"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Danyal

İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden. Musa ın dininin hükümlerini tebliğ etmek üzere gönderilmiş bir Nebidir. İsrailoğulları kendilerine gönderilen peygamberleri dinlemeyip, isyan edince, Allah onlara zalimleri musallat etti. Düşmanları tarafından yurtları istila ve kendilerinden bir kısmı esir, bir kısmı da katledildi. Ermiya zamanında İsrailoğulları onu dinlemeyip çok azmışlardı. Azgınlıklarının hat safhaya ulaştığı sırada, zalim bir kral olan Buhtunnasar büyük bir orduyla İsrailoğullarının üzerine yürüdü. Buhtunnasarın orduları Beyt-ül-Makdise girip, Şam bölgesini baştan başa ele geçirdiler. Bunlar, amansız bir şekilde, hiç acımadan ve en ufak bir merhamet göstermeden İsrailoğullarından pek çoğunu katlettiler. Buhtunnasar, Beyt-ül-Makdisi harab ettirdi. Askerlerine emir verip, kalkanlarıyla toprak taşıtarak Beyt-ül-Makdisin içini doldurttu. Sonra diğer yerlerini de toprakla doldurup tamamen harab bir hale soktu. Buhtunnasar, İsrailoğullarını perişan, yurtlarını da harab ettikten sonra, ordusunu alıp Babile döndü. İsrailoğullarından esir aldığı yetmişbin çocuğu da yanında götürüp komutanlarına paylaştırdı.

Danyal , bu sırada genç yaşta olup, Babile götürülen esirler arasında bulunuyordu. Buhtunnasar, Danyal ı daha genç yaşta iken sarayına aldı. Danyal , onun sarayında büyüdü. Buhtunnasar ona rağbet gösterirdi. Bu durum, Buhtunnasarın avanesinin dikkatini çekip, Danyal a hased ettiler. Buhtunnasarın onu yanından uzaklaştırması için çeşitli hilelere başvurdular. Fakat hiç birinde başarılı olamadılar.

Buhtunnasar ve tebaası mecusi idi. Danyal a hased edenler, onun kendi dinlerinden olmadığını, Buhtunnasara; “Bu senin milletinden ve dininden değildir” diye haber verdiler. Buhtunnasar, araştırmaya başladı ve Danyal ın kendi dinlerinden olmadığını anladı. Sonunda onu yanından uzaklaştırıp hapse attırdı.

Buhtunnasar, bundan sonra korkulu bir rüya gördü. Fakat rüyasını unuttu. Bütün kahinlerini, sihirbazlarını toplayarak, rüyasını ve tabirini sordu. Onlar; “Rüyayı söylersen tabir ederiz” dediler. Buhtunnasar onlara kızarak; “Ben sizi böyle günler için saklıyorum. Üç gün içinde rüyamı bilip tabirini yapmazsanız hepinizi öldürürüm” diye tehdit etti. Bu haber halk arasına yayıldı. O sırada hapiste bulunan Danyal , bu hadiseyi işitmişti. Zindancı başına; “Beni Buhtunnasara götürebilirsen rüyasını tabir ederim” dedi. Bunu Buhtunnasara söyleyince kabul etti. Onların adetine göre, Buhtunnasarın yanına giren, önce ona secde ederdi. Danyal , Buhtunnasarın yanına girince secde etmedi. Buhtunnasar; “İçeride kim varsa dışarı çıksın” dedi. Sonra Danyal a; “Niçin secde etmedin?” diye sordu. Danyal ; “Benim Rabbim, başkasına secde etmemek şartıyla bana rüya tabirini öğretti” buyurdu. Bu sözü inceden inceye düşünen Buhtunnasar; “Rabbinin ahdine vefa ettiğin için, sana itimat ederim. O halde gördüğüm rüyayı ve tabirini söyle” dedi.

Danyal ; “Rüyanda bir put gördün. Üst kısmı altından, ortası gümüşten, uçları bakırdan, topukları demirden, ayakları kerpiçten idi. Bu puta hayran hayran bakarken, gökten, putun başına büyük bir taş düştü. Putu un gibi toz haline getirdi. Altın, gümüş, bakır, demir ve kerpiç birbirinden ayrılmayacak halde karıştı. Bir rüzgar esse ortada bir şey kalmayacaktı. Sonra gökten inen taş, büyüdü, büyüdü, öyle oldu ki, yerde ve gökte o taştan başka bir şey görünmez oldu” dedi. Buhtunnasar, rüyasını hatırlayıp; “Doğru söyledin” dedi ve tabirini yapmasını istedi. Danyal da; “Gördüğün put, çeşitli ümmetlerdir. Altın, senin içinde bulunduğun ümmettir. Gümüş, senden sonra oğlunun hakim olacağı ümmettir. Bakır, Rumlardır. Demir, Acemlerdir. Kerpiç, Rumlara ve Acemlere hükümdar olan iki kadındır. Gökten inip putu darmadağın edip toz haline getiren taş ise ahır zamanda gelecek olan bir peygamber (Muhammed ) ve Onun getireceği dine işarettir. O peygamberin getireceği din (İslamiyet) bütün dinlerin hükümlerini nesh edecek yani yürüdükten kaldıracak, bütün dünyaya yayılan bir din olacaktır” buyurdu. Danyal rüyasını tabir edince, Buhtunnasar; “Gördüğüm rüya aynen böyle idi” dedi. Onun bu rüyayı hatırlatmasından ve tabirinden memnun oldu ve; “Senin bu hizmetin beni çok memnun etti. Sana bunun karşılığını vereyim. Şu üç şeyden birini tercih et. İstersen seni serbest bırakayım, kendi memleketine dön. Beyt-i Mukaddesi imar et. Sana yardım edeyim. İstersen tebama emir vereyim sana ve bağlı olanlarına hürmet etsinler, istediğiniz gibi gezip dolaşınız. Dilersen yanımda kal, sana ve sana tabi olanlara yardımda bulunayım” dedi. Bunun üzerine Danyal Buhtunnasara şöyle dedi: “Ey Melik! Bizim diyarımızın harab olması Allahın takdiri iledir. Onun imarına kimsenin gücü yetmez. İstediğimiz yerde serbest seyahat etmemize gelince, senin etrafa emir yaymana ihtiyacım yoktur. Benim ve bana tabi olanlar için en uygun yol, yine burada kalıp kendi halimizce meşgul olmaktır.”

Danyal ın bu tercihi üzerine, Buhtunnasar, idaresi altında bulunan memleketin ileri gelen meşhur devlet adamlarını, kumandanlarını bir araya topladı. Onlara şöyle dedi: “Danyal hikmet ehli, akıllı, zeki bir kimsedir. Onun ilmi ile, gördüğüm rüyamın beni huzursuz ve dağınık bir hale sokmasından kurtuldum. Onun bu izahı beni gafletten uyandırdı. Bundan sonra memleketin işlerini ona havale ettim. Benim emirlerim Danyalın fermanına uygun olmazsa kabul etmeyiniz. Benim ona muhalefetim olursa kabul etmeyiniz!” Toplananlar, Danyal ın bu derece hürmet görmesini ve ona değer verilmesini hayretle karşıladılar. Ona karşı hased ettiler. Babil diyarının ileri gelenleri, Buhtunnasarın, Danyal dan bu vazifeyi alması için yoğun bir faaliyete giriştiler. Buhtunnasara şöyle dediler; “Ey Melik! Bundan önce senin yanında biz kıymetli ve itibarlı tutuluyorduk. Bu sebeple de teba ve askerler bizden çekinip itaat ediyordu. Şimdi biz işten elçekip, kenara itilmiş bir hale düştük. Düşmanlarımız ise üzerimize gelmek için hazırlanıp, yakında harekete geçeceklerdir. Devlete ve saltanata zarar gelmiştir. Bunun sonu düşmana karşı mağlub olup, yıkılmaktır. Böyle bir iş yapmakla, hata etmiş olduğunun farkına varmanı istiyoruz”. Buhtunnasar bunlara şöyle cevap verdi: “İnsan hatadan hali olmaz. Hatam varsa kabul ederim. Ancak Danyal , hikmet ehli, faziletli ve herkesin işini görmektedir. Akıllı olan kimselere, onun hakkında böyle konuşmak yakışmaz. Zira onun sizlerden çok faziletli ve üstün olduğunu defalarca denedim. Sizin akıl ve idrakinizin az olduğunu gördüm. Bu sebeple devlet işlerini ona havale ettim.”

Devletin ileri gelenleri, Buhtunnasarı bu yollardan ikna edemeyeceklerini anlayınca, başka hileler aramaya başladılar. Buhtunnasar ve tebaası ateşperest idiler. Danyal a hased edenler, Buhtunnasara şöyle dediler: “Danyal her şeye kadir ve her şeyi bilen bir Allaha inanıyor. Eğer sen bize izin verirsen, sana büyük bir put yapalım. O put da sana bilinmeyen şeyleri haber versin (!)” dediler. Buhtunnasar; “Eğer dediğiniz gibi bir şey yapıp ispat edebilirseniz, makbulümdür” diyerek izin verdi. Bunun üzerine, bu teklifi yapan ahmaklar, ustalarını toplayıp çeşitli madenleri birleştirerek geniş ve yüksek bir put yaptılar. Putun başına da süslü bir taç koydular. Yanına da büyük bir ateş yakıp, halkın puta secde etmesini söylediler. Puta secde etmeyeni ise tutup ateşe attılar. Böylece İsrailoğullarından, onların elinde esir olanlardan pek çok kimse ateşe atılmak suretiyle yakılarak öldürüldü. Rivayete göre Danyal ve yanında bulunan dört kişiyi de ateşe atmışlardır. Fakat Allahın koruması ile ateş onları yakmamıştır. Buhtunnasar bu hali sarayından seyredip, yanmadıklarını hayretle görmüştür.

Abdullah bin Ebi Huzeylden gelen bir rivayette ise, Buhtunnasar, Danyal ı (kendi dininden olmadığı için veya Buhtunnasara yahutta, Buhtunnasarın resmine secde etmediği için) içinde, arslanların bulunduğu bir kuyuya atmıştır. Böylece, onun arslanlar tarafından parçalanmasını istemiştir. Fakat Danyal arslanların arasına atılınca, Allahın koruması ile arslanlar ona hiç dokunmamışlardır. Daha sonra, Danyal , atıldığı kuyudan sağ salim kurtulmuştur. Buhtunnasarın ölmesinden sonra da Behmen bin İsfendiyar tarafından Üzeyr ile birlikte Kudüse gönderilmiştir. Danyal Kudüse gittikten bir müddet sonra, Ehvaz yakınında bulunan Suse şehrinde vefat etmiştir.

Hazret-i Ömer, halifeliği sırasında Ebu Musel-Eşariyi bir orduya kumandan tayin edip, ordusuyla Suse şehri üzerine göndermişti. Ebu Musel-Eşari, bu şehirde Danyal ın kabrini buldu. Ömere durumu bildirip, aldığı emir üzere, İslamiyetin emrine uygun olarak yeniden defnetti. Rivayete göre bir nehrin suyunu set ile kesip nehrin yatağına defnetmiş, sonra nehrin suyunu salmıştır. Kabrini Ebu Musel-Eşariden başka bilen olmamıştır.