"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
İslam Tarihi - İbnül Esir
Mesnevi Şerif - Mevlana
Peygamberler Tarihi
Tabakat - İbn Sad
Mitoloji
Diğer Kitaplar

1509. Abdullah b. Muti

[Abdullah b. Muti] b. el-Esved b. Harise b. Nadle b. Avf b. Abid b. Avic b. Adi b. Kab. Annesi, Ümmü Hişam amine bt. Ebül-Hıyardır. Ebül- Hıyarın ismi Abdüyalil b. Abdümenaf b. amir b. Avf b. Kab b. amir b. Leystir. Abdullah b. Mutiin İshak- soyu devam etmemiş- ve Yakup adlı çocuklarının annesi, Rayta bt. Abdullah b. Abdullah b. el-Velid b. el-Muğire b. Abdullah b. Ömer b. Mahzumdur. Abdullahın Muhammed ve İmran adındaki çocuklarının annesi, Ümmü Abdülmelik bt. Abdullah b. Halid b. Esid b. Ebül-as b. Ümeyyedir. Abdullahın İbrahim ve Büreyhe adındaki çocuklarının annesi ümmü veleddir. İsmail ve Zekeriyya adındaki çocuklarının annesi de ümmü veleddir. Fatıma adındaki kızının annesi, Ümmü Hakim bt. Abdullah b. Abdurrahman b. Zeyd b. el-Hattabdır. Ümmü Seleme ve Ümmü Hişamın annesi, Hıraş b. Ümeyye b. Rebia b. el-Fadl b. Munkız b. Afif b. Küleyb b. Hubşiyye b. Huzaanın kızıdır. Abdullah b. Muti, Peygamber döneminde doğmuştur. Ona ait mallar ve es-Sukya ile el-Ebva arasında “İbn Mutinin kuyusu” diye bilinen bir kuyusu vardı. İnsanlar o kuyuya gelirlerdi. Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Abdullah b. Nafi b. Sabit b. Abdullah b. ez-Zübeyr haber verdi; dedi ki: Bana el-Attaf b. Halid anlattı. O da Ümeyye b. Muhammed b. Abdullah b. Muti den şunu rivayet etti: Abdullah b. Muti, Yezid b. Muaviye fitnesi zamanlarında Medineden kaçmak istemişti. Bunu, Abdullah b. Ömer işitmiş; yanına gelerek, “Ey amcamın oğlu! Nereye gitmek istiyorsun?” diye sormuştu. Abdullah, “Ben onlara asla itaat etmem.” demişti. İbn Ömer, “Ey amcamın oğlu! Böyle yapma, ben şehadet ederim ki, Peygamberin şöyle dediğini işittim: “Kim biat etmeden ölürse Cahiliye ölümü ile ölmüş olur.” Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Cafer anlattı. O da Ebu Avndan şöyle dediğini rivayet etti: Hüseyn b. Ali, Medineden çıkıp Mekkeye gitmek isteyince bir kuyu kazmakta olan İbn Mutiin yanına uğradı. Abdullah ona, “Nereye gidiyorsun? Anam babam sana feda olsun!” dedi. Hüseyn Kufeye gitmek istediğini söyledi. Ona, taraftarlarının Kufeden kendisine mektup yazdığını söyledi. İbn Muti, “Babam ve anam sana feda olsun. Bizi faydalandır ve oraya gitme!” dedi. Hüseyn, bunu kabul etmeyince İbn Muti, “Şu kuyuyu büyütüp, hazırladım. Şu sıralar kova ile suyu çıkarma vakitleridir. Keşke dua etsen de bereketlense!” dedi. Hüseyn, “Onun suyundan bir miktar getir.” dedi. Kovadaki sudan getirdiler; ondan içti, sonra mazmaza yapıp içine bıraktı. Su tatlı oldu ve çoğaldı. Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O Abdullahtan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Hüseyn b. Ali, İbn Mutinin su çıkarmış olduğu kuyunun yanında iken ona uğradı. Hüseyn bineğinden indi; İbn Muti onu taşıdı ve sedirine oturttu. Sonra ona, “Anam babam sana feda olsun, kendini bize sakla! Vallahi şayet seni öldürürlerse şu insanlar bizi köle yaparlar.” dedi. Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İsmail b. İbrahim b. Abdurrahman b. Abdullah b. Ebu Rebi anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Yezid b. Muaviye, Harre günlerinde Medineye göndermek üzere asker toplayınca Abdullah b. Cafer b. Ebu Talib onunla konuşarak Medinelilere karşı onu sakinleştirdi ve “Onlarla birlikte sen de ölürsün.” dedi. Yezid b. Muaviye ona şöyle dedi: “Ben ilk orduyu gönderiyorum ve Medineye uğrayıp İbnüz-Zübeyre gitmelerini emrediyorum. Çünkü İbnüz-Zübeyr bize harp ilan etti. Medinede ona ulaşmak için bir yol bulacaklar; Medine ehli ile savaşmayacaklardır. Şayet Medineliler buna uyar ve itaat ederlerse onlara ilişmezler, İbnüz-Zübeyre geçerler. Ancak bundan yüz çevirirlerse onlarla savaşırlar.” Abdullah b. Cafer, “Ben bunu büyük bir rahatlama olarak gördüm.” demiştir. Abdullah b. Muti, İbrahim b. Nuaym en- Nahham ve Abdurrahman b. Abdullah b. Ebu Rebia olmak üzere Kureyşten üç gence yazdı. Medineliler işlerini bunlara havale etmişlerdi. Onlara bu durumu haber veriyor ve şöyle diyordu: “Geçmişi unutmayın. Selamet ve emniyeti ganimet olarak alın! Yezidin ordusuna karşı çıkmayın! Bırakın, sizi geçip gitsinler!” Onlar ise bunu kabul etmediler ve “Onun ordusu ebediyen buraya giremez.” dediler. Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Ebu Yahya anlattı. O da Said b. Ebu Hindden şöyle dediğini rivayet etti: Onlar işlerini bu işi yapmakta olan Abdullah b. Mutie havale ettiler. Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İsmail b. İbrahim b. Abdurrahman b. Abdullah b. Ebu Rebia anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Kureyşliler, aralarında emir seçmek için mücadele ettiler. Aralarında o gün yaş ve şeref sahipleri sayılmayacak kadar çoktu. Onlar, Abdullah b. Muti, İbrahim b. Nuaym, Muhammed b. Ebu Cehm ve Abdurrahman b. Abdullah b. Ebu Rebia idiler. Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İshak b. Yahya anlattı; dedi ki: Bana minberde Abdullah b. Mutii gören biri anlattı: Bu sırada Yezidin ordusunun öncüleri Mahid denen yerde idi. Askerler ise Zu Huşubda idiler. Abdullah minberde şöyle konuştu: “Ey insanlar! Allahtan korkun, işinizde ciddi olun. İhtilaf, kargaşa ve çekişmeden kaçının. Ölümü hatırlayın! Vallahi kimse için kaçış ve kurtuluş yeri yoktur. Vallahi bir insanın sevap ve hayrı umarak öldürülmeyi karşılaması, arkasını dönüp kaçarak öldürülmesinden daha hayırlıdr. Zannetmeyiniz ki, kavmin yanında da kalanlar olacak. Onlar için kendinizi feda edin. Çünkü onlar ölümden ikrah ediyorlar, sizin ikrah ettiğiniz gibi.” Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İshak b. Yahya b. Talha anlattı. O da İsa b. Talhadan şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah b. Mutie, “Şam ordusunun yeneceğini gördüğün halde, Harre günü nasıl kurtuldun?” diye sordum. Abdullah, “Biz, Şayet onlar bir ay bile kalsalar, bizden kimseyi öldürmezler. diyorduk. Bize karşı yapılanlar yapılıp da (orduyu) üzerimize sokunca ve insanlar da kaçınca, Haris b. Hişamın sözünü hatırladım: Eğer bir kimse ile savaşırsam öldürüleceğimi Ve düşmanımın mezarıma zarar vermeyeceğini öğrendim. Bunun üzerine hemen çekildim ve saklandım. Sonra İbnüz-Zübeyre iltihak ettim. Hayretler içinde kaldım ki, üç ay boyunca İbnüz-Zübeyre ulaşamamışlardı. Sonuçta onu dar bir yerde yakaladılar; mancınık diktiler ve başına türlü işler getirdiler. İbnüz-Zübeyr ile birlikte savaşıp, onu koruyacak kimse kalmamış, ancak az sayıda bazı kimseler ve Hariciler kalmıştı. Bizimle beraber Harre gününde 1.000 kişi vardı ve hepsi de güçlü insanlardı. Fakat bir gün, geceye kadar onları tutmaya güç yetiremedik.” Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İshak b. Yahya anlattı; dedi ki: İsa b. Talhadan şunu işittim; dedi ki: Abdülmelik b. Mervan, Abdullah b. Mutii zikrederek şöyle dedi: “Abdullah Harre günü, Müslim b. Ukbeden kurtuldu. Sonra Mekkede İbnüz-Zübeyre katıldı. Oradan da kurtuldu, Iraka katıldı. Her açıdan bize karşı kötü davrandı. Ancak benim görüşüm, onu ve kavmimden olan diğerlerini affetmektir. Onları affetmekle ancak nefsimi öldürmüş olurum. Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Musab b. Sabit anlattı. O da amir b. Abdullah b. ez-Zübeyrden şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah b. Muti, Abdullah b. ez-Zübeyrin emrinde idi. 64 senesi bitip 65. sene girdiğinde Mekkeliler, Abdullah b. ez-Zübeyre biat ettiler. İnsanların içinde en önce biat edenler de Abdullah b. Muti, Abdullah b. Safvan, el-Haris b. Abdullah b. Ebu Rebia ve Ubeyd b. Umeyr idi. Dışarıda olan kimselerden orada hazır olanlar da ona biat ettiler. Abdullah, Medineye el-Münzir b. ez-Zübeyri vali olarak atadı. Kufeye de Abdullah b. Mutii atadı. Basraya ise vali olarak el-Haris b. Abdullah b. Ebu Rebiayı atadı. Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Ebüz-Zinad anlattı. O Hişam b. Urveden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: el-Muhtar b. Ebu Ubeyd, Iraka gitmek için Abdullah b. ez-Zübeyre ısrarda bulundu. Abdullah ona izin verdi. O sırada Kufe valisi olan İbn Mutie, yanındaki el-Muhtarın durumunu anlattı. el-Muhtar, Kufeye gelince İbn Muti ile anlaşamadı. Açıktan İbnüz-Zübeyrin samimi dostu olduğunu gösteriyor, fakat gizliden onu ayıplıyordu. İnsanları İbnül- Hanefiyyeye [biat etmeye] çağırıyordu. Hatta insanları İbn Mutie karşı kışkırtıyor, kendine taraftar topluyordu. Büyük bir süvari birliğini toplamış, hatta onun süvari birliği, İbn Mutinin polis (güvenliği sağlayan) süvari birliğine saldırmış ve onları mağlup etmişti. İbn Muti de kaçtı. Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Yakup b. Utbe anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: İbnül-Mutie, el-Muhtarın Kufede rahatsızlık çıkardığı haber verildi. O da oraya İyas b. el-Mudarib el-İcliyi gönderdi. O, İbn Mutiin özel birliklerinin başındaydı. el-Muhtarı yakaladı, saraya götürdü. Taraftarları ve mevaliler yetişip onu ellerinden kurtardılar. İyas b. Mudarib öldürüldü ve arkadaşları hezimete uğradılar. Bunun üzerine İbn Muti polis teşkilatının başına Raşid b. İyas b. el-Mudaribi tayin etti. el-Muhtar, Haşebilerden birini bir birliğin başında ona karşı gönderdi. Onu öldürdü ve başı el- Muhtara getirildi. Abdullah b. el-Muti bunu görünce İbnüz-Zübeyre katılma konusunda kendisi ve malı için eman istedi. el-Muhtar ona izin verdi; İbnüz-Zübeyre katıldı. Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Cafer anlattı. O da Ümmü Bekir b. el-Misverden şöyle dediğini rivayet etti: İbn Muti eman almadan kaçtı; el-Muhtar da onu istemedi ve şöyle dedi: “Ben de İbnüz-Zübeyre itaat üzereyim. İbn Muti niye çıkıp gitti ki?” Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Riyah b. Müslim anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: İbn Muti, Ömer b. Sad b. Ebu Vakkasa şöyle dedi: “Hemedan ve Rey şehrini amcaoğlunun katline tercih ettin.” Ömer ise, “Bazı şeyler vardır, semadan hüküm verilmiştir. Ben amcamın oğluna olaydan önce uyarıda bulundum; kendisi kabul etmedi.” dedi. İbn Muti çıkıp el-Muhtardan kaçınca, el-Muhtar arkadaşları ile birlikte Ömer b. Sadın evine gitti, orada onu öldürdü. Ayrıca İbn Mutiin oğlunu da çok kötü bir şekilde katletti. Bize Muhammed b. Sad anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Yahya b. Abdullah b. Ebu Ferve anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: İbn Muti, Kufeden çıkınca el-Muhtar peşinden, İbnüz-Zübeyre onu kötüleyen ve ondan sakındıran şu mektubu yazdı: “Kufeye geldim, senin itaatindeyim. Ancak Abdullah b. Mutii Ümeyyeoğullarına yağcılık yaparken gördüm. Biatini boynumda bir sorumluluk olarak taşıdığımdan dolayı onu bu konuda ikna edemedim. O Kufeden ayrıldı, ancak ben ve benim tarafımda olanlar sana itaat etmeye devam ediyoruz.” İbn Muti ise, İbnüz-Zübeyre giderek durumun bunun tersi olduğunu haber verdi ve onun İbnül-Hanefiyyeye biate davet ettiğini söyledi. İbnüz-Zübeyr, onun dediğini kabul etmedi ve el-Muhtara şöyle bir mektup yazdı: “İbn Muti benim yanımda, senin onlardan uzak olduğun çok şeyler söyledi. Ancak ister istemez, insanların dediğinden dolayı kalpte şüpheler oluşmaktadır. Senin en iyi bilinen görüşüne dönüp geri gelirsen seni kabul eder, tasdik ederiz.” Abdullah b. ez-Zübeyr el-Muhtarı Kufeye vali olarak tayin etmekte karar kıldı. Dediler ki: Abdullah b. Muti, Abdullah b. ez-Zübeyrin katledilmesinden az önce vefat edinceye kadar Mekkede onunla birlikte oturdu.