça esmer, zayıf, uzun boylu, hafifçe öne eğik, gür saçlı, akları fazla seyrek sakallı bir adamdı.

4523. Ubade b. es-Samit b. Kays [Ubade b. es-Samit b. Kays] b. Asram b. Fihr b. Salebe b. Ganm b. Avf b. Amr b. Avf b. el-Hazrec. el-Kavakıledendir. Künyesi Ebül-Velid olup, annesi ise Kurretül-Ayn bt. Ubade b. Nadle b. Malik b. el-Aclan b. Zeyd b. Ganm b. Salim b. Amr b. Avf b. el-Hazrecdir. Ubade, Ensardan yetmiş kişi ile birlikte Akabeye katılmış olup, burada seçilen on iki temsilciden birisiydi. Ubade, Allah Resulü ile birlikte Bedir, Uhud, Hendek ve diğer bütün savaşlara katılmıştır. Müslümanlar Şamı fethettikten sonra oraya gitmiş ve vefat edinceye kadar orada kalmıştır. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hazre Yakup b. Mücahid anlattı. O Ubade b. el-Velid b. Ubadeden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Ubade b. es-Samit; uzun boylu, iri yapılı, yakışıklı bir adamdı. 34 yılında, Osman b. Affanın hilafeti zamanında, yetmiş iki yaşında, Şam topraklarında bulunan er-Remlede vefat etmiş olup geride kalan zürriyeti mevcuttur. Muhammed b. Sad dedi ki: Bazı kimselerin şöyle dediğini işittim: Ubade b. Samit, Muaviye b. Ebu Süfyanın hilafeti zamanına kadar yaşamış ve Şamda vefat etmiştir.

4524. Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs [Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs] b. aiz b. Adi b. Kab b. Amr b. Üdey b. Sad. O da Seleme b. Sad b. Ali b. Esed b. Saride b. Tezid b. Cüşem b. el-Hazrecin kardeşidir. Muaz, Ebu Abdurrahman olarak künyelenir. Annesi ise Cüheyneden, Hind bt. Sehldir. Anne-bir kardeşi Abdullah b. el-Ced b. Kays ise Bedire katılanlardandır. Muaz, yetmiş kişilik Ensar ile birlikte Akabe biatinde bulunmuştur. Yirmi veya yirmi bir yaşında iken Bedir savaşına katılmıştır. Allah Resulü ile birlikte Uhud, Hendek ve diğer bütün savaşlara da katılmıştır. Allah Resulü onu Yemene vali ve muallim olarak göndermiştir. Allah Resulü vefat ettiği sırada Muaz, Yemende bulunuyordu. Ebu Bekir halife seçildiğinde, Muaz Yemende ordunun başındaydı. Daha sonra Mekkeye gelerek aynı yıl içerisinde Ömer ile hacta bir araya geldi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan es-Sevri anlattı. Yine bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Vüheyb b. Halid anlattı. [Senet zincirlerindeki son iki ravi] Halid el-Hazzadan, o Ebu Kılabeden, o da Enes b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Allah Resulü şöyle buyurdu: “Ümmetim içerisinde helal ve haramı en iyi bilen Muaz b. Cebeldir.” Muhammed b. Ömer şöyle dedi: Sonra Muaz, Allah yolunda cihad etmek üzere Şama gitti. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Musa b. Ubeyde haber verdi. O Eyyub b. Halidden, o da Abdullah b. Rafiden şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Ubeyde b. el-Cerrah Amavas vebasına yakalanınca Muaz b. Cebeli halife tayin etti. Hastalığı arttığında insanlar Muaz b. Cebele şöyle dediler: “Allaha dua et, bu cezayı bizden gidersin.” Muaz şöyle cevap verdi: “Bu ceza değil, bilakis Peygamberiniz duası, sizden önceki salih kimselerin vefatı ve Yüce Allahın içinizden seçerek dilediği kimseye verdiği şehitliktir. Allahım! Muaz ailesinin nasibini bu rahmetten tam olarak ver.” İki oğlu vebaya yakalandı. Onlara, “Kendinizi nasıl buluyorsunuz?” diye sordu. “Ey babamız! “Hak Rabbindendir. O halde sakın şüphe edenlerden olma.” dediler. Muaz, “Sizler beni de “İnşaallah sabredenlerden.” bulacaksınız.” dedi. Daha sonra iki hanımı veba hastalığına yakalanıp her ikisi de vefat etti. Kendisi de başparmağından bu hastalığa yakalanınca, onu ağzı ile emerek şöyle dedi: “Allahım, bu küçük bir parmaktır, onu bana mübarek kıl, zira Sen küçük olanı bereketli kılarsın.” dedi ve böylece vefat etti. Bize Ubeydullah b. Musa Şeyban haber verdi. O el- Ameşten, o Şehrden, o da Haris b. Amire ez-Zebididen şöyle dediğini rivayet etti: Muaz b. Cebelin yanında oturuyordum, ölmek üzere idi. Bazen baygınlık geçirir kendinden geçer, bazen de kendine gelip uyanıyordu. Kendine geldiğinde şöyle dediğini duydum: “[Allahım!] Emanetini al, zira seni seveceğime dair sana söz vermişim.” Bize Kesir b. Hişam haber verdi; dedi ki: Bize Cafer b. Bürkan anlattı; dedi ki: Bize Habib b. Ebu Merzuk anlattı. O Ata b. Ebu Rebahtan, o da Ebu Müslim el-Havlaniden şöyle dediğini rivayet etti: Hıms mescidine girdim. Karşımda Peygamberin ashabından orta yaşlı otuz kadar ashabının olduğunu gördüm. Ayrıca aralarında; iki gözü sürmeli, ön dişleri parlak, sessiz bir halde duran, oradakiler birşey hakkında tartıştıkları vakit dönüp kendisinden sordukları bir gencin olduğunu da gördüm. Yanımda oturan arkadaşıma, “Bu genç kimdir?” diye sordum. Bana, “Muaz b. Cebeldir.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Eyyub b. en-Numan haber verdi. O babasından, o da kavminden rivayet etti. Yine bize İshak b. Harice b. Abdullah b. Kab b. Malik anlattı. O babasından, o da dedesinden rivayet etti; dediler ki: Muaz b. Cebel; uzun boylu ve beyaz, dişleri güzel, gözleri büyük, kaşları sık ve kıvırcık saçlı bir adamdı. Bedir savaşına katıldığında yirmi veya yirmi bir yaşlarındaydı. Yirmi sekiz yaşında Peygamber ile birlikte Tebuk savaşına katıldıktan sonra Yemene gitti. Amavas denilen veba hastalığında Şamda, Ürdün taraflarında, hicretin 18. senesinde Ömerin hilafeti zamanında otuz sekiz yaşında vefat etti. Arkasında kalan zürriyeti yoktur. Bize İbn Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O Ali b. Zeydden, o da Said b. el- Müseyyebden şöyle dediğini rivayet etti: İsa otuz üç yaşında [göğe] kaldırıldı. Muaz da otuz üç yaşında vefat etti. Bize Ali b. el-Mütevekkil haber verdi. O Damreden, o Osman b. Atadan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Muazın kabri Dımaşk bölgesinde, Halide ait küçük bir kubbededir.

4525. Sad b. Ubade b. Düleym b. Harise [Sad b. Ubade b. Düleym b. Harise] b. Ebu Hazime b. Salebe b. Tarif b. el-Hazrec b. Saide Ensardandır. Künyesi Ebu Sabit olup annesi Amre bt. Mesud b. Kays b. Amr b. Zeydümenat b. Adi b. Amr b. Malik b. en-Neccardır. Bedir ehlinden olan Mesud b. Zeyd el-Eşhelinin teyzesinin oğludur. Sad b. Ubade Cahiliye döneminde Arapça yazar, yüzmeyi ve ok atışını güzel yapardı. Bunu güzel yapan kimselere el-Kamil adı verilirdi. Sad, yetmiş kişilik Ensar topluluğu ile birlikte Akabe biatine katıldı. Topluluğun temsilcisi seçilen on iki liderden birisiydi. Seyyid ve cömertti. Sad Bedir savaşına çıkmaya hazırlanmış; ancak Bedire katılmamıştır. Ensarın evlerine geliyor ve onları [cihada çıkmaya] teşvik ediyordu. Ancak çıkmadan önce yılan tarafından sokuldu. Bunun üzerine Allah Resulü şöyle buyurdu: “Her ne kadar Sad [Bedire] katılmamışsa da, o katılmayı çok arzu ediyordu.” Daha sonraları Allah Resulü ile birlikte Uhud, Hendek ve diğer bütün savaşlara katıldı. Allah Resulü vefat edince Ensar, Sad b. Ubadenin de içinde bulunduğu bir toplulukla birlikte Beni Saidenin gölgeliğinde bir araya geldiler ve kendisine biat etme konusunda aralarında istişarede bulundular. Bu haber Ebu Bekir ve Ömere ulaşınca, Muhacirlerden bazı kimselerle birlikte topluluğun bulunduğu yere geldiler. Burada aralarında bir takım konuşma ve diyaloglar geçti. Ömer, Ebu Bekire, “Elini uzat.” dedi; sonra da ona biat etti. Ömerin ardından Muhacir ve Ensar da Ebu Bekire biat ettiler; ancak Sad b. Ubade Ebu Bekire biat etmedi ve Ebu Bekir vefat edinceye kadar onunla karşı karşıya gelmedi. Daha sonra Ömer halife oldu. Sad ona da biat etmedi. Bir gün Ömer Medine sokaklarının birinde Sad ile karşılaştı ve ona “Daha ya Sad! daha ya Sad!” dedi. Bunun üzerine Sad da “Daha ya Ömer!” dedi. Ömer devamla şöyle dedi: “Sen hala aynı düşüncende misin?” Sad, “Evet, ben hala aynı düşüncedeyim. Allah bu işin [hilafetin] sorumluluğunu sana verdi. Oysa senin arkadaşın bu konuda bize senden daha sevimliydi. Vallahi senin yakınında bulunmaktan rahatsız oldum.” dedi. Ömer, “Kim komşuluk yaptığı kimsenin yakınında bulunmaktan rahatsız olursa oradan ayrılması gerekir.” dedi. Sad, “Ben, böyle bir şeyden hoşlanmasam da, benim için senin yanında yer almaktan daha hayırlı olan birinin yanına gidiyorum.” dedi ve çok geçmeden, Ömerin hilafetinin başlarında Şama hicret etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Yahya b. Abdülaziz b. Said b. Sad b. Ubade anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Sad b. Ubade, Şam topraklarında, Ömerin hilafetinin üzerinden iki buçuk yıl geçtikten sonra Havranda vefat etti. Muhammed b. Ömer dedi ki: Sadın 15 yılında vefat etmiş olması gerekir. Abdülaziz de şöyle dedi: Sadın vefat haberi Medinede duyulmadı. Ancak, Münebbih veya Seken kuyusunda, gün ortasında çok şiddetli sıcak bir havada su arayan bazı gençlerin şöyle bir ses işitmeleri ile bilindi: Hazreclilerin seyyidi olan Sad b. Ubadeyi öldürdük. Ona iki ok atarak kalbinden vurma hedefini şaşmadık. Gençlerin bu sesten korkup paniğe kapılmaları sebebiyle, bu gün onların yanında bilinen ve belli olan sayılı bir gündü. Daha sonra bu günün, Sad b. Ubadenin vefat ettiği gün olduğunun farkına vardılar. Sad, bevletmek için bir tünelde [altgeçit] oturduktan sonra yıkanmış, ardından da aynı anda vefat etmişti. Onu bulduklarında derisinin morardığını gördüler. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Said b. Ebu Arube haber verdi; dedi ki: Muhammed b. Sirinin Sad b. Ubadenin ayakta bevlettiğini söylediğini işittim. Bevledip döndükten sonra arkadaşlarına, “Ben bir sürüngen görüyorüm.” dedi. Daha sonra da vefat etti. Arkadaşları cinlerin şöyle dediğini işittiler: Hazreclilerin seyyidi olan Sad b. Ubadeyi öldürdük. Ona iki ok atarak kalbinden vurma hedefini şaşmadık.

4526. Ebüd-Derda İsmi, Uveymir b. Zeyd b. Kays b. Ayşe b. Ümeyye b. Malik b. amir b. Adi b. Kab b. el-Hazrecdir. Annesi ise Muhibbe bt. Vakıd b. Amr b. el-İtnabe b. amir b. Zeydü Menat b. Malik b. Salebe b. Kabdır. Ebüd-Derda, ailesi içinde en son Müslüman olan kimseydi. Cahiliye ve İslam döneminde arkadaşı olan Abdullah b. Revaha gelip bir keser aldı ve Ebüd-Derdaya ait olan puta vurmaya başlayarak şöyle dedi: Bütün şeytanların ismlerinden arınıp temizlen. Bil ki, Allah ile birlikte anılan her şey batıldır. Ebüd-Derda gelince hanımı ona Abdullah b. Revahanın yaptıklarını haber verdi. Ebüd-Derda biraz düşündü sonra “Eğer bunda [putta] bir hayır olsaydı kendini savunurdu.” dedi ve Abdullah b. Revaha ile birlikte doğruca Allah Resulünün yanına gitti ve Müslüman oldu. Bize Ebu Muaviye ed-Darir haber verdi; dedi ki: Bize el- Ameş anlattı. O Haysemeden, o da Ebüd- Derdadan şöyle dediğini rivayet etti: Peygamber henüz peygamber olarak gönderilmeden önce ticaretle meşgul oluyordum. Muhammed peygamber olarak gönderildikten sonra ticaret ve ibadeti birlikte yapmaya başladım. Ancak ikisi bir arada olmadı. Ben de ticareti bırakıp ibadetle meşgul oldum. Muhammed b. Ömer şöyle dedi: Bazıları; Ebüd-Derdanın Uhud savaşına katıldığını, o gün insanlar her tarafta mağlup oldukları sırada Allah Resulüün ona bakıp “Uveymir ne kadar da hafif ve güzel bir atlıdır!” dediğini rivayet etmişlerdir. Ebüd-Derda Allah Resulünün önde gelen ashabından samimi niyet sahibi bir kimseydi. Peygamberden çok sayıda hadis rivayet etmiş ve onunla birlikte bütün savaşlara iştirak etmiştir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muaviye b. Salih anlattı. O Rebia b. Yezidden, o da Ebüd-Derdadan şunu rivayet etti: Ebüd-Derda Peygamberden bir hadis rivayet ettiği zaman şöyle derdi: “Allahım! Eğer böyle değilse, onun bir benzeri ve emsalidir.” Muhammed b. Ömer şöyle dedi: Ebüd-Derda Şama gitti ve vefat edinceye kadar orada yaşadı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Yezid anlattı. O da Yahya b. Saidden şöyle dediğini rivayet etti: Ebüd-Derda kadılığa geçince insanlar onu kutlamaya başladılar. Bunun üzerine Ebüd-Derda onlara şöyle dedi: “Beni kadılıktan dolayı mı kutluyorsunuz? Öyle bir uçurumun başına geçmiş bulunuyorum ki, orada meydana gelecek ayak kayması Adene olan mesafeden daha büyüktür. Eğer insanlar kadılığın [taşıdığı] sorumluluğu bilmiş olsalardı, onu istemeyerek ondan hoşlanmadıkları için sıra ile kadılık yapacaklardı. Yine eğer insanlar ezanın faziletini bilmiş olsalardı, onu isteyerek, ondan hoşlandıkları için sıra ile müezzinliği yapacaklardı.” Bize Ebu Muaviye ed-Darir haber verdi; dedi ki: Bize el- Ameş anlattı. O Amr b. Mürreden, o Salim b. Ebül- Caddan, o da Ümmüd-Derdadan, o da Ebüd- Derdadan şöyle dediğini rivayet etti: “Bir saat tefekkür etmek [düşünmek], bir geceyi ibadetle geçirmekten daha hayırlıdır.” Bize Vehb b. Cerir ve Hişam el-Velid haber verdiler; dediler ki: Bize Şube anlattı. O da Amr b. Mürreden şöyle dediğini rivayet etti: Ebüd-Derdadan bahsedip onun şöyle dediğini anlatan bir ihtiyar işittim: “Fakirliği, Rabbime olan tevazudan, ölümü rabbime olan özlemden, hastalığı ise günahlarıma kefaret olmasından dolayı severim.” Bize Ebu Muaviye ed-Darir haber verdi; dedi ki: Bize el- Ameş anlattı. O Gaylan b. Beşirden, o Yala b. el- Velidden, o da Ebüd-Derdadan şöyle dediğini rivayet etti: Ebüd-Derdaya, “Sevdiğin kimse için neyi seversin?” diye soruldu. “Ölümü.” dedi. Tekrar sordular: “Peki eğer şayet ölmediyse?” “Malı ve evlatları azalsın.” dedi. Bize Affan b. Müslim ve Süleyman b. Harb haber verdiler; dediler ki: Bize Ebu Hilal anlattı; dedi ki: Bize Muaviye b. Kurre şunu anlattı: Ebüd-Derda rahatsızlandı. Arkadaşları onu ziyarete geldiler ve “Ey Ebüd-Derda! Şikayetin nedir?” diyerek durumunu sordular. “Şikayetim günahlarımdan dolayıdır.” dedi. “Peki, canın ne çekiyor?” diye sordular. “Cenneti arzuluyorum.” dedi. “Peki, neden kendin için bir doktor çağırmıyorsun?” dediler. “Zaten beni yere yatıran doktorun kendisidir.” dedi. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Maşer anlattı. O da Muhammed b. Kab el-Kuraziden anlattı; dedi ki: Ebüd-Derdanın vefatı yaklaşınca, Habib b. Mesleme onun yanına geldi ve “Ey Ebüd-Derda! Kendini nasıl görüyorsun?” diye sordu. Ebüd-Derda, “Kendimi ağır görüyorüm.” dedi. Habib b. Mesleme, “İçinde bulunduğun durum artık ölüm anıdır.” dedi. Ebüd- Derda, “Evet!” dedi. Habib, “Allah hayırlı mükafatını versin.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Ebüd- Derda, 32 yılında, Osman b. Affanın hilafeti zamanında Şamda vefat etti. Şamda zürriyeti mevcuttur. Muhammed b. Sad dedi ki: Bana Muhammed b. Ömerden başka kimseler, Sevr b. Yezidden, o da Halid b. Madandan haber verdi; dedi ki: Ebüd-Derda 31 yılında Şamda vefat etti.

4527. Şürahbil b. Hasene Hasene, Şürahbilin annesi olup Adi kabilesindendir. Şürahbil ise Abdullah b. el-Muta b. Amrın oğlu olup Beni Zührenin müttefiki olan Kindedendir. Künyesi Ebu Abdullah olup Mekkede ilk dönemlerde Müslüman olanlardandır. Habeşistana yapılan ikinci hicrete katılanlar arasında yer alır. Allah Resulünün önde gelen ashabındandır. Peygamber ile birlikte birçok savaşa katılmıştır. Ebu Bekirin Şama gönderdiği komutanlardan biridir. Şürahbil b. Hasene, 18 yılında, Ömer b. el-Hattabın hilafeti zamanında, Amavas taununda [salgın veba hastalığında] Şamda vefat etti. Vefatında altmış yedi yaşındaydı.

4528. Halid b. el-Velid b. el-Muğire [Halid b. el-Velid b. el-Muğire] b. Abdullah b. Umeyr b. Mahzum. Künyesi Ebu Süleymandır. Annesi Asma olup o Lübabe es-Suğra b. el-Haris b. Hazn b. Büceyr b. el- Hüzem b. Rüveybe b. Abdullah b. Hilal b. amir b. Sasaadır. O da, el-Abbas b. Abdülmuttalibin evlatlarının annesi Ümmül-Fadl b. el-Harisin kızkardeşidir. Halid, Kureyşlilerin iyi ve sert savaşçılarından biriydi. Müşriklerle birlikte Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarına katılmış; ancak daha sonra Allah (c) ona hayır [hidayet] dileyerek kalbine İslamın sevgisini yerleştirmiştir. Allah Resulü Kaza umresi senesinde Mekkeye girdiği vakit Halid ortalıkta görünmedi. Allah Resulü “Halid nerede?” diyerek onu kardeşinden sordu. [Kardeşi şöyle dedi:] Ben, “Allah onu getirecektir.” dedim. Bunun üzerine Allah Resulü şöyle buyurdu: “Halid gibi bir kimsenin İslamdan bihaber olması düşünülemez. Şayet Müslümanların safına geçip şiddet ve azmini müşriklere karşı kullanmış olsaydı, bu kendisi için daha hayırlı olurdu ve onu başkasına da tercih ederdik.” Bu söz Halide ulaşınca onun İslama girme isteğini arttırdı ve onu harekete geçirdi. Vakit kaybetmeden Allah Resulünün yanına gitmeye karar verdi. Halid şöyle dedi: “Bu sebeple arkadaşlarımı aradım; Osman b. Talhayı buldum. Yapmak istediğim şeyi kendisine anlattım. Derhal bana icabet etti. Bunun üzerine topluca çıktık. Hede denilen yere vardığımızda bir anda Amr b. el-as şöyle dedi: “Hoş geldiniz ey topluluk!” Biz de, “Hoş bulduk.” dedik. Amr, “Yolculuğunuz nereye?” diye sordu. Biz de gideceğimiz yeri kendisine bildirdik. Kendisi de Peygamberin yanına gitmek istediğini bize haber verdi. Birlikte arkadaşlık yaparak, Safer ayının ilk gününde, hicretin 8. senesinde Medineye, Peygamberin yanına geldik. Ben Peygamberi görür görmez onu peygamber olarak selamladım. O da güler yüzle selamıma cevap verdi. Ben hemen hak olan şehadeti getirerek Müslüman oldum. Bunun üzerine Peygamber, “Sende görmüş olduğum aklının seni hayırdan başka bir şeye teslim etmemesini diledim.” Ardından Peygambere biat ederek, “[Ey Allahın Resulü!] İnsanları Allah yolundan engellememden dolayı benim için tövbe istiğfarda bulun.” dedim. Allah Resulü şöyle buyurdu: “İslam, kendisinden önce işlenmiş olan günahları bağışlar.” “Ey Allahın Resulü, ben bu günahı işledim.” dedim. Bunun üzerine Allah Resulü, “Ey Allahım! İnsanları Allah yolundan engelleyerek içine düştüğü günahlardan dolayı Halid b. el-Velidi bağışla.” dedi. Halid bu şekilde ileri atılınca Amr b. el-as ve Osman b. Talha da ileri atılarak Müslüman oldular ve Peygambere biat ettiler. Allaha yemin ederim ki, Müslüman olduğum gün, Allah Resulü beni mükafatlandırdığı gibi ashabından hiç bir kimseyi benimle denk tutmadı.” Bize Abdülmelik b. Ömer ve Ebu amir el-Akadi haber verdiler; dediler ki: Bize el-Esved b. Şeyban anlattı. O Halid b. Sümeyrden, o da Abdullah b. Rebah el- Ensariden şöyle dediğini rivayet etti: Bize Allah Resulünün atlısı Ebu Katade el-Ensari şunu anlattı: O, Peygamberin, ordu komutanlarını zikrettiği zaman onları teker teker vasfederek onlar için istiğfarda bulunduğunu işitti. Daha sonra sancağı Allahın kılıcı Halid b. el-Velid aldı. Halid o zaman komutanlardan değildi. Allah Resulü iki elini dua için kaldırarak şöyle buyurdu: “Allahım! O, [Halid] senin kılıçlarından bir kılıçtır. Onunla yardım et.” İşte o vakit Halid “Seyfüllah [Allahın kılıcı]” diye isimlendirildi. Bize Ubeyd ve Abdullah b. Nümeyrın iki oğlu Yala ve Muhammed haber verdiler; dediler ki: Bize İsmail b. Ebu Halid anlattı. O da Kays b. Ebu Hazimden şöyle dediğini rivayet etti: Allah Resulü şöyle buyurdu: “Muhakkak ki Halid, Allahın kılıçlarından bir kılıçtır. Allah onu kafirlerin üzerine salmıştır.” Yala ve Muhammed hadislerinde şöyle dediler: Halide eziyet etmeyin. Zira o Allahın kılıçlarından bir kılıçtır. Bize Veki b. el-Cerrah, Abdullah b. Nümeyr ve Muhammed b. Ubeyd et-Tanafisi haber verdiler. Onlar İsmail b. Ebu Halidden, o da Kays b. Ebu Hazimden şöyle dediğini rivayet etti: Halid b. el-Velidin el-Hirede şöyle dediğini işittim: “Mute günü elimde dokuz kılıç kırıldı. Ben de elime Yemen yapımı bir demiri aldım.” Muhammed b. Ömer dedi ki: Mekkenin fethi gününde Allah Resulü, Halidin el-Lit tarafından Mekkeye girmesini emretti. Halid bu emir üzere Mekkeye girince, Kureyşlilerden bir topluluğun askerleriyle birlikte orada bulunduğunu gördü. Aralarında; Safvan b. Ümeyye, İkrime b. Ebu Cehil ve Süheyl b. Amr da bulunuyordu. Bu topluluk, Halidin girmesine izin vermedikleri gibi silahlarını çekip Halide ok atmaya başladılar. Bunun üzerine Halid arkadaşlarına seslenerek onlarla savaşa girdi. Onlardan yirmi dört adam öldürdü. Allah Resulü, Mekkeyi fethedince, Halid b. el-Velidi Uzzaya [puta] gönderdi. Halid Uzzayı yerle bir ettikten sonra, Mekkede ikamet eden Allah Resulüne döndü. Allah Resulü ardından Halidi, Beni Kinaneye mensup olan Cüzeymeoğullarına karşı gönderdi. Beni Kinane, el-Gumeysa denilen yerde, Mekkenin alt taraflarında bir gecelik mesafede konaklıyorlardı. Halid üzerlerine saldırıya geçti ve onlara büyük kayıplar verdirdi. Allah Resulünün vefatından sonra Bedevi Araplar irtidat edip dinden çıkmaya başlayınca, Ebu Bekir Halidi, dinden çıkan bu bedevilere engel olmak ve onları İslama girmeye davet etmek için gönderdi. Bunun üzerine Halid ridde ehlinin üzerine saldırı başlattı ve onlara ağır kayıplar verdirdi. Bize Ebu Muaviye ed-Darir haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Urve anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Beni Süleym kabilesinde irtidat [dinden dönüş] meydana geldi. Ebu Bekir Halid b. Velidi onlara gönderdi. Halid onların erkeklerini -12 kişilik] topluluklar halinde bir araya getirip sonra da onları ateşle yaktı. Bu olay üzerine Ömer Ebu Bekire gelerek, “Allahın azabı ile azap veren adamı geri çek.” diye talepte bulundu. Ebu Bekir, “Hayır, vallahi çekmem. Yüce Allahın kafirlerin üzerine musallat kıldığı bir kılıcı kendisi çekmedikçe ben onu çekmem.” dedi. Daha sonra Ebu Bekirin emri üzere bulunduğu yerden Müseylimenin olduğu tarafa yöneldi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Şeyban b. Abdurrahman anlattı. P Cabirden, o da amirden, o da el-Bera b. azibden anlattı. Yine bize Talha b. Muhammed b. Said anlattı. O babasından, o da Said b. el-Müseyyebden şöyle dediğini rivayet ettiler: Halid, Yemame halkının işini bitirince, Ebu Bekir ona mektup yazıp Iraka yürümesini söyledi. Bunun üzerine Halid Yemameden çıkıp, el-Hireye geldi ve Haffan denilen bölgede konakladı. el-Hirede bulunan el- Mirzüban ise Kisranın yöneticilerinden olup, en-Numan b. el-Münzirin ölümünden sonra onu orada hükümdar yapmıştı. Halidin önüne; Kabisaoğulları, Salebeoğulları ve Abdülmesih b. Hayyan b. Bukayle çıktı. Adı geçen bu kabileler el-Hire üzerinde Halid ile anlaşmaya varıp, iç kesimlere doğru gitmesi karşılığında Halide cizye olarak 100.000 dirhem vermek üzere anlaştılar. Halid de bu anlaşmayı kabul etti ve onlara bu konuda bir ahitname yazdı. İslamda ilk olarak alınan cizye de bu oldu. Daha sonra Halid Aynüttemr halkına yöneldi ve onları İslama davet etti. İslama girmeyi reddedince Halid onlara karşı amansız bir savaş başlattı. Sonunda Allah (c) Halide zaferi verdi. Halid onların bir kısmını öldürdü; bir kısmını ise esir aldı. Esirleri Ebu Bekire gönderdi. Daha sonra Halid oradan, Fıratın alt taraflarında yer alan Ülleys köyü halkının üzerine yürüdü ve onlarla anlaşma yaptı. Halidin yaptığı anlaşma gereği 200.000 dirhemi ödemeyi üstlenen kişi Hani b. Cabir et-Tai idi. Halid oradan da, Fırat kıyısında bulunan Banikyaya yürüdü. Gece boyunca Halid ile çatıştılar, sonunda sulh talebinde bulundular. Halid de sulh taleplerini kabul etti ve onlara bir anlaşma yazdı. Yine, Fırat kıyısında yaşayan Saluba b. Buseyhira ile de, 1.000 dirhem cizye karşılığında sulh yaptı. Daha sonra Ebu Bekir Halide mektup yazarak Şama gitmesini emretti ve kendisine şunları yazdı: “Şüphesiz seni askerlerin başına komutan yaptım, okuyup uygulaman için de sana bir ahitname gönderiyorum. Mektubum sana ulaşıncaya dek Şama doğru git.” Halid, “Bu talep, Irak fethinin benim elimle olmasını kıskanan Ömerdendir.” deyip, yerine el-Müsenna b. Harise eş-Şeybaniyi bıraktıktan sonra rehberlerle birlikte Dumetülcendel denilen yerde konaklayıncaya kadar yürüyüp geldi. Ebu Bekirin yazmış olduğu mektup ve ahitname Şerik b. Abde el-Aclani vasıtası ile Halide ulaştı. Halid, Ebu Bekirin hilafeti sırasında Şamdaki askeri komutanlardan biri olup orada birçok fetihler gerçekleştirdi. Dımaşk halkı ile olan sulhu üstlenip, onlarla bir sözleşme yazdı. Onlar da onun bu sözleşmesini yerine getirdiler. Ebu Bekir vefat edip onun yerine Ömer b. el-Hattab geçince Halidi bulunduğu görevinden azletti ve yerine Ebu Ubeyde b. el-Cerrahı tayin etti. Ancak Halid, Ebu Ubeydenin başında bulunduğu ordu ile birlikte savaşmaya devam etti. Halid, Allah yolunda, 21 yılında vefat edinceye kadar büyük imtihanlardan geçti ve büyük fedakarlıklarda bulundu. Ömer b. el-Hattaba vasiyette bulunmuş olmasından dolayı vefatında Hımsa bir mil mesafede bulunan bir köyde defnedildi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Bu köyün hangi köy olduğunu sordum. Bana köyün yerinden silinip unutulduğunu söylediler. Bize Abdullah b. ez-Zübeyr el-Humeydi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne anlattı; dedi ki: Bize İsmail b. Ebu Halid anlattı; dedi ki: Kays b. Ebu Hazimin şöyle dediğini işittim: Halid b. el-Velid vefat edince Ömer şöyle dedi: “Allah Ebu Süleymana rahmet eylesin. Biz ondan bazı işler bekliyorduk ama olmadı.” Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Cüveyriye b. Esma anlattı. O da Nafiden şöyle dediğini rivayet etti: Halid b. el-Velid vefat ettiği vakit; geriye atı, silahı ve hizmetçisinden başka bir şey bırakmadı. Bu durum Ömer b. el-Hattaba ulaşınca, “Allah Ebu Süleymana rahmet eylesin. Zannettiğimizin dışında hareket ediyordu.”

4529. İyad b. Ganm b. Züheyr b. Ebu Şeddad [İyad b. Ganm b. Züheyr b. Ebu Şeddad] b. Rebia b. Hilal b. Üheyb b. Dabbe b. el-Haris b. Fihr. Hudeybiye anlaşmasından önce Müslüman oldu. Allah Resulü ile birlikte Hudeybiyeye katıldı. Salih ve höşgörü sahibi bir kimse idi. Ebu Ubeyde b. el-Cerrah ile birlikte Şamda bulunuyordu. Ebu Ubeyde vefat edince, İyad b. Ganm onun yapmakta olduğu [ordu komutanlığı] görevini üstlendi. Ömer b. el-Hattab, “Ebu Ubeydenin yaptığı işi kim üstlendi?” diye sorunca, “İyad b. Ganm.” dediler. Ömer de bunu onayladı ve İyada şunu yazdı: “Seni; Ebu Ubeydenin yaptığı işi yapmak üzere tayin ediyorum. Allahın sana tanıdığı yetki doğrultusunda bu işi yapmaya devam et.” Ebül-Yeman el-Hımsi, Safvan b. Amrdan, o da bazı alimlerden şöyle dedi: Ömer İyad b. Ganmı Hıms ordusunun başına tayin edince, ona günlük olarak bir dinar, bir koyun ve bir ölçek yiyecek rızık olarak takdir etti. Muhammed b. Ömer dedi ki: İyad 20 yılında, Ömerin hilafeti sırasında altmış yaşında Şamda vefat edinceye kadar Ömer b. el-Hattabın Hıms valisi olarak çalıştı. Vefat ettiğinde, ne kimseden alacağı, ne de kimseye vereceği bir borcu vardı.

4530. Said b. amir b. Hizyem b. Selaman [Said b. amir b. Hizyem b. Selaman] b. Rebia b. Sad b. Cümah b. Amr b. Hüsays. Hayber savaşından önce Müslüman oldu ve Medineye hicret etti. Peygamber ile birlikte Hayber savaşına ve daha sonra meydana gelen diğer savaşlara katıldı. Medinede kendisine ait bir evinin bulunduğuna dair bir bilgimiz yoktur. İyad vefat edince, Ömer b. el-Hattab ona İyadın yapmış olduğu görevi verdi. Hıms ve çevresinde bulunan Şam bölgesinin valiliğini yürüttü. Arkadaşları arasında bulunduğu sırada kendisine baygınlık geldiği olurdu. Bu durum Ömere iletildi. Ömer bu durumu kendisine sorunca Said şöyle dedi: “Hubeyb öldürüldüğünde ben onun vefatında hazır bulunuyordum ve onun yaptığı duayı işittim. Vallahi [o anı hatırlayınca] mecliste bulunduğumun farkında olmaksızın baygınlık geçirdim.” Bu hal onun Ömer nezdindeki itibarını daha da arttırdı. Muhammed b. Sad dedi ki: Bana Ebül-Yeman el- Hımsiden rivayetle haber verildi. O Hariz b. Osmandan, o Habib b. Ubeydden, o da Said b. amir b. Hizyemden şunu rivayet etti: Said Kureyşli olup, Hıms ilk defa fethedildiğinde oranın emirliğini yapmıştı. Zıplayarak atına bindiğinde birisi ona, “Güzel bir sıçrayış yaptın ey Karha!” dedi. Bunun üzerine Said, “Babamın bana verdiği isimden başka bir isimle beni çağıran bu kişi kim? Doğru değilse melekler ona lanet eder.” dedi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Said b. amir (rh) 20 yılında, Ömerin hilafeti zamanında vefat etti.

4531. el-Fadl b. el-Abbas [el-Fadl b. el-Abbas] b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf b. Kusay. Künyesi Ebu Muhammed olup el- Abbasın en yaşlı çocuklarındandı. Allah Resulü ile birlikte Mekke ve Huneyn gazalarına katılmıştır. Huneyn savaşı gününde insanlar savaştan kaçarken o, Allah Resulünün yanında durarak sebat göstermiştir. Aynı şekilde el-Fadl, Allah Resulü ile birlikte veda haccında bulunmuş; Resulallah onu arkasına kendi bineğine bindirmiştir. Allah Resulünün gasil ve defin işinde yer almıştır. Daha sonra Şama gitmiş; Ürdün taraflarında, Amavas vebasında hicretin 18. yılında Ömer b. el-Hattabın hilafeti zamanında vefat etmiştir.

4532. Ebu Malik el-Eşari Müslüman olduktan sonra Peygamber ile arkadaşlık yapmış; onunla birlikte savaşlara katılmış ve ondan hadis rivayet etmiştir. Bize Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımaşki haber verdi; dedi ki: Bize el-Velid b. Müslim anlattı; dedi ki: Bana Yahya b. Abdülaziz el-Ezdi anlattı. O Abdullah b. Nuaym el-Ezdiden, o ed-Dahhak b. Abdurrahman b. Arzebden, o da Ebu Musa el-Eşariden şunu rivayet etti: Allah Resulü Ebu Malik el-Eşari için gönüllülerden oluşan atlı bir grubu temin ettikten sonra onu Hevazin [kabilesi] üzerine gönderdi ve onları bulduğu yerde mağlup edinceye kadar takip etmesini emretti.

4533. Avf b. Malik el-Eşcai Huneyn savaşından önce Müslüman oldu ve daha sonra da Huneyne katıldı. Mekkenin fethi gününde Eşcaın sancağı ondaydı. Ebu Bekirin hilafeti zamanında Şama gitti ve Hımsa yerleşti. Abdülmelik b. Mervanın hilafetinin başlarına kadar yaşadı. 73 yılında vefat etti. Ebu Amr olarak künyelenirdi.

4534. Resulallahın mevlası Sevban Künyesi Ebu Abdullah olup esir alınan kimselerdendi. Himyerden olduğu söylenirdi. Esir alınınca Resulallah onu satın alıp özgürlüğüne kavuşturdu. Vefat edinceye kadar Allah Resulünün yanında yaşadı. Daha sonra Şama geçti ve Hımsa yerleşti. Hımsta Darü Sadakası [Zekat ve sadaka evi] vardır. 54 yılında Muaviyenin hilafeti zamanında Hımsta vefat etmiştir.

4535. Sehl b. el-Hanzaliyye İsmi, Sehl b. Amr b. Adi b. Zeyd b. Cüşem b. Harisedir. Annesi ise Beni Temimin Beni Hanzale kolundan olup, annesine nisbetle kendisine İbnül-Hanzaliyye denmiştir. Uhud ve Hendek savaşlarına katıldığı gibi, Resulallah ile birlikte diğer savaşlara da katılmıştır. Daha sonra Şama geçerek Dımaşka yerleşmiş ve orada vefat etmiştir.

4536. Şeddad b. Evs b. Sabit [Şeddad b. Evs b. Sabit] b. el-Münzir b. Haram b. Amr b. Zeydü Menat b. amir b. Amr b. Malik b. en-Neccar. Şeddad, şair Hassan b. Sabitin kardeşinin oğludur. Filistine yerleşmiş, 58 yılında, Muaviye b. Ebu Süfyanın hilafetinin son dönemlerinde doksan beş yaşında Filistinde vefat etmiştir. Kudüste soyu ve nesli mevcuttur. Yaptığı işlerde ibadet ve gayret sahibi bir kimseydi. Kab el-Ahbardan hadis rivayet etmiştir.

4537. Fedale b. Ubeyd b. Nafiz b. Kays [Fedale b. Ubeyd b. Nafiz b. Kays] b. Suheybe b. el- Asram b. Cehceba b. Külfe b. Avf b. Amr b. Avf. Ensardandır. Allah Resulü ile birlikte Uhud, Hendek ve diğer bütün savaşlara katılmıştır. Daha sonra Şama giderek Dımaşka yerleşmiş ve orada kendine bir ev yaptırmıştır. Muaviye b. Ebu Süfyan zamanında Dımaşkta kadılık yapmıştır. Muaviye b. Ebu Süfyanın hilafeti sırasında Dımaşkta vefat etmiştir. Dımaşkta zürriyeti bulunmaktadır.

4538. Ebu Übey Ubade b. es-Samitin hanımının oğludur. İsmi, Abdullah b. Amr b. Kays b. Zeyd b. Sevad b. Malik b. Ganm b. Malik b. en-Neccar olup Hazrecli Ensardandır. Babası ve kardeşi Kays b. Amr, Bedir savaşına katılmış, Ebu Übey ise Bedire katılmamıştır. Annesi Ümmü Haram bt. Milhan, Enes b. Malikin teyzesidir. Ebu Übey Şama giderek Beytülmakdise [Kudüs] yerleşmiştir. Kudüste nesli mevcuttur. Allah Resulünden hadis rivayet etmiştir. Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O Mansurdan, o Hilal b. Yesaftan, o Ebül- Müsenna el-Hımsiden, o da Ubade b. es-Samitin hanımının oğlu Ebu Übeyden şöyle dediğini rivayet etti: Allah Resulünün yanında oturuyorduk. Resulallah “Bazı idareciler gelecek, onlar bir takım meşguliyetlerinden dolayı namazı vakitlerinde kılmayacaklardır. Siz namazı vaktinde kılın.” dedi. Bir adam söz alarak, “Ey Allahın Resulü! Sonra onlarla birlikte namaz kılalım mı?” diye sordu. Allah Resulü, “Evet!” dedi.

4539. Abdurrahman b. Şibl [Abdurrahman b. Şibl] b. Amr b. Zeyd b. Necde. Ensardan Amr b. Avfoğullarından olup Şama yerleşmişti. Allah Resulünden, davul ve benzeri telli çalgıya parmakla vurmayı ve yırtıcı hayvan postlarının serilmesini yasaklayan hadisi rivayet etmiştir.

4540. Umeyr b. Sad b. Şüheyd b. en-Numan [Umeyr b. Sad] b. Şüheyd b. en-Numan b. Kays b. Amr b. Zeyd b. Ümeyye. Amr b. Avfoğullarındandır. Babası Sad el- Kari olup Bedir savaşına katılmıştır. Umeyr b. Sad Peygambere arkadaşlık yapmış ve ondan hadis rivayet etmiştir. Ömer b. el-Hattab onu, Said b. amir b. Hizyemden sonra Hımsa vali tayin etmiştir.

4541. Amr b. Abese b. Halid [Amr b. Abese b. Halid] b. Huzeyfe b. Amr b. Halef b. Mazin b. Malik b. Salebe b. Bühse b. Süleym b. Mansur b. İkrime b. Hasefe b. Kays b. Aylan b. Mudar. Künyesi Ebu Nuceyhtir. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Muaviye b. Salih anlattı. O Ebu Yahya b. Süleym b. amir, Damre ve Ebu Talhadan şunu rivayet etti: Onlar Ebu Ümame el- Bahilinin, Amr b. Abese hakkında konuşarak şöyle dediğini işittiler: Allah Resulünün yanına geldim. Ukazda bulunuyordu. “Ey Allahın Resulü! Bu işte seninle beraber kim var?” diye sordum. “Benimle beraber iki kişi var: Ebu Bekir ve Bilal.” dedi. Amr, “İşte ben burada Müslüman oldum. Kendimi İslamın dörtte biri olarak gördüm.” dedi. “Ey Allahın Resulü! Seninle birlikte mi kalayım yoksa kavmime mi döneyim?” diye sordum. Resulallah, “Kavmine dön, zira gördüğün kimse ile birlikte olman ve İslamı ihya etmen yakındır.” dedi. Daha sonra Mekkenin fethinden önce Resulallahın yanına varıp kendisine selam verdim ve “Ey Allahın Resulü! Ben, Amr b. Abese es-Sülemiyim. Senin bilip benim bilmediğim, sana zararı olmayıp bana faydası olan bir şeyi senden sormak istiyorum.” dedim. Muhammed b. Ömer dedi ki: Amr b. Abese Mekkede Müslüman olunca, kavmi Beni Süleymin yaşadığı ülkeye gitti. Beni Süleym topraklarında yer alan Safne ve Hazede konaklardı. Bedir, Uhud, Hendek, Hudeybiye ve Huneyn savaşları bitinceye kadar orada kaldı. Daha sonra Allah Resulünün yanına geldi. Ardından Medineye gelerek Peygamberin sohbetinde bulundu; peygamberi dinledi ve ondan hadis rivayet etti. Peygamberin vefatından sonra Şama giderek vefat edinceye kadar orada kaldı.

4542. el-Haris b. Hişam b. el-Muğire [el-Haris b. Hişam b. el-Muğire] b. Abdullah b. Ömer b. Mahzum. Mekkenin fethi gününde Müslüman oldu. Peygamber ile birlikte Huneyn savaşına katıldı. Allah Resulü kendisine Huneyn ganimetlerinden 100 deve verdi. el-Haris Müslüman olduktan sonra Allah Resulü vefat edinceye kadar Mekkede yaşadı. Ebu Bekirin; Müslümanları Rumlara karşı savaşmaya çağırması konusunda yazdığı mektubu gelince el-Haris b. Hişam, İkrime b. Ebu Cehil ve Süheyl b. Amr hep birlikte Ebu Bekirin yanına gittiler. Ebu Bekir onları evlerinde ziyaret etti; onları selamladı, onları güzel karşıladı ve onların bu tavırlarından oldukça hoşnut oldu. Daha sonra bunlar diğer müslümanlarla birlikte savaşmak üzere Şama gittiler. Orada savaşa katıldılar. el-Haris b. Hişam da Fihl ve Ecnadin savaşlarına katıldı. Hicretin 18. yılında Şamda, Ömer b. el- Hattabın hilafeti zamanında Amavas veba hastalığında vefat etti.

4543. İkrime b. Ebu Cehil Ebu Cehilin ismi, Amr b. Hişam b. el-Muğire b. Abdullah b. Ömer b. Mahzumdur. İkrime, Mekkenin fethi gününde Müslüman oldu. Allah Resulü [veda] haccı yılında onu Hevazin kabilesinin zekatlarını toplamak üzere görevlendirdi. Allah Resulü vefat edince İkrime, Hevazin kabilesinin Tebale bölgesinde vali olarak bulunuyordu. İkrime (rh) Ebu Bekirin hilafeti zamanında mücahid olarak Şama gitti. Ecnadin savaşı gününde şehit olarak vefat etti. Arkasında kalan zürriyeti yoktur.

4544. Süheyl b. Amr b. Abdüşems [Süheyl b. Amr b. Abdüşems] b. Abdüvüd b. Nasr b. Malik b. Hısl b. amir b. Lüey. Künyesi Ebu Zeyddir. Müşrik olduğu halde Allah Resulü ile birlikte Huneyne çıkmış, Allah Resulünün Huneyn dönüşü sırasında Ciranede Müslüman olmuştur. Allah Resulü o gün Huneyn ganimetlerinden kendisine 100 deve vermiştir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdülhamid b. Cafer haber verdi. O babasından, o da Ziyad b. Minadan, o da -Resulallah ile sohbeti olan- Ebu Sad b. Ebu Fedale el-Ensariden şöyle dediğini rivayet etti: Ben ve Süheyl b. Amr, Şama gitmek üzere birkaç gece birlikte arkadaşlık yaptık. Bizi Ebu Bekir savaşmak üzere göndermişti. Süheylin şöyle dediğini duydum: Allah Resulünü şöyle söylerken işittim: “Sizden birinizin Allah yolunda bir saat beklemesi [cihad yapması], ömrü boyunca ailesi içerisinde yapmış olduğu amelinden daha hayırlıdır.” Süheyl b. Amr şöyle dedi: “İşte ben de bunun için ölünceye dek Allah yolunda mevzilenip cihad yapıyorum ve asla Mekkeye dönmeyeceğim.” Süheyl, Ömer b. el- Hattabın hilafeti zamanında hicretin 18. yılında, Amavas taununda [veba salgınında] vefat edinceye kadar Şamda kaldı ve orada vefat etti.

4545. Ebu Cendel b. Süheyl b. Amr [Ebu Cendel b. Süheyl b. Amr] b. Abdüşems b. Abdüvüd b. Nasr b. Malik b. Hısl b. amir b. Lüey. Mekkede ilk dönemlerde Müslüman olanlardandır. Ancak babası ayaklarını demirle bağlayarak onu hapsetti ve hicretten alıkoydu. Hudeybiyeden sonra kaçan Ebu Cendel, el-Îste bulunan Ebu Basirin yanına gitti. Ebu Basirin vefatına kadar onun yanında kaldı. Daha sonra Ebu Cendel beraberindeki Müslümanlarla birlikte Medineye, Peygamberin yanına gitti. Allah Resulünün vefatına kadar onunla birlikte savaşlara katıldı. Ardından Şama ilk giden Müslümanlarla birlikte Şama çıktı. Hicretin 18. senesinde, Ömer b. el-Hattabın hilafeti sırasında Amavas vebasında vefat edinceye kadar Şamda Allah yolunda cihad etmeye ve savaşlara katılmaya devam etti. Ebu Cendel arkasında zürriyet bırakmadı.

4546. Yezid b. Ebu Süfyan b. Harb b. Ümeyye [Yezid b. Ebu Süfyan b. Harb b. Ümeyye] b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusay. Annesi ise Zeynep bt. Nevfel b. Halef b. Kavvale olup Kinaneoğullarındandır. Yezid, Mekkenin fethi gününde Müslüman oldu. Allah Resulü ile birlikte Huneyn savaşına katıldı. Allah Resulü kendisine Huneyn ganimetlerinden 100 deve ve kırk ukıyye verdi. Yezid hep hayırla anıldı. Ebu Bekir es-Sıddık Şama gönderdiği askeri komutanlarla birlikte onu da bir birliğin başında komutan olarak gönderdi ve “Eğer topluca bir tuzak ile karşılaşırsanız o vakit insanların başına Yezid geçsin. Ayrı olarak bir tuzakla karşılaşıldığı takdirde ise o vakit sorumluluk, [tuzakla karşılaşan] birliğinin başında olan komutana düşer.” dedi. Ebu Bekir onu yaya olarak uğurladı ve “Attığım bu adımlarımın Allah yolunda olduğuna inanıyorum.” diyerek ona tavsiyelerde bulundu. Ebu Bekir vefat ettiği zaman Yezid onun valisi olarak görev yapıyordu. Ömer b. el-Hattab da onu Dımaşk valiliğine getirdi. Hicretin 18. senesinde Amavas vebasında vefat edinceye kadar vali olarak Dımaşkta kaldı. Arkasında kalan bir zürriyeti yoktur.

4547. Muaviye b. Ebu Süfyan b. Harb [Muaviye b. Ebu Süfyan b. Harb] b. Ümeyye b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusay. Annesi ise Hind bt. Utbe b. Rebia b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusaydır. Muaviyenin künyesi Ebu Abdurrahman olup zürriyeti vardır. Hudeybiye yılında Müslüman olduğunu ve İslamını Ebu Süfyandan sakladığını zikrederdi. Muaviye şöyle der: “Allah Resulü fetih gününde Mekkeye girince ben Müslümanlığımı izhar ettim ve kendisi ile görüştüm. Beni hoş karşıladı.” Resulallahın katipliğini yaptı. Allah Resulü ile birlikte Huneyn ve Taif savaşlarında bulundu. Allah Resulü kendisine Huneyn ganimetinden 100 deve ve Bilalin tarttığı kırk ukıyye verdi. Muaviye, Allah Resulünden bazı hadisler rivayet etmiştir. Kardeşi Yezid b. Ebu Süfyan vefat ettikten sonra Ömer b. el-Hattab Muaviyeyi onun yerine Dımaşk valisi olarak tayin etti. Ömer öldürülünceye kadar onun valisi olarak bu göreve devam etti. Daha sonra Osman kendisini aynı görevde bırakmış; Osman öldürülünceye kadar Şamın tamamını onun yetkisine vermiştir. Onun Şam idaresi yirmi sene emir olarak devam etmiş; ardından Aliden sonra kendisine halife olarak biat edilmiş ve bu halifeliği yirmi sene devam etmiştir. Hicretin 60. senesinde, Receb ayının onbeşinde, Perşembe gecesi, yetmiş sekiz yaşında vefat edinceye kadar da bu görevde kalmıştır.

4548. Ebu Haşim b. Utbe [Ebu Haşim b. Utbe] b. Rebia b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusay. Mekkenin fethi gününde Müslüman olmuştur. Daha sonra Şama giderek vefat edinceye kadar orada kalmıştır. Bazen Dımaşka indiği de olurdu.

4549. Abdullah b. es-Sadi Sadinin ismi, Amr b. Vakdan b. Abdüşems b. Abdüvüd b. Nasr b. Malik b. Hısl b. amir b. Lüeydir. Mekkenin fethi gününde müslüman oldu. Peygamber ile arkadaşlık yaptı ve kendisinden hadis rivayet etti. Daha sonra Şama gelerek Dımaşka yerleşti ve orada vefat etti.

4550. Dırar b. el-Hattab [Dırar b. el-Hattab] b. Mirdas b. Kebir b. Amr b. Habib b. Amr b. Şeyban b. Muharib b. Fihr. Şair olup Mekkenin fethi gününde müslüman oldu. İyi bir atlı biniciydi. Peygamber ile arkadaşlık yaparak güzel bir İslam sergilemiştir. Daha sonra mücahid olarak Şama gitmiş ve orada vefat etmiştir.

4551. Vasile b. el-Eska b. Abdüluzza [Vasile b. el-Eska b. Abdüluzza] b. Abdüyalil b. Naşib b. Gıyere b. Sad b. Leys b. Bekr. Kinaneoğullarındandır. Künyesi Ebu Kırsafe olup Medine taraflarında yaşardı. Daha sonra İslamın sevgisi kalbine girince, Allah Resulünün yanına -Tebuka gitme hazırlığı içinde iken- geldi ve orada Müslüman oldu. Ardından Peygamber ile birlikte Tebuka çıktı. Kendisi Suffe ehlindendi. Vasile, “Peygamberin Suffe ehlinden olan yirmi kişilik ashabı arasında bulunuyordum ve onların en küçüğüydüm.” dedi. Vasile, Peygamberden hadis dinlemiş; Resulallah vefat edince Şama gitmiştir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muaviye b. Salih anlattı. O da Ebüz-Zahiriyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Vasile b. el-Eska 85 yılında, doksan sekiz yaşında Şamda vefat etti. Ebül-Muğire el-Hımsi; İsmail b. Ayyaştan, o da İbn Halidden şöyle dedi: Vasile b. el-Eska hicretin 83. senesinde, 105 yaşında iken vefat etti. Beytülmakdise [Kudüs] inerdi ve orada da vefat etti. Savaşlara katılmak üzere çıkarken yolda Dımaşk ve Hımsa uğrardı. Abdullah b. Salih; Muaviye b. Salihten, o da Salih b. el- Ala b. el-Haristen, o da Mekhulden şöyle dedi: Ben ve Ebül-Ezher, Vasile b. el-Eskanın yanına vardık ve kendisine, “Ya Ebül-Eska! Bize Resulallahtan duyduğun bir hadis söyle.” dedik. el-Velid b. Müslim de şöyle dedi: Bize Beni Yezidin mevlası Ebül-Musab anlattı; dedi ki: Vasile b. el- Eskanın; kendi bahçesinde öğle veya akşam yemeğini yediğinde insanları da kendisi ile birlikte yemeleri için çağırdığını gördüm.

4552. Temim ed-Dari İsmi, Temim b. Evs b. Harice b. Sud b. Cezime b. Zira b. Adi b. ed-Dar b. Hani b. Habib b. Numare b. Lahm b. Kabdir. Kardeşi Nuaym b. Evs ile birlikte Resulallahın yanına gelip Müslüman oldular. Allah Resulü onlardan birisine Hibrayı, diğerine ise Şamda bulunan Beyt Aynunu verdi. Allah Resulünün Şamda bundan başka bir iktaı (tahsisi) yoktu. Temim, Allah Resulü ile arkadaşlık yaptı. Onunla birlikte savaşlara katıldı; ondan hadis rivayet etti ve Medinede yaşadı. Osmanın öldürülmesinin ardından Şama geçti. Temim ed-Darinin künyesi Ebu Rukayye idi.

4553. Büsr b. Ebu Ertat İsmi, Umeyr b. Uveymir b. İmran b. el-Celis b. Seyyar b. Nizar b. Mais b. amir b. Lüeydir. Muhammed b. Ömer şöyle dedi: Allah Resulü vefat ettiği sırada Büsr b. Ebu Ertat henüz küçüktü. Bu sebeple Medinelilerden hiçbirisinin, onun Peygamberden hadis dinlediğine dair rivayeti olmamıştır. Daha sonra Şama geçmiş ve orada yaşamıştır. Muhammed b. Ömerin rivayeti dışında, Şamlılardan ve diğerlerinden yapılan rivayetlerde Büsrün; Allah Resulüne ulaştığı ve ondan hadis rivayet ettiği bildirilmektedir. Osman taraftarı olan Büsr, Muaviye ile arkadaşlık yapmış ve Abdülmelik b. Mervanın hilafeti zamanına kadar yaşamıştır.

4554. Habib b. Mesleme el-Fihri [Habib b. Mesleme el-Fihri] b. Malik el-Ekber b. Vehb b. Salebe b. Vasile b. Amr b. Şeyban b. Muharib b. Fihr. Bize Ahmed b. Muhammed b. el-Velid el-Ezraki el-Mekki haber verdi; dedi ki: Bize Davud b. Abdurrahman anlattı. O İbn Cüreycden, o İbn Ebu Müleykeden, o da Habib b. Mesleme el-Fihriden şunu rivayet etti: Habib b. Mesleme Peygamber Medinede iken yanına geldi. Babası ona yetişip “Ey Allahın Resulü! Ellerim ve ayaklarım [ağrıyor]!” dedi. Peygamber, “Babanla dön, zira o ölmek üzeredir.” dedi. Habib şöyle dedi: Babam o sene içinde vefat etti. Muhammed b. Ömer dedi ki: Arkadaşlarımızın yanındaki rivayetimize göre Allah Resulü vefat ettiği sırada Habib b. Mesleme oniki yaşında olup Peygamber ile birlikte herhangi bir savaşa katılmadı. Bizim dışımızdakilerin rivayetinde ise Habib Peygamber ile birlikte savaşa katılmış; ondan hadis ezberleyip rivayet etmiştir. Habib b. Mesleme daha sonra Şama geçti ve orada Muaviye b. Ebu Süfyan ile birlikte Sıffin ve diğer savaşlara katıldı. Muaviye onu Rumlara karşı savaşa gönderince onlara büyük kayıplar verdirdi. Muaviye daha sonra onu Ermenistana vali olarak gönderdi. Hicretin 42. senesinde, henüz elli yaşına girmeden orada vefat etti.

4555. ed-Dahhak b. Kays b. Halid el-Ekber [ed-Dahhak b. Kays b. Halid el-Ekber] b. Vehb b. Salebe b. Vasile b. Amr b. Şeyban b. Muharib b. Fihr. Muhammed b. Ömer şöyle dedi: Bizim rivayetimize göre Allah Resulü vefat ettiği sırada Dahhak b. Kays henüz büluğa ermeyen bir çocuktu. Başkasının rivayetine göre ise Resulallaha ulaşıp ondan hadis dinlemiştir. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bize Ali b. Zeyd haber verdi. O da Hasandan şunu rivayet etti: Yezid b. Muaviye vefat ettiği zaman Dahhak b. Kays, Kays b. el-Heyseme mektup yazarak şöyle dedi: “Selam üzerine olsun. Bil ki, ben Allah Resulünün şöyle buyurduğunu işittim: “Kıyamet kopmadan önce, duman parçaları şeklinde birtakım fitneler meydana gelecektir. Kişinin bedeni o fitnede öldüğü gibi kalbi de ölür. Kişi o günde mümin olarak sabahlar, kafir olarak akşamlar. Aynı şekilde mümin olarak akşamlar, kafir olarak sabahlar. Bazı kimseler onda haysiyet ve dinlerini dünya menfaati karşılığında satarlar.” Şüphesiz ki, Yezid b. Muaviye ölmüştür. Sizler de bizim kardeşlerimiz ve parçalarımızsınız. Bu sebeple kendimiz için birini seçmedikçe sizler önümüze geçmeyin.” Muhammed b. Ömer şöyle dedi: Muaviye b. Yezid b. Muaviyenin vefatı neticesinde insanlar Şamda ihtilafa girince ed-Dahhak b. Kays, insanları Abdullah b. ez-Zübeyre biate çağırdı. Abdullah b. ez-Zübeyr de onu Şam valiliğine getirdi. Şamda Mervan b. el-Hakeme biat edildikten sonra Mervan onun üzerine harekete geçti. Mercü Rahit denilen yerde karşı karşıya gelip savaşa tutuşmaları sonucunda ed- Dahhak b. Kays hicretin 64. senesinde, Zilhicce ayının ortalarında orada öldürüldü.

4556. Kabas b. Eşyem [Kabas b. Eşyem] b. amir b. el-Mülevvah b. Yamur. O da eş-Şüddah b. Avf b. Kab amir b. Leys b. Bekir b. Abdümenat b. Kinanedir. Müşriklerle birlikte Bedir savaşına katılmış, orada bazı hatıralar bırakmıştır. Daha sonra Müslüman olmuş ve Peygamber ile birlikte bazı savaşlara katılmıştır. Yermuk gününde Ebu Ubeyde b. el-Cerrahın ordusunun başında yer almıştır. Daha sonra Şama yerleşmiş ve Peygamberden hadis rivayetinde bulunmuştur. Bize Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımaşki haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Şuayb anlattı; dedi ki: Bana Ebu Halid er-Rahbi -yani Sevr b. Yezid- haber verdi. O Ebu Seyf el-Kelaiden, o Abdurrahman b. Ziyaddan, o da Kabas b. Eşyem el-Leysiden, Resulallahın şöyle dediğini rivayet etti: “İki kişinin bir imamın arkasında kıldıkları namaz, Allah katında tek tek kılınan sekiz kişinin namazından daha hayırlıdır. Yine dört kişinin bir imamın arkasında kıldıkları namaz, Allah katında tek olarak kılınan yüz kişinin kıldığı namazdan daha hayırlıdır.” İbn Şuayb dedi ki: Ebu Halide, “Hadiste geçen “tetra” kelimesi ne demektir?” diye sordum. “Ayrı ayrı namaz kılmalarıdır.” dedi.

4557. Ebu Ümame el-Bahili İsmi, es-Sudey b. Aclan olup, Süleymandan hadis rivayet etmiştir. Bize Kesir b. Hişam haber verdi; dedi ki: Bize Cafer b. Bürkan anlattı; dedi ki: Bize Meymun -yani İbn Mihrananlattı. O da Ebu Ümameden şöyle dediğini rivayet etti: Sıffin savaşına katıldım. Onlar yaralı kimseleri öldürmüyor, kaçanları kovalamıyor ve öldürülmüş kimselerin eşyalarını gasp etmiyorlardı. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Mesleme anlattı. O da Ebu Galibden şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Ümameyi sakallarını sarıya boyarken gördüm. Bana Ebül-Yeman el-Hımsiden, o Hariz b. Osmandan, o Habib b. Ubeydden, o da Ebu Ümameden haber edildiğine göre: [Ebu Ümame] duyulan bir hadisi rivayet ederken, bunu söylemenin adeta kendisi üzerine borç olduğunu kabul eden kimse gibi rivayet ederdi. Bana Abdullah b. Salihten, o Muaviye b. Salihten, o da el-Hasan b. Cabirden haber verildiğine göre: Ebu Ümame el-Bahiliden ilmin yazılması hakkında sorduğunda şöyle cevap vermiştir: “Bunda bir sakınca yoktur.” veya “Bunda bir sakınca olduğunu zannetmiyorum.” Ebül-Velid b. Müslim dedi ki: Bize Osman b. Ebül-atike anlattı. O da Süleyman b. Habibden şunu rivayet etti: Ebu Ümame el-Bahili kendilerine şöyle dedi: “Allahın emrini bu meclislere tebliğ etmek, Yüce Allaha karşı sizin bir sorumluluğunuzdur. Zira Allah Resulü aldığı emirleri bize tebliğ etti. O halde sizler de bizden duyduklarınızı en güzel şekilde tebliğ edin.” Dediler ki: Ebu Ümame; hicretin 86. senesinde, Abdülmelik b. Mervanın hilafeti zamanında altmış bir yaşında Şamda vefat etti.

4558. el-İrbad b. Sariye es-Sülemi Künyesi Ebu Necihtir. Muhammed b. Ömer şöyle dedi: el-İrbad, hicretin 75. senesinde, Abdülmelik b. Mervanın hilafetinin ilk yıllarında Şamda vefat etti.

4559. Amr b. Mürre [Amr b. Mürre] el-Cüheni. Peygamber zamanında yaşlı bir insandı.

4560. Utbe b. en-Nüdder es-Sülemi Dımaşkta yaşardı. Hicretin 84. senesinde vefat etti.

4561. Utbe b. Abd es-Sülemi Şamda yaşardı. el-Heysem b. Adi şöyle dedi: Utbe, hicretin 91 veya 92 senesinde vefat etti. Muhammed b. Ömer ise onun 87 senesinde, doksan dört yaşında iken vefat ettiğini söyler.

4562. Abdullah b. Büsr el-Mazini İsmi, Mazin b. Mansur olup Süleym b. Mansurun kardeşidir. Künyesi ise Ebu Safvandır. Bana Ebül-Yeman el-Hımsiden, o İsmail b. Ayyaştan, o Hariz b. Osman ve Safvan b. Amrdan bana haber edildiğine göre, onların ikisi Peygamberin ashabı olan Abdullah b. Büsrün saçını ve sakalını sarıya boyadığını ve başında bir şey bulunmadığını gördüklerini söylediler. Ebül-Yeman şöyle dedi: Bana Hariz b. Osman anlattı; dedi ki: Abdullah b. Büsrün elbiselerinin yukarıya doğru katlanmış olduğunu, gömleğin üzerinde dış elbise giydiğini gördüm. Yolda bulunan bir taşın yanından geçtiği zaman onu bir kenara atardı. Bana Safvan b. Amr anlattı; dedi ki: Abdullah b. Büsrün alnında secde izinin olduğunu gördüm. Muhammed b. Ömer de şöyle dedi: Abdullah b. Büsr 88 yılında vefat etti. Büsr; Resulallahın Şamda vefat eden en son sahabisiydi. Vefatında doksan dört yaşındaydı.

4563. Abdullah b. Havale Künyesi Ebu Havaledir. el-Heysem b. Adi dedi ki: “O, Ezd kabilesindendir.” Muhammed b. Ömer de şöyle dedi: “Abdullah, Mais b. amir b. Lüeyoğullarındandır.” Künyesi Ebu Muhammeddir. Ürdünde otururdu. Hicretin 58. senesinde, Muaviyenin hilafetinin son dönemlerinde yetmiş iki yaşında vefat etti. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Kehmes b. el-Hasan haber verdi. O Abdullah b. Şakikten, o da Anezeli adı Zaide veya Mezyede b. Havale olan bir adamdan şöyle dediğini rivayet etti: “Bir yolculukta Allah Resulü ile birlikteydik.” Sonra da bütün hadisi Osman hakkında nakletti.

4564. Kab b. Mürre el-Behzi Behz ise Süleymoğullarındandır. Kab, Ürdünde yaşardı. Abdullah b. Havalenin, Osman hakkında rivayet ettiği gibi, Peygamberden hadis rivayet etmiştir. Kab, hicretin 57. senesinde vefat etmiştir.

4565. Kab b. asım el-Eşari

4566. Kab b. İyad Peygamber ile arkadaşlık yapmıştır. Kendisinden Abdullah b. Salihin, o Muaviye b. Salihten, o Abdurrahman b. Cübeyrden, o babasından, o da Kab b. İyaddan rivayet ettiği hadis rivayet edilmiştir. Kab şöyle dedi: Peygamberin şöyle dediğini işittim: “Her ümmetin bir fitnesi vardır, benim ümmetimin fitnesi ise maldır.”

4567. el-Mikdam b. Madikerib el-Kindi Künyesi Ebu Yahya olup 87 yılında, Abdülmelik b. Mervanın hilafeti sırasında, doksan bir yaşında Şamda vefat etmiştir.

4568. Abdullah b. Kurt el-Ezdi es-Sümali

4569. el-Hakem b. Umeyr es-Sümali Ezd kabilesinden olup Hımsta otururdu. Bize Ammar b. Nasr haber verdi; dedi ki: Bize Bakıyye b. el-Velid anlattı. O İsa b. İbrahimden, o da Musa b. Ebu Habibden şöyle dediğini rivayet etti: Peygamberin ashabından olan el-Hakem b. Umeyr es-Sümalinin şöyle dediğini işittim: Allah Resulü şöyle buyurdu: “İki kişi ve daha fazlası cemaattir.”

4570. Abdullah b. aiz es-Sümali Peygamber ile arkadaşlık yapmış olup Şama yerleşmiştir. Ebül-Yeman el-Hımsi şöyle dedi: Bana Safvan b. Amr anlattı. O da Ebu Süfyan Muhammed b. Ziyad el- Elhaniden şunu rivayet etti: Hasif b. el-Haris, Abdullah b. aiz es-Sümaliye vefatı sırasında şöyle dedi: “Şayet bizimle buluşabilirsen, karşılaştığın kimselerden ölüm hakkında bize haber ver.” Bir müddet sonra rüyasında onunla karşılaştı ve ona “Bize haber vermeyecek misin?” diye sordu. O da şöyle dedi: “Biz kurtulduk, ama az kalsın kurtulamayacaktık. Büyük sorgudan geçtikten sonra; kötüler hariç, günahlarımızı affeden, kötülüklerimizi bağışlayan Rabbimizin en büyük Rab olduğunu gördük.” Ben, “Kötüler kimlerdir?” diye sordum. “Parmaklarla kendilerine işaret edilen kimselerdir.” diye cevap verdi.

4571. Ebu Salebe el-Huşeni Huşeyn, Kudaa kabilesindendir. Ebu Salebenin ismi ise arkadaşlarımızın bize haber verdiklerine göre; Cürhüm b. Naştır. Bana Ebu Müshir ed-Dımaşkinin şöyle dediği bana haber edildi: Onun ismi; Cürsume b. Abdülkerimdir. Bize Affan b. Müslim anlattı; dedi ki: Bize Vüheyb anlattı; dedi ki: Bize en-Numan b. Raşid anlattı. O ez- Zühriden, o Ata b. Yezid el-Leysiden, o da Ebu Salebe el-Huşeniden şunu rivayet etti: Peygamber onun parmağında altın bir yüzük gördü. Salebe ses çıkartırcasına bir dalı eline vurmaya başlayınca Peygamber işin hakikatını fark etti. Bunun üzerine Ebu Salebe yüzüğü çıkardı ve attı. Peygamber eline bakıp yüzüğü bulamayınca şöyle buyurdu: “Galiba yaptığımız şeyle seni cezalandırıp sana acı vermiş olduk.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Salih haber verdi. O da Mihcen b. Vüheybden şöyle dediğini rivayet etti: Allah Resulü Hayber savaşına çıkma hazırlığı içinde bulunduğu sırada, Ebu Salebe el-Huşeni yanına geldi ve Allah Resulü ile birlikte Haybere katıldı. Daha sonra Huşeyn kabilesinden yedi kişilik bir heyet Allah Resulünün yanına gelip Ebu Salebe el-Huşeniye misafir oldular. Muhammed b. Ömer dedi ki: Ebu Salebe el-Huşeni; 75 yılında Abdülmelik b. Mervan hilafetinin ilk sıralarında Şamda vefat etti.

4572. Ebu Kebşe el-Enmari el-Heysem b. Adi şöyle dedi: Ebu Kebşe, Peygamber ile birlikte Tebuk savaşına katıldı.

4573. Abdurrahman b. Katade es-Sülemi Peygamber ile arkadaşlık yapmış, ondan hadis rivayet etmiş ve Şama yerleşmiştir. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Muaviye b. Salih anlattı. O Raşid b. Saddan, o da Allah Resulünün ashabından olan Abdurrahman b. Katade es-Sülemiden şöyle dediğini rivayet etti: Allah Resulünün şöyle dediğini işittim: “Yüce Allah, ademi yarattı, insanları da onun sülbünden çıkardı. Sonra da Bunlar cennetliktir. Buna aldırış etmem. Bunlar da cehennemliktir. Buna da aldırış etmem. dedi.” Adamın biri şöyle dedi: “Ey Allahın Resulü! Neye göre amel işliyoruz?” Allah Resulü, “Kaderimize göre!” dedi.

4574. Nuaym b. Hebbar el-Gatafani Adını bu şekilde bize Man b. İsa, Muaviye b. Salihten, o Ebüz-Zahiriyyeden, o da Kesir b. Mürreden, o da Nuaym b. Hebbardan haber verdi; dedi ki: el-Velid b. Müslim rivayet ettiği hadiste, “Nuaym b. Hebbar” olarak ifade ediyordu. Diğer raviler ise onu: “Nuaym b. Hammar” şeklinde ifade etmişlerdir. Nuaym, Peygamber ile arkadaşlık yapmış, ondan hadis rivayet etmiş ve daha sonra da Dımaşka gitmiştir.

4575. Abdurrahman b. Ebu Amire el-Müzeni Allah Resulünün ashabından olup Şama yerleşmiştir. Muaviye hakkında rivayet edilen el-Velid b. Müslimin hadisini kendisi rivayet etmiştir. Bize Dımaşk halkından yaşlı bir adam anlattı; dedi ki: Bize Yunus b. Meysere b. Celis anlattı; dedi ki: Abdurrahman b. Ebu Amire el-Müzeni, Resulallahı şöyle söylerken işittiğini söyledi: “Beytülmakdiste [Kudüste] hidayet biati olacaktır.” Ebu Müshir, Said b. Abdülazizden, o da Rebia b. Yezidden, o da Allah Resulünün ashabından olan Abdurrahman b. Ebu Amireden, Muaviye hakkında şöyle dediğini anlattı: “Allahım! Onu, hidayet ehli ve hidayete çağıran kıl. Ona hidayet et, insanları da onunla hidayete erdir.”

4576. Ebu Seyyare el-Mutai Bicaleoğullarının müttefikiydi. Bize Osman b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Said b. Abdülaziz haber verdi. O Süleyman b. Musadan, o da Ebu Seyyare el-Mutaiden şöyle dediğini rivayet etti: “Ey Allahın Resulü! Benim arılarım var.” dedim. Şöyle buyurdu: “Onların zekatını ver.” “Arıların bal topladıkları dağı benim için koruma altına al.” dedim. Bunun üzerine Allah Resulü onu, arılarım için koruma altına aldı.

4577. Vahşi b. Harb el-Habeşi Hamza b. Abdülmuttalibin katilidir. Daha sonra İslama girerek Peygamberin sohbetinde bulundu. Ondan hadisler dinledi ve Müseylime el-Kezzabın öldürülmesinde yer aldı. Vahşi şöyle derdi: “Ben insanların en hayırlısını ve insanların en şerlisini öldürdüm.” Hımsa gitti, vefat edinceye kadar orada kaldı. Zürriyeti bu güne kadar orada mevcuttur. el-Velid b. Müslim, Vahşinin çocuklarından adı Vahşi b. Harb olan bir adamdan, o babasından, o dedesinden, o da Peygamberden hadis rivayet ederdi. el-Velid b. Müslim de şöyle dedi: Bana Vahşi b. Harb anlattı. O babasından, o da dedesi Vahşi b. Harbden şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Bekir Halid b. Velidi ridde ehli üzerine göndermek için görevlendirince bana dedi ki: “Ey Vahşi! Sen de Halid ile birlikte çık ve daha önce Allah yolundan alıkoymak için savaştığın gibi, şimdi de Allah yolunda savaş.” Bunun üzerine Halid ile birlikte çıktım. Yolda, daha önce Müslümanları iki veya üç defa mağlup eden Beni Hanife ile karşılaştık. Yüce Allah Müslümanların tövbesini kabul etmiş, onlar da başlarına inen kılıç darbelerine sabretmişlerdi. Öyle ki, ateş kıvılcımlarının kılıçlar arasından nasıl çıktığını görüyor, o kılıçlardan çan sesine benzer seslerin nasıl çıktığını işitiyordum. Ben de kılıcımla vurdum, öyle ki, kabzası elimdeki kana bulanıp yapıştı. İşte bu sırada Allah (c) yardım etti, Hanifeoğullarını mağlup etti, Müseylime de öldürüldü. Vahşi dedi ki: Sonra Ebu Bekir şöyle dedi: Peygamberin şöyle dediğini işittim: “Halid, Allahın kılıçlarından bir kılıçtır. Yüce Allah onu müşriklerin başına musallat kılmıştır.” Bize Muhammed b. Musab el-Karkasani haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Ebu Meryem anlattı. O da Raşid b. Saddan şöyle dediğini rivayet etti: İlk defa dokuma elbise giyen ve içkiden dolayı dövülen kimse Hımsta Vahşidir.

4578. Osman b. Osman es-Sekafi Allah Resulünün arkadaşıdır. Bana Ebül-Yeman el-Hımsiden, o Hariz b. Osmandan, o İbn Ebu Avftan, o da Peygamberin arkadaşı olan Osman b. Osman es-Sekafiden haber verildiğine göre Resulallah şöyle dedi: “Yüce Allah kulunun tövbesini ölümünden bir sene öncesine kadar kabul eder. Yine Yüce Allah, kulunun tövbesini ölümünden bir ay öncesine kadar kabul eder. Aynı şekilde Yüce Allah, kulunun tövbesini ölümünden önce bir deveyi sağacak süre kalıncaya kadar kabul eder.” Kendisine: Deveyi sağacak süre ne kadardır? diye sorulduğunda ise, “İki kere yapılan sağma arasında geçen süre kadardır.” dedi.

4579. Müslim b. el-Haris Peygamber ile arkadaşlık yapmış, daha sonra Şama yerleşmiştir. el-Velid b. Müslim dedi ki: Bize Abdurrahman b. Hassan el-Kinani anlattı; dedi ki: Bize el-Haris b. Müslim b. el- Haris et-Temimi, babasından şöyle dediğini rivayet etti: Allah Resulü bizi bir seriyye ile gönderdi. Kaleye yaklaştığımızda, oradaki halkın gürültülerini ve çıkardıkları seslerini işittik. Ben de atımı hızlandırarak doğruca onların yanına vardım ve “La ilahe illallah [Allahtan başka hiçbir ilah yoktur]” derseniz kendinizi korumuş olursunuz.” dedim. Onlar da bunun üzerine “La ilahe illallah” dediler. Arkadaşlarımız bana, “Ganimetler elimize geçmiş durumdayken, bizi bundan mahrum bıraktın.” dediler. Allah Resulünün yanına vardığımızda bu olay kendisine haber verildiğinde, yapmış olduğum tavrı hoş karşıladı ve bana, “O insanlardan her bir ferde karşılık sana şu kadar şu kadar mükafat vardır.” dedi. Sonra da şöyle buyurdu: “Benden sonra Müslümanların liderlerine seni tavsiye etmek üzere bir mektup yazacağım.” Şöyle devam etti: Resulallah bana bir mektup yazdırdı; sonra onu mühürledi. Peygamber vefat ettiğinde, mektubu Ebu Bekire getirdim. O da mektubu açtı; bana bir şey verdi sonra mektubu mühürledi. Ebu Bekir vefat ettiğinde, mektubu Ömere getirdim. Mektubu açtı; bana bir şey verdi sonra onu mühürledi. Daha sonra Osman halife olunca, mektubu ona getirdim. O da açtı okudu, bana bir şey verdi ve o da mektubu mühürledi”. Daha sonra Ömer b. Abdülaziz halife olunca, el-Haris b. Müslime haber gönderdi. el-Haris geldiğinde ona bir şeyler verdi ve şöyle dedi: “Eğer isteseydim; bu vereceklerimi sana ulaştırabilirdim. Fakat babanın Peygamberden rivayet ettiği hadisi bana anlatmanı istediğim için seni çağırmıştım.” demesi üzerine ben de kendisine o hadisi anlattım.

4580. Malik b. Hübeyre es-Sülemi Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi. O Muhammed b. İshakdan, o Yezid b. Ebu Habibden, o Mersed b. Abdullah el-Yezeniden, o da -Peygamberin ashabından olan- Malik b. Hübeyre es-Sülemiden şunu rivayet etti: Resulallah, “Bir cenazenin üzerine üç saf tutarsa, o cenazeye [Allahın mağfireti ve cenneti] vacip olur.” dedi.

4581. Abdullah b. Muaviye el-Gadiri Bana Avftan, o da İshak b. Zibrik eş-Şami haber verildi; dedi ki: Bana Abdullah b. el-Haris ez-Zübeyri anlattı; dedi ki: Bana Abdullah b. Salim ez-Zübeyri anlattı; dedi ki: Bana Yahya b. Cabir şunu anlattı: Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyrin anlattığına göre Abdullah b. Muaviye el-Gadiri, Resulallahın şöyle dediğini babası kendisine anlattı: “Kim üç şeyi yaparsa muhakkak ki, imanın tadını alır: Kim sadece Allaha ibadet ederse, Ondan başka ilah olmadığına inanırsa, nefsi razı olarak malının zekatını verirse.”

4582. Amr el-Bekali Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize el-Cüreyri haber verdi. O da Ebu Temime el-Hüceymiden şöyle dediğini rivayet etti: Şama geldiğimde bir anda kendimi insanlara konuşan, insanların etrafında toplandığı, parmakları kesik, -Hammad b. Selemenin hadisinde ise iki eli kesik olan- bir adamın yanında buldum. Bunun üzerine, “Bu adam kimdir?” diye sordum. “Bu; Peygamberin yeryüzünde kalan ve en fakih sahabisi olan Amr el-Bekalidir.” dediler. “Parmaklarına ne oldu?” diye sordum. Yermuk savaşında yaralandı.” dediler.

4583. Sinan b. Garefe Peygamberin ashabından olup Şamda ikamet etmiştir. Peygamberden, erkeklerle bir arada vefat eden kadının, ya da kadınlarla bir arada vefat eden erkeğin yıkanmayarak sadece teyemmüm edildikleri konusundaki hadisi rivayet etmiştir.

4584. Ebu Hind ed-Dari Bize Abdullah b. Yezid Ebu Abdurrahman el-Mukri haber verdi; dedi ki: Bize Hayve b. Şüreyh anlattı; dedi ki: Bana Mekhul anlattı; dedi ki: Ebu Hind ed-Darinin şöyle dediğini işittim: Allah Resulünü şöyle söylerken işittim: “Kim gösteriş ve riya ile hareket ederse Allah da kıyamet günü o kimseye karşı gösteriş yapar.” Bu hadisi aynı zamanda; İbn Lehia, Ebu Sahrdan, o da Mekhulden duyarak rivayet etti. Dedi ki: Ebu Hind ed- Dari, Temim ed-Darinin kardeşidir.

4585. Muaviye el-Hüzeli Bana Ebül-Yeman el Hımsi haber verildi: dedi ki: Bize Hariz b. Osman haber verdi. O Süleym b. amirden, o da Resulallahın ashabından olan Muaviye el- Hüzeliden şöyle dediğini rivayet etti: Münafık, namaz kıldığı halde Yüce Allah onu yalanlar. Sadaka verir, fakat Yüce Allah onu yalanlar. Savaş yapar, ancak Yüce Allah onu yalanlar. Savaşta öldürüldüğü halde Yüce Allah onu cehennem ateşine atar.

4586. Nehik b. Suraym es-Sekuni Bize Yahya b. Abdülhamid el-Hammani haber verdi. O Muhammed b. Eban el-Kureşiden, o Yezid b. Yezid b. Cabirden, o Büsr b. Ubeydullahtan, o Ebu İdris el- Havlaniden, o da Nehik b. Suraym es-Sekuniden şöyle dediğini rivayet etti: Allah Resulü şöyle buyurdu: “Geriye kalanlarınız Ürdün nehri üzerinde Deccal ile savaşacaktır. Siz nehrin doğusunda, onlar ise nehrin batısında bulunacaklar. Ürdünün nerede olduğunu ise bilmiyorum.”

4587. Süfyan b. Esid el-Hadrami Bana Bakıyye b. el-Velidden rivayetle haber verildi; dedi ki: Bize Ebu Şüreyh el-Hadrami Subare b. Malik şunu anlattı: O babasının, Abdurrahman b. Cübeyrden, o da babasından, kendilerine Süfyan b. Esid el- Hadramiden şunu anlattı: Süfyan, Allah Resulünün şöyle buyurduğunu işitti: “Konuştuğun bir sözle kardeşin seni tasdik ettiği halde, senin ise onun konuştuğu bir sözü yalanlaman ihanet olarak yeterlidir.”

4588. Ebül-Büceyr Peygamberin sahabisidir. İbn Bakıyye şöyle dedi: Bize Said b. Sinan anlattı; dedi ki: Bize Ebüz-Zahiriyye anlattı. O Cübeyr b. Nüfeyrden, o da Peygamberin ashabından olan Ebül-Büceyrden şöyle dediğini rivayet etti: Bir gün Peygamber aç kaldı. Bu sebeple karnının üzerine bir taş koydu ve şöyle dedi: “Dikkat edin! Bazı nefisler dünyada bolluk ve nimet içinde oldukları halde, kıyamet gününde aç ve çıplaktırlar. Dikkat edin! Bazı kimseler dünyada nefislerine değer verdikleri halde, aslında onlar kıyamette nefislerine ihanet etmişlerdir. Yine bazı kimseler vardır ki, dünyada nefislerine değer vermedikleri halde, onlar kıyamet günü için nefislerine değer vermişlerdir. Yine nice kimseler vardır ki onlar, Yüce Allahın; fethedilen ülkeler halkından Resulüne verdiği ganimet nimetlerinden bolca yararlanırlar. Oysa bu kimselerin Allah katında bir nasipleri yoktur. Dikkat edin ki, Cennet ameli sarp bir tepededir. Ahiret ameli ise zorlu bir düzlüktür. Bilin ki, bazen bir anlık bir şehvet, sahibi için uzun bir üzüntüyü meydana getirir.”

4589. Ebül-Esed es-Süleminin Dedesi Bana Bakıyye b. el-Velidden rivayetle haber verildi; dedi ki: Bize Osman b. Züfer el-Cüheni anlattı; dedi ki: Bana Ebül-Esved es-Sülemi anlattı. O babasından, o da dedesinden şöyle dediğini rivayet etti: Ben, Allah Resulü ile birlikte bulunan yedi kişinin yedincisi idim. Allah Resulü bize emretti. Biz her birimiz bir dirhem olmak üzere yedi dirhem toplayıp onunla bir kurban aldık. Sonra da şöyle dedik: “Ey Allahın Resulü! Vallahi biz onu pahalıya satın aldık.” Peygamber şöyle buyurdu: “En iyi kurban, pahalı ve gürbüz olanıdır.” Peygamber bir adam çağırdı, hayvanın ön ayağından birini, diğer bir adam ise hayvanın diğer ön ayağını tuttu. Sonra iki adam daha çağırdı, onlardan biri hayvanın arka ayaklarından birini, diğeri ise hayvanın diğer arka ayağını tuttu. Sonra iki kişi daha çağırdı. Birisi hayvanın bir boynuzundan, diğeri ise hayvanın diğer boynuzundan tuttu, yedinci kişi de hayvanı boğazladı. Biz hep birlikte tekbir getirdik.

4590. Sevban b. Bücdüd Künyesi, Zül-Esabi olan Sevban, Yemen halkından olup Peygamberin sahabisidir. Şama giderek Beytülmakdise [Kudüs] yerleşenlerden birisidir. el-Velid b. Müslim dedi ki: Bize Osman b. Ata anlattı. O babasından, o Ebu İmrandan, o da Zül-Esabiden şöyle dediğini rivayet etti: “Ey Allahın Resulü! Eğer senden sonra yaşamakla imtihan olursak, nereye gitmemi bana emredersin?” dedim. Allah Resulü şöyle buyurdu: “Kudüse git. Dilerim ki, Yüce Allah sana orada bir zürriyet nasip eder de, onlar orada bulunan mescide sabah akşam gitmek suretiyle onu imar ederler.”

4591. Mazin b. Hayseme Bana İsmail b. Ayyaştan rivayetle haber verildi: O Safvan b. Amrdan, o da Amr b. Kays b. Sevr b. Mazin b. Haysemeden şunu rivayet etti: Muaz b. Cebel, es- Sekun ve es-Sekasik arasında konaklayıp insanlar İslama girinceye kadar onlarla savaş yaptı. Muaz, Mazinin dedesi Mazin b. Hayseme ve Zemilin dedesi Henbelin her ikisini temsilci olarak Peygambere gönderince, Peygamber es-Sekun ve es-Sekasiki birbiriyle kardeş yaptı.

4592. Ebu Haneş el-Ensari Peygamberin kendisine, “Emirlik isteme!” dediği sahabidir.

4593. Ebu Reyhane el-Ensari Peygamberin sahabisidir. Bana Ebül-Yeman el-Hımsiden rivayetle haber verildi: O Hariz b. Osmandan, o da Said b. Mürşidden şöyle dediğini rivayet etti: Abdurrahman b. Havşebin, Sevban b. Şehrden hadis rivayet ettiğini ve şöyle dediğini işittim: Küreyb b. Ebrehe, Abdülmelik b. Mervan ile birlikte Deyrü Mürranın damında oturduğu sırada “Kibir”in zikredildiğini işitince Küreyb şöyle dedi: Ebu Reyhanenin şöyle dediğini işittim: Allah Resulü şöyle buyurdu: “Kibirden hiçbir şey Cennete girmez.” Bunun üzerine birisi şöyle sordu: “Ey Allahın Resulü! Ben okumun askısı ve ayakkabımın genişliği ile güzelleşmeyi seviyorum.” Peygamber ona, “Bu yaptığın kibir değildir. Zira Yüce Allah güzeldir, güzelliği de sever. Kibir ise haktan saptıran, iki gözü ile inanları küçümseyen ve kadirlerini düşürendir.”

4594. Zu Mihmer en-Necaşinin kardeşinin oğludur. Bazı hadislerde ise, “Zu Mihber” şeklinde geçmektedir. “Zu Mihmer”, daha doğru ve kullanımı daha yaygındır. Yemen halkından olup daha sonraları Şama yerleşmiştir. Peygamber ile arkadaşlık yapmış ve insanlar kendisinden hadis rivayet etmişlerdir. Bize Ravh b. Ubade ve Muhammed b. Musab haber verdiler; dediler ki: Bize el-Evzai anlattı. O Hassan b. Atıyyeden, o da Halid b. Madandan şunu anlattı. Muhammed b. Musab, Cübeyr b. Nüfeyrden, o da Peygamberin ashabından Zu Muhbir adında bir adamdan rivayet etti; dedi ki: Peygamberin şöyle dediğini işittim: “Rumlar sizinle güvenilir bir sulh yapacaklardır.”

4595. Ebu Hayre es-Subahi Peygamberin ashabındandır. Muhammed b. Humranın hadisini Peygamberden rivayet ederek şöyle dedi: Bana Davud b. Müsavir anlattı; dedi ki: Bana Makıl b. Hümam anlattı. O da Ebu Hayre es- Subahiden şöyle dediğini rivayet etti: Peygamberin yanına vardık. Dönmek istediğimiz zaman bize “Erak” ağacından bir miktar misvak verdi ve “Bunları misvak olarak kullanın.” dedi.

4596. Abdullah es-Sünabihi Bize Süveyd b. Said haber verdi; dedi ki: Bize Hafs b. Meysere anlattı. O Zeyd b. Eslemden, o da Ata b. Yesardan şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah es- Sünabihinin şöyle dediğini işittim: Resulallahın şöyle dediğini işittim: “Güneş şeytanın boynuzundan doğar, doğduğu vakit ona yakın olur. Yükseldiği vakit ise şeytan ondan ayrılır. Zeval vakti gelince şeytan yine onunla birlikte olur. Güneş batmak için inince o vakit şeytan da ondan ayrılır. O halde siz bu üç vakitte namaz kılmayın.”

4597. Kays el-Cüzami Bize Zeyd b. Yahya b. Ubeydullah ed-Dımaşki haber verdi; dedi ki: Bize İbn Sevban anlattı. O babasından, o Mekhulden, o Kesir b. Mürreden, o da -Resulallahın ashabından olan- Kays el-Cüzamiden şöyle dediğini rivayet etti: Allah Resulü şöyle buyurdu: “Kanının ilk damlası ile birlikte şehide altı haslet verilir: Yaptığı bütün hataları affolunur. Cennetteki yerini görür. Hurul-inle [Hurilerle] evlendirilir. Kıyamet gününün büyük korkusundan emin kılınır. Kabir azabından emin kılınır. Kendisine iman elbisesi giydirirlir.”

4598. Büsr b. Cehhaş el-Kureşi Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Cerir b. Osman haber verdi. O Abdurrahman b. Meysereden, o Cübeyr b. Nüfeyrden, o da Büsr b. Cehhaşdan şunu rivayet etti: Allah Resulü bir gün avucuna tükürdü, sonra üzerine parmağını koydu ve şöyle buyurdu: “Yüce Allah şöyle buyurur ki: Ey insanoğlu! Beni nasıl aciz bırakabilirsin ki? Seni bu tükrüğe benzer bir şeyden yarattım. Daha sonra senin yaratılışını düzenli bir hale getirip güzel bir şekle koyunca iki elbise arasında yürümeye başladın. Yeryüzünde karargah kurdun, ardından mal toplayıp hak sahiplerinin hakkını inkar ettin. -Boğazına işaret ederek- Nefsin buraya varınca da, Sadaka vereyim. dedin. Ne var ki, artık sadaka vermenin zamanı geçmiştir.” Yezid b. Harun dedi ki: İnsanlar onun adının Büsr b. Cehhaş olduğunu söylerler. Bu sebeple, “İbn Cehhaştan” diye ondan rivayet etmişlerdir.

4599. Seleme b. Nüfeyl el-Hadrami Bazıları, “el-Hadrami” yerine, “es-Sekuni” demişlerdir. Bize Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımaşki haber verdi; dedi ki: Bize el-Velid b. Müslim anlattı; dedi ki: Bana Muhammed b. Muhacir el-Ensari şunun anlattı: el-Velid b. Abdurrahman el-Cüreşi ona, Cübeyr b. Nüfeyrden, o da Seleme b. Nüfeyl el-Hadramiden anlattı; dedi ki: Allah (c), Resulüne fetih nasip edince Allah Resulünün yanına varıp ona iyice yaklaştım. Neredeyse elbisem onun elbiselerine dokunuyordu. Sonra şöyle dedim: “Ey Allahın Resulü! Atlar serbest bırakıldı. Silahları bırakıp, Artık savaş sona erdi. dediler.” Bunun üzerine Allah Resulü şöyle buyurdu: “Onlar yalan söylediler, savaş şimdi başladı, savaş şimdi başladı. Allah (c), kendileriyle savaşmakta olduğunuz kavimlerin kalplerini saptıracak ve sizi de onlardan rızıklandıracaktır. Allahın emri kendilerine gelinceye kadar onlar bu hal üzerinde bulunacaklardır. İslam mülkünün sığınağı ise Şamdadır.” Aynı şekilde, Seleme b. Nüfeylden rivayet edilen hadiste, el-Eşas b. Şubenin Ertat b. el-Münzirden, onun Damre b. Habibden, onun Halid b. Esed b. Habibden, Seleme b. Nüfeylden şöyle dediği rivayet edildi: Allah Resulüne, “Semadan sana bir rızık geldi mi?” diye sordum. Resulallah, “Evet!” dedi. “Peki, ondan geriye bir fazlalık kaldı mı?” dedim. Allah Resulü, “Evet!” dedi. “Peki, ne yapıldı?” dedim. Resulallah: “Semaya kaldırıldı.” buyurdu.

4600. Yezid b. Esed b. Kürz [Yezid b. Esed b. Kürz] b. amir b. Abdullah b. Abdüşems b. Gamğame b. Cerir b. Şakkul-Kahin b. Sab b. Yeşkür b. Rühm b. Efrek b. Nezir b. Kasr b. Abkar b. Enmar. [Enmar] Büceyledir. Peygamberi görmeye gelmiş ve ondan bir hadis rivayet etmiştir. Bize Osman b. Muhammed b. Ebu Şeybe haber verdi; dedi ki: Bize Hüşeym anlattı; dedi ki: Bize Yesar Ebül- Hakem haber verdi; dedi ki: Halid el-Kasrinin şöyle dediğini işittim: Babam dedemden rivayetle bana anlattı; dedi ki: Allah Resulü bana dedi ki: “Ey Zeyd b. Esed! Kendin için sevdiğin şeyi insanlar için de sev.” Muhammed b. Ömer ve diğerleri dediler ki: Yezid b. Esed, Ömer b. el-Hattabın hilafeti sırasında Kufe için bir plan tasarlamadığı gibi oraya da gitmedi. Onun çocuklarından Halid b. Abdullah b. Yezid el-Kasri Şama yerleşti. el-Velid b. Abdülmelik döneminde Mekke valiliği, Hişam b. Abdülmelik döneminde Irak valiliği yaptı. Kufede bir arsa satın aldı, orada bir ev yaptı. Kufede nesli ve çok sayıda zürriyeti mevcuttur.

4601. Gutayf b. el-Haris el-Kindi Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Muaviye b. Salih anlattı. O Yunus b. Seyften, o da Gutayf b. el-Haris el-Kindiden şöyle dediğini rivayet etti: Unutmadığım şeylerden birisi de, Allah Resulü namaz kılarken, onun sağ elinin sol eli üzerinde olduğunu görmüş olmamdır. Bize Malik b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Abdüsselam b. Harb anlattı. O İshak b. Abdullah b. Ebu Ferveden, o Mekhuldan, o da aizullah b. Ebu İdristen, o da -Peygamberin ashabından olan- Gutayf Ebu Gutayftan şöyle dediğini rivayet etti: Allah Resulü şöyle dedi: “Kim İslamda bir uydurma [bidat] ortaya çıkarırsa onun dilini kesin.”

4602. Beşir b. Akrebe el- Cüheni Künyesi, Ebül-Yemandır. Bize Said b. Mansur haber verdi; dedi ki: Bize Remle ehlinden Hucr b. el-Haris el- Gassani anlattı. O da -Ömer b. Abdülazizin Remle valisi olan- Abdullah b. Avf el-Kinaniden şöyle dediğini rivayet etti: Amr b. Said b. el-asın öldürüldüğü gün, Abdülmelik b. Mervanın Beşir b. Akrebe el-Cüheniye şöyle dediğine şahit olmuştur: “Ey Ebül-Yeman! Benim bugün senin sözüne ihtiyacım var, kalk ve konuş. Zira ben, Allah Resulünün şöyle dediğini duydum: “Kim bir konuşma yapar da, onunla sadece riya ve gösteriş elde etmeyi amaçlasa, Yüce Allah kıyamet gününde o kimseyi gösteriş ve riya mevkiinde durdurur.”

4603. el-Leclac Kanaatime göre o İbnül-Eşeddir. Bize Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımaşki haber verdi; dedi ki: Bize el-Velid b. Müslim anlattı; dedi ki: Bize Muammed b. Abdullah en-Nasri anlattı. O Mesleme b. Abdullah el-Cüheniden, o Halid b. el-Leclacdan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Pazarda çalışıyorduk. Allah Resulüne bir adam getirdi ve recmedildi. Daha sonra bir adam geldi ve recm edilen kişinin yerini kendisine söylememizi istedi. Biz adamın yerini söylemeyerek gelen kişi ile birlikte Allah Resulünün huzuruna vardık ve şöyle dedik: “Ey Allahın Resulü! Bu adam bizden; bugün recmettiğin habis adamın yerini kendisine söylememizi istiyor.” Bunun üzerine Allah Resulü şöyle buyurdu: “Habis demeyin. Allaha yemin olsun ki, o adam Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.”

4604. Atiye b. Amr es-Sadi Beni Saddandır. el-Velid b. Müslim şöyle dedi: Bize İbn Cabir anlattı. Bana Urve b. Muhammed b. Atiye es- Sadi anlattı. O babasından, o da dedesinden şöyle dediğini rivayet etti: Beni Sad b. Leys kabilesinden bir grup ile birlikte Peygamberin yanına gittim. Bana, “Allah sana bir şeyi nasip ettiyse onu al, insanlardan bir şey isteme. Zira üstün olan el veren, düşük olan el ise alan eldir. İsteyecek olursan Allahın malından iste, sana verilir.” dedi. Allah Resulü bizim dilimizle bana konuşuyordu.

4605. Utbe b. Amr es-Sülemi el-Velid b. Müslim, Safvan b. Amr es-Seksekiden, o da Ebül-Müsenna el-Emlukiden, o da Utbe b. Amr es- Sülemiden [rivayetle] dedi ki: Peygamberi şöyle söylerken işittim: “Cennetin sekiz, cehennemin ise yedi kapısı vardır.”

4606. en-Nevvas b. Siman el-Kilabi

4607. İsme Peygamberin sahabisidir. Ebül-Yeman el-Hımsiden, o Hariz b. Osmandan, da Ebül-Velid Ezher el-Hevzeniden, o da Peygamberin ashabı olan İsmeden haber verdiğine göre: Allah Resulü namazlarında akşam vaktinin fitnesinden Allaha sığınırdı.

4608. Garefe b. el-Haris el-Kindi Abdurrahman b. Mehdi dedi ki: Bize İbnül-Mübarek anlattı. O Harmele b. İmrandan, o da Abdullah b. elHaris el-Ezdiden şöyle dediğini rivayet etti: Garefe b. el- Haris el-Kindinin şöyle dediğini işittim: Veda haccında Allah Resulünü gördüm, bir deve getirdi ve “Bana Ebu Hasanı çağırın.” dedi. Bunun üzerine Ebu Hasan çağırıldı. Ardından, “Mızrağın alt kısmını tut.” dedi. Peygamber kendisi de mızrağın üst kısmından tuttu. Daha sonra mızrakla deveyi kestiler. İşini bitirince devesine bindi ve arkasına da Aliyi aldı.

4609. Şürahbil b. Evs Bana Ebül-Yeman el-Hımsiden, o Hariz b. Osmandan, o Ebül-Hasandan, o da Peygamberin ashabından olan Şürahbil b. Evsten, Peygamberin şöyle dediği bana haber verildi: (Üç defa üst üste) Kim içki içerse onu kırbaçlayın, kim içki içerse onu kırbaçlayın. Şayet içmeye devam ederse onu öldürün.

4610. Habis b. Sad et-Tai Bana Ebül-Yeman el-Hımsiden, o Hariz b. Osmandan, o Abdullah b. abirden bana haber verildi; dedi ki: Habis b. Sad seher vakti mescide girdi. Peygamberin namazına yetişti. İnsanların mescidin ön kısmında namaz kıldıklarını gördü. Oradakiler, “Kabeye yemin olsun ki, orada namaz kılanları itin. Kim onları iterse Allah ve Resulüne itaat etmiş olur.” dediler. Bunun üzerine insanlar arkadan birbirlerine yönelip, biri diğerini mescidin ön kısmından geriye çekti. Denildiğine göre, Melekler seher vakti mescidin ön kısmında olurlar.

4611. Cebele b. el-Ezrak Peygamberin ashabındandır. Abdullah b. Salih dedi ki: Bize Muaviye b. Salih anlattı. O Raşid b. Saddan, o da -Resulallah ashabından olan- Cebele b. el-Ezraktan şunu rivayet etti: Allah Resulü, taşlık bir duvarın yanında öğle ve ikindi namazlarını kıldı. İki rekat kıldığında bir akrep çıkıp onu ısırdı. Bunun üzerine insanlar hemen onu efsunladı. Kendine gelince, “Allah bana şifa verdi. Sizin efsununuzla iyileşmedim.” dedi.

4612. İbn Mesade Sahibül-cüyuş [Askerleri olan]dır. Abdürezzak b. Hemmam dedi ki: Bize İbn Cüreyc haber verdi. O Osman b. Ebu Süleymandan, o da Sahibülcüyuş [askerleri olan] İbn Mesadeden şöyle dediğini rivayet etti: Peygamberin şöyle dediğini işittim: “Benim vücudum ağırlaştı. Acele edip benden önce rükuya ve secdeye gitmeyin. Kim benimle rüku yapmayı kaçırırsa, kıyamdaki ağır duruşumla onu idrak eder.”

4613. Umare b. Zakere el-Velid b. Müslim dedi ki: Bana Ufeyr b. Madan şunu haber verdi: Ebu Devs el-Yahsubiyi İbn aiz el- Yahsubiden, onun da Umare b. Zakereden rivayetle şöyle dediğini işittim: Peygamberi şöyle söylerken işittim: “Yüce Allah buyurdu ki: Benim gerçek kulum; hanımı ile dahi bir araya gelse beni zikredip unutmayandır.”

4614. Ebu Selma Peygambere çobanlık yapan kimsedir. Bize Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımaşki haber verdi; dedi ki: Bize el-Velid b. Müslim anlattı; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Yezid b. Cabir anlattı. O Abdullah b. el- Ala b. Zebrden ikisi rivayet ettiler; dediler ki: Bize Ebu Selam el-Esved anlattı; dedi ki: Peygamberin çobanı Ebu Selmayı işittim; (İbn Cabir hadisinde dedi ki: Kufe mescidinde onunla karşılaştım. Onu şöyle derken duydum, dedi ki: Peygamberi şöyle söylerken işittim: “Beş şey vardır ki, onlar terazide çok ağırdır. Bunlar, Sübhanellah, velhamdülillah, ve la ilahe illallah, vallahu ekber. Bir de, Müslüman kişinin salih evladı vefat ettiğinde, mükafatını Allahtan bekleyerek onun vefatına sabretmesidir.”

4615. Arib Bana Muhammed b. Şuayb b. Saburdan haber verildi; dedi ki: Bize Said b. Sinan haber verdi. O Yezid b. Abdullah b. Aribden, o babasından, o da dedesi Aribden şunu rivayet etti: Allah Resulüne Allah Tealanın “Sizin bilmediğiniz, ama Allahın bildiği başka düşmanları yıldırıp caydırabilesiniz.” Sözü sorulduğunda, “Onlar cinlerdir.” dedi. Bu isnatla Peygamberden rivayetle dedi ki: “Cinler, hiç kimseye kendi evlerinde karışmazlar, onlar atlardan daha asildirler.” Bu isnatla, Peygambere Allah Tealanın, “Mallarını Allah rızası için gece ve gündüz, gizli ve açıkça harcayanlar, mükafatlarını Rablerinin katında göreceklerdir. Onlara ne korku vardır, ne de üzülürler.” sözü sorulduğunda Allah Resulü, “Onlar at sahibi kimseleridir.” dedi. Bu isnatla Peygamber şöyle dedi: “Atların alnında kıyamet gününe kadar hayır vardır. Sahipleri de onlar vasıtasıyla yardım olunurlar.” Bu isnatla dedi ki: Peygamber şöyle dedi: “Atlara harcama yapan kimsenin durumu, sadaka verirken elleriyle dağıtan ve ellerini kapatmayan kimse gibidir. O atların idrarları ve dışkıları da kıyamet gününde Allah katında güzel kokan misk gibidir.”

4616. Ebu Rühm b. Kays el-Eşari Ebu Musa el-Eşari ile birlikte, Hayberde Allah Resulünün yanına gelen Eşarilerdendir. Bunlar elli dört kişiydiler. Aralarında kardeşleri Akkeden altı kişi de bulunuyordu. Bunlar da Müslüman olup Peygamberin sahabileri arasına katıldılar. Peygamber vefat edince Ebu Rühm Şama gitti ve oraya yerleşti.

4617. Sehm b. Amr el-Eşari Allah Resulü Hayberde iken, Ebu Musa el-Eşari ile birlikte Peygamberin yanına gelenlerden biridir. Müslüman olup Peygambere arkadaşlık yapmıştır. Daha sonra Şama giderek oraya yerleşmiştir.

4618. Amr b. Malik el-Akki Eşariler onun dayılarıdır. Ebu Musa el-Eşari ile birlikte Peygamberin yanına gelenler arasında yer alanlardan biridir. Müslüman olup Peygamberin ashabı arasında yer almıştır. Kendisi Ebu Malik b. Amrdır. Mutahhir b. Hay el- Akki, Amrın annesinin dayısı olduğunu iddia ederdi.

4619. Rifaa b. Zeyd el-Cüzami Peygamberi görmeye gelmiş ve Müslüman olmuştur. Peygamber, Kuranı öğrenmesi için onun birkaç gün Medinede kalmasına izin vermiştir. Daha sonra Peygambere başvurarak kendisi ile birlikte kavmine bir mektup yazmasını ve onları İslama davet etmesini istemiştir. Kavmi de gecikmeden İslama girmeyi kabul etmiştir. Peygamber daha önceleri Zeyd b. Hariseyi üzerlerine göndererek onlara saldırıda bulunmuş; onların bir kısmını öldürmüş, bir kısmını ise esir almıştır. Rifaa, kavminden Ebu Yezid b. Amr, Ebu Esma b. Amr, Süveyd b. Zeyd, kardeşi Berza b. Zeyd ve Salebe b. Adi ile birlikte Peygambere dönmüştür. Rifaa, yazdığı mektubunu Peygambere takdim ederek onu okudu ve Zeyd b. Harisenin yaptığını kendisine haber verdi. Resulallah “Bu öldürülenleri ne yapayım?” diye sordu. Ebu Yezid, “Sağ olanları bize bırak. Öldürülenler ise şu iki ayağımın altındadır.” dedi. Bunun üzerine Allah Resulü, “Ebu Yezid doğru söylemiştir.” buyurdu. Peygamber Aliyi Zeyde göndererek; esir aldığı kimseleri serbest bırakmasını ve kendilerinden alınan şeyleri de geri vermelerini söyledi.

4620. Ferve b. Amr el-Cüzami Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ebu Bekir anlattı. O Zamil b. Amrdan şöyle dediğini rivayet etti: Ferve b. Amr el-Cüzami, el-Belka bölgesinde Kayserin Amman valiliği görevinde bulunuyordu. Allah Resulü daha önce Heraklius ve el-Haris b. Ebu Şemmere mektup yazmış; Ferveye ise yazmamıştı. Ferve, Müslüman olduğu haberini Allah Resulüne yazarak, kavminden Mesud b. Sad adında bir elçiyi bu iş için görevlendirmiş ve onu Allah Resulüne bazı hediyelerle göndermiştir. Gönderilen hediyeler, “Fıdda [gümüş]” adında bir katır, “Yafur” adındaki merkebi, “ez-Zarb” adında bir at, yumuşak bazı elbiseler, altın karışımı ipekten yapılmış bir aba bulunuyordu. Allah Resulü Fervenin mektubunu ve hediyelerini kabul etmiş, kendisi de onun mektubuna cevap yazmış ve elçi olarak da Mesudu on iki buçuk ukiyye ağırlığında hediye ile ona göndermiştir. Ferve b. Amrın Müslüman olduğu haberi Kaysere ulaşınca onu çağırıp hapse atmış; ölünceye kadar hapiste kalmıştır. Vefat edince de onu çarmıha germişlerdir.

4621. Abdullah b. Süfyan el-Ezdi

4622. Ebu İnebe el-Havlani Bana Ebül-Yeman el-Hımsiden, o İsmail b. Ayyaştan, o Muhammed b. Ziyaddan, o da Ebu İnebe el-Havlaniden haber verildi; dedi ki: Cahiliye döneminde bize ait olan bir put için kesmek amacıyla saçlarımı uzattım. Ben İslamda kesinceye kadar Yüce Allah onu tehir etti.

4623. Ebu Süfyan Medluk Bize Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımaşki haber verdi; dedi ki: Bize Matar İbn el-Ala el-Fezari ed-Dımaşki anlattı; dedi ki: Bana, halam Eme veya Ümeyye bt. Ebüş-Şasa ve mevlamız olan Kutbe anlattılar; dediler ki: Ebu Süfyan Medlukun şöyle dediğini işittik: Mevlalarımla birlikte Allah Resulüne gittim ve onlarla birlikte Müslüman oldum. Allah Resulü beni çağırdı, eliyle başımı okşadı ve bana bereketle dua etti. Ümeyye bt. Ebüş-Şasa ve Kutbe şöyle dediler: “Ebu Süfyanın kafasının ön kısmı, yani Allah Resulünün elinin değmediği yer siyah, diğer kısımları ise beyazdı.”

4624. Hani el-Hemdani Bize Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımaşki haber verdi; dedi ki: Bize Halid b. Yezid b. Abdurrahman b. Ebu Malik el-Hemdani anlattı. O babasından; o da dedesi Haniden şunu rivayet etti: Kendisi Allah Resulünün yanına Yemenden gelip Müslüman oldu. Allah Resulü başını okşadı; kendisine bereketle dua etti ve onu Yezid b. Ebu Süfyanın yanına yerleştirdi. Ebu Bekir; Yezidi Şama gönderinceye kadar onunla birlikte kaldı. Yezid Şama çıkınca o da kendisi ile birlikte oraya gitti. Allah ondan razı olsun.

4625. Ebu Meryem el-Gassani el-Velid b. Müslim ve diğer hadisçilerin kendisinden hadis rivayet ettikleri, Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Meryemin dedesidir. Bana Bakıyye b. el-Velid, o da Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Meryemden haber verdi; dedi ki: Bana babam; o da, kendi babasından anlattığına göre: Cendelde, Allah Resulünün önünde ok atmış, onun atışları Allah Resulünun hoşuna gidince ona dua etmiştir.

4626. Ebu Meryem el-Esed kabilesinden bir adam olup Peygamberin ashabındandır. Hişam b. Ammar dedi ki: Bize Sadaka b. Halid el-Kureşi anlattı; dedi ki: Bize Yezid b. Ebu Meryem anlattı; dedi ki: Bize el-Kasım b. Ebu Muhaymere anlattı. O Filistin halkından el-Esed kabilesine mensup, künyesi Ebu Meryem olan bir adamdan rivayet etti: Ebu Meryem, Muaviye b. Ebu Süfyanın yanına gelerek şöyle dedi: “Senden nimetlenmeyecek miyiz? Allah Resulünden işittiğim bir hadiste şöyle diyordu: “Yüce Allah her hangi bir kimseyi Müslümanların başına idareci yapar, o kimse de onların ihtiyaçlarını görmekten yüz çevirir, onların yaralarını sarmaz, ihtiyaçlarını gidermezse, Yüce Allah da kıyamet gününde o kimsenin ihtiyacını görmekten ona yardım etmekten yüz çevirir.”

4627. Abdurrahman b. aiş el-Hadrami Peygamberin, “Rabbimi en güzel surette gördüm.” ifadesini işittiğini rivayet eden kimsedir.

4628. Ebu Rühm es-Semai

4629. Rebia b. Amr el-Cüreşi Bir hadiste, Peygamberin sohbetinde bulunduğu ve ondan hadis rivayet ettiği söylenir. Hadis rivayetinde sika idi. Mercü Rahit savaşında, Zilhicce ayında, 64 yılında öldürülmüştür.

4630. Abdullah b. Sidan es-Sülemi Peygamberi gördüğünü zikrettiler. Ebu Bekirden hadis rivayet etmiş ve onun arkasında Cuma namazını kılmıştır. Ebu Bekirin hutbesi ve namazı günün yarısından önceydi. Dedi ki: Ömerin arkasında da namaz kıldım. Onun hutbesi ve namazı da günün yarısından önceydi. Dedi ki: Osman ile de namaz kıldım. Onun hutbesi ve namazı da zevalden önceydi.

4631. Halid b. el-Havari Habeşistanlı bir kimse olup Peygamberin ashabındandır.

4632. Umeyr b. Cabir b. Gadire [Umeyr b. Cabir b. Gadire] b. Eşres el-Kindi. Peygamber ile sohbeti vardır. Kına ile boyanırdı.

4633. Haşrec Peygamber onu kucağına aldı; başını okşadı ve ona duada bulundu.