"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Resulallahın Oğlu İbrahim

Bize Muhammed b. Ömer b. Vakıd el-Eslemi haber verdi; dedi ki: Bize Abdülhamid b. Cafer haber verdi. O da babasından nakletti; dedi ki: Resulallah , Hicretin 6. senesinde Zilkade ayında Hudeybiyeden dönünce Hatıb b. Ebu Belteayı, Kıptilerden İskenderiye hakimi el- Mukavkısa gönderdi. Onunla birlikte, Mukavkısı İslama davet eden bir mektup da gönderdi. Mukavkıs mektubu okuyunca, “Hayırdır!” dedi ve mektubu aldı. Mektup mühürlüydü. Mukavkıs onu fildişinden yapılmış bir kutuya koydu, üzerini mühürledi ve bir cariyesine teslim etti. Ayrıca Peygambere cevabi bir mektup yazdı. İslama girmedi, ancak Mariye el-Kıbtiyye ve kız kardeşi Sirini, eşeği Yafur ve katırı Düldülü de hediye olarak Resulallaha gönderdi. Düldül boz renkliydi. O zaman Araplarda ondan başka boz katır yoktu. Muhammed b. Ömer dedi ki: Ayrıca ilim ehlinden olan Ebu Said bana haber verdi; dedi ki: Mariye, Ensina vilayetine bağlı Hafn kasabasındandı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Yakup b. Ebu Sasaa haber verdi. O da Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Sasaadan rivayet etti; dedi ki: Resulallah Mariye el-Kıbtiyyeyi beğeniyordu. Kendisi beyaz tenli, güzel bir kadındı. Resulallah onu ve kız kardeşini Ümmü Süleym bt. Milhanın evinde ağırladı. Resulallah onların yanına girdi ve onlara İslamı anlattı. İkisi de Müslüman oldu. Resulallah , Mariyeyi mülk-i yeminle (cariye statüsünde) nikahladı. Sonra onu, Beni en-Nadirden kalma, el-aliyede kendisine ait bir eve gönderdi. Yazın ve hurma toplama zamanında burada kalırdı. Resulallah bu evde Mariyenin yanına gelirdi. Mariyenin dini yaşayışı çok güzeldi. Kız kardeşi Sirini de şair Hassan b. Sabite hediye etti. Abdurrahman adında bir çocuğu dünyaya geldi. Mariye, Resulallah için bir çocuk dünyaya getirdi; Resulallah ona İbrahim ismini koydu. Yedinci gününde ona bir koyun akika (kurban) yaptı; saçını kestirdi ve saçının ağırlığı miktarınca gümüş parayı miskinlere dağıttı. Sonra emretti; saçı yere gömüldü. Ona İbrahim ismini koymuştu. Resulallahın cariyesi Selma ona ebelik yapmıştı. Selma, kocası Ebu Rafiin yanına gitti ve Mariyenin erkek bir çocuk dünyaya getirdiğini ona haber verdi. Ebu Rafi Resulallaha müjdeyi hemen verdi. Bunun üzerine Resulallah ona bir köle hediye etti. Resulallahın Mariyeden bir çocuğu dünyaya gelince, eşlerinin zoruna gitti ve biraz kıskandılar. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: İbn Ebu Sebre bana anlattı. O İshak b. Abdullahtan, o da Ebu Caferden rivayet etti; dedi ki: Mariye, -Ayşe (r) kadar olmasa da- Resulallahın diğer eşlerine de ağır gelmeye başladı; onu kıskandılar. Resulallah da Mariyeye sahip çıktı. Muhammed b. Ömer dedi ki: Mariye, İbrahimi Hicretin 8. yılında Zilhicce ayında dünyaya getirdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Muhammed b. Abdullah bana anlattı. O ez-Zühriden, o da Enes b. Malikten rivayet etti; dedi ki: İbrahim dünyaya gelince Cebrail Resulallahın yanına gelerek: “es- Selamü aleyke ya Ebu İbrahim!” dedi. Bize Muhammed b. Hazim Ebu Muaviye ed-Darir haber verdi. O İsmail b. Müslimden, o Yunus b. Ubeydten, o da Enes b. Malikten nakletti; dedi ki: Resulallah sabahladığında yanımıza geldi ve “Muhakkak ki, bu gece bir oğlum dünyaya geldi. Ona atam İbrahimin ismini koydum.” dedi. Bize Şebabe b. Sevvar haber verdi; dedi ki: Bize el-Mübarek b. Fedale haber verdi. O da el-Hasandan rivayet etti; dedi ki: Resulallah , “Dün gece bir oğlum dünyaya geldi. Ona atam İbrahimin ismini koydum.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Ebu Bekir b. Ebu Sebre bana anlattı. O Hüseyn b. Abdullah b. Ubeydullah b. el- Abbastan, o İkrimeden, o da İbn Abbastan rivayet etti; dedi ki: İbrahimin annesi onu dünyaya getirince Resulallah , “İbrahim, annesini özgürlüğüne kavuşturmuş oldu.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Yakup b. Muhammed b. Ebu Sasaa haber verdi. O da Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Sasaadan rivayet etti; dedi ki: İbrahim dünyaya gelince, Ensar kadınları onu emzirmek için yarışa girdiler. Resulallah onu Ümmü Bürde bt. el-Münzir b. Zeyd b. Lebid b. Hıdaş b. amir b. Ganm b. Adi b. en-Neccara verdi. Kocası el-Bera b. Evs b. Halid b. Avf b. Mebzul b. Amr b. Ganm b. Adi b. en-Neccar idi. Ümmü Bürde onu emziriyordu. İbrahim, Neccaroğullarında sütanne-babasının yanında kalırdı. Resulallah Ümmü Bürdeye gelir; istirahat eder, sonra kendisine İbrahim getirilirdi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Süleyman b. el-Muğire bana anlattı. O da Sabit el-Bünaniden nakletti; dedi ki: Bize Enes b. Malik haber verdi; dedi ki: Resulallah , “Bu gece bir oğlum dünyaya geldi. Ona atam İbrahimin ismini koydum.” dedi. Dedi ki: Sonra onu, Ebu Seyf denilen bir demircinin karısı olan Ümmü Seyfe verdi. Bir ara Resulallah çıktı; ben de onu izledim. Nihayet Ebu Seyfin yanına vardık; demirci körüğünü çekiyordu ve ev duman dolmuştu. Ben hemen Resulallahın önünde yürüyüşümü süratlendirdim ve “Ey Ebu Seyf, Resulallah geldi; körüğünü kapat.” dedim. Ebu Seyf körüğü kapattı. Resulallah çocuğun getirilmesini istedi. Çocuk getirildiğinde Resulallah onu bağrına bastı ve Allahın söylemesini takdir ettiği şeyleri söyledi. Bize İsmail b. İbrahim el-Esedi b. Uleyye haber verdi. O Eyyubdan, o Amr b. Saidden, o da Enes b. Malikten nakletti; dedi ki: “Çocuklara karşı Resulallah kadar merhametli davranan birisini görmedim. Onun oğlu İbrahim, Medinenin yüksek yerlerinde (Avali) sütannedeydi. Resulallah İbrahimin yanına gelir, biz de onunla birlikte gelirdik. Eve girer ve duman altında kalırdı. Onun sütbabası demirciydi. Onu alır ve öperdi.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Muhammed b. Abdullah bana anlattı. O ez-Zühriden, o Urveden, o da Ayşeden (r) rivayet etti; dedi ki: İbrahim doğduğu zaman Resulallah onu yanıma getirdi ve “Onun bana benzeyişine dikkat et.” dedi. “Bir benzerlik görmüyorum.” dedim. Resulallah , “Onun etini ve beyazlığını görmüyor musun?” dedi. Bunun üzerine, “Mayası mükemmel olmayan beyazlaşır ve etine dolgun olur.” dedim. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Muhammed b. Abdullah bana anlattı. O ez-Zühriden, o Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazmdan, o Amreden, o Ayşeden (r), o da Resulallahtan (bir önceki rivayetin) benzerini rivayet etti; ancak şöyle dedi: Ayşe, “İnek sütüyle beslenen çocuk, etine dolgun olur ve beyazlaşır.” dedi. Muhammed b. Ömer şöyle dedi: Resulallahın geceleyin güttüğü birkaç koyunu ve kendisine ait bir devenin sütü vardı. Bu yüzden İbrahimin ve annesi Mariyenin vücudu beyazdı. Bize Süfyan b. Uyeyne haber verdi. O İbn Ebu Husayndan, o da Mekhuldan rivayet etti; dedi ki: Resulallah Abdurrahman b. Avfın yardımıyla içeri girdi; İbrahim can çekişiyordu. Vefat edince Resulallahın gözleri yaşardı. Abdurrahman, “Ey Allahın Resulü, insanları bundan nehyediyordun? Müslümanlar seni ne zaman ağlar görürlerse onlar da ağlıyorlar.” dedi. [Dedi ki:] Resulallahın gözyaşları kuruyunca, “Bu ancak bir rahmettir. Muhakkak ki, merhameti olmayana merhamet edilmez. Biz insanları ölü için bağırıp çağırmaktan ve onda bulunmayan iyilikleri sayıp dökmekten nehyettik.” dedi. Sonra da, “Eğer o herkesi bir araya getiren bir vad ve herkesin gideceği bir yol olmasaydı; son insan ilk insana kavuşmayacak olsaydı, onun için daha başka türlü yas tutardık. Biz elbette ki, onun için hüzünlüyüz. Gözler yaşarır, kalp de hüzünlenir, ama biz Rabbimizi kızdıran bir şey söylemeyiz. İbrahimin geri kalan emzirilmesi cennettedir.” dedi. Bize Abdullah b. Nümeyr el-Hemdani ve Ebül-Muğire en-Nadr b. İsmail haber verdiler; dediler ki: Bize Muhammed b. Abdurrahman b. Ebu Leyla anlattı. O Atadan, o Cabir b. Abdullah el-Ensariden, o da Abdurrahman b. Avftan nakletti; dedi ki: Resulallah elimden tuttu ve beni, İbrahimin bulunduğu hurma bahçesine götürdü. Onu odasına koydu; can çekişiyordu. Resulallahın gözleri yaşardı. Kendisine, “Ağlıyor musun Ey Allahın Resulü? Sen ağlamayı yasaklamadın mı?” dedim. Resulallah , “Ben ancak bağırıp çağırmayı yasakladım. Ben ahmakça ve günah olan iki sesi yasakladım; birisi, bir nimetin haber verilmesinde oyun, eğlence ve şeytanın sesleri olarak çıkarılan ses, diğeri de bir musibet esnasında yüzün tırmalanması, yakaların yırtılması ve şeytanın haykırışı şeklinde çıkarılan ses.” [Abdullah b. Nümeyr hadisinde şunları da söyledi:] “Bu ancak bir rahmettir. Muhakkak ki, merhameti olmayana merhamet edilmez. Ey İbrahim! Eğer bu hak bir emir, doğru bir vad ve herkesin gideceği bir yol olmasaydı, son insan ilk insana kavuşmayacak olsaydı, senin için bundan daha şiddetli yas tutardık. Biz elbette ki, senin için hüzünlüyüz. Gözler yaşarır, kalp de hüzünlenir, ama biz Rabbimizi (c) kızdıracak bir şey söylemeyiz.” Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Raşid haber verdi. O da Mekhuldan rivayet etti; dedi ki: Resulallah oğlu İbrahimin yanına girdi, sekerattaydı. Resulallahın gözleri yaşardı. Yanında Abdurrahman b. Avf vardı. Dedi ki: “Ya Resulallah! Ağlamayı yasakladığın halde ağlıyor musun?” Resulallah , “Ben bağırıp çağırmayı ve ölüde bulunmayan iyilikleri sayıp dökmeyi yasakladım. Bu (yaptığım) ancak bir rahmettir.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Talha b. Amr haber verdi. O da Atadan nakletti; dedi ki: Resulallahın oğlu İbrahim vefat edince şöyle dedi: “Muhakkak ki kalp hüzünlenir ve gözler yaşarır. Elbette ki Rabbimizi kızdıracak bir şey söylemeyiz. Eğer kıyamet doğru bir vad, herkesi bir araya getiren bir gün olmasaydı, senin için olan üzüntümüz daha şiddetli olacaktı. Ey İbrahim! Şüphesiz biz senin için hüzünlüyüz.” Bize Musa b. Davud haber verdi; dedi ki: Bize İbn Lehia haber verdi. O Bükeyrden, o da Abdullah b. el-Eşecten rivayet etti; dedi ki: Resulallah , oğlu İbrahim için ağladı. Bunun üzerine Üsame b. Zeyd bağırdı. Resulallah onu bundan menetti. Bunun üzerine Üsame, “Ama seni ağlıyor görüyorum, ya Resulallah?” dedi. Resulallah , “Ağlamak rahmettendir. Bağırmak ise şeytandandır.” dedi. Bize Yala b. Ubeyd et-Tanafisi haber verdi; dedi ki: Bize el-Eclah haber verdi. O da el-Hakemden rivayet etti; dedi ki: İbrahim vefat edince Resulallah şöyle dedi: “Eğer sınırlı bir ecel ve belli bir vakit olmasaydı senin için, bu tuttuğumuz yastan daha şiddetli bir yas tutardık. Gözler yaşarır, kalp hüzünlenir. Biz inşaallah, ancak Rabbimizi razı edecek şeyler söyleriz. Ey İbrahim! Biz senin için hüzünlüyüz.” Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Eban haber verdi; dedi ki: Bize Katade haber verdi; dedi ki: Resulallahın oğlu İbrahim vefat etti. Resulallah , “Şüphesiz gözler yaşarır, kalp hüzünlenir. İnşaallah biz ancak hayır söyleriz. Ey İbrahim! Biz senin için hüzünlüyüz.” dedi. Ayrıca Resulallah, “Onun emzirilmesinin tamamlanması cennette olacaktır.” dedi. Bize İsmail b. İbrahim el-Esedi haber verdi. O Eyyubdan, o da Amr b. Saidden rivayet etti; dedi ki: İbrahim vefat edince Resulallah şöyle dedi: “İbrahim benim oğlumdur. Şüphesiz o emzikli iken vefat etti; cennette onun emzirilmesini tamamlayacak olan iki sütannesi olacaktır.” Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O İsmail b. Ebu Halidten, o da eşŞabiden rivayet ederek dedi ki: Resulallah , “Şüphesiz İbrahimin cennette bir emzireni olacaktır. Kalan emzirilmesini orada tamamlayacaktır.” dedi. Bize Veki b. el-Cerrah, Hişam b. Abdülmelik Ebül-Velid et-Tayalisi ve Yahya b. Abbad Şubeden naklederek haber verdiler. Şube dedi ki: Ben Adi b. Sabitten işittim; o da el-Bera b. azibden işitmiş; dedi ki: Resulallahın oğlu İbrahim vefat edince Resulallah , “Muhakkak ki, onun cennette bir emzireni olacaktır.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire haber verdi; dedi ki: Bize Sabit haber verdi; dedi ki: Bize Enes b. Malik haber verdi; dedi ki: Ben İbrahimi, Resulallahın kucağında can çekişirken gördüm. Resulallahın gözleri yaşardı; buyurdu ki: “Gözler yaşarır, kalb hüzünlenir; ancak biz Rabbimizi razı eden şeylerden başka bir söz söylemeyiz. Vallahi ey İbrahim, biz senin için mahzunuz.” Bize Amr b. asım el-Kilabi el-Basri haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam haber verdi. O da Katadeden rivayet etti; dedi ki: Resulallah İbrahimin üzerine cenaze namazını kıldı ve “Emzirilmesinin tamamlanması cennettedir.” dedi. Bize Ubeydullah b. Musa el-Absi haber verdi. O İsrail b. Yunustan, o Cabirden, o amirden, o da el-Beradan rivayet etti; dedi ki: Resulallah Mariye el-Kıbtıyyenin çocuğu İbrahimin üzerine cenaze namazını kıldı. O vefat ederken on altı aylık idi. Şöyle dedi: “Cennette emzirilmesini tamamlayacak bir sütannesi olacaktır. O Sıddıktir.” Bize Veki haber verdi. O Süfyandan, o Cabirden, o da amirden rivayet etti; dedi ki: Resulallah oğlu İbrahimin üzerine cenaze namazı kıldı. İbrahim öldüğünde on altı aylık idi. Bize Veki haber verdi. O İsrailden, o Cabirden, o amirden, o el- Beradan, o da Resulallahtan rivayet etti; buyurdu ki: “Şüphesiz İbrahimin bir sütannesi olacak; emzirilmesinin kalan kısmını cennette tamamlayacaktır.” Resulallah, “Muhakkak ki o Sıddık ve şehittir.” dedi. Bize Affan b. Müslim, Yahya b. Hammad ve Musa b. İsmail et- Tebuzeki haber verdiler; dediler ki: Bize Ebu Avane haber verdi; dedi ki: Bize İsmail es-Süddi haber verdi; dedi ki: “Resulallah , oğlu İbrahimin üzerine namaz kıldı mı?” diye Enes b. Malike sordum. Enes, “Bilmiyorum, Allah rahmet etsin. Eğer yaşasaydı, Sıddık bir nebi olurdu.” dedi. Bize Abdullah b. Nümeyr el-Hemdani haber verdi. O Ata b. Aclandan, o da Enes b. Malikten rivayet etti; dedi ki: Resulallah oğlu İbrahimin üzerine dört tekbir aldı. Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Üveys el-Medeni haber verdi. O Süleyman b. Bilalden, o Cafer b. Muhammedten, o da babasından rivayet etti; dedi ki: Resulallah , oğlu İbrahim vefat edice onun namazını kıldı. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Misar haber verdi. O Adi b. Sabitten, o da el-Beradan işitmiş; el-Bera şöyle derdi: Resulallahın vefat eden oğlu İbrahim için “Cennette bir emzireni ya da bir sütannesi olacaktır.” [Misar burada şüpheye düştü] derdi. Bize Yahya b. Hammad haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Avane haber verdi. O Süleyman, yani el-Ameşten, o Müslimden, o da el-Beradan nakletti; dedi ki: Resulallahın oğlu İbrahim on altı aylık iken vefat etti. Bunun üzerine Resulallah , “Onu Baki mezarlığına defnediniz. Onun için cennette bir emzireni olacaktır.” dedi. el-Bera, “İbrahim, Resulallahın Kıpti bir cariyesindendi.” dedi. Bize Halid b. Mahled el-Beceli haber verdi; dedi ki: Muhammed b. Musa bana anlattı; dedi ki: Muhammed b. Ömer b. Ali b. Ebu Talib bana haber verdi; dedi ki: İlk defa Baki kabristanına defnedilen Osman b. Mazundur. Resulallahın oğlu İbrahim onu izledi. Sonra eliyle işaret etti. [Demek istedi ki:] “Sen Baki mezarlığına gittiğinde, solundaki son kabri geçince, yani mezbeleliğin arkasındaki kabre geldiğinde, işte orası İbrahimin kabridir.” Bize Man b. İsa el-Eşcai haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Nevfel b. el-Muğire b. Said el-Haşimi haber verdi. O da Alinin akrabalarından bir adamdan rivayet etti; dedi ki: Resulallah İbrahimi defnederken, “Bir kap su getirecek biri var mıdır?” dedi. Ensardan biri bir su kabı getirdi. Resulallah , “İbrahimin kabri üzerine serp.” dedi. Dedi ki: “İbrahimin kabri yola yakındı.” dedi ve Akilin evine yakın bir yere işaret etti. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Talha haber verdi. O Amrdan, o da Atadan rivayet etti; dedi ki: İbrahimin kabri düzeltilirken, Resulallah sanki kabrin kenarında (fazlalık) bir taş gördü, onu parmağıyla düzeltirken, “Sizden biri bir iş yaptığı zaman onu muhkem yapsın; çünkü bu (tür işler), musibete uğrayan kişiyi teselli eden şeylerdendir.” diyordu. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Süfyandan, Bürdten, o da Mekhuldan rivayet etti; dedi ki: Resulallah oğlunun kabrinin kenarındaydı; lahitte bir delik gördü. Kazıcıya bir parça çamur verdi ve “Şüphesiz bu (tür şeyler) zarar ya da fayda vermez; ancak sağ olanın gözüne bir aydınlık veriyor.” dedi. Bize Abdullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize İsrail haber verdi. O Ebu İshaktan, o da es-Saib b. Malikten nakletti; dedi ki: Güneş tutuldu; o gün Resulallahın oğlu İbrahim vefat etti. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize İsrail haber verdi. O Ziyad b. İlakadan, o da el-Muğire b. Şubeden rivayet etti; dedi ki: İbrahimin vefat ettiği gün güneş tutuldu. Bunun üzerine Resulallah , “Muhakkak ki, güneş ve ay Allahın ayetlerinden iki ayettirler. Bir insanın ölümü için tutulmazlar. Siz onların tutulduğunu gördüğünüzde, açığa çıkıncaya kadar dua etmelisiniz” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. el- Gasil haber verdi. O asım b. Amr b. Katadeden, o da Mahmud b. Lebidden haber verdi; dedi ki: Resulallahın oğlu İbrahim vefat ettiği gün güneş tutuldu. İnsanlar, “Güneş İbrahimin ölümünden dolayı tutuldu.” dediler. Resulallah çıktı; bu konuşmaları duydu. Bunun üzerine Allaha hamd ve sena ettikten sonra, “Ey İnsanlar! Hiç şüphesiz güneş ve ay Allahın ayetlerinden birer ayettirler. Bir insanın ölümü ya da hayatı için tutulmazlar. Böyle bir olaya şahit olduğunuzda camilere koşunuz.” dedi ve gözleri yaşardı. İnsanlar, “Ya Resulallah! Allahın Elçisi olduğunuz halde ağlıyor musunuz?” diye sordular. Resulallah, “Ben ancak bir insanım; gözler yaşarır, kalp korkar, fakat biz Rabbı kızdıracak bir şey söylemeyiz. Vallahi Ey İbrahim! Biz senin için üzülüyoruz.” dedi. İbrahim öldüğünde on sekiz aylık idi. Resulallah şöyle dedi: “Kuşkusuz onun için cennette bir emziren olacaktır.” Bize el-Fadl b. Dükeyn ve Muhammed b. Ömer el-Eslemi haber verdiler. Onlar İsrailden, o, Cabirden, o da amirden nakletti; dedi ki: İbrahim vefat ettiğinde on sekiz aylık idi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Abdullah b. Cafer bana anlattı. O Abdullah b. Osman Huseymden, o Şehr b. Havşebden, o da Esma bt. Yezidten rivayet etti; dedi ki: İbrahim vefat ettiği zaman Resulallahın gözleri yaşardı. el-Muizzi, “Ya Resulallah! Sen Allahın hakkını en iyi bilenlerdensin! (Sen de mi?)” dedi. Bunun üzerine Resulallah, “Gözler yaşarır ve kalp hüzünlenir. Ancak biz Rabbı kızdıracak bir şey söylemeyiz. Ey İbrahim! Eğer ölüm doğru ve herkesi bir araya getiren bir vad olmasaydı, sana bundan daha şiddetli bir yas tutardık. Muhakkak ki biz senin için mahzunuz.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Üsame b. Zeyd el- Leysi bana anlattı. O el-Münzir b. Ubeydten, o Abdurrahman b. Hassan b. Sabitten, o da annesi Sirinden nakletti; dedi ki: İbrahimin ölümü sırasında orada hazır bulundum. Ben ve kız kardeşim (Mariye) bağırdığımızda Resulallahın bize yasak koymadığını gördüm. Fakat İbrahim vefat edince, bağırmamızı yasakladı. Resulallah ve Abbas oturuyorlarken el-Fadl b. Abbas onu yıkadı. Sonra taşındı. Ben Resulallahı, onun kabrinin kenarında gördüm. Abbas da onun yanında oturuyordu. el-Fadl b. Abbas ve Üsame b. Zeyd onun kabrine indiler. Ben de onun kabrinin yanında ağlıyordum, fakat kimse beni alıkoymadı. O gün güneş tutuldu. İnsanlar, “İbrahimin ölümü içindir.” dediler. Bunun üzerine Resulallah, “Muhakkak ki, güneş bir kimsenin ölümü ya da hayatı için tutulmaz.” dedi. Resulallah (kabrin etrafına konan) kerpiçte bir delik gördü ve kapatılmasını emretti. Bu Resulallaha soruldu. Resulallah , “Şüphesiz bu bir zarar ya da menfaat sağlamaz. Ancak sağ olanların gözünü aydınlatır. Kul bir iş yaptığı zaman Allah onu muhkem yapmasını ister.” dedi. İbrahim 10. yılda, Rebiülevvelin onunda, Salı gecesi vefat etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Yakup b. Muhammed b. Ebu Sasaa haber verdi. O da Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Sasaadan rivayet etti; dedi ki: Resulallahın oğlu İbrahim Beni Mazin kabilesinden Ümmü Bürdenin yanında vefat etti. Resulallah , “Şüphesiz İbrahim için, cennette emzirmesini tamamlayacak bir emziren olacaktır.” dedi. İbrahim, Ümmü Bürdenin evinden küçük bir tahtanın üzerinde taşındı. Resulallah el- Bakide üzerinde namaz kıldı. Resulallaha, “Ya Resulallah! Onu nereye defnedelim?” diye soruldu. Resulallah , “Öncümüz Osman b. Mazunun yanına.” dedi. Resulallah , Ümmü Bürdeye bir parça hurmalık vermişti. Bu hurmalık daha sonra Abdullah b. Zema b. el-Esved el-Esedinin malına intikal etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. asım el-Hakemi haber verdi. O Amr b. el-Hakemden, o da Sevbandan nakletti; dedi ki: Resulallah bir taş istedi, (İbrahimin) kabrinin yanına koydu. Ayrıca kabrinin üzerine su serpti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Muhammed b. Abdullah b. Müslim bana anlattı; dedi ki: Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazmdan işittim; amcama (ez-Zühriyi kast ediyor) anlatıyordu; dedi ki: Resulallah , “Eğer İbrahim yaşasaydı, bütün Kıptilerden cizyeyi kaldırırdım.” dedi. Bize el-Hakem b. Musa Ebu Salih el-Bezzaz haber verdi; dedi ki: Bize el-Velid b. Müslim anlattı; dedi ki: Bize İbn Cabir haber verdi ki; kendisi, Mekhulün şöyle anlattığını işitti; dedi ki: Resulallah , oğlu İbrahim vefat ettiği gün onun hakkında şöyle dedi: “Eğer yaşasaydı, onun dayılarından hiçbirisi köle olmazdı.”