Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Zeyd el-Hüzeli haber verdi; dedi ki: Ömer b. Abdülaziz, Resulallahın eşlerinin evlerini yıkarken, evlerin kerpiçten yapıldığını gördüm. Evlerde çamurla sıvanmış hurma ağaçlarından yapılı odalar (hücreler) vardı. İçinde hücre bulunan dokuz ev saydım. Bunlar Ayşenin (r) evi ile Resulallahın kapısı arasındaki kısımda, oradan da Esma bt. Hasan b. Abdullah b. Ubeydullah b. el- Abbasın evine kadar uzayıp gidiyordu. Ümmü Selemenin evini ve hücresinin kerpiçten olduğunu gördüm. Torununa sordum; dedi ki: “Resulallah Dumetülcendel gazvesine gittiği zaman, Ümmü Seleme hücresini kerpiçten yaptı. Resulallah geldiğinde, kerpiçlere baktı ve ilk olarak onun evine girdi. Resulallah , Bu bina nedir? dedi. Ümmü Seleme, Ya Resulallah! İnsanların bakışlarını engellemek istedim. dedi. Bunun üzerine Resulallah , Ey Ümmü Seleme! Müslümanların mallarının en kötü biçimde zayi olduğu şeyler binalardır. dedi.” Muhammed b. Ömer dedi ki: Bu hadisi Muaz b. Muhammed el- Ensariye anlattım; dedi ki: İçinde İmran b. Ebu Enesin de yer aldığı bir mecliste Ata el-Horasani- den işittim. Kendisi kabir ile minber arasında (Ravzada) iken şöyle diyordu: “Resulallahın zevcelerinin hücrelerine yetiştim; kapılarında siyah kıldan yapılmış çullar vardı. el-Velid b. Abdülmelikin mektubu okunduğunda hazırdım. Mektupta, Resulallahın zevcelerinin hücrelerinin de Mescid-i Nebeviye katılmasını emrediyordu. O günkü kadar ağlayan insanı birarada görmedim.” Ata dedi ki: Said b. el-Müseyyebin şöyle dediğini iştim: “Vallahi o hücrelerin o halleriyle kalmalarını isterdim. Medine ehlinden yetişenler ve taşradan gelenler, Resulallahın hayatında nelerle iktifa ettiğini görmüş olurlardı. Bu durum, mal çokluğuyla övünenleri zühde sevk ederdi.” Muaz dedi ki: Ata el-Horasani konuşmasını bitirince İmran b. Ebu Enes dedi ki: “O evlerden dört tanesi kerpiçten, hücreleri de hurma dallarından yapılmıştı. Beş tanesi de çamurla sıvanmış hurma dallarından yapılmıştı ve hücreleri yoktu. Kapılarında kıldan yapılmış çullar vardı. Örtüyü kaldırdığımda, (hücrelerin) büyüklüğünün ya da büyüklüğe en yakın olanın bir zira eninde ve üç zira boyunda olduklarını gördüm. Bahsettiğim o günkü ağlamalara gelince; ben o gün kendimi, içinde Resulallahın ashabının çocuklarından bir grubun bulunduğu bir mecliste buldum. Seleme b. Abdurrahman b. Avf, Ebu Ümame b. Sehl b. Huneyf ve Harice b. Zeyd b. Sabit bunlardan bazılarıydı. Onlar, sakalları gözyaşlarıyla ıslanıncaya kadar ağladılar. O gün Ebu Ümame, “Keşke bu evler yıkılmasaydı ve öylece bırakılsaydı. Ta ki insanlar az bina yapsalardı. Bir de, dünya hazinelerinin anahtarları elinde olduğu halde, Allahın, Resulü için neyi layık gördüğünü gözleriyle görselerdi.” iyordu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O Abdullah b. amir el- Eslemiden rivayet etti; dedi ki: Ebu Bekir b. Hazm, Resulallahın evi ile kabri arasındaki sütunun yanındaki musallasında (namaz kıldığı yer) iken bana dedi ki: “Bu, Zeynep bt. Cahşın evidir. Resulallah burada namaz kılardı. Bütün bunlar, Esma bt. Hasan b. Abdullah b. Ubeydullah b. el-Abbasın evine kadar ve bugünkü mescidin meydanına kadar devam ediyordu. Bunlar, hurma dallarıyla yapılı olarak görmüş olduğum Resulallahın evleriydi. Evler çamurla sıvanmış ve üzerlerine kıldan çullar örtülmüştü.” Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Nicad b. Ferruh el- Yerbui haber verdi. O Medine ehlinden bir şeyhten rivayet etti; dedi ki: Yıkılmadan önce Resulallahın hücrelerini gördüm; hurma dallarıyla yapılmış ve üzerlerine meşinden örtüler giydirilmişti. Bize Halid b. Mahled haber verdi; dedi ki: Bana Davud b. Şeyban anlattı; dedi ki: Resulallahın zevcelerinin hücrelerini gördüm, üzerlerinde Bedevilerin kullandıkları cinsten çullar vardı. Bize Muhammed b. Mukatil el-Mervezi haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. el-Mübarek haber verdi; dedi ki: Bize Hureys b. es-Saib haber verdi; dedi ki: el-Hasandan işittim. O şöyle diyordu: Osman b. Affanın hilafeti zamanında Resulallahın zevcelerinin evlerine giriyordum ve elimle tavanlarına dokunuyordum.