"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Beni cahceba b. Külfenin anlaşmalıları olan beli kabilesinden beni uneyf b. Cüşem b. Aizullahtan olanlar

158. Ebu Akil
Adı, Abdurrahman el-İraşi el-Üneyfi b. Abdullah b. Salebe b. Beyhan b. amir b. el-Haris b. Malik b. amir b. Üneyf b. Cüşem b. aizullah b. Temim b. Avzü Menat b. Nac b. Teym b. Yeraşdır. O, İraşe b. amir b. Ubeyle b. Kısmil b. Feran b. Beli b. Amr b. el-Haf b. Kudaadır. Ebu Akilin adı, “Abdülüzza” iken Resulallah , onun adını, “Abdurrahman Adüvvül-Evsan” [Putların Düşmanı] olarak değiştirmiştir. Hişam b. Muhammed b. es-Saib el-Kelbi, onun nesebini bu şekilde zikretmiştir. Muhammed b. İshak ile Ebu Maşer de, onun nesebini Cüşeme dayandırmakla birlikte, Beliye kadar diğer babalarda ihtilafa düşmüşlerdir. Ebu Akil, Resulallah ile beraber Bedir, Uhud, Hendek ve diğer tüm gazvelere katılmıştır. Ebu Bekir es- Sıddıkin hilafeti döneminde, Hicri 12 yılında Yemame savaşında şehit olduktan sonra geride bir nesil bırakmıştır. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Cafer b. Abdullah b. Eslem el-Hemdani haber verdi; dedi ki: Yemame günü çatıp halk savaş için saf tuttuğunda, insanlar arasında ilk yaralanan kişi, Ebu Akil el-Üneyfi oldu. Atılan bir ok, onun iki omuzuyla kalbi arasına saplandı. Ok, saplandığı bölgeyi, öldürücü olmayacak şekilde yarmıştı. Ok çıkartılıp sol tarafı gücünü kaybedince, savaş hattının gerisine taşındı. Savaş kızışıp ilkin Müslümanlar hezimete uğrayarak yol eşyalarına sarıldıklarında, Ebu Akil de yarasından dolayı bitkin haldeyken, Man b. Adinin Ensara şöyle seslendiğini duydu: “Haydi Allah, Allah! diyerek düşmanınıza karşı bir hamle yapın!” Man, Ensara seslenirken, başını yukarı kaldırıp halkın önüne geçerek bu sefer onlara, “Ensar olarak bizi kendi başımıza bırakın, bizi kendi başımıza bırakın!” diye seslendi. Bunu üzerine Ensardan olmayanlar teker teker onların arasından ayrıldılar. Abdullah b. Ömer dedi ki: “Bu sırada Ebu Akilin de ayağa kalkmaya çalıştığını görünce kendisine, “Ya Ebu Akil! Ne yapmak istiyorsun? Sende savaşacak bir hal mi var?” dedim. O da, “Çağrırcı, bizzat beni ismimle çağırdı.” dedi. Ben, “Çağrıcı, Ey Ensar! derken yaralıları kastetmedi.” dedim. Ebu Akil, “Ben Ensardan olan bir adamım, emekleyerek de olsa, onun çağrısına icabet etmem gerekir.” dedi. İbn Ömer dedi ki: “Ebu Akil, kuşanarak kılıcını yalın olarak sağ eline alıp yüksek sesle, “Ey Ensar! Haydi, Huneyn günündeki gibi düşman üzerine bir hamle daha!” diyerek seslenmeye başladı. Bunun üzerine [Allah cümlesine rahmet eylesin.] Ensarın hepsi bir araya geldi. Onlar, adetleri olduğu üzere Müslümanların önüne geçerek düşmanlarına yaklaştılar. Sonunda, düşmanlarını bahçede kuşattılar. Ardından biz de onların arasına karışarak düşmanlarla kılıç kılıca geldik. İbn Ömer dedi ki: “O gün Ebu Akile baktığımda onun yaralı kolunun omuzundan koparak yere düşmüş olduğunu, ayrıca on dört yara almış olduğunu gördüm. Bunların hepsi de, öldürücü dereceye varmıştı. Bu sırada Allahın düşmanı Müseyleme de öldürülmüştü.” İbn Ömer dedi ki: “Ben, Ebu Akil yere düşmüş haldeyken üzerine eğilerek, Ey Ebu Akil! diye seslendim. O da bir aslan kükremesiyle; Lebbeyk! Hezimet kimdedir? diye sordu. Ben de sesimi yükselterek, Müjdeler olsun. Allahın düşmanı öldürülmüştür. dediğimde, [Allah Rahmet eylesin.] parmaklarını semaya kaldırıp Allaha hamd ederek vefat etti.” İbn Ömer dedi ki: Ben [Medineye] geldiğimde olan bitenlerin hepsini Ömere anlattığımda şöyle dedi: “Allah Rahmet eylesin, o hep şehadeti isteyip arzulardı.” [Ravi] dedi ki: “O, bildiğim kadarıyla Peygamberimizin seçkin arkadaşlarından ve ilk Müslümanlardandı.” [Bu kabileden Bedirde bulunanların sayısı] iki kişidir.