"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Sadın Vasiyeti

Bize Süfyan b. Uyeyne, ez-Zühriden; o da amir b. Saddan naklen Sadın şöyle dediğini haber verdi: Beni ölüme yaklaştıracak [diye düşündüğüm] hastalığa yakalandığımda Allah Resulü ziyaretime geldi. Dedim ki: “Ey Allahın Resulü ! Benim çok malım var. İki kızımdan başka varisim de yok. Malımın üçte ikisini [Allah yolunda harcanması için] vasiyet edeyim mi?” Resulallah , “Hayır!” dedi. “Yarısını?” dedim. “Hayır!” dedi. “Üçte birini?” diye sordum. Bunun üzerine Allah Resulü , “Evet, üçte bir. Üçte bir, çoktur. Çocuklarını zengin olarak bırakman elbette ki, onları insanlara el açar vaziyette fakir olarak terk etmenden daha iyidir. Harcayacağın her nafakanın karşılığında mutlaka sevap kazanacaksın. Hatta eşinin ağzına koyacağın birlokmadan bile! Her halükarda ardında [bir şeyler] bırakacaksın. Böylelikle bir kısım insanlar senden dolayı fayda, diğer bir takım kişiler de zarar görürler. Ey Allahım! Ashabımın hicretlerini geçerli ve devamlı kıl, onları gerisin geri döndürme!” buyurdu. Musibete maruz kalan kişi Sad b. Havle idi. Mekkede öldüğü zaman Resulallah , onun için ağlamıştı. Bize el-Fadl b. Dükeyn ile Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdiler; dediler ki: Bize Süfyan, Saddan; o da amir b. Saddan naklen Sadın şöyle dediğini haber verdi: Ben Mekkede iken Peygamber beni ziyaret etmek üzere geldi. O, hicret edip ayrıldığım yerde ölmemi hoş karşılamıyordu. Bu vesileyle buyurdu ki: “Ey Afranın oğlu! Allah sana rahmet eylesin.” Ben, “Ey Allahın Resulü! Malımın hepsini [Allah yolunda harcanması için] vasiyet edeyim mi?” diye sordum. Resulallah , “Hayır!” dedi. “Yarısını?” diye sordum. Yine “Hayır!” dedi. “Üçte birini?” diye sorunca, “Evet, üçte bir. Üçte bir, çoktur. Varislerini zengin olarak bırakman elbette ki onları insanların ellerineavuçlarına bakar vaziyette fakir olarak terk etmenden daha iyidir. Sen ailene her harcama yaptıkça bu senin için sadakadır. Hatta eşinin ağzına götürdüğün lokma bile! İnşallah, Allah seni yüceltecektir. Böylelikle bir kısım insanlar senden dolayı fayda, diğer bir takım kişiler de zarar görürler.” Ravi dedi ki: Onun o gün tek bir kızı vardı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Vüheyb haber verdi; dedi ki: Bize Eyyub, ona Amr b. Said, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Sadın çocuklarından üçü, Saddan şunu naklettiler: Allah Resulü , Mekkede hasta iken ziyaret için onun yanına gitti. Ona, “Ey Allahın Resulü! Sad b. Havle gibi [daha önce] hicret edip ayrıldığım yerde ölmekten korkuyorum. Bana şifa vermesi için Allaha dua et!” dedi. Bunun üzerine o da üç defa “Ey Allahım! Sada şifa ver!” diye dua etti. Sad, “Ey Allahın Resulü! Benim çok malım var. Bir kızımdan başka varisim yok. Malımın hepsini vasiyet edeyim mi?” diye sordu. Resulallah , “Hayır!” dedi. “Üçte ikisini vasiyet edeyim mi?” dedi. Yine “Hayır!” dedi. “Yarısını vasiyet edeyim mi?” dedi. Resulallah yine “Hayır!” dedi. “Üçte birini vasiyet edeyim mi?” deyince Resulallah , “Evet… Üçte bir. Üçte bir, çoktur.Malından yaptığın harcama senin için sadakadır. Ailen için yaptığın harcama senin için sadakadır. Akrabaların için yaptığın harcama senin için sadakadır. Aileni mutlu bir halde -ya da zenginlik içinde- bırakman, elbette ki, onları insanlara el açar vaziyette bırakmandan daha iyidir.” buyurdu. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam b. Yahya haber verdi; dedi ki: Bize Katade, Yunus b. Cübeyrden; o da Muhammed b. Saddan naklen [Muhammedin] babasının şöyle dediğini haber verdi: Peygamber , ben Mekkede iken bana geldi. Ben vasiyette bulunmak istedim. Dedim ki: “Benim sadece tek bir kızım var. Malımın hepsini vasiyet edeyim mi?” Allah Resulü , “Hayır!” dedi. “Yarısını vasiyet edeyim mi?” diye sordum. Yine “Hayır!” dedi. “Üçte birini vasiyet edeyim mi?” dedim. Resulallah , “Evet, üçte bir. Üçte bir, çoktur.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Vüheyb haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Osman b. Huseym, Amr b. el-Kariden; o, babasından, o da [Amrın] dedesi Amr b. el-Kariden şunu nakletti: Allah Resulü geldi. Huneyne çıktığı zaman Sadı hasta olarak geride bıraktı. Ciraneden umre yapmak üzere geldiği zaman Sad acı içinde kıvranırken onun yanına geldi. Sad ona dedi ki: “Ey Allahın Resulü! Benim malım var. Kelale olarak miras bırakıyorum. Malımı vasiyet mi edeyim, yoksa sadaka olarak mı vereyim?” Allah Resulü , “Hayır!” dedi. “Üçte ikisini vasiyet edeyim mi?” diye sordu. Resulallah , “Hayır!” dedi. “Yarısını vasiyet edeyim mi?” dedi. Yine “Hayır!” dedi. “Üçte birini vasiyet edeyim mi?” diye sordu. Allah Resulü , “Evet, bu çoktur. -veya büyüktür.-” dedi. Sad, “Ey Allahın Resulü! Ben [daha önce] hicret edip çıktığım evde mi ölmüş olacağım?” diye sordu. Resulallah , “İnşallah Allah seni [katına] yüceltecektir. Böylelikle bir kısım insanlar senden dolayı zarar, diğer bir takım kişiler de fayda görürler.” [Sonra bana dönüp şöyle buyurdu:] “Ey Amr b. el-Kari! Sad benden sonra burada ölürse onu şu Medine yolunda defnet.” Eliyle [ orayı] böyle işaret etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Süfyan b. Uyeyne, İsmail b. Muhammedden naklen Abdurrahman el-Arecin şöyle dediğini anlattı: Allah Resulü Sad b. Ebu Vakkasın yanında bir adam bıraktı ve dedi ki: “Şayet Sad Mekkede ölürse onu orada defnetme!” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Süfyan b. Uyeyne, Muhammed b. Kaysdan naklen Ebu Bürde b. Ebu Musanın şöyle dediğini anlattı: Sad b. Ebu Vakkas, Peygambere, “İnsanın hicret edip ayrıldığı yerde ölmesini çirkin görür müsün?” diye sordu. O da cevaben “Evet.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne, İbn Ebu Necihten; o da Mücahidden naklen Sad b. Ebu Vakkasın şöyle dediğini haber verdi: Ben hastalandım, Allah Resulü ziyaretime geldi. Allah Resulü elini [göğsümde] iki mememin arasına koydu. Elinin soğukluğunu yüreğimde hissettim. Sonra buyurdu ki: “Sen kalp hastası bir adamsın. Sakifin kardeşi Haris b. Keledeye git. O tabiplik yapan bir kişidir. Onu ziyaret et. Medinenin güzel hurma ağacından yedi tane meyve alsın. Onları çekirdekleriyle beraber ezsin, sonra sana içirsin.” Bize Affan b. Müslim ile el-Hasan b. Musa el-Eşyeb haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Seleme, Simak b. Harbden naklen Musab b. Sadın şöyle dediğini haber verdi: Babamın başı, vefat ettiğinde benim kucağımda idi. Gözlerim dolunca bana baktı ve “Sevgili oğlum! Niye ağlıyorsun?” dedi. “Mertebene ve [şu anda] gördüğüm durumuna.” dedim. “Bana ağlama!” dedi ve devam etti: “Allah asla bana azap etmeyecektir. Ben Cennet ehlindenim. Allah için amel işledikleri müddetçe Allah, müminlere iyiliklerinin karşılığını verir. Kafirlere gelince, iyilikleri sebebiyle onların [azabını] hafifleştirir. İyilikleri tükendiği zaman şöyle buyurur: Her amel işleyen kişi, kimin için o ameli işlemişse karşılığını ondan istesin!”