Bize Veki b. el-Cerrah ve Ravh b. Ubade haber verdiler. O Şubeden, o Said b. İbrahimden, o Urveden, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: “Dünya ile ahiret arasında muhayyer bırakılmadan hiçbir peygamberin ölmediğini duymuştum.” Ayşe dedi ki: Resulallahın hastalığı sırasında aşırı bir sıkıntı bastığı sırada şöyle dediğini işittim: “Allahın kendilerine nimetler verdiği nebilerle, sıddıklarla, şehitlerle, salihlerle beraber… Onlar ne güzel arkadaştırlar!” dedi. Ona tercih hakkı verildiğini zannettim. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Kesir b. Zeyd haber verdi. O da el-Muttalib b. Abdullah b. Hantabdan şöyle dediğini rivayet etti: Ayşe dedi ki: Resulallah “Hiçbir peygamber yoktur ki önce ruhu kabz olunur, sonra sevabını görür; sonra tekrar ruhu ona döndürülerek ruhunun döndürülmesi ve ölümü arasında kendisine seçenek verilmesin.” dedi. Ayşe dedi ki: Bunu kendisinden daha önce öğrenmiştim. Onu göğsüme dayamıştım. Ona baktım boynu büküldü. Kendi kendime “Vefat etti.” dedim. O zaman dediğini anladım. Ona tekrar baktım. Başını kaldırıp baktı. Kendi kendime, “Vallahi, bizi seçmeyecek!” dedim. Peygamber, “Allahın kendilerine nimetler verdiği nebilerle, Sıddıklerle, şehitlerle, salihlerle beraber… Onlar ne güzel arkadaştırlar!” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O Üsame b. Zeyd el-Leysiden, o da ez-Zühriden rivayet etti; dedi ki: Bize Said b. el-Müseyyeb ilim ehli adamlarla Resulallahın eşi Ayşeden şöyle dediğini haber verdi: Resulallah sağlığında, “Hiçbir peygamber yok ki mutlaka cennetteki yerini görüp sonra kendisine tercih verilmiş olmasın.” derdi. Ayşe dedi ki: Resulallah eceli geldiğinde başı kucağımdaydı. Bir müddet baygın kaldı. sonra uyandığında gözlerini tavana, evin tavanına dikerek, “Allahümme er-Refikul-ala!” (Allahım! En Yüce Dost!) dedi. Ayşe dedi ki: “Şu anda artık bizi tercih etmez!” dedim ve onun sağlığında söylediği hadisin sahih olduğunu anladım. Bu, Resulallahın konuştuğu son sözdü. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. Abdullah anlattı. O ez-Zühriden, o Ebu Bekir b. Abdurrahman b. el- Haristen, o da Resulallahın eşi Ümmü Selemeden şöyle dediğini rivayet etti: Kendi kendime, “Resulallaha seçenek verildi. Öyleyse bizi seçmeyecek!” dedim. Bize Ebu Üsame b. Hammad b. Üsame ve Abdullah b. Nümeyr haber verdiler. Onlar Hişam b. Urveden, o Abbad b. Abdullah ez- Zübeyrden, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah vefat etmeden önce onu göğsüme dayadığım halde, “Allahım! Beni bağışla! Bana merhamet et ve Dost ile beraber kıl!” dediğini duydum. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Enes haber verdi. Ayrıca bize el-Mualla b. Esed haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. el-Muhtar haber verdi. Hepsi Hişam b. Urveden, o da Abbad b. Abdullah ez-Zübeyrden, Ayşenin kendisine şöyle dediğini haber verdi: Resulallah vefat etmeden evvel onu sırtından kucaklamış bir haldeyken şöyle dua ederken duyduğunu söyledi: “Allahım! Beni bağışla. Bana merhamet et ve Refik-i Ala ile beraber kıl” Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Enes haber verdi; dedi ki: Bana Ayşenin şöyle dediği haber ulaştı: Resulallah , “Hiçbir peygamber yoktur ki, kendisine seçenek verilmiş olmasın.” Ayşe dedi ki: Resulallahın “Allahım Beni Refik-i Ala ile beraber kıl.” dediğini işittim. O zaman artık gideceğini anladım. Bize Ubeydin iki oğlu Yala ve Muhammed haber verdiler; dediler ki: Bize İsmail b. Ebu Halid haber verdi. O da Ebu Bürde b. Ebu Musadan şöyle dediğini rivayet etti: Ayşe Peygamberi göğsüne dayamış; ona şifa için dua ediyordu. Resulallah ona, “Hayır! Allahtan Cibril, Mikail ve İsrafille birlikte Refik-i Alail-Esadı diliyorum.” dedi. Bize Enes b. İyad el-Leysi, Safvan b. İsa ez-Zühri ve Muhammed b. İsmail b. Ebu Füdeyk el-Medeni haber verdiler. Onlar Enes b. Ebu Yahyadan, o babasından, o da Ebu Said el-Hudriden şöyle dediğini rivayet etti: Mescitte otururken Resulallah , vefatına neden olan hastalığı sırasında başına bir hırka sarmış olarak yanımıza geldi. Yürüyerek gelip minbere çıktı. Minberde durunca, (Ebu Damre Enes b. İyad ve Safvanın hadisinde), “Resulallahın nefsini yed-i kudretinde tutan Allaha yemin olsun ki!” (Muhammed b. İsmailin hadisinde ise) “Nefsim yed-i kudretinde olan Allaha yemin ederim ki, şu anda kendimi havuzun başında görüyorum. Bir kişiye dünya ve zineti sunuldu; ama o ahireti seçti.” dedi. Onun bu sözünü toplumda Ebu Bekirden başka anlayan olmadı. Ebu Bekir ağladı ve “Ey Allahın Resulü! Anam babam sana feda olsun! Hatta hepimiz, babalarımız evlatlarımız, canlarımız ve mallarımız sana feda olsun!” dedi. Sonra Resulallah , minberden indi ve bir daha minbere çıkmadı.