Bize Yala b. Ubeyd haber verdi; dedi ki: Bize el-Ameş haber verdi. O Amr b. Mürreden, o Ebül-Bahteriden, o da Aliden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah beni Yemene gönderdi. Ona, “Ey Allahın Resulü! Ben daha gencim. Onlar arasında hüküm vereceğim. Ben kadılığın ne olduğunu bilmem.” dedim. Eliyle göğsüme vurdu. Sonra “Allahım! Kalbine hidayet ver, dilini sabit kıl.” diye dua etti. Kuru taneyi bitiren Allaha and olsun ki, ondan sonra iki kişi arasında hüküm verirken hiç tereddüt etmedim. Bize el-Fadl b. Anbase el-Hazzar el-Vasıti haber verdi; dedi ki: Bize Şerik haber verdi. O Simaktan, o Haneş b. el-Mutemerden, o da Aliden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah beni Yemene kadı olarak gönderdi. Ona, “Ey Allahın Resulü! Beni, bana soru soracak bir kavme gönderiyorsun. Halbuki ben kadılığı bilmiyorum.” dedim. Elini göğsüme koydu ve “Allah senin kalbine hidayet verecek ve dilini de sabit kılacaktır. İki hasım gelip önünde oturduklarında ilk adamı dinlediğin gibi diğerini de dinlemeden hüküm verme. Hüküm vermen kolay olur.” dedi. Ondan sonra kadı olarak devam ettim veya hiçbir hükümde şüpheye düşmedim. Bize Ubeydullah b. Musa el-Absi haber verdi; dedi ki: Bize Şeyban haber verdi. O Ebu İshaktan, o Amr b. Hubşiden, o Hariseden, o Aliden rivayet etti. Ayrıca bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bana İsrail anlattı. O Ebu İshaktan, o Hariseden, o da Aliden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah beni Yemene gönderdi. Ona “Ey Allahın Resulü! beni yaşlı ve lider insanlara gönderdin. İsabet etmeyeceğimden korkuyorum.” dedim. Resulallah bana, “Allah dilini sabit kılacak, kalbine de hidayet verecektir.” buyurdu. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Ayyaş haber verdi. O Nusayrdan, o Süleyman el-Ahmesiden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Ali dedi ki: “Vallahi, bir ayet inmiş olmasın ki, o ayetin ne için nazil olduğu, nerede nazil olduğu ve kimin için indiğini bilmeyeyim. Allah bana, idrak eden bir kalb ve açık bir dil verdi.” Bize Abdullah b. Cafer er-Rakki haber verdi; dedi ki: Bize Ubeydullah b. Amr haber verdi. O Mamerden, o Vehb b. Ebu Dübeyden, o da Ebüt-Tufeylden şöyle dediğini rivayet etti: Ali, “Bana Allahın kitabından sorun. Hiç bir ayet yoktur ki, onun gece mi gündüz mü, düzlükte mi dağda mı indiğini bilmeyeyim.” Bize İsmail b. İbrahim Eyyub ve İbn Avn haber verdi. Onlar da Muhammedden şöyle dediğini rivayet ettiler: Bana haber verildiğine göre Ali, Ebu Bekire biat etmekte gecikmişti. Ebu Bekir ile karşılaştı. Ebu Bekir ona, “Yönetici olmamı kerih mi gördün?” diye sordu. Ali, “Hayır! Ben namazın dışında Kuranı bir araya getirmeden abamı giymemeye yemin ettim.” dedi. Bazıları Alinin Kuranı indiği gibi yazdığını iddia etti. Muhammed dedi ki: Eğer bu kitap bulunsaydı içinde ilim bulunurdu. İbn Avn dedi ki: İkrimeden bu kitabı sordum, böyle bir kitabı bilmedi. Bize Muhammed b. İsmail b. Ebu Füdeyk el-Medeni haber verdi. O Abdullah b. Muhammed b. Ömer b. Ali b. Ebu Talibden, o da babasından şöyle rivayet etti: Aliye “Neden Resulallahın ashabı içerisinde hadis rivayeti çok olansın?” dendi. Ali, “Ona sorduğumda bana haber verdi. Sustuğumda o anlattı.” dedi. Bize Süleyman Ebu Davud et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Şube, Simak b. Harbden şöyle dediğini rivayet etti: İkrimeyi İbn Abbastan şöyle rivayet ederken duydum: Eğer güvenilir biri bize Aliden bir fetva naklederse ondan vazgeçmeyiz. Bize Vehb b. Cerir b. Hazim ve Amr b. e-Heysem Ebu Katan haber verdiler; dediler ki: Bize Şube haber verdi. O Ebu İshaktan, o Abdurrahman b. Yezidden, o Alkameden, o da Abdullahtan şöyle dediğini rivayet etti: Kendi aramızda Medinelilerin en bilgin kadısının Ali b. Ebu Talib olduğunu söylerdik. Bize Abdullah b. Nümeyr el-Hemdani haber verdi; dedi ki: Bize İsmail Ebu İshak şöyle haber verdi: Abdullah, “Medinelilerin en alim kadısı Ali b. Ebu Talibdir.” derdi. Bize Halid b. Mahled el-Beceli haber verdi; dedi ki: Bana Yezid b. Abdülmelik b. Muğire en-Nevfeli anlattı. O Ali b. Muhammed b. Rebiadan, o Abdurrahman b. Hürmüz el-Arecden, o da Ebu Hüreyreden şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. el-Hattab dedi ki: “Ali b. Ebu Talib bizim en iyi hüküm verenimizdir.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Seyf b. Süleyman haber verdi. O İbn Alkamenin mevlası Kaystan, o Davud b. Ebu asım es-Sekafiden, o da Said b. el-Müseyyebden şöyle dediğini rivayet etti: Bir gün Ömer b. Hattab arkadaşlarının yanına gelerek onlara, “Bugün yaptığım bir şey hakkında bana, fetva verin.” dedi. “Nedir ey Emirül- Müminin?” dediler. “Yanıma bir cariyem geldi. Gönlüm onu arzuladı ve oruçlu iken onunla yattım.” dedi. Oturanlar olayı büyüttüler. Ali ise konuşmuyordu. Ömer ona, “Ey Ebu Talibin oğlu! Sen ne dersin?” diye sordu. Ali ona, “Helal olan bir şeyi yaptın. Bir gün yerine başka bir gün tutarsın.” dedi. Ömer ona, “Sen bunlar içerisinde en iyi fetva verensin.” dedi. Bize Ubeydullah b. Ömer el-Kavariri haber verdi; dedi ki: Bize Müemmil b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne haber verdi; dedi ki: Bize Yahya b. Said haber verdi. O da Said b. el- Müseyyebden şöyle dediğini rivayet etti: Ömer, Ebu Hasanın çözümünde hazır olmadığı bir problemden Allaha sığınırdı. Bize Yala b. Ubeyd ve Ubeydullah b. Nümeyr haber verdiler; dediler ki: Bize el-Ameş haber verdi. O Habib b. Ebu Sabitten, o Said b. Cübeyrden, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Ömer bize bir hutbe irad ederek şöyle dedi: “Ali bizim en iyi hüküm verenimiz, Übey en iyi okuyucumuzdur. Übeyin söylediği bazı şeyleri terk ediyoruz. Übey, Peygamberden işittim diyor. Übeyin sözünden sonra kitap indiği halde Resulallahın sözünü terk edecek değilim.” Bize Vehb b. Cerir b. Hazim haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi. O Habib b. eş-Şehidden, o İbn Ebu Müleykeden, o da İbn Abbasdan şöyle dediğini rivayet etti: Ömer, “En iyi hüküm verenimiz Ali ve en iyi okuyanımız Übeydir.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn Ebu Nuaym haber verdi; dedi ki: Bize İsrail haber verdi. O Simaktan, o İkrimeden, o da İbn Abbasın şöyle dediğini rivayet etti: Ömer, “En iyi hüküm verenimiz Ali, en iyi okuyucumuz Übeydir. Ancak Übeyin birçok lahnından yüz çeviriyorsunuz.” dedi. Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi; dedi ki: Bize İsmail haber verdi. O da Said b. Cübeyrden şöyle dediğini rivayet etti: Ömer, “Ali hüküm vermede en iyi kadımız, Übey ise en iyi okuyucumuzdur.” dedi. Bize Muhammed b. Ubeyd et-Tanafisi haber verdi; dedi ki: Bize Abdülmelik haber verdi. O da Atadan şöyle dediğini rivayet etti: Ömer, “En iyi hüküm verenimiz Ali, en iyi Kuran okuyucumuz ise Übeydir.” derdi.