Bize el-Kasım b. Malik el-Müzeni haber verdi. O Abdülmelik b. Atadan, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah bana, Allahtan iki kat hikmeti vermesi için dua etti. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize İsmail b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bana Amr b. Dinar anlattı. O Tavustan, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah beni çağırdı ve başımı mesh ederek “Allahım! Ona hikmeti ve kitabın tevilini öğret.” dedi. Bize Ebu Bekir b. Abdullah Ebu Üveys haber verdi; dedi ki: Bana Süleyman b. Bilal anlattı. O Amr b. Ebu Amrdan, o Hüseyn b. Abdullah b. Ubeydullahtan, o da İkrimeden rivayet etti. Ayrıca bize Halid b. Mahled el-Beceli haber verdi; dedi ki: Bana Süleyman b. Bilal anlattı; dedi ki: Bana Hüseyn b. Abdullah b. Ubeydullah anlattı. O da İkrimeden: Peygamberin şöyle dediğini rivayet etti: “Allahım! İbn Abbasa hikmeti ver ve ona tevili öğret.” Bize Affan b. Müslim ve Süleyman b. Harb haber verdiler; dediler ki: bize Hammad b. Seleme haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Osman b. Huysem haber verdi. O Said b. Cübeyrden, o da İbn Abbastan şöyle rivayet etti: Resulallah Meymunenin evindeydi. Gecenin bir vaktinde abdest için su koydu ve “Ey Allahın Resulü! Bu suyu sana hazırlayan Abdullah b. Abbastır.” dedi. Peygamber, “Allahım! Onu dinde fakih kıl ve ona tevili öğret.” dedi. Bize Hüşeym b. Bişr haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bişr haber verdi. O Said b. Cübeyrden, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. el-Hattab Bedir ehlini içeri alır; beni de onlarla beraber kabul ederdi. [Dedi ki:] İbn Abbas onlara bir şeyler sordu, Ömer de ona sorular sordu; o da cevapladı. Bunun üzerine Ömer, “Bunu gördükten sonra nasıl olur da hakkında serzenişte bulunuyorsunuz.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. el- Fudayl b. Ebu Abdullah haber verdi. O babasından, o da Ata b. Yesardan şöyle haber verdi: Ömer ve Osman Bedir ehliyle beraber İbn Abbası da davet edip onunla istişare ederlerdi. Vefat edene dek Ömer ve Osman döneminde fetva verirdi. Bize Ebu Muaviye ed-Darir ve en-Nadr b. İsmail haber verdiler; dediler ki: Bize el-Ameş haber verdi. O Müslim b. Subayhtan, o da Mesruktan şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah dedi ki: “Eğer İbn Abbas bizim yaşlarımıza gelseydi, herhangi birimiz onun onda biri etmezdi.” Nadr, kendi hadisinde şunu ekledi: “Kuranın tercümanı İbn Abbastır ne kadar mükemmeldir!” Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi. O Malik b. Miğvelden, o da Seleme b. Küheylden şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah, “Kuranın tercümanı İbn Abbas ne kadar mükemmeldir!” dedi. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Cüveybir haber verdi. O ed-Dahhaktan, o da İbn Abbastan rivayet etti: Allah Tealanın “…Onları pek az kimse bilir…” ayeti hakkında “Ben, o azlardan biriyim, onlar yedi kişidir.” dedi. Bize Süfyan b. Uyeyne haber verdi. O Ubeydullah b. Ebu Yezidden şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbastan bir şey sorulduğunda eğer Kuranda varsa ondan haber verirdi. Eğer Kuranda olmayıp Peygamberden gelen bir şeyse onu haber verirdi. Ne Kuranda ne de Peygamberden gelende olmayıp Ebu Bekirden ve Ömerden gelende ise ondan haber verdi. Eğer bunlardan gelen bir şey yoksa kendi reyi ile içtihad ederdi. Bize Ebu Üsame Hammad b. Üsame haber verdi; dedi ki: el-Ameş dedi ki: Bize Mücahidden haber verildi: Fazla bilgisinden dolayı İbn Abbas el-Bahr (deniz) diye isimlendirilirdi. Bana İbn Cüreycden haber verildi. O Atadan şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbasa el-Bahr denilirdi. [Dedi ki:] Ata “el-Bahr dedi ki, el-Bahr şöyle yaptı.” derdi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan haber verdi. O Leysten, o da Tavustan rivayet etti. Ayrıca bize Kabisa b. Ukbe haber verdi. O Süfyandan, o Cüreycden, o da Tavustan şöyle dediğini rivayet ettiler: İbn Abbastan daha bilgili kimse görmedim. Bize İsmail b. Ebu Mesud haber verdi. O Abdullah b. İdristen, o da Leys b. Ebu Süleymden şöyle dediğini rivayet etti: Tavusa dedim ki: “(İbn Abbası kastederek) Bu çocuğa takıldın kaldın. Resulallahın ashabından büyükleri terk ettin.” Dedi ki: “Resulallahın ashabından yetmiş kişinin bir konuda tartıştıklarında İbn Abbasın görüşüne döndüklerini gördüm.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd haber verdi; dedi ki: Bize Ali b. Zeyd haber verdi; dedi ki: Bana Said b. Cübeyr ve Yusuf b. Mihran anlattılar: İbn Abbasa Kurandan çokça sorulurdu. Kendisi de, “Bu böyle böyledir. Şairin şöyle şöyle dediğini duymadınız mı?” derdi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd haber verdi. O ez-Zübeyrden, o da İkrimeden şöyle dediğini rivayet etti: Ali ve İbn Abbas…Bu ikisinden Kuranı en iyi bilen İbn Abbastı. Mübhematı en iyi bilen de Ali idi Bize Ravh b. Ubade haber verdi veya ondan sağlam bir şekilde geldi. O da İbn Cüreycden şöyle dediğini rivayet etti: Ata dedi ki: Bazı insanlar İbn Abbasa şiir için, bazıları ensab için, bazıları Arap savaşları ve olayları için gelirlerdi. Gelenlerden her bir grup dilediğini elde etmiş olarak dönerdi. Bize Abdullah b. Cafer er-Rakki haber verdi; dedi ki: Bize Mutemer b. Süleyman haber verdi. O babasından, o da el-Hasandan şöyle dediğini rivayet etti: Basrada ilk tanınan İbn Abbastı. Ağzından sözün döküldüğü bir memba ve çok bilgiliydi. Bakara suresini okudu ve ayet ayet tefsir etti. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Cerir b. Hazim haber verdi. O Yala b. Hakimden, o İkrimeden, o da İbn Abbasın şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah vefat ettiğinde Ensardan bir adama, “Haydi, gidelim! Resulallahın ashabından soralım. Bu gün çoklar (henüz hayattalar).” dedim. Bana dedi ki: “Ne acayip adamsın ey İbn Abbas! İnsanlar arasında Resulallahın ashabı olduğu halde sana muhtaç olduklarını görmüyor musun? Aralarında kim var?” dedi. Adamı bırakıp Resulallahın ashabından hadisi sormaya başladım. Adamda bir hadisin olduğunu duyduğumda ona gider, kapısında abamı yastık yapar, dayanırdım. Rüzgar üzerime toprağı serperdi. Adam dışarı çıkar ve beni görür; “Ey Allah Resulünün amcazadesi! Seni buraya getiren neydi? Haber gönderseydin yanına gelirdim.” derdi. Ben ona, “Hayır, benim senin yanına gelmem daha haktır.” diyerek hadisi sorardım. O Ensari adam, insanların benim etrafımda toplanıp bana soru sorduklarını görene kadar yaşadı. “Bu genç benden daha akıllıdır.” derdi. Bana Muhammed b. Amrdan haber verildi. O Ebu Selemeden, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın hadislerinin çoğunu Ensarın yanında buldum. Adamın yanına gelirdim ve onu yatmış bulurdum. Eğer uyandırılmasını istesem benim için uyandıracaklar; ama adam uykusundan ne zaman uyanırsa uyansın onun kapısında oturur beklerdim. Rüzgar tozları yüzüme serperdi. İstediğimi sorar, sonra ayrılırdım. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi. O Süfyan es- Sevriden, o Salim b. Ebu Hafsadan, o da Ebu Külsumdan şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbas defnedilince İbnül-Hanefiyye, “Bugün bu ümmetin rabbanisi öldü.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Ebüz-Zinad anlattı. O babasından, o da Ubeydullah b. Abdullah b. Utbeden şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbas, bazı özellikleriyle insanları geçmişti: Kendisinden önce geçmiş ilimle, görüşüne ihtiyaç duyulan fıkıhla, yumuşaklıkla, neseple ve (Tercümanül-Kuran) ünvanına nail olmakla… Ne Resulallahın hadisinde, ne Ebu Bekirin, Ömerin ve Osmanın hükümlerinde, ne fıkhi görüşlerinde, ne şiirde, ne Arapçada, ne Kuran tefsirinde, ne hesapta, ne feraizde, ne de geçmişte olan olaylar hakkında ondan daha bilgili kimse görmedim. Ona ihtiyaç duyulduğunda ondan daha isabetli görüşü olan kimse görmedim. Gelir otururdu ve bir gün fıkhı, bir gün tevili, bir gün megaziyi, bir gün şiiri, bir gün Eyyamül-Arabı anlatırdı. Onunla oturan hiçbir alim görmemişim ki, ona baş eğmiş olmasın. Ona soran hiçbir kimseyi görmemişim ki, onda bir ilim ve cevabını bulmuş olmasın. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Davud b. Cübeyr anlattı; dedi ki: İbnül-Müseyyebin şöyle dediğini duydum: İbn Abbas insanların en bilgilisidir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Sebre haber verdi. O Musa b. Saddan, o amir b. Sad b. Ebu Vakkastan şöyle dediğini rivayet etti: Babamın şöyle dediğini duydum: “İbn Abbastan daha hazır görüşlü, daha akıllı, ondan daha alim ve daha halim kimse görmedim. Ömerin, etrafında Bedir ehlinden Muhacir ve Ensara mensub ashab olduğu halde onu büyük problemleri çözmek için çağırdığını ve “Haydi çöz bakayım! Sana bir mesele geldi.” dediğini ve onun sözünün dışına çıkmadığımızı gördüm.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. Davud b. el-Husayn haber verdi. O babasından, o da Nebhandan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın hanımı Ümmü Selemeye, “İnsanların İbn Abbas için izdiham yaptıklarını görüyorum.” dedim. Ümmü Seleme, “O, geride kalanların en bilginidir.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Vakıd b. Ebu Yasir haber verdi. O bize Talha b. Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Bekirden, o babasından, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Hac gecelerinde insanların İbn Abbas etrafında halkalandıklarını gördü. Kendisine menasik soruluyordu. Ayşe dedi ki: “O, kalanlar arasında menasiki en iyi bilendir.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Sebre anlattı. O Mervan b. Ebu Saidden, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Bir gün Ömerin yanına gitmiştim. Kendisine Yala b. Ümeyyenin Yemenden yazdığı bir meseleyi bana sordu; cevabını verdim. Ömer, “Senin nübüvvet evinden konuştuğuna şehadet ederim.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Sebre, o Amr b. Ebu Amrdan, o da Ebu Mabedden şöyle dediğini rivayet etti: İbn Ömerin şöyle dediğini işittim: “En bilginimiz İbn Abbastır.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Sebre anlattı. O Amr b. Ebu Amrdan, o da İkrimeden öyle dediğini haber verdi: Muaviye b. Ebu Süfyanın şöyle dediğini duydum: “Vallahi senin mevlan ölenlerin ve yaşayanların en fakihidir.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İbn Ebu Vale haber verdi. O el-Hakem b. Ebandan, o da İkrimeden şöyle dediğini rivayet etti: Kab el-Ahbar dedi ki: “Mevlan, bu ümmetin rabbanisidir. O ölenlerin ve yaşayanların en bilgilisidir.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Mamer b. Raşid anlattı. O İbn Tavustan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: “İbn Abbas, ilimde derinleşenlerdendir (er-Rasihune fil-ilm)” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Bişr b. Ebu Müslim anlattı. O Tavustan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbas, verimli bir hurma ağacının cılız hurma ağaçlarına verimde üstünlüğü gibi insanlara ilimde öyle üstündü. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mamer b. Raşid haber verdi. O Abdülkerim b. Malikten, o da Said b. Cübeyrden şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbas bana hadis rivayet ettiğinde başını öpmemi kabul etseydi öperdim. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Musa b. Muhammed b. İbrahim et-Teymi haber verdi. O babasından, o da Malik b. Ebu amirden şöyle dediğini rivayet etti: Talha b. Ubeydullahı şöyle derken işittim: “İbn Abbasa ilim, anlayış ve kavrama melekesi verilmişti. Ömer b. el-Hattabın başkasını ona tercih ettiğini hiç görmedim.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mahreme b. Bükeyr haber verdi. O babasından, o Büsr b. Saidden, o da Muhammed b. Übey b. Kabdan şöyle dediğini rivayet etti: Babam Übey b. Kabın şöyle dediğini işittim: İbn Abbas yanındaydı; kalkıp gitti: “Ümmetin bilgini (hibri) bu olacaktır. Kendisine akıl, anlayış ve kavrama verilmiştir. Resulallah ona, dini anlaması için duada bulunmuştur.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana es-Sevri haber verdi. O Leys b. Ebu Süleymden, o Ebu Cehdamdan, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Cibrili iki kez gördüm ve Resulallah bana iki kez dua etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Ebüz-Zinad anlattı. O babasından şöyle rivayet etti: Ömer b. el-Hattab, hummaya yakalanan İbn Abbası ziyarete geldi. “Hastalığın bize yerini boş bıraktırdı. Allah yardımcımız olsun.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Musa b. Ubeyde anlattı. O da Ebu Mabedden şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbası şöyle derken duydum: “Bana hiçbir kimse hadis söylemiş olmasın ki, onu kavramış olmayayım. Übey b. Kab uykudayken kapısına gelir, dinlenirdim. Peygambere olan yakınlığımdan dolayı eğer benim geldiğimi bilseydi kendisinin uyandırılmasını arzu ederdi. Ancak onu bıktırmayı arzu etmiyordum.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ubeydullah b. Alinin mevlası Faid anlattı. O Ubeydullah b. Aliden, o da ninesi Selmadan şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbası yanında, Ebu Rafiden Resulallahın fiilerinden bazı şeyler yazdığı levhalar olduğu halde gördüm. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Kudame b. Musa haber verdi. O da Ebu Seleme el-Hadramiden şöyle dediğini işittiğini rivayet etti: İbn Abbası şöyle derken işittim: “Resulallah ashabından Muhacir ve Ensarın büyükleriyle oturur, kalkardım. Onlardan Resulallah gazvelerini ve bu konuda inen ayetleri sorardım. Yanlarına gittiklerimin hepsi Resulallaha yakınlığımdan dolayı gelişime sevinmişlerdir. Bir gün Übey b. Kabdan Medinede inen Kuranı sormaya başladım. Kendisi ilimde derinleşen kimselerdendi. Bana, Yirmi yedi sure Medine de indi. Diğerleri ise Mekkede indi. dedi.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Yahya b. el-Ala anlattı. O Abdülmecid b. Süheylden, o İkrimeden şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah b. Amr b. el-ası şöyle derken işittim: “Aramızda İbn Abbas, geçmişi en iyi bilen, ineni en iyi anlayan ve hakkında bilgi bulunmayan konularda en bilginimizdi.” İkrime dedi ki: “İbn Abbasa onun bu sözünü haber verdim; dedi ki: Onda Çok ilim vardır. Çünkü Peygamberden helali ve haramı sorardı.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan haber verdi. O Ebu Selemeden, o Habib b. Ebu Sabitten, o da Tavusun şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbasa muhalefet edip sonra ikna olmadan oradan ayrılanı görmedim. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Yahya b. el-Ala anlattı. O Yakup b. Zeydden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Cabir b. Abdullaha İbn Abbasın vefat haberi geldiğinde elini bir diğer eline vurarak şöyle dediğini işittim: “İnsanların en alimi, en halimi öldü. Ümmet onun ölümüyle kapanmayan bir musibete maruz kalmıştır.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Yahya b. el-Ala anlattı. O Ömer b. Abdullahtan, o Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazmdan şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbas vefat edince Rafi b. Hadic, “İlimde doğu ile batı arasında bulunanların kendisine ihtiyaç duyduğu insan bu gün ölmüştür.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdülhamid b. Cafer haber verdi. O babasından, o Ziyad b. Minadan şöyle dediğini rivayet etti: Medinede İbn Abbas, İbn Ömer, Ebu Said el-Hudri, Ebu Hüreyre, Abdullah b. Amr b. el-as, Cabir b. Abdullah, Rafi b. Hadic, Seleme b. el- Ekva, Ebu Vakıd el-Leysi ve Abdullah b. Buhayne gibi Resulallahın ashabı, Osman vefat edinceye dek Peygamberden hadis rivayet edip fetva verdiler. Bunların fetva ehli olanları ise İbn Abbas, İbn Ömer, Ebu Said el- Hudri, Ebu Hüreyre ve Cabir b. Abdullahtı.