Server-i alem efendimizin, mübarek nuru, annesine geçtiği zaman kurtlar, kuşlar birbirlerine; “Kainatın Efendisinin dünyayı teşrifleri yaklaştı. O, yeryüzünün emini, zamanın güneşidir” diyerek müjde verdiler. O gece, Kabedeki bütün putlar yüz üstü düştü. O zamanlar Mekke-i mükerremede kıtlık vardı. Senelerdir yağmur yağmamıştı. Ağaçlarda yeşil bir yaprak yoktu, mahsulden eser görünmez olmuştu. İnsanlar sıkıntı içine düşmüş, ne yapacaklarını bilemez hale gelmişlerdi. Sevgili Peygamberimizin mübarek nuru, Abdullahtan amineye geçtikten sonra o kadar yağmur yağdı, o kadar mahsul oldu ki, o seneye bolluk senesi diye isim verdiler.
amine validemiz hamile iken, kocası Abdullah ticaret için Şama gitmişti. Dönüşünde hastalandı. Medineye gelince dayıları Neccaroğullarının yanında onsekiz veya yirmibeş yaşında iken vefat etti. Bu haber Mekkede duyulunca koca şehir üzüntüye gark oldu. Eshab-ı kiramdan Abdullah ibni Abbas şöyle bildirmiştir; Peygamber efendimizin babası Abdullah, oğlu doğmadan vefat edince melekler; “Ey Rabbimiz, Resulün yetim kaldı” dediler. Allah; “Onun koruyucusu ve yardımcısı benim” buyurdu.