"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Mağara ve Medineye Hicret

Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme, Hişam b. Urveden; o da babasından şunu nakletti: Allah Resulü , Ebu Bekir Sıddıka hicreti kast ederek “Çıkmam emredildi.” dedi. Ebu Bekir “Ey Allahın Resulü , ya arkadaş?” deyince “Arkadaş sensin.” buyurdu. İkisi [beraber] çıktılar. Nihayet Sevr [dağına] geldiler. Orada gizlendiler. Abdullah b. Ebu Bekir, geceleyin onlara Mekke halkından haber getiriyordu. Sonra da sanki geceyi Mekkede geçirmiş gibi onların arasında sabaha gözlerini açıyordu. amir b. Füheyre, Ebu Bekirin koyunlarını otlatıyordu. Akşamleyin sürüyle beraber onlara uğruyor, onlar da böylece süt içiyorlardı. Esma yemek yapıp, onlara gönderiyordu. Yemeği [bir defasında] tepsiye koydu. Onu bağlayacak bir şey bulamayınca kuşağını kesip bağladı. Bu sebepten dolayı ona Zatün-Nitakeyn [iki kuşaklı] ismi verildi. Allah Resulü “Hicret etmem emredildi.” dedi. Ebu Bekirin bir devesi vardı. Allah Resulü başka bir deve satın aldı. Allah Resulü bir deveye, Ebu Bekir de bir deveye bindi. Ravi Hammadın bilgisine göre, diğer bir deveye de amir b. Füheyre bindi. Allah Resulü deveye ağır gelince [zaman zaman] Ebu Bekirin devesine geçiyor; Ebu Bekir, amir b. Füheyrenin devesine geçiyor; amir b. Füheyre, Allah Resulünün devesine geçiyordu. Allah Resulü , Ebu Bekirin devesine binince deveye ağır geliyordu. Urve devamla şöyle dedi: Peygamber ile Ebu Bekiri, Talha b. Ubeydullah tarafından Ebu Bekire gönderilen ve Şamdan gelen bir hediye karşıladı. Onun içinde beyaz Şam elbiseleri vardı. O elbiseleri giyerek beyaz elbiseler içinde Medineye girdiler. Bize Ebu Üsame haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Urve, babasından şunu nakletti: Peygamber ile Ebu Bekir mağarada iken onlara yemek getirip götüren kişi Abdullah b. Ebu Bekir idi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Mamer, ona ez-Zühri, ona da Urve, Ayşenin şöyle dediğini haber verdi: Ebu Bekir hicret maksadıyla Medineye, Allah Resulü ile beraber çıkmıştır. Onların beraberinde amir b. Füheyre ile Abdullah b. Üraykıt ed-Deyli adlı bir rehber vardı. Bu kişi o gün henüz Müslüman olmamıştı. Ancak Peygamber ve Ebu Bekir ona güvendi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam b. Yahya haber verdi; dedi ki: Bize Sabit, Enesten şunu nakletti: Ebu Bekir ona anlatmış ve demiş ki: Mağarada iken Peygambere “Onlardan biri ayaklarına baksa ayaklarının altındaki yerde bizi mutlaka görür.” dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: “Ey Ebu Bekir! Üçüncüleri Allah olan iki kişiyi sen ne zannediyorsun?” Bize Şebabe b. Sevvar haber verdi; dedi ki: Bize Ebül-Atuf el-Cezeri, ez-Zührinin şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü , Hassan b. Sabite, “Ebu Bekir hakkında bir şey [şiir] söyledin mi?” dedi. O da “Evet!” deyince Allah Resulü , “Söyle, seni dinliyorum.” dedi. Bunun üzerine Hassan şu beyitleri terennüm etti: İki kişinin ikincisiydi o, yüce mağarada, Dağa tırmandığında düşman, dönüp durdu onun etrafında… Allah Resulünün , sevdiğiinsandı o… Bilirler ki, ona denk hiçbir adam bulunmaz, insanlar arasında… Allah Resulü , dişleri görülünceye kadar güldü ve sonra şöyle dedi: “Doğru söyledin, ey Hassan! O, söylediğin gibidir.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İsmail b. Abdullah b. Atiye b. Abdullah b. Üneys, babasının şöyle dediğini haber verdi: Ebu Bekir Mekkeden Medineye hicret ettiği zaman Habib b. Yesafa konuk oldu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Musa b. Ubeyde, Eyyub b. Halidin şöyle dediğini haber verdi: Ebu Bekir [Mekkeden Medineye hicret ettiği zaman] Harice b. Zeyd b. Ebu Züheyre konuk oldu. Bize Muhammed b. Ömer, Musa b. Yakubun şöyle dediğini haber verdi: Muhammed b. Cafer b. ez-Zübeyr bana anlattı; dedi ki: Ebu Bekir [Mekkeden Medineye hicret ettiği zaman] Harice b. Zeyd b. Ebu Züheyre konuk oldu ve onun kızıyla evlendi. Allah Resulü vefat edinceye kadar da devamlı olarak es-Sünhta el-Haris b. el- Hazrecoğullarının arasında kaldı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Musa b. Muhammed b. İbrahim, babasının şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü , Ebu Bekir ile Ömeri kardeş ilan etti. Bize Muhammed b. İsmail b. Ebu Füdeyk haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Muhammed b. Ömer b. Ali b. Ebu Talib, babasından şunu nakletti: Allah Resulü , ashabını birbirleriyle kardeş ilan ettiğinde Ebu Bekir ile Ömeri kardeş ilan etti. Bize Muhammed b. Ubeyd haber verdi; dedi ki: Bana Vail b. Davud, Basra halkından bir adamın kendisine şunları söylediğini anlattı: Allah Resulü , Ebu Bekir ile Ömeri kardeş ilan etti. Bir gün onları [kendine doğru] gelirken görünce “Bu iki zat, Nebi ve Resuller hariç, önceki [ümmetlerden] ve sonrakilerden Cennet ehli olan gençlerle ihtiyarların efendisidir.” Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Miğvel, eş-Şabinin şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü , Ebu Bekir ile Ömeri kardeş ilan etti. Onlardan biri arkadaşının elini tutarak geldiklerinde o , “Nebi ve Resuller hariç, önceki [ümmetlerden] ve sonrakilerden Cennet ehli olan gençlerle ihtiyarların iki efendisine bakması kendisini sevindirecek kişi, şu gelen iki zata baksın!” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Abdullah, ez-Zühriden naklen Ubeydullah b. Abdullah b. Utbenin şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü , Medinede evleri tahsis ettiği zaman Ebu Bekire mescidin yanında ev yeri verdi. O ev [daha sonra] Mamer ailesinin olmuştur. [Dediler ki:] Ebu Bekir Bedir, Uhud, Hendek gazvelerine ve bütün seferlere Allah Resulü ile beraber katılmıştır. Allah Resulü siyah olan en büyük sancağını Tebuk gününde Ebu Bekire teslim etti ve Hayberde ona ganimet malından 100 vesk [hububat] verdi. O, Uhudda insanların kaçıştığı esnada Allah Resulü ile beraber sebat edenler arasındaydı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Hamza b. Abdülvahid, İkrime b. Ammardan; o da İyas b. Selemeden; [İyasın] babasının şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü , Ebu Bekiri [bir seriyye ile] Necide gönderdi. Onu başımıza Emir tayin etmişti. Geceleyin karşımıza aniden Hevazin kabilesinden insanlar çıkıverdi. Ben bizzat kendi ellerimle şeref ehli olan yedi kişiyi öldürdüm. Parolamız “Öldür, öldür!” idi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bana Misar, ona Ebu Avn, ona da Ebu Salih, Alinin şöyle dediğini anlattı: Aliye ve Ebu Bekire Bedir günü “Birinizin yanında Cibril, diğerinizin yanında Mikail var. İsrafil büyük bir melektir. O da savaşa tanıklık ediyor.” Ali ya da “Safa tanıklık ediyor.” dedi. Bize Ebu Muaviye ed-Darir, ona el-Ameş, ona Amr b. Mürre, ona da Ebül-Ahvas, Abdullahın şöyle dediğini haber verdi: Peygamber şöyle buyurdu: “Ben bütün dostların dostluğundan uzağım. Ancak Allah, -kendisini kast ederek- arkadaşınızı Halil [yakın ve samimi dost] edindi. Şayet ben bir dost edinseydim Ebu Bekiri dost edinirdim.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Şube, ona Ebu İshak, ona Ebül-Ahvas, ona da Abdullah, Peygamberin şöyle buyurduğunu haber verdi: “Şayet ben ümmetimden bir dost edinseydim Ebu Bekiri dost edinirdim.” Bize Abdullah b. Cafer er-Rakki haber verdi; dedi ki: Bize Ubeydullah b. Amr, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona da Amr b. Mürre, Abdullah b. el-Harisin şöyle dediğini anlattı: Cündeb bize Allah Resulünü şöyle konuşurken duyduğunu anlattı: “Şayet ben ümmetimden bir dost edinseydim Ebu Bekiri dost edinirdim.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Vüheyb haber verdi; dedi ki: Bize Halid, ona Ebu Kılabe, ona da Enes b. Malik, Peygamberin şöyle buyurduğunu haber verdi: “Ümmetimin içinde ümmetime en merhametli olan Ebu Bekirdir.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme, ona el-Ceriri, ona da Abdullah b. Şakik, Amr b. el-asın şöyle dediğini haber verdi: “Ey Allahın Resulü ! En çok sevdiğin insan kimdir?” dedim. “Ayşe.” dedi. Ben, “Sadece erkeklerden olanı kast ediyorum.” deyince [bu kez], “Onun babası.” buyurdu. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd, ona da Hişam, Muhammedin şöyle dediğini haber verdi: Bu ümmetin, Peygamberinden sonra en haysiyetli ve vakarlı olan şahsı Ebu Bekirdir. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize es-Seri b. Yahya, el-Hasanın şöyle dediğini haber verdi: Ebu Bekir [ Peygambere], “Ey Allahın Resulü ! Epey zamandır sürekli olarak [rüyamda] insanların kazuratlarına bastığımı görüyorum.” dedi. “Kesinlikle insanlara yol [gösteren bir önder] olacaksın.” buyurdu. Ebu Bekir, “Göğsümde sanki iki rakme varmış gibi gördüm.” dedi. Resulallah , “[Bunun tabiri şudur: insanlara önderliğin] iki senedir.” buyurdu. “Üzerimde pamuktan mamul, çizgili Yemen hullesi olduğunu gördüm.” dedi. “[Bunun da tabiri] kendisiyle sevinilecek bir erkek çocuğudur.” buyurdu. Bize Haccac b. Muhammed, İbn Cüreycin şöyle dediğini haber verdi: Ata bize, “ Peygamberin Fetih senesinde hacca gitmeyip hac için Ebu Bekir Sıddıkı, Emir tayin ettiğini” haber verdi. Bize Halid b. Mahled haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Ömer, ona da Nafi, İbn Ömerin şöyle dediğini haber verdi: Peygamber İslam döneminde yapılan ilk hacda Ebu Bekiri görevlendirdi. Sonra Allahın Resulü , ertesi yıl hac farizasını ifa etti. Peygamber vefat edip de Ebu Bekir hilafet görevine getirilince hac için Ömer b. el-Hattabı görevlendirdi. Sonra Ebu Bekir ertesi yıl hac farizasını ifa etti. Ebu Bekir vefat edip de Ömer hilafet görevine getirilince hac için Abdurrahman b. el-Avfı görevlendirdi. Sonra Ömer, her sene hac ibadetini eda etti. Nihayet vefat edip de Osman hilafet görevine getirilince o da hac için Abdurrahman b. el- Avfı görevlendirdi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus anlattı; dedi ki: bize Ebu Bekir b. Ayyaş, ona Mübeşşir es-Sadi, İbn Şihabın şöyle dediğini anlattı: Peygamber bir rüya gördü ve onu Ebu Bekire şu sözleriyle anlattı: “Ey Ebu Bekir! [Rüyamda] gördüm ki sanki ben, bir merdivende seninle yarışıyorum. Seni iki buçuk basamak geçtim.” Ebu Bekir, “Hayırdır, ey Allahın Resulü ! Seni sevindirecek ve gözünü aydınlatacak şeyleri görünceye kadar Allah sana uzun ömürler versin!” dedi. [İbn Şihab] dedi ki: Allah Resulü buna benzer sözü ona üç defa söyledi. O da buna benzer sözü ona üç defa söyledi. Üçüncü defasında Allah Resulü şöyle devam etti: “Ey Ebu Bekir! [Rüyamda] gördüm ki sanki ben, bir merdivende seninle yarışıyorum. Seni iki buçuk basamak geçtim.” Bunun üzerine Ebu Bekir, “Ey Allahın Resulü ! Allah seni rahmet ve mağfiretine alacak, ben ise senden sonra iki buçuk yıl daha yaşayacağım.” dedi. Bize el-Fadl b. Anbese el-Hazzaz el-Vasıti ile arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd haber verdi; dedi ki: Bize Said b. Ebu Sadaka, Muhammed b. Sirinin şöyle dediğini haber verdi: Peygamberden sonra, bilmediği şeyler konusunda Ebu Bekirden daha fazla korkan hiçbir kimse yoktu. Ebu Bekirden sonra bilinmeyen şeyler konusunda Ömerden daha fazla korkan hiçbir kimse yoktu. Ebu Bekire ne Allahın Kitabında bir kaynağını, ne de sünnette bir izini bulduğumuz bir hüküm getirildiğinde şöyle derdi: “Kendi anlayışımla içtihat ederim. Şayet bu içtihat doğru ise Allahtandır [onun hidayet ve ihsanındandır]. Şayet yanlış ise bendendir ve [bu hatam için] Allahtan af dilerim.” Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Sad babasından, o Cübeyr b. Mutimden, o da babasından şunu nakletti: Ondan [geçimlik] bir şeyler istemek üzere bir kadın Peygambere geldiğinde ona, “Bana [sonra] dön!” buyurdu. Bunun üzerine kadın, ölümü ima ederek “Ey Allahın Resulü ! Şayet [daha sonra] sana dönersem seni bulamayabilirim.” dedi. Allah Resulü de ona “Şayet dönüp de beni bulamazsan Ebu Bekire müracaat et!” dedi. Bize Süleyman Ebu Davud et-Tayalisi ile Abdülaziz b. Abdullah haber verdiler; dediler ki: Bize İbrahim b. Sad babasından, o Muhammed b. Cübeyrden, o da babasından şunu nakletti: Ondan [geçimlik] bir şeyler istemek üzere bir kadın Peygambere geldiğinde ona, “Bana [sonra] dön!” buyurdu. Bunun üzerine kadın, ölümü kast ederek, “Ey Allahın Resulü ! Şayet [daha sonra] seni göremezsem kime başvurayım?” diye sordu. Allah Resulü de ona “Ebu Bekire.” dedi. • Allah Resulünün Vefatı Esnasında Ebu Bekire Kıldırmasını Emrettiği Namaz Bize Hüseyn b. Ali el-Cufi, ona Zaide, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona da Ebu Bürde, Ebu Musanın şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü hastalandı. Ağrısı artınca, “Ebu Bekire söyleyin, insanlara namazı kıldırsın!” dedi. Ayşe, “Ey Allahın Resulü ! Ebu Bekir yufka yürekli bir insandır. Senin makamına geçtiği zaman sesini insanlara duyuramaz.” deyince o şöyle buyurdu: “Ebu Bekire söyleyin, insanlara namazı kıldırsın! Gerçekten siz Yusufun arkadaşlarısınız. [Yusuf kıssasında zikri geçen kadınlar gibisiniz.]” Bize Hüseyn b. Ali el-Cufi, ona Zaide, ona asım, ona da Zer, Abdullahın şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü vefat ettiği zaman Ensar [Muhacirlere], “Bir halife bizden, bir halife de sizden olsun!” dediler. [Abdullah] devamla dedi ki: Ömer onlara geldi ve “Ey Ensar topluluğu! Allah Resulünün Ebu Bekire insanlara namaz kıldırmasını emrettiğini bilmiyor musunuz?” dedi. Onlar da “Evet, biliyoruz.” diye cevap verince Ömer, “Peki, öyleyse Ebu Bekirin önüne geçmek hanginizin hoşuna gider?” diye sordu. Onlar da “Ebu Bekirin önüne geçmekten Allaha sığınırız.” dediler. Bize Ebu Muaviye ed-Darir haber verdi; dedi ki: Bize el-Ameş, ona İbrahim, ona da el-Esved, Ayşenin şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü , [son hastalığında] ağırlaştığı zaman namazı haber vermek üzere Bilal gelince, “Ebu Bekire söyleyin, insanlara namazı kıldırsın!”dedi. Dedim ki: “Ey Allahın Resulü ! Ebu Bekir yufka yürekli, sulu gözlü, çabuk ağlayan bir insandır. Senin makamına geçtiği zaman sesini insanlara duyuramaz. Ömere emretsen [daha iyi olmaz mı]?” O yine, “Ebu Bekire söyleyin, insanlara namazı kıldırsın!” dedi. Bu sefer Hafsaya, “Ona söyle, Ebu Bekir yufka yürekli, çabuk ağlayan bir insandır. Senin makamına geçtiği zaman sesini insanlara duyuramaz. Ömere emretsen [daha iyi olmaz mı]?” dedim. Hafsa da bunu ona söyleyince Allah Resulü , “Siz gerçekten Yusufun arkadaşlarısınız. [Yusuf kıssasında zikri geçen kadınlar gibisiniz.] Ebu Bekire söyleyin, insanlara namazı kıldırsın!” buyurdu. Bunun üzerine Hafsa Ayşeye, “Ben zaten senden asla bir iyilik görmedim.” dedi. Ayşe devamla dedi ki: Ebu Bekire namazı kıldırmasını söylediler. Ebu Bekir namaza başladığı zaman Allah Resulü kendisinde bir hafiflik hissetti. Ayağa kalktı. İki kişinin arasında sağa sola yaslanarak ve ayaklarını da yerde sürüyerek nihayet mescide girdi. Ebu Bekir, onu görmediği halde gelişinin hafif sesini duyunca [minberden] geri çekildi. Allah Resulü , ona “az önce yaptığı gibi namazı kıldırmaya devam etmesini” işaret etti. [Ayşe devamla] dedi ki: Allah Resulü geldi ve Ebu Bekirin soluna oturdu. Böylece Allah Resulü insanlara oturarak namaz kıldırıyordu. Ebu Bekir ise ayakta duruyor ve Allah Resulünün namazına uyuyordu. Cemaat ise Ebu Bekirin namazına tabi oluyordu. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Enes, Hişam b. Urveden; o, babasından; o da Ayşeden naklen Peygamberin [son hastalığında] şöyle dediğini haber verdi: “Ebu Bekire söyleyin, insanlara namazı kıldırsın!” Bunun üzerine Ayşe, “Ey Allahın Resulü ! Ebu Bekir senin makamına geçince ağlamaktan dolayı sesini insanlara duyuramaz. Ömere emret, insanlara namazı o kıldırsın!” dedi. Allah Resulü yine, “Ebu Bekire söyleyin, insanlara namazı kıldırsın!” buyurdu. [Ayşe devamla] dedi ki: Bu sefer Hafsaya dedim ki: “Ona söyle, Ebu Bekir senin makamına geçince ağlamaktan dolayı sesini insanlara duyuramaz. Ömere emret, insanlara namazı o kıldırsın!” Hafsa da öyle yaptı. Ama Allah Resulü yine, “Gerçekten siz Yusufun arkadaşlarısınız. [Yusuf kıssasında zikri geçen kadınlar gibisiniz.] Ebu Bekire söyleyin, insanlara namazı kıldırsın!” buyurdu. Bu söz üzerine Hafsa Ayşeye, “Zaten ben senden asla bir iyilik görmedim.” dedi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Ebu İsrail, el-Fudayl b. Amr el-Fukayminin şöyle dediğini haber verdi: Ebu Bekir Peygamber hayatta iken insanlara üç defa namaz kıldırdı. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Sad, Salih b. Keysandan; o, ez-Zühriden; o, Urveden; o da Ayşeden şunu nakletti: Allah Resulü “Bana babanı ve kardeşini çağır ki, Ebu Bekire yazılı bir metinle vasiyette bulunayım. Zira ben gerçekten [hilafet konusunda] birinin bir şey söylemesinden; [bu konuda] temennide bulunmasından; Allahın ve -Ebu Bekir hariç- müminlerin buna yanaşmamalarından korkuyorum.” dedi. Bize Ebu Muaviye ed-Darir haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Ebu Bekir el-Kureşi, ona da İbn Ebu Müleyke, Ayşenin şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü [son hastalığında] ağırlaştığı zaman Abdurrahman b. Ebu Bekiri çağırıp dedi ki: “Bana [yazı malzemesi olarak] bir kürek kemiği getir de Ebu Bekire, üzerinde [halife olması konusunda] ihtilafa düşülmeyecek yazılı bir metinle vasiyette bulunayım.”Abdurrahman ayağa kalkmaya yeltenince [bu kez], “Otur! Allah ve müminler, Ebu Bekir üzerinde ihtilaf çıkmasına izin vermezler.”dedi. Bize Affan b. Müslim ile Süleyman et-Tayalisi haber verdiler; dediler ki: Bize Muhammed b. Eban el- Cufi, ona Abdülaziz b. Rüfay, ona Abdullah b. Ebu Müleyke, ona da Ebu Davud, Ayşenin şöyle dediğini haber verdi. Yine Affan, Abdullah b. Ebu Müleykeden naklen Ayşenin şöyle dediğini söyledi: Allah Resulü hastalandığında Ayşeye “Bana Abdurrahman b. Ebu Bekiri çağırın ki Ebu Bekire, benden sonra onun üzerinde hiç kimsenin ihtilafa düşmeyeceği yazılı bir metinle vasiyette bulunayım.” dedi.- Affan dedi ki, Müslümanlar onun hakkında ihtilafa düşmediler. Sonra Allah Resulü [Ayşeye], “Boş ver! Müminlerin Ebu Bekir hakkında ihtilafa düşmelerinden Allaha sığınırım [Haşa, onlar böyle bir şey yapmazlar].” dedi. Bize Cafer b. Avn haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Umeys Utbe b. Abdullah, İbn Ebu Müleykenin şöyle dediğini haber verdi: Ayşeden işittim ki, kendisine “Ey müminlerin annesi! Şayet Allah Resulü kendisinden sonraki halifeyi tayin etseydi kimi tayin ederdi?” diye sorulunca “Ebu Bekiri.” dedi. Sonra ona “Ebu Bekirden sonra kimi?” denince “Ömeri.” dedi. Sonra “Ömerden sonra kimi?” diye sorulunca “Ebu Ubeyde b. el-Cerrahı.” diye cevap verdi. [İbn Ebu Müleyke] dedi ki, Ayşe bununla [sıralamayı] bitirdi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Maşer, Muhammed b. Kaysın şöyle dediğini haber verdi: [Son hastalığında] Allah Resulü on üç gün hasta yattı. Kendisinde biraz hafiflik hissedince namazı kıldırdı. Ağırlaştığı zaman ise namazı Ebu Bekir kıldırdı.