"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

70. Suheyb b. Sinan

[Suheyb b. Sinan] İbn Malik b. Abduamr b. Ukayl b. amir b. Cendele b. Cezime b. Kab b. Sad b. Eslem b. Evs Menat b. en-Nemir b. Kasıt b. Hinb b. Efsa b. Dumi b. Cedile b. Esed b. Rebia b. Nizar. Annesi Selma bt. Kaid b. Mehid b. Huzaa b. Mazin b. Malik b. Amr b. Temimdir. Babası Sinan b. Malik ya da amcası, Kisranın Übülledeki idarecisiydi. Evleri Mevsıl arazisindeydi. el-Cezire ile Mevsıl civarında Fıratın kıyısında yer alan bir köyde yaşadıkları sırada Bizanslıların bölgeye baskın yaptıkları ve daha küçük bir çocuk olan Suheybi esir aldıkları söylenir. Amcası [onlara] şöyle dedi: Size Allahı hatırlatıyorum, [Allahtan korkun!] Nemir kabilesine mensup çocuk var ya! Benim ailem en-Nebide iken onu Rumlar alıp kaçırdı. [Ravi] dedi ki: en-Nebi, onun ailesinin olduğu köydür. Böylece Suheyb, Rum diyarında büyüdü. Bu sebeple Arapçaya dili dönmez oldu. Kelb kabilesi onu Bizanslılardan satın aldı ve Mekkeye getirdi. Abdullah b. Cüdan et-Teymi onu onlardan satın aldı ve azat etti. Suheyb, Abdullah b. Cüdan vefat edinceye ve Allahın Peygamber için fazileti irade edip İslam nimetini ihsan ederek onu peygamber olarak göndermesine kadar Abdullah ile birlikte Mekkede ikamet etti. Suheybin ailesi ve çocukları ise şöyle diyorlar: Hayır, [vakıa bu anlatılan gibi değil,] aksine o ergenlik çağına girip aklı kemale erdiği zaman Rumlardan kaçtı ve Mekkeye geldi. Abdullah b. Cüdan ile [onun vasıtasıyla kabilesine intisap etmek üzere] anlaşma yaptı ve Abdullah ölünceye kadar onunla ikamet etti. Suheyb, [yüzü ve teni] çok kırmızı olan bir adamdı. Ne uzun, ne de kısaydı. Ama boyu kısaya daha yakındı. Başındaki saçı gürdü ve saçını kınayla boyardı. Bize Süleyman b. Harb ile arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd, Maruf b. Ebu Maruf el-Cezerinin şöyle dediğini haber verdi: Muhammed b. Sirini, şunları söylerken duydum: Suheyb Araplardan, [yani] en-Nemir b. Kasıt kabilesinden idi. Bize İsmail b. İbrahim, ona Yunus, ona da el-Hasan, Allah Resulünün şöyle buyurduğunu haber verdi: Suheyb [fazilet yarışında] Rumların birincisidir. Bize Abdülmelik Ebu amir el-Akadi ile Ebu Huzeyfe Musa b. Mesud haber verdiler; dediler ki: Bize Züheyr b. Muhammed haber verdi. Yine bize Abdullah b. Cafer er-Rakki haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Amr haber verdi. Hepsinin [Züheyr ve Abdullah] Abdullah b. Muhammed b. Akilden, onun Hamza b. Suheybden, onun da babasından naklettiğine göre: “Suheyb. Ebu Yahya künyesiyle çağrılıyordu. Yine Suheyb, kendisinin Arap olduğunu ve [insanlara] çokça yemek yedirdiğini söylüyordu. Bunun üzerine Ömer b. el-Hattab ona şöyle demiş: Ey Suheyb! Çocuğun olmadığı halde neden Ebu Yahya diye çağrılıyorsun? Rum olan bir kişi olduğun halde neden Arap olduğunu söylüyorsun? Çokça yemek yediriyorsun, bu malı israf etmektir. Buna cevap olarak o şöyle der: Ebu Yahya künyesini bana Allah Resulü verdi. Senin nesep konusundaki sözüne ve benim Araplık iddiama gelince, ben Mevsıl halkından en-Nemir b. Kasıt kabilesinden bir adamım. Ancak esir alındım. Küçük bir çocukken beni Rumlar esir aldı. Sonra ailemi ve kabilemi tanıdım, nesebimi öğrendim. Senin yemek ve o konudaki israfıma dair sözüne gelince [bilesin ki] Allah Resulü şöyle diyordu: Sizin en hayırlınız yemek yediren ve selamı alandır. Beni yemek yedirmeye sevk eden şey, işte budur.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Ebu Ubeyde, babasından naklen Ammar b. Yasirin şöyle dediğini anlattı: Allah Resulü el-Erkamın evinde iken Suheyb b. Sinan ile o evin kapısında karşılaştım. “Ne yapmak istiyorsun?” dedim. O da bana “Sen ne yapmak istiyorsun?” dedi. Ben “Muhammedin huzuruna girip onun sözünü dinlemek istiyorum.” deyince o, “Ben de öyle yapmak istiyorum.” dedi. Ammar devamla dedi ki: “Bunun üzerine onun huzuruna girdik. Bize İslamı anlattı ve biz de Müslüman olduk. Sonra o gün bu minval üzere akşamlayıncaya kadar bekledik ve gizlice [oradan] çıktık.” Ammar ve Suheybin Müslüman oluşu, otuz küsur kişiden sonra idi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muaviye b. Abdurrahman b. Ebu Müzerrid, ona da Yezid b. Ruman, Urve b. ez-Zübeyrin şöyle dediğini haber verdi: Suheyb b. Sinan, Mekkede Allah [yolunda] işkence gören ve ezilen müminlerdendi. Bize Hevze b. Halife haber verdi; dedi ki: Bize Avf, Ebu Osman en-Nehdinin şöyle dediğini haber verdi: Bana şu [bilgi] ulaştı: Suheyb Medineye hicret etmek istediğinde Mekke halkı ona şöyle dedi: “İşte buraya, bize hakir bir fakir olarak geldin. Malın bizim yanımızda çoğaldı ve [zenginlik cihetiyle bugünkü] ulaştığın mertebeye ulaştın. Şimdi de malınla birlikte buradan ayrılacaksın öyle mi? Vallahi böyle olmaz.” Suheyb bu söze karşılık, “Ne dersiniz? Şayet malımı bıraksam, siz de yolumu açıp beni salıverir misiniz?” dedi. Onlar da “Evet.” dediler. Bunun üzerine bütün malını onlara bıraktı. Bu haber Allah Resulüne ulaşınca “Suheyb kazançlı çıktı, Suheyb kazançlı çıktı.” buyurdu. Bize Affan b. Müslim, Süleyman b. Harb ve Musa b. İsmail haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Yezid haber verdi; dedi ki: Bana Ali b. Zeyd, Said b. el-Müseyyebin şöyle dediğini haber verdi: Suheyb Medineye hicret etmek üzere yola çıktı. Kureyşten bir grup onu takip etti. O, bineğinden indi ve ok dağarcığındaki okları hızlıca çekip çıkardı. Ardından şöyle dedi: “Ey Kureyş topluluğu! İçinizde en iyi ok atanlardan biri olduğumu iyi bilirsiniz. Allaha yemin ederim ki, yanımdaki ok dağarcığında bulunan bütün okları atmadıkça bana ulaşamazsınız. Sonra da elimdeki oklardan bir şey kalmayınca kılıcımla sizi doğrarım. Şimdi dilediğinizi yapın! İsterseniz ben [malımın olduğu yeri söyleyip] sizi ona yönlendireyim, siz de yolumdan [çekilip] beni salıverin!” Onlar “Evet.” deyince o da [dediğini] yaptı. Peygamberin huzuruna geldiğinde o , “Ebu Yahya! Bu alışveriş karlı oldu,bu alışveriş karlı oldu.” buyurdu. Said b. el- Müseyyeb dedi ki: Bunun üzerine “İnsanlardan öylesi de vardır ki Allahın rızasını kazanmak için kendisini feda eder. Allah da kullarına pek merhametlidir.”ayeti indi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Amr b. Avfoğullarından asım b. Süveyd, Muhammed b. Umare b. Huzeyme b. Sabitin şöyle dediğini anlattı: Hicret eden insanların en sonuncusu olarak Medineye Ali ile Suheyb b. Sinan geldi. O zaman Rebiülevvel ayının ortasıydı ve Allah Resulü Kubada idi, henüz oradan ayrılmamıştı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Cafer, ona da Abdülhakim b. Suheyb, Ömer b. el-Hakemin şöyle dediğini anlattı: Suheyb, Allah Resulü beraberinde Ebu Bekir ve Ömer olduğu halde Kubada iken onun huzuruna geldi. Onların önünde taze hurma vardı. Ümmül-Cerazin türünden olan o yaş hurmaları, onlara Külsum b. el-Hidm getirmişti. Suheybin gözleri yolda iltihaplanmış ve şiddetli bir açlığa maruz kalmıştı. Bu sebeple hemen hurmalara daldı. [Bu durumu gören] Ömer, “Ey Allahın Resulü! Suheybi görüyor musun? Gözleri iltihaptan kapanmış olduğu halde hurmaları nasıl da yiyor?” dedi. Allah Resulü , “Gözlerin iltihaptan kapanmış olduğu halde hurma yiyorsun, öyle mi?” deyince Suheyb de “Ancak onları gözlerimin sağlam taraflarıyla [görüp] yiyorum.” dedi. Bunun üzerine Allah Resulü tebessüm etti. Akabinde Suheyb, Ebu Bekire şöyle demeye başladı: “Arkadaş olacağımıza dair söz vermiştin; ama beni [Mekkede] bırakıp çıktın.” [Aynı şekilde Allah Resulüne de] şöyle diyordu: “Ey Allahın Resulü! Bana arkadaşlık edeceğine dair söz vermiştin. Ama beni [Mekkede] bırakıp gittin. Kureyş beni yakaladı. Hemen beni hapsettiler. Kendimi ve ailemi, malım karşılığında satın aldım [kurtardım]. Bunun üzerine Allah Resulü , “Bu alışveriş kazançlı oldu.” buyurdu ve hemen ardından “İnsanlardan öylesi de vardır ki Allahın rızasını kazanmak için kendisini feda eder.”ayeti indi. Suheyb dedi ki: “Ey Allahın Resulü ! Ebvada hamur yoğurduğum bir müd kadar undan başka bir azığım olmadı. Nihayet [o azıkla idare ederek] huzuruna geldim.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. Salih, asım b. Ömer b. Katadenin şöyle dediğini anlattı: Suheyb, Mekkeden Medineye hicret ettiğinde Sad b. Haysemeye konuk oldu. Allah Resulünün bekar sahabeleri Sad b. Haysemeye konuk oluyordu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Musa b. Muhammed b. İbrahim b. el-Haris et- Teymi, babasının şöyle dediğini anlattı: Allah Resulü Suheyb b. Sinan ile el-Haris b. es-Sımmeyi kardeş ilan etti. Suheyb, Bedir, Uhud, Hendek ve bütün seferlere Allah Resulü ile beraber katıldı. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Cerir b. Hazim, ona Yala b. Hakim, Süleyman b. Ebu Abdullahın şöyle dediğini haber verdi: Suheyb şöyle diyordu: Gelin size savaşlarımızı anlatayım. Ama “Allah Resulü şöyle buyurdu” dememe gelince, ben bunu asla söylemem. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Füleyh b. Süleyman, ona da amir b. Abdullah b. ez- Zübeyr, babasının şöyle dediğini haber verdi: Ömer, şura ehline vasiyet ettiği şeylerin içinde [bir de] şöyle demişti: “Suheyb size namaz kıldırsın!” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Talha b. Muhammed b. Said, ona da babası, Said b. el Müseyyebin şöyle dediğini anlattı: Ömer vefat ettiği zaman Müslümanlar baktılar ki Ömerin emriyle Suheyb onlara farz namazları kıldırıyor. Bunun üzerine Suheybi öne geçirdiler ve böylece o da Ömerin cenaze namazını kıldırdı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Suheybin neslinden biri olan Ebu Huzeyfe, ona da babası, [Ebu Huzeyfenin] dedesinin şöyle dediğini anlattı: Suheyb hicretin 38. yılının Şevval ayında Medinede yetmiş yaşındayken öldü. Baki mezarlığına defnedildi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Suheyb, Ömerden rivayet etmiştir. -Allah her ikisinden de razı olsun!-