"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Muhammedin evlilikleri

Resulallah efendimiz, Hatice validemizin vefatından sonra, ikinci defa olarak; ellibeş yaşında iken Ebu Bekrin kızı Ayşe validemizle evlendi. Allahın emri ile nikah eylemişti. ahirete irtihal edinceye kadar, sekiz sene onunla yaşadı.

Diğer evliliklerini hep dini, siyasi sebeplerle veya merhamet ve ihsan ederek yapmıştır. Bunların hepsi dul olup, çoğu yaşlı idi. Mesela, Mekkedeki kafirlerin, müslümanlara eziyet ve zararları dayanılamayacak bir dereceye geldikte, Eshab-ı kiramın bir kısmı Habeşistana hicret etmişti. Habeş padişahı Necaşi, hristiyan idi. Müslümanlara çeşitli şeyler sorup, aldığı olgun cevaplara hayran kalarak imana geldi. Müslümanlara çok iyilik yaptı. İmanı zayıf olan Ubeydullah bin Cahş, fakirlikten kurtulmak için papazlara aldanıp mürted olmuş, dinini dünyaya değişmişti. Resulallah efendimizin halasının oğlu olan bu melun, karısı Ümm-i Habibeyi de dinden çıkıp zengin olmaya cebr ve teşvik etti ise de, kadın, fakirliğe ve ölüme razı olacağını, fakat Muhammed ın dininden çıkmayacağını söyleyince, bunu boşadı. Sürünerek, sefaletten ölmesini bekliyordu. Fakat, az zamanda kendi öldü. Ümm-i Habibe, Mekkedeki Kureyşin o zamanki başkumandanı Ebu Süfyanın kızı idi. Resulallah efendimiz, o zamanlarda, Kureyş orduları ile çok çetin muharebelerde bulunuyor ve Ebu Süfyan, İslamiyeti yok etmek için son gayreti ile çarpışıyordu. Resulallah, Ümm-i Habibenin dininin kuvvetini ve başına gelen çok acı hali işitti. Necaşiye mektup yazıp; “Oradaki Ümm-i Habibe ile evleneceğim. Nikahımı yap! Sonra kendisini buraya gönder” şeklinde talepte bulundu. Necaşi daha önce müslüman olmuştu. Mektuba çok hürmet edip, oradaki müslümanları sarayına davet ederek, ziyafet verdi. Hicretin yedinci yılında nikah yapılıp, hediye ve ihsanlarda bulundu. Bu suretle Ümm-i Habibe, imanının mükafatına kavuşarak, orada zengin ve rahat oldu. Onun sayesinde, diğer müslümanlar da rahat etti. Cennetde, kadınlar kocalarının yanında bulunacakları için, Cennetin en yüksek derecesi ile müjdelenmiş oldu ki, dünyanın bütün zevk ve nimetleri, bu müjde yanında pek küçük kalır. Bu nikah, Ebu Süfyanın ilerde müslüman olmakla şereflenmesini hazırlayan sebeplerden birisi oldu. Görülüyor ki, bu nikah, Resulallahın aklının, zekasının, dehasının, ihsanının ve merhametinin derecesini de göstermektedir.

İkinci misal olarak; Ömerin kızı Hafsa dul kalmıştı. Hicretin üçüncü yılında Ömer, Ebu Bekre ve Osmana; “Kızımı alır mısın?” dedikde, düşüneyim demişlerdi. Bir gün, Resulallah efendimiz, her üçü ve başkaları yanında iken; “Ya Ömer! Seni üzüntülü görüyorum, sebebi nedir?” diye sordu. Bir şişedeki mürekkebin rengi kolay görüldüğü gibi, Resulallah efendimiz de, herkesin düşüncesini, bir bakışta anlardı. Lüzum görürse sorardı. Ona, hatta herkese doğru söylememiz farz olduğundan, Ömer de; “Ya Resulallah! Kızımı Ebu Bekre ve Osmana teklif ettim, almadılar” cevabını verdi. Resulallah, en çok sevdiği bu üç Eshabının üzülmesini hiç istemediğinden, onları sevindirmek için, hemen buyurdu ki: “Ya Ömer! Kızını, Ebu Bekrden ve Osmandan daha iyi birisine vermemi ister misin?” Ömer şaşırdı. Çünkü Ebu Bekrden ve Osmandan daha iyi kimse olmadığını biliyordu. “Evet, ya Resulallah!” dedi. “Ya Ömer, kızını bana ver!” buyurdu. Bu suretle, Hafsa , Ebu Bekrin ve Osmanın ve bütün müminlerin anneleri oldu ve bunlar, ona hizmetçi oldu ve Ebu Bekir ve Ömer ve Osman birbirlerine daha yakın ve daha sevgili oldular.

Üçüncü bir misal; hicretin beş veya altıncı senesinde, Beni Mustalak kabilesinden alınan yüzlerce esir arasında, Cüveyriyye , kabilenin reisi Harisin kızı idi. Bunu satın alıp azad ederek, kendilerine nikah edince, Eshab-ı kiramın hepsi; “Biz Resulallah efendimizin ailesinin, annemizin akrabasını cariye olarak, hizmetçi olarak kullanmaktan haya ederiz” dedi. Hepsi, esirlerini azad etti. Bu nikah, yüzlerce esirin azad olmasına sebeb oldu. Cüveyriyye , bu hali her zaman söyleyerek öğünürdü. Ayşe “Cüveyriyyeden daha hayırlı, daha bereketli bir kadın görmedim” derdi.