3883. el-Hasan b. Ebül-Hasan Ebül-Hasanın adı Yesardır. Onun Medineye getirilen Meysan esirlerinden olduğu söylenir. Enes b. Malikin teyzesi er-Rübeyyi bt. en-Nadr kendisini satın almış, sonra da azat etmişti. el-Hasanın şöyle dediği rivayet olunur: “Ebeveynim, Neccaroğullarından bir adamın kölesi idiler. Bu adam Ensardan Selimeoğullarından bir kadınla evlendi. Adam ebeveynimi bu kadına mihr olarak verdi. Kadın da onları azat etti.” Denilir ki: el-Hasanın annesi, Peygamberin hanımı Ümmü Selemenin cariyesi idi. el-Hasan da, Ömer b. el- Hattabın hilafetinin sona ermesinden iki sene önce Medinede doğdu. Anlatıldığına göre Hasan bebek iken annesi gözden kaybolup uzaklarda olduğu durumlarda ağladığı anlarda, Ümmü Seleme de ona memelerini verirdi. Böylece annesi gelinceye kadar onu oyalardı. Annesi gelince de onu annesine verir, annesini emmeye başlardı. elHasandaki hikmet ve fesahatın bunun bereketi olduğu ifade edilir. el-Hasan, Vadilkurada yetişti. Fasih bir zattı. İsmail b. İbrahim, Yunustan, o da el-Hasandan şunu rivayet etti: el-Hasan dedi ki: Haccac, “Ey Hasan! Sen ne zaman doğdun?” diye sordu. Ben, “Ömerin hilafetinin bitiminden iki sene önce.” dedim. “Allaha yemin olsun ki, senin gözün yaşından daha büyüktür.” dedi. Ebu Davud et-Tayalisi, Halid b. Abdurrahman b. Bükeyrden şunu rivayet etti: el-Hasan bize dedi ki: “Osmanı ayakta ve oturarak hutbe okurken gördüm. O zaman on beş yaşlarında idim.” Bize İsmail b. İbrahim el-Esedi haber verdi. O Şuayb b. el-Habhabdan, o da el-Hasandan şunu rivayet etti: el-Hasan, Osman b. Affanı ibrikten üzerine su dökerken görmüştü. Bize İsmail b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Reca haber verdi. O da el-Hasandan şunu rivayet etti: el-Hasana, “Ey Ebu Said! Medinede kendini ne zaman bildin?” diye sordum. “Sıffin gecelerinde.” dedi. “Ne zaman ihtilam oldun?” diye sordum. “Sıffinden bir sene sonra.” dedi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Bize göre doğru olan şudur: Osmanın öldürüldüğü gün el-Hasan 14 yaşındaydı. Onu gördü, ondan hadis dinledi ve hadis rivayetinde bulundu. Ayrıca İmran b. Husayn, Semüre b. Cündeb, Ebu Hüreyre, İbn Ömer, İbn Abbas, Amr b. Tağlib, el-Esved b. Seri, Cündeb b. Abdullah ve Sasaa b. Muaviyeden hadis rivayetinde bulundu. Sasaa da, Ebu Zerden hadis rivayet etti. elHasan, Abdurrahman b. Semüreden onunla birlikte üç yıl boyunca Kabil, el-Endükan, el-Endeğan ve Zabulistan gazalarına katıldığını rivayet etti. Yahya b. Said el-Kattan, el-Hasanın Semüredan rivayet ettiği hadisler hakkında “İşittiğime göre onlar bir kitaptan rivayet edildi.” demiştir. Dediler ki: el-Hasan, yüksek ruhlu, ahlaki faziletleri üzerinde toplayan, alim, fakih, sika, güvenilir, abid, kendini ibadete vermiş, ilmi çok, fasih, güzel ve örnek bir şahsiyetti. Rivayet ettiği hadislerden bazılarının isnadını zikretmiştir. İşittiği ravilerden rivayet ettiği hadisler delildir. Sahabeyi atlayarak irsal yoluyla rivayet ettiği hadisler delil değildir. Mekkeye geldi. Onu orada bir kanepenin üstüne oturttular. İnsanlar etrafına toplandı. O da onlara hadis rivayetinde bulundu. Gelenler arasında Mücahid, Ata, Tavus ve Amr b. Şuayb vardı. Dediler (veya bazıları) dedi ki: Asla bu zat gibisini görmedik. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize Said b. Ebu Arube anlattı. O Katadeden, o da el-Hasandan şöyle dediğini rivayet etti: Allahın ilim ehlinden aldığı misak olmasaydı, sorduğunuz çoğu şey hakkında bir şey söylemezdim. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Amr anlattı; dedi ki: el-Hasanı şöyle derken işittim: Ebu Hüreyreyi şöyle derken işittim: “Abdest, ateşin değiştirdiği şeyden dolayıdır.” el-Hasan dedi: Bir daha ebediyyen onu bırakmadım. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal Muhammed b. Süleym anlattı; dedi ki: el-Hasanı şöyle derken işittim: Allahın Peygamberi Musa örtünerek yıkanıyordu. Abdullah b. Büreyde kendisine “Ey Ebu Said! Bunu kimden işittin?” diye sordu. “Onu Ebu Hüreyreden işittim.” dedi. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Rebia b. Külsum anlattı; dedi ki: Bir adamın el-Hasana şöyle dediğini işittim: “Ey Ebu Said! Cuma günü tozlu-topraklı yağmur yağdı.” el-Hasan gusletmenin dışında bu suyu kullanmadı. Bu cevaba rağmen adam bu su ile gusletmekten kaçınınca el-Hasan ona şöyle dedi: Ebu Hüreyre bize şunu rivayet etti; dedi ki: Allah Resulü benden üç konuda söz aldı: “Cuma günü gusletmek, gece uyumadan önce vitir namazı kılmak, her ay üç gün oruç tutmak.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Vüheyb anlattı. O Eyyub ve Hammaddan, onlar Ali b. Zeyd b. Cüdandan ve başka biri, Şubeden, o da Yunustan şöyle dediklerini rivayet ettiler: el-Hasan, Ebu Hüreyreden hiçbir şey işitmedi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: el-Hasan, hadisi bazen lafzen, bazen de mana ile rivayet ediyordu. Bize Affan ve Musa b. İsmail haber verdiler; dediler ki: Bize Cerir b. Hazim anlattı; dedi ki: el-Hasan bize hadisi değişik şekillerde rivayet ediyordu. Hadiste bazen ziyadelik, bazen de noksanlık yapardı. Fakat mana aynı olurdu. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Mehdi -İbn Meymunu kastediyor- anlattı; dedi ki: Bize Gaylan b. Cerir anlattı; dedi ki: el-Hasana, “Ey Ebu Said! Bir adam hadis dinliyor, sonra o hadisi rivayet ederken lafzen rivayet etme konusunda titizlik göstermiyor; kimi ziyade, kimi noksan yapıyor.” dedim. el-Hasan, “Lafzen tam olarak rivayet etmeye kimin gücü yeter ki!” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O da Humeydden şöyle dediğini rivayet etti: “el-Hasanın bilgisi şunun gibi bir kitaptaydı.” Affan bunu söylerken, iki şehadet parmağı ile iki baş parmağını paralel hale getirdi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Şube anlattı; dedi ki: Katadeye, “el-Hasan kimden çekiniyordu? Çünkü sadece sultanın yanında hula cevaz veriyordu.” dedim. “Ziyaddan çekiniyordu.” dedi. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O da Yezid er-Rişkten şöyle dediğini rivayet etti: el-Hasan kadılığa tayin edildi. Bize Muaz b. Muaz haber verdi; dedi ki: Bize Ömer b. Ebu Zaide anlattı; dedi ki: Kufe kadısından İyas b. Muaviyeye bir mektup getirdim. Onu getirdiğim zaman kadılıktan azledilmiş, yerine el-Hasan kadı tayin edilmişti. Dolayısıyla mektubu ona verdim. O da mektubu kabul etti. Bu konuda bana bir delil sormadı. Bize Said b.amir haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam b. Yahya anlattı. O da Katadeden şöyle dediğini rivayet etti: el-Hasan bize Bedir ashabından herhangi birinin rivayet ettiği bir hadisi rivayet etmedi. Bize Abdüssamed b. Abdülvaris haber verdi; dedi ki: Bize Şube anlattı; dedi ki: el-Hasanı gördüm. Namaz kılmak üzere kalktığı zaman insanlar üzerine üşüşürlerdi. “Bu insanları engellemek lazım.” dedi. el-Hasan, Mescidin sonundaki eski minarenin dibinde oturuyordu. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Akil anlattı; dedi ki: el-Hasanın yüzüğünü sol elinde gördüm. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Muaz b. Muaz anlattı. O da İbn Avndan şöyle dediğini rivayet etti: el-Hasanın yüzüğünde bazı çizgiler vardı. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Amr haber verdi; dedi ki: el-Hasanın yüzüğünü sol elinde gördüm. Tamamı gümüştendi. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Abbad b. Raşid anlattı; dedi ki: el-Hasanı ayakkabılarını giymiş olarak namaz kılarken gördüm. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize Said b. Ebu Arube haber verdi; dedi ki: el-Hasanı sakalını sarıya boşamış olarak gördüm. Bize el-Fadl b. Dükeyn, Amr b. el-Heysem ve Yahya b. Huleyf haber verdiler; dediler ki: Bize Ebu Halde anlattı; dedi ki: el-Hasanı sakalını sarıya boşamış olarak gördüm. Bize Yahya b. Abbad haber verdi; dedi ki: Bize Umare b. Zazan anlattı; dedi ki: el-Hasanı gördüm; sakalı sarıydı. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Eban el- Attar anlattı; dedi ki: el-Hasanı sakalını sarıya boşamış olarak gördüm. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Amr anlattı; dedi ki: Bazı insanlar bıyıklarını kısalttıkları halde, el-Hasan bıyıklarını onlar gibi kısaltmıyordu. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Sellam b. Miskin anlattı; dedi ki: el-Hasanı, iki elini boyun şalının [taylesan] içine sokmuş halde namaz kılarken gördüm. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Kurre anlattı; dedi ki: el-Hasanın yüzüğünün gümüş bir halkadan ibaret olduğunu gördüm. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: el-Hasanın üzerinde, halkın bildiği Saidi bir elbise ve siyah bir sarık gördüm. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Mehdi b. Meymun anlattı; dedi ki: el-Hasanın üzerinde siyah bir sarık gördüm. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Mübarek b. Fedale anlattı; dedi ki: el-Hasanı namaz kılarken şalını sol tarafına koymuş olarak gördüm. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam anlattı. O da Katadeden şunu rivayet etti: el-Hasan lamba yakmazdı. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Abdülmümin es-Sedusi anlattı; dedi ki: Mescitte iken el-Hasanın üzerinde puanları ipekten olan Kürdi bir taylasan [şal] gördüm. Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı; dedi ki: Bir kişi bana el-Hasanın, gömleğinin ayak bileklerine kadar uzandığını gördüğünü söyledi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize İsa b. Abdurrahman anlattı; dedi ki: el-Hasan el-Basrinin üzerinde, ucu arkasından sarkan siyah bir sarık, bir gömlek, bir de onunla örtündüğü küçük ve geniş bir hırka gördüm. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Hureys b. es-Saib anlattı. O da el-Hasandan şöyle dediğini rivayet etti: Ben Osman b. Affanın halifeliği zamanında Peygamberin hanımlarının odalarına giriyordum. Elimi yukarı kaldırdığımda elim tavana değiyordu. Bize Vehb b. Cerir b. Hazim haber verdi; dedi ki: Bize babam anlattı; dedi ki: Humayd b. Hilali şöyle derken işittim: Ebu Katade, el-Hasan b. Ebül-Hasanı kastederek “Bu yaşlı zatın değerini bilin. Allaha yemin olsun ki, görüşü Ömer b. el-Hattabın görüşüne çok benzeyen başka zat görmedim.” derdi. Bize Musa b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Mehdi b. Meymun anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Abdullah b. Ebu Yakup anlattı; dedi ki: Müverrıkı şöyle derken işittim: Ebu Katade el-Adevi bana dedi ki: “Bu yaşlı zatın değerini bil. Onun bilgisini ve görüşünü alın. Allaha yemin olsun ki, görüşü Ömer b. el-Hattabın görüşüne çok benzeyen başka bir zat görmedim.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bize Ali b. Zeyd haber verdi; dedi ki: Urve b. ez-Zübeyr, Yahya b. Cade ve el-Kasıma ulaştım. Fakat onlarda el-Hasanda gördüğümü göremedim. Hasan, Peygamberi (görmeyip, sadece) ashabına ulaşmış olmakla birlikte o, Sahabenin dahi görüşüne ihtiyaç duyduğu bir adamdı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Ukbe b. Ebu Sübeyt erRasibi anlattı; dedi ki: Yanıma Bilal b. Ebu Bürde geldi ve el-Hasandan bahsetmeye başladı. Bilal bana dedi ki: Ebu Bürdenin şöyle dediğini işittim: Peygamber ile sohbeti olmadığı halde, Allah Resulünün ashabına bu yaşlı zattan -el-Hasanı kastediyor- daha çok benzeyen birisini görmedim. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Sellam b. Miskin anlattı; dedi ki: Bize bir adam anlattı. O da Abdullah b. amir eş-Şabiden şöyle dediğini rivayet etti: İbn Hübeyre ve eş-Şabi, el-Hasanı ziyarete gittiler ve orada karşılaştılar. amir onu tanıyordu. Dönüşte oğlu kendisine şöyle dedi: “Ey Babacığım! Sen bu yaşlı zata öyle muamele ediyorsun ki, daha önce hiç kimseye böyle muamele ettiğini görmedim.” amir, “Ey Oğlum! Ben Peygamberin 70 sahabisine ulaştım. Bu yaşlı zattan daha çok onlara benzeyen birisini görmedim.” Bize el-Mualla b. Esed haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. el-Muhtar anlattı. O da Mansur el- Gudaniden şöyle dediğini rivayet etti: eş-Şabi, el- Hasanı şu ifadelerle anlattı: “Bu belde ahalisi içinde ondan daha faziletli birini görmedim.” Bize el-Hasan b. Musa haber verdi; dedi ki: Züheyr b. Muaviye Ebu Haysemeyi şöyle derken işittim: Bize Ebu İshak el-Hemdani anlattı; dedi ki: Hasan el-Basri, Allah Resulünün ashabına benzerdi. Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O da Yunustan şöyle dediğini rivayet etti: el-Hasan hüzünlü bir adamdı. İbn Mesud ise mizah sahibi güleç bir zattı. Bize el-Hasan b. Musa el-Eşyeb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O da Humeyd ve Yunus b. Ubeydden şöyle dediklerini rivayet etti: Biz fakihleri gördük. Fakat el-Hasan gibi bütün ilimleri şahsında toplayan birisini görmedik. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Yunus anlattı; dedi ki: el-Hasan mükafatını Allahtan bekleyerek konuşur, Muhammed [b. Sirin] de mükafatını Allahtan bekleyerek sükut ederdi. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize el- Kasım b. el-Fadl anlattı; dedi ki: Amr b. Mürrenin şöyle dediğini işittim: Ben, Basralılardan sadece şu iki zata imreniyorum: el-Hasan [el-Basri] ve Muhammed [b. Sirin]. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Sellam b. Miskin anlattı; dedi ki: Katadenin şöyle dediğini işittim: İnsanlar arasında haram ve helalı en çok bilen kişi el- Hasan idi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad anlattı. O da İbn Avndan şöyle dediğini rivayet etti: Şu iki kişiden daha cömert olanı görmedim: el-Hasan ve İbn Sirin. Fakat el-Hasan bu konuda daha ısrarcı idi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Yunustan şöyle dediğini rivayet etti: Allaha yemin olsun ki, fiten ve ceza hukuku [dima] konularında el-Hasan alimlerin reisi idi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Eyyubdan şöyle dediğini rivayet etti: İbnül-Eşasa, “Hz. Ayşenin devesinin etrafındakiler öldürüldüğü gibi, senin de etrafında bulunanların öldürülmesi seni sevindirirse, sen de el-Hasanı ortaya çıkar.” denildi. Bunun için el-Hasana birisini gönderdi. Fakat o bunu hoş karşılamadı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Süleym b. Ahdar anlattı; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: İbnül-Eşas ortaya çıktığı zaman ona tabi olma konusunda insanlar yavaş davrandılar ve geri durdular. Ona dediler ki: – el-Hasanı kastederek- “Şu yaşlı zatı sahaya çıkarıp ortaya koy.” İbn Avn dedi ki: “Onu, iki köprü arasında gördüm. Başında siyah bir sarık vardı. İnsanlar onun orada bulunduğunun farkında değillerdi. Bir yere gelince kendisini nehre attı. İnsanlardan ancak bu şekilde kurtulabilmişti. Fakat o gün neredeyse ölecekti.” Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Sellam b. Miskin anlattı; dedi ki: Bana Süleyman b. Ali er-Rebei anlattı; dedi ki: İbnül-Eşas fitnesi ortaya çıktığı zaman el-Haccac b. Yusuf ile savaşmak durumunda kalmıştı. Ukbe b. Abdülğafir, Ebül-Cevza ve Abdullah b. Galib gibi kendi gruplarının büyükleri olan kişiler koşup el-Hasanın yanına gidip ona şöyle dediler: “Ey Ebu Said! Dökülmesi haram olan kanı döken, haram olan malı alan, namazı terk eden ve daha buna benzer nice fiiller işleyen asi bir toplulukla savaşmaya ne dersin?” el-Haccacın yaptığı işleri bir bir sayıp döktüler. el-Hasan dedi ki: “Onunla savaşmamanız gerektiği görüşündeyim. Eğer onun cezası Allah tarafından verilecekse, siz kılıçlarınızla Allahın cezasını geri çeviremezsiniz. Eğer o bir bela ise “Allah hükmünü verinceye kadar sabredin. O hüküm verenlerin en iyisidir.” Bu söz üzerine huzurundan çıkıp “Bu Mecusi kafire mi uyacağız?” diyerek oradan ayrıldılar. Bunlar bir Arap topluluğu idi. Dediler ki: Bu kişiler sonrada İbnül-Eş asa katıldı. Ravi [Süleyman] diyor ki: Hepsi de öldürüldü. Süleyman dedi ki: Bana Mürre b. Zübab Ebül-Muazzel haber verdi; dedi ki: Bir hendek içine atılıp can çekişmekte olan Ukbe b. Abdülğafirin yanına gittiğimde bana şöyle dedi: “Ey Ebül- Muazzel! Dünya da yok, ahiret de yok.” Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Şebib b. Aclan el-Hanefi anlattı; dedi ki: Bana Selm b. Ebüz- Zeyyal haber verdi; dedi ki: -O ve Şamlılardan bir grup insan da dinlerken- bir adam el-Hasana, “Ey Ebu Said! Yezid b. el-Mühelleb ve İbnül-Eşas fitneleri gibi fitneler hakkında ne diyorsun?” diye sordu. “Ne onlarla ve ne de bunlarla birlikte olma.” dedi. Şamlılardan bir adam, “Ey Ebu Said! Müminlerin Emiri ile de mi?” diye sordu. el- Hasan kızdı. Elini sallayarak dedi ki: “Ey Ebu Said! Emirül-Müminin ile de mi? Evet! Emirül-Müminin ile de birlikte olma.” Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Ebüt-Teyyahtan şöyle dediğini rivayet etti: İbnül-Eşas kendilerine geldiğinde el-Hasan ve Said b. Ebül-Hasanı gördüm. el-Hasan, el-Haccaca karşı isyan etmekten onları menedip bu işe karışmamalarını emrederken; Said b. Ebül-Hasan ise isyana teşvik ediyordu. el-Hasanın sözleri hakkında Said şöyle dedi: “Yarın Şamlılarla karşılaştığımızda, onlar hakkında ne düşünüyorsun? Biz dedik ki: Allaha yemin olsun ki, Emirül- Müminin bizi terk etmedi, biz de onu terk etmeyi istemiyoruz. Fakat biz, el-Haccacı üzerimize vali yapmasından memnun değiliz, onu azletsin.” Said sözlerini bitirince el-Hasan Allaha hamd ve senadan sonra söze başladı: “Ey İnsanlar! Allaha yemin olsun ki, el-Haccac, Allahın size musallat ettiği bir cezadır. Allahın cezasına kılıçla karşılık vermeyin. Size sakin olmanızı ve Allaha yalvarmanızı tavsiye ediyorum. Benim Şamlılar hakkında sorduğun kanaat ve düşüncelerime gelince, eğer onlar gelirse; el-Haccac onlara dünyalarını yedirecek, onlar da hiçbir şey yapamadan bineklerine binip gideceklerdir. Benim kanaatim böyledir.” Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Ömer b. Yezid el-Abdi anlattı; dedi ki: el-Hasanı şöyle derken işittim: Keşke insanlar sultanları tarafından bir belaya düştükleri zaman huzur ortamı geri gelinceye kadar sabretseler. Fakat kılıçlarına sarılıp onlara dayanıyorlar. Allaha yemin olsun ki, bunlar asla iyi bir günü bulamayacaklardır. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Süleym b. Ahdar anlattı; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: İbnül-Eşas ile beraber oluncaya kadar Basralılar nezdinde Müslim b. Yesarın değeri el-Hasandan daha yüksekti. el-Hasan bu olaylara karışmadı. Bundan sonra Ebu Saidin halk nezdindeki itibarı artmaya ve Müslimin itibarı düşmeye başladı. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize el- Kasım b. el-Fadl anlattı; dedi ki: el-Hasan b. Ebül-Hasanı, İbnül-Eşasın minberinin dibinde otururken gördüm. Bize Ravh b. Ubade haber verdi; dedi ki: Bize el-Haccac el-Esved anlattı; dedi ki: Adamın biri temennide bulunarak şöyle dedi: Keşke bende el-Hasanın zühdü, İbn Sirin ve Ubade b. amir b. Abdülkaysın veraı, Said b. el-Müseyyebin fıkhı olsaydı!” Bu adam Mutarrifi de bir şey ile hatırlamıştı. Ancak Ravh onu hafızasında tutamadı. İnsanlar araştırma yaptılar. Bunların hepsinin tam olarak el-Hasanda bulunduğunu gördüler. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hatim b. Verdan anlattı; dedi ki: Bir adam Eyyuba bir şeyler soruyor, ben de işitiyordum. Adam “el-Hasanın hadisi” diyor ve gülüyordu. Eyyub bu adama öylesine kızdı ki, yüzü kızardı ve ona, “Seni güldüren şey nedir?” diye sordu. Adam, “Bir şey yok.” dedi. Eyyub, “Sen iyi bir şey için gülmüyorsun. Allaha yemin olsun ki, senin şu iki gözün ondan daha fakih birisini görmemiştir.” dedi. Bize Ravh b. Ubade haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O da el-Cüreyriden şunu rivayet etti: Ebu Seleme b. Abdurrahman, el-Hasan b. Ebül-Hasana “İnsanlara verdiğin fetvayı Peygamberden sana gelen hadislerle mi veriyorsun, yoksa kendi görüşünle mi?” diye sordu. el-Hasan, “Vallahi, hayır! Verdiğimiz her fetva bize gelen rivayetlere dayanmaktadır. Fakat bizim görüşümüz de, onlar için kendi görüşlerinden daha faydalıdır.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Zürayk b. Ebu Zürayk anlattı; dedi ki: el-Hasanı şöyle derken işittim: Fitnenin geliş emareleri göründüğü zaman her alim fitnenin geleceğini anlar, fakat gittikten sonra gittiğini cahiller de bilir. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire anlattı. O da Sabitten şöyle dediğini rivayet etti: Biz, el-Hasanın evinin damında oturuyorduk. el-Haccac da o zamanlarda yapacağı şeyleri yapmıştı. Süleyman dedi ki: “el-Haccac Müslümanları Basradan çıkardı. O esnada Said b. Ebül-Hasan yanımıza geldi ve Biz de hapsin dışında kalabilmek için oturup buna karar veriyoruz. dedi. el-Hasan onun dediklerini kabul etmedi ve söylediklerini hoş karşılamadı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Eyyub haber verdi; dedi ki: el-Hasanı rüyada prangaya vurulmuş olarak gördüm. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O Sabitten, o da el-Ala b. Ziyaddan şöyle dediğini rivayet etti: el-Hasanın duasını işitinceye kadar hiç kimsenin duasına severek ve hoşuma giderek “amin” demek içimden gelmedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire anlattı. O da Sabitten şöyle dediğini rivayet etti: Mutarrif dedi ki: el-Hasanın duasını işitinceye kadar hiç kimsenin duasına severek ve hoşuma giderek “amin” demek içimden gelmedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Humeyd ve Yunusu şöyle derken işittim: İlim ve ahlaki faziletleri el-Hasandan daha fazla üzerinde toplamış birine ulaşmadık. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Süleym b. Ahdar anlattı. O da İbn Avndan şöyle dediğini rivayet etti: el-Hasanın sözü, Rübe b. el-Accacın sözüne benziyordu. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Nuh b. Kays anlattı; dedi ki: Bize Yunus b. Müslim anlattı; dedi ki: Bir adam el-Hasana, “Ey Ebu Said!” dedi. el-Hasan ona, “Sana nerede yemek yedirildi?” dedi. Adam, “Übüllede.” diye cevap verdi. el-Hasan, “Oradan geldin!” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize İsmail b. İbrahim anlattı; dedi ki: Bize Yunus anlattı; dedi ki: Said b. Ebül-Hasan bir gün, “Ben insanların en halis Arabıyım!” dedi. el-Hasan, “Sen mi?” dedi. “Evet! Beni bir kelime ile kınamaya gücün yetiyorsa [yap].” dedi. el-Hasan, “İşte bu!” dedi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize el-Eşas anlattı; dedi ki: el-Hasanın yanına geldiğimiz zaman kendi aramızda [dünya ile ilgili] ne bir haber sorarız, ne de bir şeyden haber veririz. Sohbetimiz sadece ahiretle ilgili konular üzerinde olur. Fakat Muhammed b. Sirinin yanına gittiğimiz zaman birbirimize her türlü haberi [siyasi olayları], hatta şiiri dahi sorardık. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Yezid b. İbrahim anlattı; dedi ki: el-Hasanı, vaaz esnasında yapmış olduğu duada ellerini tersine çevirerek dua ederken gördüm. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O da Humeydden şöyle dediğini rivayet etti: el-Hasan her gün yarım dirheme et satın alırdı. Humeyd diyor ki: el-Hasanın çorbasının kokusundan daha güzel bir koku asla koklamış değilim. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Eyyubdan şöyle dediğini rivayet etti: -Onu sultanla korkutuncaya kadar- kader konusunda onunla birkaç kez karşı karşıya gelip münakaşa ettik. “Bu günden sonra artık o konuya dönmüyorum.” dedi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad anlattı. O da Eyyubdan şöyle dediğini rivayet etti: Kimse el-Hasanı ayıplayacak bir şey bulamaz. Tek ayıplayacağı şey sultandan çekinmesidir. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Eyyubdan şöyle dediğini rivayet etti: el-Hasana ulaştım. Allaha yemin olsun ki, artık o, kader konusunda bir şey söylemiyor. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal anlattı; dedi ki: Humeyd ve Eyyubu birlikte konuşurken gördüm. Humeyd, Eyyuba şöyle diyordu: “İsterim ki, bütün zarar ve ziyan aramızda taksim edile.” el-Hasan onların konuştukları konudan hiç bahsetmiyordu. Eyyub dedi ki: “Yani kader konusunda.” Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Mutemir anlattı; dedi ki: Babam şöyle diyordu: el-Hasan, Basranın yaşlı şeyhi ve Basranın ilk gencidir. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal anlattı; dedi ki: Bize Galib anlattı; dedi ki: el-Hasanı merkebime bindirerek mescitten evine götürdüm. Kendisini takip eden bir topluluğun mevcut olduğunu görünce şöyle dedi: “Bunlar hiç kimsenin kalbindeki imanı kurtaramaz. Keşke mümin, nefsine dönse de onu tanısa.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Mürecca b. Reca anlattı; dedi ki: Bize Galib anlattı; dedi ki: Bir gün el-Hasan mescitten çıkınca merkebi çalınmıştı. Sonra benim merkebim getirildi, ona bindi. Merkep, binen kişinin ayağını ısırırdı. el-Hasana da aynısını yapacağından korktum. Merkebin yularından tuttum. Bana, “Bu senin merkebin mi?” diye sordu. “Evet.” dedim. “Arkasında insanlar yürüyor mu?” diye sordu; ardından şöyle dedi: “Baban olmayasıca! Bu adamların ayak sesleri zayıf bir insanın kalbindeki imanı kurtarmaz. Allaha yemin olsun ki, keşke Müslüman -veya Mümin dedi, -Mürecca hangi kelimeyi kullandığı hususunda şüpheye düştü- kendi nefsine dönseydi de, yanında [kendini kurtaracak] bir şey olmadığını bilseydi! Fakat kendinde bir şey olduğunu zannetmesi, hızlı bir şekilde kalbinin fesada gitmesine sebeptir.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Yezid b. Hazim anlattı; dedi ki: el-Hasanı şöyle derken işittim: Bir kişinin arkasından gelenlerin çok olması, ahmakları havaya sokar. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Sellam b. Miskin anlattı; dedi ki: el-Hasanı şöyle derken işittim: Bu dünyayı alçaltın, değer vermeyin. Allaha yemin olsun ki, siz ona değer vermediğiniz sürece o alçalacaktır. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal anlattı; dedi ki: Bize Galib el-Kattan anlattı; dedi ki: Bir gün el-Hasanın yanındaydık. O zaman yanında İyas b. Muaviye ve Yezid b. Meryem de vardı. Bir mesele sorulduğu zaman İyas, el-Hasandan önce davranıp cevap verirdi. Sonra soru el-Hasana soruluyordu. Böylece el-Hasanın diğerlerinden üstünlüğünü anlardık. el-Hasana, balın sa ile tartılmasını caiz görüp görmediği soruldu. İyas, “Caizdir.” dedi: el-Hasan, “Bazen caizdir, bazen değildir. Bazen adamın bir arkadaşı olur; o zaman caizdir. Bazen adam ahmak ve beceriksiz olur; o zaman da caiz değildir.” [Ravi] dedi ki: el- Hasanın onlara karşı üstünlüğü, şahinin serçelere üstünlüğü gibidir. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Yezid b. Avane anlattı; dedi ki: Mücaşioğullarının şeyhi Ebu Şeddad ondan övgüyle bahsederek dedi ki: Kendisinin yanında, yün giyen kişilerden bahsedildiği zaman el- Hasanın şöyle dediğini işittim: “Kalplerinde kibri gizleyip tevazuyu giydikleri elbiselerinde gösterdiler. Onlar giydikleri elbiselerle öyle gurur içindedirler ki, Allaha yemin olsun, iyi giyinmeyi seven birisi yeni bir elbiseyi giydiğinde o kadar hoşuna gitmez.” Bize Abdurrahman b. Cafer er-Rakki haber verdi. O Ubeydullah b. Amrdan, o da Külsum b. Cevşenden şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam el-Hasanın yanına geldi; onun yanında lezzetli bir yemek kokusu hissetti ve “Ey Ebu Said! Senin yemeğinin kokusu çok güzel.” dedi. el-Hasan, “Evet, öyle. Çünkü benim ekmeğim Malik, ekmeğin sahanı ise Ferkaddır.” dedi. Bize Ubeydullah b. Cafer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Amr anlattı. O da Külsum b. Cevşenden şöyle dediğini rivayet etti: Dışarı çıktığında el-Hasanın üzerinde Yemeni bir cübbe ile Yemeni bir gömlek vardı. Ferkad onu bu şekilde görünce Farsça olarak kendisine, “Ya Üstad! Senin gibisine böyle giyinmek yakışır.” dedi. el-Hasan, “Ey annemin oğlu Ferkad! Bilmez misin ki Cehennem ehlinin çoğu giyime önem verenlerdir.” dedi. Bize Abdullah b. Cafer haber verdi; dedi ki: Bize Ubeydullah b. Amr anlattı. O da Külsum b. Cevşenden şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam el-Hasandan kendisine yardım etmesini istedi; o da onunla birlikte çıktı. Adam dedi ki: Ben İbn Sirin ve Ferkaddan yardım istedim, onlar bana, “Şimdi biz cenaze namazı kılacağız, sonra seninle birlikte çıkarız.” dediler. el-Hasan, “Onlar seninle birlikte yürüselerdi, daha hayırlı bir iş yapmış olurlardı.” dedi. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal anlattı; dedi ki: Bize Utbe b. Yakzan anlattı; dedi ki: Biz el-Hasanın yanında otururken yanında birkaç genç vardı; ona bir şey sormayıp birbirlerine bakıyorlardı. el- Hasan, “Onları hayrette bırakan nedir? Onları hayrette bırakan nedir? Onlar bir şey kaybetmediler ki!” dedi. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Kurre anlattı; dedi ki: el-Hasanın şöyle dediğini işittim: Bazen, dünyadan başka bir şey düşünmeyen kimseler bizim meclisimizde halka olup bizimle birlikte oturuyorlar [ve bizim söylemediğimiz şeyleri bize maledip söylüyorlar]. Allahın rahmeti, bizim söylemediğimiz şeyi, bize isnad etmeyen kişi üzerine olsun! Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Cerir b. Hazim anlattı; dedi ki: Günün yarısı geçinceye kadar el-Hasan ile birlikteydik. Oğlu bize, “Şeyhi rahat bırakın. Artık ona sıkıntı vermeye başladınız. Bugün o, ne bir şey yedi ne de içti.” dedi. el- Hasan oğlunu azarladı ve şöyle dedi: “Onlara ilişme! Onları bırak! Allaha yemin olsun ki, onları görmekten benim için daha sevimli bir şey yoktur. Müslümanlardan öyleleri vardır ki, kardeşini ziyaret eder, uyku onları engelleyinceye kadar konuşurlar, Allahı zikrederler ve rablerine hamd ederler.” Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Cerir b. Hazim anlattı; dedi ki: el-Hasanın yanında bulunuyorduk. Ne zaman yanımıza bir insan gelip de “Selamün aleyküm” derse, el-Hasan da “Selamün aleyküm” derdi. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Amr b. Ubeyd şöyle dedi: Biz el-Hasanın ilmini ancak kızgınlık anında alırdık. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize İsa b. Minhal anlattı. O da Galibden şöyle dediğini rivayet etti: el-Hasan şöyle dedi: Fiilini sözüne takdim eden övülür; sözünü fiiline takdim eden kınanır. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O Sabitten, o da el-Hasandan şöyle dediğini rivayet etti: Müminin dişlerini gösterecek şekilde gülmesi kalbinin gafletindendir. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: İbn Ebu Urveden rivayetle Yezid b. Züreyin şöyle dediğini işittim: -Muhammed b. Sad dedi ki: Kanaatimce Yezid, İbn Ebu Urveden değil, Katadeden rivayet etmiştir.- Benim açımdan dört kişi bir konuda birleştikten sonra başkalarının ne dediğine bakmam ve onlara muhalefet eden de beni pek ilgilendirmez: Bu kişiler el-Hasan, Said b. el- Müseyyeb, İbrahim [en-Nehai] ve Atadır. Bunlardan her biri bulundukları şehrin imamlarıdır. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Hişamdan şunu rivayet etti: Ataya bir şey soruldu ve “Bilmiyorum.” dedi. Ona “el- Hasan şöyle, şöyle diyor.” denildiğinde “Allaha yemin olsun ki, benim bir tarafımda el-Hasanın kalbi gibi bir kalp bulunmuyor.” dedi. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O da Humeydden şöyle dediğini rivayet etti: Biz Mekkede iken Şabi bana dedi ki: “Ben, el-Hasan ile yalnız kalmaktan hoşlanıyordum. İkimiz bir evde iken bu durumu kendisine söyledim. Bana O dilediği zaman dedi.” Ben kapıda iken Şabi geldi, ben de ona “Onun yanına git; çünkü o şimdi evde tek başına bulunuyor.” dedim. Şabi “Senin de benimle birlikte gelmeni istiyorum” dedi. İçeri girdiğimde el-Hasanı kıbleye karşı yönelmiş vaziyette şöyle derken gördüm: “Ey Adem oğlu! Sen yoktun, varlık alemine çıkarıldın. İstedin sana verildi; senden istendi, fakat sen vermedin. Ne kötü bir iş yaptın!” Sonra gidiyor, sonra dönüyor, sonra şöyle diyordu: “Ey Adem oğlu! Sen yoktun, varlık alemine çıkarıldın. İstedin sana verildi; senden istendi, fakat sen vermedin. Ne kötü bir iş yaptın!” Sonra yine gidiyor… Bu sözü defalarca tekrarlıyordu. Sonra Şabi bana doğru yöneldi ve “Ey Falan! Bu bu yaşlı zat, arzu ettiğimiz hal üzere değildir. Haydi git!” dedi. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire anlattı; dedi ki: Bize Yunus b. Ubeyd anlattı; dedi ki: el-Hasan atasını aldı ve onu taksim edip dağıtmaya başladı. Ailesi ona kendilerinin bir ihtiyacı olduğunu hatırlattı. O da onlara, “Atadan geri kalan size yeter. Atada hayır yoktur, onunla ancak benim yaptığım şey yapılır.” dedi. Bize affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O Humeydden, o da el-Hasandan şöyle dediğini rivayet etti: Çok gülmek kalbi öldüren şeylerdendir. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Muhammed b. ez-Zübeyrden şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. Abdülaziz, bana el- Hasanın fiziki yapısını, yeyip içtiği şeyleri ve giydiği elbiseleri sordu ve “Bana haber verildiğine göre o, Harakani bir sarık giyermiş.” dedi. “Evet.” dedim. “Fakat o belli bir kavmin giysisi!” dedi. Sonra, “Ben onu Adi bir elbise giymiş olarak gördüm.” dedi. “Evet.” dedim. Sonra bana onun meclisinden sordu ve “Sen onun yanında iken onu yemek yerken gördün mü?” dedi. Ben, “Bir gün bir tabak yemek getirilmişti. Ondan bir firsik [kırtik] aldı ve onu ısırdı. Sonra da onu geri verdi.” dedi. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Sehl b. Husayn b. Müslim el-Bahili anlattı. O Ebu Kaza el- Bahiliden şöyle dediğini rivayet etti: “el-Hasanın yanında gördüm.” diyerek babanın kendisine göndermiş olduğu kölelerin sayısını zikretti. Bize Amr b. el-Heysem Ebu Katan haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hurre anlattı; dedi ki: el-Hasan bir konuda hüküm verdiği zaman bunun karşılığında herhangi bir ücret almazdı. Bize Yakup b. İshak el-Hadrami haber verdi; dedi ki: Bize Ukbe b. Halid el-Abdi anlattı; dedi ki: el-Hasanı şöyle derken işittim: İnsanlar ve samimi dostlar gitti. Şimdi birtakım sesler işitiyoruz, fakat samimi bir dost görmüyoruz. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Mindel anlattı. O da Ebu Malikten şöyle dediğini rivayet etti: el-Hasana el-Haccaca isyan edip onu kılıçla değiştirmesi istendiği zaman şöyle dedi: “Allah onları tövbe ile değiştirir, kılıç ile değil.” Bize Halef b. Temim haber verdi; dedi ki: Bize Zaide anlattı. O Hişamdan, o da el-Hasan ve Muhammedden şöyle dediklerini rivayet etti: Heva ehliyle birlikte oturmayın, onlarla münakaşa etmeyin ve onlardan bir şey dinlemeyin. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Ebu Bekir b. Abbası şöyle derken işittim: el-Hasan çokça vaaz ü nasihatta bulunurdu. Hasanın vaazında ne söylediğini kesin olarak bilmiyorum. Ancak şunu söylediğini çok iyi hatırlıyorum: “Biz bir ev dolusu insandık ve onun her söylediğini kalabalıktan dolayı işitemiyorduk.” Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Ayyaş anlattı. O Muhammed b. ez- Zübeyrden, o da el-Hasandan şöyle dediğini rivayet etti: Yanına oğlu gelmişti, ona adamı sordu. Çocuğu “Evet” dedi. Bu adam evlenmek maksadıyla kızını istemişti. el-Hasan, “Bu kişi o azat edilmiş olan köle değil mi?” diye sordu. Oğlu, “Evet. Arkadaşları onun böyle olduğunu biliyorlar. el-Hasan, “Git, onu evlendir. Sana ne kadar [mihr] verdi?” dedi. Oğlu, “Bana 10.000 dirhem verdi.” dedi. el-Hasan, “Sen ondan 10.000 dirhem aldığın zaman geride ne kalır? Ona 6.000 dirhem bırak, kendin 4.000 dirhem al.” dedi. Bir adam ona, “Ey Ebu Said! Benim yanımda onun 100.000 dirhemi var.” dedi. el-Hasan, “100.000 dirhem mi?” diye sordu. Adam, “Evet, 100.000 dirhem.” dedi. el-Hasan, “Hayır! Allaha yemin olsun ki, bu işte bir hayır yoktur, kızı onunla evlendirme.” dedi. Sonra kızın annesi geldi ve “Ne demek? Sen Allahın bize doğru yönlendirdiği rızkı haram mı kılıyorsun?” dedi. el-Hasan, “Ey kaba kadın, haydi çık git!” dedi. Ben onu uzun boylu yaşlı bir kadın olarak hatırlıyorum. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Hassan haber verdi; dedi ki: Mesleme b. Abdülmelik, el-Hasana bir cübbe ve nakışlı siyah bir elbise gönderdi. Onları kabul etti. Çoğu zaman ben onu mescitte, o elbiseyi cübbenin üzerine sarkıtmış olarak görürdüm. Bize Vehb b. Cerir b. Hazim haber verdi; dedi ki: Bize babam anlattı; dedi ki: Ben el-Hasanı namaz kılarken gördüm. Üzerinde deseni çok siyah bir elbise vardı. Secde ettiği zaman elleri içinde kalıp görünmüyordu. Bize Ebu amir b. el-Akadi haber verdi; dedi ki: Bize Mehdi b. Meymun anlattı; dedi ki: İnsanlar arasına çıktığı zaman el-Hasan yaz-kış sarığını giyerdi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Umare b. Zazan anlattı; dedi ki: el-Hasanı, üzerinde ketenden yapılmış şatavi bir gömlek, sırta giyilmiş bir hırka, üstüne atılmış bir cübbe ve başa giyilmiş mavi bir sarık ile gördüm. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Bedr b. Osman anlattı; dedi ki: el-Hasan b. Ebül-Hasanın üzerinde siyah bir sarık gördüm. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire rivayet etti; dedi ki: Ben el-Hasanın Yemen yapımı elbiseler, şallar ve sarıklar giydiğini gördüm. Bize Veki haber verdi. O da Dinar b. Ebu Ömerden şöyle dediğini rivayet etti: Ben el-Hasanın üzerinde siyah bir sarık gördüm. Bize Man b. İsa haber verdi. O da Muhammed b. Amr el-Ensariden şöyle dediğini rivayet etti: el-Hasanın yüzüğünü sol eline takmış olduğunu gördüm. Bana Muhammed b. el-Hasan el-Vasıtiden haber verildiğine göre o şöyle dedi: Avfın bize haber verdiğine göre bir adam el-Hasana bir soru sorup şöyle demiş: “Ey Ebu Said! Evim uzaktır. İhtilaf beni kahrediyor. Duyduğum bazı hadisler var. Eğer okumamda bir sakınca görmüyorsan, onları sana okuyayım.” el-Hasan, “Bana okuyacağın şeyler beni ilgilendirmez. Ancak ben sana onların benim rivayet ettiğim hadis olup olmadığını söylerim.” dedi. Adam, “Ey Ebu Said! “Bana el-Hasan rivayet etti,” diyeyim mi?” dedi. el-Hasan, “Evet, el-Hasan bana rivayet etti. de.” dedi. Yahya b. Ebu Bükeyr dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O da Humeydden şunu rivayet etti: O adam el-Hasanın kitaplarını almış ve onların bir kopyasını kendisi için yazmıştı. Sonra onları el-Hasana geri vermişti. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Humeyd b. Mihran anlattı; dedi ki: Bize Ebu Tarık es- Sadi anlattı; dedi ki: Ben ölümü esnasında el-Hasana şahid oldum. Bir yazıcıya şöyle vasiyet ediyordu: “Yaz! Bu, el-Hasan b. Ebül-Hasanın şehadet ettiği şeydir. O, şehadet ediyor ki, Allahtan başka İlah yoktur ve Muhammed Allahın Resulüdür. Kim ölürken bu şekilde şehadet getirirse Cennete girer.” Muaz b. Cebelden rivayet edildiğine göre o da ölümü esnasında bu şekilde şehadet etmiş, Allah Resulünden de aynı şey rivayet edilmiştir. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Urve b. ez- Zübeyrin mevlası Abdülvahid b. Meymun anlattı; dedi ki: Bir adam İbn Sirine şöyle dedi: “Rüyada sanki bir kuşun mescitteki en güzel çakılı aldığını gördüm.” İbn Sirin dedi ki: “Eğer rüyan sadık ise, el-Hasan öldü demektir.” [Ravi] dedi ki: Çok zaman geçmedi, el-Hasan vefat etti. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire anlattı. O da Sabitten şöyle dediğini rivayet etti: Hastalığı sırasında el-Hasanın yanına gittim. Ben kendisinden işitmedim; ama oğlu bana onun istircada bulunduğunu, yani “İnna lillah ve inna ileyhi raciun” dediğini anlatmaya çalışıyordu. Bize Muaz b. Hani haber verdi; dedi ki: Bize Sellam b. Miskin anlattı; dedi ki: Hasta iken el-Hasanın yanına vardık. Bir an durduktan sonra bize şöyle dedi: “Eğer ademoğlunun sağlığından bir şey alınırsa, işte o gün hastalandığı gündür.” Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal anlattı; dedi ki: Katadenin evinde otururken, bize el-Hasanın vefat ettiği haber geldi. Ben, “İlme batırılıp çıkarılmıştı.” dedim. Katade, “Allaha yemin olsun ki, hayır! Ancak o, ilmi kendinde yerleştirdi ve içselleştirdi. Allaha yemin olsun ki, el-Hasana ancak Haruri olanlar buğzederler.” dedi. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Sehl b. Husayn b. Müslim el-Bahili rivayet etti; dedi ki: Babasının kitaplarını benimle göndermesi için Abdullah b. el-Hasan b. Ebül-Hasana gönderildim. Abdullah kitapların benimle gönderilmesini kabul etti. Fakat kitaplar ağır olduğu için bana “Onları benim için topla.” dedi. Ben de kitapları bir araya getirdim. Onları ne yapacağını bilmiyordum. Kitapları onun yanına getirince hizmetçisine, “Bunları tandırın yanına götür.” dedi. Sonra cariyesine bunları yakmasını emretti. Kitapların biri hariç diğerleri yakıldı. Abdullah da götürmek üzere sadece bu kitabı bana verdi. Daha sonra tekrar Abdullah ile buluştum. Abdullah bana elçinin haber verdiği şeyin aynısını sözlü olarak ifade etti. Bize el-Mualla b. Esed haber verdi; dedi ki: Bize Abdülmümin Ebu Ubeyde rivayet etti; dedi ki: Bir adamın el-Hasana şunu sorduğunu duydum: “Ey Ebu Said! Hiç gazaya katıldın mı?” “Evet. Abdurrahman b. Semüre ile birlikte Kabil savaşına katıldım.” dedi. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bize Humeyd anlattı; dedi ki: el-Hasan sadece iki defa haccetti. Birisi gençliğinde, diğeri ise ömrünün sonlarında idi. Bize Ahmed b. Muhammed b. el-Velid el-Ezraki haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Ebür-Rical anlattı. O da Gufrenin mevlası Ömerden şöyle dediğini rivayet etti: Ehl-i kader, el-Hasan b. Ebül-Hasanın mezhebini benimsiyorlardı. Halbuki el-Hasanın görüşü onlara muhalifti. O şöyle diyordu: “Ey ademoğlu! Allahın hoşlanmadığı bir şeyle hiç kimseyi razı etmeye çalışma. Allaha isyan olan yerde hiç kimseye itaat etme. Allahın övgüsüne layık olan seviyenin üstünde hiç kimseyi övme. Allahın sana vermediği bir şey hususunda hiç kimseyi kötüleme. Allah bütün yaratılmışları yaratandır. Mahlukat da Allahın onları yarattığı şey [kanun] üzere varlığını devam ettirmektedir. Kim hırsı ile rızkını arttıracağını zannediyorsa, hırsıyla ömrünü uzatsın veya rengini değiştirsin yahut uzuvlarında ya da parmaklarında bir fazlalık yapsın!” Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Sahibüttayalise Şuaybı şöyle derken işittim: el-Hasanı Kuran okurken gördüm. Gözyaşları sakalından aşağı akıncaya kadar ağlardı. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam anlattı. O da Katadeden şunu rivayet etti: el-Hasan geceleri lamba yakmıyordu. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Mehdi anlattı; dedi ki: Ben el-Hasanın kapısının önünde bulunuyordum. Ailelesinin yanına girince onlara “es-Selamü aleyküm” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bize -el-Hasanın kardeşinin oğlu- Yahya b. Said anlattı; dedi ki: İşte maharet kazanınca, “Ey Amca! Muallim bir şeyler istiyor.” dedim. el-Hasan, “Onlar [eskiden] bir şey almıyorlardı.” dedi. Sonra sözüne devam etti: “Ona beş dirhem ver.” Ben yine muallimin bir şeyler istediğini söyledim. Sonra dedi ki: “Hadi ona on dirhem ver.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Zürayk b. Rudayh anlattı; dedi ki: el-Hasan şöyle derdi: Ey ademoğlu! Ben zamanında şöyle yapardım. diyenlerden olmayın. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam anlattı. O da Katadeden şöyle dediğini rivayet etti: el-Hasan ile birlikte ekilmeyen arazi üzerinde namaz kılardık. el-Hasan her sene kurban bayramının ilk gününde başını tıraş ederdi. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal anlattı; dedi ki: el-Hasan sözünü bitirdikten sonra şöyle demeyi arzu ederdi: “Allahım! Kalplerimizde, şirkten, kibirden, nifaktan, riyadan, şöhret duygusundan, töhmetten ve dinin hakkında şüpheye düşmekten bir şey varsa onu görüyorsun. Ey Kalpleri değiştiren Yüce Zat! Kalplerimizi senin dinin üzerine sabit kıl. Dinimiz olan İslamı da kaim eyle.” Bize el-Hasan b. Ebu Musa haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal anlattı; dedi ki: Bize Halid b. Rebah şunu anlattı: Enes b. Malike bir mesele sorulduğunda şöyle demişti: “Sizin efendimiz el-Hasana gitmeniz gerekir; gidin ona sorun.” Enese, “Ey Ebu Hamza! Biz sana soruyoruz. Sen ise Gidin, efendimiz el-Hasana sorun. diyorsun!” dediler. Enes, “Biz de, o da hadisleri dinledik. Fakat o hadisleri iyice ezberledi, biz ise unuttuk.” dedi. Bize Haccac b. Nusayr haber verdi; dedi ki: Bize Umare b. Mihran anlattı; dedi ki: el-Hasana, “Neden ümeranın yanına gidip onlara emr-i bil-maruf, nehy-i anil-münker yapmıyorsun?” denildi. “Müminin nefsini zelil etmesi gerekmez. Onların kılıçları bizim dillerimizin önünde gidiyor. Biz konuştuğumuz zaman onlar kılıçlarıyla şöyle şöyle derler.” dedi. Bunu söylerken eliyle vurma işareti yapıyordu. Bize Haccac haber verdi. O Umareden, o da el- Hasandan şöyle dediğini rivayet etti: Şüphesiz dünyanın bir sonu vardır. Umare, “Sözü ameline tam olarak uyan kişi olarak el-Hasandan başkasını görmedim.” dedi. Bize Haccac haber verdi; dedi ki: Bize Umare anlattı; dedi ki: Biz el-Hasan ile birlikte iken yanımıza Ferkad geldi. O hurma tatlısı yiyordu. Ferkad, “Gel, sen de ye.” dedi. Umare, “Onun şükrünü eda edemeyeceğimden korkuyorum.” dedi. Bunun üzerine el-Hasan şöyle dedi: “Sana yazıklar olsun! Yani sen soğuk suyun şükrünü eda edebiliyorsun!” Bize Haccac haber verdi. O Umareden, o da el- Hasandan şöyle dediğini rivayet etti: Bir genç bir ibadeti ifa ettiği zaman, biz onun düşüncesini değil, amelini biliyoruz. İşte bu faydalı ilimdir. Bize Haccac haber verdi; dedi ki: Bize Umare anlattı; dedi ki: el-Hasan bana, Kuran okurken çeşitli sesler çıkarmayı mekruh gördüğünü, bunun şarkı nağmesinden ibaret olduğunu söyledi. Bize Haccac haber verdi; dedi ki: Bize Umare anlattı. O da el-Hasandan şöyle dediğini rivayet etti: İnsanlara suizan etmekten sakının. Bize Said b. Muhammed es-Sekafi haber verdi. O da er- Rebi b. Sabihten şöyle dediğini rivayet etti: Bir kimse yüzüne karşı onu övdüğünde bundan hoşlanmazdı. Fakat birisi ona dua etse, bundan dolayı sevinç duyardı. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Galib el-Kattan anlattı; dedi ki: el-Hasana Abdülmelik b. Beşirin mektubunu götürdüğüm zaman bana, “Onu oku.” dedi. Bunun üzerine mektubu okudum. İçerisinde dua vardı. Bundan dolayı el-Hasan şöyle dedi: “Senin bazı kardeşlerin vardır ki, onları senin annen doğurmamıştır.” Bize Ali b. Abdülhamid el-Mani haber verdi; dedi ki: Bize İmran b. Halid el-Huzai anlattı. O da ismini zikrettiği bir adamın şöyle dediğini rivayet etti: Matar, el-Hasana bir mesele sordu ve “Fakihler senin görüşlerine aykırı görüşler serdediyorlar.” dedi. el- Hasan, “Matar, annen seni kaybetseydi ya! Sen hiç fakih gördün mü? Sen fakih nedir bilir misin? Fakih, vera sahibi zahid bir kimse olup kendisinden üstün olanı üzmez ve onu rahatsız etmez, kendisinden aşağı olanla da alay etmez. Allahın öğrettiği ilim üzerine dünya malını koymaz.” dedi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Ebu Bekir b. Ayyaşı şöyle derken işittim: el-Hasan bir cenaze gördüğü zaman şöyle derdi: “Beni, süratle geçip giden bir karartı olarak yaratmayan Allaha hamd olsun.” [Ravi] dedi ki: Artık o gün bir şey konuşmazdı. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Amr anlattı; dedi ki: el-Hasan 110 senesinde vefat etti. İsmail b. Uleyye, Receb ayında vefat ettiğini söyledi. el-Hasan, Muhammed b. Sirinden 100 gün önce vefat etmişti. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: el-Hasan Cuma gecesi vefat etti. Onu Eyyub ve Humeyd et-Tavil gasletti. İnsanlar dağılıp gittikten sonra evden çıkarıldı. Babam beni onunla birlikte götürdü. Muaz b. Muaz ise şöyle dedi: “el-Hasan, Muhammedden 10 yaş daha büyüktü.”
3884. Said b. Ebül-Hasan el-Hasandan daha küçüktü. Kendisi hadis rivayetinde bulunduğu gibi, ondan da hadis rivayet edenler oldu. Bize Amr b. el-Heysem Ebu Katan ve Yahya b. Huleyf b. Ukbe haber verdiler; dediler ki: Bize Ebu Halde anlattı; dedi ki: Ben Said b. Ebül-Hasanı sakalını sarıya boyamış olarak gördüm. Bize el-Fadl b. Anbese ve arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Yunus b. Ubeydden şöyle dediğini rivayet etti: Said b. Ebül- Hasan ölünce, el-Hasan çok üzüldü. Söz söylemekten ve hadis rivayetinde bulunmaktan kesildi. Kendi meclisinde oturanlar ve ondan hadis dinleyenler dahi bu durumun farkına varmışlardı. Ne zaman birisi bu konuda bir şey söylese şöyle derdi: “Yakuba hüzün ve üzüntüyü ar kılmayan Allaha hamdolsun.” Sonra şöyle derdi: “Ayırıcı memleket ne kötüdür.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Mübarek b. Fedale anlattı; dedi ki: Kardeşi vefat ettiği zaman biz el-Hasanın evine gittik. Kendisi ağlıyordu. Ebu Bekir b. Abdullah yanına girdi, kendisine taziyede bulundu ve şöyle dedi: “Ey Ebu Said! İnsanlara her şeyi öğreten sensin. Şimdi insanlar seni bu şekilde ağlarken görüyorlar, memleketlerine gittikleri zaman da “Biz el-Hasanı kendisine bir musibet isabet ettiği zaman ağlarken gördük.” diyorlar. İnsanlar, senin bu halini diğer insanlara karşı delil ve hüccet olarak kullanıyorlar.” Bunun üzerine el-Hasan hamd ve senada bulunarak şöyle dedi: “Allaha hamdolsun ki, acıma duygusunu insanların kalbine koymuş. Bu his sebebiyle insanların bir kısmı diğer kısmına merhamet eder; göz gözyaşı döker, kalp hüzünlenir. Bunda bir sabırsızlık ve şikayet yoktur. Sabırsızlık ve şikayet, dil ve elle olandır. Allah Yakubun üzüntüsünü onun hakkında bir günah olarak saymadı ve şöyle buyurdu: “Kederini içine gömmesi yüzünden gözlerine boz geldi.” Allah, Said b. Ebül-Hasana rahmet eylesin.” Ona çokça dua ettikten sonra şöyle dedi: “Yeryüzünde başıma gelen hiçbir bela ve sıkıntı yoktur ki, Said, o belalardan beni korumak için elinden geleni yapmış olmasın.” Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: el-Hasan, kardeşi Said b. Ebül-Hasana ölünce ona ait işlemeli kapşonlu bir dış elbise satmam için bana verdi. O zaman çok üzüntülü ve kederliydi. Kapşonlu dış elbiseye en çok 24 dirhem verdiler. Kendisine gidip, “Onu satın alabilir miyim?” dedim. Bana “Sen daha iyi bilirsin. Fakat ben onu senin üzerinde görmek istemem.” dedi. “Yanına geldiğim zaman onu giymem.” dedim. Sonra onu giydim, onunla Beni Adi Mescidine gittim. Orada namaz kıldım. Beni Adiden bir kadın bana gelip, “Ey İbn Avn! Seni böyle bir elbise giyerken hiç görmemiştim.” dedi. Bu sözden sonra kalbime bir şeyler oldu. Sonra Muhammed b. Sirine gittim. Durumu ona anlattım. Bana, “Benden o kadına selam söyle ve ona, Peygamberin ashabından bir adamın 1.000 dirheme bir elbise satın alıp giydiğini, ancak onu sadece namazda giydiğini bildir.” dedi. [Raviler] dediler ki: Said b. Ebül-Hasan 100 senesinden önce vefat etmişti.
3885. Cabir b. Zeyd el-Ezdi Künyesi Ebüş-Şasadır. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Halid b. Yezid el-Hedadi haber verdi. O da Hayyan el-Arecden veya Salih ed-Dehhandan rivayet ettiği bir hadiste şunu rivayet etti: Cabir b. Zeydin bir gözü görmüyordu. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Muhammed b. Fedadan, o da İyastan şöyle dediğini rivayet etti: Basraya gittiğimde, orasının müftüsü Uman ehlinden Cabir b. Zeyd adlı kişi idi. Süfyan, Amrdan rivayetle dedi ki: Ben, Ebüş-Şasadan daha alim birisini görmedim. Süfyan, Amrdan, o da Atadan rivayet etti; dedi ki: İbn Abbası şöyle derken işittim: Basralılar Cabir b. Zeydin görüşüne uysalardı, onlara Allahın kitabındaki ilmi daha geniş bir şekilde anlatırdı. Yahya b. Said el-Kattan, Süleyman et-Teymiden rivayetle şöyle dedi: el-Hasan gazaya çıktığında burada insanların müftülüğünü Cabir b. Zeyd yapıyordu. el-Hasan gazadan dönünce yine o fetva vermeye başlardı. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bir gün Eyyub, Cabir b. Zeydin sohbetini açtı ve onun fıkhına hayran olduğunu söyledi. Bize Süleyman b. Harb ve arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Eyyuba “Cabir b. Zeydi gördün mü?” diye soruldu. “Evet. O akıllı bir zattı. O akıllı bir zattı. O akıllı bir zattı.” dedi. arim rivayetinde dedi ki: Haddini bilen bir adamdı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Cerir b. Hazim anlattı; dedi ki: İyas b. Muaviyenin şöyle dediğini işittim: Basraya geldiğimde Cabir b. Zeydden başka onlara fetva veren birisi yoktu. Bize Hafs b. Ömer el-Havdi haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam b. Yahya anlattı; dedi ki: Bize Katade anlattı; dedi ki: Cabir b. Zeyd hapse atıldığında kendisine gidip hünsanın nasıl mirasçı olacağını sordular. O da şöyle dedi: “Hem beni hapsediyorsunuz, hem de benden fetva istiyorsunuz! Ona bakın. Hangisinden bevlediyorsa, ona göre mirasçı yapın.” Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Haccac b. Ebu Uyeyne anlattı. O da Hindden şöyle dediğini rivayet etti: Taun hastalığından dolayı Iraka kaçtık. Orada Cabir b. Zeyd merkeb üzerinde bize doğru gelerek şöyle demişti: Sizi arzu eden şey, size ne kadar da yakın! Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Haccac b. Ebu Uyeyne anlattı. O da Cabir b. Zeydin şöyle dediğini rivayet etti: Ömrümün 60 senesi geçti. Bu süre içinde çok şeyler kazandım; çok nimetlere mazhar oldum. Yapmış olduğum hayırlar hariç, şimdi benim ayakkabılarım, benim yanımda bütün bunlardan daha değerlidir. Bize Affan b. Müslim ve arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Amr b. Dinarın şöyle dediğini rivayet etti: Cabir b. Zeyde, “İnsanlar senden işittikleri şeyi yazıyorlar.” denildi. Cabir, “Onlar sadece Allah rızası için yazıyorlar.” dedi. Affan, “Ben ondan kuşluk vaktinde ayrılıyorum.” dedi. arim, “Ben, onun yanından kuşluk vakti dönüyorum.” dedi. Bize Affan ve arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Yahya b. Atikın şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed b. Sirinin yanında, Cabir b. Zeydin bahsi geçtiği zaman onun hakkında şöyle dedi: “Allahın rahmeti üzerine olsun. O para karşısında [sağlam] bir Müslümandı.” Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Bürcan anlattı; dedi ki: Ebüş-Şasa Cabir b. Zeydi haccını ifa ettikten sonra yürüyerek 11-12 günde geldiğini gördüm. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize el- Kasım b. el-Fadl el-Huddani anlattı; dedi ki: Cabir b. Zeydi başı ve sakalı beyazlamış olarak gördüm. Bize Amr b. el-Heysem haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Halde anlattı; dedi ki: Cabir b. Zeydi sakalını sarıya boyamış olarak gördüm. Bize Said b. amir ve Affan b. Müslim haber verdiler; dediler ki: Bize Hemmam anlattı. O Katadeden, o da Azreden şöyle dediğini rivayet etti: Cabir b. Zeyde İbadiyye mezhebi mensuplarının onu kendilerinden kabul ettiklerini söyledim. “Onlardan Allaha sığınırım.” dedi. Said de rivayetinde dedi ki: “O ölmek üzere iken ben de kendisine aynı şeyi söyledim.” Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Hişamdan, o da Muhammedden şöyle dediğini rivayet etti: Cabir b. Zeyd onların dedikleri şeyden uzaktı. arim dedi ki: “İbadiyye onu kendilerine yamamaya çalışıyordu.” Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal anlattı; dedi ki: Bize Davud b. Ebül-Kassaf anlattı. O da Azre el-Kufinin şöyle dediğini rivayet etti: Cabir b. Zeydin yanına gidip kendisine, “Bunlar seni kendilerine yamamaya çalışıyorlar.” dedim. “Onlardan Allaha sığınırım.” dedi. Bize Abdüssamed b. Abdülvaris b. Said haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam b. Yahya anlattı. O da Sabit el- Bünaninin şöyle dediğini rivayet etti: Cabir b. Zeydin yanına gittiğimde ağırlaşmıştı. Kendisine “Ne arzu ediyorsun?” dedim. “el-Hasanı görmek istiyorum.” dedi. Oradan çıkıp el-Hasanın yanına geldim. O sırada Ebu Huleyfenin evinde bulunuyordu. Durumu kendisine anlattım. “Haydi ona gidelim” dedi. “Sizin hakkınızda endişe ediyorum.” dedim. “Allah onların gözlerini benden çevirecektir.” dedi. Sonra yürüyerek Cabirin yanına gittik. el-Hasan, “Ey Ebüş-Şasa! Lailahe illallah de.” dedi. Arkasından “…Rabbinin bazı ayetleri geldiği gün…” ayetini okudu. Sonra da “İbadiyye seni dost kabul ediyorlar.” dedi. Cabir, “Onlardan Allaha sığınırım.” dedi. el-Hasan, “Ehlün-nehr hakkında ne diyorsun?” dedi. Cabir, “Onlardan Allaha sığınırım.” dedi. Daha sonra birlikte yanından ayrıldık. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Habib b. eş-Şehidden, o da Sabitten şöyle dediğini rivayet etti: Kendisi bazı şeylerden şikayette bulunurken Cabir b. Zeyde, “Ne arzu edersin?” denildi. O da “el-Hasanı görmek isterim.” dedi. [Ravi] dedi ki: Sabit hemen el-Hasana koşup gitti. O sırada Ebu Huleyfenin evinde gizleniyordu. Sonra birlikte Cabirin evine geldiler. Cabir, “Beni oturtun.” dedi. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Nuh b. Kays haber verdi. O İsme b. Salimden, o da Sabit el- Bünaniden şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Huleyfenin evinde gizlenmekte olan el-Hasanın yanına geldim. Kendisine “Kardeşin Cabir b. Zeyd ölmek üzere” dedim. “Haydi yavaş yavaş yürüyerek gidelim.” dedi. Sonra akşam olunca katırını getirtti. Katıra bindi. Ben de arkasına bindim. el-Hasan, Cabirin evine geldi ve seher vaktine kadar oradan ayrılmadı. Sabaha kadar vefat etmeyeceğinden endişelenince el-Hasan kalkıp üzerine dört tekbir getirdi ve ona dua etti. Sonra da oradan ayrıldı. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Ebu Hilalden, o da Hayyan el-Arec veya Ebüs-Salt ed-Dehhandan rivayet ettiğine göre -Ebu Hilal burada kimden duyduğu konusunda şüpheye düştü-: Cabir b. Zeyd kendisini hanımının gasletmesini vasiyet etmişti. Muhammed b. Ömer ve diğerleri dediler ki: Cabir b. Zeyd 103 senesinde vefat etti. Ebu Nuaym dedi ki: Cabir, Cuma günü Enes b. Malik ile birlikte 93 senesinde vefat etti. Muhammed dedi ki: Bu her ikisi hakkında Ebu Nuaymın bir hatası ve yanlışıdır. Cabir b. Zeydin 103 senesinde vefat ettiğine dair ittifak vardır. Enes ise 91 senesinde vefat etti.
3886. Ebu Kılabe el-Cermi Adı, Abdullah b. Zeyddir. Çok hadis rivayet eden sika bir ravi idi. Divan kaydı Şamda bulunuyordu. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Eyyubdan, o da Ebu Kılabeden şöyle dediğini rivayet etti: Ona, “Hangi insan daha zengindir?” diye soruldu. Ebu Kılabe, “Verilene razı olan!” dedi. Yine “Hangi insan daha bilgilidir?” diye soruldu. Ebu Kılabe, “Diğer insanların ilminden kendi bilgisine bir şeyler katan kişi.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Eyyubun Ebu Kılabe hakkında şöyle dediğini duydum: Allaha yemin olsun ki, akıllı fakihlerden biriydi. Bize Affan b. Müslim, Süleyman b. Harb ve arim b. el- Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Eyyubun şöyle dediğini rivayet etti: Müslim b. Yesar dedi ki: Eğer Ebu Kılabe Acemlerden biri olsaydı, mubez-i mubezan yani kadıl-kudat olurdu. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Sabit b. Yezid anlattı; dedi ki: asım, Ebu Kılabenin şöyle dediğini rivayet etti: İnsanlar bir kişiyi, o kişinin kendisini bildiğinden daha iyi biliyorlarsa, bu kişi helak olmaya layıktır. Fakat bir kişi kendisini insanlardan daha iyi biliyorsa, bu kişi de kurtulmaya daha layıktır. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Eyyubdan şöyle dediğini rivayet etti: Ben onu hüküm verme konusunda insanların en bilgilisi olarak, hüküm vermekten en çok kaçanı, hüküm vermekten en çok hoşlanmayan alimi gördüm. Basrada Ebu Kılabeden daha büyük bir kadıya rastlamadım. Muhammedin durumu nedir, bilmiyorum. Keşke bana haber verilseydi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hatim b. Verdan anlattı; dedi ki: Bize Eyyub anlattı; dedi ki: Ebu Kılabeden kadı olması istendi. O kaçıp Şama gitti. Bir müddet orada ikamet etti, sonra Basraya geri döndü. Kendisine, “Keşke kadılığı kabul edip insanlar arasında adaletle hüküm verseydin. Bunun senin hakkında daha sevaplı bir iş olduğunu düşünüyorum.” dedim. Bana, “Ey Eyyub! Gemi denizde batarsa, yüzme bilmek ne kadar kurtuluş ümidi olur?” dedi. Bize Süleyman b. Harb rivayet etti; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Ebu Huşeyne Sahibüz- Ziyadinin şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed b. Sirinin yanında Ebu Kılabeden bahsedildiği zaman onun hakkında şöyle dedi: “O zat gerçekten benim kardeşimdir.” Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Ayyaş anlattı; dedi ki: Bize Amr b. Meymun anlattı. O da Ebu Kılabeden şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. Abdülaziz kendisinin yanına gelince, “Ey Ebu Kılabe! Bana hadis rivayet et.” demiş. Ebu Kılabe, “Ey Müminlerin Emiri! Hadis rivayetinden hoşlanmıyorum, fakat suskun kalmaktan da hoşlanmıyorum.” Diye cevap vermiş. Bize Muhammed b. Musab el-Karkasani haber verdi; dedi ki: Bize el-Evzai anlattı. O Mahledten, o Eyyubdan, o da Ebu Kılabeden şöyle dediğini rivayet etti: Bir adama hadis rivayet ettiğin zaman, “Bizi bununla meşgul etme, bize Allahın Kitabını getir.” derse, bil ki o sapıktır. Bize Abdullah b. Cafer haber verdi; dedi ki: Bize Ubeydullah b. Amr anlattı. Yine bize Affan b. Müslim ve Ahmed b. İshak haber verdiler. Onlar Vüheybden, o Eyyubdan, o da Ebu Kılabeden anlattı; dedi ki: Bir kişinin bidat olarak ortaya koyduğu şey, kılıcı hak etmiştir. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Eyyubdan şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Kılabe dedi ki: Heva ehli, dalalet ehlidir. Onların doğruca Cehenneme gidecekleri kanaatindeyim. Hevalarına uymaları onları cesaretlendirdi. Onlardan hiç biri bir görüşü kabul etmez. Öyle sözler söylerler ki, bu problemi kılıçtan başka bir şey çözmez. Nifak da çeşit çeşittir. Sonra şu ayetleri okuyarak münafıkların çeşitlerini saydı: “Onlardan Allah ile ahit yapanlar” bir sınıftır; “[Peygamber, her söyleneni dinleyen] bir kulaktır, diyerek onu incitenler” bir sınıftır; “Onlardan sadakaların [taksimi] hususunda seni ayıplayanlar” daha başka bir sınıftır. Münafıkların görüşleri birbirlerinden farklı olmakla birlikte savaş konusunda birleşmişlerdir. Onların doğruca Cehenneme gidecekleri kanaatindeyim.” Eyyub, Ebu Kılabeyi kastederek şöyle dedi: “Allaha yemin olsun ki, fakihler içinden anlayışlı ve gönül sahibi kimseler vardır.” Bize Affan b. Müslim ve arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Eyyubdan, o da Ebu Kılabeden şöyle dediğini rivayet etti: Medinede üç gün ikamet ettim. Orada, bir adamdan bana ulaşan bir hadisten başka ihtiyacım yoktu. Adam gelip kendisine bu hadisi soruncaya kadar orada ikamet ettim. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Bişr b. el- Mufaddal anlattı; dedi ki: Bize Halid anlattı; dedi ki: Ebu Kılabenin yanına giderdik. Bize üç hadis rivayet ettiği zaman “Çok hadis rivayet ettim.” derdi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Vüheyb anlattı; dedi ki: Bize Eyyub anlattı. O da Gaylan b. Cerirden şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Kılabe ile birlikte Mekkeye gitmek istedim ve bu konuda izin istemek üzere kendisine, “Geleyim mi?” diye sordum. Bana, “Haruri değilsen, evet.” dedi. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O da Humeydden şöyle dediğini rivayet etti: Ayakkabı imalatçıları Ebu Kılabeye geldiklerinde onlara, “Bana bir kağıdın üzerine [mitraf] onun uzunluğunu, genişliğini ve diğer özelliklerini yazın.” derdi. Onlar bu şekilde tarif edilmiş olan ayakkabıyı getirince, onu satın alırdı. Bize Şebabe b. Sevvar haber verdi; dedi ki: Bize Ukbe b. Ebüs-Sahba anlattı. O da Ebu Kılabeden şunu rivayet etti: O, [Saçını ve sakalını] siyah kına ile boyardı. Bize Süleyman b. Harb ve arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Eyyubdan şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Kılabe, Şamda hastalandı. Ömer b. Abdülaziz kendisini ziyarete gelip kalkacağı sırada, “Ey Ebu Kılabe! Bize manen yardımcı ol; münafıklar bizim yüzümüzden sevinmesinler.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Eyyubdan şunu rivayet etti: Ebül-aliye, Ebu Kılabenin yanına geldiğinde ona, “Ey Ebu Kılabe! Bize manen yardımcı ol; münafıklar bizim yüzümüzden sevinmesinler.” dedi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Ebu Kılabe şöyle bir vasiyette bulundu: “Ölümümden sonra kitaplarımı, hayatta ise Eyyuba verin, hayatta değilse yakın.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Ebu Kılabe, Şamda Deyrayyada vefat etti. Şam [divanın]a kayıtlıydı. 104 veya 105 senesinde vefat etti.
3887. Müslim b. Yesar Künyesi Ebu Abdullahtır. Kureyşten Talha b. Ubeydullah et-Teyminin mevlasıdır. Bize Muhammed b. Ubeydullah et-Teymi haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O da Humeydden şunu rivayet etti: Müslim b. Yesar evinde ayakta namaz kılarken yan tarafı tutuştu. Fakat ateş söndürülünceye kadar bunu hissetmedi. Ezher es-Seman, İbn Avndan rivayet etti; dedi ki: Onun yaşadığı zamanda Müslim b. Yesardan daha faziletli biri yoktu. Bize Zeyd b. el-Hubab, Abdülhamid b. Abdullah b. Müslim b. Yesardan rivayet etti; dedi ki: Babam bana şunu rivayet etti: Babası [Müslim] eve girdiği zaman, kendilerinin [çocukların] gürültüsü duyulmazdı. Fakat o namaz kılmaya başladığı zaman gürültü yaparlar ve gülerlerdi. Bize Attab b. Abdullah b. el-Mübarek haber verdi; dedi ki: Bize Cafer b. Hayyan haber verdi; dedi ki: Müslim b. Yesara namazda iken etrafında olan-biteni hiç duymadığı ve hissetmediği söylendiğinde şöyle dedi: “Siz benim kalbimin nerede olduğunu biliyor musunuz?” Bize Muaz b. Muaz haber verdi. O da İbn Avndan şöyle dediğini rivayet etti: Müslim b. Yesarı namaz kılarken gördüm. Sanki o bir kazık gibiydi. Bir o adamın, bir bu adamın üstüne doğru sallanmıyor ve elbisesinde bir hareket gözlenmiyordu. Bize Ubeydullah b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O asım el-Ahvelden, o da Ebu Kılabeden şöyle dediğini rivayet etti: Müslim b. Yesara namazda huşu konusunu sordum. “Bakışını secde ettiğin yere dikmelisin.” dedi. Bize Affan b. Müslim ve arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bize Sabit anlattı. O da Müslim b. Yesarın şöyle dediğini rivayet etti: Bir kişinin Allahın kerih gördüğü bir şeyi imanı gereğince terk etmemesini anlayamıyorum. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize el- Mübarek anlattı; dedi ki: Abdullah b. Müslim, Allah Resulünün hurma ile iftar ettiği kendisine [Müslime] ulaştığı için babasının da hurma ile iftar ettiğini rivayet etti. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bize Sabit, Müslim b. Yesarın şöyle dediğini rivayet etti: İlmim hakkında, içinde Allah sevgisi olmayan bir şeyin karışıp da onu ifsad etmesinden korktuğum kadar hiçbir şeyden korkmuyorum. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Mübarek anlattı; dedi ki: Abdullah b. Müslim b. Yesar babasının şöyle dediğini anlattı: “Doğru olan bir kişiye lanet etmek yakışmaz. Bir şeye lanet ettiğim zaman onu evimde bırakmazdım.” Hiç kimseye küfretmezdi. Kızdığı zaman söylediği en ağır söz “Benden uzak ol!” şeklindeydi. Bunu söylediği zaman bilinirdi ki, bundan öte bir şey kalmamıştır. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize el- Mübarek b. Fedale anlattı; dedi ki: Bana Abdullah b. Müslim anlattı; dedi ki: Müslim b. Yesara gemide oturarak namaz kılmanın hükmü sorulduğu zaman, “Ben bunu mekruh görüyorum.” veya “Hastalık hali olmaksızın Allahın beni oturarak namaz kıldıdığımı görmesinden hiç hoşlanmam.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize el- Mübarek anlattı; dedi ki: Abdullah b. Müslim bana babasının şöyle dediğini anlattı: Sağ elimle avret yerlerime değmeyi kerih görürüm. Çünkü o elimle Kitabımı tutmayı arzu ederim. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Eyyubdan, o da Muhammed b. Müslim b. Yesardan şöyle dediğini rivayet etti: Münakaşa etmekten sakının. Çünkü o, alimin cehalet saati olup şeytan bu sebeple onun ayağının kaymasını ister. Muhammed dedi ki: Bu kavgadır, bu kavgadır. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Habibden yani İbüş-Şehidden, o da bazı arkadaşlarından şunu rivayet etti: Müslim b. Yesar mescide uğradı, müezzin de ezan okudu. Bunun üzerine Müslim geri döndü. Müezzin ona, “Seni geri döndüren şey nedir?” dediğinde, “Sen, beni geri döndürdün.” dedi. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Avn b. Musa anlattı; dedi ki: Bize Abdullah b. Müslim b. Yesar anlattı; dedi ki: Babamın namaz kılmayan bir kölesi vardı. Onu dövmez, fakat şöyle derdi: “Ona ne yapacağımı bilmiyorum. O bana çalışması ve gayretiyle galip geldi.” Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Eyyub, İbnül-Eşas ile birlikte [savaşa] çıkan kurradan söz edilince şöyle dedi: Kurradan savaşıp da öldürülen herkesin savaşmasına imrenmeyen kimse kalmadı. O savaşlarda öldürülmeyip de kurtulanlar, onlardan olmadıklarına çok pişman oldular. Bize Affan b. Müslim ve Süleyman b. Harb haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Eyyubdan, o da Ebu Kılabeden şunu rivayet etti: Müslim b. Yesar ona [Ebu Kılabeye] Mekkeye kadar arkadaşlık etti. Ebu Kılabe dedi ki: Fitneden bahsederek Müslim bana dedi ki: “Allahın nimetinden dolayı sevinçliyim. Ben o fitnelerde tek bir ok atmadım, hiç kimseyi mızrakla yaralamadım ve hiçbir kimseye kılıçla vurmadım.” Ebu Kılabe dedi ki: Ona, “Ey Ebu Abdullah! Peki, senin bu safta durduğunu gören ne yapsın?” diye sordum. Müslim dedi ki: “İşte bu Müslim b. Yesardır. Allaha yemin olsun ki, ben ancak hak üzere iken burada durdum.” Sonra öne çıktı ve öldürülünceye kadar savaştı. [Ravi] dedi ki: Bunun üzerine Ebu Kılabe ağladı. Öyle ağladı ki keşke ona bunu söylemeseydim diye temenni ettim. Raviler dediler ki: Müslim sika, fazıl, abid, vera sahibi bir zattı. Onlara göre mevkii el-Hasandan daha yüksekti. Abdurrahman b. Muhammed b. el-Eşas ile birlikte [savaşa] çıktı. Bu durum onu insanların gözünden düşürdü; el- Hasanın ise onların nezdindeki makamını yükseltti. Raviler dediler ki: Müslim b. Yesar, Ömer b. Abdülazizin hilafeti zamanında 100 veya 101 senesinde vefat etti.
3888. Cübeyr b. Hayye O, Ebu Ziyad b. Cübeyrdir. el-Muğire b. Şubeden hadis rivayetinde bulundu.
3889. Hayyan b. Umeyr el-Kaysi Künyesi, Ebül-Aladır. Az hadis rivayet eden sika bir ravi idi. İbn Abbas, Abdullah b. ez-Zübeyr ve Abdurrahman b. Semüreden hadis rivayet etti.
3890. Ebu Medine es-Sedusi Adı Abdullah b. Husayndır. Az hadis rivayet eden bir ravidir. Abdullah b. Abbas ve Abdullah b. ez-Zübeyrden hadis rivayet etti.
3891. Halid b. Gallak el-Absi Az hadis rivayet eden bir ravi idi.
3892. Mudarib b. Hazn Mazinoğullarındandır. Az hadis rivayet eden bir ravi idi. Ebu Hüreyreden hadis rivayetinde bulundu.
3893. Abdullah b. Ebu Bekre Annesi Sad b. Zeydümenat b. Temimoğullarından, Sarimoğullarındandır. Abdullah, babası Ebu Bekre, Basraya gelip yerleşmeden önce, Bahreynde dünyaya gelmişti. Ebu Bekre, Basraya geldiğinde yaşlı idi ve çocuklarından bir yardım görmedi. Vefatına kadar Ebu Bekrenin kız ve erkek olarak 40 çocuğu olmuştu. Onlardan yedi tanesi kendisinden sonra yaşamaya devam etti. Abdullah b. Ebu Bekre de babasının vefatından sonra yaşayanlardan biridir.
3894. Ubeydullah b. Ebu Bekre Annesi, İcloğullarından Hevle bt. Galiz idi. Az hadis rivayet eden bir ravi idi. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal anlattı. O da Ebu Hamzadan şöyle dediğini rivayet etti: Bu şekilde abdest alan ilk kişi olarak Basrada Ubeydullah b. Ebu Bekreyi gördük. Biz, “Bakınız, bu Habeşi zat su ile istincada bulunuyor.” diyorduk. Raviler dediler ki: Ubeydullah b. Ebu Bekre, Ziyad b. Ebu Süyfan zamanında Sicistan valiliği yaptı. Kendisinin vefatından sonra Basrada nesli devam etti.
3895. Abdurrahman b. Ebu Bekre Basrada doğan ilk çocuktur. Ailesi o gün birçok deve kesti. O zaman onlar Hureybe mevkiinde bulunuyorlardı. O gün yedirdikleri yemekler Basralıları doyurmaya kafi geldi. Yaklaşık 300 kişi idiler. Sika bir zattı. Kendisi hadis rivayet ettiği gibi ondan da rivayette bulunulmuştur. Abdurrahmanın annesi Hevle bt. Galiz İcloğullarındandır. Abdurrahmanın vefatından sonra nesli Basrada devam etmiştir.
3896. Abdülaziz b. Ebu Bekre Annesi ümmü veleddir. Hadis rivayetinde bulundu. Kendisinden rivayet edilen bazı hadisler vardır. Abdülazizin vefatından sonra nesli Basrada devam etmiştir.
3897. Müslim b. Ebu Bekre Ondan bazı hadisler rivayet edildi. Vefatından sonra nesli Basrada devam etmiştir.
3898. Revvad b. Ebu Bekre Vefatından sonra nesli Basrada devam etmiştir.
3899. Yezid b. Ebu Bekre
3900. Utbe b. Ebu Bekre
3901. en-Nadr b. Enes b. Malik [en-Nadr b. Enes b. Malik] b. en-Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram b. Cündeb b. amir b. Ganm b. Adi b. en-Neccar. Annesi ümmü veleddir. Sika bir zat olup kendisinden rivayet edilen hadisler vardır. el-Hasandan önce vefat etti. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Harb b. Meymun el-Ensari anlattı; dedi ki: Muhammed b. Sirin, en-Nadr b. Enesi gaslederken el- Hasan da orada hazır bulunmuştu. Ben onlara bir şeyler veriyordum. Muhammed bana, “Haydi yaygıyı getir.” dedi. Ben kırmızı bir yaygı getirdim. Muhammed, “Bu, Karunun süsüdür.” dedi. el-Hasan ona, “Evet.” dedi. Muhammed bana, “Haydi, başka bir şey getir.” dedi. Ben de yeşil bir yaygı getirdim. Onlar da onu ona sardılar. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize el- Esved, yani İbn Şeyban anlattı; dedi ki: el-Hasan b. Ebül-Hasan, en-Nadr b. Enesin cenazesinde bulunmuştu. Orada el-Eşas b. Eslem el-İcli de vardı ve el- Hasana, “Ey Ebu Said! Cenazede hiçbir ses işitmemem beni hayrete düşürüyor.” dedi. el-Hasan iki defa şu sözü tekrar etti: “Hayrın iki sahibi vardır. Hayrın iki sahibi vardır.” O gün Musa b. Enes, en-Nadr b. Enesin kabrinde ikindi namazını kıldı. [İbn Sad] dedi ki: el-Esved b. Şeybanın zannına göre genişçe kazılmış bir kabir idi. Bize Haccac b. Nusayr haber verdi; dedi ki: Bize el- Esved b. Şeyban haber verdi; dedi ki: O gün Musa b. Enesi, en-Nadrın kabrinde namaz kılarken gördüm. Üzerinde kırmızı bir cübbe vardı, fakat gömlek yoktu.
3902. Abdullah b. Enes b. Malik Annesi, el-Faria bt. el-Müsenna b. Harise b. Seleme b. Damdam b. Mürre eş-Şeybanidir. Az hadis rivayet eden sika bir ravi idi.
3903. Musa b. Enes b. Malik [Musa b. Enes b. Malik] b. en-Nadr. Annesi Yemenlidir. Az hadis rivayet eden sika bir ravi idi.
3904. Malik b. Enes b. Malik Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Hassan anlattı; dedi ki: Bize Muhammed anlattı; dedi ki: Bahreynde bulunuyorduk. Malik b. Enes b. Malik ve Enes b. Sirin de bizimle birlikteydi. Ben hastalandım ve hastalığım ağırlaştı. Altı gün, gece-gündüz baygın vaziyette kaldım. Malik b. Enes, Bahreynde bulunan bütün doktorları bana getirdi. Benim aklım başımda değildi. Onlar bana bakıp şöyle demeye başladılar: “Başını tıraş edip dağlayacağız.” Hişam dedi ki: “Muhammedin saçı güzeldi.” Malik dedi ki: “Ben Muhammedin saçının ateşte yanmasına ve toprağa gömülmesine razı olmam; ancak cesediyle birlikte toprağa girerse, o başka.” [Hişam] dedi ki: “Malik b. Enes b. Malikin, hastalığında Muhammedi tekrar ziyaret edip etmediği zikredilmedi.
3905. Muhammed b. Sirin Künyesi, Ebu Bekirdir. Enes b. Malikin mevlasıdır. Sika, güvenilir, yüksek ahlak sahibi, fakih, ilmi geniş bir imam ve vera sahibi bir zattı. Kendisinde sağırlık vardı. Muhammed b. Abdullah el-Ensariye, Muhammed b. Sirinin aslının nereden geldiğini sordum; bana, Aynüttemr esirlerinden ve Enes b. Malikin mevlalarından olduğunu söyledi. Bize Halid b. Hıdaş haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Enes b. Sirinden şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed b. Sirin, Osmanın halifeliğinin sondan ikinci senesinde dünyaya geldi. Ben ise Osmanın halifeliğinin sondan birinci senesinde doğdum. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bana babam şunu anlattı: Muhammed b. Sirinin annesi Safiyye, Ebu Bekir b. Ebu Kuhafenin mevlası idi. Peygamberin üç hanımı onu güzel kokularla kokuladı, onun için dua ettiler. Bedir savaşına katılmış olan on sekiz Sahabe onun düğününde hazır bulundu. Übey b. Kab da onlardan biriydi. O dua ediyor, diğer Sahabiler amin diyorlardı. Bekkar b. Muhammed dedi ki: Muhammed b. Sirinin tek hanımdan 30 çocuğu dünyaya geldi. Fakat onlardan Abdullah b. Muhammedden başkası geride kalmadı. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Abdülmelik b. Ebu Süleyman haber verdi. O da Enes b. Sirinden şöyle dediğini rivayet etti: Biz altı kardeş otururken Zeyd b. Sabit yanımıza geldi. Aralarında Muhammed de vardı. O, “İsterseniz hepsinin annelerini size söyleyeyim; Şu ve şu bir anneden, şu ve şu bir anneden, şu ve şu bir anneden.” dedi. Kardeşlerinin annelerini sayarken bir hata yapmadı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Şube anlattı; dedi ki: Annem, Hişam b. Hassana, “Muhammed, Peygamberin hangi sahabilerinden hadis rivayetinde bulunuyor?” diye sordu. “İbn Ömer ve Ebu Hüreyreden.” dedi. Annem, “Onlardan rivayet ettiği hadisleri işitmiş mi?” diye sordu. “Evet.” dedi. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Süleym b. Ahdar anlattı. O da İbn Avndan şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed, Ebu Hüreyreden sadece üç hadisi merfu olarak rivayet etti: Birincisi, “Peygamber yatsının iki namazından birini kıldı…”; ikincisi, “Yemenliler geldi…” şeklinde başlayan hadistir. Üçüncüsünü ise Süleyman unuttu. Abdürrezzak, Mamerden, o Eyyubdan, o da Muhammedden rivayet etti; dedi ki: Ben bir hadisi on kişiden dinliyordum; lafızlar farklı, fakat mana aynı idi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: Muhammed hadisi kendi lafzıyla rivayet ediyordu. Bana Ümeyye b. Halidden rivayetle haber verildi. O da Şubeden şöyle dediğini rivayet etti: Halid el-Hazza dedi ki: “Her şey!” Muhammed dedi ki: “Bana İbn Abbastan haber verildi.” Onu, el-Muhtarın valiliği günlerinde, Kufede karşılaştıkları zaman İkrimeden işitti. Dediler ki: Ayrıca Muhammed, Zeyd b. Sabit, Enes b. Malik, Yahya b. el-Cezzar, Şüreyh ve diğerlerinden de hadis rivayetinde bulundu. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Seri b. Yahya anlattı; dedi ki: İbn Sirini şöyle derken işittim: Allah, Şüreyhe rahmet etsin, keşke Allah beni onun makamına yaklaştırsa! Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari anlattı. O İbn Avndan, o da Muhammed b. Sirinden şöyle dediğini rivayet etti: Bu ilim dindir. Onu kimden aldığınıza iyi bakın. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: Muhammed b. Sirin, hadis rivayetinde bulunduğu zaman bir şeyden korkuyor ve yasaklanmış bir şeyi yapıyormuş gibi olurdu. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: Muhammed b. Sirin dedi ki: “Kitaplardan [yazılı hadis metinlerinden] sakının. Sizden öncekiler bu yüzden gurura kapıldılar.” veya şöyle dedi: “Sizden öncekiler kitaplar yoluyla sapıklığa düştü.” Bekkar dedi ki: Dedem, babam ve İbn Avndan hiç birisinin, bir hadisin tamamının yazılı bulunduğu yazılı bir metni ve kitabı bulunmuyordu. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Süleym b. Ahdar anlattı; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: Muhammedin şöyle söylediğini işittim: Eğer kitap edinmiş olsaydım, Peygamberin mektuplarını edinirdim. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Yahya b. Atikten şunu rivayet etti: Muhammed b. Sirin, hıfzedildiği zaman onu imha etmek şartıyla hadisi yazmakta bir sakınca görmezdi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Şuaybdan şöyle dediğini rivayet etti: eş-Şabi bize şöyle dedi: Bu sağır zata -Muhammed b. Sirini kastediyor- sıkıca sarılmanız lazım. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Galib el-Kattandan şöyle dediğini rivayet etti: Muhammedin yumuşak huyluluğunu alın; el-Hasanın gazabını ve kızgınlığını almayın. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Amr Ebu Sehl el-Ensari anlattı; dedi ki: Muhammed b. Sirinin [besmelenin yazılmasında] “ba” harfini yazdıktan sonra “sin” harfini yazmak için ta “mim” harfine kadar [çizgi şeklinde] uzatılmasını mekruh görüyordu. Kendisi “bismillah” diye yazar. Sonra “Yazdığımı oku” der ve arkasından bunun hakkında ağır sözler söylerdi. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Amr anlattı; dedi ki: Muhammed b. Sirinnin “Bismillahirrahmanirrahim li-fülan” yazılmasını mekruh gördüğü, “Bismillahirrahmanirrahim min fülan ila fülan, yazın!” dediğini işittim. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Yahya b. Atikten şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed, bir adamın ayakkabılarına tükrüğüyle bir şeyler yazdığını görünce ona, “Ayakkabını yalamaktan zevk mi duyuyorsun?” dedi. Adam da ayakkabıyı elinden attı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize İbn Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Yunus anlattı; dedi ki: el-Hasan mükafatını Allahtan bekleyerek konuştu; Muhammed de mükafatını Allahtan bekleyerek sustu. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize el-Eşas anlattı. O da Muhammed b. Sirinden şöyle dediğini rivayet etti: Birlikte oturduğumuz zaman o bize hadis rivayet eder ve karşılıklı sohbet ederiz. Bazen güler, bazen haber sorardı. Fakat fıkıh ve helal-haram gibi konular sorulduğunda yüzünün rengi öylesine değişirdi ki, sanki o biraz önceki Muhammed değildi. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Mehdi b. Meymun anlattı; dedi ki: Muhammedi bir adamla birlikte gördüm; ona şöyle diyordu: Senin ne istediğini biliyorum. Münakaşa etmeyi senden daha iyi biliyorum. Ama seninle münakaşa etmek istemiyorum. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize asım el-Ahvel anlattı; dedi ki: Müverrik el-İclinin şöyle dediğini işittim: Veraında daha çok fakih olan, fıkhında da daha çok vera sahibi olan kişi olarak Muhammedden başkasını görmedim. Ebu Kılabe dedi ki: Dilediğiniz kadar onun hakkında inceleme ve araştırma yapın. Sonuçta, içinizde en çok vera sahibi olan ve nefsine hakim olan kişinin o olduğunu göreceksiniz. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Cerir b. Hazim anlattı; dedi ki: Muhammed b. Sirinin kendisiyle konuşan bir adama şöyle dediğini işittim: “Ben o siyah adamı görmedim.” Sonra ekledi: “Estağfirullah! Görüyorsun ya, şimdi ben o adamın gıybetini yapmış oldum.” Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Talk b. Vehb et-Tahi anlattı; dedi ki: Muhammed b. Sirinin yanına gidip bir şikayetini kendisine arzedince şöyle dedi: “Falana git. Ondan gerekli ilacı iste. Çünkü o tıp ilminde iyidir.” Sonra, “Fakat sen filana git. O diğerinden daha bilgilidir.” dedi. Sonra, “Estağfirullah! Görüyorsun ya, şimdi ben onun gıybetini yapmış oldum.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Hişamdan şöyle dediğini rivayet etti: Muhammedin şöyle dediğini işittim: Ne iyilik, ne de kötülük, hiçbir şey hakkında hiçbir kimseye asla hased etmedim. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da İbn Avndan şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed dedi ki: Eğer ölçme-tartma meylim olsaydı, yemezdim. Bize Affan haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Hişam anlattı; dedi ki: Muhammed şöyle dedi: Ben yiyeceğimi tartıyorum. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Osman el-Bettiden şöyle dediğini rivayet etti: Bu çevrede hüküm verme konusunda Muhammed b. Sirinden daha bilgili birisi yoktu. Bize Ravh b. Ubade haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: Kendisine müracaat ettiğim bir konuda Muhammed şöyle dedi: Ben, “Onda bir beis yoktur.” demiyorum; “Onda bir beis olduğunu bilmiyorum.” diyorum. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bana kendisine güvendiğim ve doğruluklarını tasdik ettiğim başka biri, Sevvar b. Abdullahın şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed ve el-Hasan, bu şehrin Arap ve mevaliden olan ahalisinin iki efendisidir. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: Muhammed şöyle dedi: Eğer konuşan kişi, söylediği sözün aleyhine delil olarak yazıldığını bilseydi az konuşurdu. Bize Affan b. Müslim ve arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Eyyub haber verdi; dedi ki: İbn Sirini rüyada Cennet listesine yazılmış olarak gördüm. Bize Affan b. Müslim ve arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Hişam b. Hassandan, o da ailesinden olan bir kişiden – Muhammedi kastederek- şöyle dediğini rivayet etti: Hangi şey ona şüpheli gelmişse, onu dünyaya geldiği andan itibaren terk etti. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Yahya b. Atikten şunu rivayet etti: Bir bedevi İbn Sirinin huzuruna çıktı ve ona dinle ilgili bazı şeyleri sormaya başladı. O da adama cevap veriyordu. Selm b. Kuteybe de oradaydı. Adam, “Ona kader hakkında ne düşündüğünü sor.” dedi. İbn Kuteybe, “Ey Ebu Bekir! Kader hakkında ne diyorsun?” diye sordu. İbn Sirin, “Sana hangi topluluk bunu bana sormanı emretti?” dedi. Sonra bir müddet sustu ve sözüne devam etti: “Şeytanın hiç kimse üzerinde gücü ve kudreti yoktur, fakat kim ona itaat ederse, onu helaka götürür.” Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. Yine bize Bekkar b. Muhammed haber verdi. (Son iki ravi) dediler ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: Bir adam Muhammede gelip ona kaderden söz etti. Muhammed “Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” ayetini okudu. Elinin iki parmağını iki kulağına koydu ve “Sen mi benim yanımdan çıkıp gideceksin, yoksa ben mi senin yanından çıkıp gideyim?” dedi. Adam onun yanından ayrıldıktan sonra, “Kalbim benim elimde değil. Kalbime, onu oradan çıkarmaya gücümün yetmeyeceği bir şey üflenmesinden korktum. O kişinin sözünü işitmeseydim benim için çok daha iyi olurdu.” dedi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Eyyub ve Hişamdan şöyle dediklerini rivayet etti: Ehl-i kıble için ümid ve korku bakımından İbn Sirinden daha büyük birisini görmedik. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Enes b. Sirinden şöyle dediğini rivayet etti: Muhammede iki hadis ulaştığında mutlaka onlardan daha ağır olanı alırdı. Daha ağır olanıyla amel etmeye güç yettiği halde, daha hafif olanla amel etmekte de bir beis görmezdi. Bize arim b. el-Fadl ve Affan haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Eyyubdan şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Kılabe dedi ki: Hangimiz Muhammedin güç yetirdiğine güç yetirebilir? Muhammed mızrağın ucu gibi bir şeye biniyordu. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: Muhammed, kılıcın ağzı gibi keskin bir şeye biniyordu. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bana babam şunu anlattı: Babam, Cerceraya şehrindeki bu araziyi satın aldı. Arazi Muhammed ile kardeşi Yahyanın elindeydi. Arazinin haracı alındı. Arazide üzüm vardı. Onlar üzümü sıkmak isteyince Muhammed, “Onu sıkmayın, yaş olarak satın.” dedi. Onlar, “Bu üzüm yaş olarak satılmıyor.” dediler. Muhammed, “Öyleyse ondan pekmez yapın.” dedi. Onlar, “Ondan pekmez de yapılmıyor.” dediler. Bunun üzerine Muhammed bağı kökledi, suya attı ve bağı bozdu. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Hassan anlattı; dedi ki: Bana Hafsa bt. Sirin anlattı; dedi ki: Muhammedin annesi Hicazlı bir kadındı. Boyadan hoşlanıyordu. Muhammed annesi için elbise aldığı zaman, erken yıpranacağına bakmaksızın en yumuşak elbiseyi satın alırdı. Bayram günü geldiği zaman da her bayram onun elbisesini boyardı. Onun annesine karşı sesini yükselttiğini asla görmedim. Annesiyle konuştuğu zaman çok önem vererek onunla konuşurdu. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn şunu anlattı: Annesinin yanında iken, Muhammedi tanımayan bir adam onu görse, annesinin yanında çok hafif sesle konuşmasından dolayı onun hasta olduğunu zannederdi. Muhammed b. Abdullah el-Ensariye Muhammed b. Sirinin hapsedilmesine sebep olan borcu sordum; dedi ki: 40.000 dirheme yiyecek satın almıştı. Sonra ona, satın aldığı yiyecek maddesinde kendisinin kerih gördüğü bir şeyin olduğu söylendi. O da yiyeceği öylece bıraktı veya tasadduk etti. Böylece borç üzerinde kaldı. Bu sebeple hapsedildi. Onu bir kadın hapsettirmişti. Onu hapseden de Malik b. el-Münzir idi. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bize babam şunu anlattı: Muhammed b. Sirin, Ümmü Muhammed bt. Abdullah b. Osman b. Ebül-as es-Sekafiye bir cariye sattı. Kadın onu Muhammede geri verdi ve bu cariyenin kendisine eziyet ettiğinden şikayet etti. Muhammed de onu aldı; fakat onun parasını infak etmişti. İşte Muhammed bu cariye sebebiyle hapsedilmişti. Selm b. Ziyad bu cariye ile evlendi, o da onu Horasana götürdü. Bu cariyenin babasının lakabı Kirkire idi. Bize Amr b. el-Heysem haber verdi; dedi ki: Bize Şube anlattı. O da Katadeden şöyle dediğini rivayet etti: İbn Sirin hapiste iken, kendisini ziyarete gittim. Bir adama şiir yazdırıyordu. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O İbn Avndan, o da Muhammed b. Sirinden şöyle dediğini rivayet etti: Ömrüme yemin olsun ki, ben meşhur edildim. Bize el-Hasan b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O da Sabit el-Bünaniden şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed b. Sirin bana şöyle dedi: “Ey Ebu Muhammed! Beni senin meclisine gelmekten engelleyen tek şey, şöhret engelidir. Bela hiç üzerimden eksik olmadı. Öyle ki sakalımdan tutuldum ve yüksek bir yere oturtuldum. Bu adam, insanların mallarını yiyen ve insanların parası kendisinde borç olarak kalan Muhammed b. Sirindir. denildi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Şihab anlattı; dedi ki: O Hişamdan, o da İbn Sirinden şunu rivayet etti: Ölçekle satılan bir yiyecek maddesi satın aldı. Ondan 80.000 dirhem kar etti. Yaptığı bu ticaretten dolayı kalbinde vesvese meydana geldi ve her şeyi terk etti. Hişam dedi ki: Allaha yemin olsun ki, kalbine gelen şey de faiz değildi. Bize Yahya b. Huleyf b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bana babam Huleyf b. Ukbe dedi ki: İbn Sirin tek başına tesbih çekerdi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Şihab anlattı; dedi ki: Bana Osman el-Betti haber verdi; dedi ki: İbn Sirinin yanına gittiğimde bana, “Ey Osman! İnsanlar kader hakkında ne diyorlar?” diye sordu. Ben, “İnsanlardan bazıları onu kabul ediyor, bazıları da sana ulaştığı gibi O nedir? diyor.” dedim. “Neden kaderi bana havale ediyorsun? Allah kimin hakkında hayır murad ederse, onu itaatine muvaffak kılar ve ona amelleri sevdirir. Allah bir kişiye hayrın dışında bir şey murad ederse, Allah zalim olmadan, o kişinin kesbi sebebiyle ona azap eder.” dedi. Bize el-Mualla b. Esed haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. el-Muhtar anlattı. O da Halid el-Hazzadan şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed b. Sirin, bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı. Fakat oruç tutmadığı günün Şaban veya Ramazan ayından olduğu hususunda kendisinde bir şüphe hasıl olursa, o günü oruçla geçirirdi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O da Eyyub ve Hişamdan şunu rivayet etti: İbn Sirin bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Enes b. Sirin haber verdi; dedi ki: Muhammedin yedi virdi vardı. Geceleyin onlardan birisini okuyamasa, gündüz okurdu. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da İbn Avndan şunu rivayet etti: Muhammed her gün gusül abdesti alırdı. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Eyyubdan şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed dedi ki: Nefsim bana, yüklemesini istemediğim bazı şeyleri yükledi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O İbn Avndan, o da Muhammedden şöyle dediğini rivayet etti: Ben şiddetli bir imtihan içindeyim. Doymak istiyorum, doyamıyorum; suya kanmak istiyorum, fakat kanamıyorum. Bize arim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O İbn Avndan, o da Muhammedden rivayet etti: “Bir de Allah, iman edenleri temize çıkarmak, kafirleri de helak etmek ister.” ayetini okudu ve dedi: Allahım! Bizi temize çıkar, bizi kafirlerden eyleme. Bize Ezher b. Sad es-Semman haber verdi. O da İbn Avndan şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam Muhammedin yanında kötü bir sıfatla anılınca, Muhammed onu, bildiği en güzel sıfatla anardı. Bize Ezher haber verdi. O da İbn Avndan şöyle dediğini rivayet etti: Bazı insanlar Muhammede gelip, “Sana küfrettik. Bize hakkını helal et.” dediler. Muhammed, “Allahın haram kıldığı bir şeyi ben size helal kılmam.” dedi. Bize Ezher haber verdi. O da İbn Avndan şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed uyuduğu zaman, yüzünü kıbleye karşı çevirirdi. Bazen de sırtüstü uzanarak yatardı. Bize Ezher es-Semman haber verdi. O da İbn Avndan şöyle dediğini rivayet etti: Bayram gününde Muhammede geldiğimde yaptığı şey beni şaşırtmadı. O gün bana meyveli bir tatlı veya paluza ikram etmişti. [Ravi] dedi ki: Muhammed bunları yiyerek idrarla ilgili sorununu tedavi etmeye çalışırdı. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: Bayram günü kendisine geldiğimizde mutlaka bize hurma tatlısı veya pelte yedirirdi. Sadaka-i fıtrın verilmesini emretmedikçe Ramazan bayramında evden çıkmazdı. Sadaka-i fıtır güzelce hazırlanır ve büyük camiye gönderilirdi. Sonra bayram namazı için çıkardı. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Avn anlattı; dedi ki: Muhammed Kuranı indirildiği gibi okumayı severdi. Önce biraz okuyup, sonra birileriyle konuşup, daha sonra tekrar okumaya dönmeyi kerih görürdü. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Hişam anlattı. O da Muhammedden şöyle dediğini rivayet etti: Birisiyle vedalaşıp ayrıldığı zaman şöyle derdi: “Allahtan kork. Helal olan şeyden senin için takdir olunanı iste. Eğer haram olanı alırsan, senin için takdir olunan şeyin çoğuna kavuşamazsın.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Hişam anlattı. O da Muhammedden şöyle dediğini rivayet etti: “Müslüman, paranın yanında Müslüman olandır.” derlerdi. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: Muhammed b. Sirin, beni alır, yanında dükkanına götürürdü. Biz dükkanda iken insanlar alış-verişe gelirdi. Onlara çeşitli malları gösterip şöyle derdi: “İsterseniz sizin için bu malları evinize göndereyim.” Ravi dedi ki: O malları evlerine gönderdi. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: Muhammed b. Sirin, bir malı ödünç almak istediği zaman onu bir şeyle ölçer ve mühürlerdi. Onu geri verdiği zaman onu aynı ölçüyle ölçer ve sahibine teslim ederdi. Muhammed dedi ki: Ölçü bazen fazla bazen eksik olur. Bize Muhammed b. es-Salt haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Küdeyne anlattı. O da Abdullah b. Avndan şöyle dediğini rivayet etti: İbn Sirinin eline zaif veya settuk denilen ayarı düşük dirhem bulunduğu zaman onlarla bir şey satın almazdı. Öldüğü gün yanında 500 settuk ve zaif para vardı. Bize Kesir b. Hişam haber verdi; dedi ki: Bize Cafer b. Bürkan anlattı; dedi ki: Bize Meymun b. Mihran anlattı; dedi ki: Kufeye geldim. Bez almak istiyordum. Muhammed b. Sirine gittim. O zaman Kufede bulunuyordu. Kendisiyle pazarlık ettim. Bana elbise çeşitlerinden birini sattığı zaman, “Razı oldun mu?” dedi. Ben “Evet!” dedim. Aynı sözü bana üç kere söyledi. Sonra iki adam çağırdı. Onları alış-verişimize şahit tuttu. Sonra, “Eşyanı al götür.” dedi. O, şu Haccaciyye dirhemleriyle alışveriş yapmıyordu. Onun günahtan titizlikte sakındığını görünce, elbise sardığım bezlere varıncaya kadar ihtiyacım olan her şeyi ondan satın almaya devam ettim. Bize el-Hasan b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal anlattı; dedi ki: Muhammed b. Sirini evden çıkıp mescide giderken üst elbisesini giymiş olarak, mescitte oturduğu zaman ise omuzlarının üstüne atmış olarak gördüm. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Yahya b. Atikten, o da Muhammedden şöyle dediğini rivayet etti: Said b. Cübeyr [Haccaca muhalefet etmesi sebebiyle] yaptıklarından dolayı [cezalandırılmaktan] korkuyordu. Sonra Mekkeye gelerek burada insanlara fetva verdi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Yahya b. Atikten, o da Muhammedden şunu rivayet etti: Kendisi, [mirası] bölüştürme işi yapanlara ücret verilmesini şart koşmayı ve herhangi bir konuda hüküm verenlere hüküm vermeleri sebebiyle ücret verilmesini mekruh görürdü. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Muaz anlattı. O da İbn Avndan şunu rivayet etti: Ömer b. Abdülaziz, el-Hasana [para] gönderdi; el-Hasan bunu kabul etti. İbn Sirine de [para] gönderdi; fakat o bunu kabul etmedi. Bize Affan haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Hişam b. Hassan çocuklarını sünnet ettirmişti. el-Mühelleb ailesinin ileri gelenlerini de çağırmıştı. Muhammede, “Ebu Abdullahın yaptığını görmüyor musun?” diye soruldu. “Ebu Abdullahı cimrilikle itham etmeyin! Ebu Abdullahı cimrilikle itham etmeyin!” dedi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Galibden şöyle dediğini rivayet etti: Muhammede geldim. Şakacılığını anlattı; sonra ona Hişamı sordum. “Dün öldü. Haberin olmadı mı?” dedi. Ben, “Biz Allahın kullarıyız ve biz Ona döneceğiz.” dedim. O da güldü. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Mehdi b. Meymun anlattı; dedi ki: Abdest alırken Muhammedi, iki ayağını baldırlarının adalesine kadar yıkarken gördüm. Bize Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Kurre b. Halid anlattı; dedi ki: Muhammedi, namaz kıldığı yeri elbisesiyle süpürürken gördüm. Bize el-Fadl b. Dükeyn ve Müslim haber verdiler; dediler ki: Bize Kurre anlattı; dedi ki: Muhammed b. Sirinin yüzüğünde nakış olarak kendisinin künyesi olan Ebu Bekir yazısı vardı. Bize Ravh b. Ubade haber verdi; dedi ki: Bize Hişam şunu rivayet etti: Muhammedin yüzüğünün nakşı, künyesi olan Ebu Bekir idi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Hişamdan şunu rivayet etti: Muhammedin yüzüğünün nakşı [daha önceki rivayette geçtiği] gibiydi. Bize Affan haber verdi; dedi ki: Bize Mehdi b. Meymun anlattı; dedi ki: İbn Sirinde, sol eline taktığı gümüş bir yüzük gördüm. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi. O da İbn Avndan şöyle dediğini rivayet etti: İbn Hübeyrenin yanına gitmek üzere çıktığı zaman ben de Muhammed ile birlikte çıktım. Namaz vakti olunca bana, “Öne geç ve bize namaz kıldır.” dedi. Ben de namazı kıldırdım, sonra kendisine, “Sen Kuranı ezberleyen kişi imam olsun. demedin mi? Beni nasıl öne geçiriyorsun?” dedim. Muhammedin kendisi için kerih gördüğü bir şeyi yaptığını ona söyledim ve bunu ona hatırlattım. Bana, “Ben insanların, İnsanlara imamlık yapan bu kişi Muhammeddir. demelerinden hoşlanmadığım için öne geçip imamlık yapmayı kerih gördüm.” dedi. Bize Muhammed b. Abdullah haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı. O da Muhammedden şöyle dediğini rivayet etti: Cuma namazına giderken insanların omuzlarını çiğneye çiğneye ön tarafa geçmeyi alimler kerih görüyorlardı. Denildi ki: İbn Sirin insanların omuzuna basa basa ön tarafa geçer. İbn Sirin, “Ben insanların omuzlarına basmam; fakat camiye gelirim, beni tanırlar, benim için yol açarlar, ben de ön tarafa geçerim.” dedi. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Ben el-Maarra dağlarının tepelerindeki evlerinde Muhammed b. Sirinin, Enesin ve Hafsanın mescid olarak kullandıkları odalarını gördüm, çocuklar dahil kimse oraya girmiyordu. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Habib b. eş-Şehidden, o da Sabit el-Bünaniden şöyle dediğini rivayet etti: el- Hasanın bir kızı vefat etti. İçinden acı çekiyordu. Yanına geldiğimde “Şöyle yapın! Şöyle yapın!” diyordu. Kızının cenaze namazını kıldırmam için bana emir vereceğini umdum. Fakat o “Onu kefenleyip hazırladığınız zaman, gidip Muhammed b. Sirine haber verin, namazını o kıldırsın.” dedi. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Amr anlattı; dedi ki: Muhammed b. Sirini şöyle derken işittim: Ben büyüyüp adam olduktan sonra kendim için akika kurbanı olmak üzere bir Buhtiyye kestim. Bize Ebu Üsame haber verdi. O da Mehdi b. Meymundan şöyle dediğini rivayet etti: İbn Sirini şal [taylesan] giymiş olarak gördüm. Ayrıca o kışları beyaz bir elbise, beyaz bir sarık ve bir aba giyerdi. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Selman b. el-Muğire anlattı; dedi ki: İbn Sirini Yemen işi elbiseler, şallar ve sarıklar giymiş olduğu halde gördüm. Bize Yahya b. Huleyf haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Halde anlattı; dedi ki: Muhammed b. Sirini, Lati beyaz bir sarıkla gördüm. Sarığının ucu arkasından sarkıyordu. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Ebül-Eşheb anlattı; dedi ki: Sirinin üzerinde ketenden yapılmış bir elbise gördüm. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Amr anlattı. O da Muhammed b. Sirinden Enes b. Malikin şunu söylediğini zikrettiğini rivayet etti: Ona Allah Resulünün nasıl boyandığını sordum. “Allah Resulünün nasıl boyandığı hakkında bana bir bilgi ulaşmadı. Ancak Ebu Bekir kına ve ketem ile boyanıyordu.” dedi. İbn Sirin dedi ki: Ben de o günden sonra kına ve ketem ile boyandım. Bize Yahya b. Huleyf b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Halde anlattı; dedi ki: İbn Sirini, sarı renkli kına ile kınalanmış olarak gördüm. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Kab anlattı; dedi ki: Muhammed b. Sirin ayakkabıcıya kendisi için bir mest yapılmasını ısmarladığı zaman şöyle derdi: “İpliği kendi tükrüğünle ıslatmayacaksın.” Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Amr anlattı; dedi ki: İbn Sirini, bazı insanların bıyıklarını iyice kısaltmış oldukları gibi fazla kısaltmadığını gördüm. Bize Affan haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bana Humeyd şunu haber verdi: Muhammed b. Sirin, Ebu Mahfuz Süveyde, kendisine kefen olmak üzere şal hazırlamasını emretti. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: İbn Sirinin vasiyeti şöyleydi: Muhammed b. Ebu Amrenin, çocuklarına ve ailesine Allahtan korkmalarını, aralarında anlaşmazlığa düşmeyip iyi geçinmelerini, eğer mümin iseler Allaha ve Resulüne itaat etmelerini” vasiyet ettiğini; yine İbn Ebu Amrenin oğullarına, İbrahimin ve Yakubun oğullarına “Oğullarım! Allah sizin için bu dini seçti; o halde sadece Müslümanlar olarak ölünüz.” şeklinde vasiyet ettiği gibi vasiyet ettiğini hatırlattı. Ayrıca çocuklarına dinde Ensarın kardeşleri ve mevlaları oldukları iddiasında bulunmamalarını; kötü söz ve işten uzak durmanın, sıdk ve doğruluğun daha hayırlı ve baki olduğunu, bunların zina ve yalancılıktan daha üstün olduğunu vasiyet etti ve ekledi: “Vasiyetimi değiştirmeden önce bana bir şey olursa, vasiyetim budur.” Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bana babam anlattı. O da babası Abdullah b. Muhammed b. Sirinden şöyle dediğini rivayet etti: Ne zaman babamın borcuna kefil olsam, bana şöyle derdi: “Vefa mı?” Ben “Vefa!” derdim; o da bana dua ederdi. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bana babam anlattı; dedi ki: Abdullah b. Muhammed b. Sirin, babasının 30.000 dirhem tutarındaki borcunu ödedi. Abdullah b. Muhammed öldüğü zaman, 300.000 dirhem veya bu civarda değeri olan bir malı bize bırakmıştı. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Eyyubdan, o da Muhammedden şunu rivayet etti: Muhammed, ölünün kefenlenmesi için üç kat bez kullanılmasını ve bunlara sarılmasını emrederdi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Hişamdan, o da Muhammedden şöyle dediğini rivayet etti: Kendi kefeni için üç kat bez kullanılmasını, bunun üzerine fazladan bir bez kullanılmamasını emretti. Eyyub dedi ki: Muhammedin bu şekilde kefenlenmesini ben yaptım. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Muhammed Cuma günü vefat etti. Onu Eyyub ve İbn Avn gasletti. Onlarla birlikte daha kimlerin olduğunu hatırlamıyorum. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Amr haber verdi. Muhammed b. Sad dedi ki: Ayrıca bana Hüşeymden rivayetle haber verildi. O da Mansurdan rivayet etti. [Muhammed ve Mansur] dediler ki: Muhammed b. Sirin el-Hasanın vefatından 100 gün sonra 110 senesinde vefat etti. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Muhammed b. Sirin vefat ettiği zaman seksen yaşın üzerindeydi.
3906. Mabed b. Sirin Muhammed b. Sirinden daha yaşlı idi. Kardeşlerinin en yaşlısıydı. Sika bir ravi idi. İbn Ebu Said el-Hudriden hadis dinlemiş olup rivayet ettiği bazı hadisler vardır. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Babam bana anlattı; dedi ki: Mabed b. Sirin, Enes b. Sirin, Amre bt. Sirin ve Sevde bt. Sirin Enes b. Malikin ümmü veledi olan bir annedendir. Enes, bu çocukların annesini Sirine vermiş ve ona nikahlamıştı. Enes b. Malikin bu cariyeden Mabed ve Ümmü Haram isimli iki çocuğu vardı.
3907. Yahya b. Sirin Muhammed b. Sirinin ana-baba bir kardeşidir. Her ikisinin de annesi Safiyyedir. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bana ulaşan bilgiye göre Sirin, oğullarını Ebu Hüreyreye gönderdi. Geldiklerinde, hadisleri en iyi ezberleyenin Yahya olduğu görüldü. Hıfzının iyi olması sebebiyle künyesini de Ebu Hüreyre verdi. Yahya, az hadis rivayet eden sika bir ravi idi. Cercerayada vefat etti. Kabri halen oradadır. Muhammed b. Sirinden önce vefat etmişti. Bize Hafs b. Gıyas haber verdi; dedi ki: Bize asım el- Ahvel anlattı. O da Hafsa bt. Sirinin şöyle dediğini rivayet etti: Enes bana, “Yahya b. Sirin hangi sebepten dolayı öldü?” diye sordu. Ben, “Taundan öldü.” dedim. Enes, “Taun, her Müslüman için şehadettir.” dedi.
3908. Enes b. Sirin Künyesi Ebu Hamzadır. Kendisine Enes b. Malikin ismi verildi ve onun künyesiyle künyelendirildi. Hammad b. Zeydin bazı rivayetlerinde künyesi Ebu Musa şeklinde geçer. Az hadis rivayet eden sika bir ravi idi. Bize Said b. amir haber verdi. O Esma b. Ubeydden, o da Enes b. Sirinden şöyle dediğini rivayet etti: Doğduğum zaman babam hemen Enes b. Malike gitmiş, o da bana kendi ismini ve kendi künyesini koymuş. Bize Halid b. Hıdaş haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Enes b. Sirinden şöyle dediğini rivayet etti: Osman b. Affanın halifeliğinin bitişinden bir sene önce doğdum. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Ebül-Avvam anlattı; dedi ki: Bize Katade anlattı; dedi ki: İbnüz-Zübeyr, Enes b. Maliki Basraya vali tayin etti ve ona mevlası Enes b. Sirini gönderdi. Enes de onu el-Übülle üzerine tahsildar tayin etti. Enes b. Sirin, “Beni aşir mi yapmak istiyorsun?” diye sordu. Enes b. Malik, “Ömer b. el- Hattabın mektubuna razı olmaz mısın?” dedi. Katade dedi ki: Enes b. Malik, Ömerin mektubunu çıkardı. Orada şunlar yazılıydı: “Müslüman tüccarlardan her 40 dirhemden bir dirhem, ehl-i zimmet olan tüccarlardan her 20 dirhemden bir dirhem, ehl-i harb olan tüccarlardan her on dirhemden bir dirhem alınacak.” Enes b. Sirin, Muhammed b. Sirinden sonra vefat etti.
3909. Ebu Nadre Adı, el-Münzir b. Malik b. Kutaadır. el-Aveka kabilesindendir. Bu kabile Abdülkaysın bir batnıdır. İnşaallah sika bir ravi idi. Çok hadis rivayet etmişti. Herkes onunla ihticac etmemiştir. Bize Yahya b. Said el-Kattan, Şubeden rivayet etti, dedi ki: Süleyman et-Teymi ve İbn Avn bana gelip annemle ilgili olarak taziyede bulundular. Süleyman “Ebu Nadre bize hadis rivayetinde bulundu.” diyor. İbn Avn, “Ben Ebu Nadreyi gördüm” diyor. Süleyman ise “Ben onu görmedim.” diyor. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Halid b. Harmele, yani Ebu Nadrenin amcasının oğlu olan Ebu Harmele dedi ki: Bana el-Müessire bt. Erbed şunu anlattı: Ebu Nadre, eşi Zeynep ile birlikte Horasanda gazaya çıktı. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Salih b. Raşid anlattı; dedi ki: Ebu Nadreyi, sakalını, sarı kınayla boyamış olarak gördüm. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize el-Eşheb anlattı; dedi ki: Bazen Ebu Nadreyi sakalını sarıya boyamış olarak görürdüm. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Salih b. Raşid anlattı; dedi ki: Ebu Nadrenin üzerinde siyah bir sarık gördüm. Bize Affan b. Müslim ve Müslim b. İbrahim haber verdiler; dediler ki: Bize Mehdi b. Meymun anlattı; dedi ki: Ebu Nadre vefat ettiği zaman, onun cenaze namazını bize el-Hasan kıldırdı. Öğle vakti olduğunda musallada bize öğle namazını yine el-Hasan kıldırdı. Önünde sütre yoktu, sağında ve solunda kabirler vardı. [Ravi] dedi ki: Ebu Nadre, Ömer b. Hübeyrenin valiliği sırasında vefat etti.
3910. Sad b. Hişam b. amir el-Ensari Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Ali b. Zeydden şöyle dediğini rivayet etti: Zürare b. Evfa, el-Hasan ve Ebu Nadreden işittim; onlar Sad b. Hişam b. amirin şöyle dediğini rivayet ettiler: Ayşenin huzuruna girdim ve ona kendimi tanıttım. Bana, “Uhud savaşında öldürülenin oğlusun, öyle mi?” diye sordu. Ben, “Evet.” dedim. [Raviler] dediler ki: Sad b. Hişam inşaallah sika bir ravi idi.
3911. Alkame b. Abdullah el-Müzeni Az hadis rivayet eden sika bir ravi idi. Ömer b. Abdülazizin hilafeti zamanında vefat etti.
3912. Bekir b. Abdullah el-Müzeni Alkamenin kardeşi değildir. Çok hadis rivayet eden, sika, sebt [sağlam], güvenilir ve hüccet bir ravi idi. Aynı zamanda fakih idi. el-Hattab b. Cübeyr b. Hayye es-Sekafi, onun annebir kardeşidir. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Mutemir anlattı; dedi ki: Babam şöyle diyordu: el-Hasan Basranın yaşlı ve olgun kişisi, Bekir ise delikanlısıdır. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Bekir anlattı; dedi ki: Bana kızkardeşim Ümmü Abdullah bt. Bekir, babası Bekirin şöyle dediğini işittiğini anlattı. Kendi kendime kaderden bahseden kişileri dinlememeye ve kalkıp iki rekat namaz kılmaya karar verdim. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Bekir b. Abdullah el-Müzeni anlattı; dedi ki: Bana Ebu Abdullah anlattı. O da babamdan şunu rivayet etti: Babam Arafatta vakfe yaparken duygulanmış ve “Ben Arafatta onların arasında vakfe yapıyor olmasaydım, vakfe yapanların hepsinin affedildiğini söylerdim.” demiş. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Mürecca b. Veda anlattı; dedi ki: Bize Galib el-Kattan anlattı; dedi ki: Bekir el-Müzeni şöyle diyordu: İsabet ettiğinde sevap alamadığın, hata ettiğinde ise yalan söylemiş olduğun sözden kaçın. Çünkü bu, kardeşine karşı su-i zandır. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Ebu Davud anlattı; dedi ki: Bekir b. Abdullah el- Müzeniyi şöyle derken işittim: Birisiyle arkadaş olmak istediğin zaman, onunla uzun süren bir yolculuğa çık. Uzun mesafeli yolda onun iyi bir kimse olduğunu anlamadıkça, onunla arkadaş olma. Bunu yapmadıkça o, senin gerçek arkadaşın değildir. Arkadaşın küçük abdest ihtiyacını görüyor iken onun yanında oturma; o ihtiyacını giderinceye kadar senin arkadaşın değildir. [Ravi] dedi ki: el-Hasan, Bekire el-Mükeyyis [zeki, kurnaz] ismini vermişti. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal haber verdi. O Galibden, o da Bekirden şöyle dediğini rivayet etti: Bana kadılık teklifi yapıldığında onlara şöyle dedim: “Şimdi size öyle bir haber vereceğim ki, onu iyi dinleyin: Kendisinden başka ilah olmayan Allaha yemin olsun ki, benim kadılık yapacak kadar bir bilgim yok. Eğer ben doğru söylüyorsam, bu durumda beni kadı yapamazsınız; eğer yalan söylüyorsam, yalancı bir kişinin de kadı yapılamayacağı aşikardır.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Mutemir anlattı; dedi ki: Bize Humeyd et-Tavil anlattı. O da Bekirden şöyle dediğini rivayet etti: Ben zenginler gibi yaşamak, fakirler gibi ölmek istiyorum. [Ravi] dedi ki: O, zenginler gibi elbise giyer, sonra fakirlerin yanına gelir, onlarla beraber oturup hadis rivayetinde bulunur ve şöyle derdi: Onlar bundan hoşlanıyorlar. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Mutemir anlattı; dedi ki: Babamı şunu anlatırken duydum: Bekir b. Abdullahın elbisesi 4.000 dirhem kıymetindeydi. Annesi varlık sahibi bir kadındı. Onun, malı çok olan bir kocası vardı. Bu adamın hanımı kendisinden herhangi bir şey istediği zaman ona “Hayır!” demekten hoşlanmazdı. Bize Abdullah b. Cafer haber verdi; dedi ki: Bize Ubeydullah b. Amr anlattı. O da Külsum b. Cevşenden şöyle dediğini rivayet etti: Bekir b. Abdullah, 400 dirheme bir kumaş satın aldı. Onu terziye götürdü. Onu kesip biçmek istediğinde üzerine toprak serpme teşebbüsünde bulundu. Bunun üzerine Bekir ona “Elbiseyi bildiğin gibi yap, ama kafurla.” dedi. Terzi de kafuru ufalayıp üzerine serpti. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Utbe b. Abdullah el-Anberi anlattı; dedi ki: Bekir b. Abdullah el- Müzeninin dua ederken şöyle dediğini işittim: “Arzu ettiklerimi yapmaya ve nefsim için kerih gördüklerimi de defetmeye gücüm yok. Benim işim başkasının elindedir. Benden daha çok muhtaç durumda olan birisi yok.” Sonra “Ey ademoğlu! Öyle bir ümit içinde bulun ki Allahın mekr ve gazabından emin olmayasın. Öyle bir korku içinde ol ki, Allahın rahmetinden ümidini kesmeyesin.” dedi. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Ebül-Eşheb anlattı; dedi ki: Bekir b. Abdullahı şöyle dua ederken işittim: Allahım! Bize fazlından öyle bir rızık ver ki, o rızık bizim sana olan şükrümüzü, fakr ve ihtiyacımızı arttırsın; o rızık, bizi senden başkasına el açmaktan uzak tutsun ve iffetli kılsın. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal anlattı; dedi ki: Cuma günü olduğu zaman insanlar Bekirin huzuruna çıkıp onun için hasta ziyaretinde bulunurlar ve onun yanında otururlardı. Bekir de onlara şöyle derdi: “Hasta ziyareti hasta olana yapılır, sıhhatli olan da ziyaret edilir.” Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Ziyad b. Ebu Müslim Ebu Ömer anlattı; dedi ki: Bekir b. Abdullahı [saçını-sakalını] siyaha boyamış olarak gördüm. Bize Müemmel b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bekir b. Abdullah 106 senesinde vefat etti. [İbn Sad] dedi ki: Başkalarının şöyle dediğini duydum: 108 senesinde vefat etti. Bize göre bu haber daha sahihtir. Bize Ali b. Muhammed haber verdi. O da Mübarek b. Fedaleden şöyle dediğini rivayet etti: el-Hasan, Bekir b. Muhammedin cenazesinde hazır bulundu. Bir merkebin üzerinde bulunuyordu. İnsanların izdihama sebep olduklarını görünce, “Kazandığınız sevaptan daha fazla günah işliyorsunuz.” dedi. İnsanlar cenazeyi taşımak için bekleşiyorlar, fakat onu taşıma imkanı bulunca da birbirlerine sıkıntı veriyorlardı.
3913. Ebu Abdullah el-Cesri Cesr, Aneze kabilesinin bir koludur. Ebu Abdullah az hadis rivayet eden ve maruf olan bir ravi idi. Makıl b. Yesardan hadis rivayetinde bulundu.
3914. Sinan b. Seleme [Sinan b. Seleme] b. el-Muhabbık el-Hüzeli. Az hadis rivayet eden ve maruf olan bir ravidir. el-Haccac b. Yusufun Irak valiliğinin son zamanlarında vefat etti.
3915. Kardeşi Musa b. Seleme [Musa b. Seleme] b. el-Muhabbık el-Hüzeli. Az hadis rivayet edenlerdindir. Kendisi İbn Abbasdan, ondan da Katade hadis rivayetinde bulundu.
3916. Abdullah b. Rebah el-Ensari Sika bir ravi idi. Kendisinin rivayet ettiği bazı hadisler vardır. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize el- Esved b. Şeyban es-Sedusi anlattı. O da Halid b. Sümeyr es-Sedusiden şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah b. Rebah el-Ensari, bizim yanımıza, Basraya geldiği zaman, Ensar onun fakih bir kişi olduğunu söylüyordu.
3917. Abdullah b. es-Samit Ebu Zer el-Gıfarinin kardeşinin oğludur. Künyesi Ebün- Nadrdır. Sika bir ravi idi. Kendisinin rivayet ettiği bazı hadisler vardır.
3918. Ebu Said er-Rekaşi Adı, Kaystır. Ebu Sasan Husayn b. el-Münzir er-Rekaşinin mevlasıdır. Ebu Said, az hadis rivayet eden bir ravi idi. İbn Abbastan hadis rivayetinde bulunmuştur.
3919. el-Hakem b. el-Arec İbn Abbastan hadis rivayetinde bulundu. Kendisinin rivayet ettiği bazı hadisler vardır.
3920. Üneys Ebül-Uryan Şibde Muhammed b. Ali b. el-Hanefiyye ile beraberdi.
3921. Ebu Lebid Adı, Limaze b. Zebbar el-Ezdi, sonra el-Cehdamidir. Aliden hadis dinledi. Sika bir ravi idi. Kendisinin rivayet ettiği bazı hadisler vardır.
3922. Müverrik b. el-Müşemric el-İcli Künyesi Ebül-Mutemirdir. Sika ve abid bir zattı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Cafer b. Süleyman anlattı; dedi ki: Bize el-Mualla b. Ziyad anlattı; dedi ki: Müverrik el-İcli şöyle dedi: On seneden beri istediğim bir şey var. Ancak onu elde edemedim. Bununla birlikte asla talebimden vazgeçmiyorum. el- Mualla, “Ey Ebül-Mutemir! O şey nedir?” diye sordu. “Beni ilgilendirmeyen şey karşısında susmak.” dedi. Bize Yahya b. Huleyf b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Hassan anlattı; dedi ki: Müverrik el-İcli, “Susmayı on senede öğrendim.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Yezid eş-Şenni el-Arec anlattı; dedi ki: Müverrikı şöyle derken işittim: Ben az kızan bir insanım. Bazen sene geçer, hiç kızmam. Kızdığım zaman söylediğim şeyler de çok azdır. Sükunete kavuştuğum zaman pişman olacağım şeyi kızgınlık halinde çok az söylemişimdir. Bize Yahya b. Huleyf b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Hassan anlattı. O da Müverrik el-İcliden şöyle dediğini rivayet etti: Sükunet halinde pişman olacağım hiçbir şeyi kızgınlık halimde asla söylemiş değilim. Bize Yahya b. Huleyf b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Hassan anlattı. O da Müverrik el-İcliden şöyle dediğini rivayet etti: Ben asla gazap hissiyle dolmadım. Yirmi veya yirmi küsur senedir bir ihtiyacımı Allaha arzediyorum. O konuda benden aracı istemedi, ben de dua etmekten hiç bıkıp usanmadım. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Hişam b. Hassandan, o da Hafsadan şöyle dediğini rivayet etti: Müverrik bize geldiğinde ona “Ailen nasıl?” diye soruyorduk. O da “Vallahi onlar, varlık içinde olanlardır.” diyordu: Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Cafer b. Süleyman anlattı; dedi ki: Bize Hişam anlattı. O da Hafsa bt. Sirinden şöyle dediğini rivayet etti: Müverrik bizi ziyaret ederdi. Bir gün bizi ziyaret edip bize selam vermiş, ben de selamına karşılık vermiştim. Sonra ona bir şeyler sordum, o da bana bir şeyler sordu. Ona, “Ailen nasıl? Çocukların nasıl?” diye sordum. “Onlar bolluk içindedirler.” dedi. “Rabbin olan Allaha hamdet.” dedim. “Allaha yemin olsun ki, onların bir felaketle imtihan edileceklerinden korkuyorum.” dedi. Bize Affan haber verdi; dedi ki: Bize Cafer b. Süleyman anlattı; dedi ki: Bize Said el-Cüreyri anlattı; dedi ki: Müverrik el-İcli kabilenin meclisine uğradı ve onlara selam verdi. Onlar da selamına karşılık verdiler. Kabileden bir adam ona, “Senin her halin böyle iyi midir?” diye sordu. “Keşke onda biri iyi olsa!” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Sabit b. Yezid anlattı. O asımdan, o da Müverrikten şöyle dediğini rivayet etti: Onların sözleri üstü kapalı sözler kabilindendi. Bize Affan b. Müslim ve arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Yezid b. Arec eş-Şenni şunu anlattı: Bir adam Müverrik el-İcliye, “Ey Ebül-Mutemir! Nefsimi sana şikayet ediyorum. Ben [nafile] namaz kılmaya ve [nafile] oruç tutmaya güç yetiremiyorum.” dedi. Müverrik, “Nefsinin aleyhinde ne kötü senada bulunuyorsun! Hayır karşısında zayıf olduğun zaman, şer karşısında da zayıf ol. Uyku basınca ben de uyurum.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam b. Yahya anlattı; dedi ki: Bize Katade anlattı; dedi ki: Müverrik şöyle dedi: Dünyada, mümin[i anlatmak] için, denizde bir tahtanın üzerinde olup Allahın kendisini kurtaracağını ümid ederek “Ya Rabbi! Ya Rabbi!” diyen bir adamdan daha iyi bir örnek bulamadım. Bize Kesir b. Hişam haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O Ebüt-Teyyahtan, o da Müverrik elİcliden şöyle dediğini rivayet etti: İnsanlar Allaha itaat etmekten uzaklaştıklarında Ona itaat üzerine sımsıkı sarılmış olan kişi, kaçtıktan sonra hücuma geçen kişi gibidir. Bize Yahya b. Huleyf b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Hassan anlattı; dedi ki: Müverrik şöyle dedi: Ailemden birisi için ölüm hayırlıysa, onun ölmesini isterim. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Cemil b. Mürreden, o Müverrikten şöyle dediğini rivayet etti: Yeryüzünde bir kişinin ölümünde hayır varsa, onun ölmesini isterim. Hammad dedi ki: Bu sözü söylediğinde annesi hayattaydı. Bize Affan haber verdi; dedi ki: Babam bana Müverrikin annesinin bitlerini ayıkladığını anlattı. Bize Said b. amir haber verdi. O da Musa Ebu Muhammedden şöyle dediğini rivayet etti: Müverrik bazen kardeşlerinin yanına gider, onlara bir miktar para bırakır ve şöyle “Dönüp alıncaya kadar onu iyi tutun.” derdi. Çıkarken de şöyle derdi: “Ondan istediğiniz kadar harcayın, helaldir.” Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Cemil b. Mürreden şöyle dediğini rivayet etti: Müverrik, bizim Basradaki evimize bir kese para getirir ve şöyle derdi: “Bunu yanınızda bizim için muhafaza edin. Fakat ona ihtiyacınız olursa ondan harcama yapın.” Bu, onun kese ile ilgili son sözü olurdu. Bize Affan haber verdi; dedi ki: Bize Cafer b. Süleyman anlattı; dedi ki: Bize arkadaşlarımızdan biri anlattı; dedi ki: Müverrik el-İcli ticaret yapar ve kar ederdi. Üzerinden bir hafta geçmeden o maldan yanında hiçbir şey kalmaz, hepsini tasadduk ederdi. Kardeşiyle karşılaşır; ona 400, 500, 300 dirhem verir ve “Bu, bizim için senin yanında kalsın, ihtiyacımız olunca bize verirsin.” derdi. Daha sonra kardeşiyle karşılaşır; “Nasıl dilersen öyle yap.” derdi. En sonunda da “Bizim ona ihtiyacımız yok. Allaha yemin olsun ki, onu ebediyen almam, istediğin gibi harca.” derdi. Bize Amr b. asım el-Kilabi haber verdi; dedi ki: Bize Kureyş b. Hayyan anlattı; dedi ki: Bana da kendisine Meymune bt. Mezur denilen bir kadın anlattı; dedi ki: Müverrik el-İcli bize uğradı. Bizim bir kölemiz küçük bir tencere içinde kendisine yumurta pişirdi. Müverrik ona “Bu tencere nedir?” diye sordu. Köle, “Benim yanımda rehindir.” dedi. Müverrik ona, “Bu yumurtayı yemekten beni müstağni kılmaya gücün yeter mi?” dedi. Kadın dedi: [Bu sözüyle] rehini kullanmayı kerih görmüş oluyordu. Bize Affan haber verdi; dedi ki: Bize Mehdi b. Meymun anlattı; dedi ki: Bize Gaylan b. Cerir anlattı. O Müverrik el-İclinin, deh yazdeh -1 ve deh düvazdeh -1 şeklinde murabaha alış-verişini kerih gördüğünü rivayet etti: Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Gaylan b. Cerirden şöyle dediğini rivayet etti: el-Haccac, Müverrik el-İcliyi hapse attı. Mutarrif benimle karşılaştığında, “Arkadaşınıza ne yaptınız?” diye sordu. Ona, “Hapistedir.” dedim. Bana, “Gel ona dua edelim.” dedi. Mutarrif ona dua etti, biz de duasına amin dedik. Akşam olunca el-Haccac dışarı çıkıp bir yere oturdu ve insanların huzuruna çıkmalarına izin verdi. İnsanlar da onun huzuruna çıktılar. Müverrikın babası da bu insanlardan biriydi. el-Haccac bekçiyi çağırdı ve “Bu yaşlıyla birlikte hapishaneye git, oğlunu ona teslim et.” dedi. [Kaynağımız olan alimler] dediler ki: Müverrik, Ömer b. Hübeyrenin Irak valiliği zamanında vefat etti.
3923. Ebu Miclez Adı, Lahık b. Humeyd es-Sedusidir. Sika bir ravi idi. Kendisinin rivayet ettiği bazı hadisler vardır. Ömer b. Abdülazizin halifeliği sırasında el-Hasan el-Basriden önce vefat etti.
3924. Abdülmelik b. Yala el-Leysi el-Hasandan önce Basra kadısı idi. Ömer b. Abdülazizin halifeliği sırasında vefat etti.
3925. Gazvan b. Gazvan er-Rekaşi Fazilet ve hayır sahibi abid bir zattı. Bize Affan haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O Sabitten, o da Enesten şunu rivayet etti: Gazvan gülmezdi. Bu yüzden Ebu Musa ona, “Ey Gazvan! Bana senin hiç gülmediğin haberi ulaştı.” dedi. Bunun üzerine Gazvan, “aha aha! Bunu ne yapayım?” dedi. Bize Ribi b. İbrahim haber verdi. O Sellam b. Ebu Mutiden, o da Yunus b. Ubeydden şöyle dediğini rivayet etti: Gazvan er-Rekaşi, Kuranı mushaftan çokça okuyordu. Onun yaşlı ve cahil bir annesi vardı. Bir gün Gazvana, “Ey Gazvan! Onun içinde Cahiliye zamanında kaybolmuş olan devemizi mi buluyorsun?” dedi. Gazvan bu sözden hoşlanmadığı halde hoşlanmamış gibi hareket etmedi ve annesini azarlamadı. Annesine, “Ey anne! Allaha yemin olsun! Onda güzel bir vaad buluyorum.” dedi. Bize Yahya b. Raşid haber verdi; dedi ki: Bize Osman b. Abdülhamid er-Rekaşi anlattı; dedi ki: Yaşlılarımızın şöyle dediklerini işitiyordum: Gazvan 40 sene gülmedi. Gazvan bir gazada savaşıyordu. Arkadaşları geri döndüğünde, annesi onları karşıladı ve “Gazvanı tanıyor musunuz?” diye sordu. “Nasıl tanımayız, ey yaşlı kadın! O kavminin efendisidir.” dediler.
3926. el-Ala b. Ziyad b. Matar b. Şüreyh el- Adevi Adi b. Abdümenat b. Üd b. Tabiha b. İlyas b. Mudaroğullarındandır. Sika bir zattı. Kendisinin rivayet ettiği bazı hadisler vardır. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O İshak b. Süveydten, o da el-Ala b. Ziyaddan şunu rivayet etti: Babası Ziyad b. Matar şöyle vasiyette bulunmuştu: “Bana bir şey olursa [ölürsem], bakın, Basralıların fakihleri neyi emrediyorsa onu yapın.” Biz de fakihlere sorduk; vasiyette humus üzerinde ittifak ettiler. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Halde anlattı; dedi ki: el-Ala b. Ziyadı sakalını sarıya boyamış olarak gördüm. [Ravi] dedi ki: el-Ala, el-Haccac b. Yusufun Irak valiliği sırasında vefat etti.
3927. Hanzale b. Sevade Aliyi gördü. Sakalı sarıydı.
3928. Rüfey Ebu Kesire Aliden hadis dinledi.
3929. Ömer b. Cavan Sad b. Zeydümenat b. Temimoğullarından biridir. Ebu Avane bir rivayetinde onu Amr b. Cavan şeklinde anmaktadır.
3930. Ebu Neame el-Hanefi Adı, Kays b. Abayedir. el-Cüreyri ve el-Kehmes ondan hadis rivayetinde bulunmuştur.
3931. Ebu Neame es-Sadi Adı, Abdürabbihtir. Eyyub, Hammad b. Seleme ve Şube ondan hadis rivayetinde bulunmuştur.
3932. Ebu Neame es-Sadi Sad b. Zeydümenat b. Temimdendir. Adı, Avf b. Kays b. Husayn b. Yezid olup Utey b. Damre b. Yezidin amcasının oğludur.
3933. Ebu Musab el-Mazini Adı, Hilal b. Yezidtir. Ebu Hüreyreden hadis rivayetinde bulunmuştur.
3934. Ebu Hibere ed-Dubai Adı, Şiha b. Abdullahtır. Ali b. Ebu Talibden hadis rivayetinde bulundu. Az hadis rivayet eden bir ravi idi.
3935. Ebül-Melih el-Hüzeli Adı, amir b. Üsame b. Umeyrdir. Sika bir ravi idi. Kendisinin rivayet ettiği bazı hadisler vardır. Eyyub ve diğerleri ondan hadis rivayetinde bulundu. 112 senesinde vefat etti. Bana Ebül-Melihin çocuklarından birisi haber verdi; dedi ki: Ebül-Melih, el-Hasandan bir yıl veya ona yakın bir zaman önce vefat etti. el-Hasan da cenaze törenine katıldı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Vüheyb anlattı; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı. O da Ebül-Melihten şunu rivayet etti: Kendisi el-Übülleye amil olarak görevlendirilmişti. Cuma namazlarını Basrada kılardı. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Ukbe b. Ebüs-Sahba haber verdi; dedi ki: Bize Ebül-aliye el- Kaysi şunu anlattı: Ebül-Melih el-Hüzeli, öldüğü zaman bıyıklarının ve tırnaklarının kısaltılmasını vasiyet etti.
3936. Yezid b. Hürmüz el-Farisi Devslilerin mevlasıdır. el-Harre savaşında mevalinin reisi idi. İnşaallah sika bir ravi idi.
3937. Umeyr b. İshak Medinelidir. Sonra Basraya gidip oraya yerleşti. İbn Avn ve diğerleri gibi bazı Basralılar ondan hadis rivayet ettiler. Ancak Medineliler ondan bir şey rivayet etmediler. Umeyr b. İshak, Ebu Hüreyre ve diğerlerinden hadis rivayet etti. Bize Ravh b. Ubade haber verdi; dedi ki: Biz İbn Avn anlattı. O da Umeyr b. İshaktan şöyle dediğini rivayet etti: Benim, Peygamberin ashabından ulaştıklarım, benden önce yaşamış olan atalarımdan gördüklerimden daha fazlaydı. Davranış bakımından onlardan daha yumuşak davranan ve bir işi en az zorlukla çözmeye çalışan başka bir topluluk görmedim.
3938. Ebu Yezid el-Medeni Medinelidir. Sonra Basraya gitti. Avf ve diğerleri gibi bazı Basralılar ondan hadis rivayet etti. O da İbn Abbas ve diğerlerinden hadis rivayetinde bulundu.
3939. Muaviye b. Kurre b. İyas [Muaviye b. Kurre b. İyas] b. Hilal b. Riab b. Ubeyd b. Süvae b. Sariye b. Zübyan b. Salebe b. Süleym b. Evs b. Müzeyne. Künyesi Ebu İyastır. Sika bir ravi idi. Kendisinin rivayet ettiği bazı hadisler vardır. Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O da Halid el-Hazzadan şöyle dediğini rivayet etti: Muaviye b. Kurreye “Çocuğuna karşı duyguların nasıl?” diye soruldu. O da “Çocuk ne güzel şeydir; dünya işim için bana kafi gelir, ahiretim için de beni yönlendirir.” dedi.
3940. Abdullah b. Büreyde b. el-Husayb el- Eslemi Bize Yakup b. İbrahim b. Kesir el-Abdi haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Tümeyle Yahya b. Vadıh anlattı. O Rumeyh b. Hilal et-Taiden, o da Abdullah b. Büreydeden şöyle dediğini rivayet etti: Ömerin halifeliğinin 3. senesinde doğdum. [Ravi] dedi ki: O ve kardeşi Süleyman, aynı batından ikiz olarak doğdular. Abdullah dedi ki: “Bizim bir kölemiz, o sırada Ömer b. el- Hattabın yanında oturmakta olan babama gidip – Abdullahı kastederek- “Senin bir erkek çocuğun doğdu.” dedi. Babam da ona “Sen hürsün!” dedi. Sonra başka bir kölemiz gidip babama yine “Senin bir erkek çocuğun dünyaya geldi.” dedi. Babam, “Senden önce falan kişi bana bunu haber verdi.” dedi. Köle, “O başka çocuk içindi.” dedi. Ömer, “Ve bu!” dedi. Yani “Bunu da azat et!” demek istiyordu. Bize Yala b. Ubeyd haber verdi; dedi ki: Bize Salih b. Hayyan şunu anlattı: İbn Büreydenin künyesi Ebu Sehl idi. [Raviler] dediler ki: Abdullah b. Büreyde, babasından ve Abdullah b. Ömerden hadis rivayetinde bulundu.
3941. Kardeşi Süleyman b. Büreyde [Süleyman b. Büreyde] b. el-Husayb el-Eslemi. Babasından hadis rivayetinde bulundu. Veki dedi ki: Süleyman b. Büreydenin rivayet ettiği hadisler, kardeşinin rivayetlerine göre daha sahih ve daha güvenilirdir.
3942. Yusuf b. Mihran İbn Abbastan hadis rivayet etti. Sika bir ravi idi. Bize Affan haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Ali b. Zeydden şunu rivayet etti: Yusuf b. Mihran dedi ki: Onun hıfzı, Amr b. Dinarın hıfzına benzerdi.
3943. Ebül-Celd el-Cevni Cevn, Ezd kabilesinin bir koludur. Adı, Ceylan b. Fervedir. Sika bir ravi idi. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Eban anlattı; dedi ki: Bize Ebu İmran anlattı; dedi ki: Ebül-Celd kitapları okurdu. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Meymune bt. Ebül- Celdin şöyle dediğini rivayet etti: Babam her yedi günde bir Kuranı hatmederdi. Tevratı ise yüzünden okumak suretiyle altı günde hatmederdi. Tevratı hatmettiği gün, insanlara süt dağıtır ve şöyle derdi: “Denilir ki, onu hatmedince rahmet iner.”
3944. Ebu Hassan el-Arec Adı, Müslimdir. İnşaallah sika bir ravi idi.
3945. Ebüs-Selil el-Kaysi Adı, Dureyb b. Nukayrdır. Kays b. Salebeoğullarındandır. İnşaallah sika bir ravi idi.
3946. Büşeyr b. Kab el-Adevi İnşaallah sika bir ravi idi.
3947. Beşir b. Nehik es-Sedusi Sika bir ravi idi. Ebu Hüreyre ve Beşir b. el-Hashasıyyeden hadis rivayetinde bulundu. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Yahya b. Said el-Kattan anlattı; dedi ki: Bize İmran b. Hudeyr anlattı; dedi ki: Bize Ebu Miclez anlattı. O da Beşir b. Nehikten şöyle dediğini rivayet etti: Hadisleri yazdığım kitabımla birlikte Ebu Hüreyreye gittim. Kitabı ona okudum ve “Bunlar senden işittiğim hadislerdir.” dedim. O da “Evet!” dedi.
3948. Halid b. Sümeyr
3949. Ebül-Cevza er-Rebai Bize Affan b. Müslim haber verdi. O Said b. Zeydden, o da Amr b. Malik en-Nükriden şöyle dediğini rivayet etti: Ebül-Cevzanın ismi, Evs b. Halid er-Rebaidir. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Müstemir b. er-Reyyan anlattı; dedi ki: Ebül-Cevza er-Rebaiyi sakalını sarıya boyamış olarak gördüm. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Yahya b. Amr b. Malik en-Nükri anlattı; dedi ki: Babamın şunu anlattığını işittim: Ebül-Cevza asla hiçbir şeye lanet etmedi ve lanet edilen şeyi de yemedi. Tandırda yanan yemeğe lanet etmesinler diye hizmetçilere ayda bir-iki dirhem fazla ücret verirdi. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Yahya b. Amr anlattı; dedi ki: Babamın şunu anlattığını işittim: Ebül-Cevza insanların en hassas olanlarındandı. Onun iki ayrı elbisesi vardı. Birini sadece namaz kılmak için, diğerini ise sadece tuvalete gitmek için giyerdi. Sonra ben onun üzerinde iki tane Merv işi elbise gördüm ve kendisine “Ey Ebül-Cevza! Bu nedir?” diye sordum. “Duruma baktım; iki elbise kullanmanın daha uygun olduğunu gördüm.” dedi. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Yahya b. Amr anlattı; dedi ki: Babamın şöyle dediğini işittim: Ebül-Cevzanın şöyle dediğini işittim: Heva ehlinden birine komşu olmaktansa, evimin etrafına komşu olarak maymun ve domuzların doldurulmasını daha çok tercih ederim. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Amrdan, o da Ebül-Cevzadan rivayet etti: Ebül-Cevza heva ehlinin durumundan bahsettikten sonra “Nefsim kudret elinde olan Allaha yemin olsun ki, heva ehlinden birine komşu olmaktansa, evimin etrafına komşu olarak maymun ve domuzların doldurulmasını daha çok tercih ederim.” dedi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Amrdan, o da Ebül-Cevzadan rivayet etti. Ebül-Cevza dedi ki: Herhangi bir şeye asla lanet etmedim, lanet edilen şeyi asla yemedim. Hiçbir kimseyle, asla yemin ederek münazara ve münakaşa etmedim. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Said b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Amr b. Malik şunu anlattı: Ebül-Cevza asla bir şeyi lanetlemez, asla lanetlenen bir şeyden yemezdi. Asla bir adamı yalanlamaz; asla dükkanların önünde oturmazdı. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Amr b. Malikten, o da Ebül-Cevzadan şöyle dediğini rivayet etti: “İbn Abbasa on iki sene evinde komşuluk yaptım. Bu süre esnasında Kurandan ona sormadığım ayet kalmadı.” [Raviler] dediler ki: Ebül-Cevza, Abdurrahman b. Muhammed b. el-Eşasın taraftarı olarak onunla birlikte isyana katıldı ve el- Cemacim savaşında seksen üç senesinde öldürüldü.
3950. Abdullah b. Galib Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize el- Kasım b. el-Fadl anlattı; dedi ki: Abdullah b. Galibin, İbnül-Eşasın yanına geldiğini gördüm. O zaman İbnül-Eşas, Zaviyede kendine ait demirden yapılmış bir minberin üzerinde, kefenlenmiş ve güzel kokular sürünmüş kırk adamın ortasında oturuyordu. Her adamın yanında kılıcı ve kalkanı da vardı. Abdullah b. Galib, İbnül-Eşasa yönelerek şöyle dedi: “Elini uzat! Sana ne üzerine biat edelim?” İbnül-Eşas, “Allahın Kitabı ve Peygamberinin Sünneti üzerine.” dedi. Abdullah elini onun eli üzerine koydu, sonra kalkanını attı ve “Hayır! Allaha yemin olsun ki, benimle Şamlılar arasına bugün kalkan koymayacağım.” dedi. [Ravi] dedi ki: Sonra öldürülünceye kadar savaştı.
3951. Ukbe b. Abdülğafir Künyesi, Ebu Nehardır. el-Ezdin Beni Avz kolundandır. Bize Amr b. asım el-Kilabi haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire anlattı; dedi ki: Bize Sabit anlattı; dedi ki: Ukbe b. Abdülğafirden daha çok, onun uğrunda Allaha kavuşmaktan hoşlanacağım kimse yoktu. Fitne zuhur edip de kendisine geldiğimizde “Sizi tanımıyorum.” dedi. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize el-Mualla b. Ziyad el-Kurdusi anlattı; dedi ki: Bize Mürre b. ed-Debbab anlattı; dedi ki: İnsanlar yenilgiye uğrayıp Ukbe b. Abdülğafir de yaralı olarak bir hendeğe atılmış iken yanından geçerken bana, “Ey Ebül-Muazzel! Ey Ebül- Muazzel!” diye seslendi. Ona doğru yöneldiğimde, “Dünya da gitti, ahiret de…” dedi. Bu, İbnül-Eşasın savaşında oldu. [Ravi] dedi ki: Süleyman b. Harbden başkası şöyle dedi: Ukbe b. Abdülğafir, İbnül-Eşas savaşında seksen üç senesinde öldürüldü.
3952. Ebül-Mütevekkil en-Naci Adı, Ali b. Davuddur.
3953. Ebüs-Sıddık en-Naci İsmi, Bekir b. Amrdır. Hadisçiler onun rivayet ettiği hadisler hakkında ileri-geri konuşmuşlar ve rivayetlerini kabul etmemişlerdir.
3954. Ebu Hüneyde el-Adevi Adı, el-Berra b. Nevfeldir. Az hadis rivayet eden ve iyi bilinen bir ravi idi.
3955. Ebu Eyyub el-Ezdi [Ebu Eyyub el-Ezdi] sonra el-Meraği olak bilinir. Adı, Yahya b. Maliktir. Sika ve güvenilir bir ravi idi. Katade ondan hadis rivayetinde bulundu.
3956. Ebu Harb b. Ebül-Esved ed-Düeli Bilinen bir ravi idi. Rivayet ettiği bazı hadisler vardır.
3957. Ebül-Verd b. Sümame [Ebül-Verd b. Sümame] b. Hazn el-Kuşeyri. İyi bilinen ve az hadis rivayet eden bir ravi idi.
3958. Ebu Salih el-Basri Adı, Mizandır. Az hadis rivayet eden bir ravi idi. Süleyman et-Teymi, Halid el-Hazza ve Ebu Halde ondan hadis rivayetinde bulunmuştur.
3959. Ebu Salih Yahya b. Ebu Kesirin kendisinden rivayette bulunduğu kişidir. İsmi, Kayluyedir.
3960. Vakı b. Sahban Katade, kendisinden hadis rivayetinde bulunmuştur. Az hadis rivayet eden bir ravi idi.
3961. Hayyan b. Umeyr el-Kaysi Künyesi Ebül-Aladır. Az hadis rivayet eden bir ravi idi.
3962. Ebüz-Zenba Adı, Sadaka b. Salihtir.
3963. Kinane b. Nuaym el-Adevi Bilinen ve inşaallah sika bir ravi idi.
3964. Talk b. Habib el-Anezi Basralı olup Mekkeye yerleşmiştir. Kendisi Mürcieden idi. İnşaallah sika bir ravidir. İbn Abbas ve Cabir b. Abdullahtan hadis rivayetinde bulundu. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Eyyubdan, o da Yusuf b. el-Haristen şöyle dediğini rivayet etti: Talk b. Habib ile Humeyd b. Abdurrahman el-Himyeriyi birlikte gördüm. Humeyd şöyle diyordu: “Ey Talk! Görüyorum ki saçın-sakalın ağarmış!” Talk, “Evet! Allah onları bana mübarek kılsın.” dedi. Bize Muhammed b. Rebia el-Kilabi haber verdi. O da Abdullah b. Habib b. Ebu Sabitten şöyle dediğini rivayet etti: Talk b. Habib, annesinin bakımını dikkatle yapıyordu. Bize İsmail b. İbrahim el-Esedi haber verdi. O da Eyyubdan şöyle dediğini rivayet etti: Said b. Cübeyr bana, “Talkın meclisinde oturma.” dedi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Eyyub anlattı; dedi ki: Said b. Cübeyr beni Talk b. Habibin meclisinde otururken gördü ve bana, “Bir daha onun meclisinde oturduğunu görmeyeyim! Onun meclisinde oturma!” dedi. [Ravi] dedi ki: Talk, Mürcie görüşüne yönelmişti.
3965. Abdurrahman b. Cevşen el-Gatafani O, Ebu Uyeyne b. Abdurrahmandır. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize Uyeyne b. Abdurrahman b. Cevşen anlattı. O da babasından -Basra Mescidini kasdederek- şöyle dediğini rivayet etti: “Bu mescitte, Peygamberin ashabından on sekiz kişiye ulaştım.” dedi.
3966. Talha b. Ubeydullah b. Küreyz el-Huzai Az hadis rivayet eden bir ravi idi.
3967. Katade b. Diame es-Sedusi Künyesi Ebül-Hattabdır. Sika, güvenilir ve hadiste hüccet olan bir ravi idi. Kaderle ilgili bazı şeyler söylüyordu. Bize Amr b. asım el-Kilabi haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal anlattı; dedi ki: Katadeyi şöyle derken işittim: Küçüklükte yapılan hıfz, taşa nakış işlemek gibidir. Abdüssamed b. Abdülvaris dedi ki: Bize Ebu Hilal rivayet etti; dedi ki: Katadeye bir mesele sordum, “Bilmiyorum.” dedi. Ben de ona “Kendi reyinle bir şey söyle.” dedim. “Ben kırk seneden beri reyimle bir şey söylemiş değilim.” dedi. “Kırk sene önce kaç yaşındaydın?” diye sordum. “On beş yaşında.” dedi. Ebu Davud et-Tayalisi, Şubeden rivayetle şöyle dedi: Ben Katadenin hadisi rivayet metodunu biliyorum. O doğrudan dinleyip işittiği hadisleri “Bize Enes b. Malik anlattı, bize el-Hasan anlattı, bize Said anlattı, bize Mutarrif anlattı” diyerek rivayet ederdi. Doğrudan dinleyip işitmediği hadisleri de “Said b. Cübeyr dedi ki, Ebu Kılabe dedi ki” şeklinde rivayet ederdi. Abdürrezzak, Mamerden rivayetle şöyle dedi: Katade dedi ki: el-Hasanın meclisinde on iki sene oturdum. Üç sene onunla birlikte sabah namazını kıldım. “Benim bir benzerim, kendisi gibi birinden hadis aldı.” dedi. Mamer dedi ki: Katade şöyle dedi: Hadisi, aynı mecliste ravisine okuduğun zaman hadisin nurunu gidermiş olursun. Ben hadis aldığım hiçbir raviye işittiğim hadisi tekrarlatmadım. Mamer dedi ki: Katade, Said b. Ebu Arubeye “Ey Ebün- Nadr! Mushafı al.” dedi. Sonra ona Bakara suresini okudu. Okurken tek bir harf hatası yapmadı. “Ey Ebün-Nadr! Sağlam yaptım mı?” diye sordu. Said, “Evet.” dedi. Katade, “Cabir b. Abdullahın sahifesini, Bakara suresinden daha iyi ezbere biliyorum.” dedi. Ravi dedi ki: [Cabirin sahifesi] ona okunmuştu. Mamer dedi ki: ez-Zühriye “Sana göre Katade mi, yoksa Mekhul mü daha bilgilidir?” diye soruldu. “Katade daha bilgilidir. Mekhulün bilgisi onun yanında çok azdı.” dedi. Mamer dedi ki: Katade ile birlikte oturuyorduk. Ona bazı hadislerin senetlerini soruyordum. Onun etrafındaki yaşlı kişiler bana, “Vazgeç bu işten! Ebül-Hattab senettir.” deyip bu konuda daha fazla soru sormamı engellerlerdi. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal anlattı; dedi ki: Katadeye “Ey Ebül-Hattab! İşittiğimiz her şeyi yazalım mı?” denildi. Katade de “Seni yazmaktan hiç kimse menetmiyor. Latif ve Habir olan Allah da sana, yazdığını haber veriyor.” dedi ve şu ayeti okudu: “Onlar hakkındaki bilgi, Rabbimin yanında bulunan bir Kitapta bulunur. Rabbim ne yanılır, ne de unutur.” Bize Amr b. asım el-Kilabi haber verdi; dedi ki: Bize Sellam b. Miskin anlattı; dedi ki: Bana İmran b. Abdullah anlattı; dedi ki: Katade, Said b. el-Müseyyebin yanına geldiğinde günlerce ona soru sorardı. Bir ara Said ona, “Bana her sorduğunu ezberleyip muhafaza edebiliyor musun?” diye sordu. “Evet. Sana şunu sordum, bana şöyle dedin; falan konuyu sordum, bana şöyle cevap verdin; el-Hasan da o konuda böyle demişti.” dedi. Bu şekilde ondan işittiği pek çok hadisi ardı ardına söyledi. Sonra Said, “Allahın, senin gibi hıfz sahibi olan başka birisini yaratmış olduğunu zannetmiyorum.” dedi. Sellam b. Miskin dedi ki: Said b. Ebu Arubeye hangi hadisi rivayet etsem, o da bana aynı hadisi rivayet ederdi. Sellam dedi ki: Katade, el-Hasan [el-Basri] ve diğerlerinden öğrendiği meseleleri, Said b. el-Müseyyebe de sorardı. Abdürrezzak, Mamerden, o da Katadeden rivayetle şöyle dedi: Katade, Said b. el-Müseyyebin yanında sekiz gün kaldı. Said sekizinci gün kendisine “Ey ama! Artık git; çünkü beni tükettin.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Katade, Said b. el-Müseyyebin sözü üzerine kıyas yapar, sonra onu Said b. el-Müseyyebden rivayet ederdi. Ancak bu tür rivayetleri çok azdı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Hemmam bize şöyle dedi: Hadisi düzgün ve hatasız rivayet edin. Çünkü Katade, hadisi rivayet ederken gramer kuralları bakımından hata yapmaz ve şöyle derdi: “Rivayet ettiğim hadiste dil hatası görürseniz, onu düzeltin.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Katadenin yanına gittiğimiz zaman bize “Peygamberden bize ulaştı, Ömerden bize ulaştı, Aliden bize ulaştı” der, rivayetin isnadını zikretmezdi. Hammad b. Ebu Süleyman Basraya gelince, “Bize İbrahim, o falandan, o da falandan anlattı” demeye başladı. Bu durum Katadeye ulaşınca, o da “Mutarrife sordum, Said b. el-Müseyyebe sordum, bize Enes b. Malik anlattı” şeklinde isnadı zikrederek hadis rivayetinde bulunmaya başladı. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Kurre b. Halid anlattı; dedi ki: Katadenin yüzüğünü sol elinde gördüm. Bize Muhammed b. Amr haber verdi; dedi ki: Bana İsmail b. Uleyye haber verdi; dedi ki: Katade 118 senesinde vefat etti. Bize Muhammed b. Amr haber verdi; dedi ki: Bana Said b. Beşir haber verdi; dedi ki: Katade 117 senesinde vefat etti. Muhammed b. Sad ve Musa b. İsmail de böyle dedi.
3968. Humeyd b. Hilal el-Adevi Künyesi Ebu Nasrdır. Sika bir ravi idi. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Ebu Hilali şöyle derken işittim: Katade şöyle derdi: “Bu şehirde Humeyd b. Hilalden daha bilgili birisini görmedim.” Muhammed [b. Sirin]i ve el-Hasan [el-Basri]yi de istisna etmedi. Ancak çiftçilik zarar verdi. Yani o, Ahvaz bölgesinde Dulab denilen yerde çiftçilik yapıyordu. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire anlattı; dedi ki: Humeyd b. Hilali, cübbesini sağ omuzuna atmış, boynunda bir şal ve çeşitli sarıklar giydiği halde gördüm. [Raviler] dediler ki: Humeyd b. Hilal, Halid b. Abdullahın Irak valiliği zamanında vefat etti.
3969. Sabit b. Eslem el-Bünani Bünaneye mensup bir kişidir. Bünane de Kureyşin bir koludur. Künyesi Ebu Muhammeddir. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Babamın şöyle dediğini işittim: Enes dedi ki – Babam Enesi görmemişti-: Her şeyin bir anahtarı vardır. Sabit de, hayrın anahtarlarındandır. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bana Humeyd haber verdi; dedi ki: Sabit ile birlikte Enesin yanına giderdik. Sabit ne zaman mescide uğrasa, orada namaz kılardı. Enesin yanına gittiğimizde bize, “Sabit nerede? Sabit, kendisini sevdiğim gayretli bir kişidir.” derdi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bize Sabit haber verdi; dedi ki: Enesin huzuruna girdiğimizde bize şöyle dedi: “Allaha yemin olsun ki, sizin her birinizi kendi çocuklarım kadar seviyorum. Ancak kendi çocuklarımdan sizde olan özelliklere sahip olanı biraz daha fazla seviyorum.” Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire anlattı; dedi ki: Sabit dedi ki: Küçük bir günah işleyip de ondan kurtulmak için Allaha istiğfarda bulunmamaktansa, büyük bir günahı işleyip ondan tamamen kurtuluncaya kadar Allaha istiğfarda bulunmayı daha çok tercih ederim. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire anlattı; dedi ki: Sabiti şöyle derken işittim: Bir kişide ne kadar hayırlı ve güzel hasletler bulunursa bulunsun, onda namaz ve oruç hasleti bulunmadığı müddetçe, o kişi abid sayılmaz. Allaha yemin olsun ki, bu iki şey, abidin eti ve kanıdır. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire anlattı; dedi ki: Sabiti şöyle derken işittim: Allaha yemin olsun ki, ibadet etmek, ağır yük taşımaktan daha ağır bir görevdir. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Sabit ve Humeyd, Kadir Gecesi olduğu ümid edilen şu gecede guslederler, koku sürünürler, mescidi de esansla güzel kokulu hale getirmeyi severlerdi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme şunu anlattı: Sabit şu ayeti okurdu, vay başına gelenlere!: “Seni önce topraktan, sonra bir nutfeden yaratan, daha sonra seni bir adam biçimine sokan Rabbini inkar mı ettin?” O, gece namazı kılarken sesli sesli ağlar ve bu ayeti tekrarlardı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O da Sabitin şöyle dediğini rivayet etti: “Kim ölümü çokça hatırlarsa, bu durum onun amelinde görülür.” denirdi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Sabiti şöyle derken işittim: el- Hasana yaptıklarınızı bana yapmasaydınız, size neşeyle hadis rivayet ederdim. [Ravi] dedi ki: Onu kayluleden de, gece uykusundan da menetmişlerdi. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire anlattı; dedi ki: Sabit el-Bünaniyi cübbesini sağ omuzuna atmış, omuzunda bir şal ve sarık giymiş olarak gördüm. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O da Sabitin şöyle dediğini rivayet etti: Ben bir kimsenin kabrinde namaz kılmadım; siz de benim kabrimde namaz kılmayın. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Humeydden şöyle dediğini rivayet etti: Bana Sabit el-Bünani dedi ki: Beni gaslet[yıka], fakat derimi incitme. Humeyd dedi ki: Sabit hadis konusunda sika ve güvenilir bir ravi idi. Halid b. Abdullahın Irak valiliği sırasında vefat etti.
3970. Bişr b. Harb Künyesi Ebu Amrdır. Ezd kabilesinin en-Nedebi koluna mensuptur. Bize Yahya b. Abbad ve arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Bişr b. Harbden şöyle dediğini rivayet etti: İbn Ömere, “Yüzüğüme Allahın Kitabından bir şeyi nakşet.” dedim. Bana, “Allahın Kitabından vazgeç; böyle yapman senin için doğru bir şey değildir.” deyince; ben de yüzüğüme “Bişr b. Harb” yazısını yazdırdım. [Raviler] dediler ki: Bişr b. Harb, Rafi b. Hadic, Ebu Said el- Hudri ve Semüreden hadis rivayet etti. Ancak hadis rivayetinde zayıf bir kişi sayılmıştır. Yusuf b. Ömerin Irak valiliği sırasında vefat etti.
3971. İyas b. Muaviye b. Kurre [İyas b. Muaviye b. Kurre] b. İyas b. Hilal b. Riab b. Ubeyd b. Süvae b. Sariye b. Zübyan b. Salebe b. Süleym b. Evs b. Müzeyne. Künyesi Ebu Vasiledir. Sika bir ravi idi. Basra kadılığı yaptı. Kendisinin rivayet ettiği pek çok hadis vardır. Zamanının akil, zeki, anlayışlı ve maharetli adamlarından biriydi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bize Humeyd haber verdi; dedi ki: İyas kadılığa tayin edilip de, el-Hasan [el-Basri] onun yanına geldiğinde, İyas ağlamıştı. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O İbn Avnın şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed [b. Sirin]in yanında, İyastan bahsedince şöyle dedi: “O, anlayışlı bir zattı.” Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O da Halid el-Hazzadan şöyle dediğini rivayet etti: Muaviye b. Kurreye, “Oğlun nasıl bir kişidir?” diye sorulduğunda, şöyle dedi: “Evet. Oğlum dünyam için bana kafidir, ahiretim için de beni sorumluluktan kurtarmıştır.” Bize Süleyman b. Harb anlattı; dedi ki: Bize Ebu Hilal anlattı; dedi ki: Bize Davud b. Ebu Hind anlattı; dedi ki: İyas b. Muaviye şöyle dedi: Kim ayıbını bilmezse o ahmaktır. Ona, “Ey Ebu Vasile! Senin ayıbın nedir?” diye sordular. “Çok konuşmak.” dedi. Bize Abdullah b. Muhammed b. Ebül-Esved haber verdi ve bize Ömer b. Ali el-Mukaddemi anlattı. Onlar Süfyan b. Hüseynin şöyle dediğini rivayet ettiler: İyas b. Muaviye Vasıta geldiği zaman, Vasıtlılar “Basri geldi, Basri geldi.” demeye başladılar. İbn Şübrüme geldi, İyasın önüne oturdu. Kendisine sormak üzere önceden birçok mesele hazırlamıştı. “Size soru sormam için bana izin verir misiniz?” dedi. İyas, “Ben senden rahatsız olmuyorum ki benden izin isteyesin. Konuşana karşı çıkıp inatçılık etmez, oturana da eziyet vermezsen, sor.” dedi. Sonra İyasa yetmiş küsur mesele sordu. O gün sadece üç veya dört meselede ihtilafa düştüler. Bu konularda İyas, İbn Şübrümenin görüşünü kabul etmeyip şöyle dedi: “Ey İbn Şübrüme! Sen Kuranı okudun mu?” İbn Şübrüme, “Evet. Başından sonuna kadar.” dedi. İyas dedi ki: Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim ve üzerinize olan nimetimi tamamladım. ayetini de okudun mu?” İbn Şübrüme, “Evet. Okudum; öncesini de sonrasını da.” dedi. İyas, “Orada al-i Şübrümenin karşı şüpheye düşeceği herhangi bir şey buldun mu?” dedi. İbn Şübrüme, “Hayır.” dedi. Bunun üzerine İyas, “Şüphesiz ibadet esaslarının [nüsük] birtakım füruatı vardır.” dedi. Sonra oruç, namaz, hac ve cihattan bahsetti ve sözüne şöyle devam etti: “Ben sana, ibadet esaslarıyla ilgili olarak senin gücün dahilinde olan ve senin için her şeyden daha güzel olan bir şeyi bildiriyorum: O şey, rey konusunda detaylı bir araştırma yapmandır.” Bize Ali b. Muhammed el-Kureşi haber verdi; dedi ki: Yusuf b. Ömer, İyas b. Muaviyeye yetişti ve Yusuf ona sopa vurdurdu.
3972. el-Ezrak b. Kays el-Harisi el-Haris b. Kaboğullarındandır. İnşaallah sika bir ravi idi.
3973. asım el-Cahderi Kays b. Salebeoğullarındandır. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Halid el-Hazzadan şöyle dediğini rivayet etti: İyas tek başına asım el-Cahderinin şahitliğiyle hüküm verince adam, “Benim hakkımda tek bir adamın şahitliğiyle mi hüküm veriyorsun?” dedi. İyas, “O asımdır, O asımdır, O asımdır.” dedi.
3974. Ebu Cemre ed-Dubai Adı, Nasr b. İmrandır. Sika bir ravi idi. Yusuf b. Ömerin Irak valiliği sırasında vefat etti.
3975. Ebül-Minhal Adı, Seyyar b. Selamedir. Kays b. Salebeoğullarındandır. Sika bir ravi idi.
3976. Ebül-Kamus Adı, Zeyd b. Alidir. Az hadis rivayet eden bir ravi idi.
3977. Ebül-Hezhaz el-İcli Adı, Nasr b. Ziyad b. Abbaddır. Az hadis rivayet eden bir ravi idi.
3978. Ebu Hacib Adı, Sevade b. asımdır.
3979. Ebu Müraye el-İcli Adı, Abdullah b. Amrdır. Az hadis rivayet eden bir ravi idi.
3980. Ebül-Vazi er-Rasibi Adı, Cabir b. Amrdır. Az hadis rivayet eden bir ravi idi.
3981. Ebu Maviye Adı, Hureys b. Maliktir. Bazıları isminin, Malik b. Hureys elÜseyyidi olduğunu söylediler.
3982. Ebül-aliye el-Berra Adı, Ziyad b. Feyruzdur. Az hadis rivayet eden bir ravi idi.
3983. Ebül-Bezri Adı, Yezid b. Utariddir. Az hadis rivayet eden bir ravi idi.
3984. Ebu Beşame Adı, Minkardır.
3985. Ebül-Halil Adı, Salih b. Ebu Meryemdir. Sika bir ravi idi.
3986. Ebu Hüneyde el-Mazini Adı, Hureys b. Maliktir. Az hadis rivayet eden bir ravi idi.
3987. Ebu Galib er-Rasibi Ebu Ümame el-Bahilinin arkadaşıdır. İsmi, Said b. el- Hazevverdir. Birisinin, onun isminin Nafi olduğunu söylediğini duydum. Zayıf bir ravi olup hadisi münkerdir.
3988. Ebu Nevfel b. Müslim b. Amr [Ebu Nevfel b. Müslim b. Amr] b. Ebu Akreb el-Kinani. Ureyc b. Bekroğullarındandır. İsmi, Ebu Nevfel Muaviyedir. İnşaallah sika bir ravi idi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize el-Esved b. Şeyban anlattı; dedi ki: Ebu Nevfel b. Ebu Akrebin şöyle dediğini işittim: Babam Allah Resulüne orucu sordu. Bu sorunun cevabı, Allah Resulünün babama olan en son emri olmuştu: “Her ay üç gün oruç tut.”
3989. Ebu İmran el-Cevni Adı, Abdülmelik b. Habibdir. Sika bir ravi idi. Kendisinin rivayet ettiği bazı hadisler vardır.
3990. Ebüt-Teyyah ed-Dubai Adı, Yezid b. Humeyddir. Sika bir ravi idi. Kendisinin rivayet ettiği bazı hadisler vardır.
3991. Ebül-Mühezzim Adı, Yezid b. Süfyandır. Hammad b. Seleme kendisinden hadis rivayet etmiştir. Şube onun zayıf bir ravi olduğunu söylemiştir. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Şubenin şöyle dediğini işittim: Ebül-Mühezzimi, Sabit el-Bünani Mescidinde toplumdan uzaklaşmış bir şekilde gördüm. Kim kendisine birkaç kuruş [fels] verirse, ona yetmiş hadis rivayet ederdi.
3992. Ebu Reyhane Adı, Abdullah b. Matardır. İbn Ömerden hadis rivayet etti. Kendisinin rivayet ettiği başka hadisler de vardır.
3993. Muhammed b. Ziyad
3994. Sümame b. Abdullah [Sümame b. Abdullah] b. Enes b. Malik. Annesi, Kebşe bt. Fülan eş-Şeybaniyyedir. Sümame, az hadis rivayet eden bir ravi idi.
3995. el-Müsenna b. Abdullah [el-Müsenna b. Abdullah] b. Enes b. Malik. Sümamenin erkek kardeşidir. Annesi yine Kebşedir. el-Müsenna, annesi tarafından babasının dedesi sebebiyle el-Müsenna b. Harise eş-Şeybani şeklinde de isimlendirilmiştir.
3996. Abdullah b. Müslim b. Yesar Talha b. Ubeydullah et-Teyminin mevlasıdır.
3997. Abdullah b. Muhammed b. Sirin Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Abdullah b. Muhammed b. Sirin, 140 senesinin Receb ayında vefat etti. O zaman altmış altı yaşında idi.
3998. Zeyd b. el-Havari [Zeyd b. el-Havari] el-Ammi. Künyesi Ebül-Havaridir. Hadiste zayıf bir ravi idi.
3999. Büdeyl b. Meysere el-Ukayli Sika bir ravi idi. Kendisinin rivayet ettiği bazı hadisler vardır.
4000. Gaylan b. Cerir el-Ateki Sika bir ravi idi. Kendisinin rivayet ettiği bazı hadisler vardır.
4001. Amr b. Said Sakif kabilesinin mevlasıdır. Sika bir ravi idi. Yunus b. Ubeyd, ondan hadis rivayet etmiştir.
4002. Abdullah b. el-Haris [Abdullah b. el-Haris] b. Muhammed. Muhammed b. Sirini sünnet eden kişidir. Az hadis rivayet eden bir ravi idi.
4003. Tevbe el-Anberi Künyesi Ebül-Müverridir. Bize İshak b. İbrahim b. el-Müverri b. Tevbe el-Anberi haber verdi; dedi ki: O, Tevbe b. Keysan b. Ebül-Eseddir. Baba tarafı Sicistanlıdır. Tevbe, Yemamede doğdu ve orada yetişti. Sonra Basraya geldi. O, Beni el-Anber b. Amr b. Temimin Adi b. Cündeboğullarından Eyyub b. Ezher el-Adevinin mevlasıdır. Tevbenin annesi ise, bizzat Beni Nümeyr b. amirden Taybe bt. Yezid b. Ukayl b. Dabbedir. Tevbe, Süleyman b. Abdülmelikin huzuruna çıktığında, Süleyman onun neye ihtiyacı olduğunu sormuş, sonra da Tevbeye iki tartı ata bağlatmış, Basrada bir hamam yapmasına ve badiyede de bir kuyu açmasına izin vermiştir. O zaman bu işler halifenin izniyle yapılırdı. Tevbe, Beni el-Anber er-Rabiye Mahallesinde kendi evinin yanında bir hamam yaptı. Badiyede de Hırnık denen mevkide bir kuyu kazdı. Hırnık ile Basra arası üç merhale idi. Sonra Tevbe, halife iken Ömer b. Abdülazizin huzuruna da çıktı. İshak b. İbrahim b. el-Müverri dedi ki: Bana Habbab b. Abdülekber el-Anberi anlattı. O da Tevbe el-Anberiden şunu rivayet etti: Ömer b. Abdülazizin huzuruna çıktığı zaman, üzerlerinde yer yer yırtılmış olan gömlekleri olduğu halde kız çocuklarını onun etrafında oynarken gördü. İshak b. İbrahim dedi ki: Tevbe, Hişam b. Abdülmelikin huzuruna çıktığında Hişam onu Horasanda Esed b. Abdullahın icraatlarını denetlemek üzere görevlendirdi. Sonra onu Iraka gönderdi; Yusuf b. Ömer de onu önce Sabura, daha sonra Ahvaza vali tayin etti. Yusuf görevinden azledildiğinde Tevbe, Ahvaz valisi idi. İbrahim diyor ki: Beni el-Anberden bazı adamlar Tevbeyi kendilerine bazı imkanlar tanıması konusunda sıkıştırdılar; fakat o kimseye bir imkan tanımadı. Aynı şekilde dayı tarafı olan Beni Nümeyr de kendileri için bir imkan hazırlamasını istediler; ancak bu taraftan da kimseye bir imkan hazırlamadı. O, çölü seven bir kimseydi. Dabuda vefat etti ve buraya defnedildi. Dabu, Basraya iki günlük mesafede olan bir yerdir. Vefat ettiği gün, yetmiş dört yaşındaydı.
4004. Muhammed b. Vasi b. Cabir [Muhammed b. Vasi b. Cabir] b. el-Ahnes b. aiz b. Harice b. Ziyad b. Şüms. Amr b. Nasr b. el-Ezdin çocuklarındandır. Ziyad b. Şümsoğulları Basrada dört ayrı mahallede ikamet ediyordu. Bunlardan birincisi, Bünane hizasına denk gelen el-Batınada idi. Bu mahallede eşŞairaoğullarından çok insan vardı. Bunlara eş-Şaarun denirdi. Bunlar ip eğirmekle meşgul olan bir topluluk olup bilinen bir nesepleri yoktu. İkinci mahalle, Guberoğulları hizasındadır. Üçüncü mahalle, Hedad hizasındadır. Dördüncü mahalle, el-Hureybededir. Bütün bunları bize, Mahrum b. Ahmed b. Abdurrahman b. Abdurrahman b. Muhammed b. Vasi haber verdi. Muhammedin künyesi, Ebu Abdullahtır. el-Hasan [el-Basri]den yirmi sene sonra vefat etti. Buna göre onun, 120 senesinde vefat etmiş olması gerekir. Bize Ubeydullah b. Muhammed b. Hafs et-Teymi haber verdi; dedi ki: Bize Sellam b. Ebu Muti anlattı; dedi ki: Bir gün bir adam Eyyuba bir hadis rivayet etti. Eyyub adama “Bu hadisi kimden dinledin?” dedi. Adam, “Bana bu hadisi, Muhammed b. Vasi rivayet etti.” dedi. Eyyub önce “Ne güzel!” dedi; sonra da “O kimden rivayet etmiş?” diye sordu. Adam “Falandan” deyince, Eyyub “Bu hadisi rivayet etme!” dedi. Bize Ubeydullah b. Muhammed el-Kureşi et-Teymi haber verdi; dedi ki: Bana Said b. amir anlattı; dedi ki: Muhammed b. Vasinin oğlu ile bir adam arasında bir şey vardı. Muhammedin oğlu, adamı babasına şikayet etti. Muhammed oğluna birisini gönderip ona dedi ki: “Sen nesin? Allaha yemin olsun ki, ben anneni 300 dirheme satın aldım [Sen bir cariyenin oğlusun]. Babana gelince, Allah Müslümanlar arasında onun gibisini çoğaltmasın!” Said b. amir dedi ki: Biz diyoruz ki, bilakis. Allah, Müslümanlar arasında onun gibisini çoğaltsın. Bize Ubeydullah b. Muhammed el-Kureşi et-Teymi haber verdi; dedi ki: Bana -Harun b. Riabın kızının oğlu olan- Harun b. el-Cerrah anlattı. Ubeydullah dedi ki: Bana Said b. amir ve diğer birisi rivayet etti. Bazıları daha başka ravileri de katarak dediler ki: Muhammed b. Vasinin hastalığı ağırlaşınca arkadaşları yanına geldi. Hemen arkalarından Harun b. Riab de gelmişti. Oradakiler, “Harun Ebül-Hasan geldi. Onun için yer açın!” deyip onun için yer açtılar. Harun da açılan yere oturdu. Topluluk Muhammedin iyi ve güzel hasletlerini söylemeye başlamıştı. O sırada Muhammed baygın vaziyetteydi. Bir ara kendine geldi ve konuşulanları işitti. Bunun üzerine şu ayeti okudu: “Suçlular, simalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.” Ayaklarımın ve perçemlerimin bir araya getirilip Cehenneme atılmamı, Allahtan başka kimse engelleyemez. Allaha yemin olsun ki, siz bir şey söyleyemezsiniz. Ey kardeşlerim! Artık ben götürülüyorum ve sizden ayrılıyorum. Bundan sonra ya Cehenneme, ya da Allahın affına”
4005. İshak b. Süveyd el-Adevi İnşaallah sika bir ravi idi. Ebül-Abbasın halifeliğinin başlarında 131 senesinde taun salgınında vefat etti.
4006. Ferkad b. Yakup es-Sebahi Künyesi Ebu Yakubdur. Zayıf bir ravi olup hadisi münkerdir.
4007. Malik b. Dinar Künyesi Ebu Yahyadır. Same b. Lüeyoğullarından bir kadının mevlasıdır. Az hadis rivayet eden sika bir ravi idi. Mushaf yazardı. Taun salgınından bir müddet önce vefat etti. Taun salgını, 131 senesinde olmuştu.
4008. Kesir b. Şinzir el-Mazini İnşaallah sika bir ravi idi. Atadan hadis rivayet etmiştir.
4009. Vasıl Ebu Uyeyne b. el-Mühellebin mevlasıdır. Kendisinin rivayet ettiği bazı hadisler vardır.
4010. Harun b. Riab Üseyd b. Amr b. Temimoğullarındandır. Künyesi Ebül- Hasandır. Az hadis rivayet eden sika bir ravi idi. Süfyan b. Uyeyne dedi ki: Bize Harun b. Riab rivayet etti, o zühdü[nü] gizlerdi.
4011. Külsum b. Cebr Bilinen bir ravi idi. Kendisinin rivayet ettiği bazı hadisler vardır. Said b. Cübeyr ve Müslim b. Yesardan hadis rivayet etti. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Rebia b. Külsum şunu anlattı: Babası Külsum b. Cebrin künyesi Ebu Muhammed idi.
4012. Abdullah b. Mutarrif [Abdullah b. Mutarrif] b. eş-Şıhhir b. Avf b. Kab b. Vakdan b. el-Hariş b. Kab b. Rebia b. amir b. Sasaa. Bize Affan b. Müslim ve Müslim b. İbrahim haber verdiler. Onlar Bükeyr b. Ebüs-Semitin şöyle dediğini rivayet ettiler: Bize Katade şunu anlattı: Abdullah b. Mutarrif b. eş-Şıhhirin künyesi Ebu Cez idi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Cafer b. Süleyman anlattı; dedi ki: Sabit el-Bünaniyi şöyle derken işittim: Abdullah b. Mutarrif öldüğünde, üzerinde güzel bir elbise olduğu halde Mutarrif yürüyerek kavminin huzuruna çıktı. Kavmi ona kızıp, “Ey Ebu Abdullah! Oğlun Abdullah öldüğü halde, sen bu elbiseler içinde koku sürünmüş olarak mı huzurumuza çıkıyorsun?” dediler. Mutarrif dedi ki: “Musibete karşı boyun mu eğeyim? Bir musibete düşmem halinde Allah bana üç haslet [müjde] vaat etmiştir. Onlardan her bir haslet, benim için, bütün dünyadan daha sevimlidir. Allah buyurdu ki: O sabredenler, kendilerine bir bela geldiği zaman: Biz Allahın kullarıyız ve biz Ona döneceğiz, derler. İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır. Bundan sonra hala musibete karşı boyun eğeyim mi?” Sabit dedi ki: Mutarrif şöyle dedi: Ahirette bana bir bardak suyun verilmesini, bütün dünyanın benden alınmasına tercih ederim.”
4013. Yahya b. Selm el-Bekka İnşaallah sika bir ravi idi
4014. Ata b. Ebu Meymune Kaderiyyeci görüşe sahipti. Basrada taun salgınından sonra 131 senesinde vefat etti.
4015. Yezid er-Rişk ed-Dubai Sika bir ravi idi.
4016. Yezid b. Eban er-Rekaşi Kaderiyye görüşüne sahip zayıf bir ravi idi.
4017. Abdülaziz b. Suheyb Kendisine Abdülaziz b. el-Abd da denirdi. Enes b. Malikin mevlasıdır. Sika bir ravi idi.
4018. Ebu Harun el-Abdi İsmi, Umare b. Cüveyndir. Hadiste zayıf bir ravi idi. Ebu Said el-Hudriden hadis rivayetinde bulundu.
4019. Musa b. Salim Ebu Cehdam Beni Haşimin mevlasıdır. Abdullah b. Ubeydullah b. el- Abbastan hadis rivayetinde bulundu. Abdullah b. Ubeydullah da, Abdullah b. Abbastan bazı hadisler rivayet etmiştir.
4020. Ebu Reca Ebu Kılabenin mevlasıdır. İsmi, Selmandır.
4021. Eyyub b. Ebu Temime es-Sahtiyani Künyesi Ebu Bekirdir. Aneze kabilesinin mevlasıdır. Ebu Temimenin ismi Keysandır. Eyyub hadiste sika ve sebt [sağlam] bir ravi idi. Şahsiyet olarak da bütün güzel hasletleri üzerinde toplamış, adaletli ve vera sahibi bir zattı. İlmi çoktu. İlimde hüccet sayılırdı. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Eyyub, taun salgınından bir sene önce dünyaya geldi. arimden başka birisi dedi ki: [el-Carif denen] taun salgını, 69 yılında oldu. Bize Affan b. Müslim ve arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Meymun Ebu Abdullah anlattı; dedi ki: Biz, yanında Eyyub olduğu halde el-Hasan [el-Basri]nin yanında oturuyorduk. Eyyub ona bir şey sordu. Sonra Eyyub kalktı, el-Hasan da ona uyup kalktı. Neredeyse sesi işitilmeyecek kadar uzaklaşmıştı ki, Eyyub şöyle dedi: “Bu, gençlerin efendisidir.” Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Ebu Hisbenin şöyle dediğini rivayet etti: Bir gün Muhammed [b. Sirin] bize, bir hadis rivayet ettiğinde dinleyenler, “Ey Ebu Bekir! Bunu kimden rivayet ediyorsun?” diye sordular. “Onu bana Eyyub es-Sahtiyani rivayet etti. Sana da onu böylece ezberleyip muhafaza etmek düşer.” dedi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Eyyubun şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed vasiyetini okuyunca gidip bir köşeye çekildim. Bana, “Yaklaş, çünkü sana karşı sır saklamak yoktur.” dedi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: “Bilmiyorum” sözünü Eyyub ve Yunustan daha fazla kullanan başka bir kimse görmedim. İbn Avna gelince, o acaip bir adamdı. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bir adam Eyyuba bir şey sorduğu zaman, Eyyub adamın sorusunu tekrar etmesini isterdi. Eğer adam sorusunu ilk önce söylediği şekilde sorabilirse, o adama cevap verirdi. Eğer adam ikinci kez sorduğunda sorusunu karıştırırsa, ona cevap vermezdi. Bize İsmail b. Abdullah b. Zürare el-Cermi haber verdi; dedi ki: Bize Damre anlattı; dedi ki: Bize İbn Şevzeb anlattı; dedi ki: Eyyub es-Sahtiyaniye bir şey sorulup da, buna verecek bir cevabı bulunmazsa, “İlim ehline sor.” derdi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Eyyub şöyle dedi: Şöyle bir durumdan kim kurtulabilir ki? Kişi, bir söz söyler, sonra bu söz sebebiyle cemaat içinde bir yer edindiğini zanneder. İşte bu durum kalbini bozar. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Adamın biri Eyyuba bir şey sordu; o da “Bu konuda bana bir şey ulaşmadı.” dedi. Sonra ona, “Bu konuda reyinle hüküm ver.” dedi. Bu sefer Eyyub, kendisine reyin de ulaşmadığını söyledi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Eyyub ve İbn Avndan sadece hadis konusunda korkuyorum. arim dedi ki: Bu durumu Yahya b. Saide söylediğim zaman bana şöyle dedi: “Ben de hadis konusunda sadece Süfyandan korkuyorum.” Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: “Fakihlerimiz Eyyub, Yunus ve İbn Avndır.” arim dedi ki: Bu durumu İbn Davuda anlattığım zaman şöyle dedi: “Süfyan es-Sevri dedi ki: Fıkıhçılarımız, İbn Ebu Leyla ve İbn Şübrümedir.” Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Kuran kıraatından sonra Eyyuba bir kerelik su ikram etmiş olsan, o seni tanır. Saçı sık idi ve senede bir defa tıraş olurdu. Bazen saçı o kadar çok uzardı ki, onu şu şekilde örer, sanki ayırırdı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Eyyubun saçı çoktu ve senede bir kere tıraş olurdu. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Hammad b. Zeydin şöyle dediğini işittim: Eyyub dedi ki: Bir topluluk yükselmek ister, fakat Allah onların yükselmesine engel olur ve onları alçaltır. Diğer bir kavim de düşük bir seviyede yaşamak ister, fakat Allah onların böyle yaşamalarına engel olur ve onları yükseltir. [Hammad b. Zeyd] dedi ki: Eyyub beni tutup uzak bir yoldan götürmeye çalışırdı. Ben “Şu yol daha yakındır.” dediğimde, bana “Şu oturan insan topluluklarından kaçıyorum.” derdi. Eyyub onlara selam verdiğinde, onun selamına, başkalarının selamına verdikleri karşılıktan daha yüksek bir şekilde karşılık verirler, Eyyub da şöyle derdi: “Allahım! Sen biliyorsun ki, ben bunu istemiyorum. Allahım! Sen biliyorsun ki ben bunu istemiyorum.” O zamanlarda insanlar, böbürlenmek maksadıyla gömleklerini yukarı çekerlerdi. Eyyub ise gömleğini aşağı bırakır ve sürüklerdi. Abdürrezzak, Mabedin şöyle dediğini rivayet etti: Eyyubun üzerinde onu salıp bıraktığı bir gömlek gördüm. Bu durumu kendisine sorunca şöyle dedi: “Ey Ebu Urve! Geçmişte şöhret [moda], gömlek eteğini uzatmaktaydı. Bugün için ise şöhret [moda], kısa bırakılıp toplanmasındadır.” Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: O, cenazeye, ben de çarşıya giderken Eyyub ile karşılaştım. Dönüp onunla birlikte gitmek istedim. Bana “Çarşına git!” dedi. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize er-Rebi b. Müslim rivayet etti; dedi ki: Eyyub es-Sahtiyani ile birlikte yolculuk yaptık. el- Ebtaha geldiğimiz zaman üzerinde ketenden yapılmış kalın bir elbise olan iri cüsseli bir adam “İçinizde Eyyub b. Ebu Temimeyi tanıyan var mı?” diyerek, Basralı adamların peşine takıldı. Ben Eyyuba, “Bu adam seninle görüşmek istiyor.” dedim. Eyyub onu görünce, ona doğru koştu, sonra kucaklaştılar. Kendisine bu adamın kim olduğunu sorduğumda “Bu, Salim b. Abdullah b. Amrdır.” dedi. Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire anlattı; dedi ki: Humeyd b. Hilal, Eyyub es-Sahtiyani ve Yunus b. Ubeyd ile birlikteydik. Evine gitmek üzere önce Humeyd kalktı; Eyyub ve Yunus da onu takip ettiler. Humeyd b. Hilalin yüzünde bir üzüntü ve keder olduğunu gördüm. Bana doğru yöneldi ve şöyle dedi: -Hasan el-Basri ve Muhammed b. Sirini kastederek- “Bu iki zat vefat edecek olsa, -Eyyub ve Yunusu kastederek- onların yerine şu iki zat gelir.” Ben, “Biz de ikisi hakkında öyle düşünüyoruz.” dedim. Bunun üzerine Humeyd, “Fakat görmüyor musun, ikisi de bana tabi oluyorlar?” dedi. Bu durumu hiç hoş karşılamadı. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Ehl-i kıbleyi, Eyyub ve İbn Avndan daha çok arzulayan birini görmedim. Bize arim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Kendileriyle karşılaşıldığı zaman, insanlara karşı Eyyubdan daha güleryüzlü ve mütebessim birisini görmedim. Harun b. Riab ise acaip bir adamdı. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Eyyubun şöyle dedini rivayet etti: Dinde kader diye bir şey olduğunu bilmiyorum. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Eyyub “Kişinin zühdünü izhar etmektense, gizlemesi daha hayırlıdır.” dedi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Ben Eyyub ile birlikte yürürken beni farklı yollara götürürdü. Aslında ben de insanların kendisine “İşte bu Eyyubdur.” demesinden nasıl kaçacak diye hayret ederdim. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Bişr b. el- Mufaddal anlattı; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı; dedi ki: Muhammed [b. Sirin] vefat ettiği zaman, “Kimimiz kaldı?” diye düşündük; sonra da “Bizim Eyyubumuz var!” dedik. Bize Haccac haber verdi. O da Şubeden şöyle dediğini rivayet etti: Eyyub dedi ki: İnsanlar benden bahsediyor; fakat ben, insanların benden bahsetmesinden hoşlanmıyorum. Haccac dedi ki: Bir ihtiyacı gidermek üzere çok kez Eyyub ile birlikte yürüyüp gittim. Ben, onunla birlikte yürümek istiyordum, o da beni bırakmıyordu. Tanınmasın ve bilinmesin diye oralara buralara girip-çıkmak suretiyle yolumuza devam ederdik. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Eyyubun şöyle dediğini rivayet etti: Yeryüzünde benim için oğlum Bekirden daha sevimlisi yoktur. -Hişam veya bazı halifeleri kastederek- Onların bana gelmesindense, oğlumu defnetmek daha güzeldir. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Eyyubun bazı komşularının bana anlattığına göre Eyyubun su kabı Ramazan günlerinde sabaha kadar komşuları arasında dönüp dolaşırdı. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Mekkeden çıkma niyetine girince Eyyub bana şöyle dedi: “İçinde deveye yem verebilmem için bana bir kubeytıyye [elbise] veya bir çuval veya bir torba satın al.” Geldiğinde, onu, gömleğinin altında giymiş olarak gördüm. Bunun üzerine durumu fark etti ve dedi ki: “Bunun görünmemesi, beni görünmesinden daha çok memnun ederdi.” Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Eyyubun kırmızı bir hırkası vardı. İhrama girdiği zaman onu giyerdi. Onu kefen olarak hazırlamıştı. Ramazan ayının 23. ve 24. geceleri olduğu zaman yine bunu giyerdi. Bir gece hanımı, “Eyyub geceleyin sarı renkli bir elbise ile çıktı.” dedi. Hammad dedi ki: Mekkede heybesi çalındı. Kefen olmak üzere hazırlamış olduğu hırkası da bunun içindeydi. O da bu şekilde gitti. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bazen bir adam Eyyubun yanında oturur; fakat Eyyubun kendisini tanıdığı kanaatinde olmazdı. Fakat o adam hastalanır veya bir ölüsü olursa, Eyyub onu ziyaret eder; böylece adam, Eyyubun nezdinde insanların en değerlisi olduğuna inanırdı. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Yala b. Hakim Şamda vefat etti. O Sakifin mevlası idi. Evi şu mahallede bizim yanımızda bulunuyordu. O öldükten sonra akraba olarak geride sadece annesi kalmıştı. Eyyub, üç gün annesin kapısı önünde oturdu. Biz de gelip onun yanında toplanırdık. Eyyub ölünceye kadar onun evine gidip gelirdik. Hatta bazen güneş batıncaya kadar onun yanında kalırdık. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Biz Eyyuba, “Şu şu konularda Muhammed [b. Sirin]in ne dediğini işittin mi?” diye sorardık. “Böyle böyle.” derdi. Biz, “Onu bize anlat.” derdik. O, “Duyduklarınızı kabul etmiyor musunuz?” derdi. Biz, “Duyduklarımız bize yeterli mi?” derdik. O, “Evet.” derdi. Yahya b. Said, Şubeden rivayetle şöyle dedi: Eyyuba hadis okumayı sordum. “İyi.” dedi. Bize Ebu Muhammed el-Yemami haber verdi; dedi ki: Mamerden rivayetle, Abdürrezzakın şöyle dediğini işittim: Eyyub şöyle diyordu: “Muhammed [b. Sirin]in, kendisinden işitmediğim bir hadisini bir başkasından işitmem bana ağır gelirdi.” Mamer dedi ki: “Eyyubun, kendisinden işitmediğim bir hadisini bir başkasından işitmem de bana ağır gelir.” İsmail b. İbrahim dedi ki: Bize Eyyub anlattı: Ebu Kilabe kitaplarını bana vasiyet etti. Onları Şama götürdüm. Onların kirası olarak on küsur dirhem verdim. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: İzar giydiği zaman Eyyubun göbeği açılırdı. Bize arim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bazen Eyyub başını ve sakalını kırmızıya boyardı. Bize arim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Eyyubun kefenlendiği gömleği ben bağladım. Bize arimden başkası haber verdi; dedi ki: Raviler şu hususta ittifak ettiler: Eyyub, 131 senesinde Basrada taun salgını sırasında vefat etti. O zaman 63 yaşındaydı.
4022. Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavil Talha et-Talhat el-Huzainin mevlasıdır. Künyesi, Ebu Ubeydedir. İsmi, Humeyd Tarhandır. Humeyd çok hadis rivayet eden sika bir ravi idi. Ancak o, Enes b. Malikten yaptığı bazı rivayetlerinde tedlis yapmıştır. Bana Hammad b. Seleme yoluyla Humeyd hakkında şu haber verildi: Humeyd, el-Hasanın kitaplarını alıp birer nüshasını çıkardıktan sonra tekrar onları el-Hasana iade etmiştir. Humeyd, 142 senesinde vefat etti.
4023. Ali b. Zeyd b. Cüdan Abdullah b. Cüdan el-Kureşi et-Teyminin evladındandır. Ali b. Zeyd ama olarak doğdu. Çok hadis rivayet etmiştir. Ancak kendisinde zayıflık olup, onun hadisi delil olarak kullanılmaz.
4024. Ebu Abdullah eş-Şakari Adı, Seleme b. Temmamdır. Sika bir ravi idi.
4025. Abdülkerim [Abdülkerim] Ebu Ümeyye b. Ebül-Muharik
4026. Süleyman b. Tarhan et-Teymi Künyesi Ebül-Mutemirdir. Yezid b. Harunun şöyle dediğini işittim: Süleyman b. Tarhan Teymi değil Mürridir. Evi Teymde olunca onlara nispet edildi. Sika olup çok sayıda hadisleri vardır. Müçtehit abidlerden olup gece boyunca namaz kılardı. Yatsı namazının abdesti ile sabah namazını kılardı. Kendisi ve oğlu el-Mutemir; geceleri mescitleri dolaşır, bazen bu mescitte, bazen şu mescitte sabaha girinceye kadar namaz kılarlardı. Süleyman, Ali b. Ebu Talibe meylederdi. Süleyman dedi ki: Falan ve falan kişi Cabirin sahifelerini aldıktan sonra, “Bu sahifeyi al.” dediler. Ben, “Hayır!” dedim. Süleyman, 143 yılında Basrada vefat etti.
4027. Şuayb b. el-Habhab Künyesi Ebu Salihtir. el-Meavil soyundan Zafiroğullarının mevlasıdır. el-Meavil ise Ezd kabilesindendir. Bunu bana, Şuayb evladından bir adam haber verdi. Şuayb sika olup rivayet ettiği hadisleri vardır.
4028. Ebu Bişr İsmi Cafer olup Ebu Vahşiyyenin oğludur. Ebu Vahşiyyenin ismi ise İyastır. Ebu Bişr sika olup çok hadis rivayet etmiştir. Yahya b. Said el-Kattan dedi ki: Şube; Ebu Bişrin hadislerini zayıf addederdi. Ebu Bişr Habib b. Salimden bir şey işitmemiştir. Ebu Bişr, 125 yılında vefat etmiştir.
4029. Rebia b. Ebül-Helal el-Uteki Rivayet ettiği hadislerin sayısı azdır.
4030. Yahya b. Atik Sika olup bazı hadisler rivayet etmiştir.
4031. Yahya b. Ebu İshak el-Hadrami Sika olup rivayet ettiği hadisleri vardır. Kuran-ı Kerim, Arap Dili ve Nahiv konularında ilim sahibiydi.
4032. Eban b. Ebu Ayyaş eş-Şenni Abdülkaystandır. Hadisleri alınmayan ravilerdendir. Bize Arim b. el-Fadl ve Yahya b. Abbad haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Yezid anlattı; dedi ki: Bize Selm el-Alevi haber verdi; dedi ki: Ebanı; Enesin yanında yazarken gördüm. Arim ise “es-Serracın yanında” dedi. Yahya b. Abbad ise “Siburecede” dedi.
4033. Matar b. Tahman el-Verrak Horasan ehlindendir. Hadis rivayetinde zayıf addedilirdi. Haccac dedi ki: Şubenin şöyle dediğini işittim: Matar el-Verrak dedi ki: Bunlar hadis rivayetinde ehil kimselerdir. “Bize Ebu Tayyah, Ebül-Feddaktan anlattı.” Ancak bu şekildeki ifade yanlıştır. Senetteki kişi Ebül-Feddak değil, Ebül-Veddaktır.
4034. Ebül-Uşera ed-Darimi Temimoğullarından olup ismi, Üsame b. Malik b. Kıhtımdır. Bazıları ise isminin, Utarid b. Berez olduğunu söylemişlerdir. Bedevi Araplardan olup Basra yolundaki el-Hifrde yaşardı. Hadis rivayetinde meçhul ravilerden olup rivayet ettiği bir hadisi vardır. Kendisinden Hammad b. Seleme rivayet etmiştir.
4035. Yezid b. Hazim el-Ezdi el-Cahdemi Künyesi Ebu Bekir olup inşaallah sikadır. Bize Vehb b. Cerir b. Hazim haber verdi; dedi ki: Yezid b. Hazim; 147 senesinin sonunda ve 148 senesinin başında vefat etti.
4036. Davud b. Ebu Hind Künyesi Ebu Bekirdir. Ebu Hindin ismi ise Dinardır. Amr b. asımın şöyle dediğini işittim: O, Kuşayrilerden olan el-Alem ailesinin mevlasıdır. Bize Ali b. Abdullah haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı; dedi ki: Davud b. Ebu Hindin şöyle dediğini işittim: Bana veba hastalığı isabet etti. Baygınlık geçirdim. Bu arada sanki iki kişi bana gelip biri dilimden tutup hareket ettirdi; diğeri ise iki ayağımın altlarına dokundu ve “Ne buluyorsun?” diye sordu. Diğeri ise şöyle cevap verdi: “Tesbih, tekbir, mescitlere doğru atılan adımlar ve bir miktar da okunan Kuran-ı Kerimi buluyorum.” Davud b. Ebu Hind şöyle dedi: “Ben o vakit henüz Kurandan bir şey almış değildim.” Şöyle ekledi: “İhtiyaçlarımı görmeye giderken şöyle derdim: İhtiyaçlarımı görebilmek için Allahı zikretseydim ne iyi olurdu.” Daha sonra iyileştiğimde Kuranı öğrenmeye yöneldim ve onu öğrendim. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Davud b. Ebu Hindin yanına vardım. Orada safranla boyanmış bir yatak, bir örtü ve bir Yemen elbisesi gördüm. Yezid b. Harun şöyle dedi: Davud ve Said b. Ebu Arube yanımıza uğradılar. Ben o ikisinden işittim. Davud 139 yılında vefat etti. Serahs ehlinden olup orada doğmuştur. Sika olup çok sayıda hadis rivayeti vardır.
4037. Ali b. el-Hakem el-Bünani el-Bünan kabilesindendir. Künyesi Ebül-Hakemdir. Sika olup bazı hadis rivayetleri vardır. 131 ylında vefat etmiştir.
4038. asım b. Süleyman el-Ahvel Künyesi Ebu Abdurrahman olup Beni Temimin mevlasıdır. Ebu Caferin hilafetinde Medainde kadılık yaptı. Kufede de Hisbe teşkilatının ölçü ve tartı işlerinden sorumluydu. Sika olup çok sayıda hadis rivayet etmiştir. Sene 141 veya 142de vefat etmiştir.
4039. Hafs b. Süleyman Beni Minkarın mevlası olup künyesi Ebül-Hasandır. el- Hasanın sözlerini en iyi bilenlerindendi. Yahya b. Said dedi ki: Şube şöyle dedi: Hafs b. Süleyman benden bir kitap aldı; fakat onu bana geri vermedi. Hafs, insanların kitaplarını alır istinsah ederdi. Veba hastalığının ortaya çıkmasından az bir süre önce vefat etti. Veba hastalığı ise 131 yılındaydı.
4040. Ebu Neame el-Adevi İsmi, Amr b. İsadır. Hadis rivayetinde zayıf kabul edilirdi. Kendisinden Ravh b. Ubade hadis rivayet etmiştir.
4041. Said b. Yezid Ebu Mesleme Sika olup kendisinden Şube, Hammad b. Zeyd ve İsmail b. Uleyye hadis rivayet etmişlerdir.
4042. Said b. Ebu Sadaka Künyesi Ebu Kurre olup inşaallah sikadır.
4043. Umare b. Ebu Hafsa Künyesi Ebu Ravhtır. Sika bir ravi olup kendisinden Şube ve İsmail b. Uleyye rivayet etmişlerdir.
4044. Osman el-Betti Süleyman b. Cürmuzün oğludur. Sika olup hadis rivayetleri vardır. Aynı zamanda isabetli görüş ve fıkıh sahibiydi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Osman el-Betti Kufe ehlinden olup daha sonra Basraya intikal ederek oraya yerleşmiştir. Beni Zührenin mevlası olup künyesi Ebu Amrdır. Kalın ve kaba kumaş [elbise] sattığı için kendisine el-Betti denmiştir.
4045. Mansur b. Abdurrahman el-Gudani Kendisinden İsmail b. Uleyye hadis rivayet etmiştir.
4046. İsl b. Süfyan et-Temimi. Hadis rivayetinde zayıf kabul edilip Şube kendisinden hadis rivayet etmiştir.
4047. Ebu Reca el-Ezdi İsmi, Muhammed b. Seyftir. Sika olup kendisinden Hammad b. Zeyd, Yezid b. Zürey ve İsmail b. Uleyye hadis rivayet etmişlerdir. Ebu Reca ise el-Hasandan hadis rivayet etmiştir.
4048. Avf b. Ebu Cemile el-Arabi Künyesi Ebu Sehl olup Tay kabilesinin mevlasıdır. Sika olup çok sayıda hadis rivayet etmiştir. Bazıları onun yaptıkları hakkında şöyle demişlerdir: “O, hiç kimsenin söylemediği şeyleri el-Hasandan naklederdi. Şia taraftarıydı.” Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Avf b. Ebu Cemileye “Ey Ebu Sehl! Hangi sebepten dolayı el-Hasan bana anlattı. diyorsun?” diye sordum. “Duyduğuma göre arkadaşların el-Hasan dedi ki: Allah Resulü şöyle dedi. diyormuş.” dediler. “Bunu kim söylüyor? Vallahi el-Eşas ona değinmedi.” dedi. “Onu Amr b. Ubeyd söylüyor.” dedim. “Amr b. Ubeyd yalan söylemiştir. Ben ondan, İbn el-Eşas olayından önce işittim.” dedi. elEnsari dedi ki: Avf onların hepsinden daha yaşlıydı. 146 yılında vefat etti.
4049. Ziyad el-Alem Bahileden olan bir kadının mevlasıdır. İnşaallah sikadır.
4050. Huleyf b. Ukbe b. Rebia [Huleyf b. Ukbe b. Rebia] b. Şeyban b. Ubeyd b. Amr b. Mahleb b. Avf b. Salebe b. Zübyan b. Rebi b. el-Haris. O da, Mukais b. Amr b. Kab b. Saleb b. Zeydümenat b. Temimdir. Künyesi Ebu Bekir olup, bu künyeyi kendisine Muhammed b. Sirin vermiştir. Zira Muhammed b. Sirin onun arkadaşlarındandı. [Saç ve sakalındaki] akları az miktarda değiştirirdi. İbrahim b. Abdullah b. Hasanın öldürülmesinden önce Basrada vefat etti. Vefatında 61 yaşındaydı.
4051. Ebu Zübyan İsmi, Halife b. Kabdır.
4052. Ebu Dillan İsmi, Hayyan b. Yezid olup hadis rivayetleri azdır.
4053. Ebu Eyyub İsmi, Abdullah b. Ebu Süleyman olup Osman b. Affanın mevlasıdır. Kendisinden Hammad b. Seleme ve İshak b. Osman hadis rivayet etmişlerdir.
4054. Halid b. Mihran el-Hazza Künyesi Ebül-Mübarek olup, Kureyşten Abdullah b. amir b. Küreyz ailesinin mevlasıdır. Kendisi, hazza [ayakkabıcı] değildi, sadece onların yanında otururdu. Fehd b. Hayyan el-Kaysi dedi ki: Halid asla ayakkabıcılık yapmadı. O sadece, “Bu şekilde ayakkabı giyin.” derdi. Bundan dolayı kendisine “ayakkabıcı” lakabı verildi. Halid sika idi. Aynı zamanda heybetli bir adam olup hiç kimse ona karşı kendinde cesaret bulamazdı. Çok sayıda hadis rivayet etmiştir. “Uzun bir hadisten başka asla bir şey yazmazdım. Onu ezberleyince de yazdığımı silerdim.” dedi. Basrada gıda ve Darül-uşur [Vergi dairesi] sorumlusuydu. Halid, 141 yılında Ebu Cafer el-Mansurun hilafeti zamanında vefat etti.
4055. Yunus b. Ubeyd Künyesi Ebu Abdullah olup Abdülkaysın mevlasıdır. Sika bir ravi olup çok hadis rivayet etmiştir. Yunus, “Asla bir şey yazmadım.” dedi. Bize Arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Yunus konuşmalarından sonra üç defa, “Estağfirullah, estağfirullah [Allaha tövbe-istiğfar ederim].” derdi. Bize Fehd b. Hayyan ve başkaları haber verdiler; dediler ki: Yunus, 139 yılında vefat etti. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Ali b. Abdullah b. el-Abbas b. Abdülmuttalibin iki oğlu olan Süleyman ve Abdullah ile Süleyman b. Alinin iki oğlu olan Cafer ve Muhammedin, Yunus b. Ubeydin cenazesini omuzlarında taşıdıklarını ve Abdullah b. Alinin, “Vallahi bu şereftir.” dediğini gördüm.
4056. Seleme b. Alkame Künyesi Ebu Bişr et-Temimi olup sika bir ravidir.
4057. Sevvar b. Abdullah [Sevvar b. Abdullah] b. Kudame b. Aneze b. Nakb b. Amr b. el-Haris b. Halef b. el-Haris b. Mücfir b. Kab b. el-Anber b. Amr b. Temim. Az sayıda hadis rivayeti olup Halife Ebu Cafere Basra kadılığı yaptı. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Sevvar b. Abdullahı gördüm. O hüküm vermek istediğinde başını semaya kaldırır, gözleri yaşla dolar, sonra hüküm verdi.
4058. Ebu Harun el- Ganevi İsmi, İbrahim b. el-Ala olup sika bir ravidir.
4059. Said b. İyas el-Cüreyri Künyesi Ebu Mesud olup sika bir ravi idi. Ancak ömrünün sonlarında aklı karıştı [bunadı]. Yahya b. Said el-Kattan dedi ki: Kehmes bana şöyle dedi: Biz el-Cüreyrinin veba senesinde yaptığı rivayetlere itirazda bulunduk. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Cüreyriden 142 yılında hadis işittim. Bu ise benim Basraya girdiğim ilk senedir. O zaman ondan bir şeyi reddetmiyorduk. O vakit onun zihninin karıştığı bize söylendi. Bizden sonra İshak el-Ezrak da ondan hadis dinledi. Yezid dedi ki: 140 yılı ve sonrasında Şubeden hadis işittim. el-Cüreyrinin 144 yılında vefat ettiğini söylediler.
4060. Abdullah b. Avn b. Ertaban Künyesi Ebu Avn olup, kendisi ise Abdullah b. Zerre b. Serrak el-Müzenidir. Süleyman et-Teymiden büyüktü. Osman taraftarıydı. Sika bir ravi idi. Rivayet ettiği hadislerin sayısı çok olup takva sahibi bir kimseydi. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avnın şöyle dediğini duydum: Enes b. Maliki gördüm, hayvanını sürüyordu. Karşılaştıklarımla o karşılaşmıyordu. İhtiyacımı göremeyeceğim bir şekilde beni bıraktılar. Bize Arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: İbn Avn sel yılından üç sene önce doğdu. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: İbn Avn; Kaderiyyenin yanından geçince onlara selam vermiyordu. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avn Kufede çok hadis rivayeti işitti. Onu Muhammede arz etti. Muhammedin, “Bu ne güzel ilimdir!” dediğini anlattı. Diğerini ise vefat edinceye kadar yanında saklı tuttu ve rivayet etmedi. Bir hadisi rivayet ettiği vakit tevazu gösterir; eksik veya fazla rivayet eder endişesi ile [Yüce Allahın] affını dilerdi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize İsmail b. Uleyye anlattı; dedi ki: İbn Avnı şöyle söylerken işittim: (Bunamış)Yaşlıların rivayetinden Allaha sığınırım! Ebu Katan şöyle dedi: İbn Avnı şöyle söylerken işittim: Keşke ilimden yetecek kadar alsaydım! Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bana İbn Avn şöyle dedi: “Ey kardeşimin oğlu! [İnsanlar] yolumu kesmekte, dolayısıyla bir ihtiyacı görmeye çıkamıyorum.” Hadis konusunda karşılaştığı soruları kast ediyor. Bekkar şöyle dedi: İbn Avnın bazı arkadaşları vardı. Bu arkadaşları onun yanına geldiklerinde sadece onlara izin verir, diğer insanlara izin vermezdi. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avnın arkadaşları yanına gelip kendisine selam verdiklerinde, sanki başlarının üzerinde kuş bulunuyordu. Hiç kimsede görmediğim bir huşu ve sükunet içinde davranırlardı. İbn Avn onların selamına “Ve aleykümüsselam ve rahmetullah” diye cevap verirdi. Ne hadis ehlinden bir kimsenin, ne de bir başkasının kendisine tabi olmasına müsaade ederdi. Bir gün Muhammed b. Sirin, İbn Avna tabi oldu. Bunun üzerine İbn Avn, “Bir ihtiyacın var mı?” diye sordu. İbn Sirin, “Hayır!” dedi. O da: “O halde git!” dedi. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avnın bir kimse ile şakalaştığını, tartıştığını veya şiir söylediğini görmedim. O kendi nefsi ile meşgul olurdu. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avn sabah namazını kıldıktan sonra namazgahında kıbleye karşı oturup Allahı zikrederdi. Güneş doğunca namaz kılar, sonra arkadaşlarına dönerdi. Bekkar dedi ki: İbn Avnın bir kimseye sövdüğünü [küfrettiğini] asla görmedim. Ne bir köleye, ne bir cariyeye, ne bir koyuna, ne bir tavuğa, ne de başka bir şeye… Ondan daha çok diline sahip bir kimse de görmedim. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avnın, Bilal b. Ebu Bürdeyi her hangi bir şeyle andığını hiç duymadım. Sadece bazı kimselerin “Ey Ebu Avn! Bilal [şöyle, şöyle] yaptı.” dedikleri bana ulaştı. Bunun üzerine İbn Avn, “Kişi mazlum olabilir. Ancak bunu sürekli dile getirmesi sonucunda zalim olur. Sizden birinizin Bilal hususunda benden daha sert olacağını zannetmiyorum.” dedi. Bekkar dedi: “Zira Bilal onu, Arap bir kadınla evlendiği için kırbaçla dövmüştü.” dedi. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avn vefat edinceye kadar uzun bir süre onunla arkadaşlık ettim. Babama vasiyette bulundu. İyi veya kötü olsun yemin ettiğini duymadım. Ölüm bizi ayırıncaya kadar o hep böyle idi. İbn Avn vefat edinceye kadar bir gün oruç tutar bir gün yerdi. İbn Avnın elinde ne bir dirhem, ne de bir dinar asla görmedim. Bir şey tarttığını de kesinlikle görmedim. Namaz için abdest aldığında kimseden yardım kabul etmezdi. Abdest aldığında yüzünü bir mendil veya bez parçası ile kurulardı. Cuma namazına; bilinen çok erken saatte gitmezdi, fakat geç de kalmazdı. En çok sevdiği iş ise orta olanı, bir de cemaatin arasına karışmaktı. Cuma günü ve iki bayram için [Ramazan ve Kurban] yıkanırdı. Aynı şekilde Cuma ve iki bayram için güzel koku sürer ve bunun sünnet olduğunu kabul ederdi. Diğer günlerinde de güzel kokulu ve yumuşak elbise giyerdi. Cuma ve iki bayram için en temiz elbiselerini giyerdi. Cuma namazına bazen yürüyerek, bazen de binekle giderdi. Cuma namazından sonra fazla beklemezdi. Ramazan ayında farz namazdan başkasını cemaatle kılmaz, farzdan sonra evine kapanırdı. Evine kapanınca sessizliğe bürünür: “Elhamdü lillahi Rabbina [Rabbimiz olan Allaha hamd olsun]” sözünden başka bir şey söylemezdi. İbn Avnın bir hamama girdiğini asla görmedim. Evin bahçesinde çalışıp ürününü yetiştiren Hristiyan bir elemanı vardı. Hem kendisinin yaşadığı evde, hem de çarşıdaki evinde Müslümanlar yaşadığı gibi, Hristiyanlar da yaşardı. O şöyle derdi: “Benim alt katımda Müslüman olan değil, Hristiyan olan otursun.” Kendisi evin üst kısmında otururdu. İbn Avn bize akşam ve yatsı namazlarını kıldırırdı. Evinde bir mescidi vardı, o bütün namazlarını orada kıldığı gibi, ayrıca gelen arkadaşları, evinde oturan sakinler ve kendi çocukları da orada namaz kılarlardı. Ezanı, adı Zeyd olan bir mevlası okurdu. Ezanı okurken kelimeleri ikişer defa tekrarlar, kameti getirince de birer defa söylerdi. İbn Avnın oğlu bize imamlık yaptığı gibi, bazen diğer oğullarından birini takdim ettiği de olurdu. Bir şey isterse hemen kendisine getirilirdi. Yemeklerin birinde sarımsak olduğunu bilse onu ağzına almazdı. Yemekten önce hizmetçisi yanına gelir ellerini yıkar, arkasından da bir havlu ile ellerini kurulardı. Bekkar b. Muhammed dedi ki: İsmi Ayna olan [bayan] bir mevlamız bize anlattı: Kendisi Abdullah b. Muhammedin cariyesi olduğu halde İbn Avna hizmet ediyordu. Abdullah b. Muhammedin kızı İbn Avnın yanında, kızın annesi ise oğlu Abdurrahmanın yanında idi. Ayna şöyle dedi: “İbn Avnın hanımına yardım ederdim. İbn Avn için bir tencere yemek pişirdim. Yemekte sarımsak kokusunu alınca bana sordu, ben de sarımsağın olduğunu kendisine söyledim. Bunun üzerine İbn Avn, Allah senden razı olsun! Allah senden razı olsun! Şu yemeği önümden kaldır. dedi. Ayna, “Bu söz vücuduma bir yangın gibi etki yaptı, bundan dolayı Sirinin evine kaçtım.” dedi. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Abdullah b. Avnın yanında kader meselesi zikredilince bana dedi ki: “Ey kardeşimin oğlu! Ben yaşça ondan daha büyüğüm. Pek çok kimse ile karşılaştım. Bu sözü iki kişiden başkası söylemezdi. Birisi, Mabed el-Cüheni, diğeri ise Ümmü Musanın kocası Sisteveyhtir. Bu ise bir kötülüktür.” Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Mutezile, İbn Avn ile birlikte, İbrahim b. Abdullah b. Hasana giderek şöyle dediler: Burada, Abdullah b. Avn adında bir adam var. İnsanları senden engelliyor. Bunun üzerine ona haber göndererek: “Aramızdaki sorun nedir?” diye sordu. Bunun üzerine İbrahim Basradan çıkıp, el- Kurayziyyeye geldi. Başından hadiseler geçinceye kadar orada kalmaya devam etti. Bekkar şöyle dedi: İbrahim b. Abdullah b. Hasan isyan ettiği sırada, İbn Avnın emir vererek, el-Mirbed yolu üzerinde bulunan evlerinin kapılarını kapattırdığını gördüm. Görmesi için ne bir kimseyi çağırır, ne bakar, ne de bir kapıyı açardı. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avn bir insana bir şey vermek istediğinde onu gizlice verir, bir şey [hayır] yapsa gizli yapardı. İnsanların yaptıklarını görmesinden hoşlanmazdı. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: İbn Avn bize anlattı; dedi ki: Rüyamda Muhammed ile birlikte bir bahçe içindeydim. Muhammed orada yürüyor, taşların yanından geçip onları yayıyordu. Ben de arkasından aynısını yapıyordum. Daha sonra yanına varıp gördüğüm rüyayı kendisine anlatınca, rüyayı anladığını ve bildiğini fark ettim. Ardından da şöyle dedi: “Maşallah, maşallah! Bu adam başka bir adamın peşinden gitmek suretiyle ondan hayır öğreniyor.” Benim küçük düştüğümü zannetti. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avn ile birlikte bir evdeydim. Dedim ki: “Muhammed Ubeydeye çevresiyle gelmedi mi?” Şöyle cevap verdi: “Garip! Kimin yanında bunu söylüyorsun? Hayır, hayır. Ben bir kitap hakkında benimle konuşmasını istemiştim, fakat o, isteğimi kabul etmedi.” Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Osman el-Bettiyi, kişinin babası için yaptığı şahitlik ile ilgili şöyle söylerken işittim: “Bu şahitlik caiz değildir. Ancak İbn Avn gibi olursa bundan müstesnadır.” el-Ensari dedi ki: “Ben de bu görüşü alıyorum.” Sevvar b. Abdullahın yanında babam için şahitlikte bulunarak “Ben şahidim!” dedim, o da bu şahitliğimi kabul etti. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: İbn Avn, Selm b. Kuteybe emir iken yanına vardı ve “Esselamü aleyküm” dediğini bize anlattı ve ekledi: Selm güldü ve: “İbn Avnın hatırı için bu tavra tahammül ederiz!” dedi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bir defasında Hişam b. Mürre hadis rivayet etti. Adamın birisi ona, “Bunu sana kim anlattı?” diye sordu. Hişam, “Vallahi gözlerimin asla benzerini görmediği kimse; Abdullah b. Avn anlattı. Bundan Hasanı ve İbn Sirini de istisna tutmuyorum.” dedi. el-Ensari dedi ki: Bir defasında Hişam Mekkeden çıkıp İbn Avnın yanına geldi. O sırada biz de onun yanında bulunuyorduk. “Vallahi, aileme veya bir başkasına gitmeden önce senin yanına geldim.” dedi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn haber verdi; dedi ki: Rüyamda; sanki mescitte oturur gibiydim. Bu arada yukarıdan küçük bir çakıl düşüp kulağıma değdi. Başımı çevirince çakıl düştü. Bunu İbn Sirine sordum, şöyle dedi: “Bu öyle bir adamdır ki, kendisini rahatsız eden bir kelime duymuştur; fakat bu kelime adamın kalbinde duracak bir yer bulamamıştır.” Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avn musafahadan [tokalaşmaktan] hoşlanmazdı. Bu sebeple de kimse ile musafaha yapmıyordu. Süfyan es-Sevri nerede ise kendisi ile musafaha yapamıyordu; ancak “Esselamü aleyküm” diyebiliyordu. Bize Bekkar haber verdi; dedi ki: İbn Avnın kendi evinde yaptırdığı mescidin mihrabı yoktu. Bize Yahya b. Huleyf b. Ukbe haber verdi; dedi ki: İbn Avn ve Muhammed b. Sirin yolda yürüdüler. İbn Sirin, yağmurun düştüğü yerde [ıslak yerde] hurma ağaçlarına basıp yürüdü. İbn Avn ise, yağmurun yağdığı [ıslak] yerden yürüdü. Muhammed b. Sirin kendisine, “Neden ağaçlara basıp [kuru yerden] yürümedin?” diye sordu. İbn Avn şöyle cevap verdi: “Oraya basanın ne ile karşılaşacağını bilemedim de ondan.” Yahya b. Huleyf bize haber verdi; dedi ki: İbn Avn dua yapmaya başlarken şöyle derdi: “Ya ehad, ya ehad [Ey tek olan Allahım].” Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avnın arkadaşlarından biri anlattı; dedi ki: İbn Avnın bir devesi vardı. Onunla savaşa çıkar, yine onunla hacca giderdi. Ona çok ilgi gösterirdi. Bir defasında kölesine onunla su taşımasını emretti. Köle deveyi; yüzüne vurmuş, gözünü kanatmış, gözyaşları yanakları üzerine akmış bir halde getirdi. “Eğer İbn Avnın yapacağı bir şey varsa işte bugün yapar.” dedik. Bekkar dedi ki: Çok geçmeden İbn Avn yanımıza geldi. Deveye bakınca şöyle dedi: “Sübhanallah, devenin yüzünü değiştirseydi ya! Aferin sana! Haydi, yanımdan çık! Şahit olun bu köle artık hürdür.” Bize Bekkar haber verdi; dedi ki: İbn Avn devesinin sırtında Şama savaşa giderdi. Şama varınca orada ata binerdi. Bekkar şöyle ekledi: İbn Avn Rumlardan bir adamla mübarezede bulundu ve onu öldürdü. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avnın her gece okuduğu bir virdi [zikir ve duası] vardı. Şayet gece okumazsa onu gündüz tamamlardı. Bize Abdullah b. Mesleme b. Kaneb haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd haber verdi; dedi ki: İbn Avn şöyle dedi: “Üç şey vardır ki, onları hem kendim için hem de arkadaşlarım için severim.” Bu üç şeyi saydı; dedi ki: Birincisi, Kuran-ı Kerim okuma. İkincisi, Peygamberin sünnetini okuma. Üçüncüsü ise hayırlı bir iş hariç, sair zamanlarda insanlardan uzaklaşarak kendi nefsi ile uğraşan kimsedir. Abdullah b. Mesleme şöyle dedi: İbn Avn hakkında konuşurlarken şöyle dediklerini işittim: İbn Avn, Ebu Mesleme b. Kanebin bineğini görünce izin istemeksizin bindi. Yani ona duyduğu güvenden dolayı bunu yapıyordu. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Halid b. el-Haris anlattı; dedi ki: İbn Avn şöyle diyordu: “Süleym, Süleym! Ezher, Ezher!” [Ravi] dedi ki: Onlar onun ihtiyaçlarını kendisine çarşıdan satın alıyorlardı. Bize Ezher b. Belc haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne anlattı; dedi ki: İbn Avna, “Senin dirhemleri [parayı] sevdiğini görüyorum.” dedim. “Bana fayda sağlıyorlar da ondan.” dedi. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avnın yüzüğü gümüştendi. Kaşı da gümüşten olup üzerindeki nakışı ise Süleymanın mühürü idi. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avnın başında bir takke gördüm, yüksekliği yaklaşık bir karıştı. Yemen yapımı bir çeşit ketendendi. İbn Avnın, kalın ve sert elbiseler giydiğini gördüm. Yine izar üzerine bol bir elbise giyerek çarşıya çıktığını gördüm. Bazen ince ve boyanmış iki eski elbise giydiği de olurdu. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avn bıyıklarını kökünden kazımaz, normal bir şekilde kısaltırdı. Kulaklarına kadar inen bir saçı vardı. Şayet onu görmüş olsaydın, “Bu adam insanların arasına fazla girip çıkmayan bir kimsedir.” derdin. Bize Arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: İbn Avn izar giydiği zaman göbeği görünürdü. Bize Muaz b. Muaz el-Anberi haber verdi; dedi ki: İbn Avnın üzerinde yünden yapılmış ince ve güzel bir aba gördüm. Bazı arkadaşlarımız, “Bu aba da nedir ey İbn Avn?” dediler. “Bu İbn Ömerin abasıdır. Onu önce Enes b. Sirin giydi. Daha sonra Enesin mirası arasında satılınca ben onu satın aldım.” Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avnın ayakkabıları bir yerden bağlanırdı; fakat gevşek değildi. Dış elbiseleri ise sağlam ve dayanıklıydı. Elbiseleri ayaklarının üst kısmına kadar inerdi. Bize Amr b. el-Heysem Ebu Katan haber verdi; dedi ki: Abdullah b. Avnın bazı dişlerinin altınla kaplı olduğunu gördüm. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avn, Peygamberi görmeyi temenni ediyordu. Onu ancak vefatından az bir zaman önce rüyasında gördü. Buna oldukça çok seviniyordu. Evinde bulunan mescide inerken merdivenden düştü. Düşünce ayağı yaralandı, vefat edinceye kadar onu tedavi etmedi. Fiyatı 200 dirhem olan bir elbise ile kefenlendi. Çocukları bizimle pazarlık yapıp, “Biz bu elbiseyi bu fiyata satın almayız.” dediler. Bunun üzerine -halam olan- eşi, “Aradaki fark bana ait olsun, onu ben öderim.” dedi. Bekkar dedi ki: İbn Avn vefat ederken yüzü kıbleye karşı idi. Ruhu boğazına inip can çekişinceye kadar Allahı zikrediyordu. Halam, Ümmü Muhammed bt. Abdullah b. Muhammed b. Sirin bana, “İbn Avnın yanında Yasin suresini oku.” dedi. Ben de okudum. Ölüm anında İbn Avndan daha çok aklı başında olan birini görmedim. Karnı üzerinde bulunan bezi kaldırıp, “İşte böyle.” demekten başka bir şey söylemiyordu. Seher vakti vefat edince cenaze namazını kılma imkanımız olmadı. Onu musallanın mihrabına koyduk. Başında beklerken bizi uyuklama aldı. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: İbn Avn vefat ederken üzerinde 10.000 küsur borç vardı. Babama vasiyette bulunarak; borçları ödendikten sonra malının beşte birinin muhtaç olan ve olmayan akrabalarına verilmesini vasiyet etti. Bekkar dedi ki: İbn Avn hastalığında aslandan daha sabırlı idi. Yani ölünceye kadar herhangi bir hastalığından şikayet ettiğini görmedim. O, arkasında ne bir dirhem ne de bir dinar bıraktı. Geride bıraktığı şey sadece, el-Attarun bölgesinde bulunan bir ev ile el-Mirbed semtinde oturmakta olduğu evinden ibaretti. Bekkar dedi ki: İbn Avn 151 yılı Receb ayında, Ebu Caferin hilafeti zamanında vefat etti. Namazını, Ukbe b. Müslimin güvenlik sorumlusu Cemil b. Mahfuz el-Ezdi kıldırdı.
4061. İmran b. Müslim [İmran b. Müslim] el-Kasir. Rivayet ettiği hadisleri vardır.
4062. Abdülmümin b. Ebu Şüraa İbn Ömer ile karşılaşmış olup ondan hadis rivayet etmiştir. Rivayet ettiği hadislerin sayısı azdır.
4063. Galib Mihran et-Temmar Sikadır. Kendisinden Şube ve İsmail b. Uleyye hadis rivayet etmişlerdir.
4064. Abdülaziz b. Kureyr Abdülkays arasında yaşardı. İnşaallah sikadır. Kendisinden Süfyan ve Abdullah b. el-Mübarek hadis rivayet etmişlerdir.
4065. Kardeşi Abdülmelik b. Kureyr O da kardeşi Abdülazizden hadis rivayet etmiştir.
4066. el-Haccac el-Esved Ezdin el-Kasamil kolundandır. Rivayet ettiği hadisleri vardır.
4067. el-Haccac b. Ebu Osman [el-Haccac b. Ebu Osman] es-Savvaf. Künyesi Ebüs- Saltdır. İnşaallah sikadır.
4068. Abbad b. Mansur [Abbad b. Mansur] en-Naci. Basrada kadı idi. Hadis rivayetinde zayıf sayılıp münker bazı hadisler rivayet etmiştir.
4069. Havşeb b. Müslim Şal ve boyna örtülen şalımsı örtüler satardı. İnşaallah sikadır. Kendisinden Hişam b. Hassan hadis rivayet etmiştir.
4070. Hatim b. Ebu Sağire Künyesi Ebu Yunus el- Kuşeyri olup İnşaallah sikadır.
4071. Hüseyn b. Zekvan el-Muallim Sikadır.
4072. Kehmes b. el-Hasan el-Kaysi Sikadır.
4073. Hüseyn eş-Şehid Müzeynenin mevlası olup inşaallah sikadır.
4074. İmran b. Hudeyr es-Sedusi Sika olup çok sayıda hadis rivayeti vardır.
4075. Ebül-Mualla el-Attar İsmi Yahya b. Meymundur. Sika olup çok sayıda hadis rivayeti vardır.
4076. Galib b. Huttaf er-Rasibi Sikadır. Bize Abdülala b. Süleyman el-Abdi ez-Zerrad haber verdi; dedi ki: Galib el-Kattanın künyesi Ebu Seleme olup ama idi. Abdülkaysın arasında yaşardı. Onun Galib b. Huttaf olduğunu duydum.
4077. Hişam b. Hassan el-Kurdusi Ezd kabilesindendir. Kendisi ile Katade arasında yaş olarak yedi sene vardı. Bize Arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Said Ebu Kurreden, Muhammedin şöyle dediğini anlattı: Hişam, bizim ehl-i beyttendir. Yahya b. Said el-Kattan dedi ki: İbn Hişam 147 yılında vefat etti. İnşaallah sikadır. Çok sayıda hadis rivayeti vardır. Mekki b. İbrahim şöyle dedi: Hişam; 148 yılında Safer ayının ilk gününde vefat etti.
4078. Uyeyne b. Abdurrahman b. Cevşen el- Gatafani İnşaallah sikadır. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi; dedi ki: Uyeyne b. Abdurrahman ile Basrada, 148 yılında karşılaştım. Bana hadis yazdırdı.
4079. Ömer b. amir
4080. Salih b. Ebül-Ahdar Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Salih b. Ebül-Ahdara, “ez-Zühriden rivayet ettiğini işittin mi?” diye sordum. “Bir kısmını o bana rivayet etti; bir kısmını da ben ona okudum. Ama hangisinin hangisi olduğunu bilmiyorum.” dedi.
4081. Cerad b. Mücalid Kendisinden Şube hadis rivayet etmiştir.
4082. Ebu Hamza Şubenin kendisinden hadis rivayet ettiği kimsedir. Şubenin komşusu olup ismi Abdurrahman b. Abdullah idi.
4083. Amr b. Ubeyd b. Bab Beni Temimin mevlası olup künyesi Ebu Osmandır. Mutezili olup, ehl-i rey tarafıydı. Hadis rivayetinde fazla bir itibara sahip değildir. Hasan ve diğerlerinden çok sayıda hadis rivayetleri vardır. 144 yılında vefat etmiş olup, Mekkeye birkaç gecelik mesafede, Basra yolunda, Merran denilen yerde defnedildi.
4084. Said b. Ebu Arube Künyesi Ebün-Nadrdır. Ebu Arubenin ismi ise Mihrandır. Sika olup çok hadis rivayet etmiştir. Ömrünün sonlarına doğru zihninde karışıklık meydana gelmiştir. Abdülvehhab b. Atanın şöyle dediğini işittim: Said b. Ebu Arube ile 136 yılında oturdum. Said, 157 yılında vefat etti. Bir başkası ise şöyle dedi: Said; 156 yılında Ebu Caferin hilafeti sırasında vefat etti. Kureyş b. Enes dedi ki: Said b. Ebu Arube bana yemin ederek, kesinlikle Katadeden bir şey yazmadığını söyledi. Sadece Ebu Maşer bana [bir mektup] yazarak, kendisine Katadenin tefsirini yazmamı söyledi. “Benden yazmak istiyorsun!” dedi. İşte o zaman onunla birlikte olmaya devam ettim. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Hemmam bana dedi ki: Said b. Ebu Arube bana gelip, Katade tariki ile gelen avaşirül-kuranı benden istedi. Ben de ona, “Yazdırır sana gönderirim.” dedim. O da, “Hayır, mutlaka senin kitabını isterim.” dedi. Ben onun bu talebini kabul etmedim. Bunun üzerine bana birkaç kez geldi, fakat ben kitabı ona ödünç vermedim. Bize Affan haber verdi; dedi ki: Said b. Ebu Arube, Katadeden fazla duymadığı şeyleri rivayet ederdi. Yaptığı rivayetlerde, “Haddesena [Bize anlattı]” ifadesini kullanmazdı. Bize Ravh b. Ubade haber verdi; dedi ki: Said b. Ebu Arube insanlar arasında en çok hafızaya sahip olanı idi. Hadis rivayet ettiğinde böbürlenerek şöyle derdi: “O seni keskin hafızası ile havanda dövmüştür.” Ravh; bazı kimselerin şöyle dediğini zikretmiştir: “Onu sadece haddi aşma ile hatırlıyorum.”
4085. Esma b. Ubeyd Beni Dubaya arasında yaşardı. İnşaallah sikadır. Esmanın kız çocuğunun oğlu, [yani torunu] Said b. amirin şöyle dediğini işittim: Esma b. Ubeyd 141 yılında vefat etti.
4086. İsmail b. Müslim el-Mekki Künyesi Ebu İshaktır. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: İsmail b. Müslim Basralıdır. Fakat Mekkede senelerce kaldığı için o el-Mekki olarak bilindi. Basraya döndüğü vakit kendisine el-Mekki denildi. İsabetli görüşleri, fetvaları, sezgileri, hadis ezberi gibi meziyetleri vardı. İnsanlar meselelerini ondan ve Osman el-Bettiden sorarlardı. İsmail ve Yunus b. Ubeydin meclisleri birdi. Bu sebeple ben bu meclislerine gelir her ikisinin yanında otururdum. İsmailin dediklerini yazardım; ancak Yunustan yazmazdım. Bunun sebebi, İsmailin insanlar arasında tanınması ve fetvalar konusundaki şöhreti idi.
4087. Ebül-Eşheb İsmi, Cafer b. Hayyan el-Utarididir. İnşaallah sikadır. 165 yılında Mehdinin hilafeti sırasında Basrada vefat etti.
4088. Ebu Halde İsmi Halid b. Dinardır. Sika olup ileri yaşta vefat etmiştir.
4089. Ali b. Ali er-Rifai Bize el-Fadl b. Dükeyn ve Affan b. Müslim haber verdiler; dediler ki: Ali b. Ali er-Rifai Peygambere benzetilirdi.
4090. Ebu Hurre İsmi, Vasıl b. Abdurrahmandır. Zayıf bir raviydi. Ancak kendisinden hadis rivayet edilmiştir.
4091. Kardeşi Said b. Abdurrahman Kendisinden de hadis rivayet edilmiştir.
4092. Kurre b. Halid es-Sedusi Künyesi Ebu Halid olup sikadır.
4093. Sahr b. Cüveyriye Amr b. asımın şöyle dediğini işittim: Sahr, Ebu Nafi olarak künyelenirdi. Beni Temimin mevlasıdır. Sağlam ve sikadır. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Sahr, hadis rivayetinde Cüveyriyeden daha sağlam ve daha geniş bilgiye sahipti.
4094. Rebia b. Külsum b. Cebr Yaşlı olup, yanında bir takım hadisler vardı.
4095. Eşas b. Abdülmelik el-Humrani Künyesi Ebu Hanidir. Bize Muhammed b. Abdullah el- Ensari haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hurre anlattı; dedi ki: Hasan, el-Eşası gördüğü zaman, “Ey Ebu Hani! Getir bakayım, yanındakini getir.” derdi. Bize Muhammed b. Abdullah el- Ensari haber verdi; dedi ki: Şube dedi ki: Yunus fıkhi meselelerini el- Hasandan öğrendi. Hasanın da Eşastan aldığı söylenirdi. el-Eşasın ilminin çokluğuna gelince, onun kız kardeşi, Beni Minkarın mevlası olan Hafs b. Süleymanın hanımıydı. el-Eşas, onun kitaplarına bakardı. Hafs ise Hasanın sözlerini en iyi bilen kimse idi. Bize Muhammed b. Abdullah el- Ensari haber verdi; dedi ki: Bize el-Eşas anlattı; dedi ki: Bir mecliste toplantı halinde bulunuyorduk. Orada el-Betti, Sevvar, Davud, Avf, el-Eşas ve daha birçok kişi oturuyordu. Davud ile Avf arasında kaderle ilgili bir tartışma meydana geldi. Avf kader konusunu savunuyordu. Bu tartışma neticesinde her ikisi de bir birine saldırıya geçti. el-Eşas dedi ki: “Ben kalkıp Davudu kucakladım; Sevvar ise kalkıp Avfı kucakladı. Böylece ikisini birbirinden ayırdık.” el-Eşas, 146 yılında, Avftan önce vefat etti.
4096. el-Mübarek b. Fedale b. Ebu Ümeyye Ömer b. el-Hattabın mükatebe yoluyla mevlasıdır. 165 yılında, Mehdinin hilafeti zamanında vefat etti. Hadis konusunda zayıf sayılırdı. Affan b. Müslim ise onu sika kabul edip kendisinden hadis rivayet ediyordu.
4097. Kardeşi Abdurrahman b. Fedale Künyesi Ebu Ümeyyedir. Aynı zamanda kardeşi el- Mübarekten hadis rivayet etmiştir.
4098. er-Rebi b. Sabih Künyesi Ebu Hafstır. Sad b. Zeydümenat b. Temimin mevlasıdır. Deniz yoluyla Hindistana savaşa gitti. 160 yılında, Mehdi hilafetinin ilk sıralarında vefat etti. Orada deniz adalarından bir adaya defnedildi. Bunu, onunla birlikte bulunan Basra halkından bir yaşlı bana haber etti. Hadis rivayetinde zayıftı. es-Sevri ondan hadis rivayet etti. Affan ise onu terk ederek kendisinden hadis rivayet etmedi.
4099. es-Seri b. Yahya [es-Seri b. Yahya] b. İyas b. Harmele b. İyas eş-Şeybani. Künyesi Ebül-Heysemdir. Dedesi ise Ebu Katadeden rivayet eden Harmele b. İyasdır. Bize el-Abbas b. el-Fadl el-Ezrak haber verdi; dedi ki: Hemmam b. Yahya Katadeden, o Salih b. Ebül- Halilden, o Harmele b. İyastan, o Ebu Katadeden, o da Peygamberden şöyle dediğini rivayet etti: “Arefe gününün orucu iki seneye, aşure gününün orucu ise bir seneye denktir.”
4100. Yezid b. İbrahim et-Tüsteri Sağlam ve sikadır. Affan hadis rivayetlerini ondan yapardı. Bahileye gelip, Beni Sehme ait kabristanın yanına yerleşti.
4101. Cerir b. Hazim b. Zeyd el-Cehdami Ezd kabilesindendir. Künyesi Ebün-Nadr olup sika bir ravidir. Ancak ömrünün sonlarında zihni karışmıştır. Bize Vehb b. Cerir b. Hazim haber verdi; dedi ki: Babam 85 yılında, Abdülmelik b. Mervanın hilafeti zamanında doğdu. Vehb b. Süleyman b. Harb ise şöyle dedi: “Cerir, 170 yılında vefat etti.”
4102. Ebu Hilal er-Rasibi İsmi Muhammed b. Süleym olup, hadis rivayetinde zayıf sayılır. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Ebu Hilalin gözleri görmüyordu. Yanındaki kişinin kim olduğunu bilmeden hadis rivayet etmezdi. Dediler ki: Ebu Hilal; 165 yılında, Mehdinin hilafeti zamanında vefat etti.
4103. Hişam b. Ebu Hişam Künyesi Ebül-Mikdamdır. Ebu Hişamın ismi Ziyad olup, Osman b. Affanın mevlasıdır. Hişam, hadis rivayetinde zayıftı.
4104. Ukbe b. Ebüs-Sahba
4105. Ebu Akil ed-Devraki İsmi Beşir b. Ukbedir.
4106. el-Hasan b. Dinar Hadis rivayetinde zayıf sayılıp fazla bir itibarı yoktur. Muhammed b. İshak, Meafi b. İmran ve diğerleri ondan hadis rivayet etmişlerdir. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Hasan b. Dinar benden bir kitap ödünç istedi, ben vermedim. Şöyle dediğini işittim: “Söyleyeceğim söz, bunun çok daha ötesindedir. Kim yanındaki şeyi vermede cimrilik yaparsa, kınamayı ve günahı hak etmiştir. Biz o şeyi başkasının yanında bulduk.”
4107. es-Salt b. Dinar Hadis rivayetinde zayıf sayılıp fazla bir itibarı yoktur.
4108. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevai Ebu Abdullahın ismi Senber olup Beni Sedusun mevlasıdır. Hadiste sika ve sağlam olduğu gibi aynı zamanda hüccet idi. Ancak kadercilikle suçlanırdı. Bize Ubeydullah b. Muhammed b. Hafs et-Teymi haber verdi; dedi ki: Hişam ed-Destevai evde lambayı bulamadığı zaman yatağında mırıldanır dururdu. O vakit hanımı kendisine lambayı getirirdi. Hanımı kendisine niçin böyle davrandığını sorunca şöyle cevap verirdi: “Ben lambayı bulamadığım zaman kabir karanlığını hatırlıyorum da ondan.” Abdüssamed b. Abdülvaris dedi ki: Hişam, 152 yılında vefat etti. Zeyd b. el-Habbab dedi ki: Ben 153 yılında Hişamın yanına vardım. O bu tarihten sonra vefat etti.
4109. Süleyman b. el-Muğire el-Kaysi Künyesi Ebu Saiddir. Sika ve dürüst bir ravi idi. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Vüheybi şöyle derken işittim: Eyyub bize, “Süleyman b. Muğireden [hadis] alın.” derdi. Biz onun yanına bir taraftan gelirdik. Babası ise başka bir taraftan gelirdi. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bana Süleyman b. Muğire anlattı; dedi ki: Eyyub şöyle diyordu: Humeyd b. Hilalin rivayet ettiği hadisleri ezberleme konusunda Süleyman b. Muğireden daha iyi ezberleyen birisi yoktur.
4110. Mehdi b. Meymun el-Ezdi el-Muavilin mevlası olup künyesi Ebu Yahyadır. Bize Ubeydullah b. Muhammed el-Kureşi haber verdi; dedi ki: Meymun Kürt olup Yezid b. el-Mühellebin mevlasıdır. Mehdi sika bir ravidir. el-Mehdinin hilafeti zamanında vefat etti.
4111. Şube b. el-Haccac b. el-Verd Ezd kabilesindendir. Azat edilmek suretiyle Eşakırın mevlası olup, künyesi Ebu Bistamdır. Rivayet ettiği hadisleri vardır. Sika, dürüst ve sağlam bir ravi olup, aynı zamanda hüccetti. Şube, es-Sevriden on sene büyüktü. Bize el-Minhal b. Amr el-Kuşeyri haber verdi; dedi ki: Şubenin şöyle dediğini işittim: Vallahi kendimi şiir konusunda hadis rivayetinden daha sağlam görüyorum. Ebu Katan Amr b. el-Heysem dedi ki: Şube dedi ki: Hadisin beni ateşe koymasından duyduğum endişe kadar başka hiçbir şeyden endişe duymuyorum. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Şube anlattı; dedi ki: Annem bana, “Bak şurada bir kadın Peygamberden hadis rivayet ediyor. Git, sen de ondan hadis dinle.” dedi. Bunun üzerine ben o kadının yanına vardım. Ondan hadis işittim; sonra anneme gelip, “O kadından hadis dinledim.” dedim. Annem de bana, “Allah seni hesaba çekmesin!” dedi. Dediler ki: Şube, 160 yılının başlarında Basrada vefat etti. Vefatında 75 yaşındaydı.
4112. Cüveyriye b. Esma b. Ubeyd Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Cüveyriye b. Esma büyük bir ilim sahibiydi. Bize hadis yazdırmaktan çekinirdi. Bir adam kendisine gelip abdestsiz olarak Kuran okumanın hükmünü sordu. “Bu konuda benim yanımda bir şey yoktur.” dedi. Affan dedi ki: Ben ona, İbn Abbas, Ebu Hüreyre ve diğerlerin rivayet ettiği hadisleri anlattığımda, “Seni burada görmeyeyim!” dedi. Sonra bana hadis rivayet edip yazdırdı. Hadisleri bana yazdırdıktan sonra ben de oradan ayrılıp bir daha da yanına varmadım.
4113. Salih el-Mürri Abdurrahman b. Mehdi dedi ki: Ben Salih el-Mürriyi, Süfyan es-Sevriye zikrederdim. Süfyan es-Sevri ondan hoşlanmıyormuş gibi şöyle derdi: “Kıssalar, kıssalar!” Bir ihtiyacı çıktığında ihtiyacını erkenden görürdü. Bir gün erkenden çıkınca ben de onunla çıktım. Yolumuzu, Salih el-Mürrinin namaz kıldığı camiye doğru yaptım. “Ey Ebu Abdullah, bu camiye girip namaz kılalım.” dedim. Bunun üzerine camiye girip namaz kıldık. O gün Salihin camide oturma günüydü. Namaz kılındıktan sonra insanlar çoğaldı. Kalabalıktan yerimizden kalkamaz olduk. Salih konuşmaya başlayınca Süfyanın hüngür hüngür ağladığını gördüm. Salih konuşmasını bitirip kalkınca kendisine, “Ey Ebu Abdullah! Bu adamı nasıl gördün?” diye sordum. “Bu adam günahkar değil, bir toplumun uyarıcısıdır.” dedi.
4114. Hemmam b. Yahya Künyesi Ebu Abdullahtır. Ezd kabilesinden Beni Avzın mevlasıdır. Sika olup, bazen hadislerde yanlış yapardı.
4115. Selam b. Süleyman [Selam b. Süleyman] Ebül-Münzir. Müzeynenin mevlasıdır.
4116. Hammad b. Seleme Künyesi Ebu Selemedir. Babası Ebu Selemenin künyesi ise Ebu Sahradır. Beni Temimin mevlası olup Humeyd et- Tavilin kız kardeşinin oğludur. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Hammad b. Zeydin şöyle dediğini işittim: Biz geçmişte bir kimsenin yanına öğrenme niyetiyle gitmiyorduk. Ancak Hammad b. Seleme bundan müstesnadır. Bugün ise “Başkasına herhangi bir niyetle öğreten bir başkasına gitmeyiz.” diyoruz. Dediler ki: Hammad b. Seleme sika olup çok hadis rivayet etmiştir. Bazen münker hadis rivayet ettiği de olurdu. Bize Ebu Abdullah et-Temimi haber verdi; dedi ki: Bana Ebu Halid er-Razi haber verdi. O Hammad b. Selemeden şöyle dediğini rivayet etti: Ben henüz çocuk iken, İyas b. Muaviye iki elimden tutup şöyle dedi: “Bunu rivayet etmeyinceye kadar ölmeyeceksin! Bana gelince; ben bunu dayına, yani; Humeyd et-Tavile söyledim.” Gerçekten de rivayet edip ondan sonra öldü. Ebu Halid dedi ki: Ben Hammad b. Selemeye, “Sen mi bunu anlattın?” dedim. O da “Evet!” dedi.
4117. el-Kasım b. el-Fadl el-Huddani Künyesi Ebül-Muğiredir. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Kasım, Huddanlı olmayıp sonradan Huddana yerleşti. Kendisi aslen Ezd kabilesinin Luhayoğullarındandır. Hadiste sikadır.
4118. Sellam b. Miskin Künyesi Ebu Ravhtır. Yemende yaşayan bir kabileye mensup olup aslen Yemenlidir. Sikadır. Hammad b. Selemeden önce vefat etti.
4119. Süleyman el-Esved en-Naci Sonradan gelip Beni Naciye arasına yerleşmiştir. Beni Naciyeden midir, yoksa onların bir mevlası mıdır, bilmiyoruz. Hadis rivayetinde bulunurdu.
4120. Umare b. Zazan es-Saydelani Bize Humeyd b. Abdurrahman er-Rüasi haber verdi; dedi ki: Umarenin künyesi Ebu Selemedir.
4121. Abdülaziz b. Müslim 167 yılında, el-Mehdinin hilafeti zamanında vefat etti.
4122. Bahr b. Küneyz [Bahr b. Küneyz] es-Sakka el Bahili. Künyesi Ebül-Fadl olup hadis rivayetinde zayıf sayılırdı. 160 yılında el-Mehdinin hilafeti zamanında vefat etti.
4123. Eban b. Yezid el-Attar Affan dedi ki: Onun künyesi Ebu Yezid idi.
4124. Hazm b. Ebu Hazm el-Kutai 175 yılında vefat etti.
4125. Hüsam b. Misak [Hüsam b. Misak] b. Şeytan. Ezd kabilesinden olup hadis rivayetinde zayıftır.
4126. Ebül-Avvam el-Kattan İsmi, İmran b. Daverdir.
4127. el-Hasan b. Ebu Cafer el-Cüfri Ezd kabilesinin Beni Avz kolundandır. 160 yılında vefat etti.
4128. Seleme b. Alkame Davud b. Ebu Hind mescidinin imamıydı.
4129. Muaviye b. Abdülkerim ed-Dal Mekke yolunda kaybolduğu için kendisine [kayıp anlamına gelen] ed-Dal ismi verilmiştir.
4130. Osman b. Mıksem [Osman b. Mıksem] el-Bürri. Hadis rivayetinde önemli birisi değildir. Yaptığı rivayetler terk edilmiştir. el-Mehdinin hilafeti sırasında vefat etmiştir.
4131. Ebu Cüzey Nasr [Ebu Cüzey Nasr] b. Tarif. Hadis rivayetinde önemli birisi değildir. Yaptığı rivayetler terk edilmiştir.
4132. Ebu Ubeyde en-Naci Kabis b. Rebia en-Nacinin mevlasıdır. Beni Naciye arasında yaşardı. Daha sonra Beni Ukayl arasına yerleşti.
4133. Ubeydullah b. el-Hasan [Ubeydullah b. el-Hasan] b. el-Husayn b. Malik b. el-Haşhaş b. Cenab b. el-Haris b. Halef b. el-Haris b. Mücfir b. Kab b. el-Anber b. Amr b. Temim. Sevvar b. Abdullahtan sonra Basra kadılığı yaptı. Saygın, sika, akıllı bir kişiliğe sahipti.
4134. Hammad b. Zeyd b. Dirhem Künyesi Ebu İsmaildir. Osman taraftarı idi. Sika, sağlam ve hüccet olup çok sayıda hadis rivayet etmiştir. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Hazim Ebu Cerir b. Hazim vefat ettiğinde, Zeyd Ebu Hammad b. Zeyd onun kölesiydi. Hazimın iki çocuğu olan Yezid ve Cerir onu hürriyetine kavuşturdular. Bize Halid b. Hıdaş haber verdi; dedi ki: Hammad b. Zeyd, 98 yılında doğdu. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: “Annem, benim Ömer b. Abdülaziz döneminde doğduğumu iddia etti.” Hammad şöyle dedi: “Halam ise benim, Süleyman b. Abdülmelik döneminin sonlarında doğduğumu söyledi.” Bize Ubeydullah b. Ömer haber verdi. O da Hammad b. Zeydden şöyle dediğini rivayet etti: Hammad b. Ebu Süleyman Basraya yanımıza geldi. Eyyub onun yanına gelmedi, biz de ona gitmedik. Eyyub birinin yanına gitmeyince, biz de gitmezdik. Leys b. Ebu Süleyman yanımıza gelince, Eyyub onun yanına vardı, dolayısı ile biz de onun yanına vardık. Başkaları dedi ki: Eyyub vefat ettiği zaman Hammad b. Zeyd otuz dört yaşındaydı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Biz Amr b. Dinarın yanındaydık. Hammad dedi ki: Eyyub ve Ebu Amr b. Ala gelip Amr b. Dinardan bir kitap istediler. Onların ikisi daha önce işittikleri bir hadisle karşılaştıklarında onu almazlardı. Hammad dedi ki: Ben ise şöyle diyordum: “Bana şöyle şöyle rivayet olundu.” Bu sebeple onların terk ettikleri hadisi benden sorarlardı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Hammad b. Zeyd; beyaz, uzun ve yumuşak bir külah giyerdi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Hammad b. Zeyd, 179 yılında, Ramazan ayından on gece geçtikten sonra, Cuma günü vefat etti. Vefatında seksen bir yaşındaydı. Namazını, Müminlerin Emiri Harunun Basra valisi İshak b. Süleyman b. Ali el-Haşimi kıldırdı.
4135. Kardeşi Said b. Zeyd [Said b. Zeyd] b. Dirhem. Sika olup, kendisinden hadis rivayet edilmiştir. Kardeşi Hammad b. Zeydden önce vefat etmiştir.
4136. Vüheyb b. Halid b. Aclan Affan dedi ki: Vüheyb, Bahilenin mevlası olup künyesi Ebu Bekirdir. Halidin künyesi ise Ebu Gıbtadır. Vüheyb hapse girince gözleri ama oldu. Sika bir ravi olup çok sayıda hadis rivayet etmiş; aynı zamanda hüccettir. Ebu Avaneden daha fazla hadis ezberlemişti. Hadisleri ezbere yazdırıyordu. Vefat ettiğinde elli sekiz yaşındaydı.
4137. Ebu Avane İsmi, el-Vedah olup Yezid b. Atanın mevlasıdır. Sika ve dürüsttü. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Mehdi b. Meymun anlattı; dedi ki: Ebu Avaneyi; Halid b. Abdullah zamanında yüksek sesle [hadis] okuyan bir çocuk iken gördüm. Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Avane anlattı; dedi ki: Hasan b. Ebül-Hasanı, Arefe günü el-Maksureden çıkarak mescidin avlusunda oturduğunu ve insanların da onun etrafında oturduklarını gördüm. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Yezid b. Zürey anlattı; dedi ki: el-Cüreyri hadis rivayet ettiği zaman, Ebu Avaneyi kast ederek, “el-Vasıti gibi nazarımda iyi olan birisi var mıdır? el-Vasıti gibi nazarımda iyi olan birisi var mıdır?” derdi. Yezid dedi ki: el-Cüreyri daha sonra ona en iyi hurmayı hediye ederdi. Bize Musa b. İsmail, Ebu Avaneden haber verdi; dedi ki: el-Ameşin hanımına bir merkep verdim, ben geldiğim vakit el-Ameşin elinden tutar bana getirirdi. Bize Musa b. İsmail haber verdi. O da Ebu Avaneden şöyle dediğini rivayet etti: el-Ameşe, “Benim sana bir ihtiyacım var.” dedim. “İhtiyacın nedir?” diye sordu. “Eğer ihtiyacımı yerine getiremezsen bana kızmayacaksın.” dedim. “Sana kızıp kızmamam konusunda kalbim benim elimde değildir. Kızgınlığım tabi ki, sana açıktan veya gizliden zarar verebilir.” dedi. “Bana hadis yazdır.” dedim. O da, “Hayır, yazdırmam!” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Ebu Avane hadis rivayeti konusunda sakınarak bize hadis yazdırırdı. Öyle ki uzun bir hadisi çıkarır, onu ya okurdu veya yazdırırdı. Bize Musa b. İsmail haber verdi. O da Ebu Ubeyde el- Haddaddan şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Avane bana “İnsanlar benim hakkımda ne diyorlar?” diye sordu. Dedim ki: “Senin kitaptan rivayet ettiğin bütün hadisler ezberlenmiştir. Kitaptan rivayet etmediğin hadisler ise ezberlenmiş değildir.” diyorlar. Ebu Avane, “O halde beni bırakmazlar.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Ebu Avane bir takke [kalensüve] giyerdi. Bize Yahya b. Hammad haber verdi; dedi ki: Ebu Avane, 176 yılında, Harunun hilafeti zamanında, Cafer b. Süleymanın bize valilik yaptığı sırada vefat etti. Aslen Vasıt halkındandı. Daha sonra Basraya geçerek vefat edinceye kadar orada yaşadı.
4138. Cafer b. Süleyman ed-Dubai Beni Harişin mevlası olup künyesi Ebu Süleymandır. Hadis rivayetinde sika idi. Ancak hadis rivayetinde zayıf yanı vardı. Şia taraftarıydı. 178 yılında, Receb ayında vefat etti. Bunu, Ubeydullah b. Muhammed el-Kureşi ve başkaları zikretti.
4139. Nuh b. Kays et-Tahi Tahiyeoğullarına ait küçük bir pazar yerinde yaşardı.
4140. Abdülvahid b. Ziyad Künyesi Ebu Bişr olup es-Sekafi olarak bilinirdi. Abdülkaysın mevlası idi. Sika olup çok sayıda hadis rivayet etmiştir. 177 yılında, Harunun hilafeti zamanında vefat etti.
4141. Abdülvaris b. Said Künyesi Ebu Ubeydedir. Temimoğullarından Beni Anberin mevlası idi. Hadis rivayetinde sika ve hüccet sayılırdı. 180 yılında, Muharrem ayının başında, Harunun hilafeti zamanında vefat etti.
4142. Yezid b. Zürey Künyesi Ebu Muaviyedir. Sika ve hüccet bir ravi sayılıp çok sayıda hadis rivayet etmiştir. 182 yılında, Şevval ayında Basrada vefat etti. Osman taraftarıydı.
4143. Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sekafi Künyesi Ebu Muhammeddir. Sika olup hadis rivayetinde zayıf yanı vardı. Abdülvehhab 108 senesinde doğdu. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Vüheyb anlattı; dedi ki: Abdülmecid vefat ettiği zaman Eyyub – Abdülvehhabı kast ederek- bize, “Bu gençten ayrılmayın.” dedi. Dediler ki: Abdülvehhab 194 yılında, Muhammed b. Harunun hilafeti zamanında Basrada vefat etti.
4144. Bişr b. el-Mufaddal Künyesi Ebu İsmaildir. Beni Rekaşın mevlasıdır. Sika olup çok sayıda hadis rivayet etmiştir. Osman taraftarıydı. 186 yılında vefat etti.
4145. Abdülala b. Abdülala el-Kureşi Same b. Lüeyoğullarından olup Künyesi Ebu Hemmamdır. Hadis rivayetinde fazla kuvvetli değildi. 189 yılında vefat etti.
4146. Abbad b. Abbad b. Habib [Abbad b. Abbad b. Habib] b. el-Mühelleb b. Ebu Sufre el- Ateki. Ezd kabilesinden olup künyesi Ebu Muaviyedir. Tıp bilgisi ile tanınıyordu. Güzel bir görünüme sahipti. Hadis rivayetinde fazla kuvvetli değildi. 181 yılında, Harunun hilafeti zamanında vefat etti.
4147. el-Mutemir b. Süleyman et-Temimi Künyesi Ebu Muhammed olup sika idi. Bize Ahmed b. İbrahim b. Kesir el-Abdi haber verdi; dedi ki: Bana el-Abbas b. el-Velid b. Nasr el-Basri anlattı; dedi ki: Bana Abdülmelik b. Kureyb el-Esmai anlattı; dedi ki: Bana el-Mutemir b. Süleyman dedi ki: Babam bana, “Kendini 106 yılından itibaren say.” dedi. Yani el- Mutemir bu senede doğdu. Dediler ki: el-Mutemir; 187 yılında Harunun hilafeti zamanında Basrada vefat etti.
4148. Süfyan b. Habib
4149. Süleym b. Ahdar Abdullah b. Avn ile en çok beraber olan kişidir. Hadis rivayetinde sikadır. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Halid b. el-Haris anlattı; dedi ki: İbn Avn şöyle diyordu: “Süleym, Süleym; Ezher, Ezher.” Onlar kendisinin ihtiyacını çarşıdan satın alıyorlardı.
4150. Ömer b. Ali el-Mukaddemi Künyesi Ebu Hafs olup hadis rivayetinde sikadır. Aşırı bir şekilde tedlis yapardı. “İşittim ve bize anlattı.” derdi. Sonra susar, sonra “Hişam b. Urve el-Ameş.” derdi. Kendisinden Affan b. Müslim, Süleyman b. Harb ve başkaları hadis rivayet etmişlerdir. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Ömer b. Ali salih bir insandı. Tedlis yapmasının ötesinde hiç kimse ona karşı kin beslemezdi. Müdellis olması dışında başka bir kusuru yoktu. “Haddesena [Bize anlattı]” demedikçe, ben ondan hadis almazdım.
4151. Halid b. el-Haris el-Hüceymi Künyesi Ebu Osman olup sika bir ravidir. 186 yılında, Harunun hilafeti zamanında Basrada vefat etti.
4152. Arara b. el-Birind [Arara b. el-Birind] b. en-Numan b. Acele b. el-Efka b. Kezman b. el-Haris b. Harise b. Malik b. Sad b. Ubeyde b. el- Haris b. Same b. Lüey b. Galib b. Fihr b. Malik. Araranın künyesi Ebu Muhammeddir. 192 yılında, Cemaziyelahir veya Receb ayında, Harunun hilafeti zamanında seksen iki yaşında vefat etti.
4153. el-Hakem b. Sinan Hadis rivayetinde zayıftı. 190 yılında Harunun hilafeti zamanında vefat etti.
4154. Muhammed b. Ebu Adi Künyesi Ebu Amrdır. Ebu Adinin ismi ise İbrahimdir. Beni Süleymin mevlası olup hadis rivayetinde sikadır. 194 yılında Muhammed b. Harunun hilafeti zamanında Basrada vefat etti.
4155. Yusuf b. Halid b. Umeyr [Yusuf b. Halid b. Umeyr] es-Semti. Künyesi Ebu Halid olup Beni Kinaneden Sehl b. Sahr el-Leysinin mevlasıdır. Sehlin Peygamber ile sohbeti vardır. Onu, kitabın baş kısmında Peygamberin ashabı arasında zikrettik. Umeyri o azad etti. Yusuf b. Halid b. Umeyr, 120 yılında, Yusuf b. Ömer es-Sekafinin valiliğinde doğduğu için onun ismi ile isimlendirildi. İlim tahsil etmiş olup, Halid el-Hazza, Yunus b. Avn, Hişam ve onların tabakası ile karşılaştı. Ayrıca Kufe ehlinden; el-Ameş, İsmail b. Ebu Halid, Abdülmelik b. Ebu Süleyman ve diğerleriyle karşılaşmıştı. Yine; Musa b. Ukbe, Muhammed b. Aclan ve benzeri kimselerle karşılaştı. Akılcı ve isabetli görüşleri, fetvaları, kitapları ve şartları vardı. Görüşlerinden dolayı insanlar onun hadislerinden sakınırdı. Hadis rivayetinde zayıftı. Sakalından, görünüş ve zarafetinden dolayı kendisine [güzel ve zarif anlamında] es- Semti denilirdi. Yusufun Basrada içinde yaşadığı ev, Sehl b. Sahra aitti. Yusuf; 189 yılında, Receb ayında, doksan dokuz yaşında iken Basrada vefat etti.
4156. Yahya b. Said el-Kattan Künyesi Ebu Saiddir. Hadis rivayetinde sika, emin yüksek seviyeli bir ravi olup hüccet sayılırdı. Yahya dedi ki: Kufede el-Ameşin cenazesinde hazır bulundum. Süfyan bana Kufede, el-Ameşin cenazesinde, el-Ameşten, o da İbrahimden, o da Ömerden rivayet ederek deve kuşlarının yumurtası hakkında konuştu ve “Bu onun eski hadislerinden değildir.” dedi. Yahya b. Said el- Kattan 198 yılında Safer ayında, Abdullah b. Harunun hilafeti zamanında Basrada vefat etti.
4157. Muaz b. Muaz b. Nasr [Muaz b. Muaz b. Nasr] b. Hassan b. el-Hur b. Malik b. el- Haşhaş b. Cenab b. el-Haris b. Halef b. el-Haris b. Mücfir b. Kab b. el-Anber b. Amr b. Temim. Künyesi Ebül-Müsenna olup sika bir ravidir. Muaz, 119 yılında, Hişam b. Abdülmelikin hilafetinde doğdu. Emirül-Müminin Harun döneminde Basra kadılığı yaptı; daha sonra kadılıktan azledildi. Basrada, 196 yılında, Rebiülahir ayında, Muhammed b. Harunun hilafeti zamanında yetmiş yedi yaşında iken vefat etti. Namazını Muhammed b. Abbad b. Abbad el-Mühellebi kıldırdı. Muhammed b. Abbad o vakit Basranın hem imamı, hem de emiriydi.
4158. Safvan b. İsa ez-Zühri Künyesi Ebu Muhammed olup sika ve salih bir kimse idi. 200 yılında, Abdullah b. Harunun hilafeti zamanında Basrada vefat etti.
4159. Hammad b. Mesade Künyesi Ebu Said olup inşaallah sikadır. 202 yılında, Abdullah b. Harunun hilafeti zamanında Basrada vefat etti.
4160. Ezher b. Sad es-Semman Künyesi Ebu Bekir olup Bahilenin mevlasıdır. Hadis rivayetinde sikadır. Abdullah b. Avn ona tavsiyede bulunmuştur. Ezher vefat ettiğinde doksan dört yaşındaydı.
4161. Muhammed b. Seva b. el-Anber Said b. Ebu Arubeden hadis rivayet etti.
4162. Muhammed b. Abdullah b. el-Müsenna [Muhammed b. Abdullah b. el-Müsenna] b. Abdullah b. Enes b. Malik el-Ensari. Künyesi Ebu Abdullah olup dürüst bir kimsedir. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bana babam haber verdi; dedi ki: “Ey çocuğum! Sen Şevval ayında, 118 yılında, Hişam b. Abdülmelikin hilafeti zamanında doğdun.” Muhammed b. Abdullah el-Ensari, Muaz b. Muazdan sonra Basranın kadılığını yürüttü. Daha sonra Bağdata götürülerek Harunun hilafetinin son döneminde el-Avfiden sonra Mehdinin ordusunun başına geçti. Muhammed b. Harun hilafetin başına geçince, Muhammed b. Abdullah el- Ensariyi kadılıktan azletti. Onun yerine Avn b. Abdullah el- Mesudiyi getirdi. Muhammed b. Abdullah el-Ensariyi ise, İsmail b. Uleyyeden sonra, Mezalimin başına getirdi. Daha sonra onu ikinci kez Basranın kadılığına getirdi. Daha sonra Abdullah b. Harun onu kadılıktan azletti. Onun yerine Yahya b. Eksemi tayin etti. el-Ensari ise 215 yılında Receb ayında, vefat edinceye kadar Basrada kalarak hadis rivayetinde bulundu.
4163. Abdullah b. Davud el-Hemdani Kendisi Hemdanlıdır. Kufeden gelip Basra tarafında el- Huraybeye yerleşti. Sika bir ravi olup abid bir kimse idi. 213 yılı Şevval ayında, Abdullah b. Harunun hilafeti zamanında vefat etti.
4164. Ebu asım en-Nebil İsmi, ed-Dahhak b. Mahled eş-Şeybanidir. Sika bir ravi olup aynı zamanda fakih bir kimsedir. Ebu asım 212 yılında Zilhicce ayının 14. gecesinde, Abdullah b. Harunun hilafeti zamanında Basrada vefat etti.
4165. Abdullah b. Bekir [Abdullah b. Bekir] b. Habib es-Sehmi. Bahiledendir. Künyesi Ebu Vehb olup sika ve dürüst bir kimse idi. 208 yılı Muharrem ayında Bağdatta vefat etti.
4166. Muhammed b. Bekir [Muhammed b. Bekir] b. Osman el-Bürsani. Ezd kabilesindendir. Künyesi Ebu Abdullah olup sika bir ravidir. 203 yılı Zilhicce ayında, Abdullah b. Harunun hilafeti zamanında Basrada vefat etti.
4167. Gunder İsmi, Muhammed b. Cafer olup Hüzeylin mevlasıdır. İnşaallah sika bir ravidir. Gunder, 194 yılında Muhammed b. Harunun hilafeti zamanında Basrada vefat etti.
4168. Said b. amir el-Uceyfi Beni Dubaya arasında yaşamıştır. Künyesi Ebu Muhammed olup sika ve salih bir kimse idi. Affan dedi ki: Kendisinden zühdü yazardım. Said b. amir, 208 yılı Şevval ayında Basrada vefat etti.
4169. Ravh b. Ubade el-Kaysi Beni Kays b. Ebu Salebeye mensuptur. Künyesi Ebu Muhammed olup inşaallah sika bir ravidir.
4170. Osman b. Ömer [Osman b. Ömer] b. Faris. Sika bir ravidir.
4171. Bekkar b. Muhammed b. Abdullah [Bekkar b. Muhammed b. Abdullah] b. Muhammed b. Sirin. Bize Bekkar b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Ben, 130 yılı Receb ayında doğdum. Babam bana anlattı; dedi ki: “Muhammed b. Sirin beni hem kendi ismi ile isimlendirdi, hem de kendi künyesiyle künyelendirdi.” Diyorlardı ki: Bekkar o vakit altı yaşındaydı.
4172. Abbad b. Suheyb el-Küleybi Künyesi Ebu Bekirdir. İlim tahsilini yapmış ve insanlardan dinlemişti. Önceleri kaderciliği savunur, ona çağırırdı. Bu sebeple de hadisleri terk edildi. 212 yılı Şevval ayında, Abdullah b. Harunun hilafeti zamanında Basrada vefat etti. Namazını dönemin Basra valisi Tahir b. Ali b. Süleyman b. Ali el-Haşimi kıldırdı.
4173. Abdurrahman b. Mehdi Künyesi Ebu Saiddir. Sika bir ravi olup çok sayıda hadis rivayet etmiştir. 135 yılında doğdu. 198 yılı Cemaziyelahir ayında, Basrada altmış üç yaşında iken vefat etti.
4174. Vehb b. Cerir b. Hazim [Vehb b. Cerir b. Hazim] el-Cehdami. Ezd kabilesinden olup künyesi Ebül-Abbastır. Sika bir ravidir. Affan onu eleştirirdi. Vehb, hac dönüşünde, Basradan altı mil mesafede el- Menceşaniyye denilen yerde vefat ettı. Buradan alınıp Basraya getirildi ve orada defnedildi.
4175. Ebu Davud et-Tayalisi İsmi, Süleyman b. Davuddur. Çok sayıda hadis rivayet etmiş sika bir ravidir. Bazen yanlış yaptığı olurdu. 203 yılında, doksan iki yaşının içindeyken Basrada vefat etti. Namazını dönemin Basra valisi Yahya b. Abdullah b. Ömer b. el-Hasan b. Sehl kıldırdı.
4176. Behz b. Esed Künyesi Ebül-Esved olup Belamdandır. Sika bir ravi olup çok sayıda hadis rivayet etmiş; aynı zamanda hüccettir.
4177. Affan b. Müslim es-Saffar Künyesi Ebu Osman olup Azre b. Sabit el-Ensarinin mevlasıdır. Sika, sağlam ve hüccet bir ravi olup çok sayıda hadis rivayet etmiştir. 210 yılında Cemaziyelahir ayının 18. gecesinin bitiminde, Perşembe günü Affanın şöyle dediğini işittim: “Ben yetmiş altı yaşımın içindeyim.” Buna göre Affanın; 134 yılında doğmuş olması gerekir. 220 yılında Bağdatta vefat etmiş olup namazını asım b. Ali b. asım kıldı.
4178. Habban b. Hilal el-Bahili Künyesi Ebu Habibdir. Sika, sağlam ve hüccettir. Vefatından önce hadis rivayetinden imtina etmiştir. 216 yılı Ramazan ayında Basrada vefat etmiştir.
4179. Reyhan b. Said [Reyhan b. Said] b. el-Müsenna b. Leys b. Madan b. Zeyd b. Küzman b. el-Haris b. Harise b. Malik b. Sad b. Ubeyde b. el-Haris b. Same b. Lüey. Künyesi Ebu İsmedir. 203 veya 204 yılında Abdullah b. Harunun hilafeti zamanında Basrada vefat etti.
4180. Ebu Bekir el-Hanefi İsmi, Abdülkebir b. Abdülmeciddir. Sika bir ravidir. 204 yılında, Abdullah b. Harunun hilafeti zamanında Basrada vefat etti.
4181. Kardeşi Ubeydullah [Ubeydullah] b. Abdülmecid. Kendisinden hadis rivayet edilmiştir. İnşaallah sika bir ravidir.
4182. Ebu amir el-Akadi İsmi, Abdülmelik b. Amrdır. Kays b. Salebeoğullarının mevlasıdır. Sika bir ravi olup, 224 yılında Basrada vefat etti.
4183. Abdüssamed b. Abdülvaris [Abdüssamed b. Abdülvaris] b. Said et-Tennuri. Künyesi Ebu Sehldir. İnşaallah sikadır.
4184. Süleyman b. Harb el-Vaşihi Ezd kabilesine mensup olup künyesi Ebu Eyyubdur. Sika bir ravi olup çok sayıda hadis rivayet etmiştir. Mekkede kadılık yaptı. Daha sonra bu görevden azledilince Basraya döndü ve vefat edinceye kadar orada kaldı. 224 yılında, Rebiülahir ayının bitmesine dört gün kala, seksen dört yaşında vefat etti.
4185. Bişr b. Ömer ez-Zehrani Künyesi Ebu Muhammeddir. Sika bir ravi olup hadis rivayetlerini Malik b. Enesten yapardı. 209 yılı Şaban ayında Basrada vefat etti. Cenaze namazını dönemin Basra kadısı Yahya b. Eksem kıldırdı.
4186. Ebül-Velid et-Tayalisi İsmi, Hişam b. Abdülmeliktir. Hadis rivayetinde sika, hüccet ve sağlamdı. 227 yılı Rebiülevvel ayının başında, doksan dört yaşında Basrada vefat etti.
4187. el-Haccac b. el-Minhal el-Enmati Künyesi Ebu Muhammeddir. Sika bir ravi olup çok sayıda hadis rivayet etmiştir. 217 yılı Şevval ayının bitmesine beş gece kala Cumartesi günü Basrada vefat etti.
4188. İbrahim b. Ebu Süveyd Yanında Hammad b. Selemenin tasnifleri vardı. 224 yılında Basrada vefat etti.
4189. Ümeyye b. Halid el-Kaysi O, Ümeyye el-Esveddir.
4190. Hüdbe b. Halid el-Kaysi Künyesi Ebu Halid olup Ümeyye b. Halid el-Esvedin kardeşidir.
4191. Ubeydullah b. Muhammed b. Hafs [Ubeydullah b. Muhammed b. Hafs] et-Teymi. Kureyşli olup Ayşenin oğludur. Künyesi Ebu Abdurrahmandır. Hammad b. Selemenin tasniflerini duymuştur. 228 yılı Ramazan ayında Basrada vefat etmiştir.
4192. Sehl b. Bekkar
4193. İshak b. Ömer [İshak b. Ömer] b. Selit. Hammad b. Selemeden hadis rivayet etmiştir.
4194. Abdullah b. Mesleme [Abdullah b. Mesleme] b. Kaneb el-Harisi. Künyesi Ebu Abdurrahman olup abid ve fazıl bir kişi idi. Malik b. Enesin kitaplarını rivayet etti. Medine alimlerinden Abdülaziz ed- Deraverdi ve diğerlerinden hadis rivayet etmiştir.
4195. Selm b. Kuteybe Şube ve diğerlerinden hadis rivayet ederdi.
4196. Ravh b. Eslem Bahilenin mevlası olup künyesi Ebu Hatimdir. Hammad b. Seleme ve Şubeden rivayet ediyordu.
4197. Muhammed b. Sinan el-Avaki Hemmam b. Yahyadan hadis rivayet etmiştir.
4198. Abdullah b. Sinan el-Aveki
4199. Haremi b. Umare b. Ebu Hafsa
4200. Haremi b. Hafs el-Kasamil denilen yerde yaşardı. Şube ve Hammad b. Selemeden hadis rivayet ederdi.
4201. İbrahim b. Habib b. eş-Şehid
4202. İbrahim b. Yahya b. Humeyd et-Tavil
4203. Abdullah b. Yunus [Abdullah b. Yunus] b. Ubeyd. Yanında az sayıda hadis vardı.
4204. Davud b. Şebib Hammad b. Selemeden rivayet etmiştir.
4205. Ali b. Osman b. Abdülhamid b. Lahik Bişr b. el-Mufaddalın amcasının oğludur. 227 yılında Basrada, Beni Anberde bulunan evinde vefat etti.
4206. Abdurrahman b. el-Mübarek Ebu Bekir et- Tufavi Beni Abs arasında yaşardı.
4207. Müslim b. İbrahim Künyesi Ebu Amr olup Ezdin mevlasıdır. eş-Şehham olarak tanınırdı. Sika bir ravi olup çok sayıda hadis rivayet etmiştir. 222 yılı Safer ayında Basrada vefat etmiştir.
4208. Ebu Huzeyfe Musa b. Mesud [Ebu Huzeyfe Musa b. Mesud] en-Nehdi. Çok sayıda hadis rivayet etmiş olup inşaallah sika bir ravidir. İkrime b. Ammar, Züheyr b. Muhammed ve Süfyan es-Sevriden güzel rivayetler yapmıştır. Zikrettiklerine göre Ebu Huzeyfe Basraya geldiğinde Süfyan onun annesi ile evlenmiştir. Ebu Huzeyfe, 222 yılı Cemaziyelahir ayında Basrada vefat etmiştir.
4209. Yakup b. İshak el-Hadrami [Yakub b. İshak el-Hadrami] el-Mukri. Künyesi Ebu Muhammed olup hadis rivayetinde fazla güvenilen bir ravi değildi. Zikrettiklerine göre henüz baliğ olmadan, küçük yaşta iken karşılaştığı bazı kimselerden hadis rivayetinde bulunmuştur.
4210. Kardeşi Ahmed b. İshak el-Hadrami Künyesi Ebu İshak olup sika bir ravidir. Ahmed, kardeşi Yakubdan yaşça daha büyüktür. 211 yılı Ramazan ayında Basrada vefat etti.
4211. Amr b. Merzuk el-Bahili Sika bir ravi olup Şubeden çok sayıda hadis rivayet etmiştir. 224 yılı Safer ayında Basrada vefat etmiştir.
4212. Muhammed b. Arare [Muhammed b. Arare] b. el-Birind. Künyesi Ebu Ömerdir. Şube ve diğerlerinden hadis rivayetleri vardı. 213 yılı Şevval ayında yetmiş altı yaşında iken vefat etti.
4213. Arim b. el-Fadl es-Sedusi Künyesi Ebu Numandır. arim lakabı olup, asıl ismi ise Muhammed b. el-Fadldır. 224 yılı Rebiülevvel ayında Basrada vefat etti.
4214. el-Haccac b. Nusayr el-Fesatiti Hadis rivayetinde zayıftır.
4215. Amr b. asım el-Kilabi Künyesi Ebu Osman olup sika bir ravidir.
4216. Muhammed b. Kesir el-Abdi Süleyman b. Kesirin kardeşidir.
4217. Ebu Ömer el-Havdi İsmi Hafs b. Ömerdir. 225 yılında Cemaziyelahir ayının bitimine iki gece kala, Çarşamba günü Basrada vefat etti.
4218. Musa b. İsmail et-Tebuzeki Künyesi Ebu Selemedir. Sika bir ravi olup çok sayıda hadis rivayet etmiştir. 223 yılı Receb ayının on üçüncü gecesinde, Salı gecesi Basrada vefat etmiş ve Salı günü defnedilmiştir.
4219. Muhammed b. Abdullah er-Rekaşi
4220. el-Mualla b. Esed el-Ammi Behz b. Esedin kardeşidir. Künyesi Ebül-Heysem olup kendisi muallim [öğretmen] idi. 218 yılı Ramazan ayında Basrada vefat etti.
4221. Yahya b. Hammad b. Ebu Ziyad Künyesi Ebu Muhammeddir. Sika bir ravi olup çok sayıda hadis rivayet etmiştir. Ebu Avaneden hadis rivayetinde bulundu. Babası Hammad b. Ebu Ziyaddan da hadis rivayet etmiştir. Babası, Hasandan, İbn Sirinden ve Ata el- Horasaniden hadis rivayet etti. Onlara testi içerisinde yapılan salamura hakkında sordu.
4222. Abdülala b. Hammad en-Nersi
4223. Abbas b. el-Velid en-Nersi
4224. Abdullah b. Sevvar [Abdullah b. Sevvar] b. Abdullah el-Kadi. 228 yılında Basrada vefat etti.