Bilal b. Rebah, Ebu Bekirin mevlasıdır ve “Ebu Abdullah” künyesiyle çağrılır. Serat doğumludur ve annesinin adı Hamamedir. Annesi, Beni Cumahtan birisinin mevlasıydı. Bize İsmail b. İbrahim, ona da Yunus, el-Hasanın şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü şöyle buyurdu: “Bilal, [fazilet yarışında] Habeşlilerin birincisidir.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muaviye b. Abdurrahman b. Ebu Müzerrid, ona da Yezid b. Ruman, Urve b. ez-Zübeyrin şöyle dediğini haber verdi: Bilal b. Rebah, ezilen müminlerdendi. Müslüman olduğu zaman dininden dönmesi için kendisine işkence yapılıyordu. Ama o, onlara istedikleri sözlerden hiçbirini asla söylemedi. Ona işkence yapan kişi, Ümeyye b. Halef idi. Bize Osman b. Ömer ile Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdiler; dediler ki: Bize İbn Avn, Umeyr b. İshakın şöyle dediğini haber verdi: Kendisine işkenceyi artırdıkları zaman Bilal “[Allah] birdir, birdir.” diyordu. Ona “Bizim söylediğimiz gibi söyle!” dediklerinde o, “Onu dilim güzel söyleyemiyor [ona dilim dönmüyor].” diyordu. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd, ona Eyyub, ona da Muhammedin haber verdiğine göre: Ailesi [sahipleri] Bilali alıp [güneşe karşı boylu boyunca] uzattılar. Üstüne çakıl taşları ve inek derisi attılar ve şöyle demeye başladılar: “Senin Rabbin Lat ve Uzzadır.” O ise “[Allah] birdir, birdir.” diyordu. [Muhammed] dedi ki: Ebu Bekir ona [ya da bu olayın üzerine] geldi ve “Bu insana ne diye işkence yapıyorsunuz?” dedi. [Muhammed devamla] dedi ki: Akabinde Ebu Bekir onu yedi ukiyyeye satın alıp azat etti. Bu durum Peygambere anlatılınca, “Ey Ebu Bekir, onunla ortaklık sözleşmesi yap!” buyurdu. Ebu Bekir de, “Ey Allahın Resulü! ! Ben onu azat ettim.” dedi. Bize Abdullah b. ez-Zübeyr el-Humeydi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne, ona da İsmail b. Ebu Halid, Kaysın şöyle dediğini haber verdi: Ebu Bekir, Bilali beş ukıyyeye satın aldı. Bize el-Fadl b. Dükeyn, Abdülmelik b. Amr el-Akadi ve Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdiler; dediler ki: Bize Abdülaziz b. Abdullah b. Ebu Seleme, Muhammed b. el-Münkedirden; o da Cabir b. Abdullahtan şunu nakletti: Ömer şöyle diyordu: Ebu Bekir bizim efendimizdir ve -Bilali kast ederek- efendimizi azat etti. Bize Cerir b. Abdülhamid ed-Dabbi, ona da Leys, Mücahidin, “Azgınlar: “Neden acaba, derler, dünyada kendilerini değersiz saydığımız birtakım adamları burada görmüyoruz? Aklımız sıra, onlarla alay ederdik! Yoksa gözlerimiz onlardan kaydı da onun için mi kendilerini göremiyoruz?”ayeti hakkında şöyle dediğini haber verdi: Ebu Cehil [öbür dünyada] şöyle der: “Bilal nerede? Falan nerede? Filan nerede? Biz onları dünyada iken kötülerden sayıyorduk. [Şimdi ise] onları Cehennemde görmüyoruz. Yoksa onlar bizim görmediğimiz bir yerdeler mi? Ya da onlar Cehennemde de biz mi onların yerlerini göremiyoruz?” Bize Cerir b. Abdülhamid, ona da Mansur, Mücahidin şöyle dediğini haber verdi: Müslüman olduklarını açığa vuranların ilkleri yedi kişidir: Allah Resulü , Ebu Bekir, Bilal, Habbab, Suheyb, Ammar, Ammarın annesi Sümeyye. Allah Resulünü amcası, Ebu Bekiri ise kabilesi [kendilerine müşriklerin ilişmesine] mani oldu. Diğerleri ise alınıp kendilerine demir zırhlar giydirildikten sonra güneşin kızgın sıcaklığına maruz bırakıldılar. Sonunda [bu işkence tahammül sınırlarını aşınca] onların dayanma gücü kalmadı ve istediklerini onlara verdiler. Bilal hariç bunlardan her biri, aşiretine içinde su bulunan ve üzerinde mahkum öldürülen derilerle geldiler. Onlar da bu şahısları onun içine atıp kenarlarından [tutup] taşıdılar. Akşam olunca Ebu Cehil geldi, Sümeyyeye sövüp saydı ve çirkin sözler söyledi. Sonra [mızrak ya da oku] ona saplayıp öldürdü. Böylece Sümeyye İslam uğruna şehit edilen ilk şehit oldu. Bilal bu muamelelerin dışındaydı. Zira nefsi ona Allah yolunda değersiz görünüyordu. Nihayet onu [hayattan] bıktırdılar. Onun boynuna bir ip geçirip sonra da çocuklarına Mekkenin iki sarp dağı arasında [onu sürüklemek suretiyle] şiddetli bir şekilde eziyet etmelerini emrettiler. [Bütün bu işkencelere rağmen] Bilal “[Allah] birdir, birdir.” deyip duruyordu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. Salih, asım b. Ömer b. Katadeden şunu nakletti: Bilal Medineye hicret ettiği zaman: Sad b. Haysemeye konuk oldu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Musa b. Muhammed b. İbrahim, babasının şöyle dediğini anlattı: Allah Resulü Bilal ile Ubeyde b. el-Haris b. el-Muttalibi kardeş ilan etti. Muhammed b. Ömer dedi ki: Onun Bilal ile Ebu Rüveyha el-Hasamiyi kardeş ilan ettiği söylenmektedir. Muhammed b. Ömer, “Bu sabit [sağlam bir rivayet] değildir. Ebu Rüveyha Bedire katılmadı.” dedi. Muhammed b. İshak, Bilalin önce Ebu Rüveyha b. Abdullah b. Abdurrahman el-Hasami, -ki bu zat daha sonra [Mekke ile Medine arasında bir yer olan] Fur beldesine mensup olmuştur.- [veya sonra da Mekke ile Medine arasında bir yer olan Fur beldesinden birisi] ile kardeş ilan edildiğini ortaya koymakta ve şöyle demektedir: “Ömer b. el-Hattab Şamdaki divanları tedvin etmeye [atıyye alacakların listelendiği kütükleri yazmaya] başladığında Bilal Şama gitti ve cihad etmek üzere orada ikamet etti. Ömer ona şöyle dedi: “Ey Bilal! Senin divanını [listedeki ismini] kiminle beraber yazayım?” Bilal, Ebu Rüveyha ile birlikte yaz! Allah Resulünün benimle onun arasında yaptığı kardeşlik sözleşmesinden dolayı ondan asla ayrılmam. Bunun üzerine Ömer de onun ismini ona ekledi ve Habeşlilerin listesini, Bilalin onlar arasındaki yüksek makamı dolayısıyla Hasama ekledi. Böylece o [divan], bugüne kadar Şam bölgesindeki Hasamdadır [Hasamlıların içinde yer almaktadır]. Bize Muhammed b. Ubeyd et-Tanafisi ile el-Fadl b. Dükeyn haber verdiler; dediler ki: Bize el-Mesudi, el-Kasım b. Abdurrahmanın şöyle dediğini haber verdi: İlk defa ezan okuyan kişi Bilaldir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Musa b. Muhammed b. İbrahim el-Haris et-Teymi, babasının şöyle dediğini anlattı: Bilal ezanı bitirip de Peygamberin, kendisinin ezan okuduğunu bilmesini istediğinde kapıda durur ve “Haydi namaza (Hayye ales-salah), haydi kurtuluşa (hayye alel-felah), namaz, Ey Allahın Resulü !” derdi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Allah Resulü [evinden dışarıya] çıkıp da Bilal onu görünce kamet getirmeye başlardı. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize İsrail, ona da Cabir, amirin şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulünün üç tane müezzini vardı: Bilal, Ebu Mahzure ve Amr b. Ümmü Mektum. Bilal bulunmazsa Ebu Mahzure müezzinlik yapardı. Ebu Mahzure de bulunmazsa Amr b. Ümmü Mektum müezzinlik yapardı. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd, Eyyubdan; İbn Müleykeden ya da bir başkasından şunu nakletti: Allah Resulü , Mekkenin fethedildiği gün Bilale Kabenin üstünde [damında] ezan okumasını emretti. O da Kabenin üstünde ezan okudu. [O sırada] el-Haris b. Hişam ile Safvan b. Ümeyye oturuyorlardı. Biri diğerine, “Şu Habeşliye bak!” dedi. Bunun üzerine öteki de “Şayet Allah onu çirkin görseydi değiştirirdi.” dedi. Bize Malik b. İsmail Ebu Gassan en-Nehdi haber verdi; dedi ki: Bize Şerik, Simak b. Harbden, o da Cabir b. Semüreden şunu nakletti: Bilal güneş tam tepe noktasından batıya meyledince[341] ezan okurdu ama kamet getirmeyi biraz ertelerdi. Yahut [Cabir] şöyle dedi: Bazen [kamet getirmeyi] biraz ertelerdi ama ezanı vaktinden geciktirmezdi. Bize Affan b. Müslim ile arim haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Seleme, Sabitten; o da Enes b. Malikten şunu nakletti: Bilal şöyle söylenerek ezan okumak üzere yukarı çıkıyordu: Ne oluyor Bilale?[342]Annesi onu kaybetsin![343] Alnının kanının eseriyle ıslansın![344] Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Ömer, ona da Nafi, İbn Ömerin şöyle dediğini anlattı: Uzun asa Allah Resulünün önünde taşınırdı. Bayram günü onu müezzin Bilal taşırdı. Muhammed b. Ömer dedi ki: [Bilal o asa namaz kılınacağı zaman] onun önüne dikerdi. Namazgah o günlerde boş alandı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İbrahim b. Muhammed b. Ammar b. Sad el-Karaz, ona da babası, [Muhammedin] dedesinin şöyle dediğini anlattı: Bayram gününde ve yağmur duasına çıkılacağı günde uzun asayı Allah Resulünün önünde Bilal taşırdı. Bize İsmail b. Abdullah b. Ebu Üveys el-Medeni haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Sad b. Ammar b. Sad b. Ammar b. Sad el-Müezzin anlattı; dedi ki: Bana Abdullah b. Muhammed b. Ammar b. Sad, Ammar b. Hafs b. Ömer b. Sad ve Ömer b. Hafs b. Ömer b. Sad, babalarından naklen dedelerinin şöyle dediğini anlattılar: Onlara şöyle bir haber ulaşmış: Habeşistan Kralı Necaşi, Allah Resulüne üç tane uzun asa gönderdi. Peygamber onlardan birisini kendisine ayırdı, birini Ali b. Ebu Talibe, birini de Ömer b. el-Hattaba verdi. Bilal Allah Resulünün kendisine ayırdığı bastonla iki bayramda, yani Ramazan ve Kurban bayramında onun önünde yürürdü. Nihayet namazgaha geldiğinde onu Peygamberin önünde yere diker ve o da ona doğru namaz kılardı. Allah Resulünden sonra Bilal aynı şekilde o bastonla bu sefer Ebu Bekirin önünde yürüdü. Daha sonra Sad el-Karaz o bastonla iki bayramda Ömer b. el-Hattabın ve Osman b. Affanın önünde yürüdü. Onların önüne onu dikti ve onlar da ona doğru namaz kıldılar. Abdurrahman b. Sad dedi ki: İşte bugün valilerin önünde taşınan bastonlar, o bastondur. [Bu adet ondan kalmıştır.] [Dediler ki:] Allah Resulü vefat ettiği zaman Bilal, Ebu Bekir Sıddıka geldi ve şöyle dedi: Ey Allah Resulünün halifesi! Ben Allah Resulünü şöyle derken duydum: “Müminin en faziletli ameli Allah yolunda cihat etmektir.” Ebu Bekir, “Ne istiyorsun, ey Bilal?” diye sordu. Bilal, “Düşmanın saldırma tehlikesi olan yerde [hazır kıta gibi], ölünceye kadar nöbet tutmak istiyorum.” dedi. Ebu Bekir, “Ey Bilal! Sana Allahı hatırlatırım. [Allahtan kork!] Benim hatırım ve [senin üzerindeki] hakkım için [beni bırakıp gitme!] Yaşlandım, düşkün oldum ve ecelim yaklaştı.” dedi. Bu sözler üzerine Bilal, Ebu Bekir ölünceye kadar onunla beraber ikamet etti. Ebu Bekir vefat ettiği zaman Bilal, Ömer b. el-Hattaba geldi ve Ebu Bekire söylediğini ona da söyledi. Ömer de Ebu Bekir gibi onun [talebini] geri çevirdi. Bilal ısrar edince Ömer, “Ezan okuma işini kime tevdi etmemi uygun görürsün?” dedi. Bilal cevaben şöyle dedi: “Sada [vermeni öneririm]. Zira o, Allah Resulüne ezan okumuştu.” Bunun üzerine Ömer, Sadı çağırdı ve ezan okuma görevini ona verdi. Ondan sonra da aynı görevi onun nesline tevdi etti. İbn Sad dedi ki: Bunların hepsi, İsmail b. Ebu Üveysin isnadıyla hadiste mevcuttur. Bize Muhammed b. Ömer, ona da Musa b. Muhammed b. İbrahim b. el-Haris et-Teymi, babasının şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü vefat etmiş, ancak henüz kabre konmamış iken Bilal ezan okudu. “Eşhedü enne Muhammeden Resulallah (Ben şehadet ederim ki Muhammed, Allahın Resulüdür)” dediği zaman insanlar mescitte hıçkırarak ağladı. [Musanın babası] dedi ki: Allah Resulü defnedildiğinde Ebu Bekir Bilale “Ezan oku!” dedi. Bilal, “Sen beni sadece seninle beraber olmam için azat ettiysen buna yol vardır [bunu benden istemeye hakkın vardır, o zaman ezan okurum]. Ama beni Allah için azat ettiysen o zaman beni, kendisi için azat ettiğin [Allah] ile baş başa bırak!” dedi. Ebu Bekir, “Seni sadece Allah için azat ettim.” dedi. Bilal, “Öyleyse ben de [bundan böyle] Allah Resulünden başka hiçbir kimse için ezan okumuyorum.” dedi. Ebu Bekir, “Bu senin bileceğin bir iştir.” dedi. [Musanın babası] dedi ki: Şam elçileri Medineden çıkıncaya kadar Bilal orada ikamet etti. Sonra onlarla beraber gitti ve Şama vardı. Bize Ravh b. Ubade, Affan b. Müslim ve Süleyman b. Harb haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Seleme, Ali b. Zeydden; o da Said b. el-Müseyyebden şunu nakletti: Ebu Bekir Cuma günü minbere oturunca Bilal ona “Ey Ebu Bekir!” dedi. Ebu Bekir, “Efendim, buyur!” dedi. Bilal, “Beni Allah için mi, yoksa kendi nefsin için mi azat ettin?” diye sordu. Ebu Bekir, “Allah için.” dedi. Bilal, “Öyleyse bana izin ver ki Allah yolunda savaşayım.” dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir ona izin verdi. O da Şama gitti ve orada öldü. Bize Vehb b. Cerir haber verdi; dedi ki: Bize Şube, ona da Muğire ve Ebu Seleme, eş-Şabinin şöyle dediğini haber verdiler: Bilal ve kardeşi, Yemenli bir aileden kız istediler. Bilal onlara şöyle dedi: Ben Bilalim ve bu da benim kardeşimdir. Biz Habeşli iki köleyiz. Yolumuzu sapıtmıştık, Allah bize hidayet nasip etti. Köleydik, Allah bizi azat etti. Şayet bizi evlendirirseniz Allaha hamd olsun! Şayet bize [bu konuda] engel çıkarırsanız, Allah büyüktür, [kısmetimizi başka yerde ararız]. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Abdülvahid b. Ziyad haber verdi; dedi ki: Bize Amr b. Meymun haber verdi; dedi ki: Bana babam şunları anlattı: Bilalin bir kardeşi, kendisini Araplara nispet edip onlardan olduğunu iddia ediyordu. Araplardan bir kız isteyince “Şayet Bilal gelirse seni [istediğin kızla] evlendiririz.” dediler. [Amr b. Meymunun babası devamla] dedi ki: Bilal geldi, kelime-i şehadet getirdi ve şöyle dedi: “Ben Bilal b. Rebahım, bu da benim kardeşimdir. Bu huyu ve dini [dindarlığı] kötü olan birisidir. Onu [kızınızla] evlendirmek isterseniz [evlendirin!] Onu terk etmek isterseniz de terk edin!” Onlar da “Kardeşin olan kişiyi, biz [kızımızla] evlendiririz.” dediler ve onu evlendirdiler. Bize Muhammed b. İsmail b. Ebu Füdeyk, Hişam b. Saddan; o da Zeyd b. Eslemden şunu nakletti: Ebül-Bükeyrin oğulları, Allah Resulüne geldiler ve “Kızkardeşimizi falan kişiyle evlendir!” dediler. O da cevaben onlara şöyle dedi: “Bilale ne dersiniz?” Sonra tekrar bir kere daha geldiler ve “Ey Allahın Resulü! Kızkardeşimizi falan kişiyle evlendir!” dediler. O da cevaben onlara yine şöyle dedi: “Bilale ne dersiniz?” Sonra üçüncü kez tekrar geldiler ve “Kızkardeşimizi falan kişiyle evlendir!” dediler. O yine [önceki cevaplarına benzer bir şekilde] şöyle dedi: “Bilale ne dersiniz? Cennet ehlinden olan bir adama ne dersiniz?”[Zeyd b. Eslem] dedi ki: Bunun üzerine kızkardeşlerini Bilal ile evlendirdiler. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Sad, Zeyd b. Eslemden şunu nakletti: Peygamber , Ebül-Bükeyrin kızını Bilal ile evlendirdi. Bize Haccac b. Muhammed, Ebu Maşerden; o da el-Makburiden şunu nakletti: Allah Resulü , el-Bükeyrin kızını Bilal ile evlendirdi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hilal heber verdi; dedi ki: Bize Katade “Bilalin Zühreoğullarından Arap bir kadınla evlendiğini” haber verdi. Bana Ebül-Yeman el-Hımsi, ona Cerir b. Osman, ona da Abdurrahman b. Meysere vasıtasıyla İbn Mürahinin şöyle dediği haber verildi: İnsanlar Bilale gelip onun faziletlerini ve Allahın ona nasip ettiği hayırları anlatırlardı. O ise şöyle derdi: Ben sadece bir Habeşliyim, [daha] dün bir köleydim. Bize Muhammed b. Ubeyd et-Tanafisi haber verdi; dedi ki: Bize İsmail b. Halid, Kaysın şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü vefat ettiğinde Bilal, Ebu Bekire şöyle dedi: Şayet sen beni sadece bizzat kendin için satın aldıysan beni tut! Yok, eğer beni sadece Allah için satın aldıysan o zaman beni Allah için [yaptığım veya yapacağım] amelimle baş başa bırak! Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Musa b. Muhammed b. İbrahim b. el-Haris etTeymi, babasının şöyle dediğini haber verdi: Bilal altmış küsur yaşındayken Dımaşkta hicretin 20. senesinde vefat etti ve Dımaşk mezarlığında küçük kapının yanına defnedildi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Ebu Bekir Sıddıkin neslinden Şuayb b. Talhayı şunu söylerken duydum: “Bilal, Ebu Bekirin yaşıtıydı.” Muhammed b. Ömer devamla dedi ki: Durum böyle ise, Ebu Bekir hicretin 13. yılında altmış üç yaşında iken vefat ettiğine göre bununla [yukarıda] Bilal hakkında bize aktarılan rivayetteki tarih [hicri 20] arasında yedi sene vardır. Şuayb b. Talha “O, Ebu Bekirin yaşıtıdır.” dediğine göre Bilalin doğum tarihini daha iyi bilmektedir. En doğrusunu Allah bilir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Said b. Abdülaziz, Mekhulün şöyle dediğini anlattı: Bilali gören biri bana şunları anlattı: “O, çok esmer, narin yapılı, uzun ve hafif kambur olan bir adamdı. Saçları gürdü ve yanakları toplu değildi. [Saçında ve sakalında boyama ile] değiştirilmeyen çok kır vardı.” Muhammed b. Ömer dedi ki: Bilal, Bedire, Uhuda, Hendek savaşına ve bütün seferlere Allah Resulü ile beraber katılmıştır. [Buraya kadar, Beni Teym b. Mürre b. Kabdan hakkında bilgi verilenler] beş kişidir.