Kudaa b. Malik b. Amr b. Mürre b. Zeyd b. Himyerden, daha sonra da b. Cüheyne b. Zeyd b. Leys b. Sud b. Eslem b. b. el-Haf b. Kudaadan olanlar
906. Ukbe b. amir b. Abs el-Cüheni
Ebu Amr olarak künyelendirilir. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bana Cerir b. Hazim yazdırarak anlattı; dedi ki: Bana İbn Lahia haber verdi. O Maruf b. Süveydden, o Ebu Uşşaneden, o da Ukbe b. amirden şöyle dediğini rivayet etti: Bana ait küçük bir koyun sürüsü içindeyken, Nebinin gelişinin haberi bana ulaştı. Bunun üzerine onları bırakıp, Resulallahın yanına giderek, “Ey Allahın Resulü! Ben sana biat etmek istiyorum.” dedim. Resulallah bana, “Arabi bir biat mi, yoksa hicret biati mi yapmak istiyorsun?” diye sordu. Ukbe dedi ki: Kendisine biat ederek bir süre yanında kaldım. Bir gün, “Burada olup da, Maad kabilesinden olan varsa ayağa kalksın!” dedi. Bu sırada bazı adamlar kalkınca ben de kalkmak istedim. Resulallah bana, “Sen otur!” dedi. Ukbe dedi ki: “Resulallah bunu bana iki veya üç kez tekrarladı.” Daha sonra, “Ey Allahın Resulü! Biz Maaddan değil miyiz?” dedim. O da, “Hayır” dedi. Ben, “Peki biz kimlerdeniz?” diye sordum. Resulallah , “Siz, Kudaa b. Malik b. Himyer kabilesindensiniz.” dedi. Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Leys b. Sad anlattı; dedi ki: Bana Ebu Uşşane anlattı; dedi ki: Ukbe b. amiri, saç ve sakallarını siyaha boyarken, “Biz üstünü değiştirmeye çalışıyoruz; ama altı direniyor.” dediğini gördüm. Muhammed b. Ömer dedi ki: Ukbe b. amir Sıffin olayında Muaviye ile beraber bulundu. Ancak oradan Mısıra döndü ve bir ev inşa ederek oraya yerleşti. Muaviye b. Ebu Süfyanın hilafetinin sonuna doğru vefat etti.
907. Zeyd b. Halid el-Cüheni
Muhammed b. Ömer dedi ki: Bu zat, “Ebu Abdurrahman” künyesiyle bilinirdi. Başkaları da, onun “Ebu Talha” künyesiyle bilindiğini söylemiştir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Üsame b. Zeyd b. Eslem haber verdi. O da babasından ve Muhammed b. el-Hicazi el- Cüheniden şöyle dediklerini rivayet etti: Zeyd b. Halid el-Cüheni, Medinede 78 yılında, seksen beş yaşındayken vefat etti. Kendisi Ebu Bekir ve Ömerden hadis rivayet etmiştir. Muhammed b. Sad dedi ki: Ben ayrıca, Muhammed b. Ömerin dışında, bazılarının, Zeyd b. Halidin Kufede, Muaviye b. Ebu Süfyanın hilafetinin son yıllarında vefat ettiğini söylediklerini de duydum.
908. Temim b. Rebia b. Avf
Temim b. Rebia b. Avf İbn Cerad b. Yerbu b. Tuhayl b. Adi b. er- Rubea b. Rişdan b. Kays b. Cüheyne. Müslüman olduktan sonra, Resulallah ile beraber Hudeybiyede bulunmuş ve Rıdvan ağacı altında Resulallaha biat etmiştir.
909. Rafi b. Mekis b. Amr
Rafi b. Mekis b. Amr b. Cerad b. Yerbu b. Tuhayl b. Adi b. er-Rubea b. Rişdan b. Kays b. Cüheyne. Müslüman olup, Hudeybiye antlaşmasında Resulallah ile beraber bulunup ağaç altında Rıdvan biatinde bulunmuştur. Resulallahın 6. yılın Cemaziyeahir ayında Hismaya gönderdiği Zeyd b. Harise seriyyesinde bulunmuş; Zeyd b. Harise ise onu, oranın halkından almış olduğu bir dişi deve ile Resulallaha müjde vermek üzere göndermişti. Onu yolda gören Ali b. Ebu Talib o deveyi elinden alarak sahibine geri vermiştir. Zira daha önce onlar Resulallaha gelerek Müslüman olmuş ve Resulallah onlara bir güven mektubu yazdırmıştı. Ali b. Ebu Talibi de onlardan alınan malları geri iade etmek üzere göndermişti. Rafi b. Mekis, yine Resulallahın Zülcedre göndermiş olduğu Kürz b. Cabir el-Fihri seriyyesinde de bulunmuştur. Yine Resulallahın Dumetülcendele göndermiş olduğu Abdurrahman seriyyesinde bulunmuş; Abdurrahman onu fetih müjdesini vermek üzere bir mektupla Resulallaha göndermiştir. Yine Mekis, Mekkenin fethi gününde, Resulallahın el-Cüheyne kabilesi için tayin etmiş olduğu dört sancaktan birisini taşımıştır. Resulallah onu, aynı zamanda, el- Cüheyne kabilesinin zekatını toplamak üzere de görevlendirmiştir. Onların Medinede bir evi, el-Cüheynenin de bir mescidi vardı.
910. Kardeşi Cündeb b. Mekis b. Amr
Bu zat, Resulallah ile beraber Hudeybiye antlaşmasında bulunmuş olup, ağaç altında, Rıdvan biatini yapmıştır. Resulallahın , Zülcedrde bulunan süt develerine saldırı düzenleyerek onları yağmalayan Iranilerin üzerine gönderdiği Kürz b. Cabir el-Fihri seriyyesinde bulunmuştur. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Said b. Ata b. Ebu Mervan anlattı. O babasından, o da dedesinden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah , Mekke gazvesine çıkmak istediğinde, Mekisin iki oğlu olan Cündeb ile Rafii Cüheyne kabilesine göndererek onların Ramazanda Mekkede bulunmalarını emretti. Yine Tebuke çıkmak istediğinde de, o ikisini, Cüheyneye göndererek düşmanlarına karşı seferber olmalarını istemişti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Amr b. Züheyr anlattı. O Mihcen b. Vehbden, o da Ebu Büsre el- Cüheniden, o da Cündeb b. Mekisten şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah bir heyeti karşılamak istediğinde en güzel elbiselerini giyerdi. Ashabının ileri gelenlerine de öyle yapmalarını emrederdi. Kinde halkının heyeti geldiğinde, üzerinde bir Yemen hullesi bulunduğu gibi, Ebu Bekir ve Ömerin üzerlerinde de aynısından vardı.
911. Abdullah b. Bedr b. Zeyd
Abdullah b. Bedr b. Zeyd b. Muaviye b. Hassan b. Esad b. Vedia b. Mebzul b. Adi b. Ganm b. er-Rubea b. Rişdan b. Kays b. Cüheyne. Onun adı, Abdüluzza idi. Müslüman olunca, adı Abdullah olarak değiştirildi. Onun babası, Abbas b. Mirdasın şiirinde dile getirdiği Bedr b. Zeyd idi. Abdullah b. Bedr de, Resulallahın Zülcedrdeki süt develerini yağmalayan Iranilerin üzerine gönderdiği Kürz b. Cabir el-Fihri seriyyesinde bulunmuştu. Mekkenin fethi gününde, Cüheynenin dört sancağını taşıyanlardan birisiydi. Abdullah b. Bedr Medineye yerleşmişti ve orada bir evi bulunmaktaydı. Bazen de çöle giderek Cüheyne kabilesinin dağları olan el-Kabeliyyede bir müddet ikamet ederdi. Kendisi, Ebu Bekir ve Ömerden hadis rivayet etmiştir. Abdullah b. Bedr Muaviye b. Ebu Süfyanın hilafeti döneminde vefat etmiştir.
912. Amr b. Mürre
Amr b. Mürre b. Abs b. Malik b. el-Muharris b. Mazin b. Sad b. Malik b. Rifaa b. Nasr b. Gatafan b. Kays b. Cüheyne. O, ilk Müslümanlardan olup Resulallah ile arkadaşlık yapmıştır. Kendisi, Resulallah ile beraber birçok gazve ve seriyyelere katılmıştır. O, Yemende Kudaa kabilesine ilk katılanlardan birisidir. Beli kabilesinden olanlardan bazıları onun hakkında şöyle söylemiştir: Amrın yaptığı bir muarazada kendinizi helak etmeyiniz. Evladı Şama yerleşmiştir. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Bişr b. es-Seri anlattı. O İbn Ebu Lahiadan, o er-Rebi b. Sebreden, o babasından, o da Amr b. Mürre el-Cüheniden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah bir gün, “Maad kabilesinden olan varsa ayağa kalksın!” dedi. Bunun üzerine ben de kalktım. Resulallah bana, “Sen otur!” dedi. Sonra yine, “Maaddan olan varsa kalksın!” deyince ben de kalktım. Bana yine “Otur!” dedi. Bunun üzerine, “Biz kimlerdeniz?” dedim. Resulallah , “Siz Kudaa b. Malik b. Himyerdensiniz” dedi.
913. Sebre b. Mabed el-Cüheni
O, kendisinden ez-Zührinin rivayette bulunduğu er-Rebi b. Sebrenin babasıdır. er-Rebi babasından şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Biz Resulallah ile beraber Veda Haccında iken, muta nikahından nehyetti.” Sebrenin, Medinenin Cüheyne mevkiinde bir evi vardı. Ömrünün sonuna doğru, Zülmerveye yerleşti. Onun soyu orada günümüze kadar devam etmektedir. Sebre, Muaviye b. Ebu Süfyanın hilafeti döneminde vefat etti.
914. Mabed b. Halid
O, Züra el-Cüheninin babasıdır. İlk Müslümanlardan olup, Resulallahın , Zülcedrde bulunan süt develerini yağmalamaları üzerine Iranilerin üzerine gönderdiği Kürz b. Cabir el-Fihri seriyyesinde bulunmuştur. Yine o, Mekkenin fethi gününde, Cüheyneye ait dört sancaktan birisini taşıyan bir kişidir. O, kabilesinden badiyeye en çok gidenlerden birisiydi. Ebu Bekir ve Ömerden hadis rivayet etmiştir. Seksen küsur yaşındayken, 72 yılında vefat etmiştir.
915. Ebu Dabis el-Cüheni
Bu zat da İlk Müslümanlardan olup, Resulallahın 6 yılının Şevval ayında Zülcedrde bulunan süt develerini yağmalayan Iranilerin üzerine gönderdiği Kürz b. Cabir el-Fihri seriyyesinde bulunmuştur. Bundan sonra Resulallah ile beraber Hudeybiyede bulunmuş ve ağaç altında Rıdvan biatinde bulunmuştur. O, badiyeye gidip gelirdi. Muaviye b. Ebu Süfyanın hilafeti döneminde vefat etmiştir.
916. Küleyb el-Cüheni
Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Beni Mahzumun mevlası Muhammed b. Müslim el-Cevsak anlattı. O Guseym b. Kesir b. Küleyb el-Cüheniden, o babasından, o da dedesinden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahı Hac yaptığı esnada Arafattan çakıl taşları toplamak üzere inmişti. Müzdelifede de ateş yakılmış olduğu halde ona yakın bir yerde konaklayıncaya kadar oraya yöneldiğini gördüm.
917. Süveyd b. Sahr el-Cüheni
İlk Müslümanlardan olup, 6 yılında Resulallahın , Zülcedrde bulunan süt develerini yağmalayan Iraniler üzerine gönderdiği Kürz b. Cabir el-Fihri komutasındaki seriyyeye katılmıştır. Daha sonra Hudeybiyede ağaç altında Rıdvan biatinde bulunmuştur. Yine o, Resulallahın , Mekkenin fethi gününde Cüheynenin dört sancağından birisini taşıyan bir kişidir.
918. Sinan b. Vebr el-Cüheni
Bu zat, Ensardan Beni Salim kabilesinin antlaşmalısıydı. Resulallah ile beraber el-Müreysi gazvesinde bulunmuştur. Buradaki su kuyusundan yararlanmaktayken ilk önce yararlanma konusunda Cehcah b. Sad ile tartışan kişidir. İkisi Sinan ile Cehcah bu konuda anlaşamayarak tartışmışlardı. Bunun üzerine, Sinan Ensardan yardım istemiş, Cehcah da “Ey alü Kureyş!” diyerek imdat istemişti. O gün Abdullah b. Übey b. Selul de, ileri geri konuşarak şunları söylemişti: “Medineye döndüğümüzde, şerefliler, şerefsizleri oradan çıkartacaktır.” Zeyd b. Erkam, onun bu dediklerini Resulallaha ulaştırınca o, bunları söylediğini inkar etti. Bunun üzerine, Kuran ayeti inerek, Zeydi tasdik etmiş, Abdullahı da yalanlamıştı.
919. Halid b. Adi el-Cüheni
Halid, Müslüman olduktan sonra, Resulallah ile arkadaşlık yaparak ondan hadisler rivayet etmiştir. Bize Abdullah b. Yezid Ebu Abdurrahman el-Mukri haber verdi; dedi ki: Bize Said b. Ebu Eyyub ve Hayve anlattılar. Onlar Ebül- Esvedden, o Bükeyr b. Abdullahtan, o Beşir b. Saidden, o Halid b. Adi el-Cüheniden, o da Resulallahtan şöyle dediğini rivayet etti: “Bir kimse, kendisi istemeden ve veren açısından böbürlenme olmadan, bir kardeşinden kendisine bir iyilik gelirse, o iyiliği kabul etsin ve geri çevirmesin! Zira o, Allahın kendisine yönlendirdiği bir rızıktır.”
920. Ebu Abdurrahman el-Cüheni
Müslüman olup Resulallah ile arkadaşlık yaparak ondan hadis rivayetinde bulunmuştur. Bize Muhammed b. Ubeyd et-Tanafisi haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. İshak anlattı. O Yezid b. Ebu Habibten, o Mersed b. Abdullah el-Yezeniden, o da Ebu Abdurrahman el-Cüheniden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın yanındayken iki atlı çıkageldi. Onları görünce, “İki Kindeli Mezhicli!” dedi. Yaklaşınca, onların Mezhicli oldukları anlaşıldı. Bunlardan birisi biat etmek üzere yaklaşıp Resulallahın elini tutarak, “Ey Allahın Resulü! Bir kimse seni görüp tasdik ederek senin yolundan giderse, ona ne vardır?” dedi. Resulallah , “Ne mutlu ona! Ne mutlu ona!” dedi. Sonra elini, onun eline sürerek ayrıldı. Dedi ki: Sonra diğeri de biat etmek üzere yönelip (Resulallahın) elini tutarak, “Ey Allahın Resulü! Bir kimse seni görmeyerek sana iman eder ve senin yolundan giderse ona ne vardır?” diye sorunca, Resulallah ona da, “Ne mutlu ona! Ne mutlu ona!” dedi. Ravi dedi ki: Daha sonra bu zat da elini Resulallahın eline sürerek ayrıldı. Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi. O Muhammed b. İshaktan, o Yezid b. Ebu Habibten, o Mersed b. Abdullahtan, o da Ebu Abdurrahman el-Cüheniden Resulallahın şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Sizlerden herhangi bir binekli yarın Yahudilerden birine rast gelirse, kendisi ilkin selam vermesin! Onlardan eğer selam veren olursa, ve aleyküm sizin üzerinize de diye cevap versin!”
921. Abdullah b. Hubeyb el-Cüheni
Müslüman olup Resulallah ile arkadaşlık yapmış ve kendisinden hadis rivayet etmiştir. Bize Dahhak b. Mahled Ebu asım eş-Şeybani ve Muhammed b. İsmail b. Ebu Füdeyk el-Medeni haber verdiler. Onlar da İbn Ebu Zibden şöyle dediğini rivayet ettiler: Ebu asım, Üseyd b. Ebu Üseydden rivayet ettiğini söyledi. İbn Ebu Füdeyk ise Ebu Üseyd el-Berraddan, o Muaz b. Abdullah b. Hubeybden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Yağmurlu ve karanlıklı bir gecede çıkarak, bize namaz kıldırması için Resulallahı aradık. Kendisine ulaştığımda, “Ne istiyorsun? Söyle!” dedi. Ben ise, bir şey söylemedim. Daha sonra yine bana, “Haydi söyle bakalım!” dedi. Ben yine bir şey söylemedim. Tekrar bana, “Söyle!” deyince, “Ey Allahın Resulü! Ne söyleyeyim?” dedim. Bunun üzerine Resulallah , “Gerek akşamladığında, gerekse sabahladığında, “Kul huvellahü ahad İhlas” ile Muavvizeteyni Felak ve Nas üç kere oku! Sana her şeye karşı kafidir.” dedi.
922. el-Haris b. Abdullah
Bize Hammad b. Amr ed-Dabbi haber verdi; dedi ki: Bize Zeyd b. Rüfey anlattı. O da Mabed el-Cüheniden şöyle dediğini rivayet etti: ed-Dahhak b. Kays, bana 20.000 dirhem vererek el-Haris b. Abdullah el- Cüheniye gönderdi ve dedi ki: “Ona, Emirül-Müminin, sana infakta bulunmamızı emretti. Bunu bizden kabul et! dememi istedi.” Ben de ona giderek, “Allah seni ıslah etsin Emirül-Müminin beni bu dirhemlerle sana gönderdi.” diyerek onun emrini kendisine ilettiğimde, “Sen kimsin?” dedi. Ben de, “Ben Mabed b. Abdullah b. Uveymirim” dedim. O da, “Ne güzel!” dedi. Ben de, “Habrin Yahudi din adamının Yemende, falan günde sana ne dediklerini de sormamı emretti.” dedim. O da, “Evet, Resulallah beni Yemene gönderdi ve kendisinin vefat ettiğine inanılsa bile oradan ayrılmamamı emretti. Oraya gittiğimde, bana el-Habr gelerek, “Muhammed vefat etmiştir.” dedi. Ben de kendisine “Ne zaman?” diye sordum. O, “Bu gün.” dedi. Eğer yanımda silah olsaydı, onunla savaşırdım. Kısa bir süre geçmişti ki Ebu Bekirden, “Resulallah vefat etmiş olup halk bana onun yerine halife olarak biat etmiştir. Sen de oradakilerin biatini kabul et!” diye bir mektup aldım. Ben de “Burada bir adam var. Kendisindeki bir bilgiye dayalı olarak başka bir varlıktan duyduğu haberi, aynı gün bana bildirdi.” dedim. Daha sonra kendisini çağırtarak, “Dediklerin doğru çıktı.” dedim. O da, “Ben yalan söyleyecek değilim.” dedi. Ben de, “Bunu nereden öğrendin?” dedim. O dedi ki: “O, bir peygamberdir. Onun hangi gün vefat edeceğini ben kitaptan okudum.” dedi. Kendisine, “Peki bundan sonra halimiz nasıl olacak?” dedim. O da “Bir gün bile fazla olmaksızın değirmen taşınız, 35 yıla kadar dönecektir.” dedi.”
923. Avsece b. Harmele b. Cezime
Avsece b. Harmele b. Cezime b. Cüzeyme b. Sebre b. Hadic b. Malik b. el-Muharris b. Mazin b. Sad b. Malik b. Rifaa b. Nasr b. Gatafan b. Kays b. Cüheyne. Muhammed b. Sad dedi ki: “Hişam b. Muhammed b. es-Saib el-Kelbi, onun nesebini bu şekilde bana anlattı.” Hişam; Resulallahın , Avsece b. Harmeleyi Mekkenin fethi gününde, 1.000 kişinin sancaktarı olarak tayin ettiğini zikretti. Ona, Zu Mer denilen araziyi ayırmıştı. İbn Sad “Ben bunu başkasından duymadım.” dedi.
924. Benne el-Cüheni
Muhammed b. Sad dedi ki: Bana el-Velid b. Müslim tarafından haber verildi. O İbn Lahiadan, o Ebüz-Zübeyrden, o Cabir b. Abdullahtan, o da Benne el-Cüheniden Resulallahın şöyle dediğini rivayet etti: “Kılıç kınından çekilmiş vaziyette alınıp verilmez.”
925. İbn Hadide el-Cüheni
Bu zatın Resulallah ile arkadaşlığı olup, Ömer b. el-Hattabın, kendisine yetişerek “Nereye gidiyorsun?” dediği, kendisinin ise, “İkindi namazına!” diye cevap verdiği, Ömerin (r) ise kendisine, “Çabuk ol neredeyse kaçıracaksın” dediği zattır.
926. Rifaa b. Arade el-Cüheni
Bazıları kendisi için “İbn Arabe” veya “İbn Urabe” demişlerdir. Bu zat Müslüman olup Resulallah ile arkadaşlık yapmıştır.