Bize Ubeydullah b. Musa el-Absi ve el-Fadl b. Dükeyn haber verdiler; dediler ki: Bize İsrail haber verdi. O Simaktan, o da Resulallahı anlatan Cabir b. Semüreden rivayet etti; dedi ki: Onun mührünü iki omuzları arasında gördüm; tıpkı güvercin yumurtası gibi. Vücuduna benziyordu. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Hasan b. Salih haber verdi. O Simaktan rivayet etti; dedi ki: Bana Cabir b. Semüre anlattı; dedi ki: Resulallahın sırtındaki mührü bir kist olarak gördüm; tıpkı güvercin yumurtası gibiydi. Bize Süleyman Ebu Davud et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi. O Simak b. Harbdan, o da Cabir b. Semüreden rivayet etti; dedi ki: Resulallahın sırtındaki mühre baktım; bir yumurta gibiydi. Bize ed-Dahhak b. Mahled haber verdi; dedi ki: Bize Azre b. Sabit haber verdi; dedi ki: Bize İlba b. Ahmer haber verdi. O Ebu Rimseden rivayet etti; dedi ki: Resulallah bana, “Ey Ebu Rimse! Yaklaş bana ve sırtımı ov.” dedi. Ben de yanaştım; sırtını ovdum, sonra parmaklarımı mührün üzerine koydum ve sıktım. Biz kendisine, “Mühür neydi?” dedik. Ebu Rimse, “Omuzları arasında toplanmış kıllar idi.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Züheyr haber verdi. O Urve b. Abdullah b. Kuşeyrden rivayet etti; dedi ki: Muaviye b. Kurre bana anlattı; o da babasından rivayet etti; dedi ki: Müzeyne kabilesinden bir heyetle birlikte Resulallaha geldim ve ona biat ettim. Resulallahın gömleği açıktı. Ben elimi gömleğin açık kısmından soktum ve mühre dokundum. Bize Muhammed b. Abdullah b. Yunus ve Halid b. Hıdaş, Hammad b. Zeydten rivayet ederek haber verdiler; dediler ki: Bize asım el-Ahvel b. Abdullah b. Sercis haber verdi; dedi ki: Resulallahın yanına gittim; o ashabının içinde oturuyordu. Arkasından yaklaştım; neyi aradığımı anladı. Cübbesini omzundan aldı; omuzun bir kısmında yer alan mühre baktım; yumruk gibiydi. [Hammad, rivayetine avucunu açtı ve parmaklarını kapatarak, “El yumrusu gibiydi (Mislü cumil-kef)” dedi.] Mührün etrafında siğil gibi benler vardı. Sonra ona önden geldim ve “Allah seni affetsin ey Allahın Resulü!” dedim Resulallah , “Seni de.” dedi. Bazıları, “Allah Resulü sana istiğfarda bulundu, öyle mi?” dediler. asım, “Evet, sizin için de” dedi ve “Sen hem kendi günahlarından, hem mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarından ötürü Allahtan af dile.” ayetini okudu.” Ahmed b. Abdullah b. Yunus böyle nakletti. Halid b. Hıdaş ise rivayetinde şöyle dedi: “Sonra gittim; nihayet Resulallaha önden geldim ve Benim için Allahtan af dile ey Allahın Resulü! dedim. Resulallah , Allah seni affetsin. dedi. Sonra her iki ravi de hadisin sonu üzerinde ittifak ettiler. Bize Affan b. Müslim, Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi ve Sad b. Mansur haber verdiler; dediler ki: Bize Ubeydullah b. İyad b. Lakit haber verdi; dedi ki: Bana İyad b. Lakit anlattı. O da Ebu Rimseden rivayet etti; dedi ki: Babamla birlikte Resulallaha doğru gittik. Babam Resulallahın omuzları arasındaki kiste benzer şeye baktı ve “Ey Allahın Resulü! Ben insanları tedavi ederim; onu senin için tedavi edeyim mi?” dedi. Resulallah , “Hayır, onun tabibi onu yaratandır.” dedi. Bize Yakup b. İshak el-Hadrami haber verdi; dedi ki: Bana Hammad b. Seleme anlattı. O asımdan, o da Ebu Rimseden rivayet etti; dedi ki: Resulallahın yanına gittim. Baktım ki, omzunda deve dışkısı veya güvercin yumurtası gibi bir şey var. Kendisine, “Ey Allahın Resulü! Biz tababetten anlayan bir aileye mensubuz; seni tedavi edeyim mi?” dedim. Resulallah , “Onu oraya koyan, onu tedavi eder.” dedi. Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi. O Süfyandan, o İyad b. Lakitten, o da Ebu Rimseden rivayet etti; dedi ki: Resulallahın yanına gittim; yanımda oğlum da vardı. Resulallah , “Oğlunu seviyor musun?” dedi. Ben, “Evet!” dedim. Resulallah , “O sana acımayacak, sen de ona acımayacaksın.” dedi. Sonra döndü; baktım ki, omzunun arkasında elma gibi bir şey vardır. Dedim ki: “Ya Resulallah! Ben tedavi ederim; bırakın onu deşeyim ve tedavi edeyim.” Resulallah , “Onun tabibi, onu yaratandır.” dedi. Bize Abdullah b. Cafer er-Rakki haber verdi. O Ubeydullah b. Amrdan, o Abdülmelik b. Umeyrden, o İyad b. Lakitten, o da Ebu Rimseden rivayet etti; dedi ki: Resulallahın yanına gittim; benimle birlikte bir oğlum da vardı. Dedim ki: “Oğlum bak, bu Allahın peygamberidir.” Oğlum onu gördüğünde, heybetinden titremeye başladı. Ziyaretim bitince dedim ki: “Ey Allahın Resulü! Ben doktorluk bilen bir aileden geliyorum ve doktorum. Benim babam da cahiliye döneminde doktordu. Bize malum olan bir şeydir bu. Omuzların arasındaki şeye bakmama müsaade et. Eğer bir kist ise, onu deşerim; Allah da elçisine şifa verir.” Resulallah , “Onun Allahtan başka doktoru yoktur.” dedi. O güvercin yumurtası gibiydi.