Resulallahın hicretinden on altı ay sonra, Cemaziyelahir ayının başında Züluşeyre gazvesi meydana geldi. Sancağını Hamza b. Abdülmuttalib taşıyordu ve sancağı beyazdı. Medinede yerine, Ebu Seleme b. Abdülesed el-Mahzumiyi bırakmıştı. 150 kişi ile yola çıktı. Muhacirlerden gazveye çağrılan 200 kişiyle yola çıktığını söyleyenler de vardır. Gazveye katılmak için hiçbir kimseye zorlama yapılmadı. Otuz deveyle yola çıktılar. Bineklere sırayla binerlerdi. Resulallah Kureyşlilerin malını taşıyan kervanın Mekkeden çıkıp Şama doğru yola çıktığı haberini aldığında kervanın yolunu kesmek için yola çıkmıştı. Züluşeyreye ulaştı. Züluşeyre, Yenbu tarafında Beni Müdlic kabilesine ait bir yerdir. Medine ile Yenbu arasında dokuz konaklık mesafe bulunur. Oraya vardığında, el koymak için yola çıktığı kervanın birkaç gün önceden oradan geçtiğini öğrendi. Bu kervan Şamdan döndüğünde yolunun kesileceği haberinin Kureyşlilere ulaşması üzerine kervan sahil yolunu tutmuş; Kureyşliler de kervanı korumak için Mekkeden yola çıkmışlardı. Peygamberle Bedirde karşılaşmışlar; Resulallah onlarla savaşmış ve onlardan öldürebildiği kadarını öldürmüştü. Zikri geçen kervan o kervandır. Züluşeyrede Peygamber, Aliye “Ebu Turab/Toprağın babası” künyesini verdi. Resulallah onu toz toprakta debelenmiş görünce ona bu künyeyi vermişti. Resulallah ona “Doğrul ey Ebu Turab!” dedi. Bunun üzerine Ali doğruldu. Bu gazve, Resulallahın Beni Müdlic ve onların antlaşmalıları olan Beni Damre ile antlaşma yapmış olduğu gazvedir. Resulallah herhangi bir zararla karşılaşmadan Medineye geri dönmüştür.