"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Resulallahın, Kureyşin Kabeyi Yıkıp Yeniden Yapmasına Şahit Oluşu

Bize Muhammed b. Ömer b. Vakıd el-Eslemi haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Yezid el-Hüzeli haber verdi. O Said b. Amr el- Hüzeliden, o babasından ve Abdullah b. Yezid el-Hüzeliden, o Ebu Gatafandan, o da İbn Abbastan rivayet etti. Ayrıca bana Muhammed b. Abdullah anlattı. O ez-Zühriden, o da Muhammed b. Cübeyr b. Mutimden rivayet etti. Hadisleri birbirine girdi; dediler ki: Yağmur yağdığında çer-çöp yağmurla birlikte Mekkeye iniyordu. Sel, Mekkenin yukarısından girer, Kabeye kadar gelirdi. Kabe sel yüzünden çatlamıştı; Kureyş onun yıkılmasından korktu. Ayrıca Kabeden bir süs eşyası, bir de inci ve cevher işlemeli altından bir ceylan (heykeli) çalınmıştı. Kabenin temeli toprak üzerine konulmuştu. Denizde, içinde Bizanslıların bulunduğu bir gemi geliyordu; onların başında bina ustası olan Mimar Bakum da vardı. Fırtına gemiyi Şuaybe denilen yere sürükledi. Burası Ciddeden önceki gemi limanıydı. Gemi kırılıp parçalanmıştı. el-Muğire b. Şube Kureyşten bir heyetle birlikte gemiye giderek kerestesini satın aldılar. Ayrıca Bizanslı Mimar Bakum ile konuşarak onu Mekkeye getirdiler. Bakuma, “Rabbimizin evini inşa etsek?” dediler. Taşların toplanmasını ve işe yarar olanların ayıklanmasını emrettiler. Bir ara Resulallah onlarla birlikte taşları taşıyordu. Kendisi o zaman 35 yaşlarındaydı. Peştemalllarını (izar) boyunlarına koyuyor ve taşları omuzluyorlardı. Resulallah da böyle yapıyordu. Fakat Resulallaha “Avret yerlerini ört!” şeklinde nida gelince birden yere yığıldı. Bu, ona yapılan ilk nida idi. Ebu Talib kendisine, “Yeğenim, izarını başının üzerine koy.” dedi. Resulallah ise “Başıma gelen şey, benim hareketim sebebiyledir.” dedi. Bundan sonra Resulallahın avret yerleri hiç görülmedi. Kabeyi yıkmak için karar aldıklarında bazıları “Sakın Kabenin inşaatına temiz olmayan kazancınızı sokmayın. Akrabalarla ilişkiyi keserek ya da herhangi birisine zulmederek elde ettiğiniz kazançlarınızı sokmayınız.” dediler. Bunun üzerine Velid b. el-Muğire kazmayı alıp Kabeyi yıkmaya başladı. Sonra da ayağa kalkıp taşları atmaya başlarken, “Allahım! Korkulacak bir şey yok, hayır işlemekten başka maksadımız yoktur.” diyordu. Ardından Velid yıkmaya başladı, Kureyş de onunla birlikte yıktı. Yıkımdan sonra inşasına başladılar ve Kabeyi paylaştırıp kura çektiler. Rükn-i Esved ile Rükn-i Hicr (-i İsmail) arasındaki kısım, yani Kabenin dış yüzeyi Abdümenaf ve Zühreye düştü. Rükn-i Hicr-i İsmailden Hicr-i İbrahime kadarki bölüm ise, Beni Esed b. Abdüluzza ile Beni Abdüddar b. Kusaya düştü. Rükn-ü Esved ile Rükn-i Yemani arasındaki bölüm Teym ve Mahzum kabilesine düştü. Rükn-i Yemani ile Rükn-i Esved arasındaki bölüm de, Sehm, Cumah, Adi ve amir b. Lüeye düştü. Kabeyi inşa ettiler. Hacerülesvedin konulacağı yere geldiklerinde her kabile kendisinin bu iş için daha layık olduğunu söyledi. İhtilaf etmeye başladılar; hatta savaşmaktan bile korktular. Sonra, Beni Şeybe kapısından kim önce Hareme girerse, Hacerülesvedi o kişinin yerine koyacağı hususunda anlaştılar. Her kabile, “Biz buna razıyız, kabul ettik.” dedi. Beni Şeybe kapısından ilk giren şahıs Resulallah oldu. Onu gördüklerinde, “Bu Emin adamdır. Aramızda vereceği hükme razıyız.” dediler. Durumu ona bildirdiler. Resulallah ridasını yere serdi; sonra Hacerülesvedi içine koydu. Sonra, “Kureyşin her hanesinden bir adam gelsin.” dedi. Beni Abdümenaftan Utbe b. Rebia vardı. İkinci haneden Ebu Zema, üçüncüden Ebu Huzeyfe b. el-Muğire, dördüncü haneden de Kays b. Adi vardı. Sonra Resulallah , “Sizden her bir adam ridanın bir köşesinden tutup kaldırsın.” dedi. Taşı birlikte kaldırdılar, sonra Resulallah taşı kendi eliyle yerine koydu. Necid ehlinden bir adam, Hacerülesvedi yerine bağlaması için Resulallaha bir taş vemeye gitti. Abbas b. Abdülmuttalib, “Hayır!” dedi ve onu uzaklaştırdı. Ardından Abbas Resulallaha bir taş yetiştirdi. Hacerülesvedi onunla bağladı. Necidli uzaklaştırıldığı için kızdı. Bunun üzerine Resulallah , “Bizimle birlikte burada Kabeyi inşa eden herkes bizdendir.” dedi. [Ravi dedi ki:] Bunun üzerine Necidli, “Hayret doğrusu! Şerefli, akıllı zengin ve yaşlı bir topluluk, yaşı en küçük, malı en az bir adama güvenip en değerli işlerinde ve korumalarında, hepsi ona hizmet ediyor gibi onu kendilerine başkan yapmışlar. Vallahi o zat, onları gruplara ayıracak, aralarındaki şan ve şerefi paramparça edecektir.” dedi. Bu sözleri söyleyenin İblis olduğu da rivayet edilmiştir. Bunun üzerine Ebu Talib duygularını şiire dökerek şöyle dedi: İnkar edemeyeceğimiz hüküm ve adalet konusunda, Onun evveli de sonu da bizimdir. Büyük gayret sarfettik, onu tamir etmek için, Biz onun hayırlı kısmını ve daha fazlasını tamir ettik. Eğer hak ve doğru bir iş yaptıysak, onun bolluğu bizdedir. Sonra ağaçların konulacağı yere kadar Kabeyi inşa ettiler. Kabenin tavanına on beş adet direk koydular. Ayrıca altı sütun üzerine inşa ettiler; Hicr-i İsmaili de Kabenin dışına çıkardılar. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İbn Cüreyc haber verdi. O el-Velid b. Atadan, O el-Haris b. Abdullah b. Ebu Rebiadan, o da Ayşeden (r) rivayet etti; dedi ki: Resulallah Ayşeye şöyle dedi: “Senin kavmin Kabenin yüksekliğini kısa tuttular. Eğer onlar şirk dönemine yakın olmasalardı, eksik bıraktıklarını yerine getirirdim. Eğer benden sonra kavmin onu bina edecek olurlarsa, onların eksik bıraktıkları yerleri sana göstereyim.” Hicr-i İsmailde yedi ziraa yakın eksik yer gösterdi. Ayşe dedi ki: Resulallah hadisinde, “…ve ben Kabeye, zeminden açılmış iki kapı yapardım; birisi doğuda, diğeri batıda. Kavminin, neden Kabenin kapısını yüksek yaptıklarını biliyor musun?” dedi. Ben, “Bilmiyorum” dedim. Resulallah , “İstemediklerini oraya sokmamak için.” dedi. Kabeye girmesini istemedikleri bir adam olduğu zaman, onu çağırırlardı. Tam gireceği sırada onu itip düşürürlerdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Abdullah b. Yezid el- Hüzeli bana anlattı. O Said b. Amrdan, o da babasından nakletti; dedi ki: Ben Cahiliye döneminde, Kureyşin Kabeyi Pazartesi ve Perşembe günleri açtıklarını gördüm. Onun korucuları, kapısının üzerinde otururlardı. Kabenin içine girmek isteyen adam tırmanırdı; eğer girmesini istemiyorlarsa itilip düşürülürdü. Çoğu zaman adam ölürdü. Müşrikler ayakkabıyla Kabeye girmezlerdi; buna çok önem verirlerdi. Ayakkabılarını tahtaların altına koyarlardı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Sebre haber verdi. O Halid b. Rebahtan, O Muttalib b. Abdullah b. Hanzabdan, o da Kureyşin mevlası İbn Mersadan rivayet etti; dedi ki: Abbas b. Abdülmuttalibin şöyle dediğini işittim: “Resulallah (Veda) haccında Kabeye ipekten bir örtü giydirdi.”