Resulallahın ashabından sonra Peygamber hayatta iken doğanlar ve genellikle Ebu Bekir es-Sıddık, Ömer b. el-Hattab ve diğerlerinden rivayeti bulunanlar.
1413. Cübeyr b. el-Huveyris
[Cübeyr b. el-Huveyris] b. Nukayd b. Büceyr b. Abd b. Kusay b. Kilab. Annesi, Hüzeyl kabilesindendir. Cübeyr b. el-Huveyrisin Abdullah, Abdurrahman ve Hind adında çocukları olmuştur. Bunların annesi, ümmü veleddir. Cübeyr b. el-Huveyris, Peygamber hayatta iken dünyaya gelmiştir. Cübeyrin Peygamberi gördüğünü söylerler. Babası Mekkenin fethinde küfür üzere öldürülmüştür. Cübeyr b. el-Huveyris, Ebu Bekir ve Ömerden rivayette bulunmuştur. Bize Süfyan b. Uyeyne haber verdi. O İbnül-Münkedirden, o Said b. Abdurrahman b. Yerbudan, O da Cübeyr b. el-Huveyristen şunu rivayet etti: Ben, Ebu Bekiri Müzdelifedeki Kazeh denen mevkide şöyle derken işittim: “Ey}] insanlar, sabahlayın!” Sonra gitti, ben de ona bakıyorum uyluğu açılmıştı ve devesini hızlandırmak için asa ile vuruyor ve kendine doğru çekiyordu. Süfyan b. Uyeyne onun Said b. Abdurrahman b. Yerbu olduğunu söylemiştir. Bu, onun nesebi konusunda bir hatadır. O, Abdurrahman b. Said b. Yerbu el-Mahzumidir.
1414. Abdurrahman b. el-Haris
[Abdurrahman b. el-Haris] b. Hişam b. el-Muğire b. Abdullah b. Ömer b. Mahzum b. Yakaza b. Mürre. Annesi, Fatıma bt. el-Velid b. el-Muğire b. Abdullah b. Ömer b. Mahzumdur. Peygamberin vefatında on yaşlarında olan Abdurrahman, Ebu Muhammed diye künyelenirdi. Babası el-Haris b. Hişam, hicretin 18. senesinde Şamda Amvas taununda vefat etmiştir. el-Haris b. Hişamın vefatından sonra karısını ve aynı zamanda Abdurrahman b. el-Harisin annesi olan Fatıma bt. el-Velid b. el-Muğireyi Ömer b. el-Hattab nikahlamıştır. Bundan sonra Abdurrahman, Ömerin himayesine girmiştir. Abdurrahman, bu duruma atfen şöyle demekte idi: “Ömer b. el-Hattabdan daha hayırlı bir üvey baba görmedim.” Ömerden hadis rivayetinde de bulunmuş olan Abdurrahmanın Medinede büyük bir konağı bulunmaktaydı. Abdurrahman b. el-Haris, Muaviye b. Ebu Süfyanın halifeliği döneminde Medinede vefat etmiştir. Abdurrahman şerefli, cömert ve mert bir kişi idi. Ayşe ile birlikte Cemel vakasına katılmıştır. Ayşe onun hakkında şöyle derdi: “Abdurrahman b. el-Haris b. Hişam gibi Resulallahtan on çocuğum olup da evde oturmam, bana Basraya olan yolculuğumdan daha sevimli gelirdi.” Bize İsmail b. Abdullah b. Ebu Üveys el-Medeni haber verdi; dedi ki: Bana babam anlattı. O Yerbu ailesinden olan Ebu Bekir b. Osman el- Mahzumiden şunu rivayet etti: Abdurrahman b. el-Haris b. Hişamın ismi önceden İbrahim idi. Ömer b. el-Hattabın himayesine girdiğinde Peygamber adı taşıyanları farklı isimlerle değiştirmeyi isteyen Ömer, İbrahimin adını Abdurrahman olarak değiştirdi ve bugüne kadar öyle kaldı. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişamın önce Muhammed el-Ekber adında bir oğlu oldu; ancak Muhammedin çocuğu olmamış ve nesli devam etmemiştir. Abdurrahman, Muhammed ile künyelenirdi. Abdurrahmanın daha sonra kendisine “Kureyşin Rahibi” denilen Ebu Bekir adında bir oğlu olmuştur. Yine Ömer, Osman, İkrime, Halid, Muhammed el-Asğar, Hanteme adında çocukları dünyaya gelmiştir. Abdurrahmanın kızı Hantemenin sonraları, Abdullah b. ez-Zübeyrden çocuğu olmuştur. Ümmü Huceyn, Ümmü Hakim, Sevde ve Remle de Abdurrahmanın çocuklarından olup, bunların annesi; Fahite bt. İnebe] b. Süheyl b. Amr b. Abdüşems b. Abdüvüd b. Nasr b. Malik b. Hısl b. amir b. Lüeydir. Ayrıca çocukları arasında Ayyaş ve Abdullah var olup, Abdullahın soyu devam etmemiştir. Yine çocuklarından olan Ebu Seleme ve el-Haris çocukken vefat etmiş, nesilleri devam etmemiştir. Esma ve Muaviye b. Ebu Süfyan ile evlenen Ayşe de Abdurrahmanın çocuklarındandır. Yine çocuklarından Ümmü Said, Ümmü Külsum ve Ümmüz-Zübeyrin anneleri de Ümmül-Hasan bt. ez-Zübeyr b. el-Avvam b. Huveylid b. Esed b. Abdüluzza b. Kusaydır. Onun annesi ise, Ebu Bekir es-Sıddıkin kızı Esmadır. Abdurrahmanın çocuklarından, el-Muğire, Avf, Zeyneb, kız kardeşi Hantemeden sonra Abdullah b. ez-Zübeyr ile nikahlanmış ve ondan çocuğu olmuş olan Rayta, Fatıma ve Hafsanın annesi; Suda bt. Avf b. Harice b. Sinan b. Ebu Harise b. Mürre b. Nüşbe b. Gayz b. Mürredir. Abdurrahmanın çocuklarından el-Velid, Ebu Said, -Said b. el-as b. Said b. el-as ile evlenmiş olan- Ümmü Seleme ve Kureybenin annesi; Ümmü Resen bt. el-Haris b. Abdullah b. el-Husayn Zül-ğussa b. Yezid b. Şeddad b. Kanan b. Seleme b. Vehb b. Abdullah b. Rebia b. el-Haris b. Kabdır. Çocuklarından Seleme, Ubeydullah ve Hişamın anneleri ümmü veledlerdir. İsminin Meryem olduğu da söylenen çocuğu Zeynebin annesi ise; Meryem bt. Osman b. Affan b. Ebül-as b. Ümeyyedir.
1415. Abdurrahman b. el-Esved
[Abdurrahman b. el-Esved] b. Abduyeğus b. Vehb b. Abdümenaf b. Zühre. Annesi, Ümeyye bt. Nevfel b. Üheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilabdır. Abdurrahmanın iki çocuğu Muhammed ve Abdurrahmanın annesi; Emet bt. Abdullah b. Vehb b. Abdümenaf b. Zühredir. Abdullah adındaki diğer bir çocuğunun annesi ümmü veleddir. Ömer adındaki çocuğunun annesi de ümmü veleddir. Abdurrahman b. el-Esved, Ebu Bekir es-Sıddık ve Ömerden hadis rivayetinde bulunmuştur. Onun Medinede ashabül-garabil vel-kıbabın [elekçiler ve çadırcılar] yanında bir evi bulunmakta idi.
1416. Subayha b. el-Haris
Subayha b. el-Haris b. Cubeyle b. amir b. Kab b. Sad b. Teym b. Mürre. Annesi Huzaa kabilesinden Zeynep bt. Abdullah b. Saide b. Menşu b. Abd b. Habterdir. Subayha b. el-Harisin el-Eceş, Mabed, Abdullah elEkber, Zebine ve Ümmü Amr el-Kübra denen çocuklarının annesi; atike bt. Yamur b. Halid b. Maruf b. Sahr b. el-Mikyas b. Habterdir. Subayhanın Abdurrahman, -künyesi Ebül-Fadl olan- Abdullah el-Asğar ve Ümmü Amr es-Suğra denen çocuklarının annesi; Emet bt. Amrdır. Emetin babası Amr, Abdüluzza b. Dabin] b. Cabir b. Abdüluzza b. amire b. Amire b. Vedia b. el-Haris b. Fihrin oğludur. Çocuklarından Abdullah, Ümmü Salih, Ümmü Cemil ve Ümmü Ubeydin annesi; Hüzeyl kabilesinden Zeynep bt. Vehb b. Ebüt-Tevaimdir. Subayhanın diğer kızı Habibe, Kelb b. Avfoğullarından Mabed b. Urve ile evlenmiş ve ondan çocuğu olmuştur. Subayhanın en şerefli oğlu Abdurrahmandır. Onun Medinede Askabul-Akfasta (Kafesçiler mevkiinde) bir evi vardı. Subayhanın oğlu olan Abdurrahmanın Muhammed ve Musa adında çocukları olmuş olup anneleri; Hüzeyl kabilesinin Ebüt-Tevaim ailesinden Raşidin kızıdır. Ona, Ümmü Ali bt. Hilal b. Amr b. amir denmekte olup Hüzeyl kabilesinin Beni Hutayt kolundandır. Abdurrahmanın Sahr adındaki oğlunun annesi ise, Huzaa kabilesinden Ümmü Yahya bt. Cübeyr b. Amr b. Ebu Faiddir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Musa b. Muhammed b. İbrahim b. el-Haris et-Teymi haber verdi. O babasından, o Abdurrahman b. Subayha et-Teymiden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Bekir es-Sıddık bana, “Ey Subayha! Sen Umre yaptın mı?” diye sordu. Ben de yaptığımı söyledim. Bineğimi yaklaştırmamı söyledi. Ben de yaklaştırdım. Sonra onunla birlikte umreye çıktım. Subayha, Ebu Bekir ile olan bu seferinden çok şeyler anlatmıştır. Muhammed b. Ömer dedi ki: Ebu Bekir ile yolculuk yapan, Ondan hadis öğrenip rivayette bulunan kişinin Subayhanın oğlu Abdurrahman olduğu da söylenmiştir. Babasıyla beraber aynı yolculuğa çıkmış olmaları ve ondan bazı şeyleri beraber anlatmaları da olasıdır. Abdurrahman sika bir ravi olup rivayeti azdır.
1417. Niyar b. Mükrem el-Eslemi
Osman b. Affanın cenaze namazını kılan, onu defneden ve defin için kabrine giren dört kişiden biridir. Niyar, Ebu Bekir es-Sıddıkten hadis dinlemiştir. Sika bir ravi olup rivayeti azdır.
1418. Abdullah b. amir
[Abdullah b. amir] b. Rebia b. Malik b. amir b. Rebia b. Hucr b. Selaman b. Malik b. Rebia b. Rüfeyde b. Anz] b. Vail b. Hinb b. Efsa b. Dumi b. Cedile b. Esed b. Rebia b. Nizar. Bunlar, Ömer b. el-Hattabın babası olan el-Hattab b. Nüfeyl ile anlaşmalı idiler. Abdullahın künyesi Ebu Muhammeddir. Peygamber döneminde doğmuş olup, onun vefatında 5 -6 yaşlarında idi. Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize el-Leys b. Sad haber verdi. O da Muhammed b. Aclandan, o Abdullah b. amir b. Rebianın bir mevlasından, o da Abdullah b. amir b. Rebiadan şöyle dediğini rivayet etti: Ben daha küçük bir çocukken Peygamber bizim evimize gelmişti. Oyun oynamaya çıktığımda annem, “Abdullah buraya gel sana bir şey vereceğim.” dedi. Peygamber anneme ne vereceğini sordu? Annem de bir hurma vereceğini söyledi. Bunu üzerine Peygamber, “Eğer, vermezsen yalancı durumuna düşersin.” diyerek onu uyardı. Muhammed b. Ömer dedi ki: “Ben bu sözü yaşının küçüklüğünden dolayı Abdullah b. amirin Peygamberden duyup ezberlediğini tahmin etmiyorum. Onu Ebu Bekir, Ömer ve Osmandan duyup öğrenmiş; onlardan ve babasından rivayet etmiştir. Bize Süfyan b. Uyeyne haber verdi. O Ebüz-Zinaddan, o da Abdullah b. amir b. Rebiadan kendisinin iki halife Ebu Bekir ve Ömerin dönemine yetiştiğini ve onların iftira cezası olarak bir köleye 40 sopa vurduklarını rivayet etti. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Süfyan es-Sevriden, o Abdullah b. Zekvan Ebüz-Zinaddan, o da Abullah b. amir b. Rebiadan kendisinin Ebu Bekir, Ömer ve sonraki iki halifenin dönemine yetiştiğini onların köleye kazif cezası olarak 40 değnek vurduklarını rivayet etti. Muhammed b. Ömer dedi ki: Abdullah b. amir hicri 85 senesinde Abdülmelik b. Mervanın halifeliği döneminde Medinede vefat etti. Sika bir ravi olup, az hadis rivayetiyle bilinir.
1419. Ebu Cafer el-Ensari
İsmini bilmemekteyiz. Bize Muaviye ed-Darir haber verdi; dedi ki: Bize el-Ameş haber verdi. O Sabit b. Ubeydden], o da Ebu Cafer el-Ensarinin şöyle dediğini haber vermiştir: Ben Ebu Bekirin saç ve sakalını gördüm. Sanki seksek ağacının koru (cemrül-gada) gibi idi.
1420. Ebu Sehl es-Saidi
İsmini bilmemekteyiz. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Raşid haber verdi; dedi ki: Ben, Ensardan bir kişinin Mekhule, Ebu Sehl es-Saidinin Ebu Bekirin arkasında namaz kıldığını ve onun nasıl Kuran okuduğunu anlattığını işittim.
1421. Eslem
Ömer b. el-Hattabın mevlasıdır. Künyesi Ebu Zeyddir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Hişam b. Sad anlattı. O Zeyd b. Eslemden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. el-Hattab beni, el-Eşas b. Kaysın esir olarak getirildiği 12. senede satın almıştır. el-Eşası zincire vurulmuş olarak gördüm ve Ebu Bekirin kendisine “Sen şunları şunları yaptın!” diye azarladığını işittim. el- Eşastan işittiğim son söz şu oldu: “Ey Halife! Beni savaşların için sakla ve kız kardeşini bana nikahla.” Ebu Bekir ona bir şeyler verdi ve kız kardeşi Ferve bt. Ebu Kuhafeyi ona nikahladı. Ondan Muhammed b. el-Eşas dünyaya gelmiştir. Muhammed b. Ömer dedi ki: Eslem, yine Ebu Bekir es-Sıddıkten şunu rivayet etti: “İşte beni helake sürükleyen budur.” Eslem; Ömer, Osman ve başkalarından da rivayette bulunmuştur. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Üsame b. Zeyd b. Eslemi duydum; şöyle diyordu: Bizler Eşar kabilesindeniz; ancak Ömer b. el-Hattabın bize yaptıkları iyilikleri unutamayız. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Sebre anlattı. O Osman b. Ubeydullah b. Ebu Rafiden şöyle dediğini rivayet etti: Said b. el-Müseyyebe “Bana Ömerin mevlası Eslemi anlat, kimlerdendir?” diye sordum. O da, “Eslem, Bicave] bölgesinden bir habeşlidir” dedi. Osman b. Ubeydullah dedi ki: Babamın aynı şekilde, “Eslem, Bicave bölgesinden bir habeşlidir” dediğini duydum. Bize Man b. İsa haber verdi ; dedi ki: Bize Hişam b. Sad haber verdi. O Zeyd b. Eslemden rivayet ettiği bir hadiste; Ömerin mevlası Eslemin künyesinin Ebu Zeyd olduğunu rivayet etti. Ömerin mevlası Eslem, Abdülmelik b. Mervan döneminde Medinede vefat etmiştir.
1422. Hüney
Ömer b. el-Hattabın mevlasıdır. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Amr b. Umeyr b. Hüney anlattı. O babasından, o da dedesinden şunu rivayet etti: Ebu Bekir es-Sıddık, en-Naki denilen yerin dışında hiçbir yeri koruluk yapmadı ve Resulallahın, orayı gazaya çıkacak olan atların yayılmaları için koruluk yaptığını söyledi. Zekat develeri şayet çelimsiz olarak verilirse otlamaları için çobanları ile birlikte Rebezeye] gönderiyor ve orada herhangi bir yeri koruluk yapmıyordu. Kuyu sahiplerine de develerin su içmelerine engel olmamalarını, otlamaları için onlara izin vermelerini emrediyordu. Ancak Ömer b. el-Hattab halife olunca insanlar sayıca arttı. Onlardan bir kısmını Şama, bir kısmını Mısıra ve Iraka gönderdi ve Rebezeyi koruluk ilan etti. Beni de oraya bekçi tayin etti.
1423. Malik ed-Dar
Ömer b. el-Hattabın mevlasıdır. Malik ed-Dar ailesinin soyu, Himyerden Cüblana dayanmaktadır. Malik ed-Dar, Ebu Bekir es-Sıddık ve Ömerden (Allah her ikisine de rahmet etsin) hadis rivayetinde bulunmuştur. Kendisinden Ebu Salih es-Semman rivayette bulunmuştur. Maruf bir ravi olarak bilinmektedir.
1424. Ebu Kurre
Abdurrahman b. el-Haris b. Hişam b. el-Muğire el-Mahzuminin mevlasıdır. Sika bir ravidir. Rivayet etmiş olduğu hadis miktarı azdır. Bize Yezid b. Harun ve Muhammed b. İsmail b. Ebu Füdeyk haber verdiler; dediler ki: Bize İbn Ebu Zib haber verdi. O el-Haris b. Abdurrahmandan, o da Abdurrahman b. el-Haris b. Hişamın mevlası Ebu Kurreden şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Bekir es-Sıddık, [devlet gelirlerini] eşit şekilde paylaştırarak efendime verdiği payın aynısını bana da verdi. Muhammed b. İsmail b. Ebu Füdeyk, İbn Ebu Zibin şunu söylediğini aktarmıştır: “Ebu Kurrenin efendisi, kendisini azat eden kişi değil, Muharribeoğullarından bir başkasıdır.”
1425. Zübeyd b. es-Salt
[Zübeyd b. es-Salt] b. Madikerib b. Velia b. Şürahbil b. Muaviye b. Hucr el-Karid b. el-Haris el-Vellade b. Amr b. Muaviye b. el-Haris el- Ekber b. Muaviye b. Sevr b. Muratta b. Muaviye b. Kinde. O, Kindi b. Ufeyr b. Adi b. el-Haris b. Mürre b. Üded b. Zeyd b. Yeşcüb b. Arib b. Zeyd b. Kehlan b. Sebe b. Yeşcüb b. Yarub b. Kahtandır. Çok çocuk sahibi olduğundan dolayı kendisine, el-Harisin el-Vellade denilmiştir. Hucr, el- Karid olarak da isimlendirilmiştir. el-Karid onların dilinde “eli açık çok cömert kişi” anlamına gelir. el-Haris el-Vellade, akilü-l-mürar olan [çok acı bir bitkiyi yiyen] Hucr b. Amrın kardeşidir. Madikerib b. Velia b. Şürahbilin oğulları olan Mıhves, Mişrah, Cemd ve Ebdaa adındaki dört kral, Zübeyd ve Kesir b. es-Salt b. Madikerib b. Velianın amcalarıdır. Bunlar, el-Eşas b. Kays ile birlikte Peygambere gelmişler ve orada Müslüman olmuşlardır. Ancak beldelerine döndüklerinde irtidat etmiş ve en-Nüceyr gazvesinde öldürülmüşlerdir. Onlara kral olarak isim verilmesinin sebebi, her birisinin kendilerine ait bir vadiye sahip olmalarındandır. Es-Saltın oğulları Kesir, Zübeyd ve Abdurrahman Medineye hicret etmiş ve Cümah b. Amr b. Kureyşoğulları ile anlaşma yapmışlardır. Onların divanları ve [atıyye almaya] onlarla birlikte çağırılmaları Emirül-Müminin el-Mehdi] zamanına kadar devam etmiştir. Sonraları Halife el-Mehdi, onları Cümahoğullarından almış ve Abbas b. Abdullahın anlaşmalıları arasına dahil etmiştir. Onların [atıyye almaya] çağırılmaları Abbas b. Abdülmuttaliboğulları ile idi. Ancak aileleri Cümahoğulları ile birlikte idi. Bize Abdülmelik b. Amr Ebu amir el-Akadi haber verdi; dedi ki: Bize Ali b. el-Mübarek anlattı. O Yahya b. el-Kesirden şöyle dediğini rivayet etti: Bana Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban şunu rivayet etti: Zübeyd b. es-Salt, Ebu Bekir es-Sıddıkin “Bir hırsız yakaladıysam, Allahın onu gizlemesini isterdim.” derken işittiğini söylemiştir. Muhammed b. Ömer dedi ki: Zübeyd b. es-Salt, Ömer ve Osmandan hadis rivayetinde bulundu. Az hadis rivayet eden biridir.
1426. Kardeşi Kesir b. es-Salt
[Kesir b. es-Salt] b. Madikerib b. Velia b. Şürahbil b. Muaviye b. Hucr el-Karid b. el-Haris el-Vellade. Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Üveys haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. Bilal anlattı. O Ubeydullah b. Ömerden, o da Nafiden şunu rivayet etti: Kesir b. es-Saltın ismi önce Kalil idi. Ömer b. el-Hattab onu Kesir olarak değiştirdi. Muhammed b. Ömer, Kesir b. es-Saltın Peygamber zamanında doğduğunu; künyesinin Ebu Abdullah olup Ömer, Osman, Zeyd b. Sabit ve diğer bazı sahabilerden hadis rivayetinde bulunduğunu söylemiştir. Ayrıca onun şerefli ve ahlaklı bir kişi olduğunu ve Medinede, el-Musallada (Bayram namazlarının kılındığı yer) büyük bir evi olduğunu ifade etmiştir. Bayramlarda el-Musallanın kıblesi o eve bakıyordu. Evin kapısı da, Medinenin ortasında yer alan Bathan] vadisine doğru açılırdı. Kesir b. es-Saltın oğlu Muhammed b. Abdullah b. Kesir, seçkin, cömert, mert ve fakih birisi idi. Ebu Caferin] el-Hasan b. Zeyd b. el-Hasan b. Ali b. Ebu Talibi Medineye vali olarak görevlendirdiği dönemde Kesir, Medine kadısı olarak görevlendirildi. el-Mehdi halife olunca dönemin valisi olan Abdüssamed b. Aliyi görevden aldı ve Medineye Muhammed b. Kesir b. es-Saltı vali olarak tayin etti.
1427. Kardeşleri Abdurrahman b. es-Salt
Man b. İsa, Mahreme b. Bükeyr b. Abdullah b. el-Eşecden, o da babasından, o da kardeşi Abdurrahman b. es-Saltdan Kesir b. es-Saltın yaptığı bir işi bize haber vermiştir. Man b. İsa Abdurrahmanın başkasından hadis rivayet ettiğini bilmediğini söylemiştir.
1428. asım b. Ömer b. el-Hattab
[asım b. Ömer] b. el-Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza b. Riyah b. Kurt b. Rezah b. Adi b. Kab. Annesi, asım b. Sabit b. Kaysın kız kardeşi olan Cemiledir. asım, Ensardan Amr b. Avfoğullarından Ebül-Aklah b. İsme b. Malik b. Emet b. Dubaya b. Zeyddir. Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Üveys haber verdi. O Süleyman b. Bilalden, o Ubeydullah b. Ömerden, o da Nafiden şöyle dediğini rivayet etti: Peygamber, asımın annesinin asiye olan ismini “Hayır! bilakis sen Cemilesin.” diyerek değiştirmiştir. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Eyyubden,] o da Nafiden şunu rivayet etti: Ömer b. el-Hattab, asımın annesi olan hanımını boşadı. Kadın da Ömerin çocuğu için halife Ebu Bekire gidip şikayetçi oldu. Ebu Bekir, çocuğu annesine verdi. Bize Hafs b. Ömer el-Havdi haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme rivayet etti; dedi ki: Bize Katade ve Ubeydullah b. Ömer anlattılar. Onlar da Kasım b. Muhammedden şunu rivayet ettiler: Ömer b. el-Hattab, asımın annesi Cemileyi boşadı. Ninesi eş-Şemus gelerek torununu götürdü. Ömer, bir ata binmiş olarak gelip, “Oğlum! Oğlum” diye seslendi. Kendisine, çocuğu eş-Şemusun götürdüğünü söylediler. Ömer gitti ve kadına yetişti. Kadın çocuğu uylukları arasına sıkıştırmıştı. Halife Ebu Bekire şikayette bulunup davacı oldu. Ebu Bekir de çocuğun kadına verilmesine karar verdi. asım b. Ömerin, -kendisiyle künyelendiği- Ömer ve Ümmü Süfyan adlarındaki çocukları dünyaya gelmiştir. Bu ikisinin annesi Süfyan b. Uveyf b. Abdullah b. amir b. Cezime b. Hilal b. Teym b. amir b. Avf b. el-Haris b. Abdümenat b. Kinanenin kızıdır. asımın Ubeydullah, Süleyman ve Ümmü Seleme denen çocukları da olmuştur. Bunların annesi, Adi b. Kaboğullarından Ayşe bt. Muti b. el- Esved b. Harisedir. asımın Hafs adındaki diğer bir çocuğunun annesi, Sadireden Sidre bt. Yezid b. Sümeyr b. Hıraş b. Halef b. Habib b. Kab b. Vaildir. Sadire ise Mudar kabilesinden Zühl b. Tarif b. Halef b. Muharib b. Hasefe b. Kays Aylandır. asımın bir diğer kızı Hafsa ve Ümmü asım denen kızları ki, bu sonuncusu Ömer b. Abdülaziz b. Mervan b. el-Hakemin annesidir. Bu ikisinin annesi Ümmü Ammar bt. Süfyan b. Abdullah b. Rebia b. el-Haris b. Rebia b. el-Haris b. Hubeyyib b. el-Haris b. Malik b. Hutayt b. Cüşem b. Sakiftir. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize es-Sirri b. Yahya anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Sirin anlattı; dedi ki: İsmini verdiği falanca dedi ki: Ben asım b. Ömerin dışında insanlardan istemediği şeyi söylemeyen hiçbir insan görmedim. Bir gün bir adam onunla konuştuğunda asım ona şöyle dedi: Geçen geçmiştir, artık sen göremezsin. Zamanın sonuna kadar çocukluğunu… Bize Enes b. İyad Ebu Damre el-Leysi, haber verdi. O Ubeydullah b. Ömerden, o da Nafiden şunu rivayet etti: Abdullah b. Ömer, Mekkeye geldiğinde asım b. Ömerin vefat ettiğini öğrendi. Kabrine uğradı ve ona istiğfar edip dua etti. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Abdullah b. Nafiden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: asım b. Ömer vefat ettiğinde Abdullah b. Ömer yoktu. Geldiği zaman asımın çocuklarından birine, “Gel, bana babanın kabrini göster.” dedi. Beraber gittiler. Ona kabrini gösterdi. Abdullah ona istiğfar ve duada bulundu. Bize Hişam b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Cüveyriye b. Esma haber verdi. O da Nafiden şunu rivayet etti: Abdullah b. Ömer bir seferden döndü. asım b. Ömerin vefat ettiğini öğrendi. Kabrine gitti orada durup dua ve istiğfarda bulundu. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Vüheyb b. Halid anlattı; dedi ki: Bize Eyyub anlattı. O da Nafiden şunu rivayet etti: Abdullah b. Ömer, asım b. Ömerin vefatından üç gün sonra geldi ve “Bana kardeşimin kabrini gösterin.” dedi. Ona kabri gösterdiler; oraya gidip üzerine cenaze namazını kıldı. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize Eyyub haber verdi. O da Nafiden şunu rivayet etti: Abdullah b. Ömer, asımın vefatından üç günü sonra geldi. Kabrine uğradı ve namazını kıldı. Bize Mutarrif b. Abdullah el-Yesari haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. Ebu Hazim anlattı. O da Üsame b. Zeydden şöyle dediğini rivayet etti: asım b. Ömer vefat ettiğinde Abdullah b. Ömer yoktu. Geldiğinde “Beni kabrine götürün.” dedi. Oraya geldi, bir müddet durdu ve ona dua etti. Bize Abdullah b. Cafer er-Rakki haber verdi; dedi ki: Bize Ubeydullah b. Amr anlattı. O Mamerden, o Eyyubden, o Nafiden, o da İbn Ömerden şunu rivayet etti: İbn Ömer bir seferden dönmüştü. Kardeşi asım vefat etmiş ve defnedilmişti. Kabrine geldi ve namazını kıldı. Bize el-Fadl b. Dükeyn anlattı; dedi ki: Bize el-Umeri anlattı; dedi ki: Hocalarımızdan asım b. Ömerin bineğinden inmeden umre yapıp döndüğünü işittim. Bize el-Fadl b. Dükeyn anlattı; dedi ki: Bize el-Umeri anlattı. O asım b. Ubeydullahtan, o da ninesi Ayşe b. Mutiden şunu rivayet etti: asım b. Ömer sekerata girince onu hazırladılar. Asım, henüz zamanı gelmediğini söyledi. Biraz zaman geçince, “Yapacaksanız şimdi yapın.” dedi. Ravi dedi ki: Sonra yaptılar, kıbleye çevirdiler ve ruhunu teslim etti Allah ona rahmet etsin. Muhammed b. Ömer, asımın babası Ömerden hadis rivayet ettiğini ve Abdullah b. ez-Zübeyrin katlinden önce 70 yılında vefat ettiğini söylemiştir.
1429. Ubeydullah b. Ömer b. el-Hattab
[Ubeydullah b. Ömer b. el-Hattab] b. Nüfeyl b. Abdüluzza b. Riyah b. Kurt b. Rezah b. Adi b. Kab. Annesi, Huzaa kabilesinden Ümmü Külsum bt. Cervel b. Malik b. el- Müseyyeb b. Rebia b. Asram b. Dubeys b. Haram b. Hubşiyyedir. Ubeydullah b. Ömerin Ebu Bekir, Muhammed, Ömer ve Ümmü Osman denen çocukları olmuştur. Bunların annesi, Temimoğullarından Esma b. Utarid b. Hacib b. Zürare b. Udüs b. Zeyd b. Abdullah b. Darimdir. Ubeydullahın el-Hur adlı oğlunun annesi ümmü veleddir. Ümmü Abd denen kızının annesi, Tehlül bt. Yezid b. Amr b. Udüs b. Muaviye b. Ubade b. el-Bekkadır. Kızı Hafsanın annesi Ömer b. el-Hattabın kardeşi Yezid b. el-Hattab b. Nüfeylin kızı Esmadır. Ümmü Seleme denen kızının annesi Tehlül bt. Yeziddir. Ancak Esma bt. Utarid b. Hacib olduğunu söyleyenler de vardır. Ubeydullahın Ümmü Hakim denen kızının annesi ümmü veleddir. Ubeydullahın kızlarından biri ile Muhtar b. Ebu Ubeyd evlenmiş ve ondan iki çocuğu olmuştur. Bu kızın annesi de ümmü veleddir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Mamer ve Muhammed b. Ubeydullah anlattı. O ikisi ez-Zühriden, o da Said b. el-Müseyyebden şunu rivayet etti: Ömer öldürüldüğünde Abdurrahman b. Ebu Bekir: “Ben, Ebu Lülüe, Cüfeyne ve Hürmüzana el-Bakide uğramıştım. Birbirleriyle fısıldaşıyorlardı, aniden yanlarına gelince sıçradılar ve bir hançer yere düştü. Hançerin iki başı vardı ve kabzası ortasındaydı.” dedi. Ravi dedi ki: Ömerin öldürüldüğü hançere baktılar ve Abdurrahman b. Ebu Bekirin anlattığı şekilde olduğunu gördüler. Ubeydullah b. Ömer, Abdurrahmandan bunu işittiğinde kılıcını alıp gitti. Hürmüzanı “Atım rahatsızlandı, gel de bir bak.” diyerek çağırdı. Birlikte çıktılar, Ubeydullah biraz arkada kaldı. Hürmüzan öne geçince kılıcıyla ona vurdu. Ubeydullah dedi ki: Hürmüzan kılıcı hissedince, “Allahtan başka ilah olmadığına şehadet ederim.” diyerek şehadet getirdi. Ubeyd dedi ki: Cüfeyneyi çağırdım. O, el-Hire Hristiyanlarından bir Hristiyan idi.] Sad b. Ebu Vakkasın süt babasıydı. Medinede yazı öğretmeni idi. Ubeydullah dedi ki: “Ona kılıçla vurdum. Kılıcı hissedince gözlerinin arasında istavroz çıkardı.” Ubeydullah gitti ve Ebu Lülüenin kızını öldürdü. Halbuki kız Müslüman olduğunu iddia ediyordu. Ubeydullah, o sırada Medinede savaş esiri olan kimseyi bırakmayıp hepsini öldürmek istiyordu. Medineli ilk muhacirler toplandılar. Ubeydullahın yaptığını hiç hoş karşılamayıp esirlere karışmaması için onu engellediler. O da, “Vallahi ben, onları ve diğerlerini öldüreceğim.” diyerek bazı muhacirlere karşı çıktı. Amr b. el-as, Ubeydullah kılıcını kendisine verinceye kadar ona yumuşak davranmaya devam etti. Sad (b. Ebu Vakkas) ona geldi. Birbirlerinin başlarını tutarak çekmeye başladılar. İnsanlar aralarına girerek onları ayırdı. Osman (b. Affan) oraya doğru yöneldi. Bu durum kendisine biat edilmeden önce üç günlük şura süresi içerisinde meydana gelmişti. O, Ubeydullah b. Ömerin başından tuttu; Ubeydullah da Osmanın başından tuttu. Sonra insanlar, ikisinin arasını ayırdılar. O gün yeryüzü insanlar için karanlık oldu. Bu durum, insanların gönüllerine ağır geldi. İnsanlar, Ubeydullahın Cüfeyne, Hürmüzan ve Ebu Lülüenin kızını katletmesi sebebiyle bir cezalandırma olmasından korktular. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Musa b. Yakup anlattı. O Ebu Veczeden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Ubeydullahı, Osman ile münakaşa ederken ve Osmanın da ona şunları söylerken görmüştüm: “Allah senin canını alsın! Sen namaz kılan birini, bir çocuğu ve Resulallahın zimmetinde olan birini katlettin. Bu hususta doğru olan senin terk olunmayıp cezalandırılmandır.” [Ebu Veczenin babası] dedi ki: “Ben, Osman halife olunca, Ubeydullahı cezalandırmayıp bırakmasına hayret etmiştim. Ancak sonradan öğrendim ki, Amr b. el-as, bu konuda Osmana müracaat ederek onu görüşünden vazgeçirmiştir.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Cafer anlattı. O İbn Ebu Avndan, o da İmran b. Mennahtan şöyle dediğini rivayet etti: Sad (b. Ebu Vakkas), -Hürmüzan ve Ebu Lülüenin kızını öldürdüğünde- Ubeydullahın başından tutarak şu şiiri söyledi: Senin gibi kükreyen aslan kalmadı… Yerin aslanları senden dolayı yolunu şaşırdı… Bu şiir el-Haccac b. İlatın kardeşi Kilab b. İlatındır. Ubeydullah ise ona cevaben şöyle dedi: Bil ki ben, yutamadığın bir etim, Ama yerin haşerelerinden istediğin kadar ye! Amr b. el-as gelip ondan kılıcını alıncaya kadar Ubeydullah ile konuştu ve ona karşı yumuşak davrandı. Ubeydullah sonunda hapse atıldı, Osman halife olduğunda onu serbest bıraktı. Bize Muhammed b. Ömer, Utbe b. Cübeyreden O da asım b. Ömer b. Katadeden, o da Mahmud b. Lebidden şunu haber vermiştir: Ubeydullah o gün yabancılara kılıçla saldıran kızgın bir yırtıcı gibiydi. Sonunda hapse atıldı. Osmanın ona karşı tutumunu ve yaptığını görünce hilafete geçtiğinde onu öldüreceğini zannediyordum. Osman ve Sad, Peygamberin ashabından Ubeydullaha en çok kızanlardı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Kesir b. Zeyd anlattı. O da Muttalib b. Abdullah b. Hantabdan şöyle dediğini rivayet etti: Ali, Ubeydullaha “Ebu Lülüenin kızını öldürdüğünde suçu ne idi?” diye sordu. Ravi dedi ki: Bu konuda Osman ile istişare ettiklerinde Ali ve ashabın ileri gelenlerinin görüşü, Ubeydullahın katledilmesi yönünde idi. Ancak Amr b. el-as, Osman ile konuşarak Ubeydullahı serbest bırakması için onu ikna etti. Bu hususta Ali, “Şayet ben halife olsaydım ona kısas uygulardım.” diyordu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Hişam b. Sad anlattı; dedi ki: Bana İbn Abbasın mevlası İkrimeden işiten biri anlattı; dedi ki: Ali, müktedir olduğu takdirde, Ubeydullahın öldürülmesi gerektiği görüşündeydi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. Abdullah anlattı. O da ez-Zühriden şöyle dediğini rivayet etti: Osman, halife seçilince muhacir ve Ensarı çağırdı ve “Dinde bu kadar yanlışlık ve ayrılık yapan bu adamın katledilmesi hakkında bana bir yol gösterin.” dedi. Muhacir ve Ensar, onun öldürülmesi hakkında fikir birliğine vardılar. İnsanların büyük bir kısmı ise “Allah, Hürmüzan ve Cüfeyneye lanet etsin! Ubeydullahı babasının ardından öldürmek istiyorlar.” dediler. Bu konuda sözler çoğalınca, Amr b. el-as, “Ey Müminlerin Emiri! Bu olay sen halife olmadan önce oldu. Sen bunu bırak.” dedi. Bunun üzerine insanlar, Amr b. el-asın söyledikleri hususunda ayrılığa düştüler. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İbn Cüreyc şunu rivayet etti: Osman, Müslümanlarla istişare ettiğinde onlar, Ubeydullah b. Ömerin öldürülmemesi ve öldürülen ikisinin diyetinin alınması üzerine fikir birliğine vardılar. Onların ikisi Müslüman olmuşlardı ve Ömer onlara maaş bağlamıştı. Ali b. Ebu Talib, halife olup kendisine biat edilince, Ubeydullah b. Ömeri öldürmek istedi; ancak o, Muaviye b. Ebu Süfyanın yanına kaçtı. Onun yanında kaldı ve Sıffinde öldürüldü. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr anlattı; dedi ki: Amr b. Dinarın meclisinde konuşan ve sonradan adının Yezid b. Yezid b. Cabir olduğunu öğrendiğim Şamlı bir adamdan şunu söylediğini işittim: Muaviye, Ubeydullah b. Ömeri çağırdı, “Senin de gördüğün gibi Ali, müdafaa için Bekir b. Vaildedir. Sen de eş-Şehba [silahlı bölük] ile gitmek istemez misin?” dedi. O da “Evet!” diyerek bunu kabul etti. Sonra Ubeydullah, çadırına girdi ve silahını kuşandı. Ama Muaviye ile birlikte o hali üzere öldürülmekten korktu ve düşünceye daldı. Bir mevlası kendisine, “Babam sana feda olsun! Muaviye seni ölüme götürmektedir. Şayet zafer senin olursa o zaten sana gelir. Şayet öldürülürsen senden ve seni hatırlamaktan kurtulur. Benim söylediğimi kabul et ve bir mazeret ileri sür.” dedi. Ubeydullah, “Sana yazıklar olsun! Ne demek istediğini ben anladım.” dedi. Hanımı olan Bahriyye bt. Hani, “Ne oluyor? Seni hazırlanmış görüyorum!” dedi. O da, “Emirim eş-Şehba [silahlı bölük] ile yürümemi emretti.” dedi. Kadın, “Vallahi o tabut gibidir. Onu kim taşımışsa öldürülmüştür. Sen katledileceksin, bunu isteyen de Muaviyedir.” dedi. Ubeydullah, “Sus! Vallahi, senin kavminden pek çok kimseyi öldüreceğim.” dedi. Kadın, “Sen onları öldüremeyeceksin. Muaviye seni kandırdı. Senin değerin ve kıymetin ona ağır geldi. Bu durumu, senin hakkında Muaviye ve Amr b. el-as önceden planladılar. Sen, Ali ile birlikte olup evinde otursaydın daha hayırlı olurdu. Kardeşin böyle yaptı; o, senden daha hayırlıdır.” dedi. Ubeydullah gülerek, “Sus! Kavminden esirleri şu çadırının çevresinde göreceksin!” dedi. Karısı, “Vallahi! Sanki ben, bineğime binmiş kavmime doğru gidiyorum ve senin cesedini gömmek istiyor gibiyim. Sen kandırılmış birisin. Sen öyle bir kavimle savaşıyorsun ki, enseleri çok sert ve kalındır. Onların arasında Huysuz (el-Harun) vardır. Onlar, ona bir kavmin hilale baktıkları gibi bakarlar. Şayet yeme içmelerini terk etmelerini emrederlerse o kavim artık bir şeyden lezzet alamaz.” dedi. Ubeydullah, “Ayıplamayı bırak! Sana itaat edecek değiliz!” dedi. Bundan sonra Ubeydullah, Muaviyeye katıldı. Muaviye, eş-Şehbayı [silahlı bölüğü] ona bağladı. Onlar, 12.000 kişi idiler. Şamdan 8.000 kişi daha ona katıldı. Aralarında Himyerden Zül-Kila da vardı. Aliye doğru gidiyorlardı. Rebia, onları görünce kafileye yüklendiler ve mızrakları birbirilerine doğrulttular. Onları kandırıp fırsatını bulduklarında saldırdılar. Aralarında şiddetli çatışmalar oldu. Orada sadece kılıçlar ve sivriltilmiş şeylerinden [kazıklarından] başka şey yoktu. Ubeydullah ve Zül-Kila öldürüldü. Ubeydullahı, Ziyad b. Hasefe et-Teymi öldürdü. Muaviye, Ubeydullahın karısına “Keşke Ubeydullahın cesedi konusunda kavminle konuşsan.” dedi. Bunun üzerine Ubeydullahın karısı yanında kendisini koruyan birisi olduğu halde bineğine bindi ve kavminin yanına gelip nesebini söyledi. Kavmi, “Seni tanıdık. Merhaba, hoş geldin! Ne ihtiyacın vardır?” diye sordular. Kadın, “Şu öldürdüğünüz cesedi taşımama izin veriniz.” dedi. Bekir b. Vailoğullarından gençler hemen harekete geçerek cesedi katıra yükleyip, bağladılar. Daha sonra Ubeydullahın karısı, Muaviyenin ordusunun bulunduğu yere doğru yöneldi. Muaviye kadını bir tabutla karşıladı. Cesedi onun üzerine koydu, kabrini kazdı ve namazını kılarak onu defnetti. Peşinden de şöyle diyerek ağladı: “Farukun oğlu halifenize diri ve ölü olarak itaat yolunda öldürüldü. Ona rahmet okuyun. Umulur ki Allah, ona rahmet eder ve hayırda muvaffak eder.” dedi. [Ravi] dedi ki: Ubeydullahın karısı Bahriyye ağlarken Muaviyenin dedikleri ona ulaştığında şunları söyledi: “Sen çocuklarını yetim bırakmada ve nefsini ölüme sürüklemede acele ettin. Artık bundan sonra korku büyük işten dolayı Muaviyenindir.” Kadının bu şekildeki konuşması Muaviyeye ulaşınca Muaviye, Amr b. el-asa, “Kadının ne söylediğini işittin mi?” dedi ve kadının söylediğini ona haber verdi. Amr b. el-as, “Vallahi sen acayip birisin! İnsanların bir şey demesinden ne istiyorsun? Vallahi, onlar senden ve benden daha hayırlı olanlar hakkında da konuşmuşlardır. Senin hakkında mı konuşmayacaklar? Ey adam şayet her gördüğünü gizlemezsen üzüntü içerisinde kalırsın.” dedi. Muaviye, “Vallahi bu, babamdan bana miras kalan görüşümdür.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Nafi anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Ubeydullahın katli konusunda bize çelişkili haberler geldi. Birisi onu, Rebianın öldürdüğünü söyledi. Diğer biri onu Hemedandan bir şahsın öldürdüğünü söyledi. Bir başkası da Ammar b. Yasirin öldürdüğünü söyledi. Yine bir diğer kişi de Hanifeoğullarından bir şahsın öldürdüğünü söyledi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ömer b. Muhammed b. Ömer anlattı. O Abdullah b. Muhammed b. Akilden, O da el-Hasan b. Alinin mevlası Sad Ebül-Hasandan şöyle dediğini rivayet etti: Ben ve Hasan b. Ali, Hemedandan 50 kişi ile birlikte Sıffinde bir gece Aliye gitmek için yola çıkmıştık. Bu günümüz iki fırka arasındaki en şiddetli ve şerli gündü. Hemedandan Mezkur denen şaşı bir adama uğradık. Atının yularını öldürülmüş bir adamın ayağına bağlamıştı. Hasan b. Ali adamın önünde durdu, selam verdi ve “Sen kimsin?” diye sordu. Adam: “Hemedandan birisiyim.” dedi. Hasan: “Burada ne yapıyorsun?” dedi. Adam, “Arkadaşlarımı gece başında burada kaybettim, onların dönmesini bekliyorum.” dedi. Hasan, “Bu maktul kim?” diye sordu. Adam: “Bilmiyorum, ancak şu kadar var ki, bize karşı çok şiddetli idi- bize şiddetli saldırılar yapıyor- ve bu esnada Ben et-Tayyib b. et-Tayyibim (İyi oğlu iyiyim)! diyordu. Vurduğunda Ben Farukun oğluyum! diyordu. Allah onu, benim elimle öldürdü.” Hasan indi baktı ki o, Ubeydullah b. Ömerdir. Silahı da adamın elinde idi. Onu Aliye götürdü. Ali, Ubeydullahın eşyalarını ona ganimet olarak verdi ve 4000 dirhem de takviye etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize el-Hasan b. Umare haber verdi. O babasından, o da Ebu Rezinden şöyle dediğini rivayet etti: Ben mevlam ile Sıffinda idim. Gecenin dörtte biri geçtikten sonra Ali, insanları dolaşıyor onlara bir takım emirler ve yasaklar bildiriyordu. Cuma günü oldu ve karşılaşıp şiddetli bir şekilde savaştılar. Ammar b. Yasir ve Ubeydullah karşılaştılar. Ubeydullah, “Ben et-Tayyib b. et-Tayyibim (İyi oğlu iyiyim).” dedi. Ammar b. Yasir: “Sen el-Habis b. et-Tayyibsin (iyi oğlu kötüsün)” dedi. Ammar, onu katletti. Hadramilerden bir kişinin öldürdüğü de söylenmektedir. Muhammed b. Ömer kendisine el-Hasan b. Umarenin dışında birinin bundan farklı bir isnadla Ubeydullahın o gün, Ammarın kulağını kestiğini söylemiştir. Ancak Muhammed b. Ömer doğrusunun Ammarın kulağının Yemame harbinde kesilmiş olduğunu ifade etmiştir.
1430. Muhammed b. Rebia
[Muhammed b. Rebia] b. el-Haris b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf b. Kusay. Künyesi Ebu Hamzadır. Annesi, Cümane bt. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf b. Kusaydır. Muhammed b. Rebianın -kendisiyle künyelendiği- Hamza, el-Kasım, Humeyd, Abdullah el-Ekber adında çocukları olmuştur. Abdullah el-Ekber “aizullah” diye bilinmektedir. Annesi, Cüveyriye bt. Ebu Azzedir. Ebu Azze şair olup, Resulallah döneminde Uhudda hapsedilerek öldürülmüştür. Ebu Azzenin ismi Amr b. Abdullah b. Umeyr b. Üheyb b. Huzafe b. Cümahtır. Muhammed b. Rebianın Abdullah ve Cafer adında oğulları da olmuş ancak soyları devam etmemiştir. Ayrıca Haris, Osman, Ümmü Külsum, Ümmü Abdullah denen çocukları var olup bunların annesi Emetüllah bt. Adi b. el-Hıyar b. Adi b. Nevfel b. Abdümenaf b. Kusaydır. Ali ve Muhammed adındaki diğer çocuklarının annesi ümmü veleddir. Künyesi, Ümmü Abdullah olan bir kızı ve bir de ümmü veledden olan diğer bir kızı daha vardır. Resulallahın vefatında Muhammed b. Rebia 10 yaşından fazla idi. Peygamberden rivayetine şahit değiliz. Ömer b. el- Hattab ile karşılaşmış ve ondan rivayette bulunmuştur. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize İbn Ebu Zib haber verdi. O a Osman b. Ubeydullah b. Ebu Rafiden, o Abdurrahman b. el- Arecden, o da Muhammed b. Rebia b. el-Haristen şunu rivayet etti: Ömer b. el-Hattab, Muhammed b. Rebiayı Zülhuleyfede gördüğünde saçları çok uzamıştı. Muhammed dedi ki: “Ben devemin üzerinde idim ve hac yapmak istiyordum. Ömer, saçlarımı kısaltmamı emretti. Ben de kısalttım.” Muhammed b. Ömer, Abdurrahman el-Arecin Muhammed b. Rebia b. el-Harisin azatlı kölesi olduğunu söylemiştir.
1431. Abdullah b. Nevfel
[Abdullah b. Nevfel] b. el-Haris b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf b. Kusay. Annesi Duraybe] bt. Said b. el-Kaşibdir.] el-Kaşibin ismi, Cündüb b. Abdullah b. Rafi b. Nadle b. Mıhdab b. Sab b. Mübeşşir b. Dühman olup Ezd kabilesindendir. Annesi Sad b. Ebu Vakkasın teyzesi olan Ümmü Hakim bt. Süfyan b. Ümeyye b. Abdüşems b. Abdümenaftır. Sadın annesi de Hamne bt. Süfyan b. Ümeyye b. Abdüşemstir. {Abdullah b. Nevfelin Abdullah ve Muhammed adında çocukları olmuştur. Bu ikisinin annesi Halide bt. Muattib b. Ebu Leheb b. Abdülmuttalib b. Haşimdir. Abdullahın İshak, Ubeydullah, el-Fadl, Ümmül-Hakem, Ümmü Ebiha [Babasının annesi], Ümmü Said, Ümmü Cafer denen çocukları da olmuştur. Bunların annesi Ümmü Abdullah bt. Abbas b. Rebia b. el-Haris b. Abdülmuttalib b. Haşimdir. Abdullahın Abdurrahman adında bir oğlu daha olmuştur. Onun annesi, Muhammed b. Sayfi b. Ebu Rifaa b. aiz b. Abdullah b. Ömer b. Mahzumun kızıdır. Abdullahın Avn, Zuraybe, Halide, Ümmü Avn ve Hind adlı çocuklarının anneleri ise farklı ümmü veledlerdir.}] Abdullah b. Nevfel, Peygamber döneminde doğmuştur. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdülaziz b. Muhammed ve Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Sebre anlattı. O ikisi Osman b. Ömerden, o Ebül-Gaystan şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Hüreyreden şunu işittim; dedi ki: Muaviye b. Ebu Süfyan hicri 42. yılındaki ilk emirliği döneminde Medineye Mervan b. el-Hakemi vali olarak tayin etmiş, Mervan da Abdullah b. Nevfeli Medineye kadı olarak tayin etmişti. Ebu Hüreyre şunu da söylemiştir: “Benim İslamda gördüğüm ilk kadı budur.” Muhammed b. Ömer dedi ki: Arkadaşlarımız Abdullah b. Nevfel b. el- Harisin Mervan b. el-Hakemin Medinedeki ilk kadısı olduğunda fikir birliği etmişlerdir. Ancak onun ailesi, Abdullahın ve Beni Haşimden birinin Medinede kadı olarak görevlendirilmesini kabul etmezler. Ailesi, Abdullahın Muaviye b. Ebu Süfyanın zamanında vefat ettiğini söylemiştir. Muhammed b. Ömer, Abdullahın Muaviyeden sonra bir zaman daha yaşadığını ve Abdülmelik b. Mervan zamanında 84 senesinde vefat ettiğini söylemiştir.
1432. Ubeydullah b. Nevfel
[Ubeydullah b. Nevfel] b. el-Haris b. Abdülmuttalib b. Haşim. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme haber verdi; dedi ki: Bize Ali b. Zeyd b. Cüdan şunu rivayet etti: Ubeydullah b. Nevfel, Said b. Nevfel ve Muğire b. Nevfel, Kureyşin kurrasındandır. Bunlar, Cuma günü güneş doğduğu vakitte erken kalkarlar ve cumaya giderler; böylece Cuma günü duaların kabul edildiği saati bulmaya çalışırlardı. Ubeydullah b. Nevfel bir gün uyumuştu, kendisine bir şamar vuruldu ve “Senin murad ettiğin saat budur.” denildi. Başını kaldırdı. Gökyüzüne doğru yükselen bulut gibi bir şey gördü. Zaman da güneşin zevale meylettiği zamandı. Hammad, sırtına bir şamar yediğini söylemiştir.
1433. el-Muğire b. Nevfel
[el-Muğire b. Nevfel] b. el-Haris b. Abdülmuttalib b. Haşim. Annesi Duraybe bt. Said b. el-Kaşibdir. el-Kaşibin ismi, Cündüb b. Abdullah b. Rafi b. Nadle b. Mihdab b. Sab b. Mübeşşir b. Dühman olup Ezd kabilesindendir. el-Muğirenin çocuklarından Ebu Süfyanın soyu devam etmemiştir. Annesi amine bt. Ebu Süfyan b. el-Haris b. Abdülmuttalibdir. Çocuklarından Abdülmelik ve Abdülvahidin annesi ümmü veleddir. Said, Lut, İshak, Salih ve Abdurrahmanın anneleri farklı ümmü veledlerdir. Abdullah ve Avnın annesi ümmü veleddir. Ümame ve Ümmül-Muğirenin annesi de Beni Ukayldan Hümam b. Mutarrifin kızıdır. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O Ali b. Zeydden, o da Ali b. el-Hüseynden şunu rivayet etti: Kab, el-Muğire b. Nevfelin elini tutup “Bana kıyamet gününde şefaatçi ol.” dedi. O da elini çekti ve “Ben kim oluyorum ki? Ben ancak (sade) bir Müslüman kişiyim.” dedi. Kab, tekrar elini tuttu ve şiddetli bir şekilde dürterek şunu söyledi: “Muhammedin soyundan hiçbir mümin yoktur ki kıyamet gününde şefaatçi olmasın.” Sonra da “Sen bu hali böylece hatırlarsın.” dedi. Bize Halid b. Mahled haber verdi; dedi ki: Bana el-Hakem b. es-Salt el-Müezzin anlattı; dedi ki: Bana Abdülmelik b. el-Muğire b. Nevfel anlattı; dedi ki: Bana babam anlattı; dedi ki: Kab el-Ahbar benim elimi tuttu ve sıktı sonra da şunu söyledi. “Bunu kıyamet gününde beni hatırlaman için senin yanında saklıyorum.” dedi. O da “Senin için bundan ne hatırlayacağım?” dedi. O da “Nefsim yed-i kudretinde olan Allaha yemin ediyorum ki, Muhammed(s), kıyamet günü yakınlarından başlayarak şefaat edecektir.” dedi.
1434. Said b. Nevfel
[Said b. Nevfel] b. el-Haris b. Abdülmuttalib b. Haşim. Annesi Duraybe bt. Said b. el-Kaşibdir. el-Kaşibin ismi, Cündüb b. Abdullah b. Rafi b. Nadle b. Mihdab b. Sab b. Mübeşşir b. Dühman olup Ezd kabilesindendir. Said b. Nevfelin çocukları İshak el-Ekber, Hanzale, Velid, Süleyman, el- Eşas ve Ümmü Saiddir. Ümmü Saidin ismi Emedir. Anneleri Huzaa kabilesinin Hubşiyye kolundan Ümmül-Velid b. Hareşe b. el-Haris b. Malik b. el-Müseyyebdir. Diğer çocukları İshak el-Asğar, Yakub, Ümmü Abdullah ve Ümmü İshak ümmü veledlerin çocuklarıdır. Kızı Rukiyenin annesi, Ümmü Külsum bt. Cafer b. Ebu Süfyan b. el-Haris b. Abdülmuttalibdir. [Dedi k:] Said b. Nevfel fakih ve abid bir zattı.
1435. Abdullah b. el-Haris
[Abdullah b. el-Haris] b. Nevfel b. el-Haris b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf b. Kusay. Annesi, Hind bt. Ebu Süfyan b. Harb b. Ümeyye b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusaydır. Peygamber döneminde dünyaya gelmiştir. Annesi Hind bt. Ebu Süfyan onu, kız kardeşi ve aynı zamanda Peygamberin zevcesi olan Ümmü Habibe bt. Ebu Süfyan b. Harbin yanına götürdü. Peygamber Ümmü Habibenin yanına girince, “Bu kim Ey Ümmü Habibe?” diye sordu. O da “Bu senin amcan oğlu! Benim de kız kardeşimin oğludur. O, el-Haris b. Nevfel b. el-Haris b. Abdülmuttalib ve Hind bt. Ebu Süfyan b. Harbın oğludur.” dedi. Peygamber tükürüğü ile onun ağzına teberrük etti ve ona dua etti. Abdullah b. el-Harisin Abdullah ve Muhammed isminde çocukları vardır. Anneleri, Halide bt. Muattib b. Ebu Leheb b. Abdülmuttalibdir. Halidenin annesi de atike bt. Ebu Süfyan b. el-Haris b. Abdülmuttalibdir. Onun annesi de Ümmü Amr bt. el-Mukavvim b. Abdülmuttalibdir. İshak, Ubeydullah -O, el-Ürcüvandır [kırmızısı şiddetli olan]- Fadl, Ümmül- Hakem de onun çocuklarıdır. Ümmül-Hakemin Muhammed b. Aliden Yahya, Muhammed adında çocukları olmuş ve küçükken vefat etmişlerdir. aliye adında çocukları olmuştur. Ümmül-Hakemin babasının annesi Abdullahın kızıdır. Çocukları arasında Zeyneb, Ümmü Said ve Ümmü Cafer de vardır. Anneleri, Ümmü Abdullah bt. Abbas b. Rebia b. el-Haris b. Abdülmuttalibdir. Abdurrahman da onun çocuklarından olup annesi Muhammed b. Sayfi b. Ebu Rifaa b. abid] b. Abdullah b. Ömer b. Mahzumun kızıdır. Onun çocuklarından Avn, Duraybe ve Halidenin anneleri ümmü veleddir. Yine Abdullahın kızlarından Ümmü Amr ve Hindin anneleri de ümmü veleddir. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Amr haber verdi. O Ata b. Ebu Raşidden, o da Abdullah b. el-Haristen şunu rivayet etti: Abdullah, Osman döneminde Mekke valisiydi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi. O Süfyan b. Uyeyneden, o Abdülkerimden, o da Abdullah b. el-Haris b. Nevfelden şöyle dediğini rivayet etti: Babam beni Osmanın hilafeti döneminde evlendirdi. Peygamberin ashabından bazılarını çağırdı. Yaşlı bir ihtiyar olan Safvan b. Ümeyye de geldi ve orada Peygamberden şunu aktardı; dedi ki: “Eti, dişlerinizle kemirerek yiyiniz. Çünkü bu sıhhat ve afiyet için daha iyidir.” Yani daha iştah açıcı ve daha faydalıdır. Muhammed b. Ömer şunu söylemiştir: Abdullah b. el-Haris, Ebu Muhammed olarak künyelenmekteydi. Ömer b. el-Hattabın Cabiyedeki] hutbesini dinlemiştir. Osman b. Affan, Übey b. Kab, Huzeyfe b. el-Yeman, Abdullah b. Abbas ve babası Haris b. Nevfelden hadis işitmiştir. Çok hadis rivayet eden sika bir ravidir. Abdullah b. el-Haris babası ile birlikte Basraya göç etmiş ve orada ev yapmışlardır. “Bebbe [semiz çocuk] diye bir lakabı vardı. Mesud b. Amrın [öldülmesiyle sonuçlanan olayların] günlerinde Ubeydullah b. Ziyad Basradan çıkınca insanlar aralarında anlaşmazlığa düştüler. Kabileler ve aşiretler birbirlerini toplantıya çağırdı. Abdullah b. el-Haris b. Nevfelin, namazları kıldırması ve feylerin [toplanıp dağıtılmasını] üstlenmesine karar kıldılar. Abdullah b. ez-Zübeyre de ondan memnun olduklarını ilettiler. Abdullah b. ez-Zübeyr, onun Basradaki bu görevinini kabul etti. Abdullah b. el-Haris b. Nevfel minbere çıktı. İnsanların Abdullah b. ez-Zübeyre biatı devam ediyordu. Hatta Abdullah b. el-Haris orada uyuyakaldı. İnsanlar, onunla uyurken biatleştiler. Sühaym b. Vesil el-Yerbui dedi ki: Uyanık olarak biat ettim ve biatımı tamamladım. Ben biat ederken “Bebbe” uyuyordu. Abdullah b. el-Haris, Basrada Abdullah b. ez-Zübeyrin valisi olarak bir sene kaldı. Sonra onu görevden azlederek yerine el-Haris b. Abdullah b. Ebu Rebia el-Mahzumiyi görevlendirdi. Abdullah b. el-Haris oradan ayrılıp Umana gitti ve orada vefat etti.
1436. Süleyman b. Ebu Hasme
[Süleyman b. Ebu Hasme] b. Huzeyfe b. Ganim b. amir b. Abdullah b. Abid b. Avic b. Adi b. Kab. Annesi, eş-Şifa bt. Abdullah b. Abdüşems b. Halef b. Saddad b. Abdullah b. Kurt b. Rezah b. Adi b. Kabdır. Süleyman b. Ebu Hasmenin çocukları; Ebu Bekir, İkrime ve Muhammedin anneleri Emetüllah bt. el-Müseyyeb b. Sayfi b. abid b. Abdullah b. Amr b. Mahzumdur. Diğer çocuğu Osmanın] annesi, Meymune bt. Kays b. Rebia b. Riban b. Hursan b. Nasr b. Amr b. Salebe b. Kinane b. Amr b. Kayn b. Fehmdir. Süleyman b. Hasme, Peygamber döneminde dünyaya gelmiştir. Ömer b. el-Hattab döneminde [yetişkin] bir adamdı. Ömer, ona kadınlara imamlık yapmasını emretmiştir. Ömerden hadis işitmiştir. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. Hişam b. Urve haber verdi. O da babasından şunu rivayet etti: Süleyman b. Hasme, Ömer döneminde Ramazanda kadınlara imamlık yapardı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Musa b. Muhammed b. İbrahim anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti. Ayrıca bana Süleyman b. Bilal anlattı. O Yahya b. Saidden, o Muhammed b. İbrahimden, o Ebu Bekir b. Süleyman b. Ebu Hasmeden şunu rivayet etti: Ömer b. el-Hattab, Süleymana kadınlara imamlık yapması için emir verdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İbn Ebu Sebre haber verdi. O da Ömer b. Abdullah el-Ansiden şunu rivayet etti: Übey b. Kab ve Temim ed-Dari Peygamberin makamında duruyorlardı. Erkeklere namaz kıldırıyorlardı. Süleyman b. Ebu Hasme de kadınlara Mescidin avlusunda namaz kıldırıyordu. Osman b. Affan gelince kadın ve erkekleri tek imam altında birleştirdi: O da Süleyman b. Ebu Hasme idi. Süleyman, kadınlara, erkekler Mescidden gidinceye kadar ayrılmamalarını emrediyor; onlar gidince kadınları salıveriyordu.
1437. Rebia b. Abdullah
[Rebia b. Abdullah] b. el-Hüdeyr b. Abdüluzza b. amir b. el-Haris b. Harise b. Sad b. Teym b. Mürre. Annesi, Sümeyye bt. Kays b. el-Haris b. Nadle b. Avf b. Abid b. Avic b. Adi b. Kabdır. Rebia b. Abdullahın çocuklarından Abdullah ve Ümmü Cemil, bir ümmü veleddendir. Abdurrahman, Osman, Harun, İsa, Musa, Yahya, Salih ise farklı ümmü veledlerdendir. Rebia b. Abdullah b. el-Hüdeyr, Peygamber döneminde dünyaya gelmiştir. Ebu Bekir ve Ömerden hadis rivayetinde bulunmuştur. Sika olup az hadis rivayet etmiştir. Bize Süfyan b. Uyeyne haber verdi. O İbnül-Münkedirden, o da Rebia b. Abdullah b. el-Hüdeyrden şunu rivayet etti: Ben, Ömer b. el-Hattabı Zeynep bt. Cahşın cenazesini insanların önüne çıkarırken gördüm.
1438. Kardeşi el-Münkedir b. Abdullah
[el-Münkedir b. Abdullah] b. el-Hüdeyr b. Abdüluzza b. amir b. el-Haris b. Harise b. Sad b. Temim b. Mürre. Annesi Sümeyye bt. Kays b. el-Haris b. Nadle b. Avf b. Abid b. Avic b. Adi b. Kabdır. el-Münkedir b. Abdullahın Ubeydullah ve Ümmü Ubeydullah denen çocukları olmuştur. Anneleri, Zühreoğullarından Sade bt. Ubeydullah b. Abdullah b. Abdullah b. Şihabdır. Haccac b. Muhammed, Ebu Maşerden şunu rivayet etti: el-Münkedir b. Abdullah, Ayşenin yanına gelmişti. Ayşe, çocuğunun olup olmadığını sordu? O da, “Hayır!” dedi. Ayşe, “Keşke 10.000 dirhemim olsaydı da sana verseydim.” dedi. el-Münkedir dedi ki: Akşam olmadan Muaviye, Ayşeye mal gönderdi. Ayşe, “Ne kadar da çabuk imtihan olundum!” dedi ve el-Münkedire 10.000 dirhem gönderdi. el-Münkedir bu parayla bir cariye satın aldı. İşte bu cariye, oğulları Muhammed, Ömer ve Ebu Bekirin annesidir.
1439. Abdullah b. Ayyaş
[Abdullah b. Ayyaş] b. Ebu Rebia b. el-Muğire b. Abdullah b. Ömer b. Mahzum. Annesi, Esma bt. Selame b. Muharribe b. Cendel b. Übeyr b. Nehşel b. Darimdir. el-Haris ve Emetüllah onun çocuklarıdır. Anneleri, Hind bt. Mutarrif b. Selame b. Muharribe b. Cendel b. Übeyr b. Nehşel b. Darimdir. Abdullah b. Ayyaş, Habeşistanda dünyaya gelmiştir. Peygamberden rivayetine rastlamamaktayız. Ömer b. el-Hattabdan rivayette bulunmuştur. Medinede bir evi bulunmakta idi.
1440. el-Haris b. Abdullah
[el-Haris b. Abdullah] b. Ebu Rebia b. el-Muğire b. Abdullah b. Ömer b. Mahzum. Annesi ümmü veleddir. el-Haris b. Abdullahın çocuklarından Abdullahın annesi Ümmü Abdülgaffar bt. Abdullah b. amir b. Küreyz b. Rebia b. Habib b. Abdüşemstir. Diğer çocukları Abdülmelik, Abdülaziz, Abdurrahman, Ümmü Hakim ve Hantemenin anneleri, Hanteme bt. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişamdır. Ayrıca çocuklarından Muhammed, Ömer, Ebu Bekir, Ümmü Ferve, Karibe, Übeyye ve Esmanın anneleri, Kinde kabilesinden Ayşe bt. Muhammed b. el-Eşas b. Kays b. Madikerib b. Muaviye b. Cebeledir. Çocuğu Ayyaş, ümmü veleddendir. Ömer, ümmü veleddendir. Ümmü Davud ve Ümmül-Harisin anneleri ise Ümmü Eban bt. Kays b. Abdullah b. el-Husayn Zül-Gussa b. Yezid b. Şeddad b. Kanan el-Harisidir. Ümmü Muhammed ve Emetürrahmanın anneleri, Ümmü Eyyub bt. Abdullah b. Züheyr b. Ebu Ümeyye b. el-Muğiredir. Fatıma ise ümmü veleddendir. Abdurrahman ve Abdullah el-Ekberin anneleri ise atike bt. Safvan b. Ümeyye b. Halef el-Cümahidir. Abdullah b. ez-Zübeyr onu Basrada vali olarak görevlendirmiştir. Teri sebebiyle kokan bir adamdı. Basraya bir ölçekle uğramış ve “Bu hoş bir ölçektir [Kuba].” demiş, bu yüzden de kendisine el-Kuba diye lakap takmışlardır. Annesinin Habeşli bir Hristiyan olmasından dolayı kendisinde siyahilik vardı. Annesinin vefatı anında Abdullah b. Ebu Rebia ve insanlar etrafında bulunmakta idi. Onun dininden olan kimseler gelip, sahiplik ettiler. Pek çok kimse de oradaydılar. Onlar birlik içindeydiler. Bu konuda Ebül-Esved ed-Düeli, Abdullah b. ez-Zübeyre şunu demiştir: Ey Müminlerin Emiri Ebu Bükeyr! Muğireoğullarının ahmağından bizi kurtar! Onu övdük ve kınadık. Üstümüze gönderdiği, Gücü ve kuvveti bizi zora soktu. O, ancak çok evlenen ve çok yiyen, Teke gibi kokan ve çok konuşan bir adamdır sadece… Ona geldiğimizde etrafımızı, İninde, kurtulması güç olan bir sırtlanla çevreledi. Abdullah b. ez-Zübeyr, el-Harisi Basradaki görevinden azletti. Orada bir sene valilik yapmıştı. Yerine Musab b. ez-Zübeyri atadı. Musab, Basraya gelince el-Muhtar b. Ebu Ubeyde karşı harekete geçmek için hazırlandı.
1441. Said b. el-as
[Said b. el-as] b. Said b. Uhayha b. el-as b. Ümeyye b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusay. Annesi, Ümmü Külsum bt. Amr b. Abdullah b. Ebu Kays b. Abdüvüd b. Nasr b. Malik b. Hısl b. amir b. Lüeydir. Onun [Ümmü Külsumun] annesi de Ümmü Habib bt. el-as b. Ümeyye b. Abdüşemstir. Said b. el-asın -küçükken ölen- Osman el-Ekber, Muhammed, Amr, -küçükken ölen- Abdullah el-Ekber ve -küçükken ölenel- Hakem adında çocukları olmuştur. Bunların annesi Ümmül-Benin bt. el- Hakem b. Ebül-as b. Ümeyyedir. Çocuklarından Abdullah b. Saidin annesi Ümmü Habib bt. Cübeyr b. Mutim b. Adi b. Nevfeldir. Yahya adında ve yine vefat edip de soyu devam etmeyen Eyyubun annesi Mezhic kabilesinden el-aliye bt. Seleme b. Yezid b. Meşcea b. el-Mücemmi b. Malik b. Kab b. Sad b. Avf b. Harim b. Cufi b. Sad el-Aşiredir. Yine çocukları arasında Eban, Halid ve Zübeyr de vardır. Halid ve Zübeyr vefat etmiş soyları devam etmemiştir. Üçünün annesi Kinane kabilesinden Cüveyriye bt. Süfyan b. Uveyf b. Abdullah b. amir b. Hilal b. amir b. Avf b. el-Haris b. Abdümenattır. Çocuklarından Osman el-Asğar, Davud, Süleyman, Muaviye ve aminenin annesi Ümmü Amr bt. Osman b. Affandır. Onun annesi de Remle bt. Şeybe b. Rebia b. Abdüşemstir. Diğer çocuğu Süleyman el-Asğarın annesi, Ümmü Seleme bt. Habib b. Büceyr b. amir b. Malik b. Cafer b. Kilabdır. Said adındaki çocuğunun annesi; Meryem bt. Osman b. Affandır. Onun annesi de Kelb kabilesinden Naile bt. el-Ferafisa b. el-Ahvastır. Anbese adındaki çocuğunun annesi ümmü veleddir. Utbe adındaki çocuğunun annesi de, ümmü veleddir. Çocuklarından Utbe ve Meryemin annesi de ümmü veleddir. İbrahimin annesi Seleme b. Kays b. Ulase b. Avf el-Ahvas b. Cafer b. Kilabın kızıdır. Ceririn ve Ümmü Saidin anneleri, Ayşe bt. Cerir b. Abdullah el-Becelidir. Kızları Remle, Ümmü Osman ve Ümeymenin anneleri Becile kabilesinden Ümeyme bt. amir b. Malik b. amir b. Amr b. Zübyan b. Salebe b. Amr b. Yeşkürdur. Bu kadın Ebu Erakenin] kız kardeşidir. Onun annesi er-Rüvva bt. Cerir b. Abdullah el-Becelidir. Hafsa, Ayşe el-Kübra, Ümmü Amr, Ümmü Yahya, Fahite, Ümmü Habib el-Kübra, Ümmü Habib es-Suğra, Ümmü Külsum, Sare, Ümmü Davud, Ümmü Süleyman, Ümmü İbrahim ve Humeyde ise farklı ümmü veledlerin çocuklarıdır. Ayşe es-Suğranın annesi Ümmü Habib bt. Büceyr b. amir b. Malik b. Cafer b. Kilabdır. Dediler ki: Peygamberin vefatında Said b. el-as dokuz veya civarı yaştaydı. Babası el-as b. Said b. el-as, Bedir savaşında müşrik olarak öldürülmüştür. Ömer b. el-Hattab, Said b. el-asa, “Bana karşı muhalif olmanın sebebi nedir? Sanki babanı benim öldürdüğümü zannediyorsun? Babanı ben öldürmedim. Onu, Ali b. Ebu Talib öldürdü. Şayet öldürseydim de bir müşriki öldürmekten dolayı senden özür dilemezdim. Ben, dayım el-as b. Hişam b. el-Muğire b. Abdullah b. Ömer b. Mahzumu kendi ellerimle öldürdüm.” dedi. Said b. el-as, “Ey Müminlerin Emiri! Şayet sen öldürmüş olsaydın bile haklıydın. Çünkü o batıl bir yolda idi.” dedi. Bunu duyan Ömer sevindi. Bize el-Velid b. Ata b. el-Ağar ve Ahmed b. Muhammed b. el-Velid el- Erzaki haber verdiler; dediler ki: Bize Amr b. Yahya b. Said el-Ümevi anlattı. O da dedesinden şunu rivayet etti: Said b. el-as, Ömere Belattaki evini Peygamber ile amcalarının çizdiklerinden daha çok büyütmek arzusuyla geldi. Ömer dedi ki: “Benimle sabah namazını kıl. Tan vakti olunca ihtiyacını bana anlat.” [Said] dedi ki: Ben de aynı şekilde yaptım. Tam gidecekken, “Ey Müminlerin Emiri! Sana hatırlatmamı söylediğin ihtiyacım ne olacak?” dedim. Benimle beraber ayağa kalktı ve “Evine doğru hareket et!” dedi. Eve gittim. Onu bir miktar artırdı ve ayağıyla çizdi. Ben, “Ey Müminlerin Emiri! Biraz daha artır! Çünkü benim ailem ve çocuklarım arttı.” dedim. Ömer, “Bu kadarı sana yeter. Benden sonra merhametli bir emir gelecek ve senin hacetini yerine getirecek. Bunu benden sır olarak sakla.” dedi. [Said] dedi ki: “Ömerin hilafeti bitip Osman hilafete geçene kadar bekledim. Osman hilafeti şura ve rıza ile aldı. İhtiyacımı yerine getirdi ve emanetinde beni ortak etti.” Dediler ki: Said b. el-as, akrabalıktan dolayı Osmanın yanında durmadı. Osman, el-Velid b. Ukbe b. Ebu Muaytı Kufeden azledince Said el-ası çağırdı ve görevi ona verdi. Kufeye genç, müreffeh yaşamış, yönetim konusunda tecrübesi olmayan biri olarak geldi. “Minber temizlenmeden hutbeye çıkmayacağım.” dedi. Emretti ve [minber] yıkandı. Sonra minbere çıkıp Kufelilere hitap etti. Kufelileri ayrılık ve hilafa nisbet etmekle yetindiği bir konuşma yaptı. “Bu Sevad] Kureyşin çocuklarının bostanıdır.” dedi. Bu sebeple onu halife Osmana şikayet ettiler. Halife Osman, “Sizden biri emirinden bir kabalık ve haşinlik görürse onu görevden mi alacağız?” dedi. Said b. el-as, Osmanın huzuruna çıkmak için Medineye gitti. Muhacirlerin ve Ensarın büyüklerine bir heyetle hediyeler ve elbiseler gönderdi. Aynı hediyeleri Ali b. Ebu Talibe de göndermiş; o da onları kabul etmişti. Ali b. Ebu Talib, “Ümeyyeoğulları Muhammedin mirasına sahip çıkmada beni geçtiler. Şayet halife olacak olursam, kasabın etten pislikleri temizlediği gibi, buraları da onlardan temizleyeceğim.” dedi. Sonra Said b. el-as, Kufeye gitti ve orada halka çok zarar verdi. Kufede beş yıldan birkaç ay az bir süre valilik yaptı. Bir defasında [Said b. el-as] Kufede şöyle dedi: “İçinizden hilali kim gördü?” Ramazan Bayramı zamanı idi. Orada bulunanlar, “Biz görmedik.” dediler. Haşim b. Utbe b. Ebu Vakkas, “Ben gördüm.” dedi. Said b. el-as, “Şu kavmin içinden kör gözlerinle sadece sen mi gördün?” dedi. Haşim, “Allah yolunda çıkarılmış bulunan gözümle mi beni ayıplıyorsun?” dedi. Haşimin gözü Yermuk savaşında kör olmuştu. Sonra Haşim sabah orucunu açtı ve oradaki insanlara yemek yedirdi. Bu durum, Said b. el-asa ulaşınca adamlarını göndererek Haşimi dövdürdü ve evini yaktırdı. Muhacir kadınlardan olan Ümmül-Hakem bt. Utbe b. Ebu Vakkas ve Nafi b. Ebu Vakkas, Kufeden Medineye gelerek Saidin Haşime yaptıklarını Sad b. Ebu Vakkasa anlattılar. Sad da Osmana geldi ve durumu ona anlattı. Osman, “Said, Haşim[e yaptıkları] sebebiyle sizindir. Haşimi dövdüğü gibi siz de onu dövün. Saidin evi de sizin için Haşimin evi gibidir. Onu da Haşimin evini yaktığı gibi yakın.”dedi. O zaman henüz çocuk olan Ömer b. Sad b. Ebu Vakkas koşarak gitti ve Saidin Medinedeki evini yaktı. Bu durum Ayşeye ulaştığında Sad b. Ebu Vakkasa haber göndererek kendisinden [intikam almaktan vazgeçmesini] istedi. O da Ayşenin isteğini yerine getirdi. Kufeden Malik b. el-Haris el-Eşter ve Yezid b. Mükeffif, Sabit b. Kays, Kümeyl b. Ziyad en-Nehai, Suhan el-Abdinin iki oğlu Zeyd ve Sasaa, el-Haris b. Abdullah el-Aver, Ezd kabilesinden Cündüb b. Züheyr ve Ebu Zeynep ile Asğar b. Kays el-Harisi (Halife) Osmana gelerek Said b. el-asın azledilmesini istediler. Said de Osmanın yanına gitti ve onlarla orada karşılaştı. Osman onu azletmedi ve görevinin başına dönmesini emretti. el-Eşter o gece birkaç arkadaşıyla birlikte çıktı ve on gecede Kufeye ulaştı. Oraya hakim olarak minbere çıktı ve şöyle hitabede bulundu: “Şu Said b. el-as size gelerek Irak topraklarını (Sevad) Kureyşin çocuklarına ait olduğunu iddia ediyor. Oysa es-Sevad başlarınızın düştüğü, mızraklarınızın merkezi, sizin ve babalarınızın (fey) ganimetidir. Kim burada hak olarak görüyorsa el- Cereaya hareket etsin.” İnsanlar silahlanıp Hire ile Kufe arasındaki el-Cereaya hareket ettiler. Said b. el-as, el-Uzeyb denen yere kadar geldi. el-Eşter, – iki yiğit savaşçı olan- Yezid b. Kays el-Erhabi ve Abdullah b. Kinane el-Abdiyi çağırdı. Her ikisine 500 süvari vererek onlara, “Said b. el-asa gidin. Onu taciz edin onu arkadaşlarına katın. Şayet kabul etmezse, boynunu vurun ve başını bana getirin.” dedi. Ona geldiler ve “Arkadaşına (Osmana) git.” dediler. O da, “Devem bitkindir. Birkaç gün onu besleyeyim. Şehre girip ihtiyaçlarımızı satın alalım. Azığımızı temin edelim. Sonra da gideyim.” dedi. Onlar, “Hayır vallahi! Bir an bile durmana izin vermeyiz. Ya gidersin ya da boynunu vururuz.” dediler. Said ciddi olduklarını görünce Osmanın yanına gitmek üzere oradan ayrıldı. Yezid b. Kays ve Abdullah el-Erhabi, el-Eştere giderek ona durumu haber verdiler. el-Eşter, karargahından ayrılarak Kufeye gitti. Minbere çıkıp Allaha hamd ve senadan sonra şöyle dedi: “Benim kızgınlığım sadece Allah için ve sizin içindir. Bu adamı arkadaşına kattık. Ben namazlarınız ve memleketinizin yönetimi için Ebu Musa el-Eşariyi, feyleriniz için de Huzeyfe b. el-Yemanı da sorumlu tayin ettim.” Sonra hutbeden indi ve “Ey Ebu Musa! Minbere sen çık!” dedi. Ebu Musa dedi ki: “Ben bunu yapmayacağım. Fakat siz gelin ve Müminlerin Emiri Osmana biat edin ve boyunlarınızdaki biati yenileyin.” İnsanlar biat etti ve onların yöneticiliklerini kabul ettiler. [Ebu Musa] yaptığını Osmana bildirdi. Osman yaptığını beğendi ve bundan memnun oldu. Şair Utbe b. Vağl et- Tağlibi şöyle dedi: Ey İbn Affan! Bize tasaddukta bulun, sevabını bekle. el-Eşariyi bize emir tayin et, uzun bir süre… Osman, “Evet! Ben kalırsam aylarca ve yıllarca [onu görevde tutarım].” dedi. Kufelilerin Said b. el-asa yaptıkları, Osmana karşı çıkıldığında yapılan ilk isyandı. Osman öldürülene kadar Ebu Musa orada valilik yaptı. İnsanlar Osmanı kuşatttıklarında Said b. el-as, Kufeden Medineye dönmüştü. Said Osman ile beraber onun evinde idi. Osmandan ayrılmadı ve onu savunmak için savaştı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Yezid el-Hüzeli anlattı. O da Abdullah b. Saideden şöyle dediğini rivayet etti: Said b. el-as, Osmana gelerek, “Ey Müminlerin Emiri! Ne zamana kadar ellerimizi tutacaksın? Şu adamlar bizi bitirdi. Onlardan bazısı bize ok atmakta, bazısı taş atmakta, bazısı da kılıçlarını çekmektedir. Emrini söyle.” dedi. Osman, “Vallahi ben onlarla savaşmayı istemiyorum. Onlarla savaşmayı isteseydim, onlardan imtina etmeyi arzu ederdim. Ancak onları Allaha havale ediyorum. Onları bana karşı kışkırtanları Allaha havale ediyorum. Muhakkak Rabbimizin katında beraber toplanacağız. Savaşmaya gelince, vallahi size onlarla savaşmayı emredemem.” dedi. Said, “Vallahi senin yerine başkasını asla istemeyeceğim.” dedi; oradan çıktı ve başı yarılıncaya kadar savaştı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana el-Hakem b. el- Kasım anlattı. O da Musab b. Muhammed b. Abdullah b. Ebu Ümeyyeden şunu rivayet etti: Bana savaştığı gün Said b. el-ası gören bir kişi şunu anlattı: O gün bir adam, Said b. el-asa yaralayıcı bir darbe vurdu. Ben onu gördüm; adeta yıldırım çarpmış gibi bayılıp yere düştü. Dediler ki: Talha, Zübeyr ve Ayşe Mekkeden Basraya giderlerken onlarla birlikte Said b. el-as, Mervan b. el-Hakem, Abdurrahman b. Attab b. Esid, Muğire b. Şube de beraber çıktılar. Merrüzzahrana] indiler. Said b. el-as kalkıp Allaha hamd ve senadan sonra, “Osman, dünyada hamd eden olarak yaşadı. Oradan merhum olarak ayrıldı. Bahtiyar ve şehid biri olarak vefat etti. Allah hasenatını artırsın, günahlarını bağışlasın ve derecesini “Onlar, kendilerine nimet verilen peygamberler, Sıddıklar, şehitler ve salihlerlerle beraberdi. Onların dostluğu ne güzel oldu.”] mertebesine yükseltsin. Ey insanlar siz Osmanın kanını istemek için çıktınız. Eğer onu istiyorsanız, Osmanın katilleri şu develerin önünde ve arkalarındadır. Onlara doğru kılıçlarınızı yönlendirin. Yoksa evlerinize dönün. İnsanların hoşnutluğu için kendinizi öldürmeyin. Kıyamet gününde insanlar sizden bir şeyi gideremezler.” dedi. Mervan b. el-Hakem, “Hayır! Biz birbirimizle savaşacağız. Kim öldürülürse, zafer oradadır. Kalanlar da zayıftır, Osmanın kanını ondan isteriz.” dedi. el-Muğire b. Şube ayağa kalktı; Allaha hamd ve senada bulundu ve doğru olan görüşün, Said b. el-asın görüşünün olduğunu ifade ettikten sonra “Kim Hevazinden ise bana tabi olmasını isterim. Bunu yapsın ve bana tabi olsun.” dedi. İnsanlardan bazıları ona tabi oldu. el-Muğire oradan ayrılıp Taife geldi. Cemel ve Sıffin savaşları bitmeden oradan ayrılmadı. Said b. el-as da kendine tabi olanlarla birlikte Mekkeye gitti. Cemel ve Sıffin savaşları bitmeden oradan ayrılmadı. Talha, Zübeyr ve Ayşe beraberlerinde Abdurrahman b. Attab b. Esid, Mervan b. el-Hakem ve Kureyşten onlara tabi olanlar olduğu halde Basraya hareket ettiler ve orada Cemel vakasına katıldılar. Muaviye halife olunca, Mervanı Medineye vali olarak atadı; ancak bir süre sonra onu azledip yerine Said b. el-ası tayin etti. Bir süre sonra da Said b. el-ası azlederek yerine Mervan b. el-Hakemi tayin etti. Sonra onu da azletti; tekrar Said b. el-ası tayin etti. Hasan b. Ali b. Ebu Talib, onun valiliği döneminde 50 senesinde vefat etti. Namazını Said b. el-as kıldırdı.
1442. Mervan b. el-Hakem
[Mervan b. el-Hakem] b. Ebül-as Ümeyye b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusay. Annesi; künyesi Ümmü Osman olan amine bt. Alkame b. Safvan b. Ümeyye b. Muharris b. Huml] b. Şak b. Rakabe b. Muhdec b. el-Haris b. Salebe b. Malik b. Kinanedir. Onun annesi ise; es-Sabe bt. Ebu Talha b. Abdüluzza b. Osman b. Abdüddar b. Kusaydır. Mervan b. el-Hakemin 13 erkek, bir kız çocuğu vardır: Çocuklarından Abdülmelik -Mervan bununla künyelenirdi.-, Muaviye ve Ümmü Amrın annesi; Ayşe bt. Muaviye b. el-Muğire b. Ebül-as b. Ümeyyedir. Mervanın oğlu Abdülaziz ve kızı Ümmü Osmanın annesi, Kelb kabilesinden Leyla bt. Zebban b. el-Asbağ b. Amr b. Salebe b. el-Haris b. Hısn b. Damdam b. Adi b. Cenabdır. Mervanın Bişr ve Abdurrahman adında çocukları olmuştur. Ancak Abdurrahman küçükken vefat etmiştir. Bu ikisinin annesi, Kutayye bt. Bişr b. amir b. Malik b. Cafer b. Kilabdır. Mervanın Eban, Ubeydullah ve Abdullah adında çocukları vardır. Ancak Abdullah küçükken vefat etmiştir. Eyyub, Osman, Davud ve Remle adındaki diğer çocuklarının annesi ise; Ümmü Eban bt. Osman b. Affan b. Ebül-as b. Ümeyyedir. Onun annesi de Remle bt. Şeybe b. Rebia b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusaydır. Mervanın Amr ve Ümmü Amr adlı çocuklarının annesi; Zeynep bt. Ebu Seleme b. Abdülesed b. Hilal b. Abdullah b. Ömer b. Mahzumdur. Mervanın Muhammed adındaki çocuğunun annesi ise ümmü veleddir. Dediler ki: Peygamberin vefatında Mervan b. el-Hakem 8 yaşında idi. Babası el-Hakem b. Ebül-as, Osman b. Affanın hilafeti döneminde vefat edinceye kadar abasıyla birlikte Medinede kalmıştır. Mervan b. el-Hakem amcası oğlu olan Osman b. Affanın yanından ayrılmadı. Osmanın katibi idi. Osman, ona bazı mallar vermişti. Osman bu durumu, yakın akrabalığını ileri sürerek tevil ederdi. İnsanlar Osmana, Mervanın görüşlerine uymasından ve onu kendisine çok yaklaştırmasından dolayı kızarlardı. Hatta pek çok kimse Osmanın emretmediği şeyleri kendi görüşü olmasına rağmen Osmana nisbet ederek söylediğine inanırdı. İnsanlar, Osmana Mervanın yaptıklarından ve onu yakın görmesinden dolayı buğz ettiler. Mervan, Osmanın arkadaşlarına ve insanlara laf taşıyordu. İnsanların Osman hakkındaki konuşmalarını ve tehditlerini de Osmana ulaştırıyor ve böylelikle kendisinin Osmana yakın olduğunu göstermek istiyordu. Osman kerim, haya sahibi ve yumuşak biri olduğundan bu sözlerden bazılarını tasdik eder; bazılarını ise reddederdi. Mervan, Osmanın huzurunda Peygamberin ashabıyla tartışırdı. Ancak Osman onu bundan men ederdi. Osman kuşatma edildiğinde Mervan, onu korumak için şiddetli bir şekilde savaşmıştı. Ayşe, Osman kuşatma altındayken hacca gitmek istediğinde Mervan, Zeyd b. Sabit, Abdurrahman b. Attab b. Esid b. Ebülas, “Ey müminlerin annesi! Gördüğün gibi halife kuşatma altındadır. Eğer burada kalırsan senin konumundan ve burada kalmandan dolayı, belki bu durumu Allah ondan def eder.” dediler. Ayşe, “Sütümü sağdım, unumu eledim artık; burada kalamam.” dedi. Bunun üzerine onlar, sözlerini tekrarladılar. O da söylediklerini tekrar etti. Mervan da kalkıp şöyle dedi: Kays bana karşı beldeleri yaktı. Savaş kızışınca kendisi kaçtı. Ayşe, “Ey şiirle bana temsil getiren şahıs! Vallahi Sen ve durumu seni ilgilendiren şu arkadaşının ayaklarınızda birer değirmen taşı olup deniz içinde olmanızı isterdim.” dedi ve çıkıp Mekkeye gitti. dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İshak b. Yahya anlattı. O da İsa b. Talhadan şöyle dediğini rivayet etti: Mervan Osmanın öldürüldüğü gün meydana gelen çatışmalarda şiddetli bir şekilde savaştı. Hatta o gün topuğu yaralandı ve o yaradan dolayı öldüğü zannedildi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Halid b. el- Heysem anlattı. O Yahya b. Ebu Kesirden, o da Mervanın mevlası Ebu Hafsadan rivayet etti: Mervan bir gün şiir söyleyerek çıktı ve “Kim çarpışmak ister?” dedi. Urve b. Şiyem b. el-Beyya el-Leysi onunla çarpışmaya çıktı ve Mervanın kafasına kılıçla vurup yüzünü yardı. Ubeyd b. Rifaa b. Rafi ez-Züraki elindeki bıçakla onun kafasını kesmek için kalktı. Onu emziren annesi ve aynı zamanda Yemame sahibi İbrahim b. el-Arabinin ninesi olan Fatıma es- Sekafiyye, “Şayet onu öldürmek istersen öldürebilirsin. Peki, kesmiş olduğun etin parçalarını ne yapacaksın?” dedi. Ubeyd b. Rifaa bundan utandı ve onu öldürmekten vazgeçti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Şürahbil b. Ebu Avn anlattı. O Ayyaş b. Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Bana İbn el-Beyyaın Mervan b. el-Hakem ile mübareze yaptığı sırada orada bulunan birisi anlattı: Sanki ben onun giysisine bakıyordum. Her iki tarafını ortasından bağlamıştı. Elbisenin altında zırh vardı. Mervanın kafasına bir darbe vurdu, boynunun damarını kesti. Mervan yüz üstü yere düştü, onu parçalamak istediler. Kendilerine “Etleride mi parçalayacaksınız?” denilince, Mervan öylece bırakıldı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Hafs b. Abdullah b. Cübeyr anlattı. O da İbrahim b. Ubeyd b. Rifaadan şöyle dediğini rivayet etti: Babam bana Osmanın kuşatılıp öldürülmesinden sonra Mervan b. el- Hakemden bahsederek şöyle dedi: Ey Allahın kulları! Mervanın mafsalına bir darbe vurdum. Öldüğünü zannettim. Ancak kadın beni kızdırarak, “Onun etini parçalayıp ne yapacaksın?” dedi. Bunun üzerine öfke beni tuttu ve onu terkettim. Bana Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bana Cüveyriye b. Esma anlattı. O da Nafiden şöyle dediğini rivayet etti: Osmanın öldürüldüğü gün Mervana, kulakları kesen bir darbe vuruldu. Bir adam gelerek işini bitirmek istedi. Annesi ona, “Sübhanallah! Bir ölünün cesedine müsle mi yapacaksın?” deyince adam bıraktı. Dediler ki: Osman öldürülünce Talha, Zübeyr ve Ayşe, Osmanın kanının sorumlularını aramak üzere Basraya doğru yola çıkmışlardı. Mervan b. el- Hakem de onlarla beraber idi. O gün yine şiddetli bir şekilde savaştı. İnsanların çekildiğini görünce Talha b. Ubeydullaha bakarak, “Vallahi Osmanın kanının sorumlusu bundan başkası değildir. O, Osmana karşı insanların en şiddetlisi idi. Ben gözümle gördükten sonra bir iz aramam” dedi; okunu yerleştirdi ve atıp onu öldürdü. Mervan yaralanıncaya kadar savaştı. Sonra Aneze kabilesinden bir kadının evine taşındı ve orada onu tedavi ettiler. Bundan dolayı Mervanın ailesi onlara daima müteşekkir idiler. Cemel ashabı hezimete uğrayıp dağılınca Mervan, Ali b. Ebu Talibden eman dileyinceye kadar saklandı. Ali b. Ebu Talib, ona eman verdi. Mervan, “Nefsim beni gelip Aliye biat edinceye kadar rahat bırakmadı.” dedi ve Aliye biat etti. Sonra Mervan, Medineye gitti ve 42 yılında Muaviye hilafete geçince Mervanı oraya vali olarak görevlendirdi. Sonra da onu azletti ve Said b. el-ası vali olarak tayin etti, peşinden onu da azlederek yine Mervanı vali olarak atadı. Mervanı bir daha azletti ve tekrar Said b. el-ası atadı; ancak bir süre sonra onu da azletti. Sonra onun yerine el-Velid b. Utbe b. Ebu Süfyanı, Medineye vali olarak tayin etti. el- Velid Muaviye ölene kadar Medinede valilik yaptı. Muaviyeın vefatında, Mervan azledilmiş durumda idi. Sonra Yezid, el-Velid b. Utbe b. Ebu Süfyandan sonra Osman b. Muhammed b. Ebu Süfyanı Medineye vali yaptı. Medineliler, Harre olaylarında Osman b. Muhammed ve Beni Ümeyyeyi oradan sürüp Şama gönderdiler. İçlerinde Mervan b. el-Hakem de vardı. Geriye dönmemeleri hususunda onlara yemin ettirdiler. Eğer güçleri yeterse kendilerine doğru yönelen Müslim b. Ukbe el-Mürri ile ordusunu geri çevirmelerini istediler. Onlar, yolda Müslim b. Ukbeyi gördüklerinde ona selam verdiler. Müslim b. Ukbe onlara Medine ehli hakkında sorular sormaya başladı. Mervan, Medinelilerin haberlerini onlara vermeye ve onları Medineliler aleyhine teşvik etmeye başladı. Müslim onlara, “Emirül-Müminine mi gitmek istersiniz yoksa benimle mi gelmek istersiniz?” diye sordu. Onlar da, “Elbetteki Emirül-Müminine gideriz” dediler. İçlerinde Mervan, “Bana gelince, ben seninle dönerim.” diyerek ona destekçi ve yardımcı olarak döndü. Medinedekilere karşı galip geldi ve Medinelilerden katledilenler oldu. Üç gün boyunca Medineyi talan ettiler. Müslim b. Ukbe bu durumu Yezide bir mektupla bildirdi. Mektubunda Mervan b. el-Hakemin kendisine yardımını, nasihatını ve kendisiyle birlikte kaldığından dolayı şükranlarını bildirdi. Mervan, Şamda Yezid b. Muaviyenin yanına gitti. Yezid ona teşekkür etti, onu kendine yaklaştırdı ve iltifatlarda bulundu. Mervan, Yezid b. Muaviye vefat edinceye kadar Şamda ikamet etti. Yezid, oğlu Muaviye b. Yezidi veliahd tayin etmişti. Diğer bölgelerdeki insanların biat ettiği haberi kendisine ulaştı. Ancak İbnüz-Zübeyr ve Mekkeliler biat etmedi. Üç ay hilafette kaldı. Hilafet süresinin 40 gece olduğu da söylenir. O, bu süre zarfında evde kalarak dışarı çıkmadı. Muaviye hasta idi. Bu yüzden ed-Dahhak b. Kays el- Fihriye, Dımaşk mescidinde namaz kıldırması için emir verdi. Muaviye b. Yezidin hastalığı ağırlaşınca kendisine bir veliaht tayin etmesi söylendi. O da, “Vallahi ben diri iken hilafet bana fayda sağlamadı, ölü iken bu yükü yüklenemem. Şayet onda hayır varsa Ebu Süfyanın soyu ondan fazlasıyla yararlandılar. Beni Ümeyye onun tatlılığından yararlanırken ben acısını yüklenemem. Vallahi Allah, veliaht tayin etmemi bana asla sormayacak! Eğer ölürsem namazımı Velid b. Utbe b. Ebu Süfyan kıldırsın. İnsanlar halife seçene kadar namazı ed-Dahhak kıldırsın.” dedi. Ölünce cenaze namazını el-Velid kıldırdı. ed-Dahhak da insanları idare etme işini devam ettirdi. Muaviye b. Yezid defnedilince Mervan kabrinin başında ayağa kalktı ve “Kimi defnettiğinizi biliyor musunuz?” diye sordu. “Muaviye b. Yezidi.” dediler. Mervan, “Bu Ebu Leyladır.” dedi. Eznem el-Fezari şöyle bir beyit okudu: Ben kazanları kaynayan fitneler görüyorum. Ebu Leyladan sonra mülk galip gelenindir. İnsanlar, Şamda ihtilafa düştüler. Valilerden ilk muhalefet edip İbnüz- Zübeyre itaate davet edenler Hımsta en-Numan b. Beşir ve Kınnesrinde Züfer b. el-Haris oldu. Sonra ed-Dahhak b. Kays Dımaşkta insanları gizlice İbnüz-Zübeyre itaate davet etti. Sonra da insanları aleni olarak İbnüz- Zübeyre biat etmeye çağırdı. İnsanlar, bu davete icabet ederek ona biat ettiler. Bu durum İbnüz-Zübeyre ulaşınca ed-Dahhak b. Kaysı Şama tayin ettiğini bildirdi. ed-Dahhak da İbnüz-Zübeyre biat eden valileri yanına çağırdı. Onlar da yanına geldiler. Mervan bunu görünce, Mekkede kendisine biat etmek ve Ümeyyeoğullarına eman almak için İbnüz- Zübeyrin yanına gitmek üzere yola çıktı. Mervan ile birlikte Amr b. Said b. el-as da çıktı. Bolluk-bereket içinde yaşayanların (Besenilerin) şehri olan el-Ezriat denilen yere geldiklerinde onları Iraktan gelen Ubeydullah b. Ziyad karşıladı. Mervana, “Nereye gidiyorsun?” diye sordu. Mervan, durumu ona anlattı. Ubeydullah, “Sübhanallah! Sen buna razı oldun mu? Sen Abdümenafın efendisi olarak Ebu Hubeybe mi tabi olacaksın? Vallahi sen bu işe daha layıksın.” dedi. Mervan: “Senin görüşün nedir?” diye sordu. Ubeydullah b. Ziyad, “Geriye dönüp, insanları kendine biat etmeye çağırmandır. Ben, sana Kureyş ve mevalisi için yeterim. Onlardan kimse sana muhalefet etmez.” dedi. Orada bulunan Amr b. Said de “Vallahi Ubeydullah doğru söylüyor. Sen Kureyşin asili, şeyhi ve seyyidisin. İnsanlar sadece şu çocuk, Halid b. Yezid b. Muaviyeye bakarlar. Onun annesiyle evlen. Çocuk senin himayen altında olsun. İnsanları kendine biat etmeye davet et. Kendine biat için çağrıda bulun. Senden sonra benim için biat alman koşuluyla Yemenli kabileler konusunda sana yeterim. Çünkü onlar bana muhalif davranmazlar.- Kendisi Yemenliler tarafından seviliyordu- Mervan, bu teklifi “Evet” diyerek kabul etti. Mervan, Amr b. Said ve beraberindekiler döndüler. Ubeydullah b. Ziyad, Dımaşka Cuma günü gitti, mescide girdi ve namaz kıldı. Babül-Feradise [üzüm bağlarının bulunduğu yere] indi. Hergün ed-Dahhak b. Kaysa uğrar, ona selam verir sonra evine dönerdi. Bir gün ona dedi ki: “Ey Ebu Üneys! Sana hayret ediyorum. Sen Kureyşin büyüğüsün, ama kendini bırakıp insanları İbnüz-Zübeyre biate çağırıyorsun. İnsanları kendine biat etmeye davet et. Çünkü onlar senden daha çok memnundurlar.” dedi. Dahhak bunun üzerine insanları üç gün kendine biat etmeye davet edince ona, “Bizim biatimizi ve ahdimizi bir adam için aldın, sonra da yapmış olduğu herhangi bir hadise olmaksızın azledilmesini istiyorsun!” dediler. Bu durumu görünce insanları tekrar İbnüz-Zübeyre biat etmeye çağırdı. Bu davranışı kendisini insanlar yanında değersiz kılıp hakkındaki düşüncelerinin değişmesine sebep oldu. Ubeydullah b. Ziyad ona hile yaparak şöyle dedi: “Senin istediğini isteyen kişiler, şehirlerde ve kalelerde ikamet etmezler. Böyle olan birisi ortaya çıkar ve etrafına süvarileri toplar. Sen de Şamdan çık ve ordugah şehirleri kendine katılmaya çağır.” dedi. ed-Dahhak, Merce gitti. Ubeydullah Dımaşkta, Mervan ve Ümeyyeoğulları ise Tedmürde] kaldılar. Yezid b. Muaviyenin oğulları Halid ve Abdullah, dayıları olan Hassan b. Malik b. Bahdelin yanında el- Cabiyede kaldılar. Ubeydullah, Mervana: “İnsanları kendine biat etmeye davet et. Hassan b. Malike de sana gelmesi için yaz. Çünkü o sana biat etmekten kaçmaz. Ayrıca ed-Dahhakın üzerine yürü. Zira o senin için meydana çıktı.” diye bir mektup yazdı. Mervan, Ümeyyeoğullarını ve mevalilerini kendisine biat etmeye çağırdı; onlar da biat ettiler. Ümmü Halid bt. Haşim b. Utbe b. Rebia ile de evlendi. Hassan b. Malik b. Becdele biat etmesi için yazdı; ancak o biat etmeyi reddetti. Mervanın moralı bozuldu ve Ubeydullaha durumu bildirdi. Ubeydullah da, yanındaki Ümeyyeoğulları ile birlikte ona karşı harekete geçmesini yazdı. Mervan ve beraberindeki Ümeyyeoğulları hep beraber el-Cabiyeye gittiler. Oradaki insanlar anlaşmazlık içinde idiler. Mervan, Hassanı biat etmeye davet etti. Hassan, “Vallahi şayet Mervana biat ederseniz, kırbacın askısını, ayakkabının bağını ve ağacın gölgesini sizden kıskanacak. Mervan ve Mervanın soyu, Kaystan bir ehl-i beyttir.] Bununla Mervanın on çocuğu ve on kardeşi olduğunu kastediyor. Şayet ona biat ederseniz onların kölesi olursunuz. Bana itaat edin ve Halid b. Yezide biat edin!” dedi. Ravh b. Zinba da, “Büyüğe biat edin, küçüğün de büyümesini bekleyin.” dedi. Hassan b. Malik, Halide, “Ey kız kardeşimin oğlu! Benim arzum senin halife olmandır, insanlar senin yaşından dolayı senden vazgeçmektedir. Mervan, onlara senden ve İbnüz-Zübeyrden daha sevimlidir.” dedi. Halid, “Hayır, sen benden sıkıldın.” dedi. Hassan: “Asla!” diye cevap verdi. Hassan ve Ürdün halkı Mervana [kendisinden sonra] Halid b. Zeydden başka kimseye biat etmeyeceğine, Halidi Hıms ve Amr b. Saidi de Dımaşk emirliğine getirmesi üzerine biat ettiler. Mervana biat 64 yılı Zilkade ayının ortasında Pazartesi günü el-Cabiye denen mevkide gerçekleşti. Ubeydullah b. Ziyad, Dımaşk ehlinden Mervan b. el-Hakeme biat aldı ve bunu Mervana yazdı. Mervan, “Allah, beni hilafete getirmeyi isterse, yaratıklardan kimse onu engelleyemez.” dedi. Hassan b. Malik, “Doğru söyledin.” dedi. Mervan, 6000 kişi ile el-Cabiyeden yürüdü ve Mercürahıta indiler. Sonra ona Dımaşklılardan ve başka askerlerden 7000 kişi daha katıldı. kişi kadar oldular. Çoğu piyade idi. Mervanın askerleri içinde sadece seksen köle bulunmaktaydı. Bunların kırkı Abbad b. Zeydin, kırkı da başka kimselerindi. Mervanın ordusunun sağ cenahındaki birliğinin başında Ubeydullah b. Ziyad, sol cenahındaki birliğin başında ise Amr b. Said vardı. ed-Dahhak b. Kays, ordugahların komutanlarına mektup yazarak yanına çağırdı. Mercde yanında toplandılar. Askerlerinin sayısı 30.000 kişi idi. Orada 20 gün kaldılar. Her gün karşılaşıp savaşıyorlardı. Hatta ed-Dahhak b. Kays ve Kaysoğullarından pek çok kişi öldürüldü. ed-Dahhak b. Kays öldürülünce diğerleri de hezimete uğradı. Mervan ve beraberindekiler Dımaşka döndüler. Valilerini ordugah şehirlere gönderdi, Şamlılar topluca Mervana biat ettiler. Mervan, Halid b. Yezid b. Muaviyeyi emir tayin etmek istedi, ancak sonradan görüşünü değiştirerek oğulları Abdülmelik ve Abdülazizi kendisinden sonra halife olmak üzere tayin etti. Bu arada Halid b. Yezidin saygınlığını azaltmak, işlerini ve hareketlerini sınırlamak ve insanları ondan uzaklaştırmak istedi. Halid b. Yezid, her defasında Mervanın yanına girdiğinde oturduğu tahta onu oturturdu. Yine bir gün yanına girmişti, her zamanki oturduğu yere oturmak için gitti. Mervan, “Ey fahişenin oğlu! Uzaklaş, sen akılsızın birisin.” diyerek onu azarladı. O sırada Halid, kızarak annesinin yanına gitti ve “Sen beni rezil ettin, beni tutsak ettin, başımı (aklımı) noksan ettin, işimden ettin.” dedi. Annesi de: “Bu da ne demek?” dedi. Halid, “Şu adamla evlendin, bana şunları şunları söyledi.” diyerek Mervanın dediklerini annesine anlattı. Annesi ona, “Bunu kimse duymasın. Mervan, bana anlattığını da bilmesin. Benim yanıma her zaman geldiğin gibi gel, işin sonunu görene kadar bu işi sır olarak da sakla. Onun için ben sana yeterim ve sana yardımcı olurum.” dedi. Halid sustu ve odasına gitti. Mervan karısı Ümmü Halid bt. Ebu Haşim b. Utbe b. Rebianın yanına gitti ve ona, “Bugün Halid, benim ona söylediklerim hakkında ne dedi? Benden yana sana ne anlattı?” diye sordu. O da, “Herhangi bir şey anlatmadı. Bana bir şey söylemedi.” dedi. Mervan, “Beni sana şikayet edip, onu ayıpladığımı ve konuştuklarımı sana anlatmadı mı?” diye sordu. Kadın, “Ey Müminlerin Emiri! Sen Halidin gözünde çok değerlisin. Senin hakkında bir şey anlatmayacak ya da senin söylediğin bir şeyden alınmayacak kadar sana saygı duymaktadır. Sen, onun babası yerindesin.” dedi. Bunun üzerine Mervan yumuşadı, kadının anlattığı şekilde olduğunu zannetti ve ona inandı. Belli bir vakit geçtikten sonra, kaylule vakti gelmişti, Mervan kadının yanında uyudu. Kadın ve cariyeleri kalktı ve kapıyı Mervanın üzerine kapattılar, sonra yastığa doğru gidip onu aldı ve yüzüne doğru bastırdı, kendisi ve cariyeleri Mervan ölünceye kadar onun nefes almasına izin vermediler. Sonra kalkıp, onun için [hüzünlendiğinin ifadesi olarak] yakasını yırttı ve cariyelerine de böyle yaparak bağrışmalarını emretti. Cariyeler, hep birlikte “Müminlerin Emiri aniden öldü!” diye bağırdılar. Bu 65. senenin Ramazan ayının başlarında idi. Mervan o zaman 64 yaşlarında idi. Şamdaki ve Mısırdaki emirliği sekiz ayı geçmemiştir. Altı ay olduğu da söylenmiştir. Ali b. Ebu Talib bir gün Mervana bakarak şunu söylemişti: “Şakakları beyazladıktan sonra dalalet bayrağını taşıyacaktır. Onun, tıpkı köpeğin burnunu yalaması gibi bir emirliği var.” Şamlılar Abdülmelik b. Mervana biat ettiler. Şam ve Mısır, babasının emirliği altında olduğu gibi Abdülmelikin emirliği altında kaldı. Irak ve Hicaz, İbnüz-Zübeyrin elinde idi. Aralarındaki fitne yedi sene sürdü. Sonra İbnüz-Zübeyr, Mekkede 17 Cemaziyelevvel 73 Salı günü 72 yaşında öldürüldü. Ondan sonra Abdülmelik b. Mervanın emirliği sorunsuz bir şekilde istikamet üzere gitti. Mervan, Ömer b. el-Hattabdan şu hadisi rivayet etmiştir: “Bir kimse sılai rahim için bir şey hediye verirse, ondan dönmek yoktur.” Yine Osman, Zeyd b. Sabit ve Büsre bt. Safvandan da hadis rivayet etmiştir. Mervan, Sehl b. Sad es-Saididen de rivayette bulunmuştur. Medinedeki valiliği döneminde Peygamberin ashabını toplar, onlarla istişare eder ve icma ettikleri şeylerle amel ederdi. Yine sa ölçülerini] topladı, birbirileriye karşılaştırdı; en doğrusunu seçti ve onunla tartılmasını emretti. Bu yüzden “Mervanın saı” denmiştir. Aslında o, Mervanın değil, Peygamberin saı idi. Fakat Mervan ölçü aletlerini karşılaştırmış, en doğrusunu ölçü aleti olarak kullanmıştır.
1443. Abdullah b. amir
[Abdullah b. amir] b. Küreyz b. Rebia b. Habib b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusay. Ebu Abdurrahman olarak künyelenmiştir. Annesi Decace bt. Esma b. es-Salt b. Habib b. Harise b. Hilal b. Haram] b. Semmal b. Avf b. İmruülkays b. Bühse b. Süleym b. Mansurdur. Abdullah b. amirin 12 erkek 6 kız çocuğu olmuştur: Ümmü veledden olan Abdurrahmanın soyu devam etmemiş, Cemel savaşında öldürülmüştür. Oğlu Abdullah, babasından önce vefat etmiştir. Abdülmelik ve Zeynebin anneleri; Keyyise bt. el-Haris b. Küreyz b. Rebia b. Habib b. Abdüşems olup onun annesi de Bint Ertat b. Abdüşürahbil b. Haşim b. Abdümenaf b. Abdüddar b. Kusaydır. Onun annesi ise Erva bt. Haşim b. Abdümenaf b. Kusaydır. Çocuklarından Abdülhakim ve Abdülhamidin anneleri, Ümmü Habib bt. Süfyan b. Uveyf b. Abdullah b. amir b. Hilal b. amir b. Avf b. el-Haris b. Abdümenat b. Kinanedir. Oğlu Abdülmecid, ümmü veleddendir. es- Senabilin babası olan Abdurrahman el-Asğar da onun çocuklarındandır. Oğlu Abdüsselam küçükken ölmüştür. Her ikisinin de annesi ümmü veleddir. Ayrıca Abdurrahman, en-Nadrın babası olup annesi ümmü veleddir. Çocuklarından Abdülkerim, Abdülcebbar ve Emetülhamidin annesi; Hind bt. Süheyl b. Amr b. Abdüşems b. Abdüvüd b. Nasr b. Malik b. Hısl b. amir b. Lüeydir. Onun annesi el-Hanfa bt. Ebu Cehil b. Hişam b. el-Muğiredir. Onun annesi, Erva bt. Üseyd bt. Ebül-Îs b. Ümeyyedir. Yine Abdullahın kızı Ümmü Külsumün annesi, Emetüllah bt. el-Varis b. el-Haris b. Rebia b. Huveylid b. Nüfeyl b. Amr b. Kilabdır. Ayrıca Abdullahın kızı Emetülğaffarın annesi, Rebia kabilesinden Ümmü Eban bt. Meklebe b. Cabir b. es-Semin b. Amr b. Sinan b. Salebe b. Yerbu b. Salebe b. ed-Devl b. Hanife b. Rebiadır. Yine Abdullahın oğlu Abdülala ve Emetülvahid ümmü veleddendir. Diğer çocuğu Ümmü Abdülmelikin annesi ise, Ukayloğullarındandır. Dediler ki: Abdullah b. amir, hicretten dört sene sonra Mekkede dünyaya gelmiştir. Peygamber hicretin 7. yılında Kaza umresi yapmak için Mekkeye geldiğinde üç yaşında olan İbn amir Resulallaha getirilmiş; Peygamber onu tahnik yaparak okşamış ve afiyet duasında bulunmuştur. Ağzının suyu ile teberrük eden Resulallah, “Bu, Süleymden olan kadının oğlu mudur?” diye sormuş; onlar da “Evet!” demişlerdir. Resulallah, “Bu bizim oğlumuzdur. İçinizden bize en çok benzeyeninizdir. O susuzluk çekmeyecektir.” buyurmuştur. Abdullah şerefli biri olmuştur. Cömert, kerim, malı ve çocuğu çok birisi idi. Oğlu Abdurrahman doğduğunda kendisi 13 yaşlarında idi. Dediler ki: Osman hilafete geçince, Ömerin Ebu Musa el-Eşariyi dört sene Basra vaililiğinde bırakması şeklindeki tavsiyesine uydu ve Ebu Musa el-Eşariyi dört sene Basra valiliğinde bıraktı. Sonra onu azletti ve dayısı oğlu Abdullah b. amir b. Küreyz b. Rebia b. Habib b. Abdüşemsi 25 yaşlarında iken Basraya vali tayin etti. Ebu Musaya da şunu yazdı: “Ben seni hiyanetinden veya acziyetinden dolayı azletmiyorum. Peygamberin, Ebu Bekir ve Ömerin seni görevlendirmelerini önemsiyorum. Senin faziletini biliyorum. Sen ilk muhacirlerdensin. Ancak ben Abdullah b. amirin yakınlığından faydalanmak istedim. Ona, sana 3000 dirhem vermesini emrettim.” Ebu Musa, “Vallahi, Osman beni Basradan azlettiğinde Medineden ailemin atıyyesi (maaş) bana gelinceye kadar yanımda ne dinar ne de dirhem vardı. Yanımda Basralıların mallarından ne bir dinar, ne de bir dirhem olduğu halde ayrılmadım.” Ebu Musa, İbn amirden bir şey almadı. İbn amir ona gelerek, “Ey Ebu Musa! Kardeşinin oğullarından] senin faziletini benden daha iyi bilen biri yoktur. Şayet burada kalırsan şehrin emirisin. Gidersen de gideceğin yere ulaştırılırsın.” dedi. Ebu Musa, “Ey kardeşimin oğlu! Allah sana hayırlar versin.” diyerek Kufeye gitti. İbn amir, cömert, cesaret sahibi, kavmine ve akrablarına karşı hayırhah, onlar tarafından sevilen ve merhametli biriydi. (Gazaya gittiğinde) orduda bir yük yere düşerdi; kendisi bineğinden iner ve onu düzeltirdi. İbn amir, Abdurrahman b. Semüre b. Habib b. Abdüşemsi Sicistana gönderdi. Burayı hiçbir samur ve kirpi öldürülmemesi şartıyla sulh yoluyla fethetti. Çünkü bu iki hayvan, orada bulunan engerek yılanını yiyorlardı. Sonra Arduddavere] gidip orayı fethetti. Sonra Bariz] toprağına ve Fars kalelerine gazaya gitti. İstahr bölgesindeki Beyda şehri ahalisi oraya hakim olmuşlardı. İbn amir oraya giderek ikinci kez fethetti. Cur] el- Kariyan] ve el-Finsecan denilen yerleri fethetti. el-Kariyan ve el- Finsecan, Darabcird] bölgesindedir. Sonra Horasana yöneldi, kendisine orada Yezdecird b. [Feyruz b.] Şehriyar b. Kisra ve Faris bölgesinin Esaviresi] vardır. Nihavend ehli yenildiğinde Kisranın hazinelerini oraya taşımışlardır. Bu konuyu Osmana yazdı, Osman da “İstersen oraya gidebilirsin.” dedi. İbn amir, hazırlandı ve elçilerin [gidip gelmesini] kesti. Sonra Basraya namaz için Ebül-Esved ed-Düeliyi, haraç toplamak için Ezd kabilesinden Raşid el-Cüdeydiyi tayin ederek gitti. Sonra Istahr yolunu takip etti. Horasan ve Kerman arasındaki yerleri zapt etti. Hatta iki Tabes] şehrini fethetti. Ordunun öncü birliklerinin başında Kays b. el-Heysem b. Esma b. es-Salt es-Sülemi ve onunla birlikte Arap gençleri vardı. Sonra Merv taraflarına yöneldi. Hatem b. en-Numan el-Bahili ve Nafi b. Halid et- Tahiyi oraya yolladı. Orayı fethettiler. Her biri şehrin yarısını kontrol ediyordu. O ikisi, şehrin çevresindeki yerleri savaşarak, şehri ise barış yoluyla fethettiler. Yezdicerd bundan önce öldürülmüştü. Şöyle ki: Yezdicerd avlanmaya çıkmıştı. Bir değirmen oymacısına uğradı. Oymacı ona bir kazma ile vurarak beynini dağıttı. İbn amir, Mervürruz taraflarına gitti. Şehre Abdullah b. Sevvar b. Hemmam el-Abdiyi gönderdi. O da orayı fethetti. Yezid el-Hareşiyi] Zam, Baherz ve Cüveyne gönderdi. O da buraları savaşla fethetti. Abdullah b. Hazimi Serahse gönderdi. Oranın merzübanı onunla barış yaptı. İbn amir, Ebreşehr, Tus, Taharistan, Neysabur, Buşenç, Bazğis, Ebiverd, Belh, Talekan ve Fariyabı savaşarak fethetti. Sonra Sabire b. Şeyman el-Ezdiyi Herata gönderdi ve o oranın çevresindeki yerleri fethetti; ancak şehri almaya gücü yetmedi. İmran b. el-Fudayl el-Bürcümiyi, amule gönderdi; o da orayı fethetti. İbn amir, el-Ahnef b. Kaysı Horasanda bırakarak kendisi 4000 kişi ile Merve indi. Sonra İbn amir, Hacc için Horasandan ihrama girdi. Osman, ona mektup yazıp tehdit etti, eleştirdirdi ve “Belaya maruz kaldın.” dedi. Osmanın yanına gelince ona, “Kavmin olan Kureyşlilere hediye ver.” dedi. İbn amir öyle yaptı. Ali b. Ebu Talibe 3000 dirhem ve giyecek gönderdi. Mallar ve paralar Aliye ulaşınca, “Allaha hamd olsun bakıyorum ki, Muhammedin mirasını bizden başkaları yiyor.” dedi. Bu ifadeler Osmana ulaşınca İbn amire, “Allah senin görüşünü kahretsin! Aliye 3000 dirhem gönderilir mi?” dedi. İbn amir, “Artırılmasını hoş karşılamadım. Bu konuda senin görüşünü de bilmedim.” dedi. Osman, “Artır!” dedi. Sonunda dirhem ve ona ek bazı şeyler gönderdi. Ali, Mescide gitti ve halkasının sonuna oturdu. Oradakiler İbn amirin Kureyşin o boyuna verdiği hediyeleri konuşuyorlardı. Ali, “O, tartışmasız Kureyş gençlerinin efendisidir.” dedi. Ensar şöyle dedi: Tulaka] ancak düşmanlıklarından dolayı [bize bir şey] vermedi.” Bu durum Osmana ulaştı. İbn amiri çağırarak: “Ey Ebu Abdurrahman! Şerefini koru ve Ensarı gözet. Onların dilleri bildiğin gibidir.” dedi. Onlara hediyeler verdi ve elbiseleri dağıttı. Bu sebeple onu övdüler. Osman, ona işine dönmesini söyledi. O gitti, insanlar “İbn amir şöyle dedi. İbn amir şöyle yaptı” diye konuşuyorlardı. İbn Ömer, “Kazanç iyi olduğunda nafaka artar.” dedi. Basra ona yetmedi. Bu yüzden Osmandan gazveye çıkmak için izin talebinde bulundu. Osman da ona izin verdi. İbn Semüreye ilerlemesini emretti. O da ilerleyip Büst ve civarını fethetti. Sonra Kabul ve Zabulistana geçti ve onların hepsini fethetti. Ganimetleri İbn amire gönderdi. Dediler ki: Horasanı yavaş yavaş fethetmeye devam etti. Herat, Buşenc, Serahs, Ebreşehr, et-Talekan, Fariyab ve Belhi fethetti. Bu, Osman ve İbn amir zamanındaki Horasandır. İbn amir, Basrada kaldı. O, amir b. Abdükays el-Anberiyi Osman b. Affanın emriyle Basradan Şama gönderdi. Ayrıca Basrada insanlara bir pazar yeri oluşturdu. Bazı evleri istimlak edip çarşılar oluşturdu. Basrada ilk defa ipek kumaş giyen kişi kendisidir. Kahverengi cübbe giyen ilk kişidir. Bu yüzden halk, “Emir, ayı derisinden cübbe giymiş!” dedi. Sonra kırmızı bir cübbe giymişti. Bu sefer insanlar, “Emir, kıpkırmızı bir gömlek giydi!” dediler. Arafatta ilk defa su depoları oluşturdu; çeşmeler yaptırdı ve sular akıttı. Böylece insanları suladı. Bunlar bugüne kadar devam etmektedir. Halk, Osmanın valilerinden memnun olmadıklarını ifade ettikleri esnada İbn amirin Basrada kalmasını şart koşmuşlardı. Bu, İbn amiri seviyor olmalarından ve Kureyşin bu boyu ile olan ilişkilerinden dolayıdır. İnsanlar, Osmana karşı harekete geçtiklerinde İbn amir, Mücaşi b. Mesudu çağırarak onu bir birliğin başında Osmana gönderdi. Hicazın yakınlarına geldiklerinde, adamlarından bir müfreze devriye için çıkmıştı. Bir adamla karşılaştılar. Ona, “Haberler nedir?” diye sordular. Adam, “Allahın düşmanı ahmak yaşlı öldürüldü. İşte bu da saçlarından bir tutamdır.” dedi. O gün Mücaşi b. Mesudun yanında bir hizmetçi olarak bulunan Züfer b. el-Haris adamın üzerine atıldı ve onu öldürdü. Osmanın intikamını almak amacıyla ilk öldürülen kişi budur. Sonra Mücaşi, Basraya döndü. İbn amir olanları görünce Basrada yerine Abdullah b. amir el- Hadramiyi vekil bıraktı beytülmaldaki malları alarak Mekkeye gitti. Şama gitmek isteyen Talha, Zübeyr ve Ayşenin huzuruna çıktı; onlara, “Şama değil Basraya gidin. Benim orada yaptıklarım (etkim) var. Orası geliri çok olan bir yerdir. Orada çok adam var. Allaha yemin olsun ki, isteseydim insanları birbirlerine vurdurmadan oradan çıkmazdım.” dedi. Talha, “Daha yapmadın mı? Temimin omuzlarına şefkat mi ettin?” dedi. Sonra onlar, Basraya gitme konusunda görüş birliğine vardılar. Peşinden Cemel hadisesinde olanlar oldu. İnsanlar hezimete uğradı. Abdullah b. amir, Zübeyre geldi ve elini tutarak: “Ey Ebu Abdullah! Ümmet-i Muhammed hakkında Allaha yemin ederim ki, bu günden sonra ümmet-i Muhammed olmayacaktır.” dedi. Zübeyr, “Hücum edip çarpışan iki grubun arasını serbest bırak, çarpışsınlar. Umutlar ve hırslar, şiddetli korkuyla birliktedir.” dedi. İbn amir, Şam tarafına katıldı ve oraya indi. Kendisiyle künyelendiği oğlu Abdurrahman, Cemel vakasında öldürüldü. Harise b. Bedr Ebül- Anbes el-Gudani, İbn amirin Şama çıkışını şöyle anlatır: Haberler geldi bana ki, İbn amir, Şamda develerini çöktürdü, çadırlarını dikti… Dolaşıyor Şamın iki hamamını ve kendi sarayını… Hayatına yemin olsun ki, eğer o kavim sana rıza ile gelmedilerse, Yayların çarpışmak için temizlendiği günü görürler. Önceden oraya davetçi olmuşlardı. Sanki oklar düşmanların başında, Yaklaşan ve isabet eden yıldırımlar gibiydi… İbn amir öyle bir kükredi ki, insanlar benzerini görmedi. Önce Iraklı idi, sonradan Şamlı oldu… İbn amir, Basradan ayrılınca Ali, oraya vali olarak Osman b. Huneyf el- Ensariyi gönderdi. Osman, orada iken Talha, Zübeyr ve Ayşe geldiler. Abdullah b. amir, Muaviye ile Şamda kaldı. Onun Sıffine katıldığı zikredilmedi. Hasan b. Ali Muaviyeye biat ettiğinde Muaviye Büsr b. Ertatı Basraya vali olarak tayin etti; sonra azletti. İbn amir Ona, “Benim, kavmin birinde emanetlerim var. Şayet beni Basraya vali tayin etmezsen onlar gidecek.” dedi. Muaviye üç yıl sonra onu vali tayin etti. İbn amir, Muaviyeden bir sene önce vefat etti. Muaviye, “Allah, Ebu Abdurrahmana rahmet etsin. Artık kiminle gurur duyacağız ve kiminle övüneceğiz?” dedi.
1444. Ubeydullah b. Adi el-Ekber
[Ubeydullah b. Adi el-Ekber] b. el-Hıyar b. Adi b. Nevfel b. Abdümenaf b. Kusay. Annesi, Ümmü Kıtal bt. Esid b. Ebül-Îs b. Ümeyye b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusaydır. Ubeydullah b. Adinin Muhtar adında çocuğu olmuştur. Bunun annesi ümmü veleddir. Çocuğu Humeyde bt. Ubeydullahın annesi Meymune bt. Süfyan b. Fehmdir. Ubeydullah, Ömer ve Osmandan hadis rivayet etmiştir. Medinede Ali b. Ebu Talibin evinin yanında bir evi vardı. Ubeydullah b. Adi, Velid b. Abdülmelikin hilafeti döneminde Medinede vefat etmiştir. Sika bir ravi olup, hadis rivayeti azdır.
1445. Abdurrahman b. Zeyd
[Abdurrahman b. Zeyd] b. el-Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza b. Riyah b. Abdullah b. Kurt b. Rezah b. Adi b. Kab. Annesi, Ensardan Lübabe bt. Ebu Lübabe b. Abdülmünzir b. Rifaa b. Zenber b. Zeyd b. Ümeyye b. Zeyd b. Malik b. Avf b. Amr b. Avftır. Abdurrahman b. Zeydin oğlu olan Ömerin annesi, Ümmü Ammar bt. Süfyan b. Abdullah b. Rebia b. el-Haris b. Hubeyb b. el-Haris b. Malik b. Hutayt b. Cüşem b. Kasidir. Abdurrahmanın oğlu Abdullah ve diğer bir çocuğunun annesi Fatıma bt. Ömer b. el-Hattabdır. Onun annesi de Ümmü Hakim bt. el-Haris b. Hişam b. el-Muğiredir. Çocuklarından Abdülaziz, -Ömer b. Abdülaziz döneminde Kufe valiliği yapan- Abdülhamid, Ümmü Cemil ve Ümmü Abdullahın anneleri, amir b. Sasaaoğullarından Meymune bt. Bişr b. Muaviye b. Sevr b. Ubade b. el-Bekkadır. Çocuklarından Esid, Ebu Bekir, Muhammed ve İbrahimin anneleri Sevde bt. Abdullah b. Ömer b. el-Hattabdır. Çocuklarından Abdülmelik, Ümmü Amr, Ümmü Humeyd, Hafsa ve Ümmü Zeydin anneleri farklı ümmü veledlerdir. Peygamberin vefatında Abdurrahman b. Zeyd b. el-Hattab altı yaşında idi. Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayet etmiştir. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Üsame b. Zeyd haber verdi. O Salim Ebün-Nadrdan ya da Nafiden -Ubeydullah hangisi olduğunda şüphe duymuştur- şöyle dediğini rivayet etti: Abdurrahman b. Zeyd b. Hattab dedi ki: “Ben ve asım b. Ömer b. el- Hattab denizde ihramlı idik. Ben onun başını suya batırmaya çalışıyordum: o da benim başımı batırmaya çalışıyordu. Ömer ise sahilde (bize) bakıyordu.” Bize Said b. Mansur haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Avane haber verdi. O Hilal b. Ebu Humeydden, o da Abdurrahman b. Ebu Leyladan şunu rivayet etti: Ömer b. el-Hattab Abdülhamide baktı. Onun ismi Muhammed idi. Bir adam ona, “Allah sana şöyle şöyle yapsın ey Muhammed!” diye söverken onu işitti. Ömer, “Yaklaş ey İbn Zeyd! Dikkat et! Resulallaha -ya da Muhammede dedi- senden dolayı sövüldüğünü görüyorum. Vallahi, ben hayatta olduğum sürece artık Muhammed diye çağrılamayacaksın.” dedi ve ona Abdurrahman adını verdi. Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi; dedi ki: Bize Ubeydullah b. Ömer haber verdi. O Nafiden, o da İbn Ömerden şunu rivayet etti: İbn Ömer, Abdurrahman b. Zeyd b. el-Hattabın naşı üzerine kafur gibi güzel kokular saçtı, onu kefenledi ve taşıdı. Sonra mescide girdi namazını kıldı ve abdest almadı. Muhammed b. Ömer dedi ki: Abdurrahman b. Zeyd, Abdullah b. ez- Zübeyr b. el-Avvamın hilafeti döneminde vefat etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Abdullah b. Abdurrahman b. Zeyd b. el-Hattab anlattı; anlattı; dedi ki: Abdurrahman b. Zeyd, Mekkede Yezid b. Muaviyenin valisi idi. Yezidin yanına gitti. Ravi dedi ki: Yedi gün kaldı. Sonra meşhur süratli, alnı beyaz bir at üzerine çıktı; elinde de bir şahin kuşu vardı. Dedim ki: “Bunda bir hayır yoktur.” Ona yaklaştım, onunla konuştum, aklının olmadığını söyledim. Sonra onu tekrar Mekkeye gönderdi. İnsanlar onun yanında Abdullah b. ez-Zübeyri üstün gördüklerini ifade ettiler. Bu durum, Yezid b. Muaviyeye ulaşınca onu azletti ve onun yerine Mekkeye el-Haris b. Abdullah b. Ebu Rebiayı atadı.
1446. Abdurrahman b. Said
[Abdurrahman b. Said] b. Zeyd b. Amr b. Nüfeyl b. Abdüluzza b. Riyah b. Abdullah b. Kurt b. Rezah b. Adi b. Kab. Annesi Gassandan Ümame bt. ed-Düceycdir. Abdurrahman b. Saidin çocuklarından Zeyd, -soyu devam etmeyen- Said ve Fatımanın anneleri ümmü veleddir. Abdurrahmanın oğlu Amrın annesi Hatmeoğullarındandır. Ümmü Sabit olduğu da söylenmektedir. Ayrıca Ümmü Ünas bt. Sabit b. Kays b. Şemmas olduğu da söylenmektedir. Bize İsmail b. Abdullah b. Ebu Üveys el-Medeni haber verdi; dedi ki: Bana babam anlattı. O Yerbu ailesinden Ebu Bekir b. Osmandan şöyle dediğini rivayet etti: Abdurrahman b. Said b. Zeyd b. Amr el-Adevi, Ömer b. el-Hattabın yanına girdi. [O sırada onun] ismi Musa idi. Ömer, onun ismini Abdurrahman olarak değiştirdi; günümüze kadar böyle kaldı. Bu, Ömerin Peygamber ismi taşıyanların adlarını başka isme değiştirdiği dönemde olmuştur. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Rebia b. Osman anlattı. O da Nafiden şöyle dediğini rivayet etti: Cuma namazı için hazırlanmakta olan İbn Ömer, Abdurrahman b. Said b. Zeyd b. Amr b. Nüfeyl için çağrılmıştı. O gitti; biz de beraberinde gittik. Bana emretti, onu yıkadım. İbn Ömer de su döküyordu. Başının ön tarafındaki saçları ve yüzünü yıkadı; burun deliklerine ve ağzına su aldı. Sonra boynunu, göğsünü ve fercini yıkadı. İlk soyduğunda fercine bir bez parçası koydu. Onu ayaklarına varıncaya kadar yıkadı, sonra ters çevirdi. Ön tarafını yıkadığımız şekilde arkasını da yıkadık. Sonra onu dizleri üstüne oturttu, bir adam omuzlarından tuttu, karnını sıktı. Bir adam da onun üzerine su döküyordu. Sonra başını silkti. Bu, su ile yapılan bir yıkama idi. Sonra ikinci yıkamayı sidr] ve su ile yaptı. Sonra üçüncü yıkamayı su ve kafur ile yaptı. Bu üç defa yıkamaktır. Sonra onu bir şeyle kuruttu. Sonra burun deliklerine, ağzına, kulaklarına ve dübürüne pamuk koydu. Sonra kefeni getirildi; beş parça idi. Önce düğmesiz kamis giydirildi; ön tarafı başından ve yüzünden ayaklarına kadar kafurlandı. Arta kalan da ayaklarına tütsülendi. Sonra başını ve yüzünü sarık ile sardı. Sonra üç tane elbise birbirine girdirilerek giydirildi ve düğmelenmedi. Nafi dedi ki: “Ömer b. el- Hattab, Abdurrahman b. Said b. Zeyd ve Vakıd b. Abdullah b. Ömer bu şekilde yıkanmışlardır.” Abdurrahman sikadır, hadis rivayeti azdır.
1447. Muhammed b. Talha
[Muhammed b. Talha] b. Ubeydullah b. Osman b. Amr b. Kab b. Sad b. Teym b. Mürre. Annesi, Hamne bt. Cahş b. Riabdır. Onun annesi de Ümeyme bt. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf b. Kusaydır. Muhammed b. Talhanın İbrahim el-Arec] adında çocuğu olmuştur. İbrahim şerefli ve taviz vermeyen ciddi bir kişiydi. Abdullah b. ez-Zübeyr onu Irak haracının başına getirmiştir. Muhammed b. Talhanın Süleyman adında bir çocuğu vardır. Muhammed bununla künyelenirdi. Davud ve Ümmül-Kasım da Muhammedin çocuklarıdır. Bu üçünün anneleri, Havle bt. Manzur b. Zebban b. Seyyar b. Amr b. Cabir b. Ukayl b. Hilal b. Sümey b. Mazin b. Fezaredir. Bunların anne bir kardeşleri olan Hasan b. Hasan b. Ali b. Ebu Talibin de annesi Havle bt. Manzur b. Zebbandır. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. İsmail b. İbrahim b. Muhammed b. Talha b. Ubeydullah haber verdi. O Muhammed b. Zeyd b. Muhacirden, o da İbrahim b. Muhammed b. Talhadan şöyle dediğini rivayet etti: Hamne bt. Cahş, Muhammed b. Talhayı doğurunca onu Peygambere getirdi ve ona isim koymasını istedi. Peygamber, “Onun ismi Muhammed olsun, künyesi de Ebu Süleyman olsun. Çünkü ben, ismim ile künyemin birlikte olmasını istemem.” dedi. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Osman haber verdi; dedi ki: Bize Talha ailesinin mevlası olan Muhammed b. Abdurrahman anlattı. O Talhanın oğulları Musa veya İsadan birinden -ravi Yezid, burada hangisi olduğu konusunda şüpheye düştü-, o da Muhammed b. Talhanın sütannesinden şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed b. Talha doğduğunda onu Peygambere götürdük. Peygamber, “Onun ismini ne koydunuz?” dedi. Biz “Muhammed.” dedik. Peygamber, “Bu benim adaşımdır. Künyesi de Ebül-Kasımdır” dedi. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Osman haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Hafs b. Ömer b. Sad şunu rivayet etti: Muhammed b. Talha ve Muhammed b. Ebu Bekir, Ebül-Kasım olarak künyelenirlerdi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Abdullah b. Muhammed b. İmran b. Muhammed b. Talha b. Ubeydullah, ailesi ve insanlar arasında şöyle diyordu: Muhammed b. Talhanın künyesi Ebül-Kasım idi. Oğlu da onunla künyelendi ve ismi de Muhammed oldu. Onun babası Muhammed b. İmran b. İbrahim, ilk künyesini aldı. Muhammed b. Talhanın künyesi bize gelen ilk rivayetteki Ebu Süleymandı. Ailesi onu böyle tanıtırlar ve bu şekilde rivayet ederlerdi. Bize Ebu Haşim el-Mahzumi el-Basri ve Said b. Mansur haber verdiler; dediler ki: Bize Ebu Avane anlattı. O Hilal b. Ebu Humeydden, o da Abdurrahman b. Ebu Leyladan şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. el-Hattab, Ebu Abdülhamide baktı; onun ismi Muhammed idi. Bir adam ona, “Allah sana şöyle şöyle yapsın” diyerek sövüyordu. Ömer bu esnada, “Ey Zeydin oğlu! Yaklaş bana, senin yüzünden Muhammede sövülmektedir. Vallahi ben yaşadıkça sen Muhammed diye çağrılmayacaksın.” dedi ve onu Abdurrahman diye isimlendirdi. Sonra Talhanın oğullarına haber gönderdi. O gün onlar yedi kişiydiler. En büyükleri ve liderleri Muhammed b. Talha idi. Ömer, onun ismini değiştirmek istedi. Muhammed b. Talha, “Ey Müminlerin Emiri! Allah şahittir ki beni, Muhammed olarak Muhammed isimlendirdi.” dedi. Ömer de, “Kalkınız, artık bunda yapacak bir şey yoktur. Onu, Muhammed isimlendirmiştir.” dedi. Bize Mutarrif b. Abdullah el-Yesari haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Osman el-Umeri anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah şöyle buyurdu: “Evinde bir, iki ya da üç Muhammed olan zarara uğramaz.” Muhammed b. Ömer dedi ki: Muhammed b. Talha, faziletinden ve çok ibadetinden dolayı “Seccad” diye isimlendirilirdi. Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur. Ömer, Muhammede teyzesi ve aynı zamanda Peygamberin zevcesi olan Zeynep bt. Cahşın kabrine inmesini emretmiştir. Babası ile birlikte Cemel savaşına katılmış ve orada öldürülmüştür. Sika bir kimse olup az hadis rivayet etmiştir. Basraya geldiklerinde Talha ve Zübeyr beytülmaldaki malları alarak mühürlediler. O esnada namaz vakti geldi. Talha ve Zübeyr [kimin imamlık yapacağı hususunda] tartıştılar. Neredeyse namaz vakti geçmekte idi. Sonra namazları Abdullah b. ez-Zübeyr ve Muhammed b. Talhanın sırayla kıldırması hususunda anlaştılar. Önce Abdullah b. ez-Zübeyr öne geçti, Muhammed b. Talha onu geriye çekti. Sonra Muhammed b. Talha öne geçti, Abdullah b. ez-Zübeyr onu geriye çekti. Neticede kura çektiler. Kura Muhammed b. Talhaya çıktı. Öne geçti ve “Birisi, yüksek derecelere sahip olan Allah katından, inkarcılara gelecek ve savunulması imkansız olacak azabı istedi (sordu).”] ayetleriyle başlayan Mearic suresini okudu. Dediler ki: Muhammed b. Talha, Cemel günü çok şiddetli bir şekilde savaştı. İş tamamlanıp deve öldürülüp, devenin yularından tutan herkes öldürülünce Muhammed b. Talha ilerledi ve Ayşenin üzerinde bulunduğu devenin yularından tutarak şöyle dedi: “Ne görüyorsun ey Annem?” Ayşe , “Ben senin insanların en hayırlı olmanı istiyorum.” dedi. O sırada Esedoğulları ile anlaşmalı olan Abdullah b. Gatafanoğullarından Abdullah b. Mükabir adında bir adam Muhammed b. Talhaya bir mızrak ile vurdu. Muhammed ona, “Sana Ha-Mimi] hatırlatırım.” dedi. Adam ona sövdü ve onu öldürdü. Onu İbn Mükeys el-Ezdinin öldürdüğü de söylenmiştir. Bir kısım kimseler onu Muaviye b. Şeddad el-Absinin, diğer bazıları ise Usam b. el-Mukşair en-Nasrinin öldürdüğünü söylemişlerdir. Muhammede “Seccad” denilmekte idi. İnsanlar içinde namazı en uzun kılanı idi. Onu öldüren şöyle demiştir: Rabbinin ayetlerini dimdik tutan bu dağınık adam… Eziyeti az olandır, gözün gördüğü kadarıyla zararsızdır. Ben, ona mızrağımı fırlatarak gömleğinin yakasını yırttım. O da elleri ve ağzı üzerine düşüp yere kapandı. O, saldırıdan önce “Ha mim” suresini bana hatırlatıyordu, Saldırıdan önce “Ha mim” okusaydı ya? Başka bir şeye, Aliye tabi olmadığına okusaydı… Zira hakka tabi olmayan pişman olacaktır. Dediler ki: İnsanlar Cemel savaşında 13.000 ölü bırakarak oradan ayrıldılar. Ali, yanına meşale alarak Sıffin gecesinde ölüler arasında dolaşmaktaydı. Muhammed b. Talha b. Ubeydullahın cesedinin yanına vardığında yüzünü oğlu Hasana çevirerek: “Ey Hasan! Kabenin Rabbine yemin olsun ki, gördüğün gibi Seccad öldürülmüş.” dedi. Sonra da, “Babası onu bu işe yönlendirdi. Şayet babası ve babasına duyduğu saygısı olmasaydı, takvası ve faziletinden dolayı Muhammed b. Talha buraya gelmezdi.” dedi. Hasan da babasına, “Ama senin takvan buraya gelmekten seni alıkoymadı.” dedi. Ali de, “Ey Hasan! Sen benden ne istiyorsun?” dedi. Çünkü Ali, bundan önce oğlu Hasana, “Ey Hasan! Baban bundan yirmi sene önce ölmüş olmayı isterdi.” demişti.
1448. İbrahim b. Abdurrahman
[İbrahim b. Abdurrahman] b. Avf b. Abduavf b. Abdülharis b. Zühre b. Kilab. Annesi, Ümmü Külsum bt. Ukbe b. Ebu Muayt b. Ebu Amr b. Ümeyye b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusaydır. Onun annesi de Erva bt. Küreyz b. Rebia b. Habib b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusaydır. Ervanın annesi de Ümmü Hakim olup o, el-Beyda bt. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf b. Kusaydır. İbrahim b. Abdurrahmanın Kureyr], Ümmül-Kasım ve Şüfeyye -o, Şifadır- denen çocuklarının annesi, Ümmül-Kasım bt. Sad b. Ebu Vakkas b. Üheyb b. Abdümenaf b. Zühredir. İbrahim b. Abdurrahmannın çocuklarından Ömer, el-Misver, Sad, Salih, Zekeriyya ve Ümmü Amrın anneleri; Ümmü Külsum bt. Sad b. Ebu Vakkas b. Üheyb b. Abdümenaf b. Zühredir. İbrahim b. Abdurrahmannın çocuklarından Atik ve Hafsanın annesi; Muti b. el-Esved b. Harise b. Nadle b. Avf b. Abid b. Avic b. Adi b. Kabın kızıdır. İbrahim b. Abdurrahmanın bir diğer oğlu İshakın annesi; Ümmü Musa bt. Abdullah b. Avf b. Abduavf b. Abd b. el-Haris b. Zühredir. İbrahim b. Abdurrahmanın Osman adındaki çocuğunun annesi, Ulya bt. Maruf b. amir b. Hırnıktır. İbrahimin çocuklarından Hevd ve Şüfeyye es-Suğranın anneleri ümmü veleddir. İbrahimin çocuklarından Zübeyr ve Ümmü Abbadın anneleri ümmü veleddir. Yine çocuklarından Ümmü Amrın annesi de ümmü veleddir. İbrahimin çocuklarından Ümmü Amr es-Suğranın annesi ümmü veleddir. İbrahimin Velid adındaki çocuğunun annesi ümmü veleddir. İbrahim, Ebu İshak diye künyelenirdi. Bize Yezid b. Harun, Man b. İsa ve Muhammed b. İsmail b. Ebu Füdeyk haber verdiler; dediler ki: Bize İbn Ebu Zib haber verdi. O Sad b. İbrahimden, o da babasından şunu rivayet etti: Ömer b. el-Hattab, bir şarap meyhanesi olan Rüveyşid es-Sekafinin evini yakmıştır. Ömer, onu bundan men etmişti. Ben evin yandığını gördüm, sanki kor haline gelmişti. Muhammed b. Ömer dedi ki: Abdurrahman b. Avfın oğullarından İbrahim b. Abdurrahman b. Avftan başka Ömerden sema ve rüyet yolu ile rivayette bulunan başka birini bilmiyoruz. İbrahim b. Abdurrahman, babası, Osman, Ali, Sad b. Ebu Vakkas, Amr b. el-as ve Ebu Bekreden de rivayette bulunmuştur. İbrahim b. Abdurrahman, hicri 76 yılında 75 yaşında iken vefat etmiştir.
1449. Malik b. Evs
[Malik b. Evs] b. el-Hadesan. Nasr b. Muaviye b. Bekir b. Hevazin b. Mansur b. İkrime b. Hasefe b. Kays b. Aylan b. Mudaroğullarından bir kimsedir. Onun Cahiliye döneminde ata bindiğini söylerler. Yaşlı bir kimse idi; ancak sonraları Müslüman olmuştur. Peygamberi gördüğüne dair bir rivayet bize ulaşmamış olup Peygamberden herhangi bir rivayeti de yoktur. Ömer b. el-Hattab ve Osman b. Affandan hadis rivayetinde bulunmuştur. Medinede 72 senesinde vefat etmiştir.
1450. Abdurrahman b. Abd
[Abdurrahman b. Abd] el-Kari.] Kare kabilesindendir. Kare, Muhallim b. Galib b. aize b. Yeysa b. Muleyh b. el-Hun b. Huzeyme b. Müdrike b. İlyas b. Mudarın oğludur. Kare denmesinin sebebi, Yamer b. eş-Şüddah b. Avf el-Leysi, bunları Kinane kabilesinden ayırmak istediğinde içlerinden biri şu şiiri söylemiştir: Bizi bir tepeye (Kareye) bırakınız ve yardımımıza gelmeyiniz. Deve kuşlarının ürktüğü gibi ürkelim. Bu yüzden onlara Kare denmiştir. Onlar hakkında birisi de şöyle bir şiir söylemiştir: “Kareli olan kimse ile ok atma yarışına giren kişi ona insaflı davrandı.”] Kareliler ok atıcı kimselerdi. el-Kare, Ehabiştendir. Ehabiş ise el-Haris b. Abdümenat b. Kinane, Huzaadan Sadın oğulları el-Mustalık -ismi Cüzeymedir- ve el-Haya -ismi amirdir- ile Adaldır. el- Kare, el-Hun b. Huzeymeoğullarıdır. Adal ise ed-Diş b. Muhallimin oğludur. Onlara Ehabiş diye isim verilmiştir; çünkü onlar toplanmışlardır [tehabbeşu]. Bunların hepsi Kureyşten Bekroğulları ile anlaşmalı idiler. Bunlara Mekkeden on mil uzaklıktaki Hubşi dağında anlaşma yaptıkları için onlara el-Ehabiş diye isim verildiği de söylenmektedir. el-Kare kabilesi Cahiliye döneminde özellikle Zühre b. Kilaboğulları ile sağlam bir anlaşmaları vardı. Zühreoğullarından istedikleri kadar evlilik yapmışlardı. Annelerinin çoğu Zühreoğullarındandır. Abdurrahman b. Abd el-Kari, Ömerden rivayette bulunmuş, kendisinden de Urve b. Zübeyr rivayette bulunmuştur. Abdurrahman, Medinede Abdülmelik b. Mervanın hilafeti zamanında 80 senesinde vefat etmiştir. O dönem Medine valisi Eban b. Osman b. Affan idi. Abdurraman b. Abd vefat ettiğinde 78 yaşında idi.
1451. İbrahim b. Kariz
[İbrahim b. Kariz] b. Ebu Kariz. Ebu Karizin ismi, Halid b. Ubeyd b. Teym b. Amr b. el-Haris b. Mebzul b. el-Haris b. Abdümenat b. Kinanedir. Ebu Kariz, Mekkeye geldi. Yakışıklı ve şair bir kişi idi. Kureyşliler kendisine, “O, bizim dostumuz, anlaşmalımız, kardeşimiz, yardımcımız ve hepimiz onunla birlikteyiz.” dediler. Hepsi onu evlerinde misafir etmek ve onu evlendirmek için davet ettiler. O da “Bana üç gün süre verin.” dedi. Hira dağına çıktı ve tepesinde üç gün ibadette bulundu. Sonra oradan indi ve ilk karşılaştığı kimse ile anlaşma yapmaya karar verdi. Kendisi ile ilk karşılaşan Abdurrahman b. Avfın dedesi Abduavf b. Abd b. el-Haris b. Zühre olmuştu. Onun elinden tuttu, çıktılar ve birlikte Mescide girdiler. Kabenin yanında durdu ve anlaşma yaptılar. Abduavf onu anlaşmalı yapmış oldu. İbrahim b. Kariz, Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur. İbrahim şöyle demiştir: Ben, Ömeri şöyle derken işittim: “Kufeliler bana zor gelmişlerdir. Onlar hiçbir idareciden razı olmazlar, hiçbir iradeci de onlardan razı olmaz.”
1452. Abdullah b. Utbe
[Abdullah b. Utbe] b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh b. Far b. Mahzum b. Sahile b. Kahil b. el-Haris b. Sad b. Hüzeyl. Zühre b. Kilaboğulları ile anlaşmalıdırlar. Künyesi Ebu Abdurrahmandır. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize İbn Uyeyne anlattı. O da ez-Zühriden şunu rivayet etti: Ömer b. el-Hattab Abdullah b. Utbeyi pazarda görevlendirdi ve pamuklu elbiselerden [vergi] almasını emretti. Muhammed b. Ömer dedi ki: Abdullah b. Utbe, Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur. Abdullah sonra Kufeye gitmiş ve Abdülmelik b. Mervanın hilafeti döneminde Bişr b. Mervanın Irak valiliği sırasında vefat etmiştir. Sika, kıymetli, çok hadis rivayet eden ve fetvası çok olan fakih bir kişidir.
1453. Nevfel b. İyas
[Nevfel b. İyas] el-Hüzeli. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize İbn Ebu Zib haber verdi. O Müslim b. Cündebden, o da Nevfel b. İyas el-Hüzeliden şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. el-Hattabın zamanında Ramazan ayında Mescidin farklı farklı yerlerinde namaz kılardık. İnsanlar içlerinde en güzel sesi olanların yanına giderlerdi. Bunun üzerine Ömer, “Bakıyorum bazı kimseler Kuranı şarkılar haline getirdiler. Vallahi gücüm yeterse ben bunu değiştireceğim.” dedi. Ravi dedi ki: Üç gün geçmemişti ki, Ömer, Übey b. Kaba insanlara namaz kıldırmasını emretti, en son safta da kendisi durdu. Sonra da “Bu bidat ise de ne güzel bir bidattır.” dedi.
1454. el-Haris b. Amr
[el-Haris b. Amr] Hüzeli. Peygamber döneminde doğmuştur. Ömer b. el- Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur. Ebu Musa el-Eşariye namaz konusunda yazdığı da bu hadislerden biridir. Abdullah b. Mesud ve dışındakilerden de hadis rivayetinde bulunmuştur. el-Haris b. Amr, 70 senesinde vefat etmiştir.
1455. Abdullah b. Saide
[Abdullah b. Saide] el-Hüzeli. Künyesi, Ebu Muhammeddir. Ömer b. el- Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur. Bize Abdülmelik b. Amr Ebu amir el-Akadi haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Cafer anlattı. O Osman el-Ahnesiden, o da İbn Saide el- Hüzeliden şöyle dediğini rivayet etti: Ben, Ömer b. el-Hattabın pazar yerinde insanlar bir şeyler yemek için toplandıklarında “Yolumuzu kapatmayın yerlerinize girin.” diyerek tüccarları kamçısıyla dövdüğünü gördüm. Kendisinden de hadis rivayetinde bulunulmuştur.
1456. en-Nadr b. Süfyan
[en-Nadr b. Süfyan] Hüzeli. Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuş, kendisinden de hadis rivayet edilmiştir.
1457. Alkame b. Vakkas
[Alkame b. Vakkas] b. Mihsan b. Kelede b. Abdüyalil b. Tarif b. Utvare b. amir b. Leys b. Bekir b. Abdümenat b. Kinane. Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur. Sika biri olup az hadis rivayet etmiştir. Medinede Leysoğulları yurdunda bir evi vardı. Kendisinden sonra soyu devam etmiştir. Oğullarından Muhammed b. Alkame b. Vakkas, Ebu Selemeden hadis rivayetinde bulunmuştur. Alkame b. Vakkas, Medinede Abdülmelik b. Mervan döneminde vefat etmiştir.
1458. Abdullah b. Şeddad
[Abdullah b. Şeddad] b. Üsame b. Amr. Amr, el-Had b. Abdullah b. Cabir b. Bişr b. Utvare b. amir b. Leystir. Annesi, Esma bt. Umeys el-Hasamiyyenin kız kardeşi Selma bt. Umeystir. Amrın el-Had/el-Hadi [yol gösteren] diye isimlendirilmesinin sebebi, geceleri misafirlerin ve yolda gidenlerin görebilmeleri için ateş yakmasından dolayıdır. Abdullah b. Şeddad, Ömer b. el-Hattab ve Ali b. Ebu Talibden hadis rivayetinde bulunmuştur. Sika bir kimse olup az hadis rivayet etmiştir. Şii idi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn rivayet etti; dedi ki: Abdullah b. Şeddad, Hamzanın kızı ile anne bir kardeştirler. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Şube anlattı; dedi ki: Bize el-Hakem b. Abdullah b. Şeddad b. el-Had haber verdi; dedi ki: Hamzanın kızı ile yakınlığımın ne olduğunu bilir misiniz? O benim anne bir kız kardeşimdir. Muhammed b. Ömer dedi ki: Abdullah b. Şeddad, Kufeye sıklıkla uğrar ve orada kalırdı. Abdurrahman b. Muhammed b. el-Eşasa katılanlarla birlikte çıktı ve Düceyl savaşında öldürüldü.
1459. Cavene b. Şeub
O, el-Esved b. Abdüşems b. Malik b. Cavene b. Avira b. Şic b. amir b. Leysin oğullarındandır. Şeub ise, Huzaa kabilesinden bir kadın olup, Ümmül-Esveddir. el-Esved, Ebu Süfyan b. Harb ile anlaşmalı idi. Ebu Süfyan ile Uhud savaşına katılmış, Hanzale, el-Gasili öldürdüğünde Ebu Süfyanı Uhudda öldürülmekten kurtarmıştır. Cavene b. Şeub, Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur.
1460. Himas el-Leysi
Kinaneoğullarındandır. O, Ebu Amr b. Himasın babası olup bizzat kabiledendir. Medinede evi bulunmakta idi. Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur. Şeyh olup, az hadis rivayet etmiştir.
1461. Abdullah b. Ebu Ahmed
[Abdullah b. Ebu Ahmed] b. Cahş b. Riab b. Yamer b. Sabre b. Mürre b. Kebir b. Ganm b. Dudan b. Huzeyme. Abdüşems b. Abdümenafoğulları ile anlaşmalı idiler.
1462. Melih b. Avf
[Melih b. Avf] es-Sülemi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. el- Haris b. el-Fudayl anlattı. O babasından, o Habib b. Umeyrden, o da Melih b. Avf es-Sülemiden şöyle dediğini rivayet etti: Ömere, Sad b. Ebu Vakkasın evine mobilyadan süslemeli bir kapı yaptırdığı, sarayına da kamıştan özel bir bölüm inşa ettiği haberi ulaştı. Ömer, hemen Muhammed b. Meslemeyi gönderdi ve benim de onunla beraber gitmemi emretti. Çünkü ben oraları iyi biliyordum. Beraber çıktık. Ömer, kapının ve özel bölümün yakılmasını emretti. Ayrıca Sadı Mescidde Kufelilerle yüzleştirmesini emretti. Bunun sebebi Kufelilerin bir kısmından Ömere, Sadın satmış olduğu humusta bazılarına ayrıcalık yapmış olduğuna dair sözlerin ulaşmasıydı. Birlikte Sadın evine gittik. Kapı ve özel bölüm yakıldı. Muhammed, Sadı Mescide getirdi ve Kufelilere onun hakkında sorular sormaya başladı. Onlara da Müminlerin Emirinin böyle yapılmasını emrettiğini söyledi. Ancak onun hakkında hiç kimse hayırdan başka bir şey söylemedi.
1463. Süneyn Ebu Cemile
Süleymoğullarından olup rivayet ettiği hadisler vardır. Ömer b. el- Hattabdan hadis işitmiştir. Bir hadiste “Salih b. Keysan, o ez-Zühriden, o da Süneyn b. Ebu Cemile es-Selitiden” isnadı vardır. Evi, el-Umak denen yerde idi. Bize Süfyan b. Uyeyne haber verdi. O da ez-Zühriden Süneyn b. Ebu Cemilenin şöyle dediğini duyduğunu rivayet etti. Ömerin zamanında sokağa bırakılmış bir çocuk buldum. Bunun üzerine beni tanıyan biri Ömere beni tanıttı. Ömer beni çağırdı ve “O hürdür, velayeti sanadır, nafakası da bize aittir.” dedi.
1464. Malik b. Ebu amir
[Malik b. Ebu amir] b. Haris b. Gayman b. Huseyl b. Amr b. el-Haris. Haris, Esbah b. Avf b. Zeyd b. amir b. Rebia b. Nebt b. Malik b. Zeyd b. Kehlan b. Sebe b. Murib – Murib [açıkça söyleyen] diye isimlendirilmesinin sebebi açık ve net konuşmasından dolayıdır. Çünkü o, Arap lisanını ilk olarak ikame eden kimsedir.- b. Müherrem -Müherrem, Kahtandır.- b. el-Hemeysa b. Teymen b. Kays b. Nebt b. İsmail b. İbrahimdir. Bu nesebi, bana Malik b. Enesin amcasının oğlu Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Üveys anlatmıştır. Malik b. Enes, Medine fakihi olup Malik b. Ebu Amroğullarındandır. Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Üveys haber verdi; dedi ki: Bana dedemin amcası er-Rebi b. Malik b. Ebu Amr -O, fakih Malik b. Enesin amcasıdır.- babasından şöyle dediğini rivayet etti: Hac ya da umre için birlikte Mekke yolunda bir ağacın altında idik. O esnada Abdurrahman b. Osman b. Ubeydullah bana “Malik” diye seslendi. Ben de: “Ne istiyorsun?” dedim. “Senin dışında başkasının bizi davet edip de kabul etmediğimiz bir şeyi kabul eder misin?” dedi. Ben de, “O nedir ki?” diye sordum. O da, “Bizim kanımız senin kanın, heder oluşumuz senin heder oluşundur. Allaha yemin olsun ki, deniz yünü ıslattığı müddetçe bu böyle olsun.” dedi. Malik dedi ki: Onun bu teklifini kabul ettim. Onların bugün Teymoğulları içerisinde sayılmaları bu sebeptendir. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Cerir b. Hazim haber verdi. O amcası Cerir b. Zeydden, o da Malik b. Ebu amirden şöyle dediğini rivayet etti: Ben Ömer b. el-Hattabı haccda şeytanı taşlarken gördüm. Atılan bir taş ona isabet etti ve kanı aktı. O sırada bir adam diğerine “Ey Halife!” diye nida etti. Hasam kabilesinden bir kişi. “Vallahi halifeniz gitti; kanı şiddetli bir şekilde akıyor.” dedi. Bir adam “Ey Halife!” diye nida etti. Ömer, kendisini çağıran adama yönelince darbe aldı. Malik b. Ebu Amr; Ömer, Osman, Talha b. Ubeydullah ve Ebu Hüreyreden rivayette bulunmuştur. Sika biri olup sahih hadisler rivayet etmiştir.
1465. Abdullah b. Amr
[Abdullah b. Amr] b. el-Hadrami. Beni Ümeyye ile anlaşmalı idi. Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Enes haber verdi. O ez-Zühriden, o da es-Saib b. Yezidden şunu rivayet etti: Abdullah b. Amr b. el-Hadrami, hırsızlık yapmış bir çocuğunu Ömere getirmiştir. O sika biri olup az hadis rivayet etmiştir.
1466. Abdurrahman b. Hatıb
[Abdurrahman b. Hatıb] b. Ebu Beltea. Lahm kabilesindendir. Amr b. Ümeyye b. el-Haris b. Esed b. Abdüluzzaoğullarının anlaşmalıları olan Raşide b. Ezab b. Cezile b. Lahmoğullarından biridir. Amr b. Ümeyye, Habeşistana hicret edenlerdendir. Abdurrahman, Ebu Yahya diye künyelenirdi. Peygamber döneminde dünyaya gelmiştir. Ömer b. el- Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur. 68 senesinde vefat etmiştir. Sika biri olup az hadis rivayet etmiştir.
1467. Muhammed b. el-Eşas
[Muhammed b. el-Eşas] b. Kays b. Madikerib b. Muaviye b. Cebele b. Adi b. Rebia b. Muaviye el-Ekremeyn b. el-Haris b. Muaviye b. el-Haris el-Ekber b. Muaviye b. Sevr b. Müretti b. Muaviye b. Kindi b. Ufeyr. Annesi, Ümmü Ferve b. Ebu Kuhafe Osman b. amir b. Amr b. Kab b. Sad b. Teymdir. Bize Hişam b. Beşir haber verdi; dedi ki: Bize Muğire b. İbrahim şunu haber verdi: Muhammed b. el-Eşas, Ebül-Kasım olarak künyelenirdi. Ayşenin huzuruna girer; onu orada Ebül-Kasım olarak künyelerlerdi. Muhammed b. el-Eşas Ömer ve Osmandan rivayette bulunmuş ve onlara, ölmüş bir Yahudi olan halası hakkına sorular sormuştur.
1468. Abdullah b. Hanzale
[Abdullah b. Hanzale] el-Gasil b. Ebu amir er-Rahib. İsmi, Abduamr b. Sayfi b. en-Numan b. Malik b. Eme b. Dubaya b. Zeyd b. Malik b. Avf b. Amr b. Avf b. Malik b. el-Evstir. Annesi, Belhubladan Cemile bt. Abdullah b. Übey b. Seluldür. Abdullah b. Hanzalenin Abdurrahman ve Hanzale adında çocukları dünyaya gelmiştir. Anneleri ise Esma bt. Ebu Sayfi b. Ebu amir b. Sayfidir. asım ve el-Hakem adındaki çocuklarının annesi ise Saideoğullarından Fatıma bt. el-Hakemdir. Enes ve Fatıma adındaki çocuklarının annesi, Selma bt. Enes b. Müdrik b. el-Hasamdır. Çocuklarından Süleyman, Amr ve Emetüllahın annesi Evs kabilesinin el- Ceadire kolundan Ümmü Külsum bt. Vahvah b. el-Eslet b. Cüşem b. Vail b. Zeyddir. Abdullahın Süveyd, Mamer, Abdullah, el-Hur, Muhammed, Ümmü Seleme, Ümmü Habib, Ümmül-Kasım, Kuraybe ve Ümmü Abdullah denen çocuklarının annesi Huzaa kabilesinden Adi b. Amroğullarından Ümmü Süveyd bt. Halifedir. Hanzale b. Ebu amir, Uhud savaşına çıkmak istediğinde hanımı Cemile bt. Abdullah b. Übey b. Selul ile birlikte olmuş; hicretten 32 ay sonra Şevval ayında Abdullah b. Hanzaleye hamile kalmıştır. Hanzale b. Ebu amir o gün şehid olmuş onu melekler yıkamıştır. Bu yüzden oğlu Abdullaha “Ğasilul-Melaikenin oğlu” [Melekler tarafından yıkanılanın oğlu] denilirdi. Cemile, Abdullahı bundan dokuz ay sonra doğurmuştur. Peygamber vefat ettiği esnada o yedi yaşında idi. Bazıları onun Peygamber, Ebu Bekir ve Ömeri gördüğünü söylemişlerdir. Ömerden hadis rivayetinde bulunmuştur. Bize Muaz b. Muaz el-Anberi haber verdi; dedi ki: Bize İkrime b. Ammar anlattı. O Damdam b. Cevsten, o da Abdullah b. Hanzale b. er-Rahibden şöyle dediğini rivayet etti: Ömer bize akşam namazını kıldırdı ve ilk rekatta herhangi bir şey okumadı. İkinci rekatta fatiha ve bir sure okudu. Sonra tekrar fatiha ve bir sure okudu. Sonra namazı bitirdi, iki secde yaptı ve selam verdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İsmail b. İbrahim b. Abdurrahman b. Abdullah b. Ebu Rebia el-Mahzumi anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti. Ayrıca bize İbn Ebu Zib haber verdi. O da Salih b. Ebu Hassandan şöyle dediğini rivayet etti. Ayrıca bize Said b. Muhammed anlattı. O Amr b. Yahyadan, o Abbad b. Temimden, o amcası Abdullah b. Zeyd ve başkalarından rivayet etti. Hepsi bana anlattılar; dediler ki: Harre olayının olduğu günlerde Medineliler, Ümeyyeoğullarına saldırarak onları şehirden çıkardılar ve Yezid b. Muaviyenin kusurların ortaya koyup ona muhalefet ettiler. Abdullah b. Hanzalenin etrafında toplanıp ölünceye kadar işlerini ona havale ettiklerini ifade edip kendisine biat ettiler. Abdullah şöyle dedi: “Ey kavmim! Allahtan korkun, O birdir ve ortağı yoktur. Gökyüzünden başımıza taş yağmasından korktuğumuz için Yezide karşı kıyam ettik. Bu herif annelerini, kızlarını ve kız kardeşlerini nikahlıyor. Şarap içiyor ve namaz kılmıyor. Allaha yemin olsun ki, bana hiç kimse destek vermese de buna kalkışır ve bu imtihana güzel bir şekilde dayanabilirim.” O gün bütün insanlar harekete geçti ve her taraftan ona biat etmeye geldiler. Abdullah b. Hanzalenin, bu günlerde Mescidden başka geceleyecek yeri yoktu. Bir şey yemiyor, içmiyordu; devamlı oruç tutuyor ve Mescide getirilen Sevikten yapılmış azıcık çorba ile iftar açıyordu. Tevazuundan dolayı, hiçbir zaman gözünü yerden kaldırıp göğe kaldırdığına rastlanmadı. Şamlılar Vadilkuraya yaklaşınca Abdullah b. Hanzale insanlara öğle namazını kıldırdı. Sonra minbere çıkıp Allaha hamd u senada bulunduktan sonra şöyle dedi: “Ey insanlar! Sizler dininizi korumak için ayaklandınız. Allahın mağfiretini kazanabilmek ve rızasına nail olmak için bu imtihana iyi bir şekilde sabrediniz.” Bana toplulukla birlikte es-Süveydaya inenlerden biri bildirdi. Bugünde topluluk Zu Huşüb denen mevkiye inmişlerdi. Beraberlerinde de Mervan b. el-Hakem de vardı. [Ravi] dedi ki: Allaha yemin olsun ki, Peygamberin minberinin yanında anlaşmayı bozması ve verdiği sözde durmaması sebebiyle Allah dilerse onu helak eder. İnsanlar bağrıştılar ve Mervana doğru “Korkak oğlu korkak!” diyerek yöneldiler. İbn Hanzale de “Kızmak bir şey değil, onlarla karşılaşmayı isteyin.” diyerek onları teskin ediyordu. Allaha yemin olsun ki, eğer bir kavim kesinlikle doğru söylerlerse, Allahın kudretiyle zafer elde ederler. Sonra ellerini semaya kaldırıp kıbleye yönelerek şöyle dua etti: “Allahım! Biz sana güvenmekteyiz. Sana inandık ve sana tevekkül ettik. Sana sığınarak sırtımızı sana dayadık.” Sonra da minberden indi. Kavim sabahleyin Medineye geldi. Şamlılar onlara galip gelinceye kadar Medineliler çok şiddetli bir şekilde savaştılar. Medineye her taraftan girildi. Abdullah b. Hanzale o gün iki tane zırh giymiş ve arkadaşlarını savaşa teşvik etmekte idi. Onlar da savaşmaya başladılar. Öğle vakti yaklaşmıştı. Bir mevlasına, “Beni koru, namaz kılacağım.” dedi. Öğle namazını oturarak dört rekat olarak kıldı. Namazı bitirince mevlası kendisine, “Allaha yemin olsun ki, kimse kalmadı. Daha ne diye kıyam ediyoruz ki?” dedi. Sancağı dikili idi ve etrafında beş kişi bulunmaktaydı. Abdullah, “Sana yazıklar olsun. Ölmek için ayaklandık.” dedi. Sonra namazı bitirdi; pek çok yara almıştı. Zırhı çıkardı, kılıcını kuşandı. İpekten iki kolluk giydi ve insanları savaşa teşvik etti. Medineliler ürkmüş kaçan hayvanlar gibi idiler. Şamlılar her tarafta onları katlediyorlardı. İnsanlar hezimete uğrayınca zırhı ve üzerindeki silah ne varsa onları attı; çıplak olarak savaşmaya başladı. Sonunda onu da öldürdüler. Şamlılardan biri omuzuna bir kılıç darbesi vurdu ve onu kesti. Öyle ki, ciğerleri göründü, böylece vefat etti. Müsrif, kendisine ait bir at üzerinde, yanında Mervan b. el-Hakem olduğu halde öldürülenler arasında dolaşıyordu. Abdullah b. Hanzalenin yanına da geldiler. O, işaret parmağını uzatmıştı. Mervan şöyle dedi: “Şayet ölü iken parmağını dikmişsen diri iken de dikmişsindir.” Abdullah b. Hanzale katledilince insanlar artık direnemediler ve her tarafta ortaya çıkmaya başladılar. Abdullah b. Hanzalenin katledilmesini iki kişi üstlendi. Birlikte başını kestiler. Onlardan birisi kesik başı Müsrife götürdü ve ona şöyle dedi: “Bu, kavmin reisidir.” Müsrif, ima ile secde etti. Bu sırada bineğinin üzerindeydi. “Sen kimsin?” diye sordu. Adam, “Fezareoğullarındanım.” dedi. Müsrif, “İsmin nedir?” diye sordu. Adam, “Malik.” dedi. Müsrif, “Onu sen mi öldürüp başını kestin?” diye sordu. Adam, “Evet.” dedi. Sonra kendine Sad b. el-Cevn denen Hıms ehli es- Sekundan bir adam geldi ve “Allah seni ıslah etsin ey Emir! Biz birlikte onu katletmeye başladık, onu birlikte mızrakladık, beraber infaz ettik. Sonra kılıçlarımızla körleşinceye kadar vurduk.” dedi. Fezareden olan adam “Bu, doğru değil!” dedi. Sekunden olan adam onu talak ve azat olmak üzere yemine davet etti. Öteki yemin etmekten kaçındı. Sekunden olan adam, dediği şekilde yemin etti. Müsrif, “Müminlerin Emiri sizin hakkınızdaki hükmü verir.” dedi. İkisinin durumunu Emire haber verdi. Onlar Harre ehlinin katledilişi ve İbn Hanzalenin öldürülüşü haberi ile Emire gittiler. Emir, onlara büyük ödüller verdi, divanda onlara şerefli bir yer ayırdı. Sonra da onları el-Husayn b. Nümeyre gönderdi. İkisi de İbnüz-Zübeyr kuşatmasında katledilmişlerdir. Dedi ki: Harre olayı, 63 senesi Zilhicce ayında meydana gelmiştir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Süleyman b. Kinane anlattı. O da Abdullah b. Ebu Süfyandan şöyle dediğini rivayet etti: Babamın şöyle dediğini duydum: Abdullah b. Hanzaleyi öldürüldükten sonra rüyamda çok güzel bir şekilde gördüm, bayrağı da yanında idi. “Ey Ebu Abdurrahman! Sen öldürülmedin mi?” dedim. O da: “Evet. Rabbimle karşılaştım, beni Cennetine koydu. İstediğim gibi meyvelerin arasında dolaşıyorum.” dedi. Ben, “Peki arkadaşlarına nasıl muamele yapıldı?” dedim. “Onlar da benimle beraber benim bayrağımın altındadırlar. O bayrak kıyamete kadar inmeyecektir.” dedi. Babam, “Uyandığımda anladım ki, onun için gördüğüm hayır imiş.” dedi.
1469. Muhammed b. Amr
[Muhammed b. Amr] b. Hazm b. Zeyd b. Levzan b. Amr b. Abd b. Avf b. Ganm b. Malik b. en-Neccar. Annesi, Hazrec kabilesinden olan Saideoğulları ile anlaşmalı Gassanın Hubale b. Ganmoğullarından Amre bt. Abdullah b. el-Haris b. Cemmardır. Muhammed b. Amrın Osman, fakih Ebu Bekir ve Ümmü Külsum denen çocuklarının annesi Malik b. en-Neccaroğullarından Kebşe bt. Abdurrahman b. Sad b. Zürare b. Udestir. Muhammed b. Amrın Abdülmelik, Abdullah, Abdurrahman ve Ümmü Amr denen çocuklarının annesi de Sübeyte bt. en-Numan b. Amr b. en-Numan b. Halde b. Amr b. Ümeyye b. amir b. Beyadadır. Peygamber , Muhammedin babası olan Amr b. Hazmı, Necranul- Yemene görevlendirmişti. Muhammed, burada hicretin 10. senesinde dünyaya geldi. Amr b. Hazm ona Muhammed ismini koydu, künyesini de Ebu Süleyman olarak belirledi ve bunu Peygambere yazdı. Peygamber de ona, “İsmini Muhammed koy, künyesini de Ebu Abdülmelik olarak belirle.” diye yazdı. O da bu şekilde yaptı. Bize Osman b. Ömer ve Ubeydullah b. Musa haber verdiler; dediler ki: Bize Üsame b. Zeyd haber verdi. O da Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazmdan şunu rivayet etti: Ömer b. el-Hattab, Peygamberin ismini taşıyan çocukları bir eve topladı. İsimlerini değiştirdi, babaları gelerek onların hepsinin ismini Peygamberin koyduğuna dair bilgi verdiler. Ömer, bundan sonra onları salıverdi. İşte benim babam da bu çocuklar arasında idi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Muhammed b. Amr, Ömerden hadis işitip rivayet etti. O, sika bir kimse olup az hadis rivayet etmiştir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: O da Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Bana Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm haber verdi. O babasından, o da dedesi Muhammed b. Amrdan şunu rivayet etti: Muhammed b. Amr, fiyatı 700 [dirhem] olan ipek bir şal satın almış ve giymiştir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdülcebbar b. Umare b. Amr b. Hazm anlattı. O da Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazmdan şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed b. Amr, Harre günlerinde Şamlılardan pek çok kimseyi öldürmüştü. Onların süvari birliğine hamle yapıyor ve onları dağıtıyor idi. Kendisi atlı idi. Şamlılardan biri şöyle dedi: “Bu adam bizi yaktı. Atının üzerinde kurtulmasından korkuyoruz. Onun üzerine hep birlikte saldırın, birinizden kurtulamaz. Onun basiret ve cesaret sahibi olduğunu görüyoruz.” Ravi dedi ki: Ona hamle yaptılar, mızraklarla her tarafını sarıp ve dengesini bozdular. Şamlılardan biri boynuna sarıldı, sonunda hepsi onu öldürdüler. Muhammed b. Hazm katledilince insanlar her tarafta hezimete uğradılar ve Şamlılar Medineye girdiler. Atları ile orada dolaştılar yağma yaptılar ve insanları katlettiler. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdülcebbar b. Umare anlattı. O da Muhammed b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazmdan şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed b. Amr b. Hazm, Harre gününde namaz kıldı, yaralarından kan akıyordu. O başka bir şey ile değil, ancak mızrak vurulmasıyla ölmüştür. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Halid b. el- Kasım anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed b. Amrı başında bir miğfer olduğu halde gördüm. Namaz kılmak istediği zaman onu yanına koyuyor ve öylece namaz kılıyordu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İsmail b. Musab b. İsmail b. Zeyd b. Sabit anlattı. O da İbrahim b. Yahya b. Zeyd b. Sabitten şöyle dediğini rivayet etti: Muhammed b. Amr o gün yüksek sesle şöyle diyordu: “Ey Ensar topluluğu! İyi savaşınız, onlar dünyevi isteklerden dolayı sizinle savaşıyorlar, siz ise ahiret için savaşmaktasınız.” Muhammed b. Amr sonra onlardan bir birliğe hamle yaptı ve onları dağıttı. Ancak sonunda kendisi de katledildi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Utbe b. Cübeyre anlattı. O İbn Ebu Ahmed b. Cahşın mevlası Abdullah b. Ebu Süfyandan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Fasık Müsrif b. Ukbe atı ile ölüler arasında dolaşıyordu, yanında ise Mervan b. el-Hakem vardı. Muhammed b. Amr b. Hazmın yanına geldiler, o alnını yere koymuş bir vaziyette idi. Mervan, “Vallahi öldükten sonra alnın bu şekilde ise diri iken de bunu çok yapmışsındır.” dedi. Müsrif de şunu söyledi: “Allaha yemin olsun ki, ben bunları Cennetlik olarak görmekteyim. Bunu, senden kimse duymasın itaatten vazgeçerler.” Mervan da, “Onlar sonradan değişti ve farklılaştılar.” dedi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Harre vakası Yezid b. Muaviye döneminde hicretin 63. senesi Zilhicce ayında Medinede vuku buldu. Muhammed b. Amrın Medinede ve Bağdatta soyu devam etmiştir.
1470. Umare b. Huzeyme
[Umare b. Huzeyme] b. el-Fakih b. Saleb b. Saide b. amir b. Gayyan] b. amir b. Hatme. Hatmenin ismi, Abdullah b. Cüşem b. Malik b. el-Evs b. Harise olup Ensardandır. Annesi, Safiyye bt. amir b. Tume b. Zeyd el- Hatmidir. Umare b. Huzeymenin İshak adında bir çocuğu dünyaya gelmiş; ancak küçük yaşta vefat etmiştir. Annesi ise, Ubeyde bt. Abdullah b. Sabit b. el- Fakih b. Salebe b. Saidedir. Umarenin Muhammed ve Safiyye adında çocukları olmuştur. Bu ikisinin annesi ise Vedia bt. Abdullah b. Mesud b. Abdullah b. Amr el-Hatmidir. Umarenin Menia ve Hammade adında kız çocukları olmuştur. Bu ikisinin annesi ise ümmü veleddir. Umare b. Huzeyme, Ömer b. el-Hattabın babasına şöyle dediğini işitmiştir: “Toprağını niçin satışa arz etmiyorsun?” Amr b. el-as ve babasından hadis işitmiştir. Babası iki şehadet sahibi Huzeyme b. Sabittir. Umarenin künyesi Ebu Muhammed idi. Medinede el-Velid b. Abdülmelikin hilafetinin ilk günlerinde 75 yaşında iken vefat etmiştir. Sika biri olup az hadis rivayet etmiştir.
1471. Yahya b. Hallad
[Yahya b. Hallad] b. Rafi b. Malik b. el-Aclan b. Amr b. amir b. Zürayk. Hazrec kabilesindendir. Yahya b. Halladın Malik, Ali, Ayşe ve Useyme adında çocukları olmuştur. Bunların annesi, Ümmü Sabit bt. Kays b. Amr b. Riab b. Bekrdir. Yahya b. Halladın Ümmü Külsum ve Hamide adındaki çocuklarının annesi ise Ümmü Yahya bt. amir b. Amr b. Halid b. Mahled b. amir b. Zürayktır. Yahya b. Halladın bir de Remle isminde çocuğu dünyaya gelmiştir. Ancak annesinin ismi konusunda bir bilgimiz yoktur. Bize Amr b. asım el-Kilabi haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam b. Yahya anlattı. O İshak b. Abdullahtan şöyle dediğini rivayet etti: Bana Ali b. Yahya b. Halladı işiten biri anlattı; dedi ki: Yahya b. Hallad doğduğunda Peygambere getirildi. Peygamber hurma ile tahnik yaptı ve şöyle buyurdu: “Ben onu Yahya b. Zekeriyyadan sonra kimseye verilmeyen bir adla isimlendireceğim.” Ravi dedi ki: Böylece onu Yahya diye isimlendirdi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Yahya b. Hallad Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayetinde bulundu.
1472. Amr b. Süleym
[Amr b. Süleym] b. Amr b. Halde b. amir b. Muhalled b. amir b. Zürayk. Hazrec kabilesindendir. Annesi, en-Nevvar bt. Abdullah b. el-Haris b. Cemmazdır. Bunlar Saideoğulları ile anlaşmalı idiler. Kadının babası, Gassanın Hubale b. Ganmoğullarındandır. Amr b. Süleymin Osman ve en-Numan adında çocukları dünyaya gelmiştir. Bu ikisinin annesi Ensardan Habibe bt. en-Numan b. Aclan b. en-Numan b. amir b. Aclan b. Amr b. amir b. Zürayktır. Amr b. Süleymin Sad ve Eyyub adında çocukları dünyaya gelmiştir. Bu ikisinin annesi Ümmül-Benin bt. Ebu Ubade Sad b. Osman b. Halde b. Muhalled b. amir b. Zürayktır. Amr b. Süleym, Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur. O zamanda bulüğ çağına ermişti. Ensardan Ebu Katade ve Ebu Humeydden de hadis rivayetinde bulunmuştur. Sika bir kimse olup az hadis rivayet etmiştir.
1473. Hanzale b. Kays
[Hanzale b. Kays] b. Amr b. Hısn b. Halde b. Muhalled b. amir b. Zürayk. Annesi Ümmü Sad bt. Kays b. Hısn b. Halde b. Muhammed b. amir b. Zürayktır. Hanzale b. Kaysın Muhammed ve Ümmü Cemil adında çocukları dünyaya gelmiştir. Bu ikisinin annesi Kureyş kabilesinden Ümmü İsa bt. Abdullah b. Hişam b. Zühre b. Osman b. Amr b. Kab b. Sad b. Teym b. Mürredir. Hanzalenin Amr adındaki çocuğunun annesi Ümmü Osman bt. Amr b. Abdullah b. Amr b. Hısn b. Halde b. Muhalled b. amir b. Zürayktır. Hanzalenin oğlu küçük Amrın annesi ise ümmü veleddir. Abdullah adındaki çocuğunun annesi, Gadb b. Cüşem b. el- Hazrecoğullarından Ümmü Musa bt. el-Haris b. Utbe b. Ubeyd b. el- Mualla b. Levzan b. Harisedir. Hanzalenin iki oğlu Ubeydullah ve Sadın annesinin ismini bilmemekteyiz. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. Abdullah haber verdi; dedi ki: ez-Zühriyi şöyle derken işittim: Ben, Ensardan Hanzale b. Kays ez-Zürakiden daha akıllı ve daha cömert kimseye rastlamadım. Sanki Kays kabilesinden bir kişi gibi idi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Hanzale b. Kays; Ömer, Osman ve Rafi b. Hadicden hadis rivayetinde bulundu. Kendisinden de ez-Zühri hadis rivayetinde bulunmuştur. Sika bir ravi olup az hadis rivayet etmiştir.
1474. Mesud b. el-Hakem
[Mesud b. el-Hakem] b. er-Rebi b. amir b. Halid b. amir b. Zürayk. Annesi, Hüzeyl kabilesinden Habibe bt. Şerik b. Ebu Hasmedir. Mesud b. el-Hakemin, İbrahim, İsa, Ebu Bekir, Süleyman, Musa, İsmail, Davud, Yakub, İmran, Eyyub el-Ekber, Ümmü İbrahim diye çocukları dünyaya gelmiştir. Bu çocukların annesi, Meymune bt. Ebu Ubade Sad b. Osman b. Halde b. Muhalled b. amir b. Zürayktır. Mesud b. el-Hakemin Eyyub el-Asğar ve Sare adındaki çocuklarının annesi, Ümmü Amr bt. el- Müsenna b. Hakim b. Necebe b. Rebia b. Riyah b. Avf b. Rebia b. Hilal b. Şemh b. Fezaredir. Muhammed b. Ömer dedi ki: Mesud b. el-Hakem, Peygamber döneminde doğmuştur. Ebu Harun olarak künyelenirdi. Güvenilir, şahsiyet sahibi bir kimse idi. Ömer, Osman ve Aliden rivayette bulunmuştur. Kendisinden Muhammed b. el-Münkedir ve Ebüz-Zinad rivayette bulunmuştur.
1475. Halde
[Halde] Ebül-Haris b. Muhalled ez-Züraki. Nesebi konusunda Ensar ile ilgili nesep kitaplarında istediğimiz sağlamlıkta bir bilgiye rastlayamadık. Halde, Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur.
1476. Abdullah b. Ebu Talha
Ebu Talhanın ismi, Zeyd b. Sehl b. el-Esved b. Haram b. Zeydümenat b. Adi b. Amr b. Malik b. en-Neccardır. Annesi, Ümmü Süleym bt. Milhan b. Halid b. Zeyd b. Haram b. Cündüb b. amir b. Ganm b. Adi b. en- Neccardır. Aynı zamanda bu kadın Enes b. Malikin annesidir. Abdullah b. Ebu Talhanın, el-Kasım adında bir çocuğu dünyaya gelmiştir. Annesi ümmü veleddir. Abdullah b. Ebu Talhanın Umeyr, Zeyd, İsmail, Yakub, İshak, Abde ve Ümmü Eban denen çocukları olmuştur. Bunların annesi ise Sübeyte bt. Rifaa b. Rafi b. Malik b. Aclan ez- Zürakidir. Abdullahın Muhammed adında diğer bir çocuğu olmuştur. Onun annesi ümmü veleddir. Abdullah ve Külsum adındaki çocuklarının annesi de ümmü veleddir. İbrahim, Rukayye, Ümmü Amr denen çocuklarının annesi ise Beni Selimeden Ayşe bt. Cabir b. Sahr b. Ümeyye b. Hansadır. Abdullahın Ömer, Mamer ve Umare adındaki çocuklarının annesi ise Malik b. en-Neccaroğullarından Ümmü Külsum bt. Amr b. Hazm b. Zeyddir. Ümmü Süleym, Huneyn gazvesine katıldığı sırada Abdullaha hamile idi. Abdullah, Medinede Ebu Talhanın evinde kalmıştır. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Avn haber verdi. O Enes b. Sirinden, o da Enes b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Talhanın oğlu hasta idi. Dışarı çıktığında çocuk evde vefat etmişti. Döndüğünde hanımına “Oğluma ne oldu?” diye sordu. Ümmü Süleym, “O şu anda her zamankinden daha sakindir.” dedi ve kocasına akşam yemeğini getirdi. Yemeğini yedikten sonra Ebu Talha, Ümmü Süleym ile cinsi münasebette bulundu. İlişki bittikten sonra, Ümmü Süleym, “Çocuk öldü. Onu gömelim.” dedi. Sabahleyin Ebu Talha, Resulallaha gelerek durumu haber verdi. Peygamber, “Bu gece birlikte oldunuz mu?” diye sordu. Ebu Talha da “Evet!” dedi. Peygamber, “Allahım! Bunlar için geceyi bereketli kıl!” diye dua etti. Böylece Ümmü Süleym bir erkek çocuğu dünyaya getirdi. Ebu Talha bana, “Onu Peygambere götür.” dedi. Çocuğun annesi de bana biraz hurma verdi. Peygamber, “Yiyecek bir şey var mı?” diye sordu. “Evet, hurma var.” dedim. Resulallah hurmaları alarak onları ağzında çiğnedi sonra çıkardı ve çocuğun ağzına koydu. Damaklarını onunla ovdu ve pakladı. Sonra da ona Abdullah ismini verdi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari ve Abdullah b. Ebu Bekir es- Sehmi haber verdiler; dediler ki: Bize Humeyd et-Tavil anlattı; dedi ki: Enes b. Malik dedi ki: Ebu Talhanın Ümmü Süleymden olan oğlu şiddetli bir şekilde hastalanmıştı. Ebu Talha, Mescide gidince çocuk vefat etti. Ümmü Süleym durum için hazırlık yaptı ve “Ebu Talha geldiğinde çocuğun vefat ettiğini söylemeyin.” diye tembihledi. Nihayet Ebu Talha çıkageldi. Ümmü Süleym ona her zaman yaptığı gibi akşam yemeğini hazırladı. Ebu Talha, “Çocuk ne durumdadır.” diye sordu? Ümmü Süleym, “Olduğundan daha iyidir.” dedi. Ümmü Süleym, Ebu Talha ve beraberindekilere akşam yemeğini yedirdi. Sonra bir kadının kocasına yaptığı gibi süslendi. Sonra da Ebu Talha kendisiyle cinsi ilişki kurdu. Gecenin sonu gelince Ümmü Süleym şöyle dedi: “Ey Ebu Talha! Falancalar, emanet bir şey alıp, o emanet kendilerinden istendiğinde zorlarına gitmesi hususunda ne dersin?” Ebu Talha da “Doğru yapmamış olurlar.” dedi. Kadın, “Falan oğlun sana Allahtan bir ödünç idi. Allah onu aldı.” deyince, Ebu Talha istircada bulundu] ve Allaha hamd etti. Sabahleyin Peygambere gidip durumu bildirdi. Peygamber onu görünce, “Ey Ebu Talha! Allah size bu gecenizi mübarek kılsın!” dedi. Kadın o geceki temastan hamile kaldı. Bir gece çocuğunu doğurdu. Ümmü Süleym, Peygamberin çocuğa tahnik yapmasından önce kendisi tahnik yapmayı hoş karşılamadı. Sonra onu Enes ile birlikte Peygambere gönderdi. [Enes dedi ki:] “Ben de Acve hurmalarından aldım ve Peygamberin yanına gittim. Kendine ait develeri hazırlıyordu veya dağlamaya hazırlıyordu. Ben, “Ümmü Süleym bu gece doğurdu. Siz tahnik yapmadan o yapmak istemedi.” dedim. “Yanında bir şey var mı?” diye sordu. Ben de acve hurması olduğunu söyledim. Hurmadan biraz aldı ağzında çiğnedi, iyice yumuşayınca çıkartıp bebeğin ağzına koydu, çocuk onu iyice emdi. Sonra da Peygamber: “Ensarın hurma sevgisine bir bakın!” buyurdu. Ben “Ey Allahın Resulü! Ona bir isim koy.” dedim. O da: “O, Abdullahtır.” dedi. Abdullah, sika biri olup az hadis rivayet etmiştir.
1477. Muhammed b. Übey
[Muhammed b. Übey] b. Kab b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd b. Muaviye b. Amr b. Malik b. en-Neccar. Annesi, Devs kabilesinden Ümmüt-Tufeyl bt. et-Tufeyl b. Amr b. el-Münzir b. Sübey b. Abdunühmdür. Muhammed b. Übeyin el-Kasım, Übey, Muaz, Ömer, Muhammed ve Ziyade adında çocukları olmuştur. Bu çocukların annesi, Malik b. en- Neccaroğullarından Ayşe bt. Muaz b. el-Haris b. Rifaa b. el-Haris b. Sevaddır. Muhammed b. Übey, Ebu Muaz olarak künyelenirdi. Peygamber döneminde dünyaya gelmiştir. Ömerden rivayette bulunmuştur. Kendisinden Büsr b. Said rivayette bulunmuştur. Sika bir kişi olup az hadis rivayet etmiştir. Muhammed, Yezid b. Muaviyenin hilafeti zamanındaki 63 yılı Zilhicce ayında Harre olaylarında öldürülmüştür.
1478. Tufeyl b. Übey
[Tufeyl b. Übey] b. Kab b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd b. Muaviye b. Amr b. Malik b. en-Neccar. Annesi, Devs kabilesinden Ümmüt-Tufeyl bt. et- Tufeyl b. Amr b. el-Münzir b. Sübey b. Abdunühmdür. Tufeyl b. Übeyin Übey, Muhammed, Abdülaziz, Osman, Ümmü Amr denen çocukları dünyaya gelmiştir. Bu çocukların annesi, Evs kabilesinin Zaferoğullarından Ümmül-Kasım bt. Muhammed b. Ebu Zerre b. Muaz b. Züraredir. Tufeyl b. Übeyin Ebu Batn diye lakabı vardı. Abdullah b. Ömerin arkadaşı idi. Ömer b. el-Hattab, babası Übey ve İbn Ömerden rivayette bulunmuştur. Sika biri olup sahih hadisler rivayet etmiştir.
1479. er-Rebi b. Übey
[er-Rebi b. Übey] b. Kab b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd b. Muaviye b. Amr b. Malik b. en-Neccar. Kendisinden de rivayette bulunulmuştur. Babasından Peygamberin Kab b. Malike, “Evlendin mi?” diye sorduğunu onun da “Evet!” dediğini rivayet etmiştir. Bu hadis, Osman b. Ömer- Musa b. Dihkan tarikiyle rivayet edilmiştir.
1480. Mahmud b. Lebid
[Mahmud b. Lebid] b. Ukbe b. Rafi b. İmruülkays b. Zeyd b. Abdüleşhel. Annesi, Evs kabilesinin Hariseoğulları boyundan Ümmü Manzur bt. Mahmud b. Mesleme b. Seleme b. Halid b. Adidir. Mahmud b. Lebidin Hudayr ve Ümmü Manzur isimli çocukları olmuştur. Bu ikisinin annesi, ümmü veleddir. Mahmud b. Lebidin Umare ve Ümmü Külsum isimli çocuklarının annesi ise yine ümmü veleddir. Şeybe adındaki çocuğunun annesi Kays Aylanın Fezareoğulları boyundan Amr bt. Damrenin kızıdır. Mahmud b. Lebid, Peygamber döneminde doğmuştur. Babası Lebid b. Ukbeden dolayı, oruca güç yetiremeyenlerin yemesinin ruhsatı gelmiştir. Mahmud b. Lebid Ömerden hadis işitmiştir. Çocukları olmuş; ancak onlardan kimse kalmamıştır. Mahmud b. Lebid, Medinede 96 senesinde vefat etmiş olup sika birisidir. Az hadis rivayet etmiştir.
1481. es-Saib b. Ebu Lübabe
[es-Saib b. Ebu Lübabe] b. Abdülmünzir b. Rifaa b. Zeyd b. Ümeyye b. Zeyd b. Malik b. Avf b. Amr b. Avf b. Malik b. el-Evs. es-Saib b. Ebu Lübabenin Hüseyn] ve Müleyke adlı çocukları olmuştur. Bu ikisinin annesi Amr b. Avfoğulları ile anlaşmalı Kudaa kabilesinden Ümmül-Hasan b. Rifaa b. Şehran b. Halid b. Salebe b. Aclandır. es-Saibin Muaviye, Beşir ve Ümmül-Hasan denen çocuklarının anneleri ümmü veleddir. Zeynep adındaki çocuğunun da annesi ümmü veleddir. es-Saib b. Ebu Lübabe, Ebu Abdurrahman olarak künyelenirdi. Peygamber döneminde dünyaya gelmiş ve Ömerden rivayette bulunmuştur. Az hadis rivayet eden biri olup el-Velid b. Abdülmelikin halifeliği sırasında Medinede vefat etmiştir.
1482. Abdurrahman b. Uveym
[Abdurrahman b. Uveym] b. Saide b. aiş b. Kays b. en-Numan Zeyd b. Ümeyye. Annesinin ismi hakkında herhangi bir bilgimiz yoktur. Abdurrahman, Peygamber döneminde doğmuştur. Ömerden rivayette bulunmuştur. el-Velid b. Abdülmelikin halifeliğinin son zamanlarında Medinede vefat etmiş olup sikadır ve rivayeti azdır.
1483. Kardeşi Süveyd b. Uveym
[Süveyd b. Uveym] b. Saide. Annesi, Gadb b. Cüşem b. el- Hazrecoğullarından Ümame bt. Bükeyr b. Salebedir. Süveyd, Harre olayında hicri 63 senesi Zilhicce ayında öldürülmüştür.
1484. Eyyub b. Beşir
[Eyyub b. Beşir] b. Sad b. en-Numan b. Ekkal b. Levzan b. el-Haris b. Ümeyye b. Muaviye b. Malik b. Avf b. Amr. Ensarın Evs kabilesindendir. Ebu Süleyman olarak künyelenirdi. Peygamber döneminde doğmuştur. Ömerden rivayette bulunmuş; kendisinden de ez-Zühri rivayette bulunmuştur. Sika bir kimse olup çok hadis rivayet etmemiştir. Harre olayına katılmış ve çok yara almıştır. İki yıl sonra 75 yaşında iken vefat etmiştir. Abdullah adında bir çocuğu olmuş; ancak Abdullah, küçükken vefat etmiş, soyu devam etmemiştir.
1485. Salebe b. Ebu Malik
[Salebe b. Ebu Malik] el-Kurazi. [Babası] Ebu Malikin ismi Abdullah b. Samdır. Salebe, Ebu Yahya olarak künyelenirdi. Ebu Malik, Yemenden gelmiş olup kendisi şöyle demektedir: “Biz, Kinde kabilesinden Yahudiler idik. Kurayzaoğullarından İbn Sayenin [kızıyla] evlendi ve onlarla anlaşmalı oldu. Bu yüzden kendisine el-Kurazi denildi. Salebe, Ömer ve Osmandan rivayette bulunmuştur. Künyesi Ebu Caferdir. [Ravi] dedi ki: Bana onun künyesini [Ebu Cafer] Abdurrahman b. Yunus, Hammad b. Halid b. el-Hayyattan, o da Davud b. Sinandan anlatmıştır. Bize İsmail b. Üveys haber verdi; dedi ki: Bize Davud b. Sinan anlattı; dedi ki: Ben, Salebe b. Ebu Malikin saçını ve sakalını kına ile sarıya boyamış olarak gördüm. Muhammed b. Ömer dedi ki: Salebe, ölünceye kadar Kurayzaoğullarının imamı idi. Yaşlı biri olup az hadis rivayetinde bulunmuştur.
1486. el-Velid b. Ubade
[Velid b. Ubade] b. es-Samit b. Kays b. Asram b. Fihr b. Salebe b. Ganm b. Avf b. Amr b. Avf b. el-Hazrec. Annesi, Cemile bt. Ebu Sasaadır. Ebu Sasaa Amr b. Zeyd b. Avf b. Mebzul b. Amr b. Ganm b. Mazin b. en- Neccardır. el-Velid b. Ubadenin Halid adında çocuğu olmuştur. Onun annesi Tay kabilesindendir. Muhammed adındaki çocuğunun annesi, Ümmü Habbe bt. en-Numan b. Malik b. Salebe b. Asram b. Fihr b. Salebe b. Ganm b. Avf b. Amr b. Avf b. el-Hazrecdir. Velidin Ubadenin el-Haris, Musab, Abdullah ve Mesleme adındaki çocuklarının annesi, Bezia bt. Ebu Harise b. Evs b. Seken b. Adi b. Ubeyd b. Fihr b. Salebe b. Ganm b. Avf b. Amr b. Avf b. el-Hazrecdir. Velidin Salih adındaki çocuğunun annesi, Sad b. Bekir b. Hevazinoğullarındandır. Hişam adındaki çocuğunun annesi ümmü veleddir. Yahya adındaki çocuğunun annesi ümmü veleddir. Ümmü İsa ve Hükeyme adlarındaki çocuklarının anneleri de ümmü veleddir. Velid b. Ubade, Peygamberin son dönemlerinde doğmuştur. Abdülmelik b. Mervanın hilafeti zamanında Şamda vefat etmiş; sika biri olup çok hadis rivayet etmiştir.
1487. Said b. Sad
[Said b. Sad] b. Ubade b. Düleym b. Harise b. Ebu Hazime b. Salebe b. Tarif b. el-Hazrec b. Saide b. Kab b. el-Hazrec. Annesi Guzeyye] bt. Sad b. Halife b. el-Eşref b. Ebu Hazime b. Salebe b. Tarif b. el-Hazrec b. Saide b. Kab b. el-Hazrecdir. Said b. Sadın Şürahbil, Halid, İsmail, Zekeriyya, Muhammed, Abdurrahman, Hafsa ve Ayşe adındaki çocuklarının annesi Büseyne bt. Ebüd-Derda Uveymir b. Zeyd b. Kays b. Ayşe b. Ümeyye b. Malik b. amir b. Adi b. Kab b. el-Hazrec b. el-Haris b. el-Hazrecdir. Said b. Sadın Yusuf adındaki çocuğunun annesi, Hevazinden Nasr b. Muaviyeoğullarından Ümmü Yusuf bt. Hemmamdır. Said b. Sadın Yahya, Osman, Guzeyye, Abdülaziz, Ümmü Eban, Ümmül-Benin isimli çocuklarının anneleri farklı ümmü veledlerdir. Said b. Sad, Peygambere yetişmiş bir kişidir. Bazı rivayetlerinde Peygamberden işittiği görülmektedir. Sika biri olup az hadis rivayet etmiştir.
1488. Abbad b. Temim
[Abbad b. Temim] b. Gaziyye b. Atiye b. Hasna b. Mebzul b. Amr b. Ganm b. Mazin b. en-Neccar. Annesi, ümmü veleddir. Anne baba bir oldukları iki kardeşi vardır. Onların isimleri Mamer ve Sabit olup Harre günü 63 senesi Zilhicce ayında öldürülmüşlerdir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Sebre anlattı. O da Musa b. Ukbeden şöyle dediğini rivayet etti: Abbad b. Temim el-Mazini dedi ki: Hendek savaşı sırasında beş yaşında idim; pek çok şeyi hatırlamaktayım. Biz kadınlarla birlikte kalelerdeydik. Kaledekiler, Kurayzalıların kendilerine saldırmaları korkusu içerisinde uyuyorlardı. Muhammed b. Ömer dedi ki: ez-Zühri Abbad b. Temimden hadis rivayetinde bulundu.
1489. Muhammed b. Sabit
[Muhammed b. Sabit ] b. Kays b. Şemmas b. Malik b. İmruülkays b. Malik el-Ağar b. Salebe b. Kab b. el-Hazrec b. el-Haris b. el-Hazrec. Annesi, Belhubladan Cemile bt. Abdullah b. Übey b. Seluldür. Anne bir kardeşi Abdullah b. Hanzale b. Ebu amir er-Rahibdir. Abdullahın babası olan Hanzale, meleklerin yıkadığı (Gasilul-melaike) kimsedir. Muhammed b. Sabitin Abdullah, Süleyman ve Yahya adındaki çocukları Harre olayında katledilmişlerdir. Anneleri el-Haris b. el- Hazrecoğullarından Ümmü Abdullah bt. Hafs b. Samit b. Harise b. Adi b. Kays b. Zeyd b. Maliktir. Muhammed b. Sabitin İsmail ve Ayşe adındaki çocuklarının annesi, Ümmü Kesir bt. en-Numan b. el-Aclan b. en-Numan b. amir el-Aclan b. Amr b. amir b. Zürayktır. Muhammed b. Sabitin İshak, İbrahim ve Yusuf adındaki çocuklarının annesi el-Haris b. el-Hazrecoğullarından Emetüllah bt. es-Saib b. Hallad b. Süveyd b. Salebe b. Harise b. İmruülkaystır. Muhammed b. Sabitin İsa ve Humeyde adındaki çocuklarının annesi, Belhubladan Ümmü Avn bt. Abdurrahman b. Mamer b. Abdullah b. Übey b. Seluldür.
1490. Sad b. el-Haris
[Sad b. el-Haris] b. es-Samme b. Amr b. Atik b. Amr b. Mebzul. Mebzul, amir b. Malik b. en-Neccardır. Sadın annesi Evs kabilesinden Ümmül- Hakem olup ismi Havle bt. Ukbe b. Rafi] b. İmruülkays b. Zeyd b. el- Eşheldir. Sad b. el-Harisin çocuklarından es-Salt ve Ümmül-Fadlın annesi Kureyş kabilesinden Cemal bt. Kays b. Mahreme b. el-Muttalib b. Abdümenaf b. Kusaydır. Sad b. el-Harisin Amr adındaki çocuğunun annesi Ümmü Said bt. Sehl b. Atik b. en-Numan b. Amr b. Mebzuldür. Sad b. el-Haris, Sıffin savaşında Ali b. Ebu Talibin yanında yer almış ve orada öldürülmüştür.
1491. Ebu Ümame b. Sehl
[Ebu Ümame b. Sehl] b. Huneyf b. Vahib b. el-Ukeym b. Salebe b. el- Haris b. Mecdea b. Amr. Amr, Evs kabilesinden Bahzec b. Haneş b. Avf b. Amr b. Avftır. Ebu Ümamenin annesi Habibe bt. Ebu Ümame Esad b. Zürare b. Udes b. Ubeyd b. Salebe b. Ganm b. Malik b. en-Neccardır. Habibe, Peygambere biat eden kadınlardandır. Ebu Ümame, anne tarafından dedesi Esadın ismi ile isimlendirilmiş ve künyesi ile de künyelenmiştir. Dedesi Esad b. Zürare, [İkinci Akabe biatinde] Neccaroğullarının temsilcisi idi. Ebu Ümamenin çocuklarından Muhammed, Sehl, Osman, İbrahim, Yusuf, Yahya, Eyyub, Davud, Habibe ve Ümamenin anneleri Evs kabilesinin Muaviyeoğulları boyundan Ümmü Abdullah bt. Atik b. el- Haris b. Atik b. Kays b. Heyse b. el-Haristir. Ebu Ümamenin oğlu Salihin annesi ise ümmü veleddir. Muhammed b. Ömer dedi ki: Bize, Peygamberin Ebu Ümameyi Esad diye isimlendirdiği; anne tarafından dedesinin künyesi ile de künyelendirdiği anlatılmıştır. Dedi ki: Bize onun Ömerden rivayette bulunduğu ulaşmamıştır. Osman, Zeyd b. Sabit, Muaviye ve babası Sehl b. Huneyften rivayette bulunmuştur. Sika biri olup çok hadis rivayet etmiştir.
1492. Abdurrahman b. Ebu Amre
Ebu Amrenin adı Yüseyr b. Amr b. Mihsan b. Amr b. Atik b. Amr b. Mebzuldür. Mebzulün adı da amir b. Malik b. en-Neccardır. Annesi, Kureyş kabilesinden Hind b. el-Mukavvim b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf b. Kusay b. Kilabdır. Onun annesi Kureyş kabilesinden Kılabe bt. Amr b. Cavene b. Hızyem bt. Sad b. Sehmdir. Onun annesi de Kureyş kabilesinden Berre bt. Adi b. Riab b. Sehmdir. Abdurahman b. Ebu Amrenin Abdullah, Hamza, Alkame ve Habbane adındaki çocuklarının annesi, Ümmü Sad bt. Şeyban b. el-Haris b. Alkame b. Amr b. Sakf b. Malik b. Mebzuldür. Mebzul, amir b. Malik b. en- Neccardır. Ebu Amre sahabidir. Ali b. Ebu Talib taraftarı olarak Sıffinde öldürülmüştür. Abdurrahman b. Ebu Amre, Osman, Zeyd b. Halid el- Cüheni ve Ebu Hüreyreden hadis rivayetinde bulunmuştur. Sika biri olup çok hadis rivayet etmiştir.
1493. Abdurrahman b. Yezid
[Abdurrahman b. Yezid] b. Cariye b. amir b. Mücemmi b. el-Attaf b. Dubaya b. Zeyd b. Malik b. Avf b. Amr. Evs kabilesindendir. Annesi, Amr b. Avfoğullarından Cemile bt. Sabit b. Ebül-Aklah b. İsme b. Malik b. Eme b. Dubaya b. Zeyddir. Anne bir kardeşi asım b. Ömer b. el- Hattabdır. Abdurrahman b. Yezidin İsa adındaki çocuğu Harre günü öldürülmüştür. Çocuklarından İshak, Cemile, Ümmü Abdullah, Ümmü Eyyub, Ümmü asımın anneleri, Hasane bt. Bükeyr b. Cariye b. amir b. Mücemmidır. Cemil adındaki çocuğunun annesi ümmü veleddir. Abdülkerim ve Abdurrahman adındaki çocuklarının annesi ise Amr b. Avfoğullarından Ümame bt. Abdullah b. Sad b. Haysemedir. Abdurrahman b. Yezid, Peygamber döneminde doğmuştur. Abdurrahman cesur bir adamdı. Ömerden hadis rivayetinde bulunmuştur. Ömer b. Abdülazizin Medine valisi idi. el-Velid b. Abdülmelikin halifeliği döneminde 93 senesinde Medinede vefat etmiştir. Abdurrahman b. Yezid, Ebu Muhammed diye künyelenirdi. Sika biri olup az hadis rivayetinde bulunmuştur.
1494. Mücemmi b. Yezid
[Mücemmi b. Yezid] b. Cariye b. amir b. Mücemmi b. el-Attaf b. Dubaya b. Zeyd. Annesi, Absoğullarından Habibe bt. el-Cüneyd b. Kinane b. Kays b. Züheyr b. Cezime b. Revahadır. Mücemmi b. Yezidin çocuklarından İsmail, İshak, Yakub, Suda, Ümmü İshak ve Ümm en-Numanın annesi, Amr b. Avfoğullarından Salime bt. Abdullah b. Ebu Habibe b. el-Ezar b. Zeyd b. el-Attaf b. Dubaya b. Zeyddir.
1495. Ebu Said el-Makburi
İsmi Keysandır. Leys b. Bekir b. Abdümenat b. Kinaneoğullarının mevlasıdır. Evi, kabristanın yakınında olduğu için kendisine el-Makburi denilmiştir. Bize Muhammed b. Ömer el-Vakıdi haber verdi; dedi ki: Bana el- Velid b. Kesir, Yunus b. Humran ve Muhammed b. el-Cevsak haber verdi. Onlar Said b. Ebu Said el-Makburiden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Ben, Cünda kabilesinden bir adamın kölesi idim. Adam serbest kalabilmem için benimle 40.000 [dirhem] ve her kurbanda bir koyun üzerine anlaşma yaptı. Mal tamamlanınca onu adama verdim. Ancak taksitle alabileceğini söyleyerek almaktan vazgeçti. Ömer b. el-Hattaba gittim ve durumu ona haber verdim. Dedi ki: “Ey Yerfe! Malı al ve beytülmale koy sonra akşama gel senin azat edildiğini yazalım. Efendin ister malı alsın isterse almasın.” Babam dedi ki: “Ben malı aldım beytülmale götürdüm. Efendim bunu duyunca gelip malı oradan aldı. Sonra malımın zekatını Ömere getirdim; bana, “Azad edildiğinden beri maldan] bir şey aldın mı?” Ben almadığımı söyledim. O da “Onu al şimdi götür, bizden bir şeyler alınca zekatını ver.” dedi. Bize Halid b. Mahled haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. Musa anlattı; dedi ki: Bana bir adam anlattı. O da Ebu Said el- Makburiden şöyle dediğini rivayet etti: Mükateb bir köleydim. Sahibimden mükatebe bedelini almasını istedim; ancak kabul etmedi. Ben de Ömer b. el-Hattaba geldim ve ona durumu anlattım. O da, “Ey Yerfe! Malı [mükatebe bedelini] al; beytülmalın bir kenarına koy. Sonra da git artık hürsün.” dedi. Bir yıl sonra Ömere malımın zekatını getirdim. “Bizden tahsis ettiğimiz bir şey aldın mı?” diye sordu. Ben “Hayır!” diye cevap verdim. O da zekatı bana geri verdi. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. Abdullah b. Ebu Seleme haber verdi. O da Ebu Sahreden rivayet etti. Yezidin dışında başka biri Ebu Sahreden, o da Ebu Said el-Makburiden şöyle dediğini rivayet etti: Ben Ömer b. el-Hattaba “Bu benim zekatımdır.” diyerek 200 dirhem götürdüm. O da bana, “Sen azad edildin mi Keysan?” diye sordu. Ben de “Evet!” dedim. O da bana, “Git onu tasadduk et.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi. O Süfyan b. Uyeyneden, o da el- Velid b. Kesirden şöyle dediğini rivayet etti: Said el-Makburiyi babasından şunu anlatırken işittim: Ömer b. el- Hattaba malımın zekatını götürdüm. “Bizim divanımızdan bir şey aldın mı?” diye sordu. Ben “Hayır!” dedim. O da “Bana onu götür!” dedi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Ebu Said, Ömerden rivayette bulunmuştur. Sika bir ravi olup çok hadis rivayet etmiştir. Hicri 100. senede Ömer b. Abdülazizin halifeliği döneminde vefat etmiştir. Bir başkası onun Medinede el-Velid b. Abdülmelikin hilafeti döneminde vefat ettiğini söylemiştir.
1496. Ebu Ubeyd
Ez-Zühri bir defasında onun Abdurrahman b. Ezherin mevlası olduğunu ifade etmiştir. Başka bir yerde de Abdurrahman b. Avfın mevlası olduğunu belirtmiştir. Böyle diyen başkaları da olmuştur. Ez-Zühri dedi ki: O eskilerden biri olup fukahadandır. Kendisi demiştir ki: “Ben Ömer ile bayrama şahit oldum.” Ömer, Osman, Ali ve Ebu Hüreyreden hadis rivayetinde bulunmuştur. İsmi Sad idi. Medinede 98 senesinde vefat etmiştir. Sika biri olup hadisler rivayet etmiştir.
1497. Eflah
Ebu Eyyub el-Ensariin mevlasıdır. Künyesi Ebu Kesirdir. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Hassan haber verdi. O da Muhammed b. Sirinden şunu rivayet etti: Ebu Eyyub, Eflah ile 40.000 dirheme mükatebe yapmıştı. İnsanlar, Eflahı “Azat edilmek sana hayırlı olsun.” diyerek tebrik ediyorlardı. Ebu Eyyub evine dönünce anlaşmadan pişman oldu ve “Anlaşma yazısını geri vermeni ve eski halinle kalmanı istiyorum.” diyerek Eflaha haber gönderdi. Eflahın oğlu ve hanımı da “Allah seni azat ettikten sonra tekrar köle olarak geri mi dönüyorsun?” diyorlardı. Eflah, “Allaha yemin olsun ki, sadece ona verdiğimden başka bir şey istemiyor.” dedi. Anlaşmasını getirdi; onu yırttı, sonra da Allahın dilediği kadar öyle kaldı. Sonra Ebu Eyyub ona, “Sen artık hürsün. Yanında olan malın da senindir.” diye haber gönderdi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Eflah, Aynüttemr esirlerindendir. Halid b. el- Velid onu Ebu Bekir es-Sıddıkin halifeliği döneminde esir almış ve Medineye göndermişti. Ben, Eflahın künyesinin Ebu Abdurrahman olduğunu söyleyen birini duymuşumdur. Ömerden hadis rivayetinde bulunmuştur. Medinede bir evi bulunmakta idi. Yezid b. Muaviyenin halifeliği döneminde Harre olayında hicretin 63. senesi Zilhicce ayında öldürülmüştür. Sika biri olup az hadis rivayet etmiştir.
1498. Ubeyd
Said b. el-Mualla ez-Zürakinin kardeşi Ubeyd b. el-Muallanın mevlasıdır. Ubeyd, Ebu Abdullah olarak künyelenirdi. Aynüttemr esirlerindendir. Ebu Bekir es-Sıddıkin halifeliği döneminde Halid b. el- Velid onu esir almış ve Medineye göndermiştir. Ubeyd b. Mürrenin Harretü Vakım denen yerin kenarındaki Nefisin Kasrı olarak bilinen sarayın sahibi tüccar Nefis b. Muhammed b. Zeyd b. Ubeydin dedesi olduğunu söylerler. Ubeyd b. el-Mualla, hicretin 63. senesi Zilhicce ayında Harre olayları gecelerinde ölmüştür. Sika biri olup az hadis rivayet etmiştir.
1499. Şemmas
Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşimin mevlasıdır. Yusuf suresini, Ömer b. el-Hattab namazda okurken ezberlemiştir. Kendisinden, oğlu Osman rivayette bulunmuştur.
1500. es-Saib b. Habbab
Fatıma bt. Utbe b. Rebia b. Abdüşemsin mevlasıdır. Künyesi Ebu Abdurrahmandır. Künyesinin “Ebu Müslim” olduğunu söyleyeni de duydum. Sika biri olup az hadis rivayet etmiştir. Ömer ve Zeyd b. Sabitten hadis rivayetinde bulunmuştur. Muhammed b. Ömer dedi ki: Medinede 72 yaşında iken 97 senesinde vefat etmiştir. Bize Man b. İsa haber verdi. O da Malik b. Enesten şunu rivayet etti: es- Saib b. Habbab İbn Ömerden önce vefat etti.
1501. Ubeyd b. Ümmü Kilab
Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur. O, Ubeyd b. Seleme el-Leysi olup Osmanın katledilmesi üzerine Medineden çıkıp Serifte Ayşeye Osmanın öldürüldüğünü ve insanların Aliye biat ettiklerini haber veren kimsedir. Bundan sonra Ayşe hemen Mekkeye dönmüştür. Ubeyd, Ali taraftarlarındandı.
1502. İbn Mersa
Kureyşin mevlasıdır. Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur. Az hadis rivayet eden bir kimsedir.
1503. Ebu Said
Ebu Üseydin mevlasıdır. Ömer b. el-Hattabdan hadis rivayetinde bulunmuştur.
1504. el-Hürmüzan
Faris ehlindedir. Celula olayı son bulunca Yezdecird, Hulvandan İsfahana doğru harekete geçti. Sonra Istahra geldi. Hürmüzan, Tüstere yöneldi; orayı zabdetti ve bir kalede korundu. Yanında Esavire] ve Tüster ehlinden birçok kimse bulunmaktaydı. Kale dağ tarafından şehrin en uzak noktasında idi. Etrafı sularla çevrelenmişti. İhtiyaçları İsfahandan geliyordu. Allahın dilediği kadar orada kaldılar. Ebu Musa onları iki sene kuşattı. 18 ay olduğu da söylenmektedir. Bu müddetin sonunda kale halkı, Ömere boyun eğdi ve hükmü altında girdiler. Ebu Musa, Hürmüzanı acemlerden on iki esir ile birlikte Ömere gönderdi. Esirler, üzerlerinde ipek elbise, altın bilezik ve altın kemerler olduğu halde Medineye vardılar. İnsanlar onları görünce hayretler içinde kaldılar. Ömerin evine getirildiler, onu evde bulamadılar ve aramaya başladılar. Hürmüzan, Farsça olarak, “Kralınız kaybolmuştur?” dedi. Ona Mescidde olduğu söylendi. Mescide girdiler; Ömeri orada elbisesine bürünmüş yatıyor olarak buldular. Hürmüzan, “Kralınız bu mudur?” diye sordu. “Halife odur.” dediler. “Onun bekçisi ve teşrifatçısı yok mudur?” diye sordu. “Eceli gelene kadar koruyucusu Allahtır.” dediler. Hürmüzan, “Bu, sıkıntısı olmayan bir mülktür.” dedi. Ömer, Hürmüzana baktı ve “Ateşten Allaha sığınırım.” dedi. Sonra da şöyle devam etti: “Bunları İslama boyun eğdiren Allaha hamd olsun.” Ömer, orada bulunan heyete “Konuşunuz ben çok konuşmam.” dedi. Enes b. Malik, “Vaadini gerçekleştiren, dinini aziz kılan, dinine karşı meydan okuyanı rezil eden, topraklarını ve diyarlarını bize varis kılan, mallarını ve çocuklarını bize veren ve bizi onlara dilediğimizi öldürmek, dilediğimizi de sağ bırakmak üzere hakim kılan Allaha hamd olsun.” dedi. Bunun üzerine Ömer ağladı ve Hürmüzana, “Sana ne oldu?” dedi. Hürmüzan, “Babalarımdan olan mirasa gelince onlar yanımdadır. Mülk olarak malım ve beytülmala gelince onları senin valilerin almışlardır.” dedi. Ömer, “Ey Hürmüzan! Allahın size yaptığını nasıl görüyorsun?” dedi. Hürmüzan cevap vermedi. Ömer, “Niçin konuşmuyorsun?” dedi. Hürmüzan, “Diri olanın konuşmasını mı yapayım, yoksa ölü olanın konuşmasını yapayım?” dedi. Ömer, “Diri değil misin ki?” dedi. Hürmüzan su istedi. Ömer, “Sana öldürme ve susuzluk cezasını bir arada vermeyiz.” dedi. Ömer onun için bir su istedi, ahşab bir kaseyle ona su getirildi, eliyle suyu tuttu. Ömer, “İç, herhangi bir zararı yok, içinceye kadar seni öldürmeyeceğiz.” dedi. Hürmüzan elinden kabı attı ve “Ey Araplar! Siz dinsiz iken biz sizi köle ediniyor, size hükmediyor ve sizi öldürüyorduk. Bize göre siz en kötü ve düşük bir millet idiniz. Ancak Allah, sizinle olunca kimse size artık güç yetiremez oldu.” dedi. Ömer, onun öldürülmesi için emir verdi. Hürmüzan, “Bana güvenmiyor musun?” dedi. Ömer, “Nasıl” diye cevap verdi. Hürmüzan, “Bana Konuş, sana zarar yok. dedin; İç sana zarar yok. dedin ve suyu içinceye kadar seni öldürmeyeceğim. dedin.” Zübeyr b. el-Avvam, Enes b. Malik, Ebu Said el-Hudri “Doğru!” diyerek tasdik ettiler. Ömer, “Allah onu katletsin, ben farkında olmadan eman almış!” dedi. Emretti ve Hürmüzanın üzerindeki süslerle ipek elbise çıkarıldı. Siyah, bilekleri zayıf, sanki yanmış gibi olan Süraka b. Malik b. Cüşüma, “Hürmüzanın bileziklerini tak!” dedi. Süraka da bilezikleri taktı ve elbiseleri giydi. Ömer, “Kisranın ve kavminin elbise ve zinetlerini alıp Süraka b. Malik Cüşüma giydiren Allaha hamd olsun.” dedi. Ömer, Hürmüzan ve arkadaşlarını İslama davet etti; kabul etmediler. Ali dedi ki: “Ey Müminlerin Emiri! O ve kardeşlerinin arasını ayır.” dedi. Ömer, Hürmüzanı, Cüfeyneyi ve diğerlerini deniz yoluyla Şama göndermek isteyip yolda boğulmaları için “Allahım gemilerini parçala.” diye dua etti. Yolda gemileri hasara uğradı; ama batmadılar. Sonra geri gelip Müslüman oldular. Ömer onların her birine ayda 2000er dirhem Atiye [maaş] bağladı. Hürmüzana da “Urfuta” adını verdi. Misver b. Mahreme dedi ki: “Hürmüzanı Ravha denen yerde Ömer ile beraber hac yapmak için ihram giymiş olarak gördüm.” Bize el-Velid b. Ata b. el-Ağar el-Mekki haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Sad anlattı. O babası Saddan, o da babası İbrahim b. Abdurrahmandan şöyle dediğini rivayet etti: Hürmüzanı Ömer ile birlikte Ravhada hac için ihram giymiş olduğu halde gördüm. Üzerinde de şal bir elbise vardı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire anlattı. O da Ali b. Zeydden şöyle dediğini rivayet etti: Enes Malik dedi ki: Hürmüzandan karnı daha fazla içine çekik, omuz araları daha geniş olan birini görmedim.