Sonra Resulallahın gazvelerinden Bedrül-mevid (vaatleşerek çıkılan Bedir) meydana geldi. Bu gazve Bedrül-kital gazvesinden ayrı bir gazvedir. Hicretin 45. ayı Zilkade ayının başında meydana geldi. [Dediler ki:] Ebu Süfyan Uhud günü ayrılırken Müslümanlara şöyle seslendi: “Aramamızda buluşma yeri Bedrüs-safra olsun. Yılın başında sizinle orada buluşup savaşalım.” dedi. Resulallah Ömer b. el- Hattaba, “Evet, inşaallah.” demesini söyledi. İki taraf bu randevuyla birbirinden ayrıldılar. Kureyşliler dönünce bunu arkadaşlarına iletip ona göre hazırlık yaptılar. Sözleştikleri zaman yaklaşınca Ebu Süfyan çıkmayı uygun görmedi. Bu arada Nuaym b. Mesud el-Eşcai Mekkeye gelmişti. Ebu Süfyan ona, “Muhammed ve ashabına Bedirde buluşup savaşmayı vaat ettim. Vakti gelip çattı. Bu yıl da kurak geçti. Halbuki yılın yağmurlu ve iyi geçmesi bizim işimize yarardı. Muhammedin sözleşilen yere gitmesi ve bizim gitmeyişimiz sebebiyle bize karşı cesaretlenmesinden korkuyorum. Gel sana Süheyl b. Amrın kefil olacağı yirmi deve verelim de bunun karşılığında Medineye git ve Muhammedin arkadaşlarını (vaadedilen yere gitmemeleri hususunda) kandır.” dedi. O da “Evet!” dedi. Bunun üzerine vadettiklerini yaptılar. Onu bir deveye bindirerek alelacele yola saldılar. Nuaym Medineye vardı ve ashaba Ebu Süfyanın onlara karşı hazırlıklarından ve silahlarından bahsetti. Bunun üzerine Peygamber, “Nefsim yed-i kudretinde olan Allaha yemin ederim ki, benimle bir tek kişi çıkmazsa dahi yalnız başıma çıkacağım.” dedi. Allah Müslümanlara yardım verdi ve onlardan korkuyu giderdi. Peygamber, Medinede Abdullah b. Revahayı vekil olarak bıraktı. Sancağını ise Ali b. Ebu Talibe verip Müslümanlarla yola çıktı. Müslümanların sayısı 1.500 kişiydi. Orduda on at vardı. Beraberlerinde eşya ve ticaret malları götürdüler. Bedrüs-safra Arapların bir araya geldikleri, Zilkade ayının başında kurulup sekizinci gününe kadar devam eden bir çarşı ve panayır yeriydi. Sonra panayır biter ve insanlar memleketlerine dönerdi. Müslümanlar Zilkade ayının ilk gününde Bedire ulaştılar. Ayın birinci günü panayır kuruldu ve orada sekiz gün kaldılar. Beraberlerinde getirdikleri ticaret mallarını sattılar, ticaretlerinden bir dirheme karşı bir dirhem [bire bir] kazandılar. Sonra geri döndüler. İnsanlar Müslümanların gelişini duydular. Ebu Süfyan ise Kureyşten 2.000 kişi ile Mekkeden yola koyuldu. Yanlarında elli at vardı. Mecenneye kadar gittiler. Mecenne, Merrüzzahran denilen mevkidedir. Sonra Ebu Süfyan arkadaşlarına, “Geri dönün. Bu sene bize yarayacak verimli sene değildir. Develerimizi ağaçlarında otlattığımız ve sütünü içtiğimiz bir yıl olmalı. Bu yılınız kurak bir yıldır. Ben dönüyorum. Siz de dönün.” dedi. Mekkeliler bu orduya Sevik ordusu adını verdiler. “Sevik içmeye çıktılar.” derlerdi. Mabed b. Ebu Mabed el-Huzai, Mekkeye Resulallahın ve ashabının Bedire geliş haberini getirmişti. Safvan b. Ümeyye, Ebu Süfyana, “Gününde sana adamlarını hazırlamanı söylemiştim. İşte gördün! Bize karşı cesaret aldılar ve onlara verdiğimiz sözde durmadığımızı gördüler.” dedi. Sonra Mekkeliler Hendek savaşı için hazırlığına başladılar. Bize Haccac b. Muhammed İbn Cüreyc, Mücahidden rivayet ederek haber verdi; dedi ki: “İnsanlar size karşı ordu toplamışlar.” ayetinde kast edilen Ebu Süfyandır. Ebu Süfyan Uhud günü, Peygambere, “Ey Muhammed! Bedirde arkadaşlarımızı öldürdüğünüz yerde görüşmek üzere!” dedi. Muhammed , “Keşke!” diye temennide bulundu. Resulallah sözleştikleri zamanda orada olmak üzere yola çıkmış ve Bedire gelmişti. Panayırın kurulduğu gün orada bulundu. İşte bu, Allahın şu ayetinde zikredildi: “Bundan dolayı Allahtan bir nimet ve lütufla kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan geri döndüler ve Allahın rızasına uydular. Allah, büyük lütuf sahibidir.” Ayette geçen “fadl” kelimesinin anlamı, “yaptıkları ticaretten kazandıkları”dır. Bu, Resulallahın küçük Bedir gazvesidir.