[Kilab] b. Rebia b. amir b. Sasaa b. Muaviye b. Bekir b. Hevazin b. Mansur b. İkrime b. Hasafe b. Kays b. Aylan b. Mudar.
1178. Alkame b. Ulase
[Alkame b. Ulase] b. Avf b. el-Ahvas. Adı Rebiadır. Gözleri çapaklı ve küçüktü. Bu yüzden el-Ahvas diye anıldı. amir b. et-Tufeyli, Cahiliye döneminde kovalayan kişi İbn Cafer b. Kilabdır. Sonra Resulallaha gelmiştir. Resulallah, Huzaaya mektup yazarak onun Müslüman olduğunun müjdesini verip şöyle demiştir: “Alkame b. Ulase ve Hevzenin iki oğlu Müslüman oldular. Onlar hem kendileri, hem de kabilelerinden geride kalanlar adına biat ettiler.” Ömer b. el-Hattab, Alkame b. Ulaseyi Havrana vali olarak tayin etmiştir. Alkame orada vefat etmiştir. el-Huteye onun için şiir söylemiştir. el-Huteye onun ziyaretine giderken, ona ulaşmadan Alkame ölür. Alkame sanki o bir çocuğuymuş gibi mirasından ona da bir hisse verilmesini vasiyet etmiş. Bunun üzerine el- Huteye şöyle demiştir: Şayet sana sağlığında kavuşabilseydim, Benimle bu zenginlik arasında sadece birkaç gece kalmış olacaktı. Yemin olsun ki, Havranda akşamlayan ve kaderin tuzağına düşen İbn Cafer, Ne güzel bir insandır. Alkame b. Ulasenin annesi, Leyla bt. Ebu Süfyan b. Hilal b. Amr b. Cüşem b. Avf b. en-Nehadır.
1179. Cebbar b. Sülma
[Cebbar b. Sülma] b. Malik b. Cafer b. Kilab. Cebbar, amir b. Füheyreyi Birü Maune günü vuran kimsedir. O gün amir vurulduğunda “Kazandım, vallahi!” der. Mızrağını alan Cebbar onun bu sözünün manasını sorar. “Cenneti kastetmiştir.” derler. Bu söz, Müslüman oluncaya kadar Cebbarın gönlünde yer eder. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Musa b. Şeybe b. Amr b. Abdullah b. Kab b. Malik anlattı. O da Harice b. Abdullah b. Kabdan şöyle dediğini rivayet etti: Cebbar b. Sülma, Kilaboğulları heyetinin içinde 9. yılda Resulallaha geldi. Onlarla birlikte Remle bt. el-Harisin evine misafir oldu. Onunla Kab b. Malik arasında dostluk vardı. Kab onlara gelip selam verdi ve Cebbara hediye sunup ikramda bulundu. Kab onlara dedi ki: “Haydi hepiniz Resulallaha gidin!” Çıktılar ve Resulallahın huzuruna gittiler. Onu İslam selamıyla selamladırlar. Dediler ki: “Ey Allahın Resulü! ed-Dahhak b. Süfyan bize Allahın kitabı ve senin emrettiğin sünnetinle aramızda bir yol tuttu. Bizi İslama davet etti. Biz de Allah ve Resulünün çağrısına uyduk. O bizim zenginlerimizden zekat topladı, fakirlerimize dağıttı.”
1180. ed-Dahhak b. Süfyan
[ed-Dahhak b. Süfyan] b. Avf b. Kab b. Ebu Bekir. [Ebu Bekir,] Ubeyd b. Kilab b. Rebiadır. [ed-Dahhak] Müslüman oldu ve Resulallah da tasdik etmeleri için onu Kilaboğullarına gönderdi. Onu bir bölükle beraber İslama davet için Kilaboğullarından bir sülale olan el-Kurataya gönderdi. Onları İslama davet etti. Ancak onlar bu davetini reddettiler. Bunun üzerine ed-Dahhak onlarla savaştı. Allah Resulü vefat ettiğinde o, hala Peygamberin Kilaboğullarından zekat toplamakla görevlendirdiği memuruydu. Dahhak, Dariyye ve civarında ikamet ediyordu.
1181. el-Asyed b. Seleme
[el-Asyed b. Seleme] b. Kurt b. Abd b. Ebu Bekir. [Ebu Bekir,] Ubeyd b. Kilab b. Rebiadır. Müslüman olur ve Resulallah onu ed-Dahhak b. Süfyan ile el-Kurataya, onları İslama davet için gönderir. Onları davet ederler ancak muhatapları bu daveti reddeder. Bunun üzerine savaşıp onları yenerler. el-Asyed, babası Selemeye atın üstündeyken Dariyye yakınlarında ez-Zücte -Züc Lave bölgesinde- bir derede yetişir. Onu İslama davet edip, eman verir. Bunun üzerine babası ona ve dinine hakaret eder. el-Asyed de atın ön bacaklarını keser. At dizlerinin üzerine düşünce, Seleme suyun içinde mızrağının üstünde durmaya çalışır. Sonra ona tutunur; ama bir başkası gelip onu öldürür. Böylece Selemeyi oğlu öldürmemiş olur. Bu olay 9. yılda Rebiülevvel ayında vuku bulmuştur.
1182. Lebid b. Rebia
[Lebid b. Rebia] b. Malik b. Cafer b. Kilab. Şairdir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Musa b. Şeybe b. Amr b. Abdullah b. Kab b. Malik anlattı. O da Harice b. Abdullah b. Kabdan şöyle dediğini rivayet etti: Kilaboğulları heyeti, 13 kişi olarak, hicri 9. yılda Resulallaha geldiğinde, aralarında Lebid b. Rebia da vardı. Remle bt. el-Harisin evine misafir oldular. Sonra Resulallahın huzuruna İslam selamı vererek geldiler ve Müslüman olup, kabilelerinin beldelerine döndüler. Bize Nasr b. Sabit haber verdi; dedi ki: Bize Davud b. Ebu Hind anlattı. O da eş-Şabiden şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. el-Hattab, Kufedeki valisi el-Muğire b. Şubeye mektup yazıp şöyle dedi: “Oradaki şairleri çağır ve Cahiliye ile İslam döneminde söyledikleri şiirlerini okut. Sonra onları bana yaz!” el-Muğire onları çağırdı. Lebid b. Rebiaya “Cahiliyede ve İslamda söylediğin şiirleri bana oku!” dedi. Lebid “Allah onun yerine bana Bakara ve al-i İmran surelerini verdi.” diye cevap verdi. el-Ağleb el-Icliye “Şiirini oku!” deyince o şöyle karşılık verdi: Recez mi istersin kaside mi? Kolay ve var olan bir şey istedin. Dedi ki: el-Muğire bu durumu Ömere yazdı. Ömer ona “el-Ağlebin atıyyesinden [maaşından] 500 eksilt ve Lebidin maaşına ekle!” diye cevap yazdı. el-Ağleb, Ömere gitti ve “Sana itaat ettiğim için mi, kesinti yaptın?” dedi. Ravi dedi ki: Ömer, el-Muğireye şöyle yazdı: “el-Ağlebden kestiğin 500ü iade et. Lebid b. Rebianın fazlalık 500ünü devam ettir.” Bize Hişam b. Muhammed, Ebu Bekir b. Ayyaş haber verdi. O da Abdülmelik b. Umeyrden şöyle dediğini rivayet etti: Lebid b. Rebia, Muaviyenin el-Hasan b. Ali ile barışmak için en- Nuhayleye indiği gece öldü. Hişam dedi ki: Lebidin Kufede oğulları vardı. Hepsi de badiyeye bedevi olarak döndüler. Lebid Kufeye hicret etmiş ve oraya yerleşmişti. Orada ölmüş ve Cafer b. Kilaboğullarının bölgesinde sahraya gömülmüştü. İnsanlar kendi bölgesindeki sahralara gömülürdü. Bize Hişam b. Cafer b. Kilab haber verdi; dedi ki: Lebid b. Rebia ölüm anında sayıklıyor ve şöyle diyordu: “Size demedim mi? Deveye yem verin!” Bu sözü tekrarlayıp duruyordu. Bize Hişam b. Cafer b. Kilab haber verdi. O da hocalarından şöyle dediklerini rivayet etti: Lebid ölmek üzereyken Beni Caferin yaşlıları ve gençleri huzuruna geldiler. Lebid “Benim için ağıt yapın da dinleyeyim!” dedi. Onlardan bir genç şöyle dedi: Her tencere, her kazan Lebid için ağlasın! Badiyedeki saba rüzgarı, onu överek ağlıyor. Lebid dedi ki: “Güzel söyledin, kardeşimin oğlu! Devam et!” Genç, “Bende bu beyitten başka bir şey yok.” dedi. Lebid, “Cimrilik ettiğin şeyi çabuk söyle!” dedi.
1183. Kudame b. Abdullah
[Kudame b. Abdullah] b. Ammar el-Kilabi. Bize el-Fadl b. Dükeyn ve Muhammed b. Ömer haber verdir; dediler ki: Bize Eymen b. Nabil anlattı; dedi ki: Kudame b. Abdullah elKilabiyi şöyle derken işittim: Resulallahı kırmızıya çalan siyah devesinin üstündeyken Akabe Cemresine taş atarken gördüm. Ona ne vuruyordu, ne kovalıyordu ne de “deh, deh!” diyordu. Muhammed b. Ömer dedi ki: Kudame kavminin topraklarındayken Müslüman oldu. Hicret etmedi. Necdde ikamet ediyordu. Veda haccında Resulallahla bir arada bulundu. Onu gördü ve bu hadisi rivayet etti.
1184. el-as b. amir
[el-as b. amir] b. Avf b. Kab b. Ebu Bekir b. Kilab b. Rebia. Resulallaha geldi. Resulallah ona “Muti [İtaatkar]” adını verdi.
1185. Zül-Cevşen ed-Dıbabi
Adı, Şürahbil b. el-Aver b. Amr b. Muaviyedir. O da ed-Dıbab b. Kilab b. Rebiadır. Bize Abdullah b. Muhammed b. Ebu Şeybe haber verdi; dedi ki: Bize İsa b. Yunus anlattı. O babasından, o dedesinden, o da Zül-Cevşen ed- Dıbabiden şöyle dediğini rivayet etti: Bedir savaşından sonra Resulallaha gidip ona dedim ki: “Sana alnı beyaz bir at -ki kendi atını kastediyordu- getirdim. Onu al!” Zül-Cevşen o zaman henüz müşrik idi. Resulallah ona, “Hayır, ama Bedirde elde edilen seçme zırhlardan biriyle değişmek istersen bunu yaparım.” dedi. “Bugün için zırhla atı asla değiştirmek istemiyorum.” dedim. Muhammed b. Ömer dedi ki: O, bu olaydan sonra Müslüman oldu. Kufeye gidip oraya yerleşti. Bu şahıs, el-Hüseyn b. Ali b. Ebu Talibin öldürülmesine şahit olan Şemir b. Zül-Cevşenin babasıdır. Şemir, “Ebüs-Sabiğa” künyesiyle anılırdı. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Cerir b. Hazim haber verdi; dedi ki: Bize Ebu İshak es-Sebii anlattı; dedi ki: Zül-Cevşen el-Kilabi Resulallaha geldi. O zaman müşrik idi ve Resulallaha bir at hediye etti. Resulallah onun hediyesin kabule yanaşmadı. “İstersen onu bana seçkin Bedir zırhlarından biri karşılığında satabilirsin.” dedi. Sonra Resulallah dedi ki: “Ey Zül-Cevşen! Bu işin ilklerinden olmak istemez misin?” Zül-Cevşen, “Hayır.” dedi. Resulallah , “Buna karşı sana engel olan nedir?” dedi. Zül-Cevşen, “Görüyorum ki, kendi kavmin seni yalanlamış, seni şehrinden çıkarmış ve seninle savaşmış. Bakıyorum, onlara galip gelirsen, sana iman edeceğim. Onlar galip gelirse, sana tabi olmayacağım.” dedi. Resulallah , “Ey Zül- Cevşen! Umarım biraz beklersen, yakında onlara galip geldiğimi göreceksin.” dedi. Zül-Cevşen devamla dedi ki: Vallahi ben Dariyye köyündeydim. Mekke tarafından binek üstünde bir yolcu gelince ona “Ne haber?” diye sorardım. Yolcu “Muhammed, Mekke ehline karşı galip geldi.” dedi. [Ravi] dedi ki: Zül-Cevşen, Resulallah kendisini İslama davet ettiğinde Müslüman olmadığı için çok hayıflanırdı. Bize Malik b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize el-Heysem b. el-Hattab el-Nehdi, Ebu İshakı şöyle söylerken işittiğini anlattı: Şemir b. Zül-Cevşen neredeyse bizimle hiç namaz kılmıyordu. Namazdan sonra gelir, namazını kılar ve şöyle derdi: “Ey Allahım! Beni affet! Beni alçak kimseler dünyaya getirmedi. Ben asil bir insanım.” Ebu İshak dedi ki: “Sen görüşü kötü birisin. O gün, Resulallahın kızının oğlunu öldürmeye koştun.” dedim. Cevaben, Ey Ebu İshak! Bunu bırak. Şayet senin ve arkadaşlarının dediği gibi olsaydık, su taşıyan eşeklerden daha kötü olurduk. dedi.”
1186. Amr b. Malik
[Amr b. Malik] b. Kays b. Büceyd b. Ruas -ki bu kişinin adı el-Harisdirb. Kilab b. Rebia. Hişam b. Muhammed b. es-Saib el-Kelbinin babasından naklettiği rivayetine göre, Resulallaha gelip Müslüman olmuştur.