Bize Veki b. el-Cerrah, Süfyandan; o, Sad b. İbrahimden; o da Abdullah b. Şeddaddan naklen Ali b. Ebu Talibin şöyle dediğini haber verdi: “Babam ve annem sana feda olsun!” sözünü, Allah Resulünün Saddan başka biri için söylediğini duymadım. Ben onun Uhud günü şöyle dediğini duydum: “[Ok] at, ey Sad! Babam ve annem sana feda olsun!” Bize Abdullah b. Nümeyr, Yahya b. Saidden naklen Said b. el-Müseyyebin şöyle dediğini haber verdi: Sad b. Ebu Vakkası, Allah Resulünün Uhud günü kendisine “Annem babam sana feda olsun!” dediğini anlatırken duydum. Bize İsmail b. İbrahim el-Esedi, Eyyubdan şunu nakletti: Ayşe bt. Sadın şöyle dediğini duydum: Vallahi benim babam, Allah Resulünün Uhud günü kendisi için [sana feda olsun! sözünde] hem babasını, hem annesini birlikte söyleyerek “Annem babam sana feda olsun!” dediği kişidir. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Sad b. Ebu Vakkasın zürriyetinden olan Muhammed b. Bicad, babasından bahsederken, “Ayşe bt. Sadın şöyle dediğini” duyduğunu haber verdi: Allah Resulü , Uhud günü ona “Babam ve annem sana feda olsun!” dedi. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Bicad, Ayşe bt. Saddan naklen [Ayşenin] babası Sad b. Ebu Vakkasın şöyle dediğini haber verdi: Dikkat edin! Ulaştı mı Allah Resulüne? Dostluğumuoklarımın uçlarıyla koruduğum, O oklarla düşmanları nasıl da kovduğum, Her türlü zorluk ve her türlü kolaylıkla… Benden önce hiçbir okçu, Allah Resulü ile Beraber ok hazırlayıp atan okçu sayılmaz bile… Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize İsmail b. Ebu Halid, Kays b. Ebu Hazimin şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulünün Sad b. Malike şöyle dediği bana ulaştı: “Ey Allahım! Dua ettiği zaman onun duasına icabet et!” Bize Abdülaziz b. Abdullah el-Üveysi haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Cafer ez-Zühri, İsmail b. Muhammed b. Saddan naklen Sadın şöyle dediğini haber verdi: “Yüzümde dokunacağım tek bir kıl bulunmazken Bedire katıldım. Ondan sonra Allah sakalımı çoğalttı.” Bu ifadesiyle çok sayıda çocuğunun olduğunu kast etmektedir. [Dediler ki:] Sad Bedire ve Uhuda katıldı. İnsanlar kaçıştığı zaman Uhudda Allah Resulü ile beraber sebat etti. Hendek savaşına, Hudeybiye seferine, Hayberin ve Mekkenin fethine katıldı. Mekkenin fethinde Muhacirlerin üç sancağından biri ondaydı. Bütün seferlere Allah Resulü ile beraber katılmıştı. Allah Resulünün sahabeleri arasındaki ünlü okçulardan idi. Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Leys b. Sad, Muhammed b. Aclandan; o da isimlerini verdiği bir topluluktan şunu nakletti: “Sad, siyaha boyanırdı.” Bize İsmail b. Abdullah b. Ebu Üveys haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. el-Muttalib, Yunus b. Yezid el-Eyliden; o, İbn Şihabdan; o da Sad b. Ebu Vakkasdan: “Kendisinin [saçını-başını] siyaha boyadığını” nakletti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Bükeyr b. Mismar, Ayşe bt. Sadın şöyle dediğini anlattı: Babam kısa boylu, şişman, sert görünümlü, başı büyük, kalın parmaklı, saçlı bir adamdı. O, siyaha boyanırdı. Bize Halid b. Mahled haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Ömer, Vehb b. Keysanın şöyle dediğini haber verdi: Sad b. Ebu Vakkasın ipek-yün karışımı elbise giydiğini gördüm. Bize Veki b. el-Cerrah, Ebu Sad Said b. el-Merzübandan naklen Amr b. Meymunun şöyle dediğini haber verdi: Sad, bir müstüka [giyinmiş halde] bize imam oldu. Bize Kabisa b. Ukbe, Süfyandan; o da Hakim b. ed-Deylemiden şunu nakletti: Sad çakıl taşlarıyla tesbih çekerdi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize İsrail, ona Ebu Husayn, ona Musab b. Sad, ona da Sad b. Ebu Vakkas “kendisinin altın yüzük taktığını” haber verdi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Kays b. er-Rebi, İmran b. Musa b. Talhanın şöyle dediğini haber verdi: Bana Muhammed b. İbrahim b. Sad, babasından naklen [dedesi] Sadın parmağında altın bir yüzük olduğunu haber verdi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Yunus b. Ebu İshak, ona Musab b. Sad, ona da Sad, “kendisinin sarımsak yemek istediği zaman kıra çıktığını” haber verdi. Bize İsmail b. İbrahim el-Esedi, Eyyubdan naklen Muhammedin şöyle dediğini haber verdi: Sadın şunları söylediği bana ulaştı: Bu gömleğimle hilafete benden daha layık kimse olduğunu zannetmiyorum. Cihada aklım kestiği zaman cihat ettim. Benden daha üstün bir adam olursa kendimi helak etmem. Bana iki gözü, bir dili ve iki dudağı olan bir kılıç getirip de o kılıç “Şu mümindir, şu kafirdir.” demedikçe savaşmam. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Şube, Yahya b. el-Husaynın şöyle dediğini haber verdi: Aşiretimize mensup kişiler konuşurlarken onlardan, babam ile Sad arasında geçen şu diyalogu aktardıklarını duydum: Babam Sada, “Seni savaşmaktan men eden şey nedir?” demiş. O da “Mümini tanıyıp kafirden ayıran bir kılıcı bana getirmediğiniz müddetçe savaşmam.” diye cevap vermiş. Bize Affan b. Müslim ile arim b. el-Fadl haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd haber verdi; dedi ki: Bize Yahya b. Said, es-Saib b. Yezidden şunu nakletti: Sad b. Ebu Vakkas ile Medineden Mekkeye gidinceye kadar arkadaşlık ettim. Dönünceye kadar Peygamberden tek bir hadis bile naklettiğini duymadım. Bize Yahya b. Abbad haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi; dedi ki: Bize Sad, teyzesinden şunu nakletti: Onlar Sad b. Ebu Vakkasın yanına gitmişler. Ona bir şey sorulunca, susmuş ve “Ben size bir şey söylerim, siz onun üzerine yüz şey eklersiniz diye korkuyorum.” demiş.