"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

4965. Safiyye

[Safiyye] bt. Huyey b. Ahtab b. Saye b. amir b. Ubeyd b. Kab b. el-Hazrec b. Ebu Habib b. Nadir b. Nahham b. Yenhum olup İsrailoğullarından Harun b. İmranın soyundan gelmiştir. Annesi Berre bt. Samuel olup Nadiroğullarının kardeşi olan Kurayzaoğullarından Rifaa b. Samuelin kız kardeşidir. Safiyye daha önce Selam b. Mişkem el-Kurazi ile evliydi; fakat ondan boşandı. Daha sonra da Kinane b. Rebi b. Ebül-Hukayk en-Nadri ile evlendi. Bu adam Hayber savaşında öldürülmüştür. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Üsame b. Zeyd b. Eslem anlattı. O Hilal b. Üsameden, o Ata b. Yesardan, o da Ebu Hüreyreden şöyle dediğini rivayet etti. Yine bize Ömer b. Osman b. Süleyman b. Ebu Hasme el-Adevi anlattı. O da Ebu Gatafan b. Tarif el- Mürriden şöyle dediğini rivayet etti. Yine bize Muhammed b. Musa anlattı. O İshak b. Abdullah b. Ebu Talhadan, o da Enes b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti. Yine bize Abdullah b. Ebu Yahya anlattı. O Sübeyte bt. Hanzaleden, o da annesi Ümmü Sinan elEslemiyyeden rivayet etti: (Ravilerin hadisleri iç içe girdi.) Resulallah Hayberde savaşıp da genimet elde edince Safiyye bt. Huyey ve bir amca kızını el-Kamusta esir almıştı. Resulallah her ikisini de muhafaza etmesi için Bilale emir verdi. Her ganimet içinden Resulallahın seçip aldığı özel bir payı vardı. İşte Safiyye de Resulallahın Hayber savaşında kendisi için seçip aldıkları arasında yer aldı. Resulallah Allah ve Resulünü kabul ettiği takdirde kendisini azat edeceğine dair teklif sundu. Bu teklif karşısında Safiyye “Ben Allah ve Resulünü seçiyorum.” cevabını verdi. Müslüman olunca Resulallah onunla evlendi ve mihri de hürriyete kavuşturulması oldu. Resulallah Safiyyenin yüzünde, gözüne yakın bir yerde bir morarma olduğunu görünce onun ne olduğunu sordu. Safiyyenin buna cevabı şu şekilde oldu: Ya Resulallah! Rüyamda bir ay gördüm. Yesrib tarafından geldi ve benim odama girdi. Ben de bunu kocam Kinaneye söyleyince, o da “Sen şu Medineden gelen kralın eşi mi olmak istiyorsun?” deyip yüzüme vurdu. Safiyye iddet bekledi. İddeti bitmeden Resulallah Hayberden çıkmadı. Resulallah Hayberden ayrıldığı sırada Safiyye ile gerdeğe girmedi. Safiyye Resulallahın devesine bindirilmek için getirildiğinde Resulallah deveye binmesi için dizine basmasını istedi; fakat Safiyye ayaklarıyla Resulallahın dizine basmaktan çekindi ve dizleriyle yere çökmüş olan Resulallahın bacaklarına basarak deveye bindi. Resulallah onu arkasına bindirdi ve üzerini de örttü. Hırkasını onun üzerine attı, yüzünü ve sırtını örttü, daha sonra da ayaklarına kadar örtüyü gerdi ve ona eşi gibi muamele etti. Haybere altı mil mesafede yer alan Sibar denen mevkiye geldiklerinde Resulallah onunla gerdeğe girmek istedi, fakat Safiyye bundan kaçınınca Resulallah bu davranışa sıkıldı. Haybere bir konaklık mesafede yer alan es-Sahbaya vardıklarında Resulallah Ümmü Süleyme, “Sizin arkadaşınızla ilgilemeniz ve saçını taramanız gerekiyor.” şeklinde emir verdi. Çünkü Resulallah orada Safiyye ile gerdeğe girmek istiyordu. Ümmü Süleym, yanlarında çadır olarak kullanabilecekleri bir eşya olmadığını söyleyip iki parça kumaş ya da aba şeklinde iki geniş elbiseyi alıp bir ağacın yanında girilebilecek bir yer yaptı. Safiyyeyi orada tarayıp güzel kokularla bezedi. Ümmü Sinan el-Eslemiyye dedi ki: “Ben Safiyyeyi Resulallaha gerdeğe hazırlayanlar arasındaydım. Onun saçlarını taradık ve kokular sürdük. Safiyye genç bir kız idi ve en parlak zinetleri takındı. “Resulallah, ailesinin yanına girecek.” deninceye kadar zamanın nasıl geçtiğini fark etmedik. Bir ağacın altında Safiyyenin istenmeyen tüylerini almıştık. Resulallah gelip ona doğru yürüyünce Safiyye ona önceden söylediğimiz şekilde ayağa kalktı. Biz yanlarından ayrıldık ve Resulallah orada Safiyye ile gerdeğe girdi. Geceyi onunla geçirdi. Sabah yanına vardığımızda Safiyye yıkanmak istediğini belirtti. Onu alıp karargahtan uzak, kimsenin göremeyeceği bir yere götürdük. Safiyye orada ihtiyacını giderdi ve yıkandı. Ona, Resulallahı nasıl bulduğunu sorduğumda, onunla mesrur olduğunu, sabaha dek uyumadıklarını ve sohbet ettiklerini söyledi. Resulallah daha önceki mevkide neden gerdeğe girmek istemediğini sorduğunda, “Yahudilerin sana bir şey yapmasından korktum.” cevabını verdi. Bu sözler onun Resulallah katındaki değerini arttırdı. Resulallah o günün sabahında düğün yemeği verdi. Düğün yemeği sadece Hays denen yemekti. Yemekleri koydukları tabaklar da ancak deriden tabaklar idi. İnsanlar yemeklerini yedikten sonra Resulallah yola koyuldu ve on altı mil mesafede olan Kusaybe denen yere vardı. Bize Amr b. asım el-Kilabi haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire anlattı. O Humeyd b. Hilalden şöyle dediğini rivayet etti: Safiyye bt. Huyeyden dedi ki: “Rüyamda kendimi ve kendisini Allahın elçi olarak gönderdiğini iddia eden şu kimseyi, bir meleğin kanadıyla örttüğünü gördüm.” Ravi dedi ki: “Safiyyenin rüyasına tepki gösterdiler ve ona ağır sözler söylediler.” Bize Yezid b. Harun ve Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O Sabit el-Bünaniden, o da Enes b. Malikten şunu rivayet etti: Safiyye bt. Huyey, Dihye el-Kelbinin payına düşmüştü. Resulallaha, “Dihye el-Kelbinin payına güzel bir cariye düştü.” şeklinde haber verilince Resulallah onu satın aldı ve gerdeğe hazırlaması için Ümmü Süleymeye gönderdi. Ebül-Velid hadisinde şunu da söylemiştir: Resulallahın düğün yemeği eritilmiş yağ, süzme peynir ve hurmadan ibaretti. Yerde çukurlar açılarak içine deriler konulup tabak olarak kullanıldı. Sonra da içlerine eritilmiş yağ, süzme peynir ve hurma bırakıldı. Yezid b. Harun da hadisinde şunu söylemiştir: Resulallah onunla evlendi mi yoksa onunla beraber olmak için mi yanına aldı, bilmiyorduk. Ne zaman ki onu devesine alıp da örtünce insanlar onunla evlendiğini anladılar. Medineye yaklaştıklarında insanlar develerini hızlıca sürünce Resulallah da hızlıca sürdü. Nitekim insanlar böyle yaparlardı. Deve sendeleyince Resulallah düştü; Safiyye de onunla birlikte düştü. Bu sırada Resulallahın eşleri olanlara bakıyorlardı. O anda, “Allah Yahudiyi bizden uzaklaştırsın! Allah ona yapacağını yaptı.” dediler. Resulallah kalkıp doğruldu, Safiyyeyi örttü ve arkasına aldı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İbrahim b. Cafer anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Safiyye, Resulallahın huzuruna girince Resulallah ona şunu söyledi: “Senin baban Yahudiler içinde bana karşı hep en sert tepki gösterenlerdendi. Neticede Allah onu öldürdü.” Bunun üzerine Safiyye, “Ya Resulallah! Allah kitabında Kimse kimsenin günahını yüklenmez. buyuruyor.” dedi. Resulallah “Seçimini yap! Şayet İslamı seçersen seni yanımda tutar eşim olursun. Şayet Yahudiliği tercih edersen belki de seni azat ederim; sen de kavmine dönersin.” dedi. Safiyye bu sözler üzerine şunları söyledi: “Ya Resulallah! Ben İslama yöneldim, daha beni davet etmeden ve yolculuğa çıkacağımız sırada ben seni tasdik ettim. Yahudiliği tercih edip de ne yapacağım? Onda ne babam ne de kardeşim var. Sen beni, İslam ve küfür tercihinde serbest bıraktın. Allah ve Resulü bana hürriyete kavuşmamdan ve kavmime dönmemden daha hayırlıdır.” Resulallah onu kendisi için yanında tuttu. Safiyyenin annesi Kaynukaoğulları kadınlarından olup Amroğulları koluna mensuptu. Resulallah onun babası hakkında Safiyyenin hoşuna gitmeyecek bir söz söylediği duyulmamıştır. Safiyye daha önce Sellam b. Mişkem ile evliydi. Sellam onu boşayınca da Kinane b. Ebül-Hukayk ile evlenmişti. Bize Amr b. asım el-Kilabi haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el-Muğire anlattı; dedi ki: Bize Sabit anlattı. O da Enes b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Savaş esirlerinin dağıtımı sırasında Safiyye, Dihyenin payına düşmüştü. İnsanlar onu Resulallahın yanında överek, “Esirler arasında daha önce benzerini görmediğimiz bir kadın var.” dediler. Resulallah onun karşlığında Dihyeye razı olacağı miktarda bir şeyler gönderdi ve sonra Safiyyeyi anneme gönderip, “Ona gerekli bakımı yaparsın.” dedi. Resulallah Hayberden ayrıldı. Safiyyeyi arkasına almıştı ve konakladıkları yerde ona bir çadır kurdu. Sabah olduğunda insanlara, “Kimin yanında fazla yiyecek varsa onu bize getirsin.” dedi. İnsanların kimisi kavurulmuş un, kimisi eritilmiş yağ, kimi de hurma getirdi. Derken ortada bir yığın oluştu. Getirilenlerle Hays denilen bir yemek yaptılar ve Resulallah ile beraber yediler. Yağmur suyuyla oluşmuş bir gölden de su içtiler. İşte bu, Resulallahın Safiyye için verdiği düğün yemeği idi. Bizler Medinenin duvarlarını görünce bineklerimizi hızlıca sürmeye başladık. Safiyye Resulallahın arkasında idi. Bineklerimiz o anda sendeledi. Resulallah yere düşünce Safiyye de düştü. Hiç kimse ne Resulallaha, ne de Safiyyeye bakmadı. Resulallah Safiyyeyi örtmüştü. İnsanlar yanına gelince Resulallah, “Bir şeyim yok!” dedi. Bizler Medineye girdiğimizde Resulallahın eşlerine ait cariyeler Safiyyeyi görmek için gelmişlerdi. O esnada düşmesinden dolayı Safiyyeyle alay ettiler. Bize el-Mualla b. Esed haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. el-Muhtar anlattı. O Yahya b. Ebu İshaktan anlattı; dedi ki: Enes b. Malik bana şöyle dedi: Ben ve Ebu Talha, Resulallah ile beraber geldik. Safiyye Resulallahın arkasına binmişti. Hareket halinde iken develer sendeleyince Resulallahın düşmesi üzerine Safiyye de düştü. Ebu Talha hemen Resulallaha giderek, “Ey Allahın elçisi bir şey oldu mu?” diye sorunca, Resulallah “Hayır, sen hanımla ilgilen.” dedi. Ebu Talha elbisesini yüzüne örttü ve kadına yaklaştı; bir elbise ile onu örttü. Kadın kalkınca onu Resulallahın bineğine bindirdi. Resulallah da binince biz de bindik ve Medinenin girişine ulaştık. Resulallah o esnada, “Medineye, Rabbimize hamd ile tövbe ve ibadet ederek dönüyoruz. [aibune taibun, abidune li-Rabbina hamidun]” dedi. Bunu Medineye varıncaya dek söyledik. Bize ed-Dahhak b. Mahled Ebu asım en-Nebil ve Ravh b. Ubade haber verdiler. Onlar İbn Cüreycden, o Ziyad b. İsmailden, o Süleyman b. Atikten, o da Cabir b. Abdullahtan şunu rivayet etti: Safiyye bt. Huyey kurduğumuz çadırda Resulallah ile gerdeğe girince Resulallah “Anneniz için hazırlık yapın.” dedi. Akşam olunca geldik ve orada yemek olarak bir şeylerin bulunduğunu gördük. Resulallah da o sırada hırkasının bir tarafında bir iki avuç kadar acve hurmasıyla geldi. Bizi sofraya çağırarak, “Annenizin düğün yemeğine buyurun.” dedi. Bize İsmail b. İbrahim el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. Suheyb anlattı. O da Enes b. Malikten şunu rivayet etti: Resulallah Safiyyeyi azat edip onunla evlendi. Sabit el-Bünani, Enese “Peki ona mihr olarak ne verdi?” diye sorunca “Kendisini! Onu azat edip onunla evlendi.” dedi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Sabit, Abdülaziz b. Suheyb ve Şuayb b. el-Habhabdan, onlar da Enes b. Malikten şunu rivayet ettiler: “Resulallah Safiyyeyi azat edip bunu da onun mihri saydı.” Abdülazizin Sabite şunu sorduğunu işittim: “Ey Ebu Muhammed! sen bunu Enese sormuşsundur: Safiyyenin mihri neydi?” O da “Kendisiydi!” cevabını verdi. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Eban b. Yezid anlattı. O Şuayb b. el-Habhabdan, o da Enes b. Malikten şunu rivayet etti: Resulallah Safiyyeyi azat edip bunu da onun mihri olarak kabul etti. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Mehdi b. Meymundan, o Şuayb b. el-Habhabdan, o da Enes b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Safiyyeyi azat edip bunu da onun mihri olarak kabul etti. Bize Yezid b. Harun, Said b. amir ve Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdiler. Onlar Said b. Ebu Arubeden, o Katadeden, o da Enes b. Malikten şunu rivayet etti: Resulallah Safiyyeyi azat edip bunu da onun mihri saydı. Bize el-Velid b. Ağar el-Mekki haber verdi; dedi ki: Bize Abdülhamid b. Süleyman anlattı. O Ebu Hazimden, o da Sehl b. Saddan şunu rivayet etti: Resulallah Safiyye bt. Huyey b. Ahtab ile gerdeğe girince düğün yemeği verdi. Ravi dedi ki: “Düğün yemeğinde ne vardı.” diye sordum. “Hurma ve sevik.” dedi. “O sırada Safiyyenin insanlara sıkılmış meyve suyu içirdiğini gördüm.” Ravi dedi ki: “Ben içeceğin hangi şeyden üretildiğini sorduğumda da şunu söyledi: Kadınlar onu akşamdan ya da geceden, taş küplere ya da kavanozlara konulmuş hurmalardan ürettiler. Sabah olunca da Safiyye onu insanlara ikram etti.” Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Eyyubdan, o da İkrimeden şunu rivayet etti: Resulallah Safiyyeyi azat edip bunu da onun mihri saydı. Bize Ahmed b. Muhammed b. el-Velid el-Ezraki haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Ebür-Rical anlattı. O da Abdullah b. Ömerden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Safiyyeyi getirdiğinde Ayşenin insanlar arasında peçesiyle durduğunu gördü. Yanına gidip elbisesinden tutarak “Ey kumralcık! Onu nasıl buldun?” deyince Ayşe “Yahudiler arasında bir Yahudi kadın gördüm.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Kesir b. Zeyd anlattı. O el-Velid b. Rebahtan, o da Ebu Hüreyreden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Safiyye ile gerdeğe girince Ebu Eyyub el- Ensari onun kapısında geceyi nöbetle geçirdi. Sabah olunca Resulallah Ebu Eyyubu elinde kılıç ile gördü ve tekbir getirdi. Ebu Eyyub o anda şunu söyledi: “Ya Resulallah! Bu aramıza katılan yeni bir gelindir. Ben onun babasını, kardeşini ve eşini öldürdüğüm için senin için ondan emin olamadım.” Bu sözler üzerine Resulallah güldü ve ona hayır temennisinde bulundu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Üsame b. Zeyd b. Eslem anlattı. O babasından, o da Ata b. Yesardan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah yanında Safiyye ile birlikte Hayberden dönünce onu Harise b. en-Numanın evlerinden birine yerleştirdi. Ensar hanımlarının onun güzelliği hakkında konuştuklarını işitti. Kadınlar gelip ona baktıklarında Ayşe de gelmişti. Yüzü peçeliydi. Resulallah onu tanıdı. Dışarı çıktığında Resulallah hemen peşinden gitti ve “Ey Ayşe! Onu nasıl buldun?” diye sordu. Ayşe “Bir Yahudi kadın gördüm!” deyince Resulallah, “Böyle deme ey Ayşe! Şüphesiz ki o Müslüman olmuş ve bunu güzel yaşamaktadır.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Ebu Yahya anlattı. O Sübeyte bt. Hanzaledan, o da annesi Ümmü Sinan el-Eslemiyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Medineye vardığımızda Safiyyeyi evine yerleştirinceye dek evlerimize gitmedik. Muhacirlerin ve Ensarın hanımları onun geldiğini duyduklarında kılık kıyafetlerini değiştirip onun yanına gittiler. O esnada Resulallahın eşlerinden dördünün yüzleri peçeli halde geldiğini gördüm. Bunlar Zeynep bt. Cahş, Hafsa, Ayşe ve Cüveyriye idi. Zeynebin Cüveyriyeye, “Ey Harisenin kızı! Sanırım bu kız Resulallahın yanında bizi geride bırakacak!” dediğini duydum. Cüveriye ise “Asla! Çünkü o, kocaların arzu ettiği türden hanımlardan değildir.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bize Sabit el-Bünani anlattı. O Şümeyseden, o da Ayşeden şunu rivayet etti: Resulallah bir sefere çıkmıştı. O sırada Safiyyenin devesi hastalandı. Zeynebin yanında fazladan bir deve vardı. Resulallah “Safiyyenin devesi hastalandı, senin develerinden birini ona versen?” deyince o, “Bu Yahudi kadına mı verececeğim?” dedi. Bunun üzerine Resulallah Zeynebe, Zilhicce ve Muharrem olmak üzere iki ay ya da üç boyunca yaklaşmadı. Zeynep dedi ki: “Ondan ümidimi kestim ve yatağımı da dürüp kaldırdım. Durum bu vaziyetteyken birgün gündüz ortasında kendimi Resulallahın gölgesinde buldum; bana geliyordu.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Cafer anlattı. O da İbn Ebu Avndan şöyle dediğini rivayet etti: Bir defasında Ayşe ve Safiyyenin birbirlerine kötü sözler söylediğini duyan Resulallah Safiyyeye, “Sen de Babam Harundur ve Musa da amcamdır. deseydin ya!” dedi. Bundan anlaşıldığına göre Ayşe ona karşı üstünlük taslamıştı. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Mahreme b. Bükeyr anlattı. O babasından, o da Said b. el- Müseyyebden şöyle dediğini rivayet etti: Safiyye bt. Huyeyin yanına gitmiştim. Kulağında küpeler vardı. Onları Fatıma ve yanında bulunan hanımlara verdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İbn Cüreyc anlattı. O da Atadan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Safiyye için gün taksim etmemişti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İbn Ebu Zib anlattı. O da ez-Zühriden şöyle dediğini rivayet etti: Safiyye, Resulallahın eşlerindendi ve diğer eşlerine günleri taksim ettiği gibi ona da taksim ediyordu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İshak b. Yahya anlattı. O ez-Zühriden, o Malik b. Evs b. el-Hadesandan, o da Ömerden şunu rivayet etti: Resulallah Safiyyenin de örtünmesini emretti ve diğer eşleri arasında günleri taksim ettiği gibi ona da taksim etmişti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Üsame b. Zeyd anlattı. O Hilal b. Üsameden, o Ata b. Yesardan, o da Ebu Hüreyreden şunu rivayet etti: Resulallah Safiyyenin de örtünmesini emretti ve diğer eşleri gibi onun için de gün taksim etti. Muhammed b. Ömer dedi ki: Resulallah Hayber ganimetinden ona seksen vesk hurma, yirmi vesk de arpa vermiştir. Bunun buğday olduğu da söylenmiştir. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Sad anlattı. O da Zeyd b. Eslemden şunu rivayet etti: Resulallah, vefatından önce yakalandığı hastalığında hanımlarını yanına toplanmıştı. O sırada Safiyye bt. Huyey, “Ey Allahın Nebisi! Keşke sana gelen bana gelseydi!” deyince, diğer eşleri onun hakkında kaş-göz işareti yaptılar. Resulallah bunu görünce, “Ağzınızı durulayın!” dedi. Onlar da “Hangi şeyden?” diye sordular. Resulallah da “Arkadaşınızı kaş-göz işaretiyle çekiştirmenizden, Allaha yemin olsun ki, o sadık biridir.” dedi. Bize Malik b. İsmail ve el-Hasan b. Musa haber verdiler; dediler ki: Bize Züheyr anlattı; dedi ki: Bize Kinane anlattı; dedi ki: Ben, Osmanı korumak isteyen Safiyyeye öncülük ediyordum. Eşter onunla karşılaştığında katırının yüzüne vurdu ve katır sendeledi. Safiyye “Beni geri dönderin, bu adam beni rezil etmesin!” dedi. el-Hasan hadisinde dedi ki: Daha sonra Osmanın evi ile kendi evi arasında bir tahta koyarak onunla yemek ve su taşıdı. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Yahya b. Saidden şunu rivayet etti: Safiyye akrabalarından olan bir Yahudiye vasiyette bulunmuştu. Bize Said b. amir ve Hişam b. Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdiler. Onlar Şubeden, o da Husayn b. Abdurrahmandan şöyle dediğini rivayet etti: Ben “Bu Safiyyenin varisidir.” dedikleri yaşlı bir adam gördüm. Fakat adam, Safiyye öldükten sonra Müslüman oldu. Bu yüzden de ona varis olamadı. Muhammed b. Ömer dedi ki: Safiyye bt. Huyey, Muaviye b. Ebu Süfyanın hilafeti sırasında 50 senesinde öldü. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Huveytıb b. Abdüluzzanın mevlası Harun b. Muhammed b. Salim anlattı. O babasından, o da Ebu Seleme b. Abdurrahmandan şöyle dediğini rivayet etti: Safiyye, 100.000 dirhem değerinde mal ve araziyi miras bıraktı. Bunun üçte birini Yahudi olan kız kardeşinin oğluna vasiyet etti. Ebu Seleme dedi ki: Bunu ona vermek istemediler. Neticede bu iş için Ayşeye gidildi. O da, “Allahtan korkun ve ona vasiyet edileni verin.” dedi. Bu malın üçte birini aldı. Bu da 33.000 dirhemden fazla bir meblağa tekabül etti. Safiyyenin bir evi vardı ve onu da daha hayattayken tasadduk etmişti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Musa anlattı. O Umare b. el-Muhacirden, o da amine bt. Ebu Kays el-Gıfariyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Ben, Safiyyeyi Resulallah için gerdeğe hazırlayan kadınlar arasında yer almıştım. Şunu söylediğini duymuştum: “Resulallah ile gerdeğe girdiğimde daha on yedi yaşıma girmemiştim.” [İbn Sad] dedi ki: Safiyye, Muaviye b. Ebu Süfyanın hilafeti sırasında 52 senesinde vefat etti ve Baki Mezarlığına defnedildi.