"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Resulallahın Eşlerine Dair Ayetlerin Tefsiri Babı

Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O Musab b. Sabitten, o Ebül-Esvedden, o da Urveden “Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” ayeti hakkında şunu rivayet etti: Burada kast edilen Resulallahın eşleridir. Ayet, Ayşenin evinde nazil olmuştur. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O Abdüsselam b. Musa b. Cübeyrden, o babasından, o da Ebu Ümame b. Sehlden “Evlerinizde okunan Allahın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın…” ayeti hakkında şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah eşlerinin evinde gece ve gündüz vakitlerinde nafile namaz kılardı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O İbn Ebu Sebreden, o Salih b. Muhammedden, o Ebu Ümame b. Sehlden, o da Ümmü Selemeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah tüm eşlerinin evinde namaz kılardı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O es-Sevriden, o İbn Ebu Necihten, o Mücahidden, o da Ümmü Selemeden şöyle dediğini rivayet etti: “Ya Resulallah! Kuranın kadınlara dair söyledikleri şeyler nelerdir?” Bunun üzerine Allah (c) bunun üzerine şu ayeti indirdi: “Şüphesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlar, itaatkar erkeklerle itaatkar kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allaha derinden saygı duyan erkekler, Allaha derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allahı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükafat hazırlamıştır.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi O Mamerden, o da Katadeden “Evlerinizde okunan Allahın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın…” ayeti hakkında şöyle dediğini rivayet etti: [“Ayetler ve hikmet” ifadesinden maksat] Kuran ve sünnettir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O Mamerden, o da Katadeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın eşleri zikredilince diğer kadınların, “Şayet bizlerde hayır olmuş olsaydı bizler de zikredilirdik.” demeleri üzerine Allah (c) şu ayeti indirdi: “Şüphesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlar, itaatkar erkeklerle itaatkar kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allaha derinden saygı duyan erkekler, Allaha derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allahı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükafat hazırlamıştır.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O es-Sevriden, o Firastan, o eş-Şabiden, o da Mesruktan “Peygamber, müminlere kendi canlarından daha yakındır. Eşleri, onların analarıdır…” ayeti hakkında şöyle dediğini rivayet etti: Bunun üzerine bir kadın, Ayşeye, “Ey anneciğim!” diye hitap edince Ayşe “Ben sizin erkeklerinizin annesiyim, kadınlarınızın değil.” karşılığını verdi. el-Vakıdi dedi ki: Bunu Abdullah b. Musa el-Mahzumiye zikrettiğimde şunu dedi: Bana Musab b. Abdullah b. Ebu Ümeyye, Peygamberin eşi Ümmü Selemeden şöyle dediğini rivayet etti: Ben, sizin erkeklerinizin ve kadınlarınızın annesiyim. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İbn Ebu Sebre haber verdi; dedi ki: Bana Süleyman b. Yesar haber verdi. O da İkrimeden şöyle dediğini rivayet etti: İlk Cahiliye dönemi İbrahimin içinde doğduğu dönemdir. Kadınlar bu dönemde süslenirler ve vücutlarını gösteren elbiseler giyerlerdi. Muhammedin içinde doğduğu sonraki Cahiliye dönemindeyse insanlar geçim temin etme ve giyim-kuşam konusunda zorluk içindeydiler. Bunun üzerine Allah kendi elçisine ona yeryüzünü açacağına dair vaatte bulundu ve şunu söyledi: “Eşlerine de ki: Şayet seni istiyorlarsa ilk Cahiliyede açılıp saçıldıkları gibi açılıp-saçılmasınlar! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” Allah evlerinizde okunacak olan şeyin Kuran olduğunu söylüyor. Bunun üzerine kadınlar erkeklere dediler ki: “Biz de sizin Müslüman olduğunuz gibi Müslüman olduk, sizin yaptıklarınızı biz de yaptık. Sizler Kuranda zikrolunduğunuz halde biz zikrolunmuyoruz!” İnsanlar önce “Müslüman” diye isimlendiriliyorlardı. Fakat hicret ettiklerinde “Müminler” diye isimlendirildiler. Allah bu konuda şu ayeti inzal buyurdu: “Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, boyun eğen erkekler ve boyun eğen kadınlar, [yani itaat eden erkekler ve itaat eden kadınlar] doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, [yani Ramazanda sabır gösterenler] ırzlarını koruyan erkekler ve [ırzlarını] koruyan kadınlar, [yani kadınlardan] Allahı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar. [yani Allahın nimetlerini zikretmek] İşte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükafat hazırlamıştır.” Resulallah onları dünya ve ahiret arasında tercihte serbest bırakınca onlar Allah ve Resulünü tercih ettiler. Allah da bunun üzerine şu ayeti indirdi: “Bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen, bunların yerine başka hanımlar alman sana helal değildir. [Dedi ki: Seni tercih eden bu dokuz kadından sonra başkalarıyla evlenmeni yasakladı.] elinin altında bulunan cariyeler hariç, güzellikleri hoşuna gitse bile, bunların yerine başka hanımlar alman sana helal değildir.” [ancak senin yanında bulunan dokuz kadın hariç]. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Cafer anlattı. O İbn Ebu Avndan, o da Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazmdan “Sizin Allahın Resulünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikahlamanız asla caiz olmaz.” ayeti hakkında şunu rivayet etti: Bu ayet, Talha b. Ubeydullah hakkında nazil oldu. Çünkü o, “Resulallah vefat edince Ayşe ile evleneceğim” demişti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O Abdurrahman b. Ebüz-Zinaddan, o da İbrahim b. Ukbeden rivayet etti. Ayrıca bana Abdüsselam b. Musa b. Cübeyr anlattı. O babasından, o da Ebu Ümame b. Sehl b. Huneyften rivayet etti: [İki rivayetin son ravileri] “Bir şeyi gizleseniz de açığa da vursanız da” ayeti hakkında dediler ki: Allah, “Bu konuda konuşup Resulallahın falanca hanımıyla evleneceğiz. deseniz de bunu içinizde gizleyip dile getirmezseniz de, Allah her şeyden haberdardır.” demektedir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Mamer b. Raşid anlattı. O da ez-Zühriden “…Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere [helal kıldık]…” ayeti hakkında şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahtan sonra bir kadının kendini bir erkeğe hibe etmesi helal değildir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana es- Sevri anlattı. O Ebu Abdülkerimden, o da İbrahimden aynısını rivayet etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O Süfyan ve Mansur b. Ebül-Esvedden, o Zekeriyya b. Ebu Zaideden o da eş-Şabiden “…Boşadığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda…” ayeti hakkında şöyle dediğini rivayet etti: Bu kadınlar, kendilerini Resulallaha hibe eden, fakat Resulallahın onlarla zifafa girmediği, onlara hicabı emretmediği ve Resulallahtan sonra da başka bir kimsenin onlarla evlenmediği kimselerdir. Ümmü Şerik onlardandır. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Üsame b. Zeyd b. Eslem anlattı. O Ömer b. Abdullah el- Absiden, o da Muhammed b. Kab el-Kuraziden aynısını rivayet etti. Muhammed b. Ömer dedi ki: “Bu, bizim katımızda bilinen durumdur.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Üsame b. Zeyd b. Eslem rivayet etti: O İbn Kab el- Kuraziden “Allahın, kendisine helal kıldığı şeyde Peygambere herhangi bir vebal yoktur. Önce gelip geçenler arasında da Allahın adeti böyle idi. Allahın emri mutlaka yerine gelecek, yazılmış bir kaderdir.” ayeti hakkında şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah, Allahın helal kıldığı bu kadınlardan istediğiyle evlenebilir. Bu diğer peygamberlerin de sünnetiydi. Süleyman b. Davudun 700ü mihrle evlendiği kadınlar, 300ü ise cariye olmak üzere 1000 hanımı vardı. Davudun yüz eşi olup onlar içinde Süleymanın annesi uriya da vardı. Davud onunla imtihandan sonra evlenmişti. Bu da Muhammedin sahip olduğu eş sayısından daha çoktur. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Hişam b. Sad anlattı. O da Gufrenin mevlası Ömerden şöyle dediğini rivayet etti: Yahudiler Resulallahın kadınlarla evlendiğini görünce “Şu adama bakın, ne yemeğe doyuyor ve Allaha yemin olsun ki, ne de kadınlardan başkasına meyl ediyor!” dediler. Eşlerinin çok olmasından dolayı ona hased ettiler ve onu bundan dolayı da ayıpladılar. “Şayet o bir peygamber olsaydı kadınlara rağbet etmezdi.” dediler. Bu konuda onların en aşırı gideni Huyey b. Ahtab idi. Bunun üzerine Allah onları yalanladı, peygamberine fazlından verdiği şeyi onlara haber verdi: “Yoksa onlar, Allahın lütfundan verdiği şeyler için insanlara hased mi ediyorlar? [yani Resulallaha] Oysa İbrahim soyuna Kitabı ve hikmeti verdik ve onlara büyük bir hükümranlık bahşettik.” Bu hükümranlık, Süleyman b. Davuda verilmiş olan hükümanlıktır. Onun 700ü mihrle evlendiği, 300ü de cariye olmak üzere 1000 kadını vardı. Davudun yüz kadını vardı ve Süleyman b. Davudun annesi uriya onlardandı. Davud imtihandan sonra onunla evlenmişti. Bu da Muhammede verilenlerden çok fazladır. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İbrahim b. Yezid el-Mekki anlattı. O Süleyman b. el- Ahvelden Hişam b. Huceyrden, onlar da Tavustan şöyle dediğini rivayet ettiler: Ayrıca Bana Ebüz-Zinad anlattı. O babasından, o el- Arecden, o Ebu Hüreyreden, o da Resulallahtan şöyle dediğini rivayet etti: Süleyman b. Davud, “Bir gecede yetmiş kadının yanına gitmekteyim. Her biri Allah yolunda savaşacak bir erkek dünyaya getirecektir.” dedi. Arkadaşı ona, “inşaallah” demesini söyledi. O da bunu söylemedi ve unuttu. O kadınlardan biri dahi dünyaya çocuk getirmedi. Ancak bir kadın yarım halde bir erkek çoçuk doğurdu. Şayet “inşaallah” deseydi hata etmemiş olacaktı ve ihtiyacını elde edecekti. Onlar da Allah yolunda süvariler olarak cihad edeceklerdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ebu Maşer anlattı. O da el-Makburiden Süleyman b. Davudun şöyle dediğini rivayet etti: “Ben bir gecede yüz kadınla beraber olacağım. Onlardan her biri Allah yolunda cihad edecek bir süvari dünyaya getirecektir.” Ancak inşaallah demedi, şayet deseydi bu gerçekleşirdi. Yüz kadınla beraber oldu; fakat onlardan sadece biri hamile kaldı. Onun da çocuğu yarım doğdu. Dünyaya gelen çocukları ölüyordu. Bunun üzerine ölüm meleği bir insan suretinde yanına geldi ve Süleyman ona şunu dedi: “Şayet gücün yeterse şu oğlumun eceli geldiği zaman sekiz gün tehir et!” Ölüm meleği, “Hayır, fakat ecelinin geldiğini üç gün önceden sana haber vereceğim.” dedi. Süleymana ölüm meleği, ecelinin gelmesinden üç önce gelip haber verince, yanında bulunan cinlere, “Hanginiz benim için bu oğlumu saklar?” diye sordu. Onlardan biri, “Onu senin için doğuya alır saklarım.” dedi ve “Onu kimden saklıyorsun.” diye sordu. Süleyman, “Ölüm meleğinden!” diye cevap verdi. Cin, “Ölüm meleği onu orada da bulur.” Dedi. Bir diğer cin, “Ben onu batıda saklarım.” dedi ve onu kimden sakladığını sordu. Süleyman aynı şekilde “Ölüm meleğinden.” dedi. Cin, “Onun gözü orayı da bulur.” dedi. Sonra bir diğer cin, “Ben onu yerin yedi kat altında saklarım.” deyip onu kimden sakladığını sorması üzerine, Süleyman “Ölüm meleğinden.” dedi. Cin, “Onun gözü orayı da bulur.” dedi. Sonra bir başka bir cin “Onu görünmeyen iki bulut arasına saklayacağım.” dedi. Süleyman “Olursa bu olur.” dedi. Eceli geldiğinde Ölüm meleği yeryüzüne baktı. Ne doğuda, ne batıda, ne de denizlerde onu göremedi. Derken onu iki bulut arasında gördü. Onun ruhunu Süleymanın tahtının üzerinde aldı. İşte bu da Allahın şu sözünde belirttiğidir: “Andolsun biz Süleymanı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bırakıverdik.”