Bu konuda bize ihtilaflı haberler geldi. Bazılarına göre Abdullah ile evlenmek isteyen kadın, Varaka b. Nevfelin kız kardeşi Kuteyle bt. Nevfel b. Esed b. Abdüluzza b. Kusay idi. Bazılarına göre de, Fatıma bt. Mürr el- Hasamiyye idi. Bize Muhammed b. Amr b. Vakıd el-Eslemi haber verdi; dedi ki: Bana ez-Zührinin kardeşinin oğlu Muhammed b. Abdullah anlattı. O ez- Zühriden, o da Urveden rivayet etti. Ayrıca bize Ubeydullah b. Muhammed b. Safvan anlattı. O da babasından nakletti. Ayrıca bize İshak b. Ubeydullah anlattı. O da Said b. Muhammed b. Cübeyr b. Mutimden rivayet etti; hepsi dediler ki: Abdullahtan haz almak isteyen o kadın, Varaka b. Nevfelin kız kardeşi Kuteyle b. Nevfel idi. Kuteyle, etrafındaki erkekleri süzen, ama onları beğenmeyen bir kızdı. Bir defasında Abdullah b. Abdülmuttalib onun yanından geçtiğinde, elbisesinin bir tarafına asılarak onu kendisinden haz almaya davet etti. Abdullah reddetti ve “Sana sonra gelirim…” dedi ve eşi amine bt. Vehbin yanına girinceye kadar hızla ayrıldı. Onunla birleşti; amine Resulallaha hamile kaldı. Sonra Abdullah b. Abdülmuttalib o kadının yanına döndü ve “Bana yaptığın teklife var mısın?” dedi. Kadın, “Hayır; yanımdan geçtiğin zaman senin yüzünde parlayan bir nur vardı, ama döndüğünde yüzünde o nur yoktu.” dedi. Bize Hişam b. Muhammed b. es-Saib el-Kelbi haber verdi. O babasından, o Ebu Salihten, o da İbn Abbastan rivayet ettiğine göre: Kendisini Abdullah b. Abdülmuttalibe teklif eden kadın, Beni Esed b. Abdüluzzaya mensup bir kadın olup Varaka b. Nevfelin kardeşiydi. Bize Hişam b. Muhammed b. es-Saib el-Kelbi haber verdi. O da Ebu Feyyad el-Hasamiden rivayet etti; dedi ki: Abdullah b. Abdülmuttalib, Fatıma bt. Mürr denilen Hasam kabilesine mensup bir kadının yanından geçti. Kendisi insanların en güzeli, en genci ve en iffetlisiydi. Kureyş gençleri onu konuşuyorlardı. Fatıma, Abdullahın yüzünde peygamberlik nurunu gördü ve ona, “Ey genç! Sen kimsin?” diye sordu. Abdullah kendisini tanıttı. Fatıma, “Benimle birlikte olman karşılığında sana yüz deve vermeme ne dersin?” dedi. Abdullah ona baktı ve şöyle dedi: Harama gelince, ölüm ondan beterdir. Helala gelince, aramızda helallik yok ki onu açıklayayım. O halde senin düşündüğün şey nasıl mümkün olabilir? Sonra Abdullah eşi amine bt. Vehbe gitti; onunla beraber oldu. Sonra Hasamiyye kabilesine mensup kadını, onun güzelliğini ve kendisine yaptığı teklifi hatırladı. Ona yöneldi, fakat ilk defa ondan gördüğü ilgiyi ikinci kez görmedi. Abdullah, “Bana yaptığın teklife var mısın?” dedi. Kadın, “O bir kere oldu; bugün olmaz.” dedi. Bu söz darb-ı mesel oldu. Ayrıca, “Benden sonra sen ne yaptın?” dedi. Abdullah, “Eşim amine bt. Vehb ile birleştim.” dedi. Kadın, “Vallahi ben kuşkuyla hareket eden biri değilim. Ama senin yüzünde peygamberlik nurunu gördüm. İstedim ki o nur bende olsun. Allah istemedi; ancak kendisinin koyacağı yere koydu.” dedi. Kadının Abdullah b. Abdülmuttalibe yaptığı teklif ve Abdullahın teklifi reddetmesi haberi Kureyş gençlerine ulaştı. Gençler konuyu o kadına hatırlattılar. Bunun üzerine kadın şöyle diyordu: Parlayan bir bulut (genç) gördüm; Parlamaktaydı, yağmur bulutları arasında. O bulutun suyunun bir nuru vardı; Şafağın ortalığı aydınlatması gibi, Onun (o suyu taşıyan gencin) etrafını aydınlatıyordu. İtiraf etmeliyim ki, onu bir şeref olarak gördüm. Ancak, her çakmağını çakan onu ateşleyemez ya! Allah için (söylemek gerekirse), O Zühriye (amine, zifaf gecesinde), Senin üstünü başını çıkarırken seni zorla soymadı ve sen farkında değildin. Yine o kadın şöyle dedi: Ey Beni Haşim, ikisi nikah için mücadele ediyorlarken, amine beni kardeşinizden (Abdullahtan) ayırdı. Tıpkı, yağla yumuşatılmış fitilleri terk eden lamba gibi. Bir gencin sahip olduğu servet çalışkanlığından ileri gelmediği gibi, Elde edemedikleri şeyler de onun zafiyetinden ileri gelmiyor. Bir işe talip olacağın zaman onu güzelce talep et. Zira vuruşan iki şanslı sana kafi gelecektir. Ya yumulmuş bir el ya da, Parmak uçları açık olan bir el sana kafi gelecektir. amine o gençten elde edeceğini elde edince, Gözüm ondan uzaklaştı ve dilim ağırlaştı. Bize Vehb b. Cerir b. Hazim haber verdi; dedi ki: Bize Babam haber verdi; dedi ki: Ebu Yezid el-Medeniden işittim; dedi ki: Bize haber verildiğine göre Resulallahın babası Abdullah, Hasam kabilesine mensup bir kadının yanından geçti. Kadın onun iki gözü arasında semaya doğru yükselen bir nur gördü ve “Beni arzular mısın?” dedi. Abdullah “Evet, ancak cemreye taş attıktan sonra.” dedi. Cemreye taş attı, sonra eşi amine bt. Vehbe geldi. Sonra onu, yani Hasam kabilesine mensup kadını hatırladı ve ona geldi. Kadın, “Benden sonra bir kadınla birlikte oldun mu?” dedi. Abdullah, “Evet, eşim amine bt. Vehbe gittim.” dedi. Kadın, “Artık sana ihtiyacım yok! Çünkü sen yürürken iki gözün arasında semaya doğru yükselen bir nur vardı. Sen onunla birlikte olduktan sonra o nur gitti.” dedi. amineye, yeryüzünün en hayırlı insanına hamile kaldığını haber verin.