Sonra Resulallahın gazvelerinden Sevik gazvesi meydana geldi. Resulallah , hicretinin 22. ayının başında, Zilhicce ayının beşinde, Pazar günü es-Sevik gazvesine çıktı. Kendi yerine Medinede Ebu Lübabe b. Abdülmünzir el-Amriyi bırakmıştı. Müşrikler Bedirden dönünce Ebu Süfyan, Peygamber ve arkadaşlarından intikamını almadıkça kendisine yağ kullanmayı haram kılmıştı. Bu nedenle -ez-Zührinin naklettiği hadise göre- 200 atlı ile yola çıktı. İbn Kabın hadisine göre ise kırk süvari ile yola çıktı. Ebu Süfyan ve adamları Necid yolunu (dağlık bölgeyi) izledi. Sonra kendisi gece karanlığından istifade ederek arkadaşlarından gizlice ayrılıp, Resulallah ve ashabının durumunu öğrenmek için, Beni en-Nadirden Huyey b. Ahtabın kapısını çaldı. Ama Huyey, ona kapıyı açmadı. Sellam b. Mişkemin kapısını çaldı. Sellam, ona kapıyı açtı. Onu ağırlayıp içki ikram edip Resulallah ve ashabı hakkında ona bilgiler verdi. Ebu Süfyan ertesi gün sabah erkenden oradan ayrılarak el-Urayd denilen yere uğradı. el-Urayd ile Medine arasında üç mil mesafe vardır. Ebu Süfyan, el-Uraydta bulunan evleri ve samanlığı ateşe verip tarlada çalışan bir Ensariyi ve işçisini öldürdü. Ebu Süfyan, böylelikle yeminini yerine getirmiş olduğunu düşünerek oradan hemen kaçtı. Bunu haber alan Peygamber, Muhacir ve Ensardan oluşan, 200 kişilik bir kuvvetle onları yakalamak için yola çıktı. Resulallahın yola çıktığını öğrenen Ebu Süfyan ve arkadaşları yüklerini hafifletmek gayesiyle, “Sevik” denen azık torbalarını atıp kaçmaya başladılar. Müslümanlar da onları kovalarken atılan sevik torbalarını ardlarından birer birer topladılar. Bu nedenle bu gazveye “Gazvetüs-Sevik” adı verildi. Resulallah , Ebu Süfyan ve arkadaşlarını yakalayamamış ve beş günlük ayrılıktan sonra Medineye geri dönmüştür.