Dua adabından bir kısmı rükündür. Bunlar; Ehl-i sünnet itikadında ve ihlas sahibi olmaktır. Bir kısmı, haramlardan sakınmak gibi şartlardır. Bunların dışında kalanların bir kısmı müsteablar ve mekruhlardır. Diğer bir kısmı da; yapılması, terkinden evla olanlardır.
Bu edebler ve şartlardan bazıları şunlardır:
1- Yemede, içmede, giyimde ve kazançta haramdan sakınmak.
2- İhlaslı olmak.
3- Duadan önce salih amel yapmak. Şiddetli sıkıntı zamanında yaptığı salih ameli zikretmek.
4- Kirlerden ve pisliklerden temizlenmek.
5- Abdestli olmak ve kıbleye yönelmek.
Cabir bin Abdullahın rivayetinde; Resulallah Arafatta kıbleye dönerek akşama kadar dua etti buyurdu. Resulallah; “Muhakkak ki sizin Rabbiniz, haya ve kerem sahibidir. Kulları ellerini kaldırıp kendisinden bir şey istedikleri zaman, onları boş çevirmekten haya eder” buyurdu.
6- Rüku ve secdeli namaz kılmak. (Burada murad, kılınan namazdan sonra yapılacak duadır)
7- İki dizler üzerine oturmak.
8- Duanın başında ve sonunda önce Allaha hamd edip, Resulallaha salevat okumak!
Duaya besmele ile başlamak; Seleme bin Ekva nakletti ki: “Sübhane Rabbiy el aliyy-il-alelvehhab” demeden, Resulü ekremin hiç bir duaya başladığını duymadım.”
Ebu Süleyman Darani buyurdu ki: Allahtan bir şey isteyen kimse, önce salevat-i şerife getirsin, sonra ihtiyacını istesin ve sonra salevat-i şerife ile duasını bitirsin. Allah, iki taraftaki salevat-i şerifeyi kabul ederken aradaki dileği kabul etmemesi Onun keremine yakışmaz.” Resulallah buyurdu ki: “Allahtan bir şey dileyeceğiniz zaman, salevat-i şerife ile başlayın. Zira Allah iki dilekten birini kabul edince diğerini reddetmeme hususunda daha keremlidir.”
9- Ellerini açmak (yani avuçlarını yummamak).
10- İki elleri kaldırmak (yani elleri dizlerden uzaklaştırıp, semaya doğru kaldırmak. Çünkü sema, duanın kıblesidir.)
11- Elleri omuz hizasına kadar kaldırmak.
12- Edeb üzere olmak, (yani zahiren, batınen, söz ve fiille edeb üzere olmak).
13- Huşu üzere olmak. Huşuun korku olduğu söylenmiştir. En doğru olan odur ki, huşudan murad, batının sükunudur. Batının sükun bulmasından, zahirin sükunu meydana gelir. Bunu şu Hadis-i şerif teyit etmektedir; Resulallah, sakalları birbirine karışmış birisini görünce; “Kalbinde huşu olsa idi, azalarında da huşu olurdu” buyurdu. Allah Müminün suresinin ilk iki ayetinde mealen; “Müminler muhakkak kurtulacaktır. Onlar, namazları huşu ile kılanlardır” buyuruyor.
14- Bütün azaları tezellül ve hudu üzere olmak. Yani bütün azaların hudu (boyun eğme) ile beraber, sükun üzere ve hareketsiz olması.
15- Namazda dua edenin, gözlerini semaya kaldırmaması.
16- Allaha, Esma-i hüsnası ve yüce sıfatları ile dua etmek. Allah, Kuran-ı kerimde mealen; “En güzel isimler, Allahındır. O halde Allaha bu isimlerle dua edin. Allahın isimlerinde ilhad edenleri yani isimleri değiştirenleri terk edin. Onlar ahirette yaptıklarının cezasını çekeceklerdir” buyuruyor. (Araf suresi: 180)
17- Duayı, edebi sözlerle yapmaya zorlanmamalıdır.
Duada yapmacık sözlerden sakınmak lazımdır. Dua eden (kapıdaki sail, isteyici gibidir.); tevazu ve huşu içinde istemeli ve külfetli sözlerden sakınmalıdır. Resulallah bu hususta; “İleride, duada haddini tecavüz eden cemaatler türeyecektir” buyurdu.
Duada yapmacık sözler sarf edenleri Allah sevmez. hadiste; “Duada yapmacık sözlerden kaçının. Allahım senden Cenneti ve beni Cennete yaklaştıracak söz ve ameli diler; Cehennemden ve Cehenneme yaklaştıracak söz ve işlerden sana sığınırım demek kafidir” buyruldu.
Allahın sevgili kullarından bir zat, yapmacık sözlerle dua eden bir duahana rastladı. Bunun böyle seci ve yapmacık sözlerle dua ettiğini görünce; “Bu seci ve bu külfeti Allaha karşı mı yapıyorsun? Bilmiş ol ki, ben Habib-i Acemiyi şöyle dua ederken gördüm; Allahım bizi iyilerden yap. Allahım kıyamet günü bizi mahcub etme. Allahım bizi iyi işler yapmaya muvaffak eyle. İnsanlar da onun duasına amin derlerdi. Çünkü duasının makbul olmasıyla tanınmış bir zat idi” dedi.
18- Nağme yaparak dua etmemek.
19- Peygamberleri ve salih kimseleri vesile ederek dua etmek. Çünkü onlar, hem Allaha ve hem de kullarına karşı hakları en kamil şekilde yerine getirmektedir.
20- Dua ederken sesi alçaltmak. Yani gizli olarak dua etmektir. Gizli dua etmek, Allahın katında makbuldür. Ayşe Allahın İsra suresi 110. ayet-i kerimesinde mealen buyurduğu; “Namazında ne fazla sesini yükselt, ne de sesini gizle. Orta derecede oku” kavl-i kerimindeki “bisalatike” den muradı; “Dualarınızı bağırarak yapmayın hafif sesle yapın demektir” buyurdu. Nitekim Allah, duasını gizlice yaptığı için Zekeriyya ı sena etmek (övmek) üzere mealen şöyle buyurdu: “O, Rabbine gizlice niyaz ettiği zaman…” (Meryem suresi: 3)
21- Dua ederken, günahını itiraf etmek.
22- Dua ederken Resulallah efendimizden bildirilen sahih duaları tercih etmek. Çünkü Peygamber efendimizden bildirilen dualar, başka dualara hacet bırakmamıştır.
23- Güzel mana ve maksatları veya Allaha senayı ihtiva eden dualarla dua etmektir.
24- Dua eden önce kendisine, sonra ana-babaya ve diğer müminlere dua etmelidir. Allah, İbrahim ın mealen şöyle dua ettiğini bildirdi: “Ey Rabbimiz! Hesap (ların görüleceği ve mahkeme) kurulacağı kıyamet günü, beni, ebeveynimi ve bütün müminleri bağışla!” (İbrahim suresi: 41).
25- Eğer dua eden imam ise, yalnız kendisine dua etmemelidir.
26- Allahtan azimle istemektir.
Duasında azimli ve kabulünden ümidli olmak suretiyle Allaha karşı hüsn-i zanda bulunmaktır. Bu husustaki hadis-i şeriflerde buyruldu ki: “Dua ettiğiniz zaman; Allahım! Dilersen beni mağfiret eyle, dilersen bana rahmet eyle, demeyin. İsteyeceğinizi kati suretle Allahtan isteyin. Zaten Onu icbar edecek hiç bir kuvvet yoktur.”
“Sizden biriniz dua ettiği zaman kabul olunacağına büyük ümid beslesin. Çünkü onun kabulü Allah için kolaydır.”
“Dua ettiğiniz zaman, kabul olunacağına inanarak Allaha dua edin. Bilmiş olunuz ki, gafletle yapılan duaları Allah kabul etmez.”
Süfyan bin Uyeyne ; “Kimsenin kusurları onu dua etmekten alıkoymasın. Çünkü Allah, en kötü mahluk olan şeytanın bile duasını kabul etmiştir.” Şeytan, rahmet kapısından kovulduğu vakit; “Rabbim! (insanlar) dirilinceye kadar bana mühlet ver” diye dua edince; “Vakt-i maluma kadar mühlet verilmişlerdensin. Sana muayyen bir zamana kadar müsade edilmiştir.” (Araf suresi: 14-15) buyurmuş ve dileğini kısmen olsun kabul etmiştir.
27- İstekle dua etmelidir.
28- Duayı kalbden yapmalıdır. Dua yaparken kalbi hazır bulundurmalıdır (yani kalbi başka düşüncelerden temizlemelidir.)
29- Allahın, duasını kabul edeceğini ümid ederek dua etmelidir.
Tekrar tekrar isteyerek duada ısrar etmektir: İbn-i Mesudun Resulallah hakkındaki rivayetlerde; “Dua ettiği zaman üç kere dua eder ve Allahtan bir şey istediği zaman üç kere isterdi.” Aynı zamanda duada acele edip gecikmekten üzüntü duymamak lazımdır. Zira Resulallah; “Allah duanızı kabul eder. Ta ki dua ettim, hala kabul olmadı deyip acele etmedikçe. Allahtan daha çok isteyin. Çünkü siz kerem sahibinden istiyorsunuz?” buyurmuştur.
Hatta zatın biri; “Allahtan yirmi senedir dilekte bulundum; henüz dileğim yerine gelmedi. Fakat duanın kabul edileceğinden eminim. Bundan ümidimi kesmem, istediğim şey boş ve lüzumsuz şeyleri terketmekte bana yardımcı olmasıdır” dedi.
30- Duayı birkaç kere tekrar etmelidir. Duayı en az üç kere tekrar etmelidir.
31- Dinen uygun olmayan bir şey için dua etmemelidir.
32- Tahaccur etmemeli. Yani, Allahım beni af ve mağfiret et. Benden başkasını af ve mağfiret etme veya Allahım falancayı af ve mağfiret etme dememelidir.
33- Bütün hacetlerini istemelidir.
34- Dua eden ve dinleyen amin demelidir.
35- Dua ettikten sonra ellerini yüzüne sürmelidir.
36- Dua ederken acele etmemelidir.
alimler buyurdular ki; “Kul, Resulallahtan bildirilen zikirlere, sabah, akşam ve muhtelif hallerde ve vakitlerde, gece veya gündüz devam edince Allahı çok ananlardan olur.”
Zikir, sadece tehlil, tesbih ve tekbirden ibaret değildir. Allahın beğendiği ve razı olduğu işleri yapan herkes zikretmiş olur. En faziletli zikir, Kuran-ı kerim okumaktır.
Gece veya gündüz yahut bir namazın peşinden veya bunlardan başka zamanlarda zikredenlerin (Allahı ananların), mümkün olduğu kadar aynı vakitlerde zikredip, bunu ihmal etmemesi gerekir. Böylece, Allahı anma adet haline getirilir.