Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Cafer ez-Zühri, Yakup b. Utbenin şöyle dediğini anlattı: Abdurrahman b. Avf yetmiş beş yaşında iken hicretin 32. senesinde vefat etti. Veki b. el-Cerrah, Haccac b. Muhammed ve Yahya b. Hammad haber verdiler; dediler ki: Bize Şube, Sad b. İbrahimden naklen [Sadın] babasının şöyle dediğini anlattı: Sad b. Maliki [Ebu Vakkası] , Abdurrahman b. Avfın tabutunun iki ayağının yanında, “Vah dağ [gibi yiğidim] vah!” diye söylenirken gördüm. Yahya b. Hammad, rivayetinde onun tabutu kendi omuzuna koyduğunu söyledi. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. el-Mismar, Sad b. İbrahimden naklen [Sadın] babasının şöyle dediğini anlattı: Sad b. Ebu Vakkası Abdurrahman b. Avfın tabutunu ortasından omuzladığını gördüm. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Sad, babasından naklen dedesinin, Abdurrahman b. Avf öldüğünde Ali b. Ebu Talibin şöyle dediğini duyduğunu haber verdi: “Git, ey Avfın oğlu! Onun [hayatın] saf ve duru haline kavuştun, bulanık halini geride bıraktın.” Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Sad, babasından naklen dedesinin, Abdurrahman b. Avf öldüğünde Amr b. el-asın şöyle dediğini duyduğunu haber verdi: “Haydi, git ey Avfın oğlu! Gerçekten sen hiçbir şeyi eksik bırakmayan bir toklukla [üzerine düşen dini ve dünyevi tüm görevleri noksansız olarak yerine getirmiş bir halde] gidiyorsun.”