Allahın habibi, sevgilisi, yaratılmış bütün insanların, mahlukatın her bakımdan en üstünü, en güzeli, en şereflisi. Allahın medhettiği ve bütün insanlara ve cinne peygamber olarak seçip gönderdiği, son ve en üstün peygamber. alemlere rahmet olarak gönderilmiş olup, her şey onun hürmetine yaratılmıştır. Mübarek ismi, pek çok, tekrar tekrar övülmüş, methedilmiş manasına gelen Muhammed dır. Ahmed, Mahmud, Mustafa gibi başka mübarek isimleri de vardır. Babasının ismi Abdullah olup, hicretten 53 sene önce Rebiul-evvel ayının onikisinde Pazartesi gecesi, sabaha karşı Mekkede doğdu. Tarihçiler, bu günün, miladi sene ile 571 senesinin Nisan ayının yirmisine rastladığını bildirmektedirler.
Doğmadan birkaç ay önce babası, altı yaşında iken de annesi vefat etti. Bu sebepten Peygamber efendimize Dürr-i Yetim (Kainat sedefinde bulunan tek büyük ve en kıymetli inci) lakabı da verilmiştir. Sekiz yaşına kadar dedesi Abdülmuttalibin; onun ölümü üzerine ise amcası Ebu Talibin yanında kaldı. Yirmibeş yaşında Hatice-tül-Kübra validemiz ile evlendi. Bu hanımından doğan ilk oğlunun adı Kasım idi. Bundan dolayı Peygamberimize Ebül Kasım yani Kasımın babası da denildi. Araplarda böyle künye ile anılmak adetti. Kırk yaşında iken, bütün insanlara ve cinne peygamber olduğu Allah tarafından bildirildi. Üç sene sonra herkesi imana çağırmaya başladı. Elliiki yaşında iken Mirac vuku buldu. Miladın 622 yılında 53 yaşında olduğu halde, Mekkeden Medineye hicret etti. Yirmiyedi kere muharebe yaptı. 11 (m. 632) senesinde Rebiul-evvel ayının onikisinde Pazartesi günü öğleden evvel 63 yaşında iken vefat etti.
Allah, bütün peygamberlerine ismi ile hitab ettiği halde, Ona; “Habibim” (Sevgilim) diye iltifat etmiştir. ayet-i kerimede mealen; “Seni alemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiya suresi: 107) ve bir hadis-i kutside de; “Sen olmasaydın, sen olmasaydın, mahlukatı yaratmazdım” buyurdu. Her peygamber, kendi zamanında, kendi mekanında, kendi kavminin hepsinden her bakımdan en üstünüdür. Peygamberimiz Muhammed ise, dünya yaratıldığı günden kıyamet kopuncaya kadar, her zamanda, her memlekette, gelmiş ve gelecek bütün varlıkların her bakımdan en üstünü en faziletlisidir. Hiç bir kimse hiç bir bakımdan Onun üstünde değildir. Cenab-ı Hak, Onu öyle yaratmıştır.