"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Veda hutbesi

…Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemiyeceğim.

İnsanlar! Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir. Her türlü tecavüzden korunmuştur.

Eshabım! Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bu günkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup işitenden daha iyi anlayarak muhafaza etmiş olur.

Eshabım! Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin! Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lakin borcunuzun aslını vermeniz gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allahın emriyle, faizcilik artık yasaktır. Cahiliyetten kalma bu çirkin adetin her türlüsü, ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım faiz de Abdülmuttalibin oğlu (amcam) Abbasın faizidir.

Eshabım! Cahiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdülmuttalibin torunu (amcamoğlu) Rebianın kan davasıdır.

Ey insanlar! Harbedebilmek için haram ayların yerlerini değiştirmek, şüphesiz ki, küfürde çok ileri gitmektir. Bu, kafirlerin kendisiyle dalalete düşürüldükleri bir şeydir. Bir sene, helal olarak kabul ettikleri (bir ayı), öbür sene haram olarak ilan ederler. Cenab-ı Hakkın helal ve haram kıldıklarının sayısına uydurmak için bunu yaparlar. Onlar, Allahın haram kıldığını helal, helal kıldığını da haram ederler.

Hiç şüphe yok ki, zaman, Allahın yarattığı gündeki şekil ve nizamına dönmüştür.

Ey insanlar! Bugün şeytan, sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyetini kurma gücünü ebedi surette kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız, bu onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allahtan korkmanızı tavsiye ederim. Siz, kadınları, Allahın emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allahadına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız; onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız; onların, aile mahremiyetinizi, sizin hoşlanmadığınız hiç bir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru bir şekilde, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.

Ey Müminler! Size bir emanet bırakıyorum ki, ona sıkı sarıldıkça, yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet, Allahın kitabı Kuran-ı kerimdir. (Başka rivayetlerde; “Sünnetim” ve “Ehl-i beytim” diye de bildirilmiştir)

Ey Müminler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi muhafaza ediniz! Müslüman, müslümanın kardeşidir ve böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz, başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisi vermiş olsun.

Eshabım! Nefsinize (kendinize) de zulmetmeyiniz. Kendinizin de üzerinizde hakkı vardır.

Ey insanlar! Allah her hak sahibine hakkını (Kuran-ı kerimde) vermiştir. Varise, vasiyete lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz, Yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allahın gazabına, meleklerin ve bütün müslümanların lanetine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ile şehadetlerini kabul eder.

Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz ademin çocuklarısınız, adem ise topraktandır. Allah katında en kıymetliniz, takvası çok olanınızdır. Arabın Arab olmayana bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.

Ey insanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?!…”

Eshab-ı kiram; “Allahın dinini tebliğ ettin. Vazifeni yerine getirdin. Bize vasiyet ve nasihatte bulundun, diye şehadet ederiz” dediler.

Bunun üzerine Resulallah efendimiz, mübarek şehadet parmağını kaldırarak cemaat üzerine çevirip indirdiler ve, “Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab!” buyurdular.

Sevgili Peygamberimiz, Veda Hutbesini okuduğu gün, Maide suresinin; “Bugün, dininizi sizin için ikmal eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyeti vermekle razı oldum…” mealindeki 3. ayet-i kerimesi nazil oldu. Peygamber efendimiz, bu ayet-i kerimeyi, Eshab-ı kirama okuyunca, Ebu Bekir ağlamaya başladı. Eshab-ı kiram ağlamasının sebebini sorunca; “Bu ayet-i kerime, Resulallahın vefatının yakın olduğuna delalet ediyor. Onun için ağlıyorum” buyurdu.

Resulallah efendimiz, Mekkede 10 gün kalıp, Veda haccını yaptı ve Veda tavafı yaparak, Medineye döndü. Veda haccından sonra Eshab-ı kiram geldikleri yerlere gidip, Resulallahın bildirdiği ve emrettiği şeyleri oralarda anlattılar.