Bize Abdülaziz b. Abdullah el-Üveysi haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Cafer, Ümmü Bekir bt. el- Misverden naklen [Ümmü Bekirin] babasının şöyle dediğini haber verdi: Abdurrahman b. Avf, şurada görev aldığı zaman insanlar içinde en çok halife olmasını arzu ettiğim kişi o idi. O bundan vazgeçtiği takdirde Sad b. Ebu Vakkasın olmasını isterdim. Derken Amr b. el-as bana geldi ve dedi ki: “Kendisinin daha hayırlı olduğunu bildiği halde başkasının bu işe getirilmesi durumunda dayının Allaha [nasıl hesap vereceği konusundaki] düşüncesi nedir?” [Sözünün devamında] bana, “Ama ben [böyle olsun] istemem.” dedi. Ben de Abdurrahmana geldim ve bunu ona söyledim. “Sana bunu kim söyledi?” dedi. “Söylemem.” dedim. “Bunu bana söylemezsen seninle ebediyen konuşmam.” dedi. Ben de “Amr b. el-as.” dedim. Bunun üzerine “Vallahi bir hançerin alınıp boğazıma dayatılması, sonra da boğazımın bir yanından öbür yanına geçirilmesi bana bundan [hilafetten] daha sevimlidir.” dedi. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Ebül-Mualla el-Cezeri, Meymun b. Mihrandan; o da İbn Ömerden şunu nakletti: Abdurrahman b. Avf şura üyelerine dedi ki: “Ne dersiniz? Ben kendim bu işten vazgeçip sizin içinizden birisini seçeyim mi?” Ali hemen “Evet” dedi. “İlk razı olan kişi benim. Çünkü Allah Resulünün , [senin hakkında]: Sen hem gök ehli içinde, hem de yer ehli içinde güvenilir bir kişisin. dediğini duydum.” [Dediler ki:] Ömer b. el-Hattab hicri 13. yılda halife olunca o sene içinde hacca Abdurrahman b. Avfı gönderdi. O da böylece insanlarla beraber hac farizasını eda etti. Aynı zamanda o, Ömerin hicri 23. senede yaptığı son haccında Ömer ile beraber hac ibadetini yerine getirdi. Ömer o sene Peygamberin eşlerine hac ibadetini yapmaları için izin vermişti. Onlar hevdeclerde taşındılar. Osman b. Affan ile Abdurrahman b. Avfı onların beraberinde gönderdi. Osman bineğiyle beraber onların önünden gidiyordu ve hiç kimsenin onlara yaklaşmasına izin vermiyordu. Abdurrahman b. Avf ise bineğinin üzerinde onların arkasından gidiyordu ve hiç kimsenin onlara yaklaşmasına izin vermiyordu. Onlar Ömer ile beraber her konak yerinde konaklıyorlardı. Osman ve Abdurrahman da geçitlerde onlarla beraber konaklıyor ve onlara geçitlerde peçe taktırıyorlardı. Geçidin girişinde konaklıyorlar, hiç kimsenin onların yanından geçmesine müsaade etmiyorlardı. Osman b. Affan hicri 24 senesinde halife olunca o sene Abdurrahman b. Avfı hacca gönderdi. O da insanlarla beraber hac görevini ifa etti. Bize Muhammed b. Kesir el-Abdi haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. Kesir, ez-Zühriden naklen İbrahim b. Abdurrahman b. Avfın şöyle dediğini haber verdi: Abdurrahman b. Avf [bir ara] bayıldı. Sonra ayıldı ve “Bayıldım mı?” dedi. “Evet” dediler. O zaman dedi ki: “Bana sert ve haşin görünümlü iki melek veya iki adam geldi. Beni götürdüler. Sonra bana daha yumuşak ve merhametli iki adam ya da iki melek geldi. Dediler ki: Bunu nereye götürmek istiyorsunuz? Onlar: Aziz ve emin olan [Allaha ] götürüyoruz. dediler. [Sonra gelenler], Onu serbest bırakın çünkü o daha annesinin karnında iken kendisi için saadet yazılmış kimselerdendir. dediler.” Bize Muhammed b. Hamid el-Abdi haber verdi; dedi ki: Bize Mamerden; o, ez-Zühriden; o, Humeyd b. Abdurrahman b. Avftan naklen [Humeydin] annesi Ümmü Külsumün -ki o ilk Muhacirlerden idi- “Sabır ve namaz ile Allahtan yardım isteyin…”ayeti hakkında şöyle dediğini haber verdi: Abdurrahman b. Avf bir keresinde bayıldı. [Yanındakiler] son nefesini verecek sandılar. Bunun üzerine onun eşi Ümmü Külsum, kendileri vasıtasıyla yardım istemesinin emrolunduğu şeyler olan sabır ve namazla Allahtan yardım dilemek üzere mescide gitti.