"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

63. Abdullah b. Mesud

[Abdullah b. Mesud] İbn Gafil b. Habib b. Şemh b. Fer b. Mahzum b. Sahile b. Kahil b. el-Haris b. Temim b. Sad b. Hüzeyl b. Müdrikedir. Müdrikenin adı Amr b. İlyas b. Mudardır. Abdullah b. Mesudun künyesi Ebu Abdurrahmandır. Mesud b. Gafil, Abd b. el-Haris b. Zühre ile Cahiliye döneminde müttefik olmuştu. Abdullah b. Mesudun annesi, Ümmü Abd bt. Abdüvüd b. Seva b. Kuraym b. Sahile b. Kahil b. el-Haris b. Temim b. Sad b. Hüzeyldir. Onun [Abdullah b. Mesudun annesinin] annesi ise Hind bt. Abd b. el-Haris b. Zühre b. Kilabtır. Bize Yala b. Ubeyd haber verdi; dedi ki: Bize el-Ameş, Zeyd b. Vehbden naklen anlattı. Yine bize el- Ameş, İbrahimden, o da Alkameden şunu haber verdi: Abdullah b. Mesudun künyesi “Ebu Abdurrahman” idi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme, ona asım b. Ebün-Necud, ona da Zer b. Hubeyş, Abdullah b. Mesudun şöyle dediğini haber verdi: Ben ergenlik çağına yaklaşmış bir çocuk iken Ukbe b. Ebu Muaytın koyunlarını otlatıyordum. [O sırada] Peygamber ve Ebu Bekir geldi. Müşriklerden kaçmışlardı. Bana “Ey Delikanlı! Yanında bize içirecek sütün var mı?” diye sordular. Ben de “Ben emanetçiyim. Size [süt] içiremem.” dedim. Bunun üzerine Allah Resulü , “Yanında henüz erkeği tarafından döllenmemiş [sekiz veya dokuz aylık] bir koyun var mı?” dedi. Ben “Evet.” dedim ve [o vasıftaki bir koyunu] onlara getirdim. Peygamber onu yan yatırdı ve memelerini meshedip dua etti. Hemen memeler doldu. Sonra Ebu Bekir içi çukur olan büyük bir taş getirdi. Sütü onun içine sağdı. Önce Ebu Bekir ondan içti, sonra da ben içtim. Daha sonra Peygamber memelere “Çekilip büzülün!” dedi. Memeler de büzüldü. Abdullah b. Mesud devamla dedi ki: Bu olaydan sonra ona gittim ve “Bu sözden [Kurandan] bana öğret!” dedim. “Sen öğretilmiş bir delikanlısın.” buyurdu. Onun ağzından yetmiş sure öğrendim ki, hiç kimse onlar hakkında benimle tartışmaya giremez. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Salih, Yezid b. Rumanın şöyle dediğini anlattı: Abdullah b. Mesud, Allah Resulünün el-Erkamın evine girmesinden önce Müslüman oldu. Bize Muhammed b. Ubeyd ile el-Fadl b. Dükeyn haber verdiler; dediler ki: Bize el-Mesudi, el-Kasım b. Abdurrahmanın şöyle dediğini anlattı: Allah Resulünün ağzından [öğrenerek] Kuranı Mekkede [öğreterek] ilk yayan kişi Abdullah b. Mesud idi. [Dediler ki:] Abdullah b. Mesud, Ebu Maşer ve Muhammed b. Ömerin rivayetine göre Habeş yurduna yapılan her iki hicrete de katılmıştır. Muhammed b. İshak ise onu Habeş yurduna yapılan birinci hicrette değil, ikinci hicrette zikretmiştir. Bize Muhammed b. Rebia el-Kilabi, ona Ebu Umeys, ona da el-Kasım b. Abdurrahman şunu haber verdi: Abdullah b. Mesud, Habeşistan da bir şeyden dolayı tutuklanınca [serbest bırakılması için] iki dinar rüşvet verdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Abdülcebbar b. Umare bana Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazmın şöyle dediğini duyduğunu anlattı. Yine bize Muhammed b. Ömer, ona da Musa b. Yakub, Muhammed b. Cafer b. ez-Zübeyrin şöyle dediğini haber verdi. [Her iki senetteki ilk raviler -Abdullah ve Muhammed] dediler ki: Abdullah b. Mesud Mekkeden Medineye hicret ettiğinde Muaz b. Cebele konuk oldu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. Salih, asım b. Ömer b. Katadenin şöyle dediğini anlattı: Abdullah b. Mesud hicret ettiğinde Sad b. Haysemeye konuk oldu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Musa b. Muhammed b. İbrahim el-Haris et-Teymi, babasının şöyle dediğini anlattı: Allah Resulü , Abdullah b. Mesud ile ez-Zübeyr b. el-Avvamı kardeş ilan etti. [Dediler ki:] Allah Resulü , Abdullah b. Mesud ile Muaz b. Cebeli kardeş ilan etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İbn Cüreyc ile Süfyan b. Uyeyne, onlara Amr b. Dinar, ona da Yahya b. Cade anlattı; dediler ki: Allah Resulü Medineye geldiği zaman insanlara evler [veya arsalar] tahsis ediyordu. Zühreoğullarının Abd b. Zühreoğulları adındaki bir koluna mensup kişiler [Abdullah b. Mesudu kast ederek] “Ümmü Abdın [Abdullah b. Mesudun annesi] oğlunu bizden uzak tut!” dediler. Bunun üzerine Allah Resulü şöyle buyurdu: “Niçin? Öyleyse Allah beni niye gönderdi? İçlerinde zayıfın hakkı kendisine verilmeyen bir topluluğu Allah kutlu kılmaz.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne, Amr b. Dinardan naklen Yahya b. Cadenin [yukarıdaki rivayetin bir] benzerini [anlattığını] haber verdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. Abdullah, ez-Zühriden naklen Ubeydullah b. Abdullah b. Utbenin şöyle dediğini anlattı: Allah Resulü , evlerin planını çizdi. Zühreoğullarına mescidin arkasındaki bir yeri tahsis etti. Mesudun iki oğlu Abdullah ve Utbe için bu planda mescidin yanında yer verdi. [Dediler ki:] Abdullah b. Mesud Bedire katıldı ve Afranın iki oğlu kendisine Ebu Cehili gösterince onun boynunu vurdu. O, Uhud, Hendek ve bütün seferlere Allah Resulü ile beraber katıldı. Bize Amr b. el-Heysem Ebu Katan haber verdi; dedi ki: Bize el-Mesudi, ona Ali b. es-Saib, ona da İbrahim, Abdullahın “Allah ve Resulünün davetine icabet edenler…”ayeti hakkında şöyle dediğini haber verdi: [Ayette işaret edilen şahıslar olarak] biz on sekiz kişi idik. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Cafer, Abdurrahman b. Muhammed b. Abdülkariden naklen Ubeydullah b. Abdullah b. Utbenin şöyle dediğini haber verdi: Abdullah b. Mesud, Allah Resulünün sivadının yani sırrının sahibi idi. Ayrıca o, seferde Peygamberin yastığından yani döşeğinden, misvakından, nalınlarından ve temizliğinden sorumlu idi. Bize Veki b. el-Cerrah ile Ubeydullah b. Musa haber verdi. Onlara el-Mesudi, ona da Abdülmelik b. Umeyr, Ebül-Melihin şöyle dediğini haber verdi: Abdullah, Allah Resulü yıkandığı zaman [çeşitli vasıtalarla siper yaparak] onu gizler; uyuduğu zaman onu uyandırır; korkulu ve tenha yerlerde onunla beraber yürürdü. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Şube, ona el-Muğire, ona da İbrahim, Alkamenin Ebüd- Derdayı şunları söylerken duyduğunu haber verdi: Sizin içinizde sır sahibi olan olmadı mı? Sır sahibi olan İbn Mesuddur. Bize el-Fadl b. Dükeyn ile Amr b. el-Heysem Ebu Katan haber verdi. Onlar el-Mesudiden, o İbn Abbas el-amiriden, o da Abdullah b. Şeddaddan şunu nakletti: Abdullah b. Mesud, [ Peygambere ait] sırrın, yastığın ve nalınların sahibi idi. Bize el-Fadl b. Dükeyn, el-Mesudiden naklen el-Kasım b. Abdurrahmanın şöyle dediğini haber verdi: Abdullah, Allah Resulünün nalınlarını giydirir, sonra onun önünde asayla beraber yürürdü. O oturacağı yere geldiğinde asayı ona verir, nalınlarını çıkarıp kol yenlerinin içine koyardı. Allah Resulü , kalkmak isteyince [nalınlarını] ona giydirir, sonra da asayla beraber önünde yürürdü. Nihayet [eve geldiklerinde] Allah Resulünden önce odaya girerdi. Bize Abdullah b. İdris haber verdi. [Dedi ki:] el-Hasan b. Ubeydullah en-Nehaiyi duydum, İbrahim b. Süveydden; o da İbrahim b. Yezidden naklen Abdullahın şöyle dediğini anlatıyordu: Allah Resulü bana şunu söyledi: “Seni men edinceye kadar örtüyü kaldırmana ve sırrımı duymana benden sana izin vardır.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Şube, Ebu İshaktan haber verdi. Ebu İshak dedi ki: Ebu Musa el-Eşari şöyle dedi: Peygamberi gördüm. İbn Mesudu da [başka konumda değil], sadece onun ailesinden biri olarak gördüm. Bize Ubeydullah b. Musa, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona da el-Haris, Alinin şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü buyurdu ki: “Müslümanların istişaresi olmaksızın bir kişiyi Emir tayin edecek olsaydım Ümmü Abdın oğlunu [Abdullah b. Mesudu] tayin ederdim.” Bize Ebu Muaviye ed-Darir haber verdi; dedi ki: Bize el-Ameş, ona da İbrahim, Alkamenin şöyle dediğini haber verdi: Abdullah siret ve ahlakıyla, vakar ve sükunetiyle, hal ve tavırlarıyla Peygambere benzetiliyordu. Alkame de Abdullaha benzetiliyordu. Bize Muhammed b. Ubeyd haber verdi; dedi ki: Bize el-Ameş, Şakikin Huzeyfeden şu sözleri duyduğunu haber verdi: [Evinden] çıkışından dönüşüne kadar, siret ve ahlakıyla, vakar ve sükunetiyle, hal ve tavırlarıyla Muhammede en çok benzeyen kişi Abdullah b. Mesud idi. Ancak evinde nasıl davrandığını bilemem. Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Şube, Ebu İshaktan şunu nakletti: Abdurrahman b. Yezidi, şunu söylerken duydum: Huzeyfeye “Hal ve tavırlarıyla, siret ve ahlakıyla Allah Resulüne en çok benzeyen kişiyi bize söyle ki [onu örnek alarak, o huy ve tavırları] ondan alalım!” dedik. [Bu talebimize] o şöyle cevap verdi: “Evin duvarı onu gizleyinceye kadar hal ve tavırlarıyla, siret ve ahlakıyla, vakar ve sükunetiyle Allah Resulüne Ümmü Abdın oğlundan daha yakın olan hiçbir kimseyi tanımıyorum.” Devamla dedi ki: “ Muhammedin sahabeleri arasında [günahtan] korunanlar, Ümmü Abdin oğlunun, vesile olma yönüyle içlerinde Allaha en yakın şahıs olduğunu bilirlerdi.” Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Hafs b. Gıyas, ona el-Ameş, ona da Amr b. Mürre, Ebu Ubeydenin şöyle dediğini haber verdi: Abdullah eve girdiği zaman [oradakilerle hemen] ünsiyet peyda ederdi. Onların da kendisine ısınmaları için sesini yükseltirdi. Bize Malik b. İsmail Ebu Gassan haber verdi; dedi ki: Bize İsrail, ona Süveyr, ona da babası haber verdi. [Süveyrin babası] dedi ki: İbn Mesudun şöyle dediğini duydum: “Müslüman olduğum günden beri kuşluk vaktinde hiç uyumadım.” Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Kays b. er-Rebi, asımdan; o, Zirden; o da Abdullahtan “kendisinin Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tuttuğunu” nakletti. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Züheyr b. Muaviye, Ebu İshaktan naklen Abdurrahman b. Yezidin şöyle dediğini haber verdi: Abdullah b. Mesuddan daha az oruç tutan hiçbir fakih görmedim. Ona “Niçin [daha fazla] oruç tutmuyorsun?” denildiğinde şu cevabı verdi: “Ben namazı oruca tercih ediyorum. Oruç tuttuğum zaman namaza gücüm kalmıyor.” Bize Muhammed b. el-Fadl Ebu Gazvan haber verdi; dedi ki: Bize Muğire, Ümmü Musanın şöyle dediğini haber verdi: Aliyi şunları söylerken duydum: Peygamber İbn Mesuda, bir ağaca çıkıp kendisine ondan bir şey getirmesini emretti. Arkadaşları onun bacaklarının çelimsizliğine bakıp güldüler. Bunun üzerine Peygamber , “Ne gülüyorsunuz? Abdullahın tek bir ayağı, Kıyamet günü mizanda Uhuddan daha ağırdır.” buyurdu. Bize Muhammed b. Ubeyd haber verdi; dedi ki: Bize el-Avvam b. Havşeb, İbrahim et-Teymiden şunu nakletti: İbn Mesud, bir ağaca tırmandı. Bacaklarının çelimsizliğine gülmeye başladıklarında Allah Resulü şunları söyledi: “O bacaklara mı gülüyorsunuz? Onlar mizanda Uhud dağından daha ağırdır.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme, ona asım b. Behdele, ona da Zir b. Hubeyş, Abdullahın şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü için misvak ağacından meyve topluyordum. [Oradaki] topluluk bacaklarımın çelimsizliğine güldüklerinde Allah Resulü “Neye gülüyorsunuz?” diye sordu. Onlar da “Bacağının çelimsizliğine.” dediler. Bunun üzerine “O [güldüğünüz bacak] mizanda Uhuddan daha ağırdır.” buyurdu. Bize Abdullah b. Nümeyr, el-Ameşden naklen, Zeyd b. Vehbin şöyle dediğini haber verdi: Bir topluluk içinde Ömerin yanında oturuyorduk. Derken zayıf, ince bir adam çıkageldi. Ömer ona bakmaya başladı. Sevinçten yüzü aydınlandı. Sonra üç defa “İlim dolu küçücük beden!” dedi. Bir de ne görelim, o İbn Mesud imiş! Bize Abdullah b. Umeyr haber verdi; dedi ki: Bize el-Ameş, Habbe b. Cüveynin şöyle dediğini haber verdi: Alinin yanındaydık. Abdullahın bazı sözlerini naklettik. Oradakiler onu övüp, “Ey Müminlerin Emiri! Abdullah b. Mesuddan daha güzel ahlaklı, daha şefkatli öğreten, insanlarla oturup kalkması daha güzel olan ve daha fazla takva sahibi bir kişi görmedik.” dediler. Bunun üzerine Ali, “Size Allahı hatırlatırım. Bunu gönülden mi [samimi olarak mı] söylüyorsunuz?” dedi. Onlar da “Evet.” dediler. O zaman o da “Ey Allahım! Seni şahit gösteriyorum ki onun hakkında ben de onların sözlerinin benzerini veya daha fazlasını söylüyorum.” dedi. Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan, Ebu İshaktan naklen Habbenin şöyle dediğini haber verdi: Ali Kufeye geldiği zaman Abdullahın arkadaşlarından bir grup onun yanına geldi. Ali, onun hakkında onlara sorular sordu. Neredeyse onlar Alinin kendilerini sınadığını düşündüler. Ama Ali şöyle dedi: Onun hakkında ben de onların sözlerinin benzerini veya daha fazlasını söylüyorum. O, Kuranı okudu; onun helalini helal, haramını haram kabul etti; dinde fakihtir ve sünneti bilir.” Bize el-Fadl b. Dükeyn ile Yahya b. Abbad haber verdiler; dediler ki: Bize el-Mesudi haber verdi. [Dedi ki:] Bana Müslim el-Batin, Amr b. Meymunun şöyle dediğini anlattı: Bir sene boyunca zaman zaman Abdullah b. Mesudun yanına gittim, ama o süre içinde onun Allah Resulünden bir hadis naklettiğini ve “Allah Resulü şöyle buyurdu.” dediğini hiç duymadım. Sadece bir gün hadis nakletti ve ağzından “Allah Resulü şöyle buyurdu.” sözleri çıkıverdi. Hemen onu büyük bir hüzün kapladı ve alnından terin boşaldığını gördüm. Sonra “İnşallah, ya bunun biraz fazlasını; ya buna yakın bir şeyi; ya da bundan biraz azını söylemiştir.” dedi. Bize el-Mualla b. Esed haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. el-Muhtar, Mansur el-Gudaniden; o eşŞabiden; o da Alkame b. Kaysdan şunu nakletti: Abdullah b. Mesud, her Perşembe gecesini [insanlarla sohbet ederek] ihya ediyordu. O gecelerin hiçbirinde, “Allah Resulü şöyle buyurdu.” dediğini duymadım. Bunun bir tek istisnası oldu. O zaman ona baktım, bir asaya dayanmıştı. Asaya baktım, [onun titremesinden dolayı sağa sola] sallanıyordu. Bize Malik b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize İsrail, Ebu Husayndan, o, amirden; o da Mesruktan naklen Abdullahın şöyle dediğini haber verdi: [Abdullah b. Mesud], bir gün bir hadis nakletti ve “Allah Resulünü [şöyle konuşurken] duydum.” dedi. Sonra kendisi titredi, elbiseleri de titredi ve dedi ki: “Buna yakın veya buna benzer bir şey…” Bize Affan b. Müslim, Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi ve Yahya b. Abbad haber verdiler; dediler ki: Bize Şube, Cami b. Şeddadın şöyle dediğini haber verdi: Bize Abdullah b. Mirdas haber verdi; dedi ki: Abdullah her Perşembe günü bizimle sohbet ediyordu. Bir şeyler söylüyor, bazen de susuyordu. Biz ise onun daha fazla konuşmasını arzu ediyorduk. Bize Affan b. Müslim ile Musa b. İsmail haber verdiler; dediler ki: Bize Vüheyb, Davuddan; o da amirden şunu nakletti: Abdullah b. Mesudun hicret ettiği yer Hıms idi. Ömer onu Kufeye gönderdi ve onlara “Zatından başka ilah olmayan Allaha yemin ederim ki, ondan istifade hususunda sizi nefsime tercih ettim. [Onun kıymetini bilin ve] ondan [ilim] alın!” diye yazdı. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize el-Mesudi, el-Kasım b. Abdurrahmanın şöyle dediğini haber verdi: [Hazineden] Abdullah b. Mesuda verilen Atiye 6000 [dirhem] idi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Halid b. Abdullah haber verdi; dedi ki: Bize İsmail b. Ebu Halid, Kays b. Ebu Hazimin şöyle dediğini haber verdi: Abdullah b. Mesudu hafif etli [zayıf] bir adam olarak gördüm. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize el-Mesudi, Süleyman b. Minadan naklen, Abdullahın kölesi Nüfeyin şöyle dediğini haber verdi: Abdullah b. Mesud, beyaz elbiseyi en güzel şekilde giyen ve en güzel kokulu olan insandı. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Misar, Muhammed b. Cühadeden naklen Talhanın şöyle dediğini haber verdi: Abdullah b. Mesud, geceleyin güzel kokusu [ya da güzel koku sürünmesi] ile tanınırdı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Cafer, Abdurrahman b. Muhammed b. Abdülkariden naklen Ubeydullah b. Abdullah b. Utbenin şöyle dediğini haber verdi: Abdullah narin, kısa ve oldukça esmer bir adamdı. [Yaşlandıkça] değişmiyordu. Bize Veki b. el-Cerrah, Süfyandan naklen Ebu İshakın şöyle dediğini haber verdi: Hübeyra b. Yerim şöyle dedi: Abdullahın kulaklarının üzerine çıkardığı saçları vardı. Sanki onlar bala bulanmıştı. Veki dedi ki: Yani [saçlar birbirine yapışmış gibi olduğundan dolayı] saç tellerini tek tek ayırmıyordu. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Züheyr, Ebu İshaktan; naklen, Hübeyra b. Yerimin şöyle dediğini haber verdi: Abdullah b. Mesudun saçları omuzuna dökülüyordu. Namaz kıldığında saçlarını kulaklarının arkasına attığını gördüm. Bize Abdülvehhab b. Ata el-İcli haber verdi; dedi ki: Bize Said b. Ebu Arube, Ebu Maşerden; o da İbrahimden şunu nakletti: İbn Mesudun yüzüğü demirdendi. Bize Ebu Muaviye ed-Darir ile Abdullah b. en-Nümeyr haber verdiler; dediler ki: Bize el-Ameş, İbrahimden; o da Alkameden naklen, Abdullahın şöyle dediğini haber verdi: [Abdullah b. Mesud] bir hastalığa yakalandı ve sızlanıp durdu. Ona “ Hiçbir hastalığında bu hastalığındaki kadar sızlandığını görmedik.” dedik. Bunun üzerine, “Bu, beni [fena] yakaladı ve gaflete yaklaştırdı.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan es-Sevri haber verdi; dedi ki: Abdullah b. Mesud ölümü andı ve “Ben, bugün ona hazır değilim.” dedi. Bize Yala b. Ubeyd haber verdi; dedi ki: Bize İsmail, Becileden biri olan Ceririn şöyle dediğini haber verdi: Abdullah dedi ki: “Öldükten sonra hiç diriltilmemeyi çok arzu ederdim.” Bize Veki b. el-Cerrah, ona Ebül-Umeys, ona da amir b. Abdullah b. ez-Zübeyr: İbn Mesuddan naklen “kendisinin vasiyet ettiğini ve vasiyet yazısına besmele ile başladığını” haber verdi.