"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Resulallahın Tebuk Gazvesi

Hicretin 9. yılı Receb ayında, Resulallahın Tebuk seferi meydana geldi. [Dediler ki:] Peygambere Rumların büyük gruplar halinde Şamda toplandıkları, Hiraklın kendi arkadaşlarına bir yıllık azıklarını karşıladığı ve onlara Lahm, Cüzam, amile ve Gassan kabilelerinin katıldığı ve öncülerini Belkaya gönderdikleri haberi geldi. Resulallah insanları bu savaşa katılmaya çağırdı ve iyi hazırlık yapmaları için nereye gideceklerini de alenen açıkladı. Mekkeye ve Arap kabilelerine kendisine katılmaları için haber gönderdi. Sıcakların aşırı olduğu bir dönemdi. Sadaka vermelerini emretti. Allah yolunda Müslümanlar cömertçe sadaka verdiler. Yedi kişi ağlayarak Resulallahın yanına gelip ondan binek istediler. Onlara “Sizi bindirebileceğim bir şey bulamıyorum.” dedi. “Bu uğurda harcayacakları bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden göz yaşları içerisinde geri döndüler.” Bunlar Salim b. Umeyr, Heremi b. Amr, Ulbe b. Zeyd, Ebu Leyla el-Mazini, Amr b. Aneme, Seleme b. Sahr ve İrbad b. Sariye adlı sahabelerdi. Bazı rivayetlerde bu yedi kişi arasında Abdullah b. el-Muğaffel ve Makıl b. Yesar da vardı. Kimi de şöyle dedi: Ağlayanlar (Bekkaun) -Müzeyneden olan- Mukarrinin yedi oğludur. Bu arada münafıklardan bir grup Resulallahın yanına gelip sebepsiz olarak kendisiyle çıkmamak için izin istediler. Seksen yedi kişiydiler. Bedevilerden de Resulallahın yanına gelip özür bildirenler oldu. Onların özürlerini kabul etmedi ve izin vermedi. Seksen iki kişiydiler. Abdullah b. Übey b. Selul ise münafıklardan ve Yahudilerden oluşan kendi yandaşlarıyla Seniyyetülvedada karargah kurmuştu. Denildiğine göre Abdullah b. Übeyin askerleri, Resulallahın askerinden az değildi. Resulallah kendi ordusunun başına Ebu Bekir es-Sıddıki namaz kıldırmak üzere tayin etmişti. Resulallah Medineye Muhammed b. Meslemeyi bıraktı. [Bize göre bu rivayet, “Başkasını bıraktı.” diyenlerin rivayetlerine göre daha sağlamdır.] Resulallah hareket ettiğinde Abdullah b. Übey ve beraberlerindekiler hareket etmeyip yerinde kaldı. Müslümanlardan da (imanından) şek ve şüphe olmadığı halde çıkmayıp Medinede kalanlar oldu. Bunlar Kab b. Malik, Hilal b. Rebi, Mürare b. Rebi, Ebu Hayseme es-Salimi ve Ebu Zer el-Gıfari idi. Resulallah Ensar boylarından her birine ve Arap kabilelerinin her birinin bir sancak veya bayrak almalarını emretti. Resulallah ashabıyla beraber 30.000 kişilik bir orduyla Tebuke kadar yürüdü. At sayısı 10.000 idi. Orada yirmi gece kaldı. Namazları ikişer rekat olarak kılıyordu. Resulallah orada iken Ebu Hayseme es-Salimi ve Ebu Zer el-Gıfari ona yetiştiler. Hirakl o sırada Hıms şehrinde idi. Resulallah 9 yılının Receb ayında Halid b. el-Velidi 420 kişilik bir süvari kuvvetiyle Dumetülcendelde bulunan Ükeydir b. Abdülmelike karşı gönderdi. Dumetülcendel ile Medine arası on beş günlük bir mesafedir. Ükeydir, Kinde kabilesindendi ve onların hükümdarıydı. Aynı zamanda bir hristiyandı. Halid onun yanına vardığında, Ükeydir ve kardeşi Hassan dolunaylı bir gecede kaleden çıkmış, inek sürüsünü kovalıyorlardı. Halidin atlılara bir hamle yaparak onu esir aldılar. Ükeydirin kardeşi Hassan ise direndi ve savaşarak öldürüldü. Beraberlerinde bulunanlar ise kaçtı. Halid kaleye girdi. Ükeydire – Dumetülcendeli teslim etmesi karşılığılığında- onu Resulallahın yanına götüreceğine ve öldürülmeyeceğine dair güvence verdi. Ükeydir istenileni yaptı. Halid onunla 2.000 deve 800 koyun, 400 zırh ve 400 mızrak karşılığında anlaşma yaptı. Ganimetten Peygambere özel bir pay (safi) ayırdı. Sonra humusu hesaplayarak çıkardı. Geri kalanları ise arkadaşlarına paylaştırdı. Ganimetten her bir adama beş pay düştü. Sonra Halid, Ükeydiri kalede bulunan kardeşi Mesadı ve sulhla aldığı ganimetleri yanına alarak Medineye doğru yola çıktı. Ükeydiri Resulallahın yanına götürdü. Resulallah ona hediye verdi ve cizye vermesi koşuluyla anlaştı. Kendisini ve kardeşinin can güvenliği vererek onları serbest bıraktı. Resulallah onlara verdiği güvenceyi ve onlarla yaptığı sulhu ihtiya eden bir belge yazdırdı ve belgeyi tırnağıyla (parmak uçlarıyla) mühürledi. Resulallah Tebukte nöbetçilik görevine Abbad b. Bişri görevlendirmişti. Arkadaşlarıyla beraber askerleri dolaşıyordu. Sonra Resulallah düşmanla karşılaşmadan Tebukten ayrıldı. Hicretin 9. yılı Ramazan ayında Medineye ulaştı. “Bu seferimizde bize, verdiği sevap ve ecirden dolayı Allaha hamd olsun.” dedi. Kendisiyle beraber çıkmayanlar Resulallahın yanına gelip yeminler ettiler. Onların özürlerini kabul etti ve onlar için istiğfarda bulundu. Kab b. Malik ve iki arkadaşının işini, tevbeleri hakkında ayet ininceye kadar erteledi. Bu arada Müslümanlar “Artık cihat işi bitti.” diyerek silahlarını satmaya başladılar. Bu haber Peygambere ulaştı. Onları menetti ve “Deccal ortaya çıkana kadar ümmetimden bir grup, hak üzere cihada devam edeceklerdir.” buyurdu. Bize Attab b. Ziyad haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. el-Mübarek haber verdi; dedi ki: Bize Yunus haber verdi. O ez-Zühriden rivayet etti; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Kab b. Malik haber verdi; dedi ki: Kab b. Malikin şöyle dediğini işittim: “Resulallah herhangi bir gazveye çıkacağında mutlaka başka bir yön söylerdi ve onu gizlerdi. Tebuk gazvesi olunca onu gizlemedi. Şiddetli bir yaz sıcağında, uzun bir yola ve büyük bir düşmana karşı gazveye çıktı. Düşmanlarına karşı onlar gibi hazırlanmaları için Müslümanlara nereye sefer yapacaklarını açıkça anlattı.” Bize Muhammed b. Humeyd el-Abdi haber verdi. O Mamerden, o Abdullah b. Muhammed b. Akil b. Ebu Talibden Allah Tealanın, “sıkıntılı bir zamanda ona uyanlar” ayeti hakkında şöyle dediğini rivayet etti: Tebuk gazvesinde bir deve üzerinde ikişer üçer kişi (nöbetleşe binerek) yola çıktılar. Çıktıklarında hava aşırı sıcaktı. Bir gün aşırı susadılar. Öyle ki develerini kesip işkembelerini sıkarak içindeki suyu içmeye başlamışlardı. Suda zorluk, temizlikte zorluk ve nafakada zorluk vardı. Bize Ebu amir Abdülmelik b. Amr el-Akadi haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. Abdurrahman b. Abdullah b. Hanzale el-Gasil haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Abdullahın bir oğlu veya Abdullah b. Abdurrahman b. Kab b. Malikin oğlu babasından rivayet etti: O babasından, o da dedesinden şöyle dediğini söyledi: Resulallah Perşembe günü Tebuk gazvesine çıktı. Onun son gazvesiydi. Perşembe günü çıkmayı severdi. Bize Abdullah b. Cafer er-Rakki haber verdi; dedi ki: Bize İsa b. Yusuf haber verdi. O el-Evzaiden, o Yahya b. Ebu Kesirin şöyle dediğini nakletti: Resulallah Tebuke gazve düzenledi ve yirmi gece orada kaldı. O sürede yolcu namazı kılardı. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize Humeyd et-Tavil haber verdi. O da Enes b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Tebuk seferinden döndük. Medineye yaklaşınca Resulallah , “Medinede öyle kimseler var ki, yürüdüğünüz bir yol veya geçtiğiniz bir vadi yoktur ki, sizinle olmasınlar” dedi. “Ey Allahın Resulü onlar Medinede oldukları halde mi?” diye sordular. “Evet! Onlara çaresizlik engel oldu.” dedi. Biz İsmail b. Abdülkerim el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bana İbrahim b. Akil b. Makıl haber verdi. O babasından, o Vehbden, o da Cabirin şöyle dediğini rivayet etti: Tebuk gazvesinde Resulallahın şöyle dediğini işittim: “Medinede öyle kimseler var ki, onlar geçtiğiniz her yolda, kat etiğiniz her vadide mutlaka sizinle beraberdirler. Sizinle beraber yola çıkmalarına hastalık engel oldu.”