"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Resulallahın Beyaz Kılları

Bize İsmail b. İbrahim el-Esedi, Yezid b. Harun, Enes b. İyad Ebu Hamza el-Leysi, Muaz el-Anberi ve Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdiler; dediler ki: Bize Humeyd et-Tavil haber verdi; dedi ki: Enes b. Malike, “Resulallah saçını boyadı mı?” diye soruldu. Enes şöyle dedi: “Allah zaten onu beyazlıkla ayıplı kılmadı; ayrıca olan beyazlıklar da boyanmadı.” İsmail ve Yezid hadislerinde, “Sadece sakalının ön tarafında birkaç beyaz kıl vardı.” dediler. Hatta Humeyd (bunu söylerken) elini sakalına attı. Yezid de öyle (Humeyd gibi) yaptı. Muaz hadisinde, “Ondaki beyazlık yirmi kılı geçmedi.” dedi. Bize Musa b. Davud haber verdi; dedi ki: Bize Züheyr haber verdi. O Humeyd et-Tavilden rivayet etti; dedi ki: Enes b. Malike, “Resulallah (saçını, sakalını) boyuyor muydu?” diye soruldu. Enes şöyle dedi: “Onun sakalına düşen aklar boyanacak kadar çok değildi. Çünkü sakalındaki aklar yirmi kıla ulaşmamıştı.” Züheyr dedi ki: Humeyd, elini çene ile alt dudakları arasındaki kılların üzerine koyarak sağındaki bir adama eğildi ve “On yedi kıla ulaşmamıştı.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme haber verdi. O Sabitten rivayet etti; dedi ki: Enes b. Malike, “Resulallah beyazlamış mıydı?” diye soruldu. Enes, “Allah onu beyazlıkla ayıplı kılmadı. Onun saçındaki ve sakalındaki aklar on yedi veya on sekizden fazla değildi.” dedi. Bize Süleyman b. Harb ve arim b. el-Fadl haber verdiler. Onlar Hammad b. Zeydten, o da Sabit el-Bünaniden rivayet etti; dedi ki: Enes b. Malike Resulallahın (saçını, sakalını) boyaması soruldu. Enes, “Resulallah boyanacak kadar bir beyazlık görmedi.” dedi. Süleyman hadisinde, “Sadece sakalında birkaç ak vardı. İsteseydim sayabilirdim.” dedi. arim hadisinde, “Eğer isteseydim beyaz kıllarını sayabilirdim.” dedi. Bize Enes b. İyad haber verdi; dedi ki: Bize Rebia b. Ebu Abdurrahman haber verdi. O Enes b. Malikten işitmiş; şöyle diyordu: Resulallah vefat etti, fakat başında ve sakalında yirmi beyaz kıl yoktu. Bize el-Fadl b. Dükeyn, Affan b. Müslim ve Amr b. asım el-Kilabi haber verdiler; dediler ki: Bize Hemmam b. Yahya haber verdi. O Katadeden rivayet etti; dedi ki: Enes b. Malike: “Resulallah (saçını, sakalını) boyadı mı?” diye sordum. Enes, “Boyanacak kadar değildi. Sadece şakaklarında biraz beyazlık vardı.” dedi. Bize el-Haccac b. Nusayr haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O Muhammed b. Sirinden rivayet etti; dedi ki: Enes b. Malike, “Resulallah (saçını, sakalını) boyadı mı?” diye sordum. Enes, “Boyanacak kadar değildi. Fakat Ebu Bekir (r) boyadı. Ben de o zaman geldim; boyadım.” dedi. Bize Muhammed b. Mukatil haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. el- Mübarek haber verdi; dedi ki: Bize el-Müsenna b. Said haber verdi. O Katadeden, o da Enesten rivayet etti; dedi ki: Resulallah (saçını, sakalını) asla boyamadı. Beyazlık sadece sakalının ön tarafında, alt dudak ile çenesi arasındaki bölgede az bir şey, bir de görülmeyecek kadar saçında biraz ak vardı.” el-Müsenna hadisinde bir kere, “Sadece şakaklarında vardı.” dedi. Bize Muhammed b. es-Sabah haber verdi; dedi ki: Bize İsmail b. Zekeriya haber verdi. O asımdan, o da İbn Sirinden rivayet etti; dedi ki: Enes b. Malike, “Resulallah (saçını, sakalını) boyuyor muydu?” diye sordum. Enes, “Boyanacak kadar değildi. Sadece sakalında birkaç ak vardı.” dedi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme haber verdi; dedi ki: Bize Simak b. Harb haber verdi; dedi ki: Cabir b. Semüreye, “Resulallah beyazlamış mıydı?” diye soruldu. Cabir, “Resulallahın saç ve sakalında beyazlık yoktu. Sadece başının ortasında birkaç ak vardı. Saçını yağladığı zaman yağ onları örtüyordu.” dedi. Bize Süleyman Ebu Davud et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi. O Simaktan, o da Cabir b. Semüreden rivayet etti: Kendisine Resulallahın (saç ve sakalındaki) beyazlığı soruldu. Cabir, “Yağladığı zaman (aklar) görünmüyordu; fakat yağlamadığı zaman görünüyordu.” dedi. Bize Ubeydullah b. Musa ve el-Fadl b. Dükeyn haber verdiler; dediler ki: Bize İsrail haber verdi. O Simak b. Harbdan rivayet etti; dedi ki: Cabir b. Semüreden işittim; şöyle dedi: Resulallahın saç ve sakalının ön tarafı beyazlamıştı. Eğer yağlayıp tarasaydı (beyazlık) belli olmuyordu, fakat saçı dağınık olsaydı belli oluyordu. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Süfyandan, o Eyyub es- Sicistaniden, o Yusuf b. Talk b. Habibden rivayet etti; dedi ki: Bir hacamatçı Resulallahın bıyıklarından alırken sakalında beyazlık görmüş ve (almak için) onlara yönelmişti. Resulallah onun elini tutmuş ve “Müslüman iken beyazlanan bir kimsenin bu beyazlığı kıyamet günü onun için nur olur.” demişti. Bize Amr b. el-Heysem haber verdi; dedi ki: Bize Hişam ed-Destüvai haber verdi. O Katadeden rivayet etti; dedi ki: Saide, yani Said b. el-Müseyyebe, “Resulallah (saçını, sakalını) boyadı mı?” diye sordum. Said, “Boyanacak kadar beyazlık olmamıştı.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Ebül-Ahvas haber verdi. O Eşastan, yani İbn Süleymden rivayet etti; dedi ki: Beni Kinaneye mensup bir şeyhten işittim; şöyle diyordu: “Resulallahı Zülmecaz çarşısında yürürken gördüm. Saçı çok, başı ve sakalı siyahtı.” Bize Muhammed b. Ömer el-Eslemi haber verdi; dedi ki: Bana Bükeyr b. Mismar anlattı. O Sadın mevlası Ziyaddan rivayet etti; dedi ki: Sad b. Ebu Vakkasa, “Resulallah (saçını, sakalını) boyadı mı?” diye sordum. Sad, “Hayır boyamadı ve önemsemiyordu.” dedi. Sad, “Onun beyazlığı alt dudağı ile çenesi arasındaki bölgede, bir de perçemindeydi. İsteseydim sayabilirdim.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O Ömer b. Ukbe b. Ebu Ayşe el-Eslemiden, o el-Münzir b. Cehmden, o el-Heysem b. Dehr el- Eslemiden rivayet etti; dedi ki: Resulallahın beyazlığı alt dudağı ile çenesi arasındaki bölgede, bir de perçemindeydi. Tahminime göre sayı olarak otuz kadardı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ferve b. Zeyd anlattı. O el-Mazinilerin mevlası Beşirden rivayet etti; dedi ki: Cabir b. Abdullaha, “Resulallah (saçını, sakalını) boyadı mı?” diye sordum. Cabir, “Hayır! Onun beyazlığı boyamayı gerektirecek kadar değildi. Alt dudağı ile çenesi arasındaki bölgede ve perçeminde biraz beyazlık vardı. Eğer saymak isteseydik, sayabilirdik.” dedi. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Cerir b. Osman şöyle dedi: Ben Abdullah b. Bişre, “Resulallah yaşlı mıydı?” diye sordum. Abdullah b. Bişr, “Onun alt dudağı ile çenesi arasındaki bölgede birkaç ak vardı.” dedi. Bize Haşim b. el-Kasım el-Kinani haber verdi; dedi ki: Bize Cerir b. Osman er-Rahbi haber verdi; dedi ki: Resulallahın sahabisi Abdullah b. Bişre, “Resulallah yaşlı mıydı?” diye sordum. Abdullah, “Resulallah yaşlı değil, genç idi. Fakat onun sakalında (Muhtemelen, “alt dudağı ile çenesi arasındaki bölgede” demiş olabilir.) birkaç beyaz kıl vardı.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn, el-Hasan b. Musa el-Eşyeb ve Musa b. Davud haber verdiler; dediler ki: Bize Züheyr b. Muaviye haber verdi. O Ebu İshaktan, o Ebu Cühayfeden rivayet etti: Ebu Cühayfe elini alt dudağı ile çenesi arasındaki bölgeye koydu ve “Onun burası beyazdı.” dedi. Ebu Cühayfeye, “O gün sen ne yapıyordun?” diye soruldu. Ebu Cühayfe, “Okları düzeltip onlara kanat takıyordum.” dedi. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi. O İsrailden, o Ebu İshaktan, o da Ebu Cühayfe olan Vehb es-Süvaiden rivayet etti; dedi ki: Resulallahı gördüm; alt dudağının altında, bir parmak yeri kadar bir beyazlık gördüm. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Şerik haber verdi. O Ebu İshaktan, o da Ebu Cühayfeden rivayet etti; dedi ki: Resulallahı gördüm, alt dudağı ile çenesi arasındaki bölge beyazlanmıştı. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize el-Kasım b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Muhammed b. Aliyi gördüm; es-Salt b. Zebid adında birisine baktı; yağla alt dudağı ile çenesi arasındaki bölgeyi karıştırdı. Sonra Muhammed, “İşte Resulallah da alt dudağı ile çenesi arasındaki bölgeyi böyle karıştırıyordu.” dedi. Muhammed b. Alinin bu hareketinden dolayı es-Salt çok sevindi. Bize Yala b. Ubeyd haber verdi; dedi ki: Bize Haccac b. Dinar b. Muhammed b. Vasi haber verdi; dedi ki: Resulallaha, “Ey Allahın Resulü! Çabuk yaşlanmışsın.” denildi. Resulallah , “Elif lam ra. Kitabün uhkimet ayatühü sümme fussilet” (Hud suresi) suresi ve kardeşleri beni ihtiyarlattı.” dedi. Bize Osman b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Yunus haber verdi. O ez-Zühriden, o da Ebu Selemeden rivayet etti; dedi ki: Resulallaha, “Ey Allahın Resulü! Senin başında beyazlık görüyoruz.” denildi. Resulallah , “Ben, Hud ve İzeş-şemsü küvvirat surelerini okuduğum halde nasıl yaşlanmayayım?” dedi. Bize Muhammed b. İsmail b. Ebu Füdeyk haber verdi. O Ali b. Ebu Aliden, o Cafer b. Muhammedten, o da babasından rivayet etti; dedi ki: Bir adam Resulallaha , “Ben doğum itibariyle senden daha büyüğüm, fakat sen benden daha hayırlı ve daha faziletlisin.” dedi. Bunun üzerine Resulallah , “Hud suresi, kardeşleri ve benden önceki ümmetlerin başına gelenler beni ihtiyarlattı.” dedi. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Şeyban ve İsrail haber verdiler. Onlar Ebu İshaktan, o İkrimeden, o da İbn Abbastan rivayet etti; dedi ki: Ebu Bekir (r) Resulallaha, “Yaşlandığını görüyorum ey Allahın Resulü!” dedi. Resulallah , “Hud, el-Vakıa, el-Mürselat, Amme yetesaelün ve İzeş-şemsü küvvirat sureleri beni ihtiyarlattı.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn ve Abdullah b. Ata haber verdiler; dediler ki: Bize Talha b. Amr haber verdi. O Atadan rivayet etti; dedi ki: Resulallahın ashabından bazıları, “Ey Allahın Resulü! Çabuk yaşlanmışsın.” dediler. Resulallah ise “Doğru! Beni Hud ve kardeşleri ihtiyarlattı.” dedi. Ata dedi ki: “Hudun kardeşleri İktarebetisaa (el- Kamer), el-Mürselat ve İzeş-şemsü küvvirat (Tekvir) sureleridir.” Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Mesud b. Sad haber verdi. O Ebu İshaktan, o da İkrimeden rivayet etti; dedi ki: Resulallaha, “Yaşlandın ve yaşlılık sana erken geldi ya Resulallah!” denildi. Bunun üzerine Resulallah , “Beni Hud ve kardeşleri (veya benzerleri) ihtiyarlattı.” dedi. Bize Affan b. Müslim ve İshak b. İsa haber verdiler; dediler ki: Bize Ebül-Ahvas haber verdi; dedi ki: Bize Ebu İshak haber verdi. O da İkrimeden rivayet etti; dedi ki: Ebu Bekir (r) şöyle dedi: “Ya Resulallah! Seni ihtiyarlatan nedir?” diye sordum. Resulallah , “(Beni ihtiyarlatan) Hud, el-Vakıa, el-Mürselat, Amme yetesaelün ve İzeş-şemsü küvvirat sureleridir.” dedi. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize Said haber verdi. O da Katadeden rivayet etti; dedi ki: İnsanlar Resulallaha, “Erken yaşlandın ey Allahın Resulü!” diye sordular. Resulallah , “Beni Hud ve kardeşleri ihtiyarlattı.” dedi. Bize Halid b. Hıdaş haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Vehb haber verdi; dedi ki: Bana Ebu Sahr anlattı; dedi ki: Yezid er-Rekaşi kendisine anlatmış; dedi ki: Enes b. Malikten işittim. Enes şöyle diyordu: Bir ara Ebu Bekir ve Ömer minberin yanında otururlarken Resulallah bir hanımının evinden yanlarına çıkagelmiş. Sakalını siliyor ve yukarı kaldırıp ona bakıyordu. [Enes dedi ki:] Resulallahın sakalındaki aklar saçındaki aklardan daha fazlaydı. Resulallah Ebu Bekir ile Ömerin yanında durunca onlara selam verdi. [Enes dedi ki:] Ebu Bekir (r) yufka yürekli bir adamdı. Ömer (r) ise biraz daha sert bir adamdı. Ebu Bekir, “Anam babam sana feda olsun, çabuk yaşlanmışsın ey Allahın Resulü!” dedi. Resulallah sakalını kaldırdı ve ona baktı. Bunun üzerine Ebu Bekirin gözleri yaşardı. Sonra Resulallah , “Doğru! Hud ve kardeşleri beni ihtiyarlattı.” dedi. Ebu Bekir, “Anam babam sana feda olsun! Hudun kardeşleri hangileri?” dedi. Resulallah , “el-Vakıa, el-Karia, Seele Sailün ve İzeş-şemsü küvvirat” dedi. Ebu Sahr dedi ki: Bu hadisi İbn Kusayta naklettim; şöyle dedi: “Ey Ahmed! Bu hadisi hep hocalarımdan işittim. Neden “el-Hakkatü malhakka” suresini terk ettin?” dedi.